PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Koç Topluluğu’nun 32. Anadolu Buluşması Çanakkale’de yapıldı

Koç Topluluğu bayilerinin görüş alışverişinde bulunmak üzere bir araya geldiği Anadolu Buluşmaları’nın 32’ncisi Çanakkale’de gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarını Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve Holding CEO’su Levent Çakıroğlu’nun yaptığı organizasyonda düzenlenen oturumda, ekonomi gündemi değerlendirildi.

Türkiye’nin farklı illerinden Koç Topluluğu bayilerini bir araya getiren geleneksel Anadolu Buluşmaları’nın 32’ncisinin açılış konuşmasını Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç yaptı. Ömer M. Koç sözlerine, ““Merhûm Vehbi Koç’un ‘Ülkem varsa ben de varım; demokrasi varsa hepimiz varız’ sözleriyle istikâmetimizi tayîn ettiği bu yolda, geçmişte olduğu gibi ikinci asrımızda da siz kıymetli bâyi ve servis teşkilâtımızla kol kola yürüyeceğiz” diyerek başladı.

Etkinlikte, Koç Holding Ekonomik Araştırmalar Koordinatörü Ahmet Çimenoğlu’nun moderatörlüğünü üstlendiği bir de oturum düzenlendi. Oturumda, TÜSİAD Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç ile Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ekonomi gündemini değerlendirdi.

2025 yılının önemli ekonomik riskleri…

“Etrâfımız ateş çemberine dönmüşken, Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihânda sulh’ şiârının hikmetini ve kıymetini bir kez daha anlıyoruz” ifadelerini kullanan Ömer M. Koç, 2024 yılında dünyâ ekonomisinde enflasyonun düşerek birçok ülkede merkez bankalarının hedefi olan yıllık yüzde 2’ye yaklaştığını belirtti ve “Önümüzdeki sene de dünya genelinde enflasyonun düşmeye devâm etmesi, büyümenin ise bu yıla benzer hızda sürmesi bekleniyor” dedi. Koç, jeopolitik gerilimlerin yanı sıra, uluslararası ticaret ve yatırımları kısıtlayan korumacı tedbirler, teknoloji savaşları ve tedarik zincirlerindeki kırılmaların 2025 yılı için önemli riskler olarak öne çıktığını da sözlerine ekledi.

2026 yılında Koç Topluluğu’nun 100. yılını kutlanacak

“Sizler, Topluluğumuzun bir asırlık gücünü ve temsil ettiği değerleri her gün doğrudan müşterilerimize taşıyan iş ortaklarımızsınız” diyerek bayilere h.tap eden Holding CEO’su Levent Çakıroğlu 2026 yılında Koç Topluluğu’nun 100. yılını kutlayacaklarına dikkat çekti ve ekledi: “Hâlihazırda çok uluslu bir topluluk haline geldik. 42 bini yurt dışında olmak üzere 132 bin çalışma arkadaşımızla, 60 ülkede üretim ve satış şirketlerimizle faaliyet gösteriyoruz. Ofislerimizde 45 dil konuşuluyor, 45 farklı para birimi yönetiliyor” ifadelerini kullandı.

OYAK’tan Umman’la 500 milyon dolarlık işbirliği: İlk yatırım belli oldu

OYAK ile Umman Sultanlığı Varlık Fonu Umman Yatırım Otoritesi (OIA), 500 milyon dolarlık ortak yatırım fonu kurduklarını açıkladı. Alınan bilgiye göre, Umman Yatırım Otoritesi-OYAK fonunun ilk yatırımının ‘Güney Konteyner Port’ olması, İskenderun’da inşa edilecek yeni limanla tüm bölgenin ihtiyacının karşılanması öngörülüyor.

OYAK, Umman Sultanlığı’nın yatırım kolu olan Umman Yatırım Otoritesi ile 500 milyon dolarlık yatırım fonu kurdu.

Her iki kurum da fona 250 milyon dolar katkı sağlayacak. Ağırlıklı olarak ulusal varlık fonları ile işbirliği yapan Umman Yatırım Otoritesi, daha önce de dünyada farklı varlık fonlarıyla benzer ortak girişimler kurmuştu.

İspanya, Brunei, Vietnam, Özbekistan, Suudi Arabistan, Katar, Hindistan ve Pakistan ile ortak girişim fonları bulunan Umman Yatırım Otoritesi’nin Türkiye’deki iş ortağı ise OYAK oldu.

OYAK ile Umman Yatırım Otoritesi, kurdukları fonla sadece Türkiye’de değil, dünyanın farklı bölgelerinde de yatırım yapmayı hedefliyor.

Fonun ilk yatırımı İskenderun’a olacak

OYAK ve Umman Yatırım Otoritesi ortaklığında kurulan fonun her iki ülke için de önemli olduğu belirtiliyor.

Alınan bilgiye göre, Umman Yatırım Otoritesi-OYAK fonunun ilk yatırımının ‘Güney Konteyner Port’ olması, İskenderun’da inşa edilecek yeni limanla tüm bölgenin ihtiyacının karşılanması öngörülüyor.

‘Güney Konteyner Port’un aynı zamanda OYAK’ın iş ortağı Umman Yatırım Otoritesi​​​​​​​’nin tüm dünyadaki yatırımlarına açılan bir kapı olması hedefleniyor.

51 milyar dolarlık varlığı var

Devlet Genel Rezerv Fonu ile Umman Yatırım Fonu’nun birleşmesiyle 2020’de kurulan Umman Yatırım Otoritesi, mali ve operasyonel bağımsızlığa sahip özerk bir tüzel kişilik olarak faaliyetlerini yürütüyor.

Umman Yatırım Otoritesi’nin 2023 yılı itibarıyla 51 milyar dolarlık varlığı bulunuyor.

Dünyanın farklı bölgelerinde sanayi, havacılık, enerji, madencilik, lojistik, turizm, finansal hizmetler, bilgi ve teknoloji, gıda ve balıkçılık alanlarında yatırımları olan Umman Yatırım Otoritesi, 50’den fazla ülkede faaliyet gösteriyor.

Savaş Erdem hedefi açıkladı

OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, OYAK’ın alanında örnek, bir tamamlayıcı mesleki emeklilik fonu olduğunu belirtti.

Erdem, “Kurumsal mirasımızı korumak, finansal başarımızı daha da güçlendirmek ve üyelerimize sürdürülebilir nema sağlamak için çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Büyüme fırsatlarını değerlendirerek ve yeni pazarlarda genişleyerek yurt dışı gelirlerimizi artırmak ve ülkemizin ihracat oranını yükseltmek önceliklerimiz arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Al-Murshidi: Büyüme planımızla aynı çizgide

Umman Yatırım Otoritesi Başkanı Abdulsalam bin Mohammed Al-Murshidi de yeni stratejik ortaklığın Umman Yatırım Otorites’inin uluslararası yatırım ağı için uyguladığı büyüme ve genişleme planıyla aynı çizgide olduğunu kaydetti.

Al-Murshidi, “Bu anlaşma ulusal ekonomimiz için stratejik değeri olan, yüksek getirili ve köklü yatırım ortaklıkları oluşturma çabalarımızın bir parçasıdır. Umman Yatırım Otorites’inin bugüne kadar dokuz kardeş ülkeyle stratejik ortaklıklar kurmasını sağlayan küresel duruşu ve zengin deneyimiyle gurur duyuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Sağlık-Sen kararını açıkladı! 2-6 Aralık’ta aile hekimleri iş bırakacak mı?

Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı bazı sendikalar, dernekler ve aile hekimleri, 2-6 Aralık’ta iş bırakma kararı almıştı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan “Biz mağdur olmuşken başkaları da mağdur olsun istemiyoruz” diyerek iş bırakmayacaklarını açıkladı.

Sağlık-Sen Sekretarya Toplantıları kapsamında konuşma yapan Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, aile hekimlerinin, bazı sendika ve derneklerin 2-6 Aralık’taki iş bırakma eylemine katılmayacaklarını belirtti.

Doğan, “Biz sağlık çalışanlarının yetkili sendikası Sağlık-Sen olarak iş bırakmıyoruz. Biz mağdur olmuşken başkaları da mağdur olsun istemiyoruz. Evet sorun olabilir, mağduriyet olabilir. Ama bunun yolu başkalarını mağdur etmek değil. İş bırakmadan, yeni mağduriyet oluşturmadan aile hekimlerimiz ile aile sağlığı hemşire ve ebelerimiz için mücadeleye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Türkiye teknik resesyona mı girdi? Cevdet Yılmaz cevapladı

Ekonomi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydederken, Türkiye’nin teknik resesyona girdiği iddia edildi. İYİ Parti’nin iddiasına, Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz’dan açıklama geldi.

TÜİK, yılın 3. çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını açıkladı. Buna göre Türkiye ekonomisi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,1 büyüdü.

Ancak İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, TBMM’Deki 2025 bütçe görüşmeleri öncesinde söz alarak, TÜİK’in rakamlarının iyiye işaret etmediğini söyledi, kritik verileri değerlendirdi.

‘TÜİK verileri resesyona işaret ediyor’

Usta verilerin, Türkiye’nin teknik olarak resesyona girdiğini gösterdiğini savunarak rakamların 2025 bütçesinin seyrini de değiştirebileceğini ifade etti. Veriler üzerinde çalışılmasının faydalı olacağını söyledi.

Cevdet Yılmaz’dan net cevap

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise “Böyle bir şey söz konusu değil.” diyerek teknik resesyonun riskinin bulunmadığını belirtti.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını değerlendirdi: Ana itici gücü açıkladı

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye ekonomisinin 2024’ün üçüncü çeyreğinde %2,1 büyüdüğünü ve bu büyümenin 2,2 puanlık kısmının net mal ve hizmet ihracatından kaynaklandığını belirtti. Bolat, ihracat artışı ve ithalatın azalmasının, ekonomik büyümenin temel dinamiklerini oluşturduğunu ifade etti.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılının üçüncü çeyrek Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerini değerlendirdi.

Türkiye ekonomisinin yüzde 2,1 büyüme kaydettiğini hatırlatan Bolat, net mal ve hizmet ihracatının bu büyümeye 2,2 puan katkı sağladığını ifade etti.

Büyümenin ana itici gücü dış ticaret olmuştur” diyen Bolat, ihracat artışının ve ithalatın azalmasının büyüme kompozisyonunda dengeli bir yapıya işaret ettiğini belirtti.

Bolat, “Üretim, istihdam, yatırım ve ihracata öncelik veren ekonomi programımızın olumlu etkileri, büyüme verilerinde görülmektedir. 2024 yılının ilk dokuz ayında yüzde 3,2’lik büyümenin 1,9 puanı net mal ve hizmet ihracatından gelmiştir. İhracat artışı ve ithalatın düşüşüyle dış ticaret temelinde bir büyüme modeli inşa ediyoruz” dedi.

Cari işlemler ve istihdamdaki gelişmeler

Bakan Bolat, cari işlemler hesabında üst üste dört ay fazla verilmesinin ve 2024 yılı üçüncü çeyreğinde 9,3 milyar dolarlık fazla kaydedilmesinin önemine değindi.

Ayrıca, istihdamdaki artışa dikkat çekerek, “Üçüncü çeyrek itibarıyla istihdam edilenlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 44 bin kişi artarak 32 milyon 734 bin kişiye ulaşmıştır” diye konuştu.

Sürdürülebilir büyüme ve enflasyonla mücadele

Enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürerek sürdürülebilir büyüme için uygun makroekonomik ortamı sağlamayı hedeflediklerini belirten Bolat, “Önümüzdeki dönemde enflasyondaki düşüşle birlikte ekonomik büyümemizin daha da hızlanacağını öngörüyoruz” dedi.

Bakanlık olarak ihracatı artırmaya yönelik destek mekanizmalarını aktif bir şekilde uyguladıklarını ve sanayiyi düşük fiyatlı ithalata karşı koruyacak adımları kararlılıkla attıklarını sözlerine ekledi.

Euro Bölgesi’nde TÜFE verileri yatırımcıların odağındayken Avrupa borsaları negatif seyrediyor

Avrupa borsalarında dün Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde’ın Avrupa’nın siyasi liderlerine gümrük vergileri konusunda ABD’de başkan seçilen Donald Trump’la işbirliği yapma çağrısının etkileri ve Euro Bölgesi’nde açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi verisi yatırımcıların odağına yerleşti.

Avrupa borsaları negatif seyrederken, Stoxx Europe 600 gösterge endeksi yüzde 0,1 düşüşle 507,1 puan, Almanya’da DAX 40 endeksi yatay seyirle 19.416 puan ve İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,1 azalışla 8.275 puan seviyesinde bulunuyor.

İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,2 kayıpla 33.183 puandan, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,1 değer kaybıyla 7.170 puandan, İspanya’da IBEX 35 endeksi de yüzde 0,7 gerilemeyle 11.539 puandan işlem görüyor.

ECB’den Trump işbirliği çağrısı

ECB Başkanı Christine Lagarde’ın dün Avrupa’nın siyasi liderlerine gümrük vergileri konusunda Trump’la işbirliği yapma çağrısının etkileri ve Euro Bölgesi’nde açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi verisi yatırımcıların odağına yerleşti. Öte yandan, ECB üyesi ve Fransa Merkez Bankası Başkanı Francois Villeroy de Galhau, bankanın aralık ayında daha büyük bir faiz indirimi için seçeneklerini açık tutması gerektiğini ve politika faizinin büyümeyi teşvik edecek bir seviyeye düşebileceğini söyledi.

Bugün açıklanan verilere göre Almanya’da ekimde perakende satışlar aylık bazda tahminlerin üzerinde yüzde 1,5 azalırken, yıllık bazda beklentileri aşarak yüzde 3,6 arttı. Analistler, bugün Euro Bölgesinde enflasyon ve Almanya’da işsizlik oranının takip edileceğini söyledi.

SPK Başkanı Gönül’den ‘halka arz’ açıklaması! Tarih verdi

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, yatırımcıların merakla beklediği halka arzlara ilişkin önemli bir açıklamada bulundu. SPK Başkanı Gönül aralık ayında yeni halka arzlar beklediklerini ancak sayıyı açıklayamayacağını söyledi.

SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül 4. Portföy Yönetimi Zirvesi’nin ardında gazetecilerin sorularını cevapladı.

Açığa satış yasağının kaldırılmasına ilişkin çalışmaların devam ettiğini belirten Gönül, “Yıl başından önce bunu belirlemeyi ve hayata geçirmeyi planlıyoruz. İnşallah yetişecektir” dedi. Sektörün fikrini alarak ilerlediklerinin altını çizen Gönül, “Uygun zamanda gereken değişikliği yapacağız” ifadelerini kullandı.

Yeni halka arzlar bekleniyor

SPK başkanı, aralık ayında yeni halka arzların beklendiğini belirterek, kaç adet olacağına ilişkin “Sayı söylemek yanlış olur. Dosyaların bitmesi ve şirketlerin talebine göre bakacağız.” dedi.

Talep çok yüksek

Halka arzlarda 2025’in nasıl geçeceğine dair bir soru üzerine Gönül, “Halka arz talebi geçen seneki gibi oldukça yüksek. Biz de ona göre piyasanın şartlarına göre halka arzlara devam etmeyi planlıyoruz.” diye konuştu.

Hava yolu şirketleri katılım endeksinden çıktı

Katılım endeksinden büyük hava yolu şirketlerinin çıkmasının nasıl yorumladığı sorulan Gönül, “Katılım endeksindeki şartları belirleyen Borsanın kendi çalışmasıdır. Biz sadece orada destek veriyoruz. Oradaki standartlara göre Borsa bu değerlendirmeyi yapıyor zaten.” açıklamasında bulundu.

Talep düşüklüğü ve Çin etkisi Alman otomotiv üreticilerinin 2024 kâr tahminini düşürmeyi sürdürüyor

Alman ekonomisinin gücü olarak görülen otomotiv sektöründe üreticiler, elektrikli araçlara geçişin yüksek maliyetleri ile mücadele ederken Çin ve Avrupa’dan gelen zayıf talep ışığında maliyetleri düşürmek ve rekabet gücünü korumak için ciddi baskı altında.

Alman otomotiv sektöründeki kriz, düşük talep ve Çin etkisiyle gün geçtilçe biraz daha fazla büyüyor. Otomobil endüstrisinde çığır açan teknolojilerin son dönemde Çin ve ABD’den gelmesi Avrupa kamuoyunda tartışma konusu olurken, Çinli üreticilerin gittikçe artan rekabeti, Alman otomobil üreticisi Volkswagen’in tarihi işten çıkarma ve fabrika kapatma planları bu tartışmaları artırdı.

Volkswagen’in kararı Alman otomotiv sanayisinin içinde bulunduğu krizi derinleştirirken, otomotiv sektörü, yüksek vergi oranları, artan elektrik fiyatları, geniş bürokrasi nedeniyle ülkede rekabet gücünü kaybediyor. Otomotiv sektöründe fazla katma değer ve istihdamın Almanya’da kalması için siyasi irade çağrısı yapılırken, Alman siyasilerin Çin ile otomobil tarifeleri konusunda yaşanan anlaşmazlıklar, yüksek elektrik fiyatları ve Avrupa Birliği çevre düzenlemeleri konusunda manevra yapamaması dikkati çekiyor.

Ülkedeki toplam katma değerin yüzde 5’i

Alman otomotiv sektörü, ülkedeki toplam katma değerin yüzde 5’ini oluştururken istihdamın yüzde 3’ünü sağlıyor. Otomotiv üreticileri geçen yıl 272,6 milyar Euro değerinde ihracat yaptı. Haziran 2024’de ise sektörde tedarikçiler hariç yaklaşık 773 bin kişinin istihdam edildiği kayıtlara geçerken, sektörün istihdamı 2023’e göre yüzde 0,8 azaldı.

Sanayide çalışanların yaklaşık yüzde 14’ü otomotiv sektöründe. Bu da otomotiv sektörünü, 952 bin çalışanı olan makine mühendisliğinden sonra iş gücü açısından en büyük ikinci sanayi sektörü konumuna taşıyor. Bu arada, yaklaşık yüzde 13’lük payıyla ABD, Alman otomobil ihracatının en önemli pazarı, ABD’yi Birleşik Krallık ve Çin takip ediyor.

Trump etkisi Volkswagen, BMW ve Mercedes-Benz’in kârlarını ne kadar etkileyecek?

ABD ve Çin gibi ihracat pazarlarına olan bağımlılık Alman otomotiv üreticilerinin içinde bulunduğu krizi daha da kötüleştirirken, Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle olası cezalandırıcı gümrük vergilerinin Volkswagen, BMW ve Mercedes-Benz’in kârlarını önemli ölçüde azaltabileceği belirtiliyor. Bu durumun sektör üzerindeki baskıyı daha da artırması ve derin istihdam kesintilerine sebep olması bekleniyor.

Tüm Türkiye’yi saracak! Meteoroloji saat vererek uyardı: Kötü koku her yerde hissedilecek

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Türkiye’nin batı ve orta kesimlerinde azot dioksit gazı nedeniyle puslu hava ve kötü koku hissedileceği uyarısında bulundu. Yüksek basınçlı hava kütlesiyle birlikte İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde havada klor benzeri bir koku oluşacak. Zehirli bir gaz olan azot dioksit insan sağlığına doğrudan tehdit oluşturmasa da, kirlilik kaynaklı etkileri artırabilir.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin batı ve orta kesimlerinde önümüzdeki günlerde azot dioksit gazı kaynaklı puslu hava ve kötü kokular görülebilir. Yüksek basınçlı hava kütlesinin ülkeye giriş yapmasıyla birlikte İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde bu etkinin daha yoğun hissedileceği bildirildi.

Kötü kokusundan fark edilecek

Cumartesi günü için yayımlanan hava durumu raporlarında “puslu” ifadesi dikkat çekerken, azot dioksit gazının keskin ve klor benzeri kötü bir kokuya neden olacağı belirtildi. Uzmanlar, bu gazın özellikle yoğun endüstriyel faaliyetlerin olduğu bölgelerde daha belirgin hale gelebileceğini ifade etti.

Azot dioksit nedir?

Azot dioksit, kırmızımsı kahverengi ve zehirli bir gazdır. Atmosferin alt tabakalarında endüstriyel kaynaklardan yayılan bu gaz, keskin kokusuyla bilinir. Az miktarda bulunması insan sağlığına doğrudan tehdit oluşturmasa da, yüksek basınçlı günlerde solunum yolu hassasiyeti olan kişilerde rahatsızlık yaratabilir.

Türkiye’yi nasıl etkileyecek?

Azot dioksit gazının yoğun olduğu bölgelerde hava kalitesinde geçici düşüşler bekleniyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerin yanı sıra batı ve orta kesimlerdeki pek çok şehirde gazın etkileri hissedilecek.

Meteoroloji uzmanları, gazın atmosferdeki oranının sağlık açısından tehlikeli olmadığını vurgulasa da, hassas bünyelere sahip kişilerin açık hava etkinliklerini sınırlamaları öneriliyor. Önümüzdeki hafta itibarıyla basıncın düşmesiyle birlikte gaz etkisinin azalacağı tahmin ediliyor.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan ‘büyüme’ uyarısı

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜİK’in açıkladığı büyüme verilerine ilişkin kritik açıklamalarda bulundu. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Hisarcıklıoğlu, “Ülkemizin üretim, yatırım, istihdam ve ihracat kapasitesi korunmalı” ifadelerini kullandı.

Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 2.1 büyürken, üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,2 daraldı. Sanayide ise yıllık yüzde 2.2’lik bir küçülme gözlendi.

‘Üretim, yatırım, istihdam ve ihracat kapasitesi korunmalı’

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’da, büyüme verilerini değerlendirdi.

“Piyasalarda durgunluğun kalıcı hale gelmesi ülkemizin üretim, yatırım, istihdam ve ihracat kapasitesinin korunması ile mümkün olabilir.” diyen Hisarcıklıoğlu, üretim maliyetletlerine, KOBİ’lerin ayakta kalmasına, rekabet gücüne dikkat çekerek, el ve akıl birliğinin önemini vurguladı.

Hisarcıklıoğlu’nun paylaşımı şöyle;