Son yılların en çok duyulan kavramından biri ‘mükemmeliyetçilik’, bazen kişinin kendine yakıştırdığı bazen ise başkalarına, titiz çalışmalarının tanımı olarak söylenen bir kelime. Peki doğru mu?
Çok çalışmak, işini iyi yapmak için gayret etmek bu tanımın içine girer mi? ‘Ben mükemmeliyetçiyim’ diyen biri kendine yönelik pozitif bir tanım yapmış olarak görünse de mutlak mükemmeliyetçilik hedefi mutluluk getiriyor mu?
Mükemmeliyetçiliğin farklı boyutları olduğunun altını çiziyor uzmanlar. Kendine odaklı, başkaları odaklı olarak ayrılabiliyor. Kavram ayrıca bireyden yüksek beklentileri de kapsıyor. Bu konuyla ilgili olarak sorularımızın cevaplarını psikolojik danışman, yazar Funda Nur Akay’dan öğreniyoruz.
Gerçekçi hedefler koymak önemli
Mükemmeliyetçilik nedir?
Mükemmeliyetçilik, mutlaka mükemmel olana ulaşmanın gerekli olduğu inancından beslenen duygu, düşünce ve davranış bütününe verilen addır. Kişi yaptığı hiçbir şeyin yeterince iyi olduğunu düşünmez.
Mükemmeliyetçilik yapabileceğinin en iyisini yapmakla karıştırılmamalıdır çünkü zaten amacımız yapabileceğimizin en iyisini yapmak olmalıdır. Kendimize hedefler, standardlar koymak harika bir şeydir ancak bu hedeflerin gerçekçi olması gerekir.
Mükemmeliyetçilerde ise hedefler zorlayıcı hatta bazen gerçekçi de değildir. Sonuç olumsuz olduğunda ise kendini ağır bir eleştirme durumu vardır. Bizim toplumumuzda genelde mükemmeliyetçilik dikkatli olmak, üretken olmak ve çalışkan olmak olarak algılanır. Oysa, tam anlamıyla kendini ihmal ve göz ardı etmektir.
Reddedilmemeye çalışmak
Kişiler neden mükemmeliyetçi olur?
Mutlaka bundandır diyememekle birlikte genellikle çocuklukta yüksek standartlarla, hata payı pek bırakmayan eleştirel ebeveynlerle büyümemizden kaynaklı olabilir.
Ebeveynlerini kendilerini sürekli eleştirirken gözlemlemekten kaynaklı da olabilir. Bu tutumlarla büyüyen çocuklar, genelde yapabileceğinin en iyisine odaklanmak yerine; başkalarının onayını almaya ya da reddedilmemeye çalışmaktadırlar. Aslında mükemmeliyetçilik, yetersizlik, değersizlik, sevilmeme, duyulmama, görülmeme gibi duygusal yaraları kapatan bir yara bandı gibidir.
Hata yapmaktan kaçınma vardır çünkü hata yapmakla ilgili olumsuz deneyimler vardır ve bu durumun oluşturduğu korkudan kaçınmak için kendileri ile bağlarını keserler. Mükemmeliyetçilik sayesinde güvenli, kontrollü ve rahat hissederler. Ta ki bir başarısızlıkta güvenli alanlarından çıkmış hissedene dek.
Beynimiz bize hikaye anlatıyor
Peki yardım almadan nasıl kendimize, çevremize yardım edebiliriz?
Öncelikle ilk aşama kabul aslında. Çevremize, bedenimize, duygularımıza ses verip ben yüksek beklentiler içindeyim diyebilmek. Farkındalık geliştiği noktada kişi kendisine şu anki duygum ne diye sormalı.
Bu kişiler genelde hep düşünce boyutunda kalırlar. Beyin aslında hikaye anlatıcı ve dinlenmek istiyor. Ancak bu hikayelerin bazıları gerçek, bazıları varsayımsal. Bizim görevimiz ise; beynin bize ne tür bir hikaye anlattığını fark etmek. Farkettiğimiz noktada ise şunu sormak: Beynim beni neden korumaya çalışıyor? Burada cevap aslında bir duygu olacaktır.
Bu şekilde de duygu fark edilmiş olur. Yine bir yöntem ise, kendi mükemmeliyetçiliğimiz ortaya çıktığında sevdiğiniz bir kişinin mükemmel olmayan yanlarına odaklanın ve deyin ki: Ben seni mükemmel olmayan yanlarınla, hatalarınla seviyorum çünkü ben de mükemmel değilim. Ve bu da çok normal. Bir kişiler anda kalmakta da zorlandığımdan nefes çalışmaları da faydalı olabilir ama o noktada zaman zaman nefesi de doğru alıyor muyum endişesi doğabilir.
Bu sebeple nefes egzersizini sadece olumsuz duygular geldiğinde değil, sürekli tekrarlıyor olmalarında fayda var. Sevdiğimiz birine ise sen zaten mükemmelsin, başarılısın, kendine haksızlık ediyorsun demek yerine, yorulduğunu ve yıprandığını görüyorum. Senin için yapabileceğim bir şey var mı, nasıl hissediyorsun demek en doğrusu.
Bilinç altı ve geçmişte yaşanılanlar önemli
Yardım almaları gerekli mi?
Eğer kişilerin kendilerine koydukları hedefler tümden gerçekçi olmaktan çıktı ise bu hedeflere ulaşmak adına kendini, sevdiklerini erteliyor ve yine de sonuçlardan tatmin olmuyorlarsa ve tükenmişlik sinyalleri varsa uzman yardımı alınması gerektiğini söyleyebiliriz. Bilişsel davranışçı yöntemler de kullanılmakla beraber; bilinçaltı ve geçmiş yaşantılarla mutlaka ilgilenilmelidir.
Mükemmeliyetçi kişi özellikleri
Sevgi isteği, onay ve kabul bekleme başarısızlık korkusu
Öz değer eksikliği
Her zaman olumsuzu ön planda tutma
Yanlış yapmaktan korkmak
Katı düşünmek