Yılmaz, 12. Kalkınma Planı’na ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumunda, Planın genel çerçevesinde atılacak somut adımları, “hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güçlendirmek; iyi yönetişim anlayışını kurumsallaştırmak; beşeri ve sosyal yapıyı geliştirmek; afete dirençli yaşam alanları, akıllı ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak, ekonomide istikrar ve sürdürülebilirliği sağlamak; her alanda yeşil ve dijital dönüşüm odaklı rekabetçiliği tesis etmek; ihracata dayalı nitelikli büyümeyi sağlamak; enerji ve gıda arz güvenliğini tesis etmek ve uluslararası işbirlikleri ile stratejik ortaklıkları güçlendirmek.” şeklinde sıraladı.
12. Kalkınma Planı’nın “istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi”, “yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim”, “nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum”, “afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre” ve “adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim” olmak üzere beş ana eksenden oluştuğunu belirten Yılmaz, istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi ekseni kapsamında refah seviyesinin artmasını sağlayacak temel unsur olan milli gelirin istikrarlı biçimde büyümesine her dönemde olduğu gibi öncelik verdiklerini kaydetti.
Bu yıl hedeflenen büyüme artışıyla Satın Alma Gücü Paritesi’ne göre kişi başına gelirin yaklaşık 41 bin dolar seviyesine çıkmasını beklediklerini dile getiren Yılmaz, “2022 yılı itibarıyla Satın Alma Gücü Paritesi cinsinden GSYH büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11’inci ekonomisi olarak konumlanan Türkiye ekonomisi yaklaşık 906 milyar dolar cari GSYH büyüklüğü ile dünyada 19’uncu sırada yer almakta, 2023 yılında ise IMF tahminlerine göre 17’nci sıraya yükselmesi beklenmektedir.” diye konuştu.
“Vatandaşlarımızın refah seviyelerini artıracak politikalar önceliklendirilecek”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Plan döneminde sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla başat rol üstlendiği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitlendirildiği ve tarım sektöründe gıda arz güvenliğinin sağlandığı bir yapı tesis edileceğini belirterek, şöyle devam etti:
“Bu çerçevede, Plan döneminde büyüme oranının yıllık ortalama yüzde 5 oranında gerçekleşmesi ve dönem sonunda kişi başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedeflenmektedir. Büyümenin Plan döneminde dengeli bir yapıda gerçekleşmesi, üretim faktörleri yönüyle verimlilik, üretim sektörleri yönüyle sanayi sektörü ve harcamalar yönüyle ise yatırımların ve ihracatın artırılmasına yönelik politikalar hayata geçirilecektir.”
Yılmaz, imalat sanayi kapasitesinin geliştirilmesine odaklanılarak sanayi sektörünün GSYH içerisindeki payının Plan dönemi sonunda yüzde 26,9’a ulaşmasının sağlanacağını söyledi.
Küresel ticarette yeşil dönüşüm ve dijitalleşmenin, dünya genelinde önemli bir odak noktası haline geldiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:
“Bu bağlamda, Türkiye’nin değer zincirlerindeki konumunun daha ileri seviyelere taşınması yoluyla katma değeri yüksek ihracat potansiyelinin artırılması, enerji ve imalat sanayinde ithalat bağımlılığının düşük seviyelere indirilmesi, turizmin yanı sıra yazılım gibi alanlarda hizmet gelirlerinin çeşitlendirilmesi ve böylece cari işlemler dengesinde sürdürülebilir bir iyileşme sağlanması amaçlanmaktadır. Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik AB kurumları ve üye ülkeler nezdinde çalışmalara devam edilecektir. Plan döneminde uygulamaya konulacak politika ve tedbirlerle ihracatın 375,4 milyar dolara, ithalatın ise 481,4 milyar dolara ulaşması ve turizmde hedeflenen gelir artışıyla cari işlemler açığının milli gelire oranının dönem sonunda yüzde 0,2 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir.”
Bütüncül bir anlayış içinde para ve maliye politikası araçlarının etkin şekilde kullanımıyla enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edilerek enflasyonun orta vadede tek haneli rakamlara düşürülmesi ve fiyat istikrarının sağlanmasının birincil öncelikleri olduğunu anlatan Yılmaz, “Bu doğrultuda parasal aktarım mekanizmasının etkin işleyişi için tüm politika araçları kararlı ve bağımsız bir şekilde kullanılmaya devam edilecek, dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülürken belirlenen hedefin gerektirdiği fiyat istikrarının sağlanması için gerekli ön koşullar tesis edilecektir. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken hayat pahalılığının yol açtığı zorlukları telafi edecek gerekli politikalar da hayata geçirilecektir. Memurumuzu, işçimizi ve emeklimizi hiçbir şekilde enflasyona ezdirmeyecek, vatandaşlarımızın refah seviyelerini artıracak politikalar önceliklendirilecektir. Dezenflasyon sürecinin başarıyla hayata geçirilmesi ile kalıcı sosyal refahın zemini güçlendirilecektir.” değerlendirmelerinde bulundu.
“BES daha cazip hale getirilecek”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çalışma çağında olup iş gücünün dışında yer alan bireylerin iş gücüne dahil olma imkanlarının genişletileceğini belirterek, “Plan dönemi boyunca iş gücüne katılım oranlarındaki artışa rağmen 5 milyon ilave istihdam sağlanarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7,5’e gerilemesi hedeflenmektedir.” dedi.
12. Kalkınma Planı döneminde yüksek oranlı ve istikrarlı büyümenin sağlanmasında finansmanın sürdürülebilir ve sağlıklı kaynaklardan temin edilmesinin önem arz ettiğini dile getiren Yılmaz, “Plan dönemi sonunda yurt içi tasarrufların milli gelire oranının yüzde 32’nin üzerine çıkarılması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, BES daha cazip hale getirilecek, sürdürülebilir tüketim davranışlarının toplumda yaygınlaştırılması desteklenecek, finansal okuryazarlığın artırılması amacıyla hanehalkı ve firmalarda tasarruf yapma farkındalığı geliştirilecektir.” diye konuştu.
Cevdet Yılmaz, Plan döneminde ulaşılması öngörülen büyüme hedefleri doğrultusunda finansal piyasaların reel sektörün finansman ihtiyacını düşük maliyetle karşılayacak ve çeşitli finansal araçları kullanıma sunacak bir yapıya kavuşmasının amaçlandığını söyleyerek, “Sanayide yapısal dönüşümün hedeflendiği bu dönemde hem finansal piyasaların ortaya konulan politikaların hayata geçirilmesinde etkili olması hem de ülkemizin küresel bir finans merkezi olma yönünde kararlı adımlarla ilerlemesi sağlanacaktır. Bu kapsamda sermaye piyasaları geliştirilecek, finansal teknoloji ekosistemi güçlendirilecek ve faizsiz finansın sektör içerisindeki ağırlığı artırılacaktır.” ifadelerini kullandı.
“KİT yönetişim reformu hayata geçirilecek”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, kamu maliyesinde öngörülebilir yaklaşımla istikrarlı ve sürdürülebilir yapının güçlendirilmesinin, 12. Kalkınma Planı döneminin temel amacı olduğunu kaydederek, “Maliye politikası, enflasyon hedefi ve cari işlemler dengesiyle uyumlu büyüme ortamını destekleyecek şekilde uygulanacaktır.” dedi.
Afet sonrası iyileştirmeye ve risklerin azaltılmasına yönelik harcamalar hariç kamu açığının, mali konsolidasyon uygulamalarıyla kontrol altında tutulacağını, mali disiplinin Plan döneminde makroekonomik istikrarın önemli bir çıpası olmaya devam edeceğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Harcama programları gözden geçirilerek rasyonelleştirilmeye devam edilecek, vergi tahsilatında etkinlik artırılacak, vergi adaletini güçlendirici ve vergi tabanını genişletici reformlar yapılacaktır. Kamu maliyesi, para politikasıyla uyumu da gözetilerek fiyat istikrarının sağlanması, yeşil ve dijital dönüşümü yakalayan sürdürülebilir kalkınma ve büyüme ortamının tesisi, cari işlemler açığının kontrol altında tutulması ve gelir dağılımında adaletin sağlanmasında etkin bir araç olarak kullanılmaya devam edilecektir. Bu çerçevede Plan dönemi sonunda, GSYH’ye oranla, 2023 yılında yüzde 6,4 olarak öngördüğümüz kamu kesimi borçlanma gereğinin yüzde 1,8’e, 2023’te yüzde 6,4 olarak öngördüğümüz merkezi yönetim bütçe açığının ise yüzde 2’ye gerileyeceği öngörülmektedir.”
Yılmaz, Plan döneminde sosyal güvenlik sisteminin uzun dönemli mali sürdürülebilirliğini güçlendirmek amacıyla sosyal güvenlik kapsamının artırılacağını ve sistemin daha adil ve etkin bir yapıya kavuşturulacağını vurgulayarak, “Mali sürdürülebilirlik amacı doğrultusunda prim tabanı genişletilecek aynı zamanda kayıt dışılıkla mücadele edilerek prim tahsilatlarının etkinliği artırılacak ve kişilerin istihdamda kalmasını sağlayıcı düzenlemeler yapılacaktır.” şeklinde konuştu.
Kamu işletmelerinin etkin ve verimli çalışarak ekonominin rekabet gücünü artıracağını ve kamu maliyesi üzerinde daha az yük oluşturacağını dile getiren Yılmaz, “Bu kapsamda KİT yönetişim reformu hayata geçirilecek, KİT’lerin nitelikli personel istihdam etmesi sağlanacak, kurumsal kapasiteleri geliştirilecek, organizasyonel yapıları güçlendirilecek ve aralarındaki koordinasyon artırılacaktır.” ifadesini kullandı.