Yolculuk
Terapiye başlamaya karar veren, buna cesaret gösteren kişiler sıklıkla kaç seans gelmem gerekecek, ne kadar sürecek, bu durum ne zaman düzelecek gibi sorular sorarlar. Çoğunlukla kişi sabırsızdır…
Rahatsızlık duyduğu durumun bir an önce geçmesini ister.
Oysa çok büyük olasılıkla uzun zamandır, var olan bu problemle yüzleşme cesareti gösterememiş ve rahatsızlık duymasına rağmen her hangi bir adım atmamıştır…
Adım attığında da hemen sonuca ulaşmak ister. Sabırsızdır, heyecanlıdır en çok da kaygılıdır çoğu zaman. ‘Konfor alanı’ dediğimiz bir durum vardır ortada.
Zarar verse de , yıpratıp yorsa da, alışılmış olan bir durum vardır. O durumla ayrışmak çok da kolay değildir.
Ne yazık ki rahatsızlık veren durum ile vedalaşmak sanıldığından çok daha zordur. Oysa neden bununla kalmak istesin ki insan…
İstemez büyük olasılıkla zaten ama ayrışmak zordur….
Cesaret gösterdiğinde, adım attığında da bir acelecilik göze çarpar… Seansa gideyim, her şeyi bir çırpıda anlatayım, hemen halledeyim, bu durumu geride bırakıvereyim…
Çoğunlukla da en çok acele eden kişi, terapiye başlama kararından önce çok uzun zaman direnç göstermiş olan olabilir… Bu durumun tabiki çok farklı sebepleri olabilir.
Terapi bir süreçtir. Uzun ve meşakkatli bir yoldur. Çokça iniş çıkışları, virajları, bazen çıkmaz sokakları olan bir yoldur. Kişi doğru destek süreci ile, doğru tekniklerle, kararlılıkla varmak istediği noktaya ulaşabilir. Öncelikle alanında uzman, yetkin bir rehbere ulaşmak bu konuda çok önemlidir.
Kişi varmak istediği noktaya ulaşmak için emek verir, zaman ayırır, bazen yorulur, yıpranır, bazen tükenmiş hisseder, bazen müthiş iyi hissederken sonrasında dibe batmış olduğunu hisseder ama doğru yoldan yürüdüğünde emeklerinin karşılığını alır. Büyür, gelişir, kendini tanır, çevresini çok daha iyi anlamaya, hayatı daha iyi anlamlandırmaya başlar.
Terapi süreci zor gelebilir ama iyileştiricidir.