PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

‘Bihter’ Filminden İlk Kareye #prizmabet ‘The Witcher’ın 3. Sezonuna Dizi ve Filmlerle İlgili Gelişmeler

Sinema ve dizi dünyasından bir hafta boyunca konuşulan haberlerle karşınızdayız. Yeni filmler ve yeni dizilerle ilgili, oyuncularla ilgili tüm haberler içeriğimizde. Bakalım bu hafta ne gibi haberler gündem olmuş? 🎬 Kaynak: ranini, CapaMagSinema …

Sinema ve dizi dünyasından bir hafta boyunca konuşulan haberlerle karşınızdayız. Yeni filmler ve yeni dizilerle ilgili, oyuncularla ilgili tüm haberler içeriğimizde. Bakalım bu hafta ne gibi haberler gündem olmuş? 🎬

Kaynak: ranini, CapaMagSinema , MovieGrafMG , beyazperde, popgek

1. Başrollerini Pınar Deniz ve Uraz Kaygılaroğlu’nun üstlendiği Disney+’ın dizisi Aktris’ten yeni bir afiş yayımlandı.

Dizi; gündüzleri oyunculuk yapan, geceleri ise kurbanlarını topluma zarar veren kişilerden seçen bir seri katile dönüşen Yasemin’e odaklanacak.

2. Neil Gaiman, The Sandman’in 2. sezon senaryosunun tamamlandığını açıkladı.

Dizinin 2. sezon 1. bölüm oyuncu kadrosunu şekillendirmek için çalışmalar yapılıyor.

3. Rachel McAdams, oyunculuğa ara verdiği dönemde; The Devil Wears Prada, Casino Royale, Mission: Impossible III, Iron Man, ve Get Smart gibi pek çok filmi reddettiğini dile getirdi.

4. Martin Scorsese’nin yeni filmi Killers Of The Flower Moon’un final versiyonun ekran süresi 3 saat 26 dakika olarak açıklandı.

5. Twilight dizisi yapım aşamasında.

6. Susan Downey, Sherlock Holmes 3 filminin üzerinde çalıştıklarını ve doğru zaman geldiğinde filmin çekileceğini dile getirdi.

7. Başrolünde Henry Cavill’in yer aldığı yeni Guy Ritchie filmi The Ministry Of Ungentlemanly Warfare’ın çekimleri tamamlandı.

Filmin çekimlerinin büyük bir kısmı Türkiye’de gerçekleştirildi.

8. Bihter filminin setinden Farah Zeynep Abdullah ve Boran Kuzum.

9. Heartstopper’ın 2. sezonu 3 Ağustos’ta izleyiciyle buluşacak.

10. The Witcher’ın 3. sezonundan ilk poster yayınlandı.

11. The Crowded Room dizisinden Tom Holland’ın yer aldığı yeni bir görsel yayımlandı.

Dizi, 9 Haziran’da Apple TV+ üzerinden izleyiciyle buluşacak.

12. Amber Heard’ün, Aquaman and the Lost Kingdom filminde yer aldığı resmi olarak doğrulandı.

13. Showtime, Neil Patrick Harris’in başrolünde yer aldığı ve Netflix tarafından ilk sezonunun ardından iptal edilen Uncoupled’a 2. sezon onayını verdi.

14. Black Mirror, 6. sezonuyla haziran ayında dönüyor.

Black Mirror’un 6. sezonda rol alan oyuncular; Aaron Paul, Anjana Vasan, Annie Murphy, Clara Rugaard, Josh Hartnett, Kate Mara, Myha’la Herrold, Paapa Essiedu, Rob Delaney, Salma Hayek Pinault, Samuel Blenkin ve Zazie Beetz.

15. Bob Odenkirk, The Bear’ın 2. sezon kadrosuna dahil oldu.

16. Yönetmeni Selcen Ergun, başrolünde Merve Dizdar’ın yer aldığı ilk uzun metraj filmi Kar ve Ayı ile 66. San Francisco Uluslararası Film Festivali’nde Yeni Yönetmenler ödülüne layık görüldü.

17. Smile devam filmi resmi olarak geliştirme aşamasında.

18. Rihanna, yeni Şirinler animasyon filminde Şirine’yi seslendirecek. Filmde Rihanna’nın yazıp seslendirdiği yeni şarkılar da yer alacak.

19. Dune: Part II’dan ilk görseller geldi.

👇

👇

👇

Haftanın fragmanlarıyla devam edelim:

Pedro Almodóvar’ın Brokeback Mountain’a cevabı Strange Way of Life’dan ilk fragman yayınlandı.

The Flash’ın yeni fragmanı yayınlandı.

Henry Cavill’i son kez Geralt olarak izleyeceğimiz The Witcher’ın 3. sezonu 1. Kısmı’yla 29 Haziran’da dönüyor.

Başrolünde Sydney Sweeney’in yer aldığı yeni HBO filmi Reality’den ilk fragman yayımlandı. Film, 29 Mayıs’ta izleyiciyle buluşacak.

Borsa’da Oynaklık Artarken, #prizmabet Dolar Başrolde: 24-28 Nisan Haftasında En Çok Kazandıran Hisseler

24-28 Nisan haftasında piyasalarda oynaklık hakim oldu. Küreselde işlemler bankacılık krizi çevresinde geçerken, yurt içinde Borsa İstanbul’da düşüşler, dolarda bir açılan bir kapanan makaslar, oluşan çoklu kurlar ve seçim tartışmaları etkili olmaya …

24-28 Nisan haftasında piyasalarda oynaklık hakim oldu. Küreselde işlemler bankacılık krizi çevresinde geçerken, yurt içinde Borsa İstanbul’da düşüşler, dolarda bir açılan bir kapanan makaslar, oluşan çoklu kurlar ve seçim tartışmaları etkili olmaya devam ediyor. Altın, ABD’yi takip ederken, içerde Kapalıçarşı ve Merkez Bankası ekseninde hafta sonuna doğru yüzünü gösterdi. Bakalım bu ortamda Borsa İstanbul, dolar ve altında seyir ne yönde olmuş? Buyurun👇

Piyasalarda bu hafta Borsa kaybetti, dolar ve altın kazandı.

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 7,86 oranında kayıpla tamamlarken, gram altın fiyatı bu hafta yüzde 0,56 oranında yükselişle 1.244,75 TL’den kapanış yaptı.

Dolar, yüzde 0,24 oranında, euro da TL karşısında yüzde 0,85 oranında değer kazandı.

İngiliz Sterlini, bu hafta TL karşısında değer kazanarak 24,4808 lira olurken, İsviçre Frangı hafif gerileyerek 21,7457 liradan alıcı buldu.

Borsa İstanbul’da hisseleri işlem gören en değerli şirketler, 229 milyar 338 milyon lirayla Sasa Polyester (SASA), 191 milyar 840 milyon lirayla Koç Holding (KCHOL) ve 188 milyar 579 milyon lirayla Ford Otosan (FROTO) oldu.

Borsa İstanbul’da BİST 100 hisseleri içinde en çok işlem gören hisseler de 15 milyar 161 milyon lirayla Türk Hava Yolları (THYAO), 12 milyar 756 milyon lirayla Ereğli Demir Çelik (EREGL) ve 8 milyar 171 milyon lirayla Koza Altın (KOZAL) oldu.

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 7,86 oranında düşüşle 4.617,93 puandan tamamlarken, sanayi endeksi yüzde 7,52 ve bankacılık endeksi de yüzde 8,33 oranında düşüşle haftayı tamamladı.

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksine dahil hisse senetleri arasında bu hafta da en çok yükselen yüzde 6,18 ile Coca Cola (CCOLA) oldu. Onu yüzde 3,33 ile Alfa Solar Enerji (ALFAS), yüzde 3,26 ile Anadolu Grubu Holding (AGHOL) izledi.

Hisseler arasında en çok değer kaybedenler ise yüzde 22,70 ile İpek Enerji (IPEKE), yüzde 20,81 ile Koza Madencilik (KOZAA), yüzde 16,90 ile Koza Altın (KOZAL) şeklinde sıralandı.

Strateji Oyunlarına Yeni Başlayanlar İçin En İyi Oyunlar #prizmabet

Sıra tabanlı taktik oyunları, bir zamanlar PC’lerdeki en popüler oyunlardan bazılarıydı. Şimdilerde eski popülerliklerini bir nebze de olsa kaybetmiş olan strateji oyunları son yıllarda geri dönüş yapıyor. Bu oyunlar, inandırıcı askeri taktiklerin ve …

Sıra tabanlı taktik oyunları, bir zamanlar PC’lerdeki en popüler oyunlardan bazılarıydı. Şimdilerde eski popülerliklerini bir nebze de olsa kaybetmiş olan strateji oyunları son yıllarda geri dönüş yapıyor. Bu oyunlar, inandırıcı askeri taktiklerin ve savaşın simülasyonunu içerir. Günümüzde tür, eskisi kadar kısıtlayıcı da değil. Çok sayıda değişiklik geçirdi ve ilham verici varyasyonlarla karşımızdalar. Tüm bunlar, yeni gelenler için dalıp keşfedebilecekleri pek çok eğlenceli seçeneğin olmasını sağlıyor. Yeni başlayanlar için en iyi strateji oyunlarını listeledik.

Wildermyth

Wildermyth en az değer verilen bağımsız oyunlardan biridir. Bu oyun, hayranların şimdiye kadar deneyimledikleri hiçbir şeye benzemeyen bir rol yapma deneyimi sağlamak için hem taktiksel dövüşün hem de prosedürel hikaye anlatımının en iyilerini birleştiriyor.

XCOM: Enemy Unknown

XCOM, birçok kişi tarafından oldukça zor ve zorlu bir seri olarak kabul edilir. Bu, hikayenin de kendi başına eğlenceli olmasıyla birlikte, çok bunalmış hissetmeden savaşın tadını çıkarmalarına yardımcı olur. Dövüş sistemi özellikle erişilemez değil, sadece oyun hataları ciddi şekilde cezalandırıyor.

Final Fantasy Tactics

Final Fantasy Tactics fanların tarafından şimdiye kadar yapılmış en büyük Final Fantasy yan ürünlerinden biri olduğunu söyleniyor. Hikaye ve oynanış  bağımlılık yaratan bir deneyim sunar. İş sistemi ve savaş mekaniği, kişinin kafasını karıştırması için biraz zaman alabilir, ancak bu mekaniklerde ustalaşmak, sonsuz derecede tatmin edici bir deneyim sağlayacaktır.

Gears Tactics

X-Com’dan ilham alınarak yapılan Gears Tactics her ne kadar çocuk oyuncağı olmasa da türün standartlarına göre özellikle zor değil ve zorluk seviyesi tutarlı bir oranda artıyor.

Into The Breach

Strateji oyunları, bazı insanları tam deneyimin tadını çıkarmaktan alıkoyabilen yoğun çalışma ile ağzına kadar dolu olabilir. Ancak Into the Breach bu sıkıcılıktan kaçmayı ve keyifli bir deneyim sunmayı başarıyor.

Civilization 6

Civilization serisi, en sevilen sıra tabanlı strateji oyunlarından biridir. Bu türe girmek isteyen oyuncular, serinin mevcut bölümlerinden herhangi birini alabilirler. Ya da en son çıkan Civilization 6 oyununu doğrudan seçebilirler. Hangi oyunu seçerlerse seçsinler, oyuncuların unutamayacakları bir deneyim sunacaktır.

Age Of Wonders: Planetfall

Age of Wonders: Planetfall, Age of Wonders serisinin beşinci oyunudur. Hız değişikliği arayan oyuncuların ilgisini çekmesi gereken bir Bilim Kurgu ayarına sahip ve  kolay bir kullanıcı arayüzüne sahiptir. Oyuncu, mevcut altı grup arasından seçim yapabilir. Bu grupların her birinin farklı bir oyun stili ve stratejisi vardır. Oyun, karmaşık çeşitlilik ve yaklaşılabilirliğin ilginç bir karışımını sunuyor ve türe iyi bir giriş noktası.

Total War: Warhammer 3

En yeni Total War projesi olan Warhammer 3, serideki tartışmasız şimdiye kadarki en kolay oynanışa sahip ve bu da onu sıra tabanlı stratejiye yeni başlayanlar için mükemmel bir seçim yapıyor. Oyun serinin diğer oyunlarından bağımsız olduğu için strateji oyunlarına giriş için en uygun seçeneklerden birisi.

Europa Universalis 4

Orta Çağ Avrupası siyasi oyunlarından hoşlanan oyuncular Europa Universalis 4’e aşık olacaklar. Çoğu strateji oyununun stratejisinin iki yönü vardır; kaynak yönetimi ve savaş stratejisi. Ancak Europa Universalis, ortaçağ Avrupa’sında bir krallığı simüle etmeyi hedefliyor ve bununla birlikte birçok kavramı içinde bulunduruyor.

Stellaris

Stellaris uzak bir uzay yolculuğu geleceğinde geçiyor. Oyunculara yıldızlararası bir ortamda bir tür ve bir hükümet üzerinde kontrol verilir. Dev bir oyun alanına izin veren ışıktan hızlı yolculuğun keşfedilmesinden sonraki bir zamanda geçiyor. ‘Kazanmak’ diğer oyunlar kadar net değildir ve birçok şey bir oyuncunun Stellaris evreninde ne kadar başarılı olduğunu belirleyebilir.

Gelmiş Geçmiş En İyi Komedi Dizilerinden ‘Yahşi Cazibe’ #prizmabet Oyuncularının Yıllar İçindeki Değişimi

Türk televizyonlarının en sevilen komedi dizilerinden Yahşi Cazibe’nin üzerinden yıllar geçse de tekrar bölümleriyle hala en çok izlenen diziler arasında yer alıyor. Yahşi Cazibe dizi oyuncularının yıllar içindeki değişimlerini sizler için derledik …

Türk televizyonlarının en sevilen komedi dizilerinden Yahşi Cazibe’nin üzerinden yıllar geçse de tekrar bölümleriyle hala en çok izlenen diziler arasında yer alıyor. Yahşi Cazibe dizi oyuncularının yıllar içindeki değişimlerini sizler için derledik.

2010-2012 yılları arasında atv’nin en sevilen sit-comlarından Yahşi Cazibe’yi muhakkak hatırlarsınız!

Cazibe adlı Azeri bir kadının Türkiye’de oturum izni almak için formalite evlilik yapmasıyla başlayan dizi, Cazibe’nin formalite kocası Kemal, onun sevgilisi Simge ve yarım akıllı arkadaşı Barış’ın başına gelen birbirinden komik olayları anlatıyordu.

93 bölüm süren dizi Türk televizyon tarihinin en sevilen komedi işlerinden olsa da final bölümünde Cazibe’nin dolandırıcı olarak gösterilmesi izleyicilerden epey tepki almıştı.

Kötü finaline rağmen üzerinden yıllar geçse de her tekrar bölümünü keyifle izleten Yahşi Cazibe oyuncularının yıllar içindeki değişimlerini sizler için sıraladık.

Peker Pekmez – Peker Açıkalın

Kemal Kükreyen – Hakan Yılmaz

Cazibe Abbasova – Aslıhan Gürbüz

Tutkunaz – İnci Pars

Simge – Hande Katipoğlu

Erdoğan – Serhan Arslan

Itır – Ege Kökenli

Ziverbey – Erdal Türkmen

Makbule – Belma Canciğer

Barış – Gökçe Özyol

Siz Yahşi Cazibe oyuncularının yıllar içindeki değişimlerini nasıl buldunuz? Yorumlarda buluşalım…

Gizemli Kayıp: Tüm Mürettebatın ve Yolcuların Hayatını #prizmabet Kaybettiği 370 Sefer Sayılı Uçak Hakkında Her Şey!

Malezya Havayolları’nda 2014 gerçekleşen MH370 sayılı seferi büyük bir trajediyle sonlanmıştı. Kaybolan uçağın parçaları 3 senelik bir süreçte birçok farklı yerde bulundu. Gizemli bir şekilde ortadan kaybolan uçağın tüm mürettebatıyla birlikte …

Malezya Havayolları’nda 2014 gerçekleşen MH370 sayılı seferi büyük bir trajediyle sonlanmıştı. Kaybolan uçağın parçaları 3 senelik bir süreçte birçok farklı yerde bulundu. Gizemli bir şekilde ortadan kaybolan uçağın tüm mürettebatıyla birlikte yolcularının da hayatını kaybettiği bu olay hala gizemini korkuyor. Biz de bu içeriğimiz de geçmişten günümüze MH370 gizemi hakkındaki tüm bilgileri anlattık. Buyurun…👇

GörsellerBBC

Kaynak: https://www.theguardian.com/tv-and-ra…

Malezya Havayolları’nın MH370 seferi 8 Mart 2014 tarihinde gerçekleşmişti. Fakat bu uçağın ve içindeki yolcuların başına son derece trajik bir olay geldi.

Kuala Lumpur’dan Pekin’e giden uçak, birden ortadan kayboldu.

Bu kayıp o kadar gizemliydi ki Avustralya’nın batısındaki Hint Okyanusu’ndan Orta Asya’ya uzanan detaylı bir araştırmaya sebep oldu. 370 sayılı uçağın kaybolması, tarihin en çok merak edilen kayıp vakalarından biri haline geldi.

Yerel saate göre 12.41 sularında kalkışa geçen uçak 10 bin 700 metre yükseklikteydi.

Saat 13.01 sularında ise raporlama merkezi (ACARS) uçağa performans analizi yapmak adına bazı sinyaller gönderdi. Saat 13.07 sularında ise merkez, son iletisini gönderdi ve uçağın sistemi birden kapandı.

Mürettebattan gelen son sesli mesaj 13.19’da geldi. Bundan 2 dakika sonra da uçağın hava kontrolü ile iletim kuran transponderi kapatıldı.

Saat 13.30’da Malezya askeri ve sivil radarı, MH370 uçağını takip etmeye başladı. Malay yarımadası üzerinden güneybatıya, ardında da Malakka Boğazı üzerinden kuzeybatıya uçtu. Saat 2.22’de Malezya askeri radarı Andaman Denizi üzerindeyken uçakla olan tüm sinyalleri birden kaybetti.

Hint Okyanusu üzerinde bulunan sabit yörüngedeki bir Inmarsat uydusu, 370 sayılı uçaktan bazı sinyaller almaya başladı.

Sonrasında da uçağı sabah 8.11’de tespit etti.

Uçak için ilk aramalar, Güney Çin Denizi’nde yoğunlaştı.

Transporder kapatıldıktan kısa bir süre sonra 370 numaralı uçuşun batıya doğru yöneldiği belirlendikten sonra arama çalışmaları Malakka Boğazı ve Andaman Denizi’ne taşındı.

Uçağın kaybolmasından bir hafta sonra (15 Mart) Inmarsat’ın analizi açıklandı.

Sinyal analizi uçağın yerini tam olarak belirleyemese de sinyallerden biri Java’dan güneye doğru Avustralya’nın güneybatısındaki Hint Okyanusu’na, diğeri de Vietnam’dan Türkmenistan’a kadar uzanan bir lokasyonda olduğunu gösterdi.

Not: Görsel, Rusya’daki bir uçak kazasına aittir.

24 Mart’ta Malezya Başbakanı Najib Razak, son bulunan sinyallerin izine dayanarak uçağın Avustralya’nın 2 bin 500 kilometre güneybatısındaki Hint Okyanusu’nun uzağında bir yere düştüğünü açıkladı.

Bu nedenle uçakta kimsenin hayatta kalmadığı sonucuna varıldı. Uçağın enkazı uzaklık sebebiyle askıya alındı.

6 Nisan’dan sonra bir Avustralya gemisi, Batu Avustralya’da 2 bin kilometre kuzeybatısında yer alan Perth’in uçuş kaydedicilerden birkaç ping tespit etti.

AAIB tarafından veriler detaylı bir şekilde analiz edildi ve saat sabah 8.19’da daha net sinyal tespitleri elde edildi. Bundan sonraki aramalar, daha detaylı olması adına robotik denizaltılar kullanılarak gerçekleştirildi. Bunların yanı sıra denizaltılar enkaz bulamadı ve bu pinglerin bozuk bir kablodan gelmiş olabileceğini dile getirdi.

MH370 uçağının ilk enkaz izleri, Hint Okyanusu’nun 3 bin 700 kilometre batısında 29 Temmuz 2015’te bulundu.

Sonraki bir buçuk yıl boyunca, Tanzanya, Mozambik, Güney Afrika, Madagaskar ve Mauritius kıyılarında toplamda 27 parça bulundu. Bu parçalardan 17’sinin muhtemelen MH370 sayılı seferden geldiği tahmin ediliyordu.

Kabinin içerisinden iki parça bulundu. Bu nedenle uçağın parçalandığı düşünülüyordu.

Ancak uçağın havada mı parçalandığı yoksa okyanusa mı düştüğü belirlenemedi. Tanzanya’da bulunan uçak kanatlarının incelenmesi sonucunda uçağın kontrollü bir şekilde iniş yapmadığı anlaışdıl.

Bazı araştırmacılar uçağın dikey olarak suya çarpmış olabileceğini söyledi.

Enkaz yerleri, Hint Okyanusu’ndaki arama yerlerini epey bir daralttı. Çünkü olsa bir çarpışmada uçağın Afrika’ya sürüklenerek enkaza dönüşeceği fikri pek mantıklı değildi.

Malezya, Avustraylya ve Çin hükümetleri, 2017’nin Ocak ayında araştırmaları durdurdu.

Temmuz 2018’de ise Malezya hükümeti, MH370 ile alakalı nihai raporu yayınladı. Rapora göre teknik arızalar pek olası değildi ve uçuş istikametindeki değişiklikler manuel olarak yapıldı. Ancak araştırmacılar, uçağın neden ve nasıl ortadan kaybolduğunu belirleyemedi.

Uçağın düşmesi ve kaybolmasıyla alakalı birçok teori bulunuyor.

Bu teorilerin arasında uçağın yakıtının yeterli olmaması ve radyo vericilerinin bozuk olması gibi bazı şok edici teoriler var.

Bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse… İlk teori ile başlayalım: “Bu uçuş bir toplu katliam planıydı.”

İddiaya göre 53 yaşındaki kaptan pilot Zaharie Ahmad Shah, uçuş simülatöründe prova yaparak bunu alenen planladı. Teoride uçağın bilinçli olarak kontrol edildiği ya da uçağın yakıtı bittiği için otomatik pilota bazı yönergeler verdiği söyleniyor.

Bir diğer teori ise hipoksi.

Hipoksi, uçak kabini gibi kapalı bir sistemin basıncında meydana gelen düşüş olarak tanımlanıyor. Bu düşüş; insan hatası, mühendislik arızası, malzeme yorgunluğu veya darbe nedeniyle meydana gelebiliyor.

Peki bu olaya “terör” sebep olmuş olabilir mi?

Bu senaryoda ise bir terör eylemcisi uçağı ele geçirdi ve başka bir istikamete uçmasını dikte etti.

Siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Kızılcık Şerbeti 23. Bölüm İzleme Ekranı: #prizmabet Kızılcık Şerbeti Son Bölüm Tek Parça Full İzle

Gold Film imzalı başarılı yapım Kızılcık Şerbeti, bu hafta merakla beklenen 23. bölümüyle seyirci karşısına çıktı. RTÜK kararıyla durdurulan dizi, Show TV erkanlarında büyük ilgiyle takip edildi. Yeniden seyirci ile buluşan Kızılcık Şerbeti, her …

Gold Film imzalı başarılı yapım Kızılcık Şerbeti, bu hafta merakla beklenen 23. bölümüyle seyirci karşısına çıktı. RTÜK kararıyla durdurulan dizi, Show TV erkanlarında büyük ilgiyle takip edildi. Yeniden seyirci ile buluşan Kızılcık Şerbeti, her bölümüyle olduğu gibi bu bölümüyle de sosyal medyada ses getirdi. Başrollerinde sevilen oyuncular Barış Kılıç, Evrim Alasya, Sıla Türkoğlu, Sibel Taşçıoğlu, Müjde Uzman, Doğukan Güngör ve Settar Tanrıöğen’ün rol aldığı dizi seyirciden tam not almayı da başardı. Reytingleri alt üst eden Kızılcık Şerbeti dizisinin son bölümü, kaçıranlar veya yeniden izlemek isteyenler için Onedio’da! 

İşte, Kızılcık Şerbeti 23. bölüm izleme ekranı ve son bölüm özeti!

Kızılcık Şerbeti RTÜK kararında son durum

Sevilen dizi Kızılcık Şerbeti’nin RTÜK tarafından verilen 5 kez yayın durdurma cezasının 7 Nisan itibarıyla uygulanmasına karar verilmişti. İtiraz hakkını kullanan Show TV’nin itiraz talebi yüksek mahkeme tarafından değerlendirildi. 

Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı ile birlikte RTÜK’ten de savunma istedi. Böylece Kızılcık Şerbeti’nin merakla beklenen 23. bölümü 28 Nisan Cuma akşamı seyirciyle buluştu.

Kızılcık Şerbeti Dizisinin 23. Bölüm Özeti

Ömer, oğlu Metehan’ı kurtartmak için üstlendiği suç yüzünden tutuklanıyor, ancak kısa zamanda gerçekler ortaya çıkıyor ve Ömer aklanıyor.

Ömer ile Kıvılcım’ın arası açılıyor.

Ömer, yaşananlar için Kıvılcım’ı suçladığı için kırgınlığı kolay kolay geçecek gibi görünmüyor.

Ömer’in yanı sıra Ünal ailesi de olanlar için Kıvılcım’ı suçluyor.

Kıvılcım, olanlarla ilgili kendini açıklamaya çalışsa da kimseye durumu anlatamıyor. Bu süreçte en büyük desteği Doğa’dan görüyor.

Doğa ile Fatih’in arası açılıyor.

Doğa, annesine destek olunca Fatih, amcasının başına gelenler için Kıvılcım’ı suçluyor ve Doğa’ya karşı da cephe alıyor.

Umut, Nursema ile görüşmenin yollarını arıyor.

Nursema, Umut’a olan hislerine rağmen boşanmadan Umut’la görüşmek istemiyor. Umut ise Nursema’yı görmek ve onunla iletişim kurmak için yaratıcı çözümler üretiyor.

Abdullah, Alev’e hediye alıyor.

Abdullah, Nursema’ya olan destekleri için Alev’e teşekkür etmek istiyor ve hediye alıyor.

Abdullah’ın hediyesi Sönmez ile Alev’in arasını açıyor.

Abdullah’ın Alev’e aldığı saat Sönmez’in dikkatini çekiyor. Bu konuda Alev’le sorunlar yaşamaya başlayan Sönmez’e durumu açıklayıp Alev’in rahat bir nefes almasını sağlayan da yine Abdullah oluyor.

Nilay’ın hayatı alt üst oluyor.

Nilay, günden güne dibe çekiliyor ve hayatının hatasını yapıyor…

Kızılcık Şerbeti 22. Bölüm Özeti: Kızılcık Şerbeti Önceki Bölümde Neler Olmuştu?

Abdullah, kızını eve dönmek için ikna etmeye çalışıyor. Nursema ise Abdullah koşullarını kaybetince eve dönüyor. Fakat Nursema, Pembe’nin gerçekleri öğrenmesi için diretmekten vazgeçince Abdullah bir nebze de olsa rahatlıyor. Yine de yaşananlar onu derinden sarsıyor. 

Fatih, Doğa’ya bir sürpriz yapıyor. Fatih’in sürprizi ikili arasında istediği gibi bir etki yaratmıyor. Doğa’ya aldığı araba çift arasında sorunlara neden oluyor. Bu arada Nilay, dolandırılıyor ve hayatında olumsuzluklar üst üste gelmeye başlıyor. 

Mustafa ve Sönmez’in restoranı açılıyor. İki aile restoran açılışında bir araya geliyor. İki aile arasında sular duruldu derken yaşanan olay Kıvılcım ve Ömer’i zor durumda bırakıyor. Kıvılcım, Çimen’in bilgisayarında uygunsuz fotoğraflar buluyor. Fotoğrafların Metehan ile ilişkisi olduğunu düşünen Kıvılcım çocukları korumak istiyor, ancak işler bir anda rayından çıkıyor. Ömer, tutuklanıyor ve Kıvılcım ile Ömer’i büyük bir sınav bekliyor. 

İşte, Kızılcık Şerbeti’nin son bölümleri 👇

Yalı Çapkını 23. Bölüm İzleme Ekranı

KIZILCIK ŞERBETİ SON BÖLÜM TEK PARÇA FULL İZLE

Afrikalılar Kılıçdaroğlu’na Destek Verdi mi, #prizmabet İnce 10 Milyon Yardım Aldı mı? Son Günlerde Tartışılan 7 İddia

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada viral olan, haber sitelerinde ve hatta gazetelerde kendine yer bulmuş bazı haberler gerçeği yansıtmıyor ancak ilk etapta hepimiz bunun tersi olduğunu düşündük. Gelin Nisan’ın son haftasında gündemimizi meşgul eden …

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada viral olan, haber sitelerinde ve hatta gazetelerde kendine yer bulmuş bazı haberler gerçeği yansıtmıyor ancak ilk etapta hepimiz bunun tersi olduğunu düşündük. Gelin Nisan’ın son haftasında gündemimizi meşgul eden bu haberler neymiş ve işin aslı nasılmış hep birlikte öğrenelim.

Kaynak: Teyit.org, doğrulukpayı

1. İddia:

Sonuç: YANLIŞ

  • Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” başlıklı videosu Twitter tarihinin en çok izlenen videosu değil.

  • Twitter’da 100 milyondan fazla izlenen videolar mevcut.

  • Teyit’in ulaştığı ve iddiayı yaygınlaştıran kullanıcı iddianın doğru olmadığını fark edince paylaşımını kaldırdığını belirtti.

2. İddia: Maksut Serim, Muharrem İnce’ye 10 milyon gönderdi.

Sonuç: YANLIŞ

  • Dekont görseli montajlanmış.

  • Orijinal görselde gönderen kısmında Kerime Oruç, alıcı kısmında Elif Duman adı yer alıyor.

  • Dekontta başka biri adına 400 TL’lik işlem yapılmış.

  • Montajlanan dekonttaki yazı tipleri arasında farklılıklar dikkati çekiyor.

3. İddia:

4. İddia: Türk Subayı HÜDA PAR başkanının elini sıkmadı.

Sonuç: YANLIŞ

  • 2019 yılından görüntülerdeki subayın el sıkmadığı kişi, eski HDP’li Belediye Başkanı Ayhan Bilgen.

  • Bilgen’in HÜDA PAR ile bir siyasi bağı bulunmuyor.

  • Videodaki subay, diğer Eş Genel Başkan olan Şevin Alaca’nın da tokalaşma isteğini geri çevirmiş.

  • HDP Genel Merkezi olayı kınayan bir açıklama yapmış.

5. İddia:

Sonuç: YANLIŞ

  • 26 Mart – 24 Nisan 2023 tarihleri arasında en fazla reklam veren ve 1 milyon 91 bin 67 Türk Lirası harcama yapan hesap, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı.

  • Listede Kılıçdaroğlu beşinci sırada.

  • Kılıçdaroğlu’nun 26 Mart – 24 Nisan 2023 tarihleri arasında Facebook reklamları için 377 bin 488 Türk Lirası harcadığı görülüyor.

6. İddia: Afrikalı kabile Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdi.

7. İddia:

Sonuç: YANLIŞ

  • The Economist’in dokuz sayfalık raporunda net bir biçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden kazanacağı söylenmiyor.

  • Raporda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi az bir farkla veya sonuçlara itiraz ederek kazanabileceği belirtilmiş.

  • Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili öngörüye göre, Kılıçdaroğlu anketlerde önde ve bu yüzden Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarının bitmesi olası senaryolardan biri.

  • Paylaşımlara eşlik eden seçim anketi ve görseli, Economist Intelligence Unit’in raporunda yer almıyor.

  • Raporda muhalefetin seçimleri kazanmasının imkansız olduğuna dair bir ifade yok.

Evlilik Kimin İçin? #prizmabet

Evlilik kavramı dünyanın her yerinde ortak anlamlar da taşımakla birlikte sosyolojik yapının bir getirisi olarak coğrafyaya özel anlamlar da taşıyor. Bizim topraklarımızda evlilik, her zaman ve her yerde böyle olmamakla birlikte, ‘düzenli seks’ için …

Evlilik kavramı dünyanın her yerinde ortak anlamlar da taşımakla birlikte sosyolojik yapının bir getirisi olarak coğrafyaya özel anlamlar da taşıyor. Bizim topraklarımızda evlilik, her zaman ve her yerde böyle olmamakla birlikte, ‘düzenli seks’ için gerekli bir kurum olarak algılanıyor. Üstelik tahmin edersiniz ki karşılanması önemli olan bu düzenli seks ihtiyacı erkeğe ait. Yani erkekler, cinsel ihtiyaçlarını para ödemeden, ortalığa düşmeden, sürekli partner aramakla uğraşmadan, yer mekan değiştirmeden ve üreme aşamasını da tamamlayabilecekleri biçimde gidermeleri için evlendiriliyorlar. Ataerkil toplumlarda düzeni, erkeğin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda dizayn etme haline yabancı değiliz. Ancak evlilik kurumunu yalnızca erkeğin orgazmı üzerinden inşa ettiğinizde kurduğunuz şey sağlıklı bir aile olmuyor.

Sağlıklı, mutlu ve sahici bir aile birliği için; öncelikle toplumun, kadının cinsel arzuları ve hakları olan bir varlık olduğunu kabullenmesi gerekiyor.

Erkeğin cinsel geçmişinin şanlı bir bayrak gibi sallanması ama kadının bekaretinin büyük bir tabu olduğu bu yerde, ütopik bir şeyden bahsettiğim düşünülebilir. Ancak bunu değiştireceğiz. Erkeğin erkekliğini yerine getirmemesinin makul bir boşanma nedeni olduğu biliniyor ve toplum tarafından da kabul görüyorken kadının cinsel doyuma ulaşmasının gerekliliği neden tartışmaya dahi açılamıyor, anlamak mümkün değil. Kadın da arzulayan ve orgazmla mutlu olan bir varlıktır. Dolayısıyla evlilik, yalnızca paşa oğulların özgürce sevişmesi için yapılamaz. Evlilik, iki insanın birbirini her açıdan mutlu ve tatmin ederek ortak kararlar ve düşünceler ışığında, birbirlerine alan da açarak kurdukları müşterek yaşamdır. Sevişme ve üreme kararlarının ortak alınması bir zorunluluktur ve kadın bedeni üzerinden erkeğin biricik ve sonsuz tatmini, insan hakları ihlalidir.

Geçtiğimiz günlerde son derece iyi eğitimli bir erkek, eşiyle terapiye geldi ve erken boşalma nedeninin eşinin evlendiğinde bakire olmaması olduğunu savundu. Çünkü sevişirken eşinin önceki sevişmelerini düşünüyormuş ve konsantrasyonu bozuluyormuş. Evlenmeden önce bunu bilip bilmediğini sordum ve öğrendim ki nikah öncesi 1 yıl birlikte yaşamışlar. Ve hiçbir cinsel sorunları yokmuş. ‘Eşiniz sizin ilk partneriniz miydi?’ diye sorduğumda aldığım yanıt ‘Tabii ki hayır.’ oldu. Erkek için önceden sevişmek tabii ki ile karşılanan bir eylemken kadının önceden sevişmiş olması, erkeğin cinsel performansına halel mi getiriyor? Böyle olması için mantıklı bir neden yok. Bu erkek, ailesi tarafından düzenli seks yapabilsin diye evlendirilmemiş ve aklımıza gelen sosyokültürel yapının tamamen dışında ancak o da hayatını birleştirdiği kadının öncelikli olarak onunla seks yapmış olmasını tercih ediyor ve aksi bir durumla baş etmekte zorlanıyor. Kandırılmadığı ve geçiştirilmediği halde. Cinsel performans sorunlarının nedenini partneri kabul ederek çözüm arıyor. Çözüm ne öyleyse? Kadının cinsel geçmişini yaşanmamış kılabilir miyim? Yoksa zihnimizdeki zamanı geçmiş düşünceleri mi silmemiz gerekir topyekûn? Baş etmeye çalıştığımız sorun çok başlı ve çok büyük. Ancak ucundan tutun. Bilhassa erkekler; bizi tanıyan bir dünya için yapabileceklerinizi bilin ve bizi sizin hazzınızın uşağı sayan bu sistemin değişip gelişmesi için istekli olun.

Instagram

Twitter

Web

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Seyran’ın Elini Yakmaya Çalıştı! #prizmabet Yalı Çapkını’nın Son Bölümündeki Kadına Şiddet Sahnesi Tepki Çekti

Ekranların en çok izlenen dizilerinden olan ‘Yalı Çapkını’ son bölümüyle yine gündem oldu. Dizide, Kazım karakterinin kızına uyguladığı şiddet sahnesi tepki çekti. Bizler de sahneyi ve yorumları sizin için derledik. Detaylar içeriğimizde.👇 ‘Yalı …

Ekranların en çok izlenen dizilerinden olan ‘Yalı Çapkını’ son bölümüyle yine gündem oldu. Dizide, Kazım karakterinin kızına uyguladığı şiddet sahnesi tepki çekti. Bizler de sahneyi ve yorumları sizin için derledik. Detaylar içeriğimizde.👇

‘Yalı Çapkını’ dizisi ilk başladığı günden itibaren televizyon gündeminin en çok konuşulan dizilerinden bir tanesi…

Geçtiğimiz gün yeni bölümü yayınlanan dizideki şiddet sahnesi ise Twitter’da tepki çekti.

Kazım karakterinin kızının elini yakmaya çalıştığı sahne şu şekilde yayınlandı.👇

Sahneye yapılan yorumlardan bazılarını da sizin için derledik.👇

İSterseniz sizi yorumlarla baş başa bırakalım.👇

👇

👇

👇

👇

👇

👇

Sizin bu sahneyle ilgili düşünceleriniz neler?

Yorumlarda buluşalım…

Fazıl Say, Eleştiri Bombardımanına Tutulan 100. Yıl #prizmabet Bestesi Sonrası Yaptığı İlk Açıklamayla Gündem Oldu!

Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say, 23 Nisan’da kutlayacağımız Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı anısına bestelediği 100. Yıl Marşı’nı paylaştı. Fazıl Say’ın koro ile birlikte sergilediği bu performans sosyal medyayı adeta ikiye böldü …

Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say, 23 Nisan’da kutlayacağımız Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı anısına bestelediği 100. Yıl Marşı’nı paylaştı. Fazıl Say’ın koro ile birlikte sergilediği bu performans sosyal medyayı adeta ikiye böldü. Eleştirilerin hedefi olan Say, sosyal medya hesabından ilk kez açıklamalarda bulundu.

Yaptığı bestelerle dünya çapından adını duyurmayı başaran Piyanist Fazıl Say, geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılına özel bestelediği “100. Yıl Marşı”nı paylaştı.

Say 100. Yıl bestesinin videosunu ‘Dostlarım, 23 Nisan gibi özel ve anlamlı bir günde 100. Yıl Marşı’mızı paylaşmak benim için mutluluktur’ notuyla yayınlamıştı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle kaydedilen 100. Yıl Marşı ses ve video olarak pek çok platformda aynı anda dinleyicilerle buluştu.

Sözleri şair Ayten Mutlu’ya ait olan bestede ‘Türk’, ‘Türkiye’ ve ‘Cumhuriyet’ kelimelerinin yer almaması epey gündem oldu. 100. Yıl Marşı sosyal medyayı ikiye böldü. Bir kesim tarafından beğenilen marş büyük bir kesim tarafından eleştiri yağmuruna tutuldu.

Fazıl Say; kendisine, 100. Yıl Marşı’na ve Ayten Mutlu’ya gelen sert eleştirilere ilk kez cevap verdi.

Ünlü piyanistin Twitter hesabından art arda yaptığı paylaşımlar epey dikkat çekti. Yaklaşan seçim gününe de göndermelerde bulunan Fazıl Say ‘AtaTürk, bir kadın şaire bunu yapanların suratına tükürürdü!’ sözleriyle gündem oldu.

Fazıl Say’ın Twitter paylaşımlarını burada bulabilirsiniz

”Bak dostum;

Bu 100 yılın 53’ünü bizzat yaşamış bir insanım. Anlatayım; Daha bir aşımdaydım, babam düşünce suçundan hapse girdi.12 Mart. Sonra? İlkokuldayken her gün DEV/SOL – ülkücü savaşını yaşadık, Sonra 12 Eylül, bütün aydınlar yine hapse! Kürt sorunu, kötü siyasetler, büyüyen Kürt Sorunu; daha da kötü siyasetler, PKK, terör… __Sonra 90’Iar, Madımak katliamı, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayetleri ve daha nicesi! PKK terörünün çok farklı bir boyuta ardığı yıllardır. hatırlayın?”

”Hangi vatan-millet-sakarya’yı bestelememi bekliyordunuz ey ahali?”

”Sonra? 2000’Ier; Siyasi İslam’ın yükselişi, iktidar oluşu; Fethullah Gülen, sonra, Gezi, sonra 17 Aralık sonra 15 Temmuz, sonra tek adam rejimine geçiş, sonra Pandemi, sonra Ekonomik kriz, sonra deprem… Aciziyet… __Yıllar fırtına gibi aktı! Kızılay’ın çadır satmasını konuşuyorduk ben 100. Yıl marşımı bestelerken! Hangi vatan-millet-sakarya’yı bestelememi bekliyordunuz ey ahali? Hangi? Şuursuzca birbirini suçlamak dışında ne yapıyorsunuz? Türk kelimesi geçmiyormuş marşımda?”

”Hala “sözler kötü” diye kanatıyorsunuz tüm vücudumu.”

”Türkiye, Cumhuriyet kelimeleri geçmiyormuş? Milli marşımızda da geçmiyor? Söyle, anla.. Sanki bütün ülke bütün dünya bilmiyor bestecinin Türk olduğunu? Şairin Türk olduğunu? Marşın Türkçe olduğunu! Bu nasıl bir zeka çöküşüdür? orda birisi (SANKİ O BİR TANZANYALI!) Türk olduğunu unutmuş, marşla mı hatırlayacak Türk olduğunu?!!!! Söyleyin? __Aptal yerine konulma” alışkanlığı bu mertebeye mi vardı? Hala ‘sözler kötü” diye kanatıyorsunuz tüm vücudumu.”

”Ayten Mutlu’dan özür dileyeceksiniz.”

”O günü göreceğim! Benim bu marş için seçtiğim şiir doğrudur. Evet; gerçek bir ‘yeni marş” için dizayn ettiğim oynamalarım vardır şiirde, çok değerli Ayten Mutlu’nun o şiiri yazdıktan 38 yıl sonra gerekli eklemeleri olmuştur… Yeterlidir! __Sevgili Ayten Mutlu’nun ‘Ver elini” şiiri taradığım binlerce içinde en doğru olanıydı. Her şeyden önce; Bu marşın şairi ‘kadın şair” olmalıydı,100 yıl eşitsizlikten sonra 2. Yüzyılımızda eşitlik aramaya ‘Ver elini” diyebilmek için! Bıkmadınız mı hamasetten?”

”Hiç bir yere varamayan tüm gençliğin önünü tıkayan sahte milliyetçiliğinizden bıkmadınız mı?”

”Bu şiir; En iyisiydi bir 100. Yıl Marşı için; çünkü vardığımız noktada hem 85 milyon insanımıza hem tüm dünyaya ‘Ver elini” demek zorundayız. Tekrar ediyorum; Biz buna zorundayız kardeşim. 230 müzisyenin tek tek ne çaldığını orkestrasyonu günde 18 saate varan bir çalışmayla yetiştirdim 23 Nisan gününe. ‘Prozodi hatası varmış Marşta”diye sallamış orada eski tiyatrocu bir kasaba alkoliği. Hayır! Yok! 1 tane bile yok! 1 tane vardı, onu da provalarda düzelttim.”

”…Vardığınız nokta bu! Bravo!!!”

”Şimdi; Bir çok 100. Yıl projesi olacaktır bu yıl. Çok da değerli eserler olacaktır. Dinlersiniz. Benimkini de bir gün beraber söyleriz. Ya da söylemeyiz. Ülkede 20 yıldır okullarda müzik eğitimi en son konu olduğundan, en basit bir marş bile gözlerinde zor olmuş korkmuşlar, hayır zor filan değil. 30-40 dakikada herkes öğrenir. İsterse… Ben daha fazlasını teklif bile etmedim. Söylensin demedim. Dinlensin demedim. Sadece benim projem bir armağandır Türk halkına diye geldim. İsteyen söyler isteyen söylemez! Ben de, çok değerli Ayten Mutlu da linçe uğradık. Vardığınız nokta bu! Bravo!!!’

Seçim stresinden sıkıldığını dile getiren Say, şu ifadeleri de kullandı:

”Benim de umutlarım hayallerim var, insanım, sanatım benim hayatım. Aydınlık bir gelecek hayallerim var. Olmuyorsa da, karanlık hissediyorsam da kendi hayatıma başka çareler bulacağım. Bir beste yüzünden trol saldırısı, üzdü, ve kanattı.’