Pennsylvania’nın Bethlehem şehrinde kurulan Bethlehem Steel (Bethlehem Çelik), Amerika’nın yükselişinde önemli bir rol oynamıştı.
Bethlehem Steel’in hikâyesi, aslında 1857’de Bethlehem Iron Company’nin (Bethlehem Demir Şirketi) kuruluşuna kadar uzanıyor. Şirket, 1904 yılında Charles M. Schwab’ın liderliği altında Bethlehem Steel Corporation adını alarak daha da büyüyor ve küçük bir çelik üreticisi olmaktan dünya çapında bir güç merkezi olacağı yolculuğu başlıyor.
Bethlehem Steel zaman içinde Amerika’nın en büyük çelik üreticilerinden biri hâline geldi.
Bethlehem Steel, özellikle Amerikan sanayileşmesinin kritik yapı taşlarından biri olarak görülüyor.
Birçok farklı alanda ürettiği çeliklerle Amerika’nın gelişim sürecinin parçası olduğu da söyleniyor.
Bethlehem Steel’in sadece ulusal değil, yerel düzeyde de büyük bir etkisi olduğu ve Pennsylvania’daki Bethlehem ve Johnstown gibi bölgelerde binlerce işçiye iş sağlayarak, bu bölgelerin ekonomik büyümesine katkıda bulunduğu ifade ediliyor.
Göçmenlerin de Amerika’nın dört bir yanından ve yurtdışından bu fabrikalarda çalışmak için geldiği ve bu işçilerin, Amerika’nın büyük endüstriyel dönüşümünün en önemli unsurlarından biri olduğu da ekleniyor.
Şirketin, Amerika sanayisinin her alanında varlığını gösterdiği söyleniyor!
Örneğin, Amerika’nın savaş gücüne ve altyapısına büyük katkılarda bulunduğu, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında Bethlehem Steel’in savaş gemileri, silahlar ve zırh plakaları üreterek Amerikan ordusunun en büyük tedarikçilerinden biri olduğu biliniyor.
Şirketin katkıları sadece savaş endüstrisiyle de sınırlı değildi. Birçok önemli yapı da bu şirketin çelikleriyle inşa edildi!
Golden Gate Köprüsü, New York’taki Chrysler Binası ve Empire State Binası gibi Amerikan mimarisinin simge yapılarında kullanılan çelikler Bethlehem Steel’in imzasını taşıyor.
Ancak, bu başarı hikâyesi ne yazık ki sonsuza dek sürmüyor.
Şirkete vurulan en büyük darbelerden biri, 1959’daki uzun süren çelik işçileri grevi oluyor.
Bu grev, Amerika’nın yerli çelik üretiminde ciddi bir darbe yaratarak pek çok müşterinin daha ucuz olan yabancı çelik tedarikçilerine yönelmesine sebep oluyor.
1970’lere gelindiğinde Bethlehem Steel, küresel rekabetin artması ve yönetimsel sorunlar nedeniyle zorluklar yaşamaya başlıyor.
1980’lerde ise, şirketin üretim kapasitesinde ve kârlılığında ciddi bir düşüş yaşanıyor.
Yani Bethlehem Steel’in bir zamanlar Amerika’nın kalbindeki gücü, yavaş yavaş eriyip gidiyor…
2001 yılına gelindiğindeyse şirket, resmî olarak iflas başvurusunda bulunuyor ve ilerleyen süreçte Bethlehem’deki fabrikaların kapıları sonsuza dek kapanıyor.
Özetle, neredeyse Amerika’yı inşa ettiğini bile söyleyebileceğimiz Bethlehem Steel’in yükselişi ve düşüşü, sanayileşme ve iş dünyasının dinamiklerini anlamak için iyi bir örnek sunuyor.