Yaygın Bir İnanışa Göre İlaçları Buzdolabında Saklıyoruz: Peki Hata mı Ediyoruz?

Ülkemizde ilaç saklama koşullarıyla ilgili doğru bilinen pek çok yanlış var. Bunlardan birisi de ilaçları nerede muhafaza etmemiz gerektiğiyle alakalı.

Kimine göre buzdolabı, en güvenilir yerken kimine göre de oda sıcaklığında saklamak en sağlıklı olanı. Peki sizce buzdolabında mı saklanan ilaç daha güvenilirdir, yoksa oda sıcaklığında mı?

Uzmanlara göre, bu konuyla ilgili sık yapılan bir hata var!

İlaçların etkili ve güvenli bir şekilde kullanılması, sadece doğru dozda alımına değil, ideal saklama koşullarına da bağlı.

Aslında ilaçları birçok insan buzdolabı kapağında saklıyor. Bu, pek de doğru bir yöntem değil. Çünkü soğuk zincir uyarısı bulunan ilaçlar, buzdolabında 2-8 derece arasında saklanmalıdır. Bu ilaçların da buzdolabının kapağında değil, iç raflarında, duvarlara temas etmeyecek şekilde ve mümkünse yiyeceklerden ayrı bir bölümde muhafaza edilmesi gerekiyor.

Eğer ilacın üzerinde “oda sıcaklığında muhafaza ediniz” ibaresi bulunuyorsa, bu ilaçlar Güneş görmeyen, serin ve nemli olmayan bir yerde, 25 dereceyi geçmeyecek şekilde saklanması gerek.

Saklama talimatlarını okumakta fayda var.

Açıldıktan sonra ilaçların saklama süreleri, etken maddelerine bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Hap, şurup ya da damla gibi çeşitli ilaçların saklama süreleri de açılma tarihine göre değişiklik gösteriyor. Ancak kilit nokta şu: Güneş ışığından korumak.

Güneş ışığı, bazı ilaçların etkinliğini azaltıyor. Işık hassasiyeti olan ilaçların, doğrudan Güneş ışığına maruz kalmaması gerekmekte. Bu yüzden bazı ilaçlar, bunun için ekstra özenli bir saklama koşulu gerektiriyor.

Yine de buzdolabında ilaç saklama alışkanlığına sahip kişilerdenseniz, bu alışkanlığı en kısa zamanda bırakmanızda fayda var!

Kaynaklar:

Neden Hiç Yeşil Tüylü Hayvan Yok? Doğada Daha İyi Kamuflaj Sağlamaz Mıydı?

Tüylü hayvanların hiçbiri, yeşil değil. Daha iyi kamufle olma ihtimalleri göz önünde bulundurulduğunda bu durum biraz tuhaf değil mi?

Doğa, türlü türlü rengi içinde barındırıyor. Renk skalasının ucu bucağı yok. Benzer şekilde hayvanlar da, birbirinden farklı renklere sahip.

Ancak fark ettiyseniz hiç, yeşil tüylü hayvan yok. Gelin, bu ilginç durumun sebebini birlikte keşfedelim.

Aslında kamuflaj konusunda yanılıyoruz.

Tüylü hayvanlar genellikle yeşil yaprakların arasında yaşamıyor. Memeliler ve kuşlar daha çok; kahverengi, gri ve siyah gibi renklerin baskın olduğu ormanlarda, çalılarda ya da toprakta yaşıyorlar. 

Ayrıca birçok memeli avcısı (kurtlar ve büyük kediler gibi) özellikle iyi bir renk görüşüne sahip değil. Bu nedenle avdaki kahverengi kürke göre yeşilin büyük bir avantajı yok.

Evrime değinmezsek olmaz. 

Doğada yeşil tüylü olmak, avcı-av ilişkilerinde herhangi bir avantaj sağlamadıysa; mesela bir memelinin yeşil tüylere sahip olması, ormanda yaşarken kahverengi tüylere sahip olmaktan daha avantajlı değilse evrimsel olarak seçilmemiş olabilir.

Bu nedenle yeşil renkli tüyler geliştirmek için gereken fiziksel ve kimyasal yapı, evrimsel olarak memelilerde ya da diğer tüylü hayvanlarda muhtemelen ortaya çıkmadı ve diğer hayvanların aksine yeşil pigmentlere sahip olamadılar. 

Bonus: Yukarıda da fotoğrafını gördüğünüz üzere tembel hayvanların kürkleri bazen yeşil olabiliyor ancak bu, tüylerinde yaşayan algler sayesinde oluyor.

Kaynaklar: New Scientist, National Wildlife Federation

Daha fazla ilgi çekici içerik:

Elon Musk Yine Yaptı Yapacağını: X’te Birini Engelleseniz Bile Gönderilerinizi Görmeye Devam Edecek

Elon Musk, X’in engelleme özelliğinde çok büyük bir değişikliğe gidileceğini duyurdu. Yakında bir kişiyi engelleseniz bile o kişi gönderilerinizi görmeye devam edecek.

Elon Musk başa geçtiğinden beri birçok önemli değişikliğe uğrayan X, sürekli yeni güncellemeler alıyordu. Şimdi ise en çok kullanılan özelliklerinden olan “engelleme” işleviyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı.

Musk, hesapları engelleme özelliğine önemli bir yenilik geleceğini duyurdu. Değişikle birlikte engelleme özelliği “hafifletilmiş” olacak.

Bir hesabı engelleseniz bile gönderilerinizi görmeye devam edecek

Musk tarafından “artık zamanı geldi” ifadeleriyle nitelendirilen yenilik, bir hesap engellense bile herkese açık gönderilerin görünmeye devam etmesini sağlayacak. Yani artık bir kişiyi engellediğinizde o kişi gönderilerinizi görebilecek. Kısacası hesaba girdiğinizde “@xxx kişisi seni engelledi” ifadesini gördüğümüz günler sona eriyor.

Gönderiler görülebilecek olsa da etkileşim tamamen engellenmiş olmaya devam edecek. Yani engellediğiniz kişi sadece gönderilerinizi görebilecek. Yorum, mesaj gibi etkileşim araçlarını kullanamayacaklar.

Şirketten The Verge’e konuşan bir kişiye göre bu adım, engellenen hesapların zaten farklı yöntemlerle hesapları görebilmesi nedeniyle atıldı. Engellenen bir kişi, engel olmayan bir hesaba geçip onu engelleyen kişiyi görüntüleyebiliyordu. Ya da direkt olarak tarayıcıdan hesaplarına giriş yapmadan gönderileri görebiliyorlardı. Bu nedenle de engellenen hesapların paylaşımları görememesi “anlamsız” olarak görüldü ve yeni özellikte karar kılındı.

OpenAI’ın X Hesabı Hacklendi: Dolandırıcılar Sahte Token Tanıttılar!

OpenAI’ya yönelik gelişmelerin paylaşıldığı resmî OpenAI X hesabı hacklendi.

Son yıllarda birçok fenomen ismin yahut şirketin hesapları çalınıyor ve çalınan hesaplardan doğrudan kripto reklamı yapılıyor. Bu kripto reklamlarının asıl amacı kullanıcıları güvenilir olduğunu sandığı hesaplardan ağına düşürmek ve bunlara bir yenisi de ilginç bir şekilde OpenAI resmî X hesabı ile eklenmiş oldu.

OpenAI’ya dair gelişmeleri paylaşan ve yaklaşık 54.000 takipçisi olan resmî @OpenAINewsroom hesabı, geçtiğimiz gün “$OPENAI” token reklamı yapan ve hesap yeniden geri alındığında hızlıca silinen bir gönderi paylaştı.

Dolandırıcılar kripto cüzdanları boşaltmayı amaçlıyorlardı

Paylaşılan gönderide, “Al ve blok zinciri teknolojisi arasındaki boşluğu dolduran token $OPEANAI’yi duyurmaktan çok mutluyuz. Tüm OpenAI kullanıcıları $OPENAI’nin ilk arzından talep gerçekleştirebilirler. OPENAI’ya sahip olmak gelecekteki tüm beta programlarımıza erişim sağlayacaktır.” ifadesi yer alıyordu. Gönderide ayrıca OpenAI’nin web sitesinin farklı bir URL ile sahte bir sürümüne bir bağlantı da yer alıyordu.

Eğer paylaşımdaki bağlantıya giderseinz $OPENAI kripto para birimini talep etmek için bir bölüm sizleri karşılıyordu. Karşınızdaki seçeneğe tıkladığınızda ise cüzdanınızı bağlamanızı istiyordu. Dolandırıcılar bu yöntemle cüzdanlarınızı boşaltabiliyorlar.

Ne OpenAI ne de OpenAINewsroom hesabı konuya dair bir açıklama yayınlamadı. Gönderi çok geçmeden silindiği için hesabın geri alındığı düşünülüyor ancak resmî bir açıklama gelmiş değil.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

“Yapay Zekânın Babası”, Elon Musk’ın Otonom Araç Vaatlerini Yerden Yere Vurdu: “Yalan Söylüyor”

Yann LeCun, Elon Musk’ın otonom araçlarla ilgili yanıltıcı açıklamalarını eleştirerek gerçekleri ortaya koydu.

Yapay zekâ alanında öncü isimlerden biri olan Yann LeCun,  Elon Musk’ın otonom Tesla‘larla ilgili yaptığı açıklamalara sert eleştiriler yöneltti. Şu anda Meta’nın yapay zekâ lideri olarak görev yapan LeCun, Musk’ın “Tam Otonom Sürüş” (FSD) yetenekleri konusunda yıllardır süren yanıltıcı açıklamalarını sorguladı. 

LeCun, Elon Musk’ın otonom sürüş yetenekleri hakkında sürekli olarak yalan söylediğini ima ederek, “Elon, ‘Son 8 yıldır Tesla’nın ‘Tam Otonom Sürüş‘ yetenekleri hakkında sürekli yalan söyledim, ama siyasete ve diğer her şeye dair söylediğim her şeye inanmalısınız’ demeli.” şeklinde alaycı bir eleştiride bulundu. LeCun, Musk’ın kendisini eleştirirken kullandığı bir tarzı taklit ederek, Musk’ın “Son 8 yıldır sürekli yalan söyledim” demesi gerektiğini ifade ediyor.

LeCun’dan Musk’a: “Yalanlarından nefret ediyorum”

Eleştiriler yazılımcı CEO Dan O’Dowd’un Musk hakkında yaptığı kapsamlı bir incelemenin ardından geldi. O’Dowd, Musk’ı “yılan yağı satıcısı” olarak tanımlayarak, otonom sürüş teknolojisinin henüz tam anlamıyla hayata geçmediğini vurguladı. O’Dowd, Musk’ın haziran ayında “FSD v12” ile birlikte tanıtacağını iddia ettiği “Gerçekten Akıllı Çağırma” (ASS) özelliğinin, sürücü koltuğunda kimse olmadan aracın çağrılmasına olanak tanıyacağını belirtmesine rağmen, bu özelliğin yasal olarak halka açık yollarda kullanılamayacağını da ekledi.

LeCun, bir Tesla hayranının kendisine yönelttiği Musk’a duyulan nefret hakkında yaptığı yorumlara da cevap verdi. “Elon’dan nefret etmiyorum. Yalanlarından nefret ediyorum. Araçlarını, roketlerini ve uydu ağını seviyorum” diyen LeCun, Musk’ın üretimlerini takdir ederken bir yandan da onun yanıltıcı söylemlerine karşı duruşunu net bir şekilde ortaya koydu.

iPhone 16 Pro Ekranının Her Zaman 120 Hz Çalışmadığı İddia Edildi

iPhone 16 Pro’nun ekranı her ne kadar 120Hz desteklese de iOS 18 ile birlikte yalnızca 80Hz’de çalıştığı gözlemlendi.

Apple’ın iPhone serisinde Pro modellerine özgü 120Hz ekran yenileme hızı, Android telefonlar arasında yaygın olan bir özellik hâline gelse de iPhone tarafında nispeten daha geç geldi. Dahası bugün ortaya çıkan yeni bir iddia, Apple’ın iPhone 16 Pro’da bile 120Hz yenileme hızını düzenli olarak veremediğini ortaya koyuyor.

Sektörün önde gelen bazı isimlerine göre iOS 18’in özellikle bazı iPhone modellerinde ekran yenileme hızını düşürdüğü iddia ediliyor. Sızıntılarıyla tanınan Ice Universe, iOS 18’in yenileme hızını çoğunlukla 80Hz ile sınırladığını ve sadece zaman zaman 120Hz’e ulaştığını iddia ediyor. Çinli sosyal medya platformu Weibo’da paylaşılan bir videoda bu iddia daha da somutlaşmış durumda. Sun Bin 1990 adlı kullanıcı, iOS 18 yüklü bir cihazda ekran yenileme hızının 80Hz’de sabit kaldığını gözler önüne seriyor.

Apple, iPhone 16 Pro’nun yenileme hızını neden düşürüyor?

Yenileme hızı, özellikle akıcı kaydırma ve hızlı tempolu oyunlar oynayanlar için oldukça önemli bir etken. 120Hz ekranlar içeriğin daha akıcı görünmesini sağlarken, 80Hz gibi daha düşük bir hıza düşüldüğünde fark ciddi ölçüde hissedilebiliyor. Kullanıcıların yüksek fiyatlı iPhone 16 Pro gibi cihazlardan beklentisi hâliyle 120Hz’in tüm avantajlarını tam anlamıyla deneyimlemek yönünde ancak Apple’ın bu hızı 80Hz’e sınırlandırma sebebi büyük olasılıkla pil tasarrufu ile ilgili.

Bildiğiniz üzere yüksek yenileme hızının daha fazla enerji tükettiği biliniyor ve Apple’ın iOS 18 ile birlikte yenileme hızını 80Hz ile sınırlamasının pil ömrünü uzatmak amacıyla alınmış bir karar olabileceğini düşündürüyor. Yine de bu aşamada bu iddiaların tamamen doğru olup olmadığı henüz net değil.

Bazı uzmanlar, yenileme hızını ölçerken kullanılan araçların hatalı olabileceğini öne sürüyor. Örneğin ünlü tasarımcı Ian Zelbo, Sun Bin 1990’ın ölçümlerinin güvenilir olmadığını belirtiyor. İddiaların doğruluğu şimdilik daha fazla kullanıcının iOS 18 güncellemesini deneyimlemesiyle netleşecek.

Peki siz benzer bir sorun yaşıyor musunuz? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Oyun Oynayarak Para Kazandıran Hamster Kombat’a Tepki Yağıyor: “Tarihin En Kötü Airdrop’u”

Oyun oynayarak para kazandıran birçok Telegram botunun öncülerinden Hamster Kombat son günlerde tepkilerin ana odağı konumunda.

Telegram botları son aylarda giderek popülerleşti ve birçoğu belli başlı bir süre boyunca bu botların sağladığı oyunları oynadığınız takdirde listelenen kripto token’lerinden belli bir miktar dağıtım yapıyor. Bunlar arasında öncülerden biri olan ve geçtiğimiz günlerde ilk sezonun dağıtım miktarlarını açıklayan Hamster Kombat büyük tepkiyle karşılaşmış durumda. Tepkilerin odağında ise kullanıcıların beklentisinin altında dağıtım yapılan token miktarı var.

26 Eylül’de başlayacak olan airdrop, tarihteki en büyük token dağıtımlarından biri olarak kabul ediliyor ve Hamster Kombat ekibi, gerçekleşecek airdrop’un 131 milyon kullanıcıya ulaşacağını duyurdu. Buradaki asıl problem ise kullanıcılara göre bu dağıtımın adil olmadığı yönündeki iddialar.

Tokenler kademeli olarak dağıtılacak

İlk olarak Mart ayında açılan Hamster Kombat o günden bu yana 300 milyon kullanıcıya ulaşmayı başardı. Şirket, yapılacak token dağıtımının oyun topluluğuna büyük bir fayda sağlayacağını ifade ederken, dağıtımın ardından toplamda 60 milyar HMSTR tokeninin, yani piyasa değerinin %60’ının oyunculara verileceği belirtilmişti ancak bu dağıtımın tamamı tek seferde gerçekleşmeyecek. Airdrop’un ilk aşamasında, 1. sezon ödüllerinin yalnızca %11.25’i dağıtılacak ve bu tokenlerin hakedişi tam 10 ay sürecek.

Dağıtımın bu kadar uzun sürecek olması, kullanıcı başına düşen dağıtım miktarı da göz önünde bulundurulduğunda büyük tepki çekiyor. 2. sezon ile birlikte, toplam arzın %75’ine ulaşılacak şekilde tokenlerin daha geniş bir kesime ulaşması hedefleniyor ancak bu noktada da tokenin geleceğinin ne durumda olacağı önem taşıyor.

Sosyal medyadaki tepkiler neler?

Sosyal medyada oyunun anti-hile stratejileri kapsamında ödüllerini alamayan %2’lik kesim (yaklaşık 2.3 milyon kullanıcı) tepki gösterdi. Ayrıca birçok kullanıcı dağıtımda referans sisteminin diğer görevlerden daha fazla önem taşıdığına dikkat çekerek, bu durumu haksız buldu. Bir kullanıcı bu durumu, “kripto tarihinin en kötü airdrop’u” olarak nitelendirdi. Diğerleri ise projeyi, uzun süreli katılımlarına karşılık çok düşük ödüller verdiği için eleştirdi.

Hamster Kombat’ın daha önce 10 milyar olan HMSTR token arzını 100 milyara çıkaracağını açıklaması da toplulukta token değerinin düşeceği yönünde endişelere neden oldu. Şimdilik ara sezonun devam ettiği Hamster Kombat’ta birçok oyuncu yeni sezonda oyunu oynamaya devam etmeyeceğini belirtiyor.

Peki siz daha önce Hamster Kombat oynadınız mı? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

MG’den Geçtiğimiz Günlerde Yayımlanan Elektrikli Otomobil İthalatı Düzenlemesine Yönelik Açıklama

MG Türkiye, elektrikli araç teknisyenlerinin TSE sertifikasını tamamlayarak müşteri memnuniyetini artırmayı hedefliyor.

MG Türkiye, 29 ildeki 37 bayisinde çalışan teknisyenlerinin TSE sertifikasyonunu tamamladığını açıkladı. Şirket, 2024 yılı sonunda yetkili servis sayısını 40’a çıkarmayı planlıyor.

Eğitimin önemine dikkat çeken MG Türkiye, uyguladığı eğitim programları ile müşteri deneyimini iyileştirmeyi hedefliyor. Yaklaşık 700 çalışanıyla, TSE sertifikasına sahip teknisyenlerden oluşan bir hizmet ağı sunan MG Türkiye, elektrikli araç kullanıcılarına uzman desteği sağlıyor.

TSE sertifikası ile güvenilir hizmeti amaçlıyor

MG Türkiye, yaptığı açıklamada, “MG Türkiye olarak, 29 ilde toplam 37 bayimizde çalışan tüm teknisyenlerimizin TSE sertifikasyonunu tamamlayan ilk ve tek marka olmanın mutluluğunu yaşıyor, 2024 sene sonunda yetkili servis adedimizi 40’a çıkarmayı hedefliyoruz. Bu anlamda, elektrikli araç dünyasında öncü rolümüzü sürdürüyor ve ülkemizde yine bir ilki başarmanın gururunu yaşıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

MG Türkiye, elektrikli araç sektöründe yetkili servis ağı ile müşteri memnuniyetini artırmayı hedefliyor.

Neden Denizlerin Derinliklerine Büyük Beton Bloklar Atılıyor? (Hayır Çevreyi Kirletmek İçin Değil!)

İnsanlar okyanusların derinliklerine neden beton bloklar atıyor olabilir? İlk başta kulağa biraz tuhaf gelse, bunu yapmanın mantıklı sebebini bu içerikte anlatıyoruz.

Denizlerin derinliklerine beton bloklar atıldığını hiç duymuş muydunuz?

İlk başta kulağa sanki deniz ekosistemine zarar veren bir uygulama gibi görünse de, bu uygulama aslında oldukça anlamlı bir sürecin parçası.

Çevreyi kirletmek gibi görünen bu uygulama aslında maviliklerimize zarar vermek değil fayda sağlamak için!

Denizlere atılan beton bloklar, su altı ekosistemlerine zarar vermeyi değil, tam tersine onları iyileştirmeyi amaçlıyor.

Doğal mercan resifleri, deniz canlıları için önemli yaşam alanları olduğundan, bu bloklar doğal mercan resiflerinin görevini üstlenen yapay resifler yaratmayı hedefliyor.

Doğal mercan resiflerinin çeşitli sebeplerle zarar görmesinden dolayı beton blokların onların yerine geçerek canlılara yuva olması sağlanıyor.

İklim değişikliği, aşırı balıkçılık ve kirlilik gibi faktörlerin mercan resiflerine ciddi zararlar veriyor.

İşte tam da bu sebeple, bu sorunu çözmek için beton bloklar veya benzeri yapılar denizlere atılıyor.

Beton blokların deniz tabanında sabitlenmelerinin ardından, bu bloklar kısa süre içinde yosunlar, mercanlar ve çeşitli deniz canlıları tarafından sarılıyor.

Böylelikle, beton bloklar deniz canlılarına barınak sağlayarak yuva oluyorlar ve bölgedeki biyolojik çeşitlilik de korunmuş oluyor.

Bu yapılar aynı zamanda, balıkçılığın sürdürülebilirliğini desteklemek için de kullanılıyor çünkü resifler deniz canlılarının üremesi ve büyümesi için uygun bir ortam yaratıyor.

Böylelikle, doğal ekosistemlerin dengede kalmasına destek olunuyor

Peki neden beton tercih ediliyor?

Beton, su altında uzun süre dayanabilen ve doğa ile uyumlu bir malzeme olduğundan dolayı mercan resiflerinin yerini alacak bir yuva olmak için uygun bir aday.

Düz, köşeli ya da oyuklu yapılara sahip blokların suya atılmasıyla çeşitli balıklar, kabuklular ve mercanlar için güvenli bir sığınak elde edilebiliyor.

Kaynak: The Guardian, CBC News

Bir Türk Kullanıcı, Samsung Galaxy Buds FE’nin Kulağında Patladığını ve Kalıcı İşitme Kaybına Neden Olduğunu İddia Etti

Türk bir Samsung Galaxy Buds FE kullanıcısı, kulaklığın kız arkadaşının kulağındayken aniden patladığını iddia etti. Yaşanan patlama sonucu kalıcı işitme kaybı yaşandığını aktarırken Samsung’un kendisiyle ilgilenmediğini öne sürdü.

Telefonları kadar kulaklıklarıyla da öne çıkan Samsung, Ekim 2023’te uygun fiyata gayet iyi özellikler sunan kablosuz kulaklığı Galaxy Buds FE’yi piyasaya sürmüştü. Cihaz, Türkiye’de de satışa sunuluyordu. Ancak iddiaya göre bir kullanıcı, Buds FE ile ilgili talihsiz bir olay yaşadı.

Türk bir Galaxy Buds FE kullanıcısı, Samsung kullanıcılarının ürünler hakkında yorumlarını paylaştığı forumda bir paylaşım yaptı. Paylaşımında kulaklığın, kız arkadaşının kulağındayken patladığını ifade etti.

Kulaklığın patlaması sonucu işitme kaybı yaşandı

Bayazıt isimli Adana’da yaşayan kullanıcının iddiasına göre Buds FE modeli, kız arkadaşı tarafından takıldığı sırada patladı. Patlama sonucunda da bu kişinin kalıcı işitme kaybı yaşadığı ifade edildi.

Doktor raporunun da ellerinde olduğunu söyleyen kullanıcı, olayın ardından Samsung servisine başvurduklarını ifade etti. Oradaki görevlilerin özür dilediklerini aktarırken sonrasında istenmeyen olayların yaşandığını aktardı. İddiaya göre servis, birkaç gün sonra arayıp tutanakta kulaklığın patlamadığını ve sadece deforme olduğunu ifade ederken bir tane daha vermeyi teklif etmişler ve pek ilgilenmemişler. Kullanıcı da aylardır bununla uğraştığını belirterek paylaşımıyla yardım istemiş.

Paylaşımdaki fotoğraflardan  kulaklığın gerçekten de patlamış olabileceğini ve kullanılamaz hâle geldiğini görebiliyoruz. Samsung’dan henüz resmî bir açıklama gelmediğini aktaralım. Şirketin nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.

Eğer gerçekse tarz bir olay, gerçekten kabul edilemez ve kullanıcı için hayati bir risk taşıyor. Yenisini verelim deyip geçmek hiç iyi bir yaklaşım değil. Diğer Buds FE modellerinde böyle bir risk olup olmadığının, eğer varsa da hemen çözülmesi gerektiğinin altını çizmek gerek. Yurt dışında yaşanan benzer olaylarda markalar devasa tazminatlar ödemek zorunda kalabiliyordu. Böyle bir sonucun bu kullanıcıda da olup olmayacağını bilemiyoruz. Umarız istediği yardıma en kısa sürede ulaşır.

Kulaklığı patlayan kullanıcı tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Merhaba sevgili Samsung kullanıcıları. Evet başlığı doğru okudunuz. Ben Adana’da yaşayan 24 yaşında öğrenci bir kardeşinizim. Bir gün telefonumun Samsung S24 Ultra olmasına istinaden gidip kulaklığımıda Samsung’dan almak istedim. Bir kere bile şarja takmadım ve kutusu 36 gibi bi şarjla geldi. Kız arkadaşım benden ödünç alıp taktığında kulaklık kulağında patladı ve kalıcı işitme kaybı yaşadı. Bu durumla ilgili doktor raporu var elimizde. Samsung ile iletişime geçtiğimizde İbrahim Bey diye bir beyfendi bize Adana Cemalpaşa Samsung servisine götürmemizi söyledi ve götürdüm. Kulaklığı gördüklerinde şok oldular ve özürler dilediler fakat olay orda koptu. İki gün sonra aradıklarına tutanakta kulaklığın patlamadığı ve sadece deforme olduğunu söylemişler ve bununla ilgili de ‘Size iyi niyetimizden ötürü aynısından bir tane daha verelim istemiyorsanız yasal hakkınıza başvurun ilgilenmiyoruz’ tarzında bir dönüş yapıldı. Aylardır bu durumla uğraşıyorum. Elimizde fatura, patladığı tarih, patlamadan öncesi, patlamadan sonrası, üstünde kulaklık patlamasından ötürü işitme kaybı yazan doktor raporu gibi her şey mevcuttur. Kulaklığın resimlerini ekliyorum bu durum konusunda acilen bir yardım istiyorum.”

Paylaşıma buradaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.