Prizmabet

Leonardo da Vinci’nin ünlü Mona Lisa #prizmabet tablosunun büyük sırrı çözüldü

Leonardo da Vinci’nin ünlü Mona Lisa tablosunun büyük sırrı en sonunda çözüldü. Artık tablonun nerede çizildiğine dair iki seçeneğimiz var.

İtalyan bir sanat tarihçisi, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa tablosunun art planında bulunan köprünün nerede olduğunu belirleyerek, tablonun nerede resmedildiğinin gizemini çözdüğünü sav ediyor.

Projede Le Rocca kültür derneği ile birlikte çalışan Silvano Vinceti, yeni keşfedilen tarihi evrakları inceledi ve drone kullanarak mevcut görüntüyü tablo ile karşılaştırdı. Vinceti artık köprünün Toskana’da olduğuna inanıyor.

İtalyan mecmuası Ansa ile görüşen Vinceti, “Bu, Arezzo eyaletindeki Laterina belediyesinde bulunan ve Ponte di Valle olarak da bilinen Romito Etrüsk-Roma köprüsüdür” dedi ve devam etti: “Köprünün bugün yalnızca bir kemeri kaldı, lakin 1501 ile 1503 ortasındaki periyotta köprü çalışıyordu ve Floransa Devlet arşivlerinde bulunan Medici ailesinin mülklerine ait varlıkların durumu hakkında bir dokümanın gösterdiği üzere çok meşguldü.”

Daha evvel, Mona Lisa’da görülen köprünün Arno ırmağı üzerindeki Ponte Buriano yahut Bobbio’daki Ponte Vecchio olduğu önerilmişti. Fakat, Ponte di Valle’nin dört kemerinin olması, altı yahut daha fazla kemeri olan öbür seçeneklerden daha uygun bir ihtimal haline getiriyor ve Vinceti’nin söylediğine nazaran görünüm köprünün etrafındaki görünüm da uyumlu gözüküyor.

“Bu bölge boyunca Arno’nun bariz formu, Leonardo’nun ünlü tabloda tasvir edilen soylu bayanın solundaki görünümde tasvir ettiği şeye karşılık geliyor.”

Köprü artık büyük oranda çökmüş olsa da, Arezzo, Fiesole ve Floransa ortasında bir kısayol misyonu görüyordu. Vinceti tarafından incelenen evraklar, da Vinci’nin sıklıkla Fiesole’de Amadori yahut Amadoro isimli bir rahip olan amcasının yanında kaldığını gösteriyor.

Apple’ın yeni gelir raporu: #prizmabet Güçlü iPhone satışları, Mac’lerin yaşadığı büyük düşüşü dengeleyemedi

Açıklanan yeni gelir raporu, Apple’ın iPhone ve Hizmetlerin her ikisinde de büyük yararlar yaşandığını gösteriyor. Lakin bu bile, toplam gelirin azalmasını engellemeye yetmemiş üzere görünüyor.

Apple üst üste ikinci “kötü” çeyreğini yaşadı. Fakat bu noktada “kötü” tarifinin nispi olduğunu belirtmekte yarar var.

Şirketin gelirleri üst üste ikinci çeyrekte de düştü. Fakat Apple hala büyük bir kara sahip üzere görünüyor. Apple’ın yıllardır en büyük gelir kaynakları olan iPhone ve Hizmetler kategorileri, yıl bazında gelir artışı yaşadı. Fakat bu, öbür her kategorideki düşüşleri dengelemek için kâfi olmadı. Mac, iPad ve Giyilebilir Aygıtlar / Konut / Aksesuarlar kısımlarının tamamı, bir yıl evvel tıpkı periyoda nazaran küçüldü. Bu yüzden, Apple’ın toplam geliri yıl bazında yüzde üçlük bir düşüşle 94,8 milyar dolara inerken, 24,2 milyar dolarlık net geliri yüzde birden daha az bir düşüş yaşadı. Çeyreğin Apple için çok makus olmadığı söylenebilir, lakin şirketin neredeyse her vakit satış ve kar manasında büyüme yaşadığı düşünülürse, ufak da olsa bu düşüşün dikkat cazip olduğu kesin.

iPhone 14 ile gelen rekor

iPhone 14 ve 14 Pro’nun geçtiğimiz Eylül ayında sunulmasına karşın, artmaya devam eden güçlü iPhone satışları (yüzde iki artışla 51,3 milyar dolara ulaştı) Mart ayında sona eren çeyrekte rekor kırdı. Son beş yılda istikrarlı bir biçimde büyüyerek şirketin sunduğu öbür tüm eserleri (iPhone dışında) geçmeyi başaran Apple’ın hizmet kategorisi de 20.9 milyar dolarlık gelirle (yıl bazında yüzde beş artış) öbür bir rekora daha imza attı.

Mac satışları bir evvelki yılın tıpkı çeyreğindeki 10.4 milyar dolardan bu çeyrekte sırf 7.2 milyar dolara düşerek toplamda yüzde 31 küçülme yaşadı. Bu oran, IDC’nin bir ay evvelki iddialarında Mac satışları için belirttiği yüzde 40 düşüşten daha az, lakin ilginin büyük ölçüde azaldığına dair genel iddianın hala geçerli olduğu rahatlıkla söylenebilir.

iPad satışları, geçtiğimiz sonbaharda eser serisinde yapılan büyük güncellemelere karşın yüzde 13 düşerek çeyrekte 6,7 milyar dolara geriledi. CEO Tim Cook, yatırımcılarla yaptığı bir telefon görüşmesinde hem iPad hem de Mac kategorilerinin bir yıl evvelki çeyrek devirleriyle kıyaslanmasının güç olduğunu, zira satışların eser yenilemeleri, bilhassa de M1 iPad Air ve tekrar tasarlanmış, M2 ile güçlendirilmiş MacBook Air sayesinde o vakitler çok güçlü olduğunu belirtti.

Son olarak, AirPods, Apple Watch ve HomePod serisi üzere eserleri kapsayan giyilebilir / mesken kategorisi yüzde birden daha az bir düşüş yaşadı ve bu alanda da çok kritik bir sorun olmadığına işaret ediliyor.

Dünya Sıhhat Örgütü, #prizmabet COVID-19’un artık bir acil sıhhat durumu olmadığını ilan etti

Dünya Sıhhat Örgütü, COVID-19’un artık bir acil sıhhat durumu olmadığını ilan etti. Pekala fakat bu ne manaya geliyor? Covıd-19 büsbütün hayatımızdan çıkıyor mu?

Dünya Sıhhat Örgütü (WHO) bugün, üç yıldan uzun bir mühlet sonra, COVID-19’un artık bir acil sıhhat durumu olmadığını ilan etti. Bu, COVID-19’un sihirli bir formda ortadan kaybolduğu manasına gelmiyor, lakin DSÖ hastalığa bağlı alarm seviyesini azaltmış oluyor.

Aşılar ve enfeksiyonlar yoluyla bağışıklık sayesinde, pandemi düşüş eğiliminde. Vefat oranı azaldı ve sıhhat tesisleri üzerindeki baskı hafifledi. Bu datalar, DSÖ Acil Durum Komitesi’nin bunu artık bir acil durum olarak görmeme kararını bildirerek COVID’i “sağlık tehdidi” seviyesine taşıdı.

Yapılan açıklamada “Büyük bir umutla, COVID19’un artık global bir sıhhat acil durumu olmadığını ilan ediyoruz. Lakin bu, COVID-19’un global bir sıhhat tehdidi olarak sona erdiği manasına gelmiyor” denildi.

Birçok ülke aslında, rutin iş hayatına geri döndü. Ancak aslında, COVID enfeksiyonları devam ediyor ve yeni varyantlar ortaya çıkmaya, yayılmaya ve ne yazık ki öldürmeye devam ediyor.

Dr. Tedros medyaya yaptığı açıklamada, “Geçen hafta, COVID-19 her üç dakikada bir can aldı. Ve bu yalnızca bizim bildiğimiz ölümler” dedi ve ekledi: “Biz konuşurken, dünyanın dört bir yanında binlerce insan ağır bakım ünitelerinde ömür çabası veriyor. Milyonlarca kişi de COVID-19 sonrası durumun zayıflatıcı tesirleriyle yaşamaya devam ediyor.“

DSÖ lideri, daima olarak COVID-19 idare stratejileri geliştirmek için bir İnceleme Komitesi kurmak üzere eşi görülmemiş bir adım atarak, şu anda ortamızda yaşayan bu hastalığa karşı daima tetikte olunması davetinde bulundu.

Statü değişikliği, ülkelerin COVID-19 gitmiş üzere davranması için değil, hastalığı etrafımızda bulunan başka bulaşıcı patojenlerle birlikte yönetmesi için. COVID tehlikeli olmaya devam ediyor ve bu bilginin unutulmaması değerli.

Bir iPhone 4.27 kilometreden düşerse ne olur? #prizmabet Gelin karşılığı, bunu yaşayan birinden öğrenelim

Bir iPhone’un 4.27 kilometre yükseklikten yere çakılması sonucunda tuzla buz olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Fakat bu adamın başına gelen olay, bazen mucizelerin de yaşanabileceğini gösteriyor.

İlk iPhone piyasaya çıktığından beri birçok iPhone düşme testi yapıldı. Ancak bu testler çoklukla en çok 6 metre yüksekliğe kadar yapıldı ve birden fazla durumda telefonların ziyan gördüğüne şahit olduk.

Ama bu sefer bir paraşütçü, düşme testini, tesadüf sonucunda gerçekleşse de, 4.27 kilometre yüksekten gerçekleştirdi. Paraşütçü bu yükseklikten atlarken, iPhone’unun cebinden düşmek üzere olduğunun farkında değildi.

Hatton Smith isimli paraşütçü, bu alışılmadık tecrübesi TikTok’ta şu sözlerle paylaştı: “Paraşütle atlamaya gittiğinizde iPhone’unuzu cebinizde tutarsanız ne olur?“

Video Smith’in uçaktan atlaması ve iPhone’un cebinden kaymasıyla başlıyor. Akabinde, Smith ve arkadaşlarının yerde akıllı telefonu bulduklarını gösteriyor. Arkadaşlarından biri, telefon çamurlu yere yarı saplanmış olduğu için Excalibur’a benzediğini söylüyor. iPhone’u yerden kaldırdığında ise, her şeyin çok güzel çalışıyor üzere göründüğüne şahit oluyoruz.

Smith’in hangi iPhone’a sahip olduğu tam olarak muhakkak değil. Lakin iPhone X ve iPhone 12 ortasında bir model olduğu varsayım edilebilir. Telefonun bir kılıfa sahip olduğu da görülüyor.

iPhone’un bu türlü bir düşüşten nasıl sağ çıktığına dair birinci varsayım, çamurlu yerle ilgili. Beton yahut sert bir yere düüşseydi hiç kuşkusuz her şey daha farklı olabilirdi.

İlgili TikTok görüntüsünü çabucak aşağıdan izleyebilirsiniz…

WhatsApp’a 3 yeni özellik daha geliyor: #prizmabet Anketler, fotoğraf paylaşımı ve fazlası…

WhatsApp’ı daha kullanışlı hale getirecek olan 3 yeni özellik, sıradaki güncellemeler ile birlikte yakında kullanıcılara sunulacak.

WhatsApp’ın kullanımı o kadar kolay ki, birçok aile için mesajlaşmanın temeli haline gelmeyi başardı. Fakat tekrar de uygulamada garip tuhaflıklar ile karşılaşmak mümkün. Neyse ki, uygulama kimi yeni güncellemelerle bu dertlerden 3’ünü daha düzeltme sürecinde.

İlk 2 güzelleştirme, global olarak yayılmaya başlayan ve önümüzdeki haftalarda herkes tarafından kullanılabilir olacak bir iOS ve Android güncellemesiyle geliyor. Anketlere ve fotoğraf paylaşımına yönelik bu iyileştirmelerden faydalanmak için yeni sürümün gelmesini beklemeniz ya da en son güncelleme için uygulama mağazanızı denetim etmeniz gerekiyor.

WhatsApp’ın anket iyileştirmeleri bilhassa toplumsal tertipler için kullanışlı. İnsanların birden fazla oy kullanarak sonuçları çarpıtmasını engellemek için artık tek oylu anketler oluşturabilirsiniz. Bunu yapmak için, bir anket oluştururken “birden fazla yanıta müsaade ver‘ “seçeneğinin işaretini kaldırmanız kâfi.

Anketler dışında, 2’inci büyük uygunlaştırma fotoğraf yahut evrak paylaşma sürecine geliyor. Evvelden, fotoğrafları yahut imajları öbür bir kümeye iletmek, siz kıymetli bir bağlam ekleme talihi bulamadan öteki birinin karşılık vermesi üzere potansiyel bir sorunu beraberinde getiriyordu. Neyse ki artık fotoğraf ve görüntülerinizi iletirken onlara altyazı ekleyebilecek ve paylaştığınız görsellere bağlı mevcut altyazıları düzenleyebileceksiniz. Tıpkı durum evrak paylaşımı için de geçerli; artık dokümanları göndermeden evvel bir başlık ekleme seçeneğine sahip olacaksınız.

Bu 2 güncelleme WhatsApp kullanıcıları için şaşırtan derecede büyük yükseltmeler olsa da, iCloud’u kullanmanıza gerek kalmadan sohbet geçmişinizi öbür bir iPhone’a aktarmanıza imkan tanıyan 3’üncü bir güncelleme daha olacak. WhatsApp’ın beta test sürümünde, kullanıcıların iCloud üzerinden gitmek zorunda kalmadan sohbetleri öteki bir iPhone’a aktarmalarını sağlayan kullanışlı yeni bir özellik ortaya çıktı.

Bu, bilhassa ücretsiz 5GB hududunun ötesinde ekstra iCloud saklama alanı için ödeme yapmayanlar için kullanışlı olacak. Bu hudut, uzun sohbet geçmişlerini yeni bir iPhone’a aktarmanızı engelleyebiliyordu. Lakin bu yeni sistem sayesinde transferin WhatsApp içinde yapılmasına müsaade verilerek sorun ortadan kalkacak üzere.

Çernobil radyasyonu #prizmabet can yakmaya devam ediyor: Yeni kurban Rus askerleri

Ukrayna işgalinde misyon alan Rus askerlerinin, Çernobil’de “tavsiye edilmeyen” davranışlarından ötürü radyasyon zehirlenmesi geçirdiği bildirildi.

Birden fazla medya kuruluşuna nazaran, Çernobil Yasak Bölgesinde akın durumları oluşturan Rus askerleri radyasyon nedeniyle hastalandı.

Ukrayna işgalinin başlarında ağır formda radyasyonlu bölgelere girdikten sonra, bölgeden ayrılan kamyonlar dolusu askerin hastalığa yakalandığından şüphelenildi ve Independent’a nazaran diplomatlar, o vakitten beri bunu doğruladı.

Çernobil Nükleer Santrali’nin 4. reaktörü 26 Nisan 1986’da erimeye başladı ve bu, ışınlanmış malzemesi atmosfere ve Avrupa’ya yayan feci bir patlamayla sonuçlandı. Yakın etraf ışınlanmış toz altında kaldıktan sonra, halkın daima maruz kalmasını önlemek için 2.600 kilometrekarelik büyük bir yasak bölge oluşturuldu. Bölge, askeri muhafızlar tarafından sıkı bir formda izlendi, lakin inançlı bir radyasyon düzeyi nedeniyle, uzun kollu giyindikleri, toprağı bozmadıkları ve “kızıl ormandan” kaçındıkları sürece turistler tarafından ziyaret edilebiliyordu.

Ancak bölgeyi Ukrayna’ya giriş noktası olarak kullanan Rus askerleri bu kıymetli güvenlik kurallarına uymadı.

Konumlarını garanti altına almak için, felaketin akabinde büyük ölçüde serpintiyi emen ormanlık alanların örtüsüne hendekler kazmaya başladıkları bildirildi. Bölgedeki yeri ve bitki örtüsünü bozmak, tehlikeli dozlarda radyasyon almanın tesirli bir yolu olarak görülüyor ve askerlerin yaklaşık beş hafta boyunca orada kamp kurduğu bildirildi. Ayrıyeten kanalda yayın balığı avladıkları da söyleniyor.

Times’ın bildirdiğine nazaran, bölgeyi boşaltmayı reddeden mahallî Ukraynalılar, askerleri bu davranışlarının tehlikeleri konusunda uyardı, fakat askerler devam etti. Bildirildiğine nazaran riskleri biliyorlardı ancak bir bölge sakinin söylediğine nazaran “kalın kafalılardı“ ve riskleri görmezden geldiler.

Ruslar, 24 Şubat 2022’de bölgeye girdi ve Ukrayna birliklerinin bölgeyi garanti altına almak için başarılı bir karşı akın düzenlediği 1 Nisan 2022’ye kadar bu konumda kaldı.

Diplomatlar, askerlerin bunun sonucunda hastalandığını doğruladılar. Lokal halk askerleri uyardıklarını belirtse de hepsinin riskleri bilip bilmediği net değil. Liderliğin riskleri bildiğine neredeyse emin olabiliriz, lakin birçok Rus’a okullarda bu felaket öğretilmiyor ve birçoğu ormanın yarattığı tehlikelerin farkında olmayabilir.

Çernobil’in köpekleri Dünya’daki öbür köpeklerden ne kadar farklı?

Uygulamaya Özel #prizmabet Ayarlar: Bu zımnî iPhone seçeneği ile her uygulama için farklı başka ayar yapabilirsiniz

iPhone ayarlarının derinliklerinde gizlenen “Uygulamaya Özel Ayarlar” seçeneği, her bir uygulama için farklı başka ayar yapmanıza imkan tanıyor.n

iPhone telefonların ayarlar menüsünde, iPhone kullananların bile farkında olmayabileceği ancak uzun müddettir orada bekleyen birtakım pratik ayarlar yer alıyor. Ayarlar uygulaması, genel iPhone tecrübesini özelleştirmenize imkan tanıyan çok sayıda az bilinen ayar içeriyor. Ve bunların pek birçoklarına Erişilebilirlik ayarları kısmından erişebiliyorsunuz.

Bu ayarlardan biri de, her bir uygulama için başka ayrı ayar yapabileceğiniz “Uygulamaya Özel Ayarlar” seçeneği. Buradan metin tabanlı uygulamalar ve anlık iletileşme programları için, uygulama özelinde yazı tipini değiştirmek ve metni daha okunaklı hale getirmek üzere seçenekleri bir ortada bulabilirsiniz. Ayrıyeten menüden yalnızca tek bir uygulama için kontrastı artırabilirsiniz. Yapacağınız özelleştirmelerin ölçüsü büsbütün sizin elinizde.

Özellikle Metin ve kontrastla ilgili bu özellikler, anlık iletileşme uygulamalarında kullanışlı olabilir. Mesela Feedly uygulaması iPhone’un varsayılan ayarlarında aşağıdaki üzere görünüyorken,

Bizim kontrastı artırmamız, metni kalınlaştırmamız ve yazı tipini değiştirmemizden sonra şu biçimde görünüyor:

Elbette beğenmediğiniz değişiklikleri her vakit geri alabilir ve isterseniz varsayılan ayarlara dönebilirsiniz. Lakin burada kıymetli olan, bu ayarları her bir uygulama için özel olarak yapabiliyor olmanız. Yani Feedly’de yapacağınız değişiklikler yalnızca Feedly için geçerli oluyor; öteki uygulamalar bundan etkilenmiyor.

Microsoft ve AMD’den #prizmabet dev iştirak: Yapay zeka işlemcileri için kolları sıvadılar

Teknoloji dünyasının iki büyük devi olan Microsoft ve AMD, yapay zeka işlemcileri üretmek için bir ortaya geliyor. Pekala bu iştirak ortaya nasıl bir sonuç çıkartabilir.

Nisan ayında, The Information’dan gelen doğrulanmamış bir raporda Microsoft’un Athena kod adıyla, bilhassa üretken yapay zeka sunucularına güç sağlamak için kendi bünyesinde bir işlemci geliştirdiği tez edilmişti. Artık öteki bir medya kuruluşundan gelen yeni bir rapor, Microsoft’un bir yapay zeka çipi geliştirmek için AMD ile iş birliği yaptığını tez ediyor.

Bloomberg’in isimsiz kaynaklara dayandırdığı haberinde, Microsoft’un AMD’nin YZ çip pazarına girmesi için finansal takviye verdiği tez ediliyor. Buna karşılık AMD’nin de Microsoft’a şirket içi Athena AI işlemcisinin üretiminde yardımcı olduğu ve çip üzerinde halihazırda birkaç yüz kişinin çalıştığı bildiriliyor. Lakin AMD ve Microsoft bu haberleri doğrulamış değil.

Eğer bu haber doğruysa, AMD’nin Microsoft’un Bing Chat ve öbür yapay zeka hizmetlerine güç veren sunuculardaki H100 üzere işlemcilerle şu anda rakibi NVIDIA’nın hakim olduğu yapay zeka pazar hissesinin peşinden gitmeye çalıştığı anlaşılıyor. Microsoft ayrıyeten NVIDIA’nın tahlillerine bağımlı kalmamak için kendi yapay zeka çiplerini üretmek istiyor üzere görünüyor.

Elbette Microsoft ve AMD donanım iştirakleri kelam konusu olduğunda eski dostlar. Xbox One, Xbox Series S ve Xbox Series X oyun konsolları özel AMD çiplerini taşıyor. Bu pencereden bakıldığında, yeni bir paydaşlık yapmış olmaları pek mümkün üzere görünüyor.

Yapay zeka sonunda bunu da yaptı: Artık düşünceleri yazıya dökebiliyor #prizmabet

Yapay zekanın yapamayacağı şey kalmayacak gibi… Şimdi de “beyin aktivitesi çözücü” yöntemleriyle düşünceleri yazıya çevirdi…

Bir kişinin düşüncelerini kelimelere çevirmek kulağa bilim kurgu filmlerinden fırlamış bir fikir gibi gelebilir, ancak Austin’deki Texas Üniversitesi’nde geliştirilen yeni bir yapay zeka (AI) modeli tam da bunu yapıyor.

Araştırmacılar geliştirdiği modelin noninvaziv tarama yöntemlerini kullanarak birinin düşüncelerinden karmaşık dili çözmek üzere eğitilebileceğini söylüyorlar. Sinirbilim ve bilgisayar bilimleri yardımcı doçenti Alex Huth yaptığı açıklamada, “Noninvaziv bir yöntem için bu, tipik olarak tek kelimelerin veya kısa cümlelerin çevirisine kıyasla gerçek bir sıçrama,” diyor.

Benzer sistemlerin geliştirildiğini daha önce de duyduk, ancak yeni modeli diğerlerinden ayıran şey, katılımcıların implant taktırmak için ameliyat olmalarının gerekmemesi ve kullanabilecekleri bir kelime listesiyle sınırlı olmamaları. Yani daha kullanılabilir ve daha geniş bir yöntem. Peki, bu yöntem nasıl çalışıyor?

Yöntem; ChatGPT‘nin ve Google Bard sohbet robotlarında görülen teknolojiyi kullanıyor ve semantik kod çözücü olarak adlandırılıyor. Katılımcının izniyle kişinin fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) yoluyla beyin taraması yapılıyor ve bu sırada dinlediği ya da düşündüğü bir şeyin kodu çözülebiliyor ve bu bir metin akışına bağlanıyor.

Kod çözücü şimdilik kişinin düşüncelerini kelimesi kelimesine sentezleyemiyor, ancak genellikle düşündüklerinin özünü yakalayabiliyor ve bunu ortaya koyabiliyor. Yapılan testlerde aşağıdaki videoyu izleyen bir kişinin düşünceleri de metine dökülmüş. Sonuç aşağıdaki gibi.

Gerçekten ilgi çekici bir sonuç. Yapay zekanın bundan 10 sene sonra nerelere gelebileceğini düşünmek şimdiden heyecan verici ve aynı oranda endişe yaratıcı değil mi? Siz ne düşünüyorsunuz? Hazır düşüncelerinizi -şimdilik- siz yazabiliyorken, aşağıda bizimle paylaşın.

İkinci Dünya Savaşı’ndan kalan bu fotoğraftaki ağaçlar neden “uçuyor?” #prizmabet

Finlandiya’nın İkinci Dünya Savaşı’nda kullandığı etkileyici kamuflaj teknikleri, ortaya bu garip “uçan ağaçları” çıkartmıştı. Pekala, fotoğraftaki bu ağaçlar nasıl oluyor da uçuyor üzere görünüyor?

Finlandiya Savunma Kuvvetleri’nin fotoğraf arşivindeki kimi eski bir fotoğraflar, çok dikkat cazip olması nedeniyle toplumsal medyada vakit zaman tekrar ortaya çıkıyor.

Finli fotoğrafçı Osvald Hedenström tarafından çekilen fotoğraf, Finlandiya’nın II. Dünya Savaşı sırasında bir yolu Sovyet güçlerinden gizlemek için kullandığı bir çeşit kamuflajı gösteriyor. Atlas Obscura’nın açıkladığına nazaran fotoğraflardaki ağaçlar yolu uçaklardan gizleyemezken, bölgeye bir gözetleme kulesinden bakan biri kesintisiz bir ağaç sırası görecektir. Yer düzeyinden bakıldığında ise, havada asılı duran bir sürü uçan ağaç göründüğü için muhtemelen çok daha kuşkulu bir manzara yaratıyor.

Bunun nedeni kolay: Nazi Almanyası ile Stalinist Rusya ortasındaki çatışmada garip bir yer işgal eden Finlandiya, çatışma sırasında çok daha güçlü bir düşmanı boşa çıkarmak için sayısız numara kullandı. Ordunun, Rus uçaklarını ve gözetleme kulelerini aldatmak için sözün tam manasıyla her şeyi ağaçlar ve yapraklarla kamufle etmesi yaygındı. Hedenström’ün fotoğrafa iliştirdiği başlığa nazaran, “Finliler, Rusya’ya yaklaşık 10 km uzaklıktaki Raate yolunu havada asılı çamlarla kamufle ettiler, zira tam hudutta Ruslar tarafından dikilmiş bir gözetleme kulesi vardı.“

Finliler, yüzde 75’i ağaçlarla kaplı olan ülkelerinde bulunan doğal kaynakları kullanma konusunda epey etkiliydiler.

Finlandiya Ulusal Savunma Üniversitesi’ndeki askeri tarihçi Albay Petteri Jouko, Atlas Obscura’ya “Finlerin büyük ölçülerde ağ üzere yapay kamuflaj satın alacak paraları yoktu, bu yüzden düşmanın başını karıştırmak için ağaçları, yaprakları ve yeşillikleri kullandılar” dedi ve ekledi: “Kuzey Finlandiya’da faaliyet gösteren Alman askerlerinin bilakis, yabanî tabiata alışmışlardı ve ormandan yararlanıyorlardı.”

Ağaçlar, tanklardan ağır toplara kadar her şeyi gizlemek için kullanılırken, karda araçları gizlemek için beyaz çarşaflar kullanıldı.

Finlandiya, birinci evvel Sovyetlerin 1939’da işgal başlattığı Kış Savaşı’nda Sovyetlerle savaşırken, akabinde da 1941- 44 yılları ortasında Finlandiya ve Nazi Almanyası tarafından Sovyetlere yönelik bir taarruz olan Devam Savaşı sırasında Nazi Almanyası ile ittifak kurdu. Hedenström, Devam Savaşı’nın birinci birkaç haftasında, yolun üzerinde uçan ağaçların gerçeküstü imgesinin fotoğrafını çekti.