Elon Musk, Mars’a İnsanlı Uçuş İçin Yeni Tarihini Açıkladı

Daha önce insanlı Starship uçuşu için birçok kez planlarını ertelemek zorunda kalan Elon Musk, yeni bir hedef tarihi daha paylaştı.

Elon Musk hepimizin bildiği üzere verdiği tarihleri tutturma konusunda pek de iyi bir sicile sahip değil. Öyle ki geçmişte gerek uzay şirketi SpaceX gerek otomobil şirketi Tesla için olsun, birçok projesine yönelik verdiği tarihleri defalarca ertelemek zorunda kalmıştı. Bugün ise Mars’a Starship yolculuğu için yeni hedefledikleri tarihi paylaştı.

SpaceX CEO’su Elon Musk, X üzerinden yaptığı açıklamada SpaceX’in önümüzdeki iki yıl içinde Mars’a “yaklaşık beş” mürettebatsız Starship görevi başlatmayı planladığını duyurdu. Musk, bu görevlerin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi hâlinde, ilk mürettebatlı Mars yolculuğunun 2028 gibi erken bir tarihte yapılabileceğini söyledi.

Yine de bu planlar da beklendiği gibi gitmeyebilir çünkü Musk’ın belirttiğine göre Dünya ile Mars arasındaki yolu kısaltacak gerekli hizalanma çerçevesine planlar yetişmezse iki yıllık erteleme daha görebiliriz.

Starship ile Mars yolculuğu için 2028 hedefleniyor

Musk şirketin ve kendisinin nihai amacının Mars’a gitmek isteyen herkesi bu maceraya dâhil etmek olduğunu belirterek, “Sonunda Mars’a giden binlerce Starship olacak ve bu inanılmaz bir manzara yaratacak.” dedi. Musk’ın bu alandaki geçmiş planlarından örnek vermek gerekirse 2016’da SpaceX’in 2018’de Mars’a bir roket göndereceği iddia etmişti ve bu plan defalarca kez ertelendi ve bugün bile hâlâ gönderilebilmiş değil.

SpaceX mevcut aşamada Starship’in beşinci yörünge test uçuşu için Federal Havacılık İdaresi’nden (FAA) izin bekliyor. FAA, uçuşların çevresel etkilerini ve güvenlik önlemlerini incelemeye devam ederken SpaceX bu araştırmalar tamamlanmadan test uçuşlarını gerçekleştiremiyor. FAA geçtiğimiz günlerde çalışmanın Kasım ayı sonuna kadar sürebileceğini açıklamıştı.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Mars’a insanlı uçuş Musk’ın planladığı gibi 2028’de gerçekleşebilir mi? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Sağlak ve Solak Olmamızı Belirleyen Sebeplerin Ne Olduğunu Öğrenince Aydınlanma Yaşayabilirsiniz (Hayır, Genetik Tek Sebep Değil)

İnsanların çoğu sağ elini kullanmaya yatkın olsa da solaklar da azımsanmayacak kadar çok. Herkesin sağ elini kullandığı bir ailede solak olan bir çocuk, bu durumu ne ile açıklayabilir?

Hangi eli kullanacağı, insana verilen bir tercih mi yoksa beynimizin bize oynadığı ufak bir oyun mu?

Aslında sağlak ve solak olmayı tek bir nedene bağlamak doğru olmaz, pek çok nedeni var. Gelin birlikte bakalım.

Genellikle hangi eli kullandığımız, genetikle ilişkilendirilir.

Eskiden tek bir genin bu durumu belirlediği düşünülse de yeni araştırmalar, bu özelliğin 40’a kadar farklı genin etkisi altında olabileceğini öne sürüyor. Bu genlerin her biri, tek başına zayıf bir etkiye sahip olsa da birlikte el tercihinin belirlenmesinde önemli rol oynuyor.

Genetik çalışmalar, mikro tübül ile ilişkili genler (TUBB, MAP2 ve MAPT) ile solaklık arasında bağlantılar bulmuştur. Yani bu durumda az da olsa genetiğin bir payı olduğunu rahatça savunabiliriz.

Hangi beyni kullandığımız da bu durumda etkili mi?

Beyin, sağ ve sol olarak iki bölgeden oluşuyor. Beyin, çapraz bağlanma yapısına sahiptir, yani vücudun sol tarafının hareketleri sağ yarım küre tarafından, sağ tarafın hareketleri ise sol yarım küre tarafından kontrol ediliyor. Sol tarafın daha mantıksal, sağ tarafın da daha duygusal ve yaratıcı olduğunu duymuşuzdur. İşte senelerdir duyduğumuz bu durum, el tercihimizi de ilgilendiriyor.

Çünkü solakların beyin yapılarındaki bu asimetrinin, solak olma durumuna katkıda bulunduğu düşünülüyor.

Biyolojik moleküllerin çoğu, kimyasal asimetriye sahiptir.

DNA’nın çoğu, sağ elli çift sarmal olarak bulunuyor. Hücresel düzeydeki bu asimetri, embriyonik gelişim sırasında, hücrelerin saat yönünde dönmesi gibi davranışlar gösteriyor ve organların oluşumunda belirli bir düzen sağlıyor. Bu asimetri, genetik ve epigenetik faktörler tarafından düzenleniyor ve beyin gibi organların asimetrisini de etkileyebiliyor.

İşte bu durum da bizi sağlak ya da solak yapmaya yetiyor.

İşin bir de çevresel faktörü var.

Solaklık veya sağlaklık, yalnızca genetik faktörlerle sınırlı değil. Anne karnındaki çevresel etmenler ve kültürel baskılar da bu tercihi etkileyebiliyor. Çevrede genel bir “asla solak olma!” durumu hâkim olduğu için, kişinin tercihi de küçük yaşta ufak bir etkiyle de olsa böyle şekillenebiliyor.

Peki siz daha çok hangi elinizi kullanıyorsunuz?

Kaynaklar: NIH, MedlinePlus, Norgen Biotek

iPhone 16 Pro, Performans Testine Girdi! (Apple A18 Pro Gerçekten En Güçlü Mobil İşlemci mi?)

Apple’ın yeni ve en güçlü mobil işlemcisi A18 Pro performans testine sokuldu.

Apple, mobil işlemciler arasında her yıl yeni iPhone serisi ile çıkardığı işlemcilerle birlikte üst sıraları elinde tutmaya devam ediyor. Şirketin en son çıkardığı A18 ve A18 Pro işlemciler, bu yılda da en güçlü işlemcilerden biri fakat işin teknik kısmında performans sonuçları da oldukça önemli.

Geekerwan gibi ünlü inceleme uzmanları tarafından yapılan derinlemesine analiz, bu iki yeni Apple işlemcisinin CPU ve GPU performanslarına dair önemli bilgileri açığa çıkardı. Apple’ın yeni işlemcileri, Dimensity 9400 ve Snapdragon 8 Gen 4’ün piyasaya sürülmesinden önce performans sıralamasında üst sıralara yerleşmiş durumda.

A18 Pro işlemciler arasında kaçıncı sırada?

A18 Pro, testler sonucunda şu anda dünyanın en hızlı işlemcisi konumunda. Yine Apple’ın M2 ve M4 gibi daha güçlü işlemcileriyle karşılaştırıldığında bile oldukça etkileyici bir performans sergileyen A18 Pro, özellikle CPU sıralamasında Apple’ın M2 işlemcisinin hemen arkasında yer alıyor. Her ne kadar A18 ve A18 Pro aynı CPU yapılandırmasına sahip olsa da A18 Pro, bir üst sırada bulunuyor. Bunun en büyük nedeni ise iPhone 16 Pro ve iPhone 16 Pro Max için daha iyi bir termal tasarıma sahip olması.

Geekerwan’ın paylaştığı sıralama tablosuna göre M4 en üst sırada yer alırken, A18 Pro ikinci, M2 ise üçüncü sırada. Yine M3 işlemciye sahip MacBook Pro modelleri henüz değerlendirilmediği için M2’nin bu konumunun geçici olduğunun altını çizelim. Keza gelecekte Dimensity 9400 ve Snapdragon 8 Gen 4 işlemcileri de değerlendirildiğinde A18 Pro’nun sıralamasında değişiklik görebiliriz.

Şimdilik resmî sonuçlar elde olmasa da Snapdragon 8 Gen 4 ile gelen OnePlus 13 modelinin, Geekbench 6 çok çekirdekli testlerinde A18 Pro’yu %18 oranında geride bıraktığı belirtiliyor. Yine de ham performansın yanı sıra, güç verimliliği de mobil işlemcilerde kritik bir öneme sahip olduğundan, A18 Pro’nun bu alanda ne kadar başarılı olacağını zaman gösterecek.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Samsung, Fiyatına Göre İddialı Özelliklere Sahip Yeni Telefonu M55s 5G’yi Tanıttı

Samsung, yeni orta segment telefonu M55s 5G’yi tanıttı. Cihaz, fiyatına kıyasla gerçekten iddialı özelliklerle geliyor.

Her segmentten telefon ile karşımıza çıkan Samsung, nisan ayında M serisinin yeni üyesi orta segment telefon Galaxy M55’i duyurmuştu. Şimdi ise şirket, bu modelin biraz daha ucuz bir versiyonu olan M55s 5G’yi Hindistan’da tanıttı.

M55s 5G, kardeşine kıyasla büyük oranda aynı olsa da bazı değişiklikler ile geliyor. Fiyatı da bu yüzden biraz daha uygun. Gelin tüm detaylarına bakalım.

Samsung Galaxy M55s 5G neler sunuyor?

M55s 5G delikli ekran tasarımına sahip. Çift renk tasarımını benimseyen arka tarafta ise ise 3’lü kamera kurulumu görüyoruz. Telefon, 7,8 mm ile gayet ince bir cihaz diyebiliriz. Ekrana baktığımızda 6,7 inçlik FHD+ çözünürlüklü ve 120 Hz yenileme hızına sahip AMOLED bir panelle karşılaşıyoruz. Parmak izi sensörü ekran içine yerleştirilmiş. Maksimum parlaklığı ise 1000 nit.

Telefon, tıpkı kardeşi gibi segmentine göre gayet yeterli olabilecek Snapdragon 7 Gen 1 işlemciden güç alıyor. Bu işlemci, 12 GB’a kadar çıkan RAM ile eşleştirilmiş. 128/256 GB’lık depolama seçenekleri sunulduğunu da ekleyelim.

Kamera tarafına geldiğimizde arkada 50 MP’lik ana, 8 MP’lik ultra geniş ve 2 MP makro sensör görüyoruz. Önde ise 50 MP’lik selfie kamerası var. Telefon, aynı anda hem ön hem arkadan video çekebilme özelliğine sahip. Geceleri net görüntüler çekmenizi sağlayan “Nightography” de M55s 5G’de bulunuyor.

Telefonda 5000 mAh’lik bir batarya var. Ona 45W’lık kablolu hızlı şarj eşlik ediyor. Kutudan Android 14 tabanlı One UI 6.1 ile çıktığını ekleyelim.

Samsung Galaxy M55s 5G teknik özellikleri:

Ekran 6,7 inç, FHD+, 120 Hz, AMOLED
İşlemci Snapdragon 7 Gen 1
RAM 8/12 GB
Depolama 128/256 GB
Arka Kamera 50 MP, 8 MP, 2 MP
Ön Kamera 50 MP
Batarya 5000 mAh
İşletim Sistemi One UI 6.1 (Android 14)

Samsung Galaxy M55s 5G fiyatı:

Versiyon Fiyatı
8 GB + 128 GB 239 dolar
12 GB + 256 GB Açıklanmadı

Sıkılmak Sandığınız Kadar Kötü Bir Şey Değil! Faydalarını Öğrendikten Sonra Arada Bu Durumdan Mutlu Bile Olabilirsiniz

Hayatın koşuşturmacası içinde sürekli olarak meşgul olma hâline o kadar alıştık ki boş anlarımızı verimsiz veya gereksiz olarak değerlendirmeye başladık. Bu yüzden de sıkılmak, çoğu insan için kaçınılması gereken bir durum gibi görünse de aslında oldukça faydalı olabiliyor.

Bilimsel araştırmalar, sıkılmanın pek çok konuda önemli avantajlar sunduğunu gösteriyor.

O hâlde, sıkılmanın neden aslında iyi bir şey olduğunu ve doğru kullanıldığında nasıl yarar sağlayabileceğine bakalım.

Sıkılmanın faydalarına dair en ilginç verilerden biri, yaratıcılığı artırma potansiyeli.

2013’te Central Lancashire Üniversitesinde yapılan bir araştırma, sıkılmanın insanların daha yaratıcı düşünmesini sağladığını ortaya koydu.

Araştırmada, katılımcılardan telefon rehberindeki isimleri kopyalamak gibi sıkıcı bir görev yapmaları isteniyor. Sonrasında ise yaratıcılık gerektiren bir görevi çözmeleri isteniyor.

İlginç bir şekilde, sıkıcı görevi yapan katılımcılar, daha yaratıcı çözümler üretmeyi başarıyor. Bunun sebebi ise sıkılmanın zihni serbest bırakması ve beyin bağlantılarını daha esnek hâle getirmesi olarak açıklanıyor.

Birçok araştırma aslında insanların sıkıldıkları anlarda beyinlerinin problem çözmeye veya yeni fikirler üretmeye başladığı tespit ediliyor.

Yani sıkıldığımız zaman, beynimiz aslında verimli şekilde çalışmaya devam ediyor ve yeni düşünceler, projeler veya çözümler üretmeye başlıyor.

Sıkılmanın bir diğer faydası da zihnin dinlenmesine olanak sağlaması.

Modern yaşamda sürekli meşgul olmak, beynimizi sürekli bir stres ve dikkat yoğunluğuna maruz bırakıyor. Ancak zaman zaman boş kalmak ve sıkılmak, beynin bu yoğunluktan kurtulmasına yardımcı oluyor.

Beyin boşta kaldığında, gündelik hayatın karmaşasından uzaklaşıyor ve daha derin düşünce süreçlerine dalabiliyor.

Bu derin düşünme anları ise aslında sorunları farklı açılardan ele alma, yaratıcı çözümler bulma veya hayal gücümüzü geliştirme açısından büyük önem taşıyor.

Hayal kurmanın, yeni fikirler üretmenin ve problem çözmenin en verimli olduğu anlar genellikle sıkıcı anlar oluyor. Ünlü sanatçılar ve bilim insanları, büyük buluşlarını genellikle sıkıcı anlarında yaptıklarını söylerler. Demek ki sıkılmak, yeniliklerin habercisi olabilir.

Sıkılmayı nasıl doğru kullanabiliriz?

Tabii ki sıkılmak faydalı olabilir ama bu durumu nasıl yönettiğimiz de önemli. Sıkıldığınız anlarda sürekli sosyal medyaya yönelmek veya dikkatinizi başka bir şeyle dağıtmak, sıkılmanın olumlu etkilerini köreltir.

Bunun yerine, sıkıcı anlarınızı yaratıcı bir şekilde değerlendirmeyi deneyebilirsiniz. Örneğin, yürüyüş yapmak, zihni dinlendirmenin ve yeni fikirler bulmanın en etkili yollarından biri.

Yine benzer şekilde, sessiz bir ortamda düşünmek veya hayal kurmak da yaratıcılığınızı artırabilir.

Bu anlarda aklınıza gelen fikirleri not almak, sıkılmanın getirdiği potansiyel fırsatları kaçırmamanızı sağlar. Belki de en sıkıcı anınız, hayatınızın en büyük projesinin başlangıcı olabilir!

Kaynaklar: The Guardian, Harvard Business Review, Hope Wellness, Forbes, Science Daily

 

Gözünüz Gibi Korumanız Gerekecek: iPhone 16 Pro Düşme Testine Girdi [Video]

Geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen iPhone 16 Pro, yeni bir düşme testinde iPhone 15 Pro ile kıyaslandı.

iPhone 16 serisi artık hem Türkiye hem de dünya genelinde resmî olarak satışta ve birçok Apple kullanıcısı ilk iPhone 16 sahiplerinden biri olabilmek adına çaba gösteriyor. İlk iPhone 16 Pro kutu açılımının ardından bugün ise ilk iPhone 16 Pro düşme testi yayınlandı. 

iPhone 16 Pro’nun düşme testi sonuçları cihazın önceki seriye göre ne kadar dayanıklı olduğunu gözler önüne seriyor. Apple Track’ten Sam Kohl’un gerçekleştirdiği düşme testi, kendisine aynı zamanda iPhone 16 Pro ve iPhone 15 Pro modelleri arasında bir düşme testi gerçekleştiren ilk kişi olma unvanı sağlıyor. Esasında bu testi önemli kılan da Apple. Öyle ki Apple, iPhone 16 Pro’nun önceki modele kıyasla %50 daha güçlü bir ikinci nesil Ceramic Shield korumasına sahip olduğunu iddia ediyordu.

Testin ilk aşamasında telefonlar, pantolon cebine yakın bir yerden yan taraflarının üzerine olacak şekilde düşürüldü. Her iki telefonda da küçük kozmetik hasarlar oluştu. Göğüs hizasından yapılan ikinci düşüş ise ilginç bir şekilde iPhone 16 Pro’da daha belirgin hasara neden oldu.

iPhone 16 Pro, iPhone 15 Pro’ya kıyasla daha fazla hasar aldı

Ardından baş hizasından yana düşüş testine geçildi ve bu düşüş testi sonrasında iPhone 16 Pro’nun ekranında çatlamalar gözlemlendi. Dahası, bu aşamada iPhone 15 Pro hâlâ çalışırken, iPhone 16 Pro kendi kendini kapattı. Kohl’un belirttiğine göre daha ince çerçevelere sahip olan iPhone 16 Pro, yeni modelin ekranını daha savunmasız bir hâle getiriyor.

Düşme testinin diğer aşamalarında her iki telefonun da arka camında çatlamalar meydana geldi. Ekran aşağı düşüşlerde ise iPhone 16 Pro’nun ekranı daha fazla hasar alırken, iPhone 15 Pro daha dirençli kaldı. Son olarak testin sonlarına doğru her iki model de daha yüksek mesafelerden düşürüldü ve bu noktada iPhone 15 Pro’nun seramik kalkanı da teste yenik düştü.

Teste genel olarak baktığımızda az önce de belirttiğimiz gibi iPhone 16 Pro’nun Ceramic Shield koruması, ilk nesil korumaya göre daha güçlü görünse de testlerin gösterdiği gibi ekran çerçeveleri daha ince olduğu için yeni model bazı durumlarda daha savunmasız kalabiliyor. Kohl, testin sonunda iPhone kullanıcılarına cihazları için mutlaka bir koruma kılıfı almalarını tavsiye ediyor.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Microsoft’tan Steam Deck’e Rakip Geliyor (Sağımız Solumuz El Konsolu Oldu)

Son dönemde giderek artan el konsolu popülaritesine Microsoft da kendi el konsolu ile katılmaya hazırlanıyor.

Microsoft’un yeni nesil konsol planlarına ilişkin önemli bilgiler ortaya çıktı. Son dönemde popülaritesi giderek artan el konsolu sektörüne şimdi de Microsoft’un yeni nesil konsollarıyla birlikte geliştirdiği Steam Deck’e rakip olacak bir el konsolu da dâhil oluyor.

PS5 Pro’nun bu yılın sonlarına doğru oyunculara sunulacağı artık resmileşmiş durumda ancak Xbox cephesinden henüz bir orta nesil konsol haberi gelmemesi oyuncuların dikkatini çekmiş durumda. Birçok spekülasyon olsa da Microsoft’un stratejisinin farklı olduğu ve firmanın yeni nesil donanım planlarına odaklandığı belirtiliyor.

İddialar birçok farklı noktaya dikkat çekiyor. Örneğin Xbox ekibinin bir sonraki konsol nesli için mevcut Xbox Series X ve tamamen dijital Xbox Series S arasındaki iki farklı model stratejisini sürdüreceği ifade ediliyor, ki geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan bir rapor Sony’nin de PS6 neslinde benzer bir yaklaşımı örnek alacağını gözler önüne sermişti.

Microsoft el konsolu sektörüne yeni bir soluk getirmenin peşinde

Şimdi ise yeni bir kaynak, Microsoft’un PS6 ile rekabet edecek iki farklı yeni nesil konsolunun yanı sıra uzun süredir konuşulan bir el konsolu projesi üzerinde de çalıştığını ve bu cihazın “Steam Deck’e Microsoft’un yaklaşımı” olarak tanımlandığı vurgulanıyor. Nintendo Switch 2’nin de 2024 yılında çıkması bekleniyor, bu yüzden taşınabilir el konsollarına olan talebin artmasıyla birlikte Microsoft’un bu alana yatırım yapmaya başlaması oldukça muhtemel.

Henüz Microsoft’un el konsolunun hangi platformları destekleyeceği ya da hangi mağaza vitrinlerine yer vereceği belli değil ancak şirketin Game Pass gibi popüler bir hizmetini el konsoluna taşıyarak, oyuncuların hareket hâlindeyken veya uzanırken rahatça oyun oynama deneyimini zenginleştirmesi bekleniyor.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Microsoft bir el konsolu piyasaya sürse satın alır mıydınız? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Porsche ve Aston Martin Gibi Lüks Otomobil Markaları Neden Gökdelen İnşa Etmeye Başladı? (Sebebi Yalnızca Gayrimenkul Piyasasına Girmek Değil!)

Son yıllarda lüks otomobil markalarının sadece yollarda değil, gökdelenlerin zirvelerinde de adını duyurduğunu fark etmiş olabilirsiniz. Peki Porsche, Mercedes ve benzeri ikonik markalar neden gökdelen inşa etmeye başladı? Bu içerikte anlatıyoruz.

Porsche tarafından inşa edilmiş bir yapının çatısı altında yaşamak ister miydiniz? Ya da sizleri Bentley logosunun karışladığı lüks bir rezidansa adım atmayı?

Bentley, Mercedes, Porsche ve Aston Martin gibi ikonik araba markaları, dünyanın dört bir yanında prestijli gökdelenler inşa etmeye başlayarak âdeta yeni bir moda yarattı.

Peki söz konusu lüks araba markaları neden inşaat sektörüne adım atıyor ve lüks rezidanslar inşa ediyor dersiniz?

Lüks markaların hepsinde olduğu gibi konu yalnızca lüks ve kaliteli bir ürün üretmek değil, tüketicilere bir yaşam tarzı sunmak.

Lüks otomobil markaları için de aynısı geçerli. Bu markalar, üstün performanslı ve etkileyici tasarımlara sahip otomobilleriyle bir yaşam tarzını da simgeliyor.

Yani bu markalar, attıkları her adımda müşterilerine, sadece bir otomobil markası olmanın ötesine geçerek bir yaşam tarzı sunmanın peşinde de diyebiliriz.

Porsche gibi markalar, sadık müşterilerinin yalnızca araçlarını değil, aynı zamanda markanın temsil ettiği yaşam tarzını da benimsemelerini istiyor.

Porsche’nin inşa ettiği dikkat çekici gökdelenden aşağıdaki içeriğimizde bahsetmiştik.

Örneğin Porsche CEO’su Stefan Buescher’in söylediklerine bir göz atalım; “Porsche hayranları sadece bir Porsche kullanmamalı, aynı zamanda Porsche’de yaşayabilmelidir.”

Yani, markalar bu gökdelenleri sadece birer bina olarak değil, aynı zamanda markalarının bir uzantısı olarak görüyor.

Altında yatan temel sebepse otomobil markalarının müşterileriyle uzun vadeli ilişkiler kurmak istemesi.

Otomobil markalarının inşa ettiği gösterişli yapılarda yaşamanın, müşterilerin markaya olan bağlılığını arttıracağı düşünülüyor.

Miami’deki Porsche Design Tower veya Aston Martin Residences gibi lüks konut projeleri, müşterilerine lüks yaşam alanları sunarak müşterilerini markaya daha da yakınlaştırmayı amaçlıyor.

Modern lüks tüketiminin artık sadece ürünün kalitesiyle değil, onun sunduğu deneyimle de belirlendiğini düşünürsek, otomobil markalarının müşterilerine kendilerini favori otomobil markalarının birer elçisi gibi hissettirecek deneyimler sunmayı amaçladığını da söyleyebiliriz.

Kaynak: Dezeen

Samsung Galaxy S24 FE’nin Fiyatı Sızdı (Türkiye’de Ne Kadar Olacak?)

Lansmana kısa bir süre kala Samsung’un sevilen FE serisinin yeni üyesi Samsung Galaxy S24 FE’nin fiyatı sızdırıldı.

Samsung’un merakla beklenen Fan Edition modeli Galaxy S24 FE’nin ABD fiyatı, resmî lansmandan günler önce sızdırıldı. Galaxy S24 FE’nin bu hafta içinde tanıtılması bekleniyor ve cihaz hakkında daha önce de teknik özellikler ve Avrupa fiyatlarıyla ilgili çeşitli sızıntılar ortaya çıkmıştı.

SmartPrix tarafından yayınlanan ve güvenilir kaynaklardan biri olan OnLeaks’e dayandırılan rapora göre Galaxy S24 FE’nin fiyatı Galaxy S23 FE’ye kıyasla bir miktar artış gösterecek. 128 GB depolama kapasitesine sahip standart modelin 649 dolardan, 256 GB’lık modelin ise 709 dolardan satışa sunulacağı öne sürülüyor. Bu, geçen yıl piyasaya sürülen Galaxy S23 FE’nin 599 dolarlık fiyatına kıyasla 50 dolar civarında bir zammın kapıda olduğunu gösteriyor.

Keza yine geçtiğimiz hafta sızıntılarıyla ünlü Lupin, X üzerinden yaptığı paylaşımda Galaxy S24 FE’nin fiyatının Avrupa’da 128 GB modeli için 749 euro, 256 GB modeli için 809 euro olacağını belirtmişti. Hem sızan Avrupa fiyatları hem de ABD fiyatları bu yıl Samsung’un fiyatta artışa gideceğinin göstergesi.

Galaxy S24 FE Türkiye fiyatı ne kadar olacak?

Galaxy S23 FE’nin ABD fiyatı 128 GB’lık model için 599 dolar olarak açıklanmıştı. Ülkemizde ise 5 Ekim 2023 tarihinde aynı modelin 23.999 TL’den satışa sunulacağı duyurulmuştu. O günkü dolar kurunun 27,57 olduğu göz önüne alındığında Galaxy S24 FE’nin 128 GB modelinin ülkemizde yaklaşık 32.000 TL bandında olması muhtemel.

Galaxy S24 FE’nin önceki modele göre daha büyük bir ekrana sahip olacağı da rapor edilen özellikler arasında. Galaxy S23 FE’deki 6,4 inçlik ekranın yerine, S24 FE’nin 6,7 inçlik bir ekranla geleceği söyleniyor. Bu boyut, cihazı Galaxy Fan Edition serisindeki en büyük ekranlı telefon yaparken, S24 Ultra’nın boyutlarına da oldukça yaklaşacağı anlamına geliyor.

Peki sizin Galaxy S24 FE’den beklentileriniz neler? Türkiye’de satışa sunulduğunda sizce fiyatı ne kadar olur? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Samsung ve iPhone’un İşlemci Üreticisi TSMC, Çip Fiyatlarını Düşürmek İçin Orta Doğu’ya Fabrikalar Kurmayı Planlıyor

The Wall Street Journal’ın iddiasına göre Samsung ve TSMC, ayrı ayrı Birleşik Arap Emirlikleri’ne çip fabrikaları kurmayı planlıyor. Şirketlerin amacı, çip üretimini küreselleştirerek fiyatları düşürmek.

Samsung ve TSMC, dünyanın en büyük çip üreticileri arasında yer alıyor. Samsung, bellek çipleriyle öne çıkarken TSMC de Apple’dan Tesla’ya kadar birçok teknoloji devi için çipler üretiyor. Şimdi gelen haberler ise bu iki şirketin yeni bir yatırım planladığını ortaya koyuyor.

The Wall Street Journal (WSJ) tarafından paylaşılan habere göre Samsung ve TSMC, ayrı olarak Birleşik Arap Emirlikleri’ne fabrikalar kurabilir.

Projelerin 100 milyar dolardan fazla değere sahip olabileceği konuşuluyor

WSJ’nin konuya yakın kaynaklara dayandırdığı raporunda, Samsung ve TSMC’nin planladığı projelerin 100 milyar dolardan fazla değere sahip olabileceği belirtildi. Fabrikaların önümüzdeki yıllar için planlandığı da eklendi.

TSMC’nin üst düzey yöneticileri, yakın zamanda Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret etti. Bu ziyarette şirketin Tayvan’daki devasa tesisleriyle benzer seviyede olacak gelişmiş bir fabrikayı ülkeye kurma planlarının konuşulduğu aktarıldı.

Öte yandan Güney Koreli teknoloji devi Samsung da benzer bir proje üzerinde çalışmaya başladı. Şirketin, çiplerini önümüzdeki yıllarda Birleşik Arap Emirlikleri’nde de üretmeyi düşündüğü ifade edildi. Samsung yetkilileri de yakın zamanda ülkeyi ziyaret etmiş. Görüşmeler hâlâ erken aşamalarındaymış.

İddiaların ardından TSMC’den Reuters’a açıklama geldi. Şirket, şimdilik açıklayacak yeni bir yatırım planlarının olmadığını aktardı. Ancak her zaman yarı iletken sektörünü ileriye taşıyacak fikirlere açık olduklarını da ekledi. Samsung ise konuya ilişkin bir açıklamada bulunmadı.

WSJ’ye göre henüz iddia olarak kalan bu yatırımların nihai hedefi küresel çip üretimini artırmak ve şirketlerin kârına zarar vermeden çip fiyatlarını düşürmek olacak. Birleşik Arap Emirlikleri’nin projeleri finanse edeceği de gelen bilgiler arasında.