Dünyayı Kasıp Kavuran Black Myth: Wukong, Çin’de Turizmi Coşturdu: Adı Bile Unutulan Yerlere Turist Yağıyor!

Black Myht: Wukong’un popülaritesi Çin’e yaradı. Oyunda yer alan birçok bölgeye turistler akın etmeye başladı.

Çin merkezli oyun şirketi Game Sciences imzalı Black Myth: Wukong, 20 Ağustos günü resmen piyasaya sürülmüştü. PC ve PS5 için çıkan aksiyon RPG’si, kısa sürede dünya çapında popüler olmuş ve yılın en başarılı oyulnarından biri olmayı garantilemişti. Hatta 2,4 milyon eş zamanlı oyuncu ile Steam’de PUBG’nin ardından en çok oyuncu sayısına sahip 2. oyunu olmayı bile başarmıştı.

Şimdi ise oyunun Çin’e çok yaradığını gösteren bilgiler geldi. Buna göre Wukong’un popülaritesi, Çin’de unutulmuş yerlerin yeniden ilgi görmesini sağladı.

Turistler, Wukong sayesinde Çin’in uzak bir bölgesine akın ediyor

Çin mitolojisinden esinlenen ve Destined One isimli maymun bir savaşçının maceralarını konu alan yapım, ülkedeki farklı bölgelerin gerçekçi tasvirlerini içeriyordu. Oyundaki 36 civarındaki yerin 27’si de Shanxi isimli bölgedeydi.

İşte uzakta bulunan bu bölge, oyunun dünyayı kasıp kavurmasının ardından turistlerin ilgi odağı oldu. Ağustostan beri birçok insan bölgeye geldi. Hatta bölgede kalmak için yer ayırtanların sayısında son haftalarda önceki yıla kıyasla %75 oranında artış olduğu bile görüldü. Tabii ki bu durum, bölgedeki küçük işletmeleri iyi etkileyerek işlerinin iyiye gitmesini sağladı. Ancak bölgenin bu kadar büyük bir turist akınına dayanıp dayanamayacağı da merak konusu.

Shanxi’de birçok antik tapınak bulunuyor. Oyunda bu yapıların ve bölgenin yer alması da insanların ilgisini çekiyor. Memleketi orası olan kişiler bile “Bu tarz yerlere sahip olduğumuzu bilmiyorduk.” gibi şeyler söylüyorlar.

Aslında bu olay, internetin turizme ne kadar büyük bir etkisi olduğunun göstergesi. Sosyal medyada popüler olan herhangi bir şey, hiç kimsenin adını bile duymadığı bir kasabanın ilgi odağı gelmesini sağlayabiliyor. Wukong sayesinde Shanxi’nin gördüğü turist akını da bunun en güzel örneklerinden.

Zamanın Nasıl Geçtiğini Anlayamayacağınız En İyi Ücretsiz PlayStation Oyunları

Birbirinden farklı türlerde yüzlerce saat geçirebileceğiniz en iyi ücretsiz PlayStation oyunlarını listeledik.

Birçoğumuz için ülkemizde oyunlara erişmek artık ne yazık ki çok zor bir hâl aldı ve bu noktada konsolu açtığımızda ücretsiz oyunlara başvurmak en kolay yöntemlerden biri. Üstelik PlayStation’daki ücretsiz oyunlar, her türden oyuncuya hitap eden geniş bir içerik yelpazesi sunuyor.

İster rekabetçi bir çevrimiçi mücadeleye katılmak, ister geniş ve detaylı açık dünyalarda kaybolmak isteyin, ücretsiz oyunlar arasında mutlaka sizi cezbeden bir seçenek bulabiliyorsunuz. Öyle ki bazı ücretsiz oyunlar, grafik kalitesi, oyun derinliği ve sundukları deneyimle pek çok ücretli oyunu aratmıyor. Biz de En İyi Ücretsiz PlayStation Oyunları listemizde sizler için bu türden oyunları listeledik.

Fortnite

Dünyanın en popüler battle royale oyunu olan Fortnite, basit ama sürükleyici oynanışıyla geniş bir oyuncu kitlesine hitap ediyor.

Devamlı güncellenen oyun modları, etkinlikler ve yaratıcı içeriklerle oyun daima yeni gibi hissettiriyor. Ayrıca oyun içinde sinema gösterimleri ve konserler gibi etkinlikler düzenlendiğinden Fortnite artık dijital bir kültürel platform hâline geldi.

  • Geliştirici: Epic Games
  • Yayıncı: Epic Games
  • Çıkış Tarihi: 25 Temmuz 2017
  • Metacritic Puanı: 78

Genshin Impact

Genshin Impact geniş açık dünyası, etkileyici grafikleri ve anime tarzı karakterleriyle öne çıkan bir aksiyon RPG oyunu.

Elemental güçlerle donatılmış karakterleriyle macera dolu bir dünya sunan oyun, keşif, savaş ve zanaat gibi pek çok unsuru içeriyor. Ücretsiz olmasına rağmen sunduğu içerik derinliği ve kalitesiyle birçok ücretli oyuna taş çıkartabilecek bir oyun.

  • Geliştirici: miHoYo
  • Yayıncı: miHoYo
  • Çıkış Tarihi: 28 Eylül 2020
  • Metacritic Puanı: 81

Rocket League

Futbolu arabalarla birleştiren Rocket League, hem eğlenceli hem de rekabetçi bir oyun deneyimi sunuyor.

Yüksek tempolu maçlar ve ustalık gerektiren hareketlerle oyunculara saatlerce keyifli anlar yaşatan Rocket League, 2020’de ücretsiz hâle gelmişti. Arkadaşlarınızla veya çevrim içi oyuncularla heyecan dolu karşılaşmalara girmek istiyorsanız mutlaka denemelisiniz.

  • Geliştirici: Psyonix
  • Yayıncı: Psyonix
  • Çıkış Tarihi: 7 Temmuz 2015
  • Metacritic Puanı: 85

Apex Legends

Respawn Entertainment tarafından geliştirilen Apex Legends, hızlı tempolu bir battle royale deneyimi sunuyor.

Karakterlerin her biri özel yeteneklere sahip, bu da strateji geliştirmenizi ve farklı oyun tarzlarını denemenizi sağlıyor. Apex Legends, dinamik haritaları ve yoğun savaşlarıyla, hem bireysel yeteneklerin hem de takım oyunlarının önem kazandığı bir oyun.

  • Geliştirici: Respawn Entertainment
  • Yayıncı: EA
  • Çıkış Tarihi: 4 Şubat 2019
  • Metacritic Puanı: 89

Warframe

Fütüristik bir aksiyon-RPG olan Warframe, uzaylı yaratıklara ve düşmanlara karşı mücadele eden Tenno adındaki savaşçılara odaklanıyor.

Zengin hikâyesi ve sürekli güncellenen içeriğiyle oyuncuları derin bir evrende maceralara sürükleyen Warframe, hızlı tempolu oynanışı ve geniş ekipman seçenekleriyle aksiyon severler için mükemmel bir seçenek.

  • Geliştirici: Digital Extremes
  • Yayıncı: Digital Extremes
  • Çıkış Tarihi: 25 Mart 2013
  • Metacritic Puanı: 64

Brawlhalla

2D dövüş oyunu olan Brawlhalla, basit ama zorlu mekanikleriyle geniş bir oyuncu kitlesine hitap ediyor.

50’den fazla karakter arasından seçim yapabilir ve heyecanı yüksek çok oyunculu maçlarda rakiplerinizi alt edebilirsiniz. Üstelik Street Fighter, Tomb Raider gibi popüler serilerden karakterler de oyunda yer alıyor.

  • Geliştirici: Blue Mammoth Games
  • Yayıncı: Ubisoft
  • Çıkış Tarihi: 17 Ekim 2017
  • Metacritic Puanı: 68

Destiny 2

Bungie’nin geliştirdiği Destiny 2, zengin hikâyesi ve etkileyici evreniyle dikkat çeken bir bilim kurgu FPS.

Hem PvE hem de PvP modları sunarak oyunculara geniş bir oyun deneyimi vaat eden Destiny 2’de raid’lere katılabilir, loot yapabilir ve arkadaşlarınızla birlikte güçlü düşmanlara karşı savaşabilirsiniz.

  • Geliştirici: Bungie
  • Yayıncı: Bungie
  • Çıkış Tarihi: 6 Eylül 2017
  • Metacritic Puanı: 85

Dauntless

Dauntless, Monster Hunter tarzı bir aksiyon RPG oyunu ve devasa yaratıkları avlayarak malzeme topladığınız ve yeni ekipmanlar ürettiğiniz bir döngüye dayanıyor.

Arkadaşlarınızla birlikte iş birliği yaparak güçlü canavarlara karşı savaşabileceğiniz oyun, ücretsiz olmasına rağmen kaliteli grafikler ve oynanış sunarak büyük beğeni toplamayı başardı.

  • Geliştirici: Phoenix Labs
  • Yayıncı: Epic Games
  • Çıkış Tarihi: 21 Mayıs 2019
  • Metacritic Puanı: 80

Call of Duty: Warzone

Büyük bir savaş alanında 150 oyuncunun mücadele ettiği battle royale tabanlı Call of Duty: Warzone’da tek başınıza ya da takımınızla hayatta kalmaya çalışıyorsunuz.

Geniş haritaları, araçları, silahları ve strateji gerektiren mekanikleriyle öne çıkan Call of Duty: Warzone, heyecan dolu bir deneyim sunuyor. Sürekli güncellenen içerikleri ve yenilikleriyle aksiyon dolu dinamik bir oyun dünyası sizleri bekliyor.

  • Geliştirici: Infinity Ward
  • Yayıncı: Activision
  • Çıkış Tarihi: 10 Mart 2020
  • Metacritic Puanı: 79

Peki sizin PlayStation konsolunda en çok vakit geçirdiğiniz ücretsiz oyunlar hangileri? Aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Herkesin Aklında Tek Bir Soru: Acaba Bizi Dinledikleri İçin mi Bir Şey Konuştuktan Sonra Onun Hakkında Reklamlar Görüyoruz?

Hepimizin başına gelmiştir: Arkadaşlarımızla tatil planları ya da sağlıklı beslenme hakkında konuşuruz ve kısa süre sonra sosyal medya hesaplarımızda ya da gezindiğimiz web sitelerinde tam da bu konularla ilgili reklamlar görürüz.

“Bu kadar da olmaz!” dediğimiz anlar çoktur, öyle değil mi? “Telefonlar bizi mi dinliyor?” sorusu, aklımızdan geçmiştir.

Peki, gerçekten öyle mi yoksa ince düşünülmüş başka stratejiler mi var?

Dijital reklamcılığın gücü: algoritmalar ve veri

Öncelikle şunu netleştirelim: Çoğu durumda telefonlarımız bizi dinlemiyor. Ama bu, reklamların neden bu kadar “hedefli” olduğunu açıklamaz mı?

İşte tam bu noktada devreye algoritmalar ve veri toplama teknolojileri giriyor. Teknoloji şirketleri, bizim çevrim içi davranışlarımızı, ilgi alanlarımızı ve tercih ettiğimiz içerikleri inceleyerek bizi âdeta bir açık kitap gibi okuyorlar.

Bir web sitesinde gezinirken ya da sosyal medyada bir gönderiye tıklarken aslında geride birçok iz bırakıyoruz. Çerezler olarak adlandırılan bu küçük veri parçacıkları, online hareketlerimizi takip ediyor.

Hangi web sitelerinde gezdiğimiz, hangi içeriklere daha çok vakit ayırdığımız, hatta arama motorlarında hangi anahtar kelimeleri yazdığımız bile kaydediliyor.

Yani biz bir şey hakkında konuştuktan sonra değil, arama yaptıktan veya içeriklere göz attıktan sonra reklamlar görmeye başlıyoruz. Örneğin, yeni bir televizyon almak hakkında düşünüyorsunuz ve birkaç gün boyunca televizyon modelleriyle ilgili aramalar yapıyorsunuz. Algoritmalar sizin bu ilgiyi fark ediyor ve size televizyonlarla ilgili reklamlar sunmaya başlıyor.

Sosyal medya dinliyor mu?

Telefonlarımızın ve sosyal medya platformlarının bizi dinlediği efsanesine bir göz atalım. Bu konuda sıkça teoriler öne sürülse de şirketler sürekli olarak telefon mikrofonlarının sadece kullanıcı izni ile belirli uygulamalar tarafından aktif olarak kullanıldığını savunuyor.

Yani bir uygulama, mikrofonunuzu dinleyip bu bilgiyi reklamlarda kullanamaz. Ancak şirketlerin topladığı veri o kadar geniş ve çeşitli ki sizin ilgi alanlarınızı tahmin etmek için dinlemelerine gerek bile kalmıyor.

Örneğin, arkadaşlarınızla evde pizza yapmak üzerine konuştuğunuzda, bu konuşmayı illa telefonun mikrofonu duymuyor olabilir.

Ama kısa bir süre önce bir pizza tarifi aramış ya da pizzayla ilgili bir video izlemiş olabilirsiniz. İşte bu tür hareketleriniz algoritmalar tarafından izleniyor ve size uygun reklamlar oluşturuluyor.

Nerede olduğunuz da önemli!

Konum verisi, dijital reklamların hedeflenmesinde önemli bir rol oynuyor. Telefonlarımız her an nerede olduğumuzu biliyor ve bu bilgi, reklamların daha da özelleştirilmesini sağlıyor.

Bir alışveriş merkezine gittiğinizde, yakınınızdaki mağazaların veya restoranların reklamlarını görmeniz muhtemel. Hatta bulunduğunuz bölgedeki hava durumu ya da yerel etkinliklere göre bile reklamlar karşınıza çıkabilir.

Böylece, bir şey hakkında konuştuğunuzda değil, o şeyin olduğu yerde bulunduğunuzda size uygun reklamlar gösterilir.

Ortak etkileşimler nasıl reklama dönüşüyor?

Konum bilgisi başka bir yerde daha işe yarıyor. Facebook gibi herhangi bir uygulamaya giriş yapmasanız bile cep telefonu konumu takip ediliyor ve veri, reklam hedeflemelerinde kullanılıyor.

Şöyle örnek verelim: Diyelim ki arkadaşınızla bir partiye gittiniz. Arkadaşınız da daha önce bir marka ile çevrim içi etkileşimde bulundu ve ilgilendi. Sadece arkadaşınızın ilgilendiği, sizin o anki konuşmanızda haberinizin olduğu marka ve konuyla alakalı siz de o ağa düşüyorsunuz.

Nasıl mı? Algoritmalar hem bulunduğunuz yeri hem de sosyal ağlarınızı analiz ederek o markanın sizin için de ilginç olabileceği sonucuna varıyor ve size bu markanın reklamını gösteriyor.

Bir adım daha ileri gidecek olursak, arkadaşınız aslında başka bir arkadaşıyla bu markayı konuşmuş olabilir ve bu konuşma Facebook gibi uygulamaların radarına girmiştir.

Arkadaşınız, bu konuşmadan sonra reklamı almışsa, aynı yerde bulunduğunuz için aynı reklamı sizin de görmeniz gerektiğine karar verebilir.

Yani sadece sizin değil, çevrenizdeki insanların çevrim içi ve fiziksel hareketleri de gördüğünüz reklamları etkileyebiliyor. Bu yöntem aslında dijital reklamcılığın ne kadar karmaşık ve ileri düzeyde olduğunu da gözler önüne seriyor.

Bir diğer önemli faktör de bağlantı kurma eğilimimiz.

Beynimiz, daha önce gördüğümüz veya duyduğumuz bir şeyle ilgili yeni bir bilgiyle karşılaştığında doğal olarak bir bağ kuruyor.

Siz tatil hakkında düşünürken tatil reklamları görüyorsanız, bu iki olay arasındaki bağlantıyı hemen fark edersiniz. Ancak reklamlar her zaman ilgi alanlarımıza uygun olmayabilir, sadece fark ettiğimiz ve hafızamıza kazınanlar genelde bu tip reklamlardır.

Reklam sektörünün geleceği nereye gidiyor?

Dijital reklamcılık giderek daha kişiselleşiyor ve algoritmalar her geçen gün daha akıllı hâle geliyor. Ancak bu gelişmelerle birlikte, veri gizliliği konusundaki endişeler de artıyor.

Birçok insan, şirketlerin kişisel verilerine bu kadar kolay ulaşabiliyor olmasından rahatsız. Bu yüzden de hem teknoloji devleri hem de hükûmetler, veri gizliliğiyle ilgili yeni düzenlemeler getirmeye devam ediyor.

Kişiselleştirilmiş reklamların geleceği de bu dengeyi kurabilme yeteneğimizle şekillenecek gibi görünüyor.

Peki kurtulamaz mıyız?

Tabii ki bu döngüden çıkmak için bazı yöntemler deneyebilirsiniz. Uygulamaların izleme yeteneklerini sınırlandırabilirsiniz. Konumu kapatmak gibi birçok işlem olsa da platformları kullandığınız sürece ilgili reklamlarla hedeflenmeniz için veri toplanmaya devam ediliyor.

Yani tek yönteminiz o uygulamadan tamamen çıkmak ve bir daha kullanmamak.

Kaynaklar: The Daily Star, Grapeseed Media, The Sun, Mcnutt&Partners

Bunları da inceleyebilirsiniz:

 

Her Bütçeye Uygun En İyi Full HD (1080p) Monitör Tavsiyeleri

Eğer yeni bir monitör almayı düşünüyorsanız doğru yere geldiniz. Farklı fiyat segmentlerinden öne çıkan monitörleri sizler için derledik.

Monitörler, oyun oynamaktan tut iş hayatımıza kadar birçok konuda ihtiyacımız olan ürünler. Bu yüzden de kullanıcılar için en iyi monitörleri bulmak büyük önem taşıyor. Biz de bu içeriğimizde piyasada satın alabileceğiniz en öne çıkan monitörlerin bazılarını derliyoruz.

Aşağıdan farklı fiyat segmentlerinden monitörlere ulaşabilirsiniz. Listeyi oluştururken kullanıcı yorumlarını, teknik özellikleri ve fiyatları dikkate aldık. Fiyat performans konusunda en öne çıkan monitörlerden oyun deneyiminizi arşa çıkaracak monitörlere kadar birçok farklı cihazı görebilirsiniz. Lafı uzatmadan gelin şu an satın alabileceğiniz en iyi monitörlere bir göz atalım.

Samsung Odyssey G3 LS27AG320NUXUF

  • 24 ve 27 inç
  • 165 Hz
  • 1920×1080 (FHD)
  • 1 ms tepki süresi
  • LCD
  • AMD FreeSync Premium

Fiyat performans konusunda öne çıkan monitör arayanların aklına ilk gelecek modellerden biri olan Samsung Odyssey G3, hem oyun hemde gündelik işlerde gayet yeterli performans sunabilecek bir ürün. Ürünün fiyatı, ekran boyutuna göre 4 bin TL ila 7.500 TL arasında değişiyor.

Ürünü satın almak ve detaylı incelemek için ​buradaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

AOC 24G4XE

  • 24 inç
  • 180 Hz
  • 1920×1080 (FHD)
  • IPS LCD
  • 1 ms tepki süresi

Oyunculara özel olarak tasarlanan AOC markalı bu monitör, üst düzey performans için optimize edilmiş özelliğe sahip. HDR teknolojisi ile daha gerçekçi görüntü deneyimi yaşanabiliyor. 4500 TL civarındaki fiyatı da onu cazip kılan kısımlardan. 

Ürünü satın almak ve detaylı incelemek için ​buradaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Monster Aryond A24 V1.1

  • 24 inç
  • 144 Hz
  • 1920×1080 (FHD)
  • 1 ms tepki süresi

Aryond A24 modeli, 4 bin TL civarındaki fiyatıyla fiyat performans tarafında öne çıkan bir model. 144 Hz yenileme hızı, ince çerçeveleri, Fast IPS panel, FHD çözünürlük, HDR10 desteği gibi özelliklere sahip.

Ürünü satın almak ve detaylı incelemek için ​buradaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

ASUS Tuf Gaming VG249Q3A

  • 23,8 inç 
  • 180 Hz
  • 1920×1080 (FHD)
  • 1 ms tepki süresi
  • FreeSync Premium
  • Fast IPS

Tabii ki montiörlerden bahsetmişken ASUS modellerini eklemeden olmaz. En çok tercih edilen modellerden biri de Tuf Gaming VG249Q3A. 5 bin ila 5 bin 500 TL arasında fiyatlardan bulunabilen bu cihaz, oyun konusunda etkileyici bir deneyim sunuyor.

Ürünü satın almak ve detaylı incelemek için ​buradaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

GIGABYTE G24F-2

  • 23,8 inç
  • 180 Hz
  • SS IPS
  • 1920×1080 (FHD)
  • 1 ms tepki süresi
  • FreeSync Premium

Bütçesini biraz daha artırabilenler, GIGABYTE’ın 23,8 inç boyutundaki bu modeline yönelebilirler. 6 bin 600 TL civarlarında fiyatlara satılan bu monitör, özellikle oyun tarafında çok akıcı bir deneyim sunmasıyla kesinlikle tercih edilebilecek bir cihaz.

Ürünü satın almak ve detaylı incelemek için ​buradaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Dell G2724D 

  • 27 inç
  • 165 Hz
  • 2560×1440 (QHD)
  • Fast IPS
  • 1 ms tepki süresi
  • FreeSync Premium

Bütçesini 10 bin TL’nin üzerine çıkaran kullanıcılar, Dell’in bu modelini tercih edebilirler. QHD çözünürlüğe sahip G2724D modeli keskin grafik ve gerçekçi ayrıntılarla iyi bir oyun deneyimi sunuyor. Genel olarak da kullanıcılardan olumlu yorumlar almış.

Ürünü satın almak ve detaylı incelemek için ​buradaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

ViewSonic VX3218-PC-MHD

  • 32 inç
  • 1920×1080 (FHD)
  • 180 Hz
  • 1 ms tepki süresi
  • Adaptive Sync

ViewSonic’in bu modeli de tam bir fiyat performans ürünü. 32 inçlik devasa ekranlı cihaz, 8-10 bin TL civarlarından fiyata bulunabiliyor. Hem iş hem de oyun konusunda gayet işinizi görebilecek bir monitör.

Ürünü satın almak ve detaylı incelemek için ​buradaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

LG UltraGear 27GR83Q

  • 27 inç
  • 2560×1440 (QHD)
  • 240 Hz
  • 1 ms tepki süresi
  • IPS

Son olarak da LG’den bir model görüyoruz. QHD çözünürlüğe sahip 27 inçlik bu 240 Hz’e kadar yenileme hızı sunuyor ve oyuncuların her bir detayı yakalamasını sağlıyor. 13 bin TL civarına kadar çıkabilecek kişiler tarafından tercih edilebilir bir ürün.

Ürünü satın almak ve detaylı incelemek için ​buradaki bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Samsung Galaxy S25 Ultra’nın İlk Performans Testi Sonuçları Ortaya Çıktı (iPhone 16 Pro Max Şimdiden Titriyor)

Samsung Galaxy S25 Ultra’nın Geekbench testleri ortaya çıktı. Önümüzdeki yılın başında gelecek telefonun, bazı konularda en büyük rakibinin önünde olacağı görüldü.

iPhone 16 Pro Max, geçtiğimiz günlerde Geekbench testlerine girmişti. Sonuçlarda, telefonun etkileyici bir performans gösterdiği görülürken M1 çipten bile daha hızlı olduğu ortaya çıkmıştı. Şimdi ise cihazın en büyük rakibi olacak Samsung Galaxy S25 Ultra’dan performans testleri geldi.

Samsung Galaxy S25 Ultra’nın çıkışına hâlâ uzun bir süre var. Cihaz, 2025 başında resmen tanıtılacak. Ancak şimdiden birçok detayı sızmış durumda. İşlemcisi de bunlardan biri. Telefon, bir sürpriz olmazsa yeni Snapdragon 8 Gen 4’ten güç alacak. Geekbench veri tabanında keşfedilen test sonuçları da bu işlemcinin ve Galaxy S25 Ultra’nın performansını ortaya koyuyor.

Galaxy S25 Ultra, çoklu çekirdek puanlarında iPhone 16 Pro Max’ten önde

Verilere göre Galaxy S25 Ultra, tek çekirdekte 3069 puan, çoklu çekirdekte ise 9080 puan almayı başardı. 12 GB RAM kapasitesi ve Android 15 ile geleceği de görüldü. Cihaz, testlerde iPhone 16 Pro Max’i geride bıraktı.

iPhone 16 Pro Max verilerinde A18 Pro çipin tek çekirdekte 3429 puan aldığını görmüştük. Buna göre Samsung Galaxy S25 Ultra ile oldukça yakınlar ancak yeni iPhone modeli biraz daha önde.

Asıl fark, çoklu çekirdekte ortaya çıkıyor. Öyle ki verilere göre S25 Ultra, çoklu çekirdek puanlarında en büyük rakibinden %18 daha hızlı olacak. Önceki nesil S24 Ultra’ya kıyasla da çok önde olduğunu görebiliyoruz. Geçen senenin modeli, sırasıyla 2300 puan ve 7000 puan almıştı.

Galaxy S25 Ultra’nın çıkışına hâlâ uzun bir süre var. Bu yüzden performans verilerinin değişebileceğini tahmin edebiliriz. Hem GPU hem de CPU tarafında iPhone 16 Pro Max’i tamamen geçip geçmeyeceğini zaman gösterecek.

Volvo: Sırf Daha Aerodinamik Diye “Apple Mouse” Gibi Otomobiller Üretmeyeceğiz

Volvo yöneticisi, aerodinamik tasarımda estetikten ödün vermeden “Apple Mouse” benzeri araçlar üretmeyeceğini söyledi.

Volvo, elektrikli araçların tasarımında estetikten ödün vermeyeceğini vurguladı. Şirket, aerodinamik avantajlar sağlamak amacıyla “Apple Magic Mouse‘” benzeri araçlar üretmeyeceklerini açıkladı. Volvo Dış Tasarım Şefi Florian Mockenhaupt, gelecekteki modellerin karakteristik tasarım unsurlarını koruyarak modern bir görünüm kazanacağını ifade etti.

Günümüzde birçok otomobil üreticisi, aerodinamik verimlilik elde etmek için araç tasarımlarını radikal bir şekilde değiştirmekte. Ancak Volvo, kullanıcı konforunu ve estetik zevki ön planda tutarak bu yaklaşımın dışında kalmayı tercih ediyor. 

Volvo’nun tasarımlarındaki tutarlılık vurgusu

Mockenhaupt, müşterilerin konforuna verdiği önemi belirterek, Volvo’nun tasarım dilinin tüm ürün yelpazesine uyum sağlayacağını söyledi. Diğer markaların her modelde farklı tasarım dillerine sahip olmasının aksine, Volvo’nun gelecekteki otomobillerinin tutarlılığı sağlaması bekleniyor.

Volvo, önümüzdeki 24 ay içinde 10 yeni nesil model sunmayı planlıyor. Bu modeller arasında EX60 crossover ve ES90 sedan, şirketin yenilikçi tasarım felsefesinin birer örneği olacak. Özellikle bazı Alman rakiplerinin benimsediği “aynı araç, farklı uzunluk” stratejisinden uzak durarak, farklı ve etkileyici tasarımlar oluşturmayı hedefliyor. Bu stratejiyle hem aerodinamik performansı artırmayı hem de lüks segmentteki müşteri taleplerini karşılamayı amaçlıyor. Volvo’nun bu yaklaşımı, otomobil tutkunları için heyecan verici bir dönem başlatacak gibi görünüyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Borsa ve Kripto Paralara Vergi Gelip Gelmeyeceğini Açıkladı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, borsa ve kripto paralara vergi gelip gelmeyeceği ile ilgili konuştu.

Kripto para birimleri, uzun süredir Türkiye’nin gündemindeydi. Birkaç ay önce kripto paraları içeren yasanın yürürlüğe girdiğini görmüştük. Bu düzenleme, herhangi bir vergi getirmiyordu. Ancak bakanlıktan gelen açıklamalar, ileride borsa ve kriptoda vergi görebileceğimizin sinyallerini vermişti.

Vergi gelip gelmeyeceği merak edilirken bugün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan açıklama geldi. Yılmaz, yatırımcıları sevindirecek bir haber verdi.

Borsa ve kripto paralara şimdilik vergi yok

Yılmaz, Bloomberg ile yaptığı röportajda borsa ve kripto vergisi ihtimaliyle ilgili konuştu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bir ara bu ihtimalin tartışıldığını ancak sonrasında gündemlerinden düştüğünü ifade etti:

“Borsa vergisi gündemimizde yok. Bir dönem tartışıldı ve gündemimizden düşmüş oldu. Aynı zamanda kripto vergisi de gündemimizde yok. Önümüzdeki süreçte esas konumuz istisna ve muafiyetleri mümkün olduğunca daraltmak. Bundan sonra genel vergi oranlarında, kanuni vergi oranlarında çok değişiklik beklememek gerekir. Bu yıl ilk pakete benzer bir düzenleme yapma planımız yok.”

Redmi Note 14 Pro+ Kutu İçeriği Ortaya Çıktı (Samsung ve Apple Örnek Almalı)

Redmi’nin yakında tanıtacağı yeni telefonu Redmi Note 14 Pro+’ın kutu içeriği yanlışlıkla sızdırıldı.

26 Eylül’deki lansman etkinliği öncesinde Redmi, Redmi Note 14 serisi akıllı telefonlarla ilgili önemli ayrıntıları yavaş yavaş açıklamaya başladı. Bugün yeni ayrıntıların yanı sıra Redmi Note 14 Pro+’ın kutusunu ve kutu içeriğini de görebilme şansına eriştik.

Kutu içeriği ve diğer yeni detaylar ITHome’dan geliyor ve Redmi Note 14 Pro+ ile ilgili şirketin henüz onaylamadığı bazı ayrıntıları içeriyor. Öyle ki yayınlanan içerik hızlıca kaldırıldı ancak böylelikle lansman öncesi birçok detaya daha hâkimiz.

Redmi Note 14 Pro+ özellikleri

Redmi Note 14 Pro+’ın genel tasarımı şirketin K serisi akıllı telefonlarından farklı. Telefonun arka kısmı, önceki nesle göre iki kat daha güçlü olduğu söylenen kavisli Corning Gorilla Glass’tan yapılmış ve ışık altında parlayan bir dokuya sahip. Kamera ünitesi ise cilalı metalle süslenmiş kendine has bir tasarımla geliyor.

Telefon, Corning Gorilla Glass Victus 2 korumalı 6,67 inç 1,5K OLED ekrana sahip. Alt çerçeve biraz kalın olsa da üst ve yan çerçeveler dar ve eşit genişlikte görünüyor. Raporda ayrıca Redmi Note 14 Pro+’ın 6,200 mAh gibi güçlü bir pile sahip olduğu ve 90W hızlı şarjı desteklediği belirtiliyor.

Redmi Note 14 Pro+, 162.53 x 74.67 x 9.36mm kalınlığında (kamera ünitesi hariç) ve 212 gram ağırlığında. Görüntüler ayrıca Redmi Note 14 Pro+’ın OIS özellikli 50MP üçlü kamera ünitesi, çift hoparlör, IR blaster ve ekran içi parmak izi tarayıcısı ile donatıldığını gösteriyor. Marka, IP69 seviyesine kadar toza ve suya dayanıklılık sunacağını zaten doğrulamıştı. Keza raporlar doğruysa cihaza gücünü Dimensity 7350 işlemcisi verecek.

Redmi Note 14 Pro+ kutu içeriği

Cihazın beyaz renkli kutusunda telefon, silikon koruyucu kılıf, SIM çıkarma pimi, şarj kablosu ve 90W hızlı şarj cihazı yer alıyor.

Peki sizin Redmi Note 14 Pro+’dan beklentileriniz neler? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Daha Yeni Gelmiştik!: Yeni Yerlere Gittiğimizde Zaman Neden Daha Hızlı Geçiyor?

Hiç tatildeyken, yeni bir şehri keşfederken ya da farklı bir ülkeye seyahat ederken zamanın su gibi akıp geçtiğini fark ettiniz mi?

Daha göz açıp kapayıncaya kadar tatilinizin sonuna gelmiş, geri dönüş yolculuğu başlamış olabilir. Peki, neden yeni yerlerde zaman çok daha hızlı geçiyor gibi hissediyoruz?

Bu durumu açıklamak için psikoloji ve algılarımızın işleyişine biraz daha yakından bakmak gerekiyor.

Beynimizin yeni deneyimlere verdiği tepki

Beynimiz, rutinlerle ve sürekli tekrar eden deneyimlerle başa çıkmak için hızlıca uyum sağlıyor. Her gün aynı yolu yürür, aynı görevleri tekrarlar ve tanıdık yerlerde vakit geçirirsek, beynimiz bu durumu alışkanlık hâline getiriyor.

Zamanı daha az fark ederiz çünkü yapacağımız şeyler bellidir. Ancak yeni bir yere gittiğimizde, beynimiz her anı yakından gözlemlemeye ve analiz etmeye başlıyor.

Yeni deneyimler, manzaralar ve kokularla dolu bir ortamda beynimiz daha fazla uyarılıyor ve her şeyi hatırlamaya çalışıyor. Bu, aslında o anları daha yoğun yaşadığımız anlamına geliyor.

Fakat bu yoğunluk zaman algımızı değiştiriyor ve biz farkında olmadan saatler hızla geçiyormuş gibi geliyor.

“Zamanın kısalması” algısı

Yeni bir yerde geçen ilk birkaç gün, beynimiz her detayı kaydediyor ve bu yüzden zamanın daha yavaş geçtiğini bile hissedebiliyoruz. Ancak seyahatin sonunda, geriye dönüp baktığımızda anılarımızın yoğunluğu nedeniyle zamanın ne kadar hızlı geçtiğini fark ediyoruz.

Bu durum “zamanın kısalması” olarak biliniyor ve psikologlar bunun beynimizin kısa süreli yeni deneyimleri nasıl işlediğiyle ilgili olduğunu söylüyorlar.

Ancak unutmayın, bu anılar hayat boyu sizinle kalıyor. Aslında zamanın hızlı geçtiğini hissetmek, ne kadar yoğun yaşadığınızın da bir göstergesi olabiliyor.

Bu yüzden de bir dahaki tatilinizde, zamanın nasıl geçtiğine değil, yaşadığınız anın keyfini çıkarmaya odaklanın!

Kaynaklar: Psychology Today, The Economic Times, Science News

Bunları da inceleyebilirsiniz: