WhatsApp 2024’te Destek Vermeyeceği Telefonları Açıkladı

WhatsApp, 2024 itibarıyla bazı eski telefon modellerinde artık çalışmayacak. İşte destek sona erecek cihazlar ve neler yapılması gerektiği.

Dünyanın en popüler mesajlaşma uygulamalarından biri olan WhatsApp, 2024 yılına girerken eski telefon kullanıcılarına kötü haber verdi. WhatsApp, 1 Ekim 2024 tarihinden itibaren bazı eski model akıllı telefonlarda artık çalışmayacağını duyurdu.

Bu Karar Sadece Android’i Değil IOS’u Da Kapsıyor

Hem iOS hem de Android cihazları etkileyen bu karar, 7 yıldan eski telefon modellerini kapsıyor. Uygulamanın yeni güncellemeleri ve özelliklerinin bu cihazlarda sorunsuz çalışamayacağı gerekçesiyle WhatsApp, bu telefonlar için desteğini sona erdiriyor.

Neden Bu Karar Alındı?

WhatsApp’ın sahibi Meta tarafından yapılan açıklamaya göre, bu kararın arkasında teknolojik altyapının sürekli gelişmesi yatıyor. Yeni donanımlar ve yazılım güncellemelerine odaklanmak isteyen WhatsApp, eski cihazları desteklemeyi sürdürmenin mümkün olmadığını belirtiyor. Bu kapsamda, 1 Ekim 2024’ten itibaren listedeki telefon modellerinde WhatsApp artık güncellemeleri almayacak ve uygulama kullanılamayacak.

Hangi Telefonlar Etkilenecek?

WhatsApp, kullanılamayacak cihazların listesini yayınladı. İşte 2024 itibarıyla WhatsApp desteğini kaybedecek telefon modelleri:

  • Sony Xperia XZ
  • HTC 10 evo
  • Xiaomi Mi 5 Prime
  • Samsung Galaxy S7 Edge
  • Huawei Mate 9 Pro
  • iPhone 7
  • iPhone 7 Plus
  • iPhone 7s
  • Samsung Galaxy S7
  • Xiaomi Mi Note 2
  • Xiaomi Mi MIX 18K
  • OnePlus 3T
  • LG V20
  • Asus ZenFone 3 Deluxe
  • Lenovo Moto Z
  • Xiaomi Mi 5 Pro
  • OnePlus 3
  • HTC 10
  • Samsung Galaxy A9 Pro
  • Xiaomi Mi 5 Prime

Bu listedeki telefonları kullananlar, WhatsApp’ın 1 Ekim 2024’te vereceği destek sona ermeden önce cihazlarını yenilemeyi düşünebilir. Aksi takdirde, bu tarihten sonra WhatsApp uygulaması bu telefonlarda otomatik olarak çalışmayı durduracak. Meta, kullanıcılarına her zaman güncel cihazlar kullanmalarını öneriyor, böylece uygulamanın sunduğu yeni özelliklerden faydalanmaya devam edebilirler.

WhatsApp, sürekli olarak yeni teknolojiler geliştirip kullanıcı deneyimini iyileştiren bir platformdur. Ancak eski cihazlar bu güncellemeleri kaldıracak donanıma sahip olmadığından, Meta’nın bu kararı kaçınılmaz hale gelmiş durumda.

Kaynak: İndir

iOS 18’de Kritik Bir Hata: Kullanıcılar Dikkat!

Apple’ın geçtiğimiz hafta tam sürüm olarak yayınladığı iOS 18 sürümünde beklenmedik kritik bir hata tespit edildi. Önemli sorunlara yol açabiliyor.

Apple’ın geçtiğimiz hafta tam sürüm olarak yayınladığı iOS 18 sürümünde beklenmedik kritik bir hata tespit edildi. Önemli sorunlara yol açabiliyor.

iOS 18’de Kritik Bir Hata Kullanıcılar Dikkat

Apple’ın 16 Eylül itibariyle hayatımıza tamamen giren iOS 18, kullanıcılar tarafından cihazlara indirilip kullanılmakta. Beta sürecini tamamlayan ve nihai sürümünü yayınlayan fakat kullanıcıların geri dönütlerini de inceleyen şirket, beklenmedik bir hata ile karşılaştı. Karşılaşılan bu soruna göre iOS 18’deki bu hatada özellikle Apple Watch’tan paylaşılan saat yüzlerine yanıt verilmesi ile ortaya çıkıyor. WatchOS cihazlar üzerinden özelleştirilmiş saat yüzü paylaşma özelliği, mesajlaşma sırasında kritik bir sorun yaratabiliyor. Özellikle bir kullanıcı paylaşılan saat yüzüne yanıt vermek istediğinde, Mesajlar uygulaması sürekli olarak çöküyor. Bununla birlikte bu hata her iki tarafın da Mesajlar uygulamasını kullanmasını engelliyor.

Fark edilen bu kritik ama önemli hata, iOS 18 kullanıcılarının mesajlaşma deneyimini olumsuz etkiliyor. Bu hata yüzünden veri kaybı yaşanma potansiyeli artıyor. Eğer sizde iOS 18 kullanıp Apple Watch saat yüzleri ile mesajlaşıyorsanız, bu hatadan korunmak için paylaşım ve yanıt verme süreçlerine dikkat etmelisiniz.

iOS 18’de Kritik Bir Hata Kullanıcılar Dikkat

Hata Nasıl Gerçekleşiyor

iOS 18 güncellemesi ile Apple Watch saat yüzlerini paylaşma özelliğini watchOS’ta sunuyor ve bu yüzler Mesajlar ya da Mail üzerinden diğer kullanıcılara gönderilebiliyor. Ancak, geliştirilen bu özellik iOS 18’de ciddi bir sorunu beraberinde getiriyor. Eğer bir kullanıcı, iOS 18 yüklü cihazında paylaşılan bir saat yüzüne “başlık” özelliği ile yanıt verirse, uygulama sürekli çökmeye başlıyor.

Son güncelleme ile ortaya çıkan bu yeni sorun gerçekleştiğinde, kullanıcı Mesajlar uygulamasındaki bu konuşmayı açmaya çalıştığında uygulama tekrar tekrar kapanıyor. Bununla birlikte, diğer mesajlara yanıt vermekte mümkün olmuyor. Bu sorun Mesajlar uygulamasının genel kullanımına da olumsuz etki ediyor ve uygulamanın tamamen işlevsiz hale gelmesine neden oluyor.

Yeni ortaya çıkan bu Apple hatası oluştuğunda Mesajlar uygulamasını kullanmak neredeyse imkansız hale geliyor.

‘Son Silinenler’ Hatayı Ortaya Çıkarabiliyor

Yeni ortaya çıkan bu hata oluştuğunda Mesajlar uygulamasını kullanmak neredeyse imkansız hale geliyor. Bu sorunun geçici çözümü, hatanın bulunduğu konuşmayı silmek olarak düşünülüyor. Ancak, bu çözüm tüm mesaj geçmişinizi ve kaydedilmemiş fotoğraf, video gibi içerikleri kaybetmenize neden olabiliyor. Bunların yanında konuşmayı silseniz bile, bu konuşmayı Mesajlar uygulamasındaki “Son Silinenler” bölümünden geri yüklemek hatanın yeniden ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor.

Kaynak: İndir

Telegram Gizlilik Güncellemesi: Veriler Paylaşılabilir

Telegram’ın Gizlilik Güncellemesi: Suçla bağlantılı durumlarda kullanıcıların telefon numarası ve IP adreslerini adli makamlarla paylaşabileceğini duyurdu.

Popüler mesajlaşma platformu Telegram, gizlilik politikasında önemli bir güncelleme yaparak kullanıcılarının kişisel bilgilerini adli makamlarla paylaşabileceğini duyurdu. Güncellenen politikaya göre, kullanıcıların telefon numaraları ve IP adresleri, belirli şartlar altında yetkililerle paylaşılabilecek. Bu gelişme, Telegram’ın gizlilik odaklı yapısı hakkında soru işaretleri doğurdu.

Telegram, kullanıcıların suçla bağlantılı olduğunu doğrulayan bir delil sunulursa, telefon numaralarını ve IP adreslerini yetkililere iletebilecek.

Telegram’dan Kritik Gizlilik Güncellemesi

Telegram’ın Pazartesi günü duyurduğu yeni gizlilik politikasında, suç faaliyetleriyle ilgili davalarda kullanıcı bilgilerini paylaşabileceği belirtildi. Yeni politikanın detaylarına göre, platform, adli makamlardan gelen geçerli bir talep ve mahkeme kararı doğrultusunda, kullanıcıların suçla bağlantılı olduğunu doğrulayan bir delil sunulursa, telefon numaralarını ve IP adreslerini yetkililere iletebilecek.

Telegram’ın bu adımı, özellikle gizliliği ön planda tutan kullanıcılarını endişelendirebilir. Ancak platform, bu bilgilerin yalnızca geçerli bir mahkeme emri ve yasal incelemenin ardından paylaşılacağını vurguluyor. Telegram, bu tür taleplerin hukuk çerçevesinde değerlendirileceğini ve kullanıcıların verilerinin rastgele paylaşılmayacağını belirtti.

Pavel Durov’dan Açıklama

Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, platformun güvenliğini tehlikeye atacak “kötü aktörlere” karşı mücadele edeceğini vurguladı. Durov, kullanıcı güvenliğinin ön planda olduğunu belirterek, suç faaliyetlerinin önüne geçmek için gerekli adımların atılacağını ifade etti. Ayrıca Telegram’ın, hükümetlerden gelen talepleri ve bu taleplerle ilgili adımlarını çeyrek raporlarında şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşacağını duyurdu.

Telegram’ın Geçmişteki Gizlilik Mücadelesi

Telegram, gizlilik odaklı yapısıyla diğer sosyal medya platformlarından farklılaşmayı başaran bir uygulama olarak biliniyor. Merkezi Dubai’de bulunan şirket, çeşitli ülkelerdeki hükümetlerle olan gizlilik mücadelesiyle sık sık gündeme geliyor. Özellikle 2018’de Rusya’da yasaklanması, Durov’un kullanıcı verilerini paylaşmayı reddetmesinden kaynaklanmıştı. Ancak bu yasak, 2021 yılında kaldırıldı.

Bununla birlikte, Telegram’ın kullanıcı verilerini hiçbir ülkeye vermediği yönündeki açıklamaları devam ediyor. Örneğin, Ukrayna’nın kamu çalışanları ve savunma sektörü için Telegram’ı yasaklaması üzerine platform, Rusya da dahil olmak üzere hiçbir ülkeye mesajlaşma verilerini sağlamadığını bir kez daha vurguladı.

Telegram’ın Gizlilik Konusunda Yeni Dönemi

Telegram’ın gizlilik politikasında yaptığı bu değişiklik, platformun gizlilik ilkelerine olan bağlılığını sorgulayanlar için bir dönüm noktası olabilir. Ancak şirket, kullanıcılarının güvenliğini ve gizliliğini korumaya devam edeceğini belirtiyor. Özellikle suçla mücadele kapsamında yapılan bu değişiklikler, platformun yasal yükümlülüklerini yerine getirmesine olanak tanıyor. Yine de, Telegram kullanıcıları bu değişikliklerin kendi gizlilik haklarını nasıl etkileyeceğini dikkatle izlemeli.

Dünyanın dört bir yanında büyük bir kullanıcı kitlesine sahip olan Telegram, gizlilik odaklı yaklaşımıyla tanınmasına rağmen, bu son gelişmeyle birlikte yasal gerekliliklere daha fazla uyum sağlayacağını gösteriyor. Bu durum, özellikle gizlilik konusunda hassas kullanıcılar arasında tartışmalara neden olabilir.

Kaynak: İndir

Apple, iPhone SE 4’ü Sızdırdı İşte Fiyatı ve Özellikleri

Apple hayranlarının merakla beklenen modeli olan iPhone SE 4 modeli hakkında yeni bilgiler gelmeye devam ediyor. Çok yenilikçi bir model olabilir.

Apple hayranlarının merakla beklenen modeli olan iPhone SE 4 modeli hakkında yeni bilgiler gelmeye devam ediyor. Çok yenilikçi bir model olabilir.

Önümüzdeki bahar aylarında tanıtılması beklenen iPhone SE modeli için geri sayım başladı. Özellikleri hakkında sızıntılar gelmeye devam eden iPhone SE 4, büyük yeniliklerle teknoloji severlerin karşısına çıkacak.

Apple, iPhone SE 4’ı Sızdırdı İşte Fiyatı ve Özellikleri

Yepyeni Tasarımlı iPhone SE 4

Daha önceki tasarımdan daha farklı tasarımı ve daha gelişmiş ekranı ile çıkış yapması beklenen yeni iPhone SE 4, iPhone SE 2’den beri kullanılan iPhone 8 tasarımını artık kullanmayacak. 4.7 inç’lik eski LCD ekranı geride bırakan iPhone SE 4, iPhone 14’teki gibi 6.1 inç’lik OLED bir ekran ile kullanıcılarını karşılayacak. Bunlar ile birlikte Touch ID’yi geride bırakıp Face ID’ye geçiş yapması bekleniyor. iPhone SE 4, iPhone 14’den farklı olarak çift kamera yerine tek kamera sistemi ile bizleri karşılayacak.

Apple, iPhone SE 4’ı Sızdırdı İşte Fiyatı ve Özellikleri

iPhone SE 4 modeline gelmesi beklenen diğer bir özellik ise iPhone 15 Pro, 15 Pro Max ve iPhone 16 serisiyle tanıttığı Action Button (eylem butonu) olması bekleniyor. Bu buton sayesinde kullanıcılar sessiz modu açıp kapatmak haricinde kullanıcıların atayacağı farklı işlevleri de yerine getirebiliyor.

iPhone SE 4 modeli birlikte Lightning’den USB-C’ye geçmeyi planlayan Apple, böylelikle aynı kabloyu hem iPad’lerde hemde dizüstü bilgisayarlar ile kullanılabilecek. A18 çip ve 8 GB RAM’e sahip olacak olacak olan iPhone SE 4, iOS 18 ile birlikte gelen yapay zeka özelliklerini de desteklenmesi bekleniyor.

Apple, iPhone SE 4’ı Sızdırdı İşte Fiyatı ve Özellikleri

İşte iPhone SE 4’ün Fiyatı

iPhone SE 4’ün fiyatı konusunda kesin bir bilgiye henüz ulaşılamazken, tahmini olarak 499 dolar bandında olacağı düşünülüyor. Bu fiyatta yeni iPhone SE 4 modelinin diğer iPhone modellerine göre oldukça uygun fiyatlı olduğu anlamına geliyor.

Kaynak: İndir

OpenAI ve Jony Ive’dan Yapay Zeka Odaklı Cihaz Geliyor

OpenAI ve Jony Ive, yapay zeka odaklı bir cihaz üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Cihaz, teknolojide yeni bir dönem başlatma potansiyeli taşıyor.

Teknoloji dünyasında büyük bir merakla beklenen işbirliği sonunda doğrulandı. OpenAI CEO’su Sam Altman ve Apple’ın efsanevi tasarımcısı Jony Ive, yapay zeka odaklı bir cihaz üzerinde birlikte çalıştıklarını resmen duyurdu. İkili arasındaki işbirliği söylentileri bir süredir teknoloji dünyasında konuşulsa da, şimdiye kadar hiçbir resmi açıklama yapılmamıştı. Ancak son gelişmeler, bu projeye yönelik ilk somut adımların atıldığını gösteriyor.

Jony Ive ve Sam Altman’ın liderliğinde geliştirilen bu yapay zeka odaklı cihazın, günümüz akıllı telefonlarına rakip mi olacak?

OpenAI Yapay Zeka ve Donanımın Güçlü Buluşması

Jony Ive ve Sam Altman’ın liderliğinde geliştirilen bu yapay zeka odaklı cihazın, günümüz akıllı telefonlarına rakip olup olmayacağı ise hala belirsizliğini koruyor. Proje hakkındaki detaylar şimdilik oldukça sınırlı, ancak bu yeni cihazın yapay zeka teknolojileriyle donatılmış, yenilikçi bir bilgi işlem ürünü olacağı düşünülüyor. İkilinin amacı, kullanıcılara yeni bir deneyim sunarak teknolojinin sınırlarını zorlamak gibi görünüyor.

Projeyi finanse eden kuruluşlar arasında dikkat çeken isimler yer alıyor. Eski Apple tasarımcısı Jony Ive, Altman ile olan bu işbirliğinde Laurene Powell Jobs’un şirketi Emerson Collective’in de desteğini almış durumda. İddialara göre, projeye yıl sonuna kadar 1 milyar dolar fon toplanabileceği öngörülüyor. Finansman kaynakları arasında SoftBank CEO’su Masayoshi Son’dan bahsedilmese de, daha önce projeye büyük bir yatırım yaptığı söylentileri gündeme gelmişti.

İlginç bir detay ise projede çalışan ekibin büyüklüğü. Şu anda yalnızca 10 kişilik bir ekip, bu yapay zeka donanımı üzerinde çalışıyor. Ekipte Jony Ive ile Apple’da birlikte iPhone tasarımlarında görev alan Tang Tan ve Evans Hankey gibi deneyimli isimler de yer alıyor. Ive’ın şirketi LoveFrom, cihazın tasarım sürecine liderlik ederken, projenin yaratıcı ve teknolojik detayları üzerinde titizlikle çalışılıyor.

Yeni Bir Teknolojik Dönemin Kapıları Aralanıyor

OpenAI tabanlı bu cihazın akıllı telefonlarla nasıl bir ilişki içinde olacağı belirsizliğini korusa da, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandıracağı kesin. Özellikle Jony Ive’ın Apple’daki efsanevi tasarım geçmişi ve Sam Altman’ın yapay zeka alanındaki öncülüğü, bu projenin dikkatleri üzerine çekmesinde etkili oluyor.

Teknoloji dünyası, bu yeni cihazın akıbetini merakla beklerken, bazı uzmanlar projenin başarısının büyük ölçüde kullanıcıların beklentilerini karşılayıp karşılayamayacağına bağlı olacağını belirtiyor. Daha önce yapay zeka temelli cihaz projeleri arasında yer alan “Humane AI Pin” gibi girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanması, bu projeye yönelik soru işaretleri doğuruyor. Ancak Altman ve Ive’ın geçmişteki başarıları, bu OpenAI projesinin daha geniş kitleler tarafından kabul görebileceği yönündeki beklentileri de artırıyor.

Sonuç olarak, OpenAI ve Jony Ive işbirliğiyle geliştirilen bu yapay zeka cihazı, teknoloji dünyasında büyük bir devrim yaratma potansiyeline sahip. Detaylar henüz sınırlı olsa da, önümüzdeki dönemde daha fazla bilginin paylaşılması ve cihazın resmi olarak tanıtılması bekleniyor. Gözler şimdi, bu yenilikçi projenin teknoloji dünyasında nasıl bir etki yaratacağını görmek için Altman ve Ive’ın üzerinde.

Kaynak: İndir

Meta, Yapay Zekâyı Seslendirmesi İçin Ünlü İsimlerle Anlaştı! Kristen Bell, Judi Dench ve Daha Fazlası ile İş Birliğinde!

Meta, dijital asistanı için Kristen Bell, Judi Dench ve diğer ünlülerin seslerini kullanacak. Yeni özellik Connect konferansında duyurulacak.

Meta Platforms, Meta yapay zekâ sohbet robotuna ses vermesi için ünlü isimlerle anlaştı. Judi Dench, Kristen Bell, John Cena, Awkwafina ve Keegan-Michael Key gibi tanınmış isimlerin sesleri, Meta’nın dijital asistanında kullanılacak. Yeni sesli özelliğini Meta’nın Connect konferansında duyurucak.

Meta kullanıcılarına dijital asistanında beş ünlü sesinden birini seçme imkanı sunacak.  Ayrıca genel ses seçenekleri de mevcut olacak. Bu yeni sesli özellikler Meta’nın Facebook, Instagram ve WhatsApp uygulamalarında bu hafta kullanıma sunulacak. Meta CEO’su Mark Zuckerberg, geçtiğimiz hafta Instagram’da John Cena ile tanıtım videosu paylaşarak bu gelişmeyi duyurmuştu.

Meta’nın AR gözlüklerinde ilk sesli asistan deneyimi

Connect konferansında, Meta’nın artırılmış gerçeklik gözlüklerinin ilk versiyonu da tanıtılacak. Geçen yıl piyasaya sürülen Ray-Ban Meta akıllı gözlüklerinin geliştirilmiş bir versiyonu olarak karşımıza çıkacak. Yeni gözlükler, Meta yapay zekâ sohbet robotunun sesli versiyonunu içeren ilk ürün olma özelliğini taşıyacak.

Geçtiğimiz Mayıs ayında OpenAI’nin benzer bir sesli özellik tanıtmasının ardından, Scarlett Johansson’ın sesinin izinsiz kullanıldığı iddiaları ortaya çıkmıştı. Meta’nın bu konuda daha doğru adımlar atması bekleniyor. 

Meta’nın yeni sesli özellikleri, kullanıcıların dijital asistan deneyimini kişiselleştirmeyi ve daha gerçekçi hale getirmeyi amaçlıyor. Şirket bu hamlesiyle rakiplerinin önüne geçmeyi hedefliyor ve yapay zekâ destekli ürünlerini daha geniş kitlelere ulaştırmayı planlıyor.

Elektrikli Araç Motorlarının Sessiz Çalışması Nasıl Güvenlik Riskleri Yaratıyor?

Gözünüzü kapatın ve bir şehir caddesinde yürüdüğünüzü hayal edin. Arkanızdan gelen bir aracın motor sesiyle irkilirsiniz, kenara çekilirsiniz, araç geçer. Peki ya arkanızdaki araç hiç ses çıkarmıyorsa?

İşte elektrikli araçların motorlarıyla ilgili en dikkat çeken konu bu: sessizlik!

Peki, neden bu sessizlik ve bu kadar sessiz olmaları bir güvenlik sorunu yaratıyor mu?

Elektrikli araçlar neden sessiz çalışıyor?

Elektrikli araçların motorlarında içten yanmalı motorlardan tamamen farklı bir teknoloji kullanıyor. İçten yanmalı motorlar, yakıtın yanarak patlaması sonucu pistonları hareket ettiriyor. Bu da motorun çalışırken belirgin bir ses çıkarmasına neden oluyor.

Ancak elektrikli araçlarda durum farklı. Araçlar, elektrik motorlarıyla çalışıyor ve elektrik enerjisi doğrudan motora iletiliyor. Yani patlama veya yanma süreci olmadığı için motorun ses çıkarma gibi bir durumu da söz konusu olmuyor.

Bir başka deyişle, elektrikli motorlar çok daha az hareketli parçaya sahip. İçten yanmalı motorlarda sürekli çalışan ve birbirine sürtünen birçok parça varken, elektrikli motorlar doğrudan elektrik akımıyla sessizce dönüyor.

Bu da aracın hareket ederken yalnızca lastiklerin yolla temasından kaynaklanan hafif bir uğultu ve rüzgâr sesini duymanızı sağlıyor. Elektrikli araçların sağladığı bu sessizlik, birçok kişi için oldukça cazip bir özellik olsa da bazı güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor.

Sessizliğin riskleri neler?

Sessizlik, ilk başta avantaj gibi görünse de yaya güvenliği açısından bazı sorunlara neden olabiliyor. Özellikle görme engelli bireyler, bir aracın yaklaştığını anlamak için genellikle motor sesine güvenirler.

Elektrikli araçların sessizliği, onların yolda fark edilmesini zorlaştırabiliyor ve kazaların artmasına yol açabiliyor. Ayrıca çocuklar ve yaşlılar da geleneksel araç seslerini duyup kendilerini güvende hissettikleri için elektrikli araçların yaklaşımını fark etmekte zorlanabiliyorlar.

Bu endişeler, dünya genelinde birçok ülkede fark edildi ve çeşitli düzenlemeler getirilmesine yol açtı. Örneğin Avrupa Birliği, 2019’da elektrikli araçların düşük hızlarda yapay motor sesi çıkarmasını zorunlu kılan bir yasa çıkardı.

Benzer şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nde de elektrikli araçların 20 km/s’nin altında seyrederken yapay bir ses çıkarması gerektiğine dair düzenlemeler mevcut. Ayrıca gerekli sesin minimum 56, maksimum 75 desibel olması gerekiyor. Sesin de 2 metre mesafeden duyulması şart.

Bu sesler, aracın hızına bağlı olarak değişen bir frekansta olacak şekilde tasarlandı. Böylece yayalar ve diğer yol kullanıcıları aracın hızını ve mesafesini daha rahat anlayabiliyor.

Sessizliğinin avantajları da yok değil!

Sessizlik, güvenlik endişelerinin yanı sıra büyük avantajlar da sunuyor. Şehir yaşamının en büyük sıkıntılarından biri olan gürültü kirliliğini azaltmada elektrikli araçlar önemli rol oynuyor.

Yoğun trafikte her aracın motor sesini duyduğunuzu düşünün… Elektrikli araçlarla dolu bir dünya, kulağa daha huzurlu gelmiyor mu?

Ayrıca elektrikli araç sahipleri için bu sessizlik oldukça keyifli bir deneyim de sunuyor. Özellikle uzun yolculuklarda motor sesiyle rahatsız edilmeden sakin bir şekilde yol almak birçok sürücü için büyük bir artı. Bu yüzden elektrikli araçlar, şehir içi sessizliği ve sürüş konforu açısından oldukça tercih ediliyor.

Sessiz ama güvenli bir gelecek mümkün mü?

Elektrikli araçların sessizliği ilk başta güvenlik açısından bazı endişelere yol açsa da bu soruna yönelik çeşitli çözümler geliştirilmeye başlandı.

Yapay ses teknolojileri ve düzenlemeler sayesinde bu araçlar hem sessizliğin getirdiği huzuru koruyacak hem de yaya güvenliğini sağlayacak şekilde geliştiriliyor.

Yayaların ve bisikletlilerin karşıdan gelen aracın yoluna çıkması durumuna karşı otomatik frenleme özelliği de artık birçok elektrikli araçta bulunuyor. Çarpışma Önleme Sistemleri ve Otonom Acil Frenleme geliştirmeleri ile elektrikli araçların güvenlik riski de minimize ediliyor.

Kaynaklar: Research Gate, The Sanders Law Firm, The Register

Bu içeriklerimizi de inceleyebilirsiniz:

 

Sabancı Holding’in Ortağı Olduğu, Bir Zamanların Büyük Market Zinciri DiaSA Nereye Kayboldu? (Pek Uzağa Gitmiş Sayılmaz!)

Bir zamanlar neredeyse her mahallede karşımıza çıkan, uygun fiyatları ve erişilebilirliğiyle dikkat çeken DiaSA ne oldu da ortadan bir anda kayboldu? Bu içerikte anlatıyoruz.

1979 yılında İspanya’da kurulan ve kısa sürede birçok ülkeye yayılan bir indirim marketi zinciri olan Dia’nın Türkiye pazarına girmeye karar vermesiyle, Türk tüketici DiaSA olarak akıllarda kalan marketlerle ilk olarak Dia ismi ile tanışıyor.

1999 yılında Türkiye pazarına giren Dia, başlangıçta kendi başına faaliyet gösterse de 2000 yılında Sabancı Holding ile ortaklık kurarak DiaSA ismini alıyor.

CarrefourSA ile hipermarket alanında büyüyen Sabancı Holding’in, indirim marketi alanında da gücünü göstermek istemesi ile DiaSA hızla büyümeye başlıyor.

DiaSA, küçük market konsepti ve düşük fiyat politikasıyla hızla büyüyerek BİM gibi indirim marketleriyle aynı dönemde, özellikle dar gelirli ailelerin gözdesi hâline gelmeyi başarmıştı.

Uygun fiyatlı ürünler ve stratejik konumlarda açılan şubeleri sayesinde kısa sürede geniş bir müşteri kitlesi oluşturmuştu.

Sabancı’nın desteğiyle mağaza sayısını da artıran DiaSA, birçok ilde şubeler açarak büyük bir hızla Türkiye’ye yayılmıştı.

DiaSA, rakip market zincirlerini satın alarak bünyesine katmış ve toplam mağaza sayısını 1200’e çıkartmıştı.

Her şey çok iyi gidiyor gibi görünürken, 2013’te DiaSA’nın tüm hisseleri Dia tarafından gelen bir teklifle Yıldız Holding’e satıldı.

Bu satışın ardından DiaSA’nın yönetimi değişti ve bir dizi yenilik yapıldı.

Ancak, Yıldız Holding yetkililerinin DiaSA mağazalarında ciddi operasyonel eksiklikler olduğunu fark etmesi üzerine DiaSA markasının tamamen bitirilmesine karar verildi.

Sonuç olarak, 2013’ün eylül ayında DiaSA mağazaları tamamen ŞOK market zincirine dönüştü ve DiaSA ismi tarihe karıştı.

Kaynak: Kadir Kuru

Apple Intelligence Yapay Zekâ Özelliklerinin iPhone’larda Ne Kadar Yer Kaplayacağı Açıklandı

Apple, iPhone 15 Pro ve iPhone 16 modellerine gelecek Apple Intelligence yapay zekâ özelliklerini iPhone’larda ne kadar yer kaplayacağını açıkladı.

Apple, haziranda tanıttığı Apple Intelligence yapay zekâ özelliklerini ekimde piyasaya sürülecek iOS 18.1 güncellemesiyle kullanıcılara sunacak. iPhone’ları baştan aşağı değiştirecek bu özellikler; iPhone 15 Pro, iPhone 15 Pro Max ve tüm iPhone 16 modelleri için çıkış yapacak.

Apple Intelligence’ın çıkışına az bir süre kalmışken bu özelliklerin telefonlarda ne kadar yer kaplayacağı merak ediliyordu. Teknoloji devi, herkesin aklındaki bu soruyu yanıtladı.

En başta 4 GB depolama alanı gerekecek

iOS 18.1’in beta sürümüne eklenen açıklamaya göre kullanıcıların Apple Intelligence için belli bir depolama alanı açması gerekecek. Bu miktar, 4 GB olacak. Açıklamanın sadece iPhone’ları kapsadığını belirtelim. Yani M1 ve üstü model Mac ve iPad’lere gelecek Apple Intelligence özellikleri daha yüksek depoalama alanı gerektirebilir.

Bu depolama alanının iOS 18.1’e ek olarak gerekeceğini belirtelim. Yani sürümün boyutuna ek olarak 4 GB’lık ek bir alan gerekecek.

4 GB kulağa o kadar yüksek gelmiyor olabilir. Bunun nedenlerinden biri, tüm Apple Intelligence özelliklerinin iOS 18.1 ile gelmeyecek olması. Şirket, yapay zekâ destekli Siri de dahil bazı diğer özellikleri sonraki sürümlerde çıkaracak. Yani ilerleyen dönemde bu özellikler için daha fazla alan gerekecek. Tüm özellikler toplandığında ne kadar alan kaplayacağı ise henüz bilinmiyor.

Apple Intelligence ile gelecek özellikler için:

 

God of War Ragnarök İçin PSN Zorunluluğunu Atlayan Mod Yayımlandı

God of War Ragnarök oynamak için PSN hesabı açma zorunluluğu bir mod ile atlanabiliyor.

Sony’nin bilgisayarlardaki yeni büyük oyunu God of War Ragnarök olmuştu. Oyunun kendisi kadar beraberinde gelen PlayStation Network aboneliği zorunluluğu da gündem olmuştu. Her ne kadar PSN aboneliği ücretsiz olsa da hem hizmetin her ülkede olmaması hem de olduğu ülkelerde de herkesin özelliği kullanmak istememesi olumsuz eleştirilere neden olmuştu.

iAroriasUA tarafından geliştirilen NoPSSDK modu, God of War Ragnarök oynamak için PSN zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Bu mod oynanışı etkilemiyor ancak Ragnarök klasörüne bir .dll dosyası ekliyor. Bu dosya da PSN’i pas geçip tamamen çevrimdışı oynayabilmeyi sağlıyor.

Tamamen çevrimdışı olmak mümkün oldu

Bazı kullanıcılar modla ilgili sorun yaşadıklarını ve oyunun yine de PSN aboneliği istediğini ifade ederken, modun geliştiricisi olan iArtorias ise GoWE.exe dosyasını Windows güvenlik duvarından engellenmesini tavsiye etti. Pek çok kullanıcı ise modun kendileri açısından sorunsuz şekilde çalıştığını ifade etti.

Bu tür PSN’i bypass eden modlar gelecekte daha popüler olacak gibi duruyor. Sony’nin PlayStation’dan bilgisayara taşıyacağı yeni oyunlar arasında The Last of Us Part 2 ve Spider-Man 2‘nin de yer aldığı ifade ediliyor. Bu oyunlarla birlikte PlayStation Network kullanımı da talep edilebilir.

Sony’nin PSN zorunluluğu hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Sizce Sony bilgisayar oyunlarında bu şartı kaldırmalı mı?