PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Steam kullanıcılarının beklediği özellik nihayet geldi

Steam, aile üyelerinin aynı kütüphaneyi paylaşarak oyun oynamalarına olanak tanıyan yeni bir sistem geliştirdi. Bu özellik, ebeveynlerin çocuklarının platform üzerindeki aktivitelerini takip edip sınırlandırmasına da imkan sağlıyor.

Bu yılın başında, Steam platformu aile üyelerinin oyunları paylaşmasını sağlayan yeni bir özellik için beta testlerine başlamıştı. Ve şimdi bu Aile Paylaşımı özelliği, herkes için açıldı. Artık beş aile üyesine kadar bir gruba davet edilip, paylaşılan bir aile kütüphanesine erişim sağlanabiliyor. Her kullanıcı, bu kütüphanede yer alan oyunlar için kendi kayıt dosyalarını oluşturabiliyor ve bireysel başarılarını toplayabiliyor.

Aynı Anda Oyun Oynama İmkanı

Bu yeni aile paylaşımı özelliğinin en dikkat çeken yönü, aynı anda birden fazla kişinin aynı kütüphaneden oyun oynayabilmesi. Eğer bir oyunun birden fazla kopyasına sahipseniz, aynı oyunu birden fazla kişi eş zamanlı olarak da oynayabiliyor. Steam, hangi oyunların aile paylaşımına uygun olduğunu gösteren bir liste sunuyor.

Çocuklar İçin Güvenlik ve Kontrol

Steam Aileleri, aile üyelerinin birbirleri üzerindeki kontrolünü de artırıyor. Özellikle ebeveynler, gruptaki çocukların platformda ne yapabileceğini izleyebiliyor ve sınırlandırabiliyor. Steam’in eski Aile Görünümü özelliği bu sistemin bir parçası olarak devam ediyor ve ebeveynlere, çocuklarının mağaza, topluluk ve sohbet erişimini kısıtlama imkanı sunuyor. Aynı zamanda oyun süresi sınırlamaları koyulabiliyor ve bu sürelerin uzatılmasına onay verebiliyor. Eğer şifre kaybolursa, çocukların hesaplarını kurtarma yetkisine de sahipler.

Aile Grubu Kullanım Kısıtlamaları

Ancak bu aile paylaşımı her zaman ev ortamını yansıtmayabilir. Steam’in bu konuda bazı kısıtlamaları bulunuyor. Örneğin, bir yetişkin istediği zaman aile grubundan ayrılabilir, ancak yeni bir aile grubuna katılmak ya da yeni bir grup oluşturmak için bir yıl beklemesi gerekir. Ayrıca, aynı aile grubuna dahil olabilmek için Steam hesaplarının aynı ülkede bulunması şart.

vivo, X100 Pro hediyeli bilgi yarışması etkinliğini duyurdu

vivo, Marmara Park AVM’de X100 Pro akıllı telefonu için deneyim etkinliği düzenleyeceğini duyurdu. İşte etkinliğin tarihi ve detayları…

vivo, Marmara Park AVM’de X100 Pro akıllı telefonu için deneyim etkinliği düzenleyeceğini duyurdu. Misafirlerin vivo X100 Pro akıllı telefonunun kamera ve fotoğraf özelliklerini deneyimleme fırsatı bulacağı etkinliğin hemen ardından eğlenceli bir bilgi yarışması da düzenlenecek. Yarışmada birinci olan katılımcıya vivo X100 Pro ve dereceye girenlere Euro 2024 futbol topu ile Euro 2024 matara hediye edilecek.

vivo, 14 Eylül Cumartesi günü, saat 14.00 – 16.00 arasında İstanbul Marmara Park AVM’deki MediaMarkt Tech Arena içerisindeki vivo mağazasında “vivo X100 Pro Ürün Deneyimi” etkinliği düzenleyecek.

Kısa bir ürün sunumuyla başlayacak etkinlikte, katılımcılar X100 Pro’nun kamera teknolojisiyle fotoğraflar ve videolar çekecek. Misafirler, bu deneyimlerini kendi sosyal medya mecralarında paylaşarak ürün hakkında görüşlerini de aktarma şansına sahip olacaklar.

Etkinliğin ardından, katılımcılar için eğlenceli bir bilgi yarışması düzenlenecek. Yarışmada birinci olan katılımcıya vivo X100 Pro hediye edilecek. İlk 25 katılımcı Euro 2024 futbol topu, ikinci 25 katılımcı ise Euro 2024 matara kazanacak.

Oltaya takılırsanız, yapmanız gereken ilk 10 şey

Kimlik avı e-postaları, insanların kişisel verilerini çalmak ve cihazlarına kötü amaçlı yazılım yerleştirmek isteyen suçluların kullandığı bir yöntem. Her yıl yüz binlerce insanın başına gelen bu dolandırıcılık yöntemine maruz kalanların sayısı …

Kimlik avı e-postaları, insanların kişisel verilerini çalmak ve cihazlarına kötü amaçlı yazılım yerleştirmek isteyen suçluların kullandığı bir yöntem. Her yıl yüz binlerce insanın başına gelen bu dolandırıcılık yöntemine maruz kalanların sayısı giderek artıyor. ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban, yaygınlaşan bu tehdide karşı önerilerde bulundu, daha kötü sonuçlara ulaşmadan yapılması gerekenleri sıraladı.

Yazım ve dil bilgisi hataları, acil veya korku hissi veren bir dil ve bağlam eksikliği gibi özellikler kimlik avı saldırılarının ortak ipuçlarıdır. Bu tür saldırıları gerçekleştirenler, hedeflerinin geçmiş iletişim kayıtlarını sabırla ve titizlikle inceleyerek planlama yaptıkları için çok inandırıcı görünür ve başarılı olurlar. Dolandırıcıların büyük ölçekli dolandırıcılık girişimlerinde en sık kullandığı yöntemlerden biri de güncel olaylardan faydalanmaktır. Ücretsiz COVID-19 testi yapılıyor gibi görünen bir e-posta ya da kredi kartı aidatlarının geri alınabileceğine ilişkin bir bildirim aslında kurbanların kişisel bilgilerini sahte bir form aracılığıyla elde etmenin bir yolu olarak planlanmış olabilir.

Herhangi ek bir bilgi vermeyin:

Cihazınızın internet bağlantısını kesin:

Bazı kimlik avı saldırılarında, dolandırıcılara bilgisayarınıza, cep telefonunuza veya başka bir cihazınıza erişim izni vermiş olabilirsiniz. Kötü amaçlı yazılım içerebilir, sizin ve cihazınız hakkında bilgi toplayabilir veya cihazın uzaktan kontrolünü ele geçirebilirler. Zarar görmeyi engellemek için hızlı hareket etmek şarttır. Tehlikeye giren cihazın internet bağlantısını keserek başlayın. Kablolu bağlantıya sahip bir bilgisayar kullanıyorsanız, internet kablosunu bilgisayarınızdan çıkarmanız yeterlidir. Wi-Fi üzerinden bağlıysanız, cihazın ayarlarından bağlantıyı kesmeniz veya cep telefonunuzdaki ‘uçak modu‘ özelliğini açmanız gerekir.

Verilerinizi yedekleyin:

İnternet bağlantısını kesmek, kötü amaçlı yazılım sunucusuna daha fazla veri gönderilmesini önleyecektir ancak verileriniz hala tehlike altındadır. Başta fotoğraf ve video gibi kişisel veriler olmak üzere hassas belgeler, yüksek değerli dosyalarınızı yedeklemelisiniz. Ancak verileriniz kötü amaçlı yazılım tarafından çoktan ele geçirilmiş olabileceğinden yedekleme riskli olabilir. Çünkü muhtemelen son çektiğiniz fotoğraflarınızla birlikte kötü amaçlı yazılımı da yedeklemiş olacaksınız. Bunun yerine, dosyalarınızı düzenli olarak ve önceden yedeklemelisiniz. Kötü amaçlı yazılım cihazınızı ele geçirirse, verilerinizi harici bir sabit sürücüden, USB bellekten veya bir bulut depolama hizmetinden kurtarabilirsiniz.

Kötü amaçlı yazılım ve diğer tehditler için bir tarama yapın:

Cihazınızı yeniden internete bağlamadan güvenilir bir sağlayıcının anti-virüs yazılımını kullanarak cihazınızı tam bir taramadan geçirin. Mümkünse ESET‘in Ücretsiz Çevrimiçi Tarayıcısı gibi bir tarayıcı kullanarak ikinci bir tarama daha yapın. Tarayıcıyı bilgisayara ya da USB hard disk gibi ayrı bir cihaza indirin. Böylece sonrasında ele geçirilen bilgisayara bunu takabilir ve yazılımı buradan yükleyebilirsiniz. Tarama sırasında cihazı kullanmayın ve sonucu bekleyin. Tarayıcı şüpheli dosyalar tespit ederse bunları kaldırmak için talimatları izleyin. Tarama işlemi herhangi bir potansiyel risk bulmazsa ancak hala şüpheleriniz varsa güvenlik sağlayıcınızla iletişime geçin. Ayrıca hala çok katmanlı, kimlik avı önleme özelliklerine sahip kötü amaçlı yazılımdan koruma programı kullanmıyorsanız, hemen bir tane edinin!

Fabrika ayarlarına dönmeyi düşünün:

Fabrika ayarlarına dönme, yüklü tüm uygulamaları ve dosyaları kaldırarak telefonu ilk haline getirmek anlamına gelir. Bazı kötü amaçlı yazılım türleri tam sıfırlamadan sonra bile cihazınızda kalabilir fakat mobil cihazınızı veya bilgisayarınızı sıfırlamanın tehdidi başarıyla ortadan kaldırma ihtimali vardır. Fabrika ayarlarına dönme işleminin geri alınamadığını ve yerel olarak depolanan tüm verileri sileceğini unutmayın. Düzenli yedekleme yapmanın önemi kesinlikle unutulmamalıdır.

Parolalarınızı değiştirin:

Kimlik avı e-postaları sizi kimlik numaralarınızı, banka ve kredi kartı bilgilerinizi veya oturum açma bilgileri gibi hassas verilerinizi paylaşmaya yönlendirebilir. Dolandırıcı sizi yakaladığında mümkün olan en çok bilgiyi almaya çalışacaktır. Siz bilgilerinizi vermeseniz bile cihazınıza kötü amaçlı yazılım yüklendiğinde bu bilgilere ulaşabilirler. Bu durumda olduğunuzu düşünüyorsanız, özellikle de kimlik avı e-postaları sizden oturum açmanızı istiyorsa (örneğin LinkedIn temalı bir dolandırıcılık gibi) oturum açma bilgilerinizi derhal değiştirmelisiniz; aynı parolayı e-posta, çevrimiçi bankacılık ve/veya sosyal medya gibi çeşitli hesaplarda da kullanıyorsanız daha dikkatli olmalısınız. Bu tür durumlar, her farklı çevrimiçi hizmet için farklı bir kullanıcı adı ve parola oluşturmanın önemini vurgulamaktadır. Çeşitli hesaplarda aynı kimlik bilgilerini kullanmak, saldırganların kişisel verilerinizi veya paranızı çalmasını çok daha kolay hale getirir.

Bankalar, yetkililer ve hizmet sağlayıcılarla iletişime geçin:

Banka, kredi kartı bilgilerinizi veya kartlarınıza erişimi olan bir web sitesinin giriş bilgilerini girdiyseniz, hemen bankanızı bilgilendirin. Dolandırıcılığı önlemek için kartınızı bloke ederek veya dondurarak herhangi bir mali kaybı önleyebilir veya en aza indirebilirsiniz. Başka insanların da bu dolandırıcılığa uğramaması için yetkililerle irtibata geçmeniz doğru olacaktır.

Yapılan değişiklikleri tespit edin:

Cihazlarınızdan veya hesaplarınızdan birine girmeyi başaran suçlular, mümkün olduğunca uzun süre orada bulunmaya çalışabilirler. Giriş bilgilerini, e-posta adreslerini, telefon numaralarını veya hesabınıza erişimlerini sürdürmelerine yardımcı olabilecek her şeyi değiştirebilirler. Sosyal medya hesaplarınızdaki faaliyetlerinizi, banka bilgilerinizi ve çevrimiçi alışveriş sitelerindeki sipariş geçmişinizi inceleyin. Örneğin yanlış, bilinmeyen veya onaylanmamış herhangi bir ödeme görürseniz bunu bildirin, giriş bilgilerinizi değiştirin ve para iadesi isteyin.

Tanımadığınız cihazlar olup olmadığını kontrol edin:

Bilgisayar korsanları hesap bilgilerinizi çaldıysa büyük olasılıkla kendi cihazlarından giriş yapmaya çalışacaklardır. Çoğu sosyal medya platformu, gizlilik ayarları altında mevcut giriş oturumlarınızın kaydını tutar. Bunu kontrol edin ve bilinmeyen cihazları oturumu kapatmaya zorlayın.

Arkadaşlarınızı, bağlantılarınızı, hizmet sağlayıcılarınızı ve işvereninizi bilgilendirin:

Dolandırıcılar bazen kimlik avı bağlantıları veya spam yaymak için ele geçirilen hesaptaki kişi listesini kullanır. Bu konuda dikkatli olun ve başkalarının da aynı dolandırıcılığa maruz kalmasını önlemek için gerekli önlemleri alın. Eğer siber saldırı iş hesaplarınızda veya işvereniniz tarafından verilen cihazlarda meydana geldiyse şirketinizin siber olaylarla başa çıkma kurallarına uyun ve durumu derhal yöneticinize ve BT departmanına bildirin. Outlook veya Gmail gibi yaygın e-posta hizmetleri de kimlik avı e-postalarını doğrudan gelen kutunuzdan bildirebileceğiniz araçlar sunar.

Oltaya yakalanmak ve bu bağlantılara tıklamak sizi utandırabilir, endişelendirebilir ancak bu tür tehditler her geçen gün daha da yaygınlaşıy
or. Ne yazık ki kimlik avı saldırıları her yıl yüz binlerce insanın başına geliyor ve bu sayı giderek artıyor. Sakin kalarak yukarıdaki ipuçlarından faydalanırsanız, karşılaşabileceğiniz tehditlerden bir adım önde olursunuz.

Samsung Galaxy S24 FE, çok da bütçe dostu olmayabilir

Samsung’un yeni Fan Edition modeli olması beklenen Galaxy S24 FE hakkında ortaya atılan son iddia, fiyatının o kadar da uygun olmayabileceğini söylüyor.

Galaxy S24 FE de dahil olmak üzere, Samsung’un bu yıl piyasaya sürmeyi planladığı çok sayıda ürün bulunuyor. Ortaya çıkan bazı sızıntılar ve söylentiler, S24 FE’nin teknik özellikleri hakkında şimdiden pek çok bilgi sundu ve yeni ortaya çıkan bir sızıntı da olası bir fiyat artışından bahsediyor.

WinFuture’ın bildirdiğine göre, Galaxy S24 FE Avrupa bölgelerinde Galaxy S23 FE’den 100 Euro kadar daha pahalı olabilir. Samsung’un cihazın fiyat artışı için neyi sebep göstereceği bilinmiyor. Sızıntılara göre Galaxy S24 FE, hala 8 GB RAM ve 128 GB temel depolama alanına sahip olacak. Ayrıca, cihazın Exynos 2400e adı verilen bir çeşit Exynos 2400 işlemciye sahip olması bekleniyor.

Haberde, Galaxy S24 FE’nin Beyaz/Gümüş ve Gri/Siyah renklerinde piyasaya sürülebileceği de belirtiliyor. Telefonun normal renk tonlarının yanı sıra sarı, mavi ve yeşil renk seçenekleriyle de geleceği bildiriliyor.

Galaxy S24 FE’nin 1.900 nitlik bir tepe parlaklığa sahip 6,7 inç 120Hz FHD+ ekrana sahip olması bekleniyor. Telefonun ekranında,10 MP selfie kamerasını barındıran bir delik bulunuyor. Galaxy S24 FE’nin arkasında 50 MP birincil kamera, 12 MP ultra geniş açılı kamera ve 8 MP 3x telefoto kameradan oluşan üçlü kamera düzeni bulunuyor. Ayrıca telefonun, bir önceki sürüme göre daha büyük olan 4.565mAh bataryaya sahip olması da bekleniyor.

iPhone 16’nın A18 işlemcisi, beklediğimiz kadar “süper ötesi” olmayabilir

iPhone 16’nın A18 çipi için büyük beklentiler vardı, yapay zekayı destekleyecek bu çipin çok güçlü olması bekleniyordu. Ama ortaya çıkan bir test sonucu, yeni işlemcinin iPhone 15’in A16 Bionic’ine göre büyük bir fark yaratmayabileceğini gösteriyor.

iPhone 16’daki A18 yonga setinden büyük performans artışları bekliyorsanız, hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

Ortaya çıkan bir Geekbench test sonucu, A18 için 3.114’lük bir tek çekirdek ve 6.666’lık bir çok çekirdek skoru içeriyor. Bu sonuçların açılamasında ise, iPhone 16 olduğuna inanılan ‘iPhone17,3’ terimi bulunuyor.

Karşılaştırma için iPhone 15’in ortalama tek çekirdekli sonucu 2.541 ve ortalama çok çekirdekli sonucu 6.325… Yani ortada performansı ikiye üçe katlayan dev bir yükseltme yok. Dolayısıyla, bu yıl tek çekirdek puanında makul bir yükselme, ancak çok çekirdekte oldukça küçük bir artış olacak gibi görünüyor.

Apple’ın verdiği sözler boş mu çıkacak?

Oysa bu skorların hiçbiri Apple’ın çiple ilgili iddialarıyla uyuşmuyor gibi görünüyor, çünkü şirket A16 Bionic’ten %30’a kadar daha hızlı bir CPU’ya ve %40’a kadar daha hızlı bir GPU’ya sahip olduğunu söylemişti. Gerçi eminiz, “testlerin şu şu şu şartlar altında yapılması durumunda o sonuçlar çıkıyor” gibi bir açıklama olacaktır.

Bu test sonucuna bakılırsa, yapay zeka için özel geliştirilen A18’in de aslında iki sene önceki A16’dan çok güçlü olmayacağı anlaşılıyor. Yani iPhone 16’daki yapay zeka uygulamalarının, az bir performans düşüşüyle iPhone 15’lerde de rahat rahat çalışması çok zor olmasa gerek. Ama Apple’ın Apple Intelligence’ı iPhone 15’e getirmeyeceğini biliyoruz. Bakalım ileride neler olacak?

Evrendeki en hızlı şeyi, bisikletle geçecek kadar yavaşlattılar

Bilim insanları, Dünyanın en hızlı şeyi olarak kabul edilen ışığı, sadece bisikletle geçilebilecek kadar yavaşlatmayı başardı. Peki bu nasıl mümkün olabildi?

Işığın vakumdaki hızı, evrenin mutlak hız sınırı olarak kabul edilir. Einstein’ın çalışmalarına göre, hiçbir şey saniyede 299.792 kilometreden daha hızlı gidemez ve bu sınırı aşmak için sonsuz miktarda enerji gerekir.

Ancak doğru koşullar altında ışıktan daha hızlı olmak mümkün. Örneğin, suda ışık saniyede 225.000 kilometreye kadar yavaşlar. Bu hala oldukça hızlı olsa da, nükleer reaktörlerde olduğu gibi başka parçacıklar tarafından aşılabilir ve orta çıkan olgu Çerenkov ışığı olarak adlandırılır.

Ancak saniyede 225.000 kilometre, ışığın şimdiye kadar kat ettiği en yavaş hızdan çok uzaktır. 1998’de bilim insanları bunu inanılmaz bir şekilde saniyede sadece 17 metreye veya saatte 61,2 kilometreye kadar yavaşlatmayı başardılar. Aslında bu deneyin amacı ışığı yavaşlatmak değildi. Ekip, ilk kez Albert Einstein tarafından teorik fizikçi Satyendra Nath Bose’nin çalışmalarına dayanarak hipotez olarak önerilen bir madde hali olan Bose-Einstein Yoğunlaşmasını (BEC) incelemek istiyordu. Bozonlardan oluşan bir gaz mutlak sıfıra yaklaşan sıcaklıklara soğutulduğunda, genellikle tek bir atom gibi davranan tek bir kuantum cismi oluştururlar.

Bir makalede “bir BEC’nin dalga fonksiyonu, makroskobik bir kuantum nesnesinin temel durumuna karşılık gelir” diye açıklanıyor. Açıklama şöyle devam ediyor: “Başka bir deyişle, bir BEC’deki atom topluluğu tek bir kuantum varlığı gibi davranır.

Gerçek dünyada ilk kez 1995’te yaratılan bu garip yeni madde, kuantum davranışına makroskobik bir bakış sunuyor. Bu madde, sıfır viskozite de dahil olmak üzere pek çok ilginç özelliğe sahip ve bu yüzden detaylı bir şekilde inceleniyorlar.

1998’de Rowland Bilim Enstitüsü bilim insanları, vakum odasında sodyum atomlarını aşırı soğutarak bir BEC yarattılar. Önce sodyuma lazer ışınları ateşlediler ve fotonları emerken parçacıkları yavaşlattılar. Daha sonra bu yavaşlayan parçacıklar, atomların geldikleri yöne doğru geri itildiği başka bir lazer dizisine konuldular ve güçlü bir manyetik alan tarafından yerinde tutulan atom bulutu daha da yavaşlatıldı ve soğutuldu. Ekip, bu yavaşlamanın ve bir yoğunlaşma bulutunun oluşmasının ardından, kuantum girişimini ayarlamak için genişliği boyunca bir lazere maruz bırakırken, uzunluğu boyunca ikinci bir lazer ateşlendi. Bu koşullar altında, ışık önemli ölçüde yavaşlatıldı.

Ekip, deneyleri hakkında “Başlangıçta neredeyse saf bir Bose Einstein yoğuşması olarak hazırlanan bir atom bulutunda (yoğuşma oranı ⩾%90) darbe yayılımı için 17 [metre/saniye] ışık hızı elde ettik” diye yazdı ve devam etti: “Bulutun darbe yayılımı sırasında ve sonrasında bir yoğuşma olarak kalıp kalmayacağı bu Mektubun kapsamı dışında kalan bir konudur.

Ekip tatmin edici olsa da daha iyisini yapabileceklerini fark etti. Hau Lab web sitesinde ekip, “Kısa bir süre sonra, BEC için geçiş sıcaklığının hemen üzerindeki bir sıcaklığa soğutulmuş bir atom bulutunda bir ışık darbesini tamamen durdurmayı başardık” diyor ekliyor: “Işık darbesi yavaşlatıldığında, sıkıştırıldığında ve atomik numune içinde tutulduğunda, kontrol lazer alanını aniden kapatıyoruz ve daha sonra tekrar açıyoruz. Kontrol lazeri tekrar açıldığında, ışık darbesi yeniden üretiliyor: Işık darbesini durdurabilir ve kontrol edilebilir şekilde yeniden üretebiliriz.

Makale Nature dergisinde yayınlandı.

“Mars’taki örümceklerin” gizemi nihayet çözüldü

Bilim insanları, kızıl gezegen Mars’ta görüntülenen ve dev örümceklere benzeyen gizemli oluşumların sırrını çözmek için bu “örümcekleri” Dünya’ya taşıdılar.

Güneş Sistemi’ni keşfederken pek çok farklı ve ilginç cisim ve görselle karşılaştık. Jüpiter’in “Büyük Mavi Nokta”sından ve Europa’nın buzunun altındaki gizemlerden Ay’da ilginç yüzlere benzeyen kayalara kadar birçok “gerçek” ve “illüzyon” gizem keşfedildi.

Mars’taki örümcekler” de, “pareidolia” algımızı tetiklediği için özellikle dikkat çekiciydi. Kızıl Gezegen’in güney kutup bölgesinden alınan görüntülerde, gezegenin yüzeyinde ürkütücü bir şekilde dev örümceklere benzeyen cisimler keşfedilmişti.

Elbette bunlar gerçekten Mars’ta yaşayan dev örümcekler değil ve artık nasıl oluştukları hakkında çok daha iyi bir fikrimiz var. Bilim insanlarının Kieffer modeli olarak tanımladığı bir hipotez, bunların mevsimler boyunca gezegenin ısınması ve soğumasıyla ilişkili olduğunu öne sürüyor. Olayı araştıran bir ekibin çalışmasında belirtilene göre bu modelde, güneş ışığı ilkbaharda yarı saydam buz levhasına nüfuz ediyor ve termal dalga boyu radyasyonu sıkışıyor, buzun altındaki regolit ısıtılıyor ve geçirgen olmayan buz levhasının tabanından süblimleşmesine neden oluyor. Bu süreç boyunca oluşan aşınmaların bu “örümcekleri” ortaya çıkardığı düşünülüyor.

Kieffer modeli, örümceklerin keşfedildiği on yıllardan bu yana yaygın olarak kabul görmüş olsa da, ekip, özelliklerin bugün hala ortaya çıkıp çıkmadığını veya önceki bir Mars döneminin kalıntısı olup olmadığı sorularını yanıtlama umuduyla, bu laboratuvarda yeniden yaratmaya yöneldi. Ancak Mars’ın soğuk, düşük basınç koşullarını yeniden yaratmak kolay değil ve ekibin NASA’nın Jet Propulsion Laboratuvarı’nda (JPL) Buzlu Ortamlar için Kirli Vakum Altında Simülasyon Test Yatağı (DUSTIE) olarak bilinen sıvı nitrojenle soğutulan bir test odası kullanması gerekiyordu.

Ekip, deneyi gerçekleştirmek için yeterince kalın buz oluşturmak üzere karbondioksit gazını odaya pompalamadan önce DUSTIE’nin içine Mars’ta bulunan toprağı taklit edecek şekilde toprak yerleştirdi. Daha sonra buz, Mars’ta var olduğu düşünülen ısıtma mekanizmasını simüle etmek için alttan ısıtıldı. Buz kalınlığını tam olarak doğru hale getirmek için yapılan birçok girişimden sonra ekip başarıya ulaştı ve Güney Kaliforniya’daki NASA Jet Propulsion Laboratuvarı’ndan başyazar Lauren Mc Keown, püsküren dumanların oluştuğunu ve bu sırada regolitin fırladığını gördü. Mc Keown, NASA’ya beş yıllık püskürme arayışının sona erdiği anı “Cuma akşamı geç vakitti ve laboratuvar müdürü çığlık attığımı duyunca içeri daldı” diye anlattı ve ekledi: “Bir kaza olduğunu düşündü.

Kieffer modelinin genel olarak doğru olduğuna dair daha fazla kanıt eklemenin yanı sıra, ekip bazı sürprizlerle de karşılaştı: “Püskürtülerimiz, substrat-don arayüzündeki gazın aşınmasından ziyade, regolit içindeki aralıklı buzun süblimleşmesiyle oluşan çatlak morfolojileri oluşturdu. Genel olarak, aktif CO2 jetlerinin neden olduğu aşınmanın orijinal Kieffer modelinin tanımladığından daha karmaşık olabileceği ve örümceklerin ötesinde, poligonal araziler gibi diğer tipik Mars morfolojilerinin oluşumuna katkıda bulunabileceği sonucuna vardık.

Ekip, kum olukları ve aktif dendritik oluklar gibi diğer özelliklerin de aynı mekanizma tarafından üretilebileceğini öne sürüyor, ancak bu konuda daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.

Çalışma The Planetary Science Journal’da yayınlandı.

Netflix, bu iPhone ve iPad’lerde artık çalışmayacak

Netflix, iOS 18’in resmi olarak yayınlanması ile birlikte, bazı iPhone ve iPad modellerinden desteğini çekiyor. İşte artık Netflix uygulamasının desteklemeyeceği Apple cihazları.

iOS 18’in resmi olarak yayınlanmasının hemen öncesinde Netflix, eski iOS ve iPadOS sürümlerini desteklemeyi bırakmayı planlıyor.

iOS meraklısı araştırmacılarının, Netflix uygulamasının en son iOS güncellemesinde bulduğu kod dizeleri, popüler yayın servisinin iOS 16 ve iPadOS 16 cihazları için desteğini sonlandırmak üzere olduğunu ortaya çıkardı. En son güncellemede gizlenen dizelerle, iOS 18’in 16 Eylül’de iPhone kullanıcılarına sunulması beklendiğinden, bu değişikliğin önümüzdeki haftaya gerçekleşmesi bekleniyor.

Aşağıdaki Apple cihazlarından birine sahipseniz, Netflix uygulamasını çok yakında kullanamayacaksınız:

  • iPhone 8
  • iPhone 8 Plus
  • iPhone X
  • iPad Pro (1. nesil)
  • iPad (5. nesil)

Bazı kullanıcılar bu değişikliğe öfkelenebilir, ancak genel olarak uygulamaların güvenliği artırmak ve hatta yalnızca yeni modellerde bulunan yeni özellikler eklemek için bir sistemin eski sürümlerini desteklemeyi bırakması gerekiyor. Netflix de artık bu eski cihazlardan vazgeçmiş gibi görünüyor.

10 yıl öncenin bir anda kaybolan efsanesi Flappy Bird geri döndü

Flappy Bird, çok büyük bir hit olmasına rağmen 10 sene önce oyunun sahibi tarafından uygulama mağazalarından aniden kaldırılmıştı. Şimdi bu fenomen oyun telefonlara geri dönüyor.

10 yıl önce Flappy Bird isimli bir mobil oyun, her ne kadar çok büyük bir hite dönüşmüşse de, aslında bir oyun tasarım öğrencisinin sadece birkaç saat içinde kodlayıp, üstelik de başka oyunlardan grafik öğeleri çalarak geliştirdiği “aşırı” basit bir oyundu.

Oyun geliştiricileri için, sadece bir kaç saatte hazırlanabilecek bu oyun, o dönem Maddona’nın Twitter’dan “çok saçma bir oyun buldum” tarzı bir duyuru yapması nedeniyle aniden fenomen olmuştu ve bu şöhret oyunun yapımcısı olan gencin hesabına her gün 50 bin dolar girmesiyle sonuçlanmıştı.

Birkaç hafta içinde milyonlar kazanan genç arkadaşımız, ardından gelen süreçte çok fazla alayla karşılaşıp üzerine de oyunda kullandığı assetlerin çalıntı olması nedeniyle dava tehditleri aldığı için oyunu uygulama mağazalarından geri çekmek zorunda kalmıştı. Aslında genç yapımcı sadece yeni öğrenmeye çalıştığı GML kodlama dili üzerinde alıştırma yapmak isterken bu oyunu hazırlayıvermişti.

Yasal sorunları yendi, sahalara geri döndü!

Yapımcı genç şimdi “yasal sorunları çözmemin ardından Flappy Bird’ü onu seven yüz milyon oyuncuya geri veriyorum” açıklamasıyla oyunun geri döneceğini açıkladı.

Yeni Flappy Bird oyununda orijinal kuşun yanı sıra Peng, Quirky, Tekno ve Trixy gibi yeni karakterler de yer alacak. Bu karakterler yeni alanlar ve hatta yeni oyun modlarıyla birlikte sunulacak.

Henüz oyunun uygulama mağazalarında ne zaman yerini alacağına dair bir bilgiye sahip değiliz. Ama çok fazla beklemek zorunda kalmayacağımıza eminiz. Bakalım yeni versiyon, eskisi kadar popüler olacak mı ve yapımcısına yeni milyon dolarlar kazandırabilecek mi?

2024’ün kabusu, şimdi de Samsung çalışanlarını vuracak

Samsung’da büyük bir işten çıkarma dalgası yolda olabilir. Yeni haberlere bakılırsa Koreli dev, özellikle idari personel sayısında önemli bir azaltmaya gitmeyi planlıyor.

2024 yılında büyük işten çıkarma dalgalarıyla işgücünü azaltan şirketlerin arasına Samsung Electronics de katılıyor olabilir. Reuters’in ismi açıklanmayan kaynaklara dayandırdığı habere göre Samsung, dünya çapında satış ve pazarlama işini yüzde 15 oranında azaltacak ve dünya çapında idari personelini de yüzde 30’a kadar azaltmayı planlıyor.

Ayrıca Reuters’in görüştüğü kaynaklar, işten çıkarmaların 2024’ün sonuna kadar yapılacağını da söylüyor. Şu anda, Samsung’un işten çıkarma kararından kaç çalışanının etkileneceğine dair net bir bilgi bulunmuyor.

Samsung’un konu hakkında yayınladığı açıklamaya göre, operasyonlarındaki “iş gücü ayarlamaları” şirket için rutin bir durum. Ayrıca şirket, bu ayarlamalar için belirli bir iş hedefi olmadığını ve bunların Samsung’un üretim ekibinin hiçbir üyesini etkilemeyeceğini de açıklamaya ekledi.

Reuters’in haberine göre, 2023’ün sonunda Samsung’un 147.000’i yurtdışında olmak üzere 267.800 çalışanı vardı. Habere göre satış ve pazarlama personeli 25.100 kişiden oluşuyordu ve diğer 27.800 çalışan üretim ve imalat dışındaki alanlarda çalışıyordu.

Ortaya çıkan doğrulanmamış söylentiler, Samsung’un yakın gelecekte Galaxy Z Fold 6’nın özel bir sürümüyle birlikte bütçe dostu Galaxy S24 FE akıllı telefonunu piyasaya süreceğini iddia ediyor. Şirketin çok yakında Galaxy Tab S10 serisi tabletlerini piyasaya süreceğine dair haberler de ortaya çıktı. 2025’in başlarında piyasaya sürülebilecek Samsung Galaxy S25 serisi akıllı telefonları hakkında da bazı sızıntılar ve söylentiler bulunuyor ve şirketin uzun zamandır beklenen Samsung karma gerçeklik başlığı üzerinde çalıştığına dair haberler de yayılmaya devam ediyor.