“Yaşam” kategorisi, genel yaşam konularını kapsayan bir kategoridir ve birçok farklı alt kategoriyi içerebilir. Bu kategoride, günlük yaşam, ev, aile, ilişkiler, sağlıklı yaşam, güzellik, moda, kişisel gelişim, hobiler, evcil hayvanlar, çevre, doğa gibi konular yer alabilir. “Yaşam” kategorisine dair örnek alt kategoriler aşağıdaki gibi olabilir:
Sağlıklı Yaşam: Beslenme, egzersiz, spor, uyku, stres yönetimi, zihinsel sağlık, sağlıklı yaşlanma, hastalık önleme gibi konular, sağlıklı yaşam ile ilgili güncel bilgiler, öneriler, pratik ipuçları hakkında içerikler sunulabilir.
Moda ve Güzellik: Moda trendleri, giyim, aksesuarlar, makyaj, cilt bakımı, saç bakımı, güzellik ipuçları, stil rehberleri, moda ve güzellik endüstrisindeki gelişmeler, marka incelemeleri gibi konular, moda ve güzellik ile ilgili içerikler sunulabilir.
Ev ve Dekorasyon: Ev tasarımı, dekorasyon fikirleri, iç mekan tasarımı, mobilya, aydınlatma, ev organizasyonu, temizlik ipuçları, bahçe düzenlemesi gibi konular, ev ve dekorasyon trendleri, pratik çözümler, dekorasyon fikirleri hakkında içerikler sunulabilir.
Aile ve İlişkiler: Evlilik, ebeveynlik, çocuk bakımı, aile ilişkileri, aile planlaması, ilişki sorunları, iletişim becerileri, aile hayatını dengeleme gibi konular, aile ve ilişkiler hakkında içerikler sunulabilir.
Hobiler ve Eğlence: Hobiler, el sanatları, spor, müzik, film, dizi, oyun, seyahat, tatil planlama, etkinlik önerileri, eğlenceli aktiviteler gibi konular, hobiler ve eğlence hakkında içerikler sunulabilir.
Evcil Hayvanlar: Köpekler, kediler, kuşlar, akvaryum balıkları, küçük hayvanlar gibi evcil hayvanlarla ilgili bakım, beslenme, sağlık, eğitim, evcil hayvan sahiplenme gibi konular, evcil hayvanlar hakkında içerikler sunulabilir.
Çevre ve Doğa: Doğal yaşam, doğa koruma, sürdürülebilirlik, çevre sorunları, geri dönüşüm, doğa gezileri, doğa sporları gibi konular, çevre ve doğa hakkında içerikler sunulabilir.
Türkiye’nin cari açığında önemli bir etken olan altının yerli kaynaklarla üretimi büyük önem taşıyor. Bu açıdan geçmişi çok eski olmayan Türkiye’de 20 altın madeni faaliyet gösteriyor. Bunlar içerisinde en büyük altın madeni olan Erzincan İliç’teki Çöpler Madeni, şubat ayındaki toprak kayması nedeniyle faaliyetlerine ara verdi.
Madende iş ve çevre güvenliği için mevcut tüm önlemler güçlendirilerek, yeni teknolojik yatırımlar gerçekleştiren şirket, şubat ayından bugüne toplam 103.3 milyon dolarlık iyileştirme yatırımı yaptı. Bölgede 25 yıldan bu yana 2 milyar doların üzerinde yatırım yapan şirket, kurulduğu günden bugüne 94 tona yakın altın üretimi karşılığı, yaklaşık 4,6 milyar dolar altın geliri ile ülkemiz ekonomisine katkı sağladı.
Bu tutarın yüzde 91’ini ekonomiye geri verirken, vergiler dahil devlete yapılan ödemelerin toplamı 505 milyon dolara ulaştı. Gelecek dönemde yatırımlarını artırarak sürdürmeyi planlayan Anagold’un büyük ortağı SSR Mining, Erzincan’da önümüzdeki 5 yıllık dönemde 5 projeye toplamda 1,5 milyar dolar yatırım gerçekleştirmeyi hedefliyor. Şirket, orta vadede de Türkiye genelinde 7 milyar dolarlık yatırım öngörüyor.
Türkiye’de tek tesisle üretime hazır
Çöpler Madeni’nin mevcut ulusal ve uluslararası standartlara uygun aldığı tedbirleri daha da güçlendirerek üretim faaliyetlerine yeniden başlamak için hazır hale geldiği açıklandı. Anagold Madencilik, sahada yürütülen çalışmaları ve alınan önlemleri İliç’teki maden bölgesinde ekim ayında basın mensuplarıyla paylaştı. Maden sahasında olaydan sonra yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren SSR Mining Kıdemli Başkan Yardımcısı Cengiz Demirci, madenin kapalı kalmasının hem İliç hem de ülke ekonomisi için büyük bir kayıp olduğunu vurguladı. Demirci, Anagold Madencilik olarak Türkiye’deki yatırımlarını sürdürmeyi ve İliç’teki faaliyetlerine devam etmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Üretim metodunda da değişikliğe gidildiğini belirten Demirci, “Çöpler’de sülfit tesisi ve yığın liçi metodu olmak üzere iki üretim yöntemi kullanıyorduk. Operasyonlar yeniden başladığında, üretime sadece sülfit tesisi ile devam edilecek, yığın liçi yapılmayacak. Cevherleşme şeklinden ve cevher içindeki tenörden dolayı, yüksek teknolojili ve kapalı bir sistem olan sülfit tesisi ile devam edilecek. Çöpler, Türkiye’nin en yüksek altın üretimi gerçekleştiren madenlerinden biri olmasının yanı sıra, yüksek teknolojiye sahip sülfitli cevher işleme tesisleriyle de sektörde Türkiye’de ilk” diye konuştu.
Suriyeliler ülkesine geri dönecek beklentisiyle kiralık konutta bir haftada düşüş beklememek gerektiğini vurgulayan gayrimenkul uzmanları, “İstanbul’da 40-50 bin daire boşa çıkabilir, arz fazlası fiyatları düşürebilir ancak bu evlerin piyasaya etkisi 1-1,5 yılda görülür. Kiralık ev seçeneği artar, mülk sahibinin ağır şartları esner ve kira artış hızı yavaşlar” dedi.
Hamide HANGÜL
Suriyeli sığınmacıların ülkesine geri dönüş beklentisi kiralık piyasasında ‘kiralar düşecek’ beklentisine neden olsa da gayrimenkul uzmanları, kimsenin “Kiralar hemen inecek” beklentisine kapılmaması gerektiğine vurgu yaptı. Suriyeliler’in en fazla Fatih, Beylikdüzü, Esenyurt, Avcılar gibi bölgelerde yaşadığına işaret eden uzmanlar, şayet geri dönüşlerin olması durumunda İstanbul’da 40- 50 bin dairenin boşalabileceğini tahmin ettiklerini açıklayarak, “Bu evlerin kiralık piyasasına etkisi de ancak 1,5 yıl sonra görülür.
Hemen bir haftada kiralar düşmez. Öyle bir beklentiye kimse kapılmasın. Ancak o zaman da kiralanacak ev çoğalacağı için ev sahiplerinin ağır şartları biraz daha esner ve kira fiyatlarında artış hızı yavaşlar. Ancak şu anda Suriyelilerden dönüş için yoğun bir talep almıyoruz. ‘Elektrik yok, su yok neden gideyim’ diyenler de var. Çünkü bir çoğu burada mülk aldı, iş yerlerini kurdu” değerlendirmesinde bulundu.
Kiralanacak ev sayısı artar
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gayrimenkul Komite Başkanı ve Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Onursal Başkanı Hakan Akdoğan: “Suriyelilerin yoğun yaşadığı bölgelerde, son 2-3 günde ciddi dönüş olacağı sinyalleri var. Şayet Suriyelilerin yoğun yaşadığı bölgelerde gidişler hızlanırsa, kiralarda rahatlama getirebilir, kiralık ev sayısı artar. Bu da kira fiyatlarının normalleşmesine, şartların daha da kolaylaşmasını sağlar. Suriyeliler gitti diye kiralarda bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.
Özellikle yoğun yaşadıkları yerlerde, çünkü her yerde yaşamıyorlar. Büyük şehirlerin de belli semtlerinde yaşıyorlar. Yani satılık tarafında bir etkileri yoktu, ciddi hareket getireceğini öngörmüyorum. Ancak kiralık tarafında bir rahatlama getirebilir. Fatih, Esenyurt, Beylikdüzü, Sultanbeyli gibi yoğun yaşadıkları semtlerde bir rahatlama söz konusu olur, kiralık konut arzı artar. Bu da kiracı adayları için hızlı bir kiralık konut bulma noktasında fayda sağlar. Fiyatların daha normalleşmesini, kira artış hızını yavaşlatır. Ancak ne kadar boşa daire çıkacak bilmiyoruz. Genel anlamda gördüğümüz, kiralık konut arzı, konut seçeneği artar ve ev sahiplerinin zorlayıcı şartları kolaylaşır ve kira artış hızını yavaşlatır.”
“Gittiler diye kiralar düşmez”
Trio Gayrimenkul Yönetimi kurulu Başkanı Sezgin Bilge, “Suriyelilerin gitmesi konut piyasasını çok etkilemez. Ancak Türkiye’ye, yabancı yatırımcının daha cazip bakmasını ve tekrar yatırım için daha çok değerlendirmesi sağlar. Yani Suriyeliler gitti diye kiralar düşmez. Kiraların düşürme etkisine çok olacağını düşünmüyorum açıkçası.
Zaten baktığınızda, Suriyelilerin kiraladığı ya da satın alıp kiraya verdiği bölgeler Beylikdüzü, Esenyurt gibi yerler. Yani İstanbul’un daha uç noktaları ve orada zaten kiralar çok yüksek değil. Çünkü kiralama açısından oralarda çok seçenek var. Kiralık yüksek olmasının nedeni ise özellikle üretimin az olmasından kaynakladı. Yani üretimin az olduğu bölgelerde daha yüksek. O yüzden çok büyük bir etkisi olmaz. Ancak yabancı yatırımcının gelip konut kiralamaya başlamasıyla arz da artarsa öyle bir etkisi olabilir. Daha fazla konut o zaman kiraya verilebilir.”
“Hemen düşecek beklentisi olmasın”
İSTOÇ İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Gayrimenkul Danışmanı Senay Araç, “Hemen öyle kiralara düşecek diye bir beklenti olmasın, ‘kiralar düşecek evler gelecek’ diye. Suriyeli birçok kişinin satın aldığı evler de var burada. Kendi mülklerini alan, iş yerlerini açan Suriyeli sığınmacılar da var. Yani hiç kimse ‘bir hafta sonra kiralar düşer’ diye beklentiye girmesin. Durumu iyi olanlar kendi mülkünü alıyordu, ancak iyi olmayanlar da çalışıyordu ve çok kötü yerlerde oturan sığınmacılar da vardı.
Kömürlük daireleri bile kiralayanlar oldu. İstanbul’da Fatih, Başakşehir, Esenyurt en yoğun yaşadıkları bölgeler. Buralarda ‘evimizi boşaltıyoruz, taşınıyoruz artık’ gibi bir talep yok. Ancak yaza doğru olur. Çünkü kış dönemindeyiz. Suriyeli sığınmacıların yoğun olduğu bölgelerde evlerin boşalması ve geri dönüşlerin başlaması halinde, bu durumun kiralık piyasasına yansıması ancak 1,5 yıl sonra görülür.”
“Yoğun bir geri dönüş yok”
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa: “Bu bir senaryo aslında. Bir psikoloji oluşmuş gidilecek diye ancak ne kadarı gerçeğe döner bilemiyoruz. Şayet geri dönüşler olursa İstanbul’da tahmini 40- 50 bin ev boşa çıkabilir, yani ciddi bir ev potansiyeli var. Bunun da etkisi ancak 1 yıl sonra piyasalara yansır. Kiralık ev adeti çoğalacağı için o zaman fiyatlarda bir düşüş olabilir. Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde. Bütün bunlar, döneceklerini varsayarsak olur, geri dönmezlerse olmaz. Ancak Suriyeli sığınmacılarda 3-5 aile birlikte kalan da oluyor. ‘Elektrik yok, su yok, gidip de ne yapacağız’ diyenler de var. Gidip tekrar döner mi ya da kaç kişi gider bilmiyoruz. Ancak kiralık piyasasına etkisi bir yıldan önce olmaz. Bir anda herkes tası tarağı toplayıp gitmez, çünkü burada yerleşen işyeri açanlar da var. Bu konuyu gündemimize aldık ancak yoğun bir geri dönüş yok.”
“Arz fazlası kiraları düşürebilir”
Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Arslan: “Suriyelilerin geri dönüşü, Türkiye’deki bazı bölgelerde konut piyasasını yeniden şekillendiriyor. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, Suriyeli nüfusun azalmasıyla birlikte, kira piyasasında arz fazlası bekleniyor. Bu durum, kiralık daire fiyatlarının düşmesine ve kiralama bedellerinin reel olarak azalmasına neden olabilir. Özellikle İstanbul’un Fatih ilçesi gibi yoğun göç alan bölgelerde, Suriyeli nüfusun azalmasıyla boşalan konutlar, kiralık konut arzını artıracak ve kiracıların daha uygun fiyatlarla konut bulabilmesine imkân tanıyacaktır. Artan arz, talebin daha kolay karşılanmasını sağlayarak, kiraların dengelenmesine yardımcı olacak.”
Geçtiğimiz akşam İstanbul’un tarihi simgeleri arasında yer alan Galata Kulesi’ne Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ etkinlikleri kapsamında pembe kurdele görüntüsü yansıtıldı., bahisnow, betist, Tumbet, Turkbet, Ultrabet, Vdcasino, Vegabet, Venusbet, Vforbahis, Wcasino, Wettenbet, Winxbet, Wonodds, Wsbets, Prizmabet,
İstanbul’un simgelerinden biri olan tarihi Galata Kulesi, meme kanseri farkındalığını artırmak amacıyla geçtiğimiz akşam pembe renge büründü. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği bu etkinlik, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında gerçekleştirildi. Kuleye yansıtılan pembe kurdele ile erken teşhisin önemi bir kez daha vurgulandı. Prizmabet yeni giriş kaynaklarına göre, etkinlikte “Erken teşhis hayat kurtarır” notu ile birlikte pembe kurdele sembolü kullanıldı. Bu sembol, 1993’ten beri meme kanseri farkındalığının evrensel işareti olarak biliniyor.
Prizmabet Bahis Sitesi Hakkında:
Merhaba arkadaşlar, bugünkü yazımda sizlere Prizmabet bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, 2009 yılında kurulmuş olup, Betconstruct altyapısı ile hizmet veren güvenilir ve popüler bahis sitelerinden bir tanesidir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino oyunları, slotlar ve sanal sporlar gibi birçok seçenek bulunmaktadır. Üstelik Prizmabet TV sayesinde spor müsabakalarını ücretsiz olarak takip edebilirsiniz. Prizmabet yeni giriş adresiyle, heyecanlı ve kazançlı bir oyun deneyimi yaşamanız mümkün.
Prizmabet ayrıca üyelerine cazip bonus ve promosyonlar sunmaktadır. İlk üyelik bonusu, yatırım bonusları ve kayıp bonusları gibi fırsatlarla kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde farklı yöntemler sunarak kullanıcılarına kolaylık sağlamaktadır. 7/24 aktif olan müşteri hizmetleri ile de her türlü sorunuza anında çözüm bulabilirsiniz.
Raising Cane’s Chicken Fingers adlı fast-food zincirinin eş CEO’su 52 yaşındaki Todd Graves, 9,5 milyar dolarlık net servete sahip. Graves,1996’da restoran açmak için Louisiana’dan Kaliforniya’ya taşındı ve bir petrol rafinerisinde haftada 90 saat çalışarak gerekli sermayeyi toplamak için borç aldı. Şirketi, hızla büyüyerek 800’den fazla lokasyona ulaştı ve geçen yıl 3,7 milyar dolar net satış elde etti.
Todd Graves ve Craig Silvey, Güney Louisiana’da yalnızca tavuk parmakları satan bir restoran açma fikrini düşündükleri zaman, Silvey’in LSU’daki işletme lisans programındaki girişimcilik ödevinde en düşük notu almayı ya da banka kredisi başvurularının kabul edilmeyeceğini aslında beklemiyorlardı.
FORBES’TE İLK 400’DE
Ancak, sonunda Raising Cane’s Chicken Fingers adını alan projeleri ile Graves’i Amerika’nın en zenginleri arasında yer alan Forbes 400 listesine ilk kez soktu.
Graves’in, ülkenin 107. en zengin kişisi olduğu ve büyük ölçüde Raising Cane’s’deki hissesi sayesinde yaklaşık 9,5 milyar dolarlık bir servete sahip olduğu açıklandı.
CNBC’de yer alan habere göre, Şu anda 52 yaşında olan ve şirketin eş CEO’su olan Graves, 2009 yılında Nicholls Eyalet Üniversitesi’ndeki öğrencilere, ”İnsanlar size bir şeyin yapılamayacağını söylerse, bu sizi onu yapmak için daha çok çabalamaya yöneltir” demişti.
PETROL RAFİNERİSİNDE ÇALIŞTI, SOMON AVLADI
Şirketin internet sitesinde yer alan bilgiye göre, Graves, 1996 yılında fast-food zincirinin ilk şubesini açmak için yeterli parayı toplamak amacıyla Louisiana, Baton Rouge’dan Kaliforniya’ya taşınarak haftada 90 saat bir petrol rafinerisinde çalıştı ve daha sonra Alaska’da somon balığı avladı.
Mayıs ayında “Trading Secrets” podcast’ine verdiği demeçte, restoranını kurmak için kendi parasından 40.000 ila 50.000 dolar harcadığını, ayrıca yaklaşık 100.000 dolarını arkadaşlarından, ailesinden ve Küçük İşletme İdaresi’nden aldığı krediden harcadığını söyledi.
ŞİRKET 3,7 MİLYON DOLAR NET SATIŞ ELDE ETTİ
Bugün, Graves’in sarı labradoru Raising Cane’in adını taşıyan Raising Cane’in uluslararası alanda 800′den fazla lokasyonu var. Şirket sözcüsü CNBC’e yaptığı açıklamada, geçen yıl 3,7 milyar dolar net satış elde ettiğini söyledi. Graves şirketin yüzde 90′ından fazlasına sahip ve halka arz etmeyi veya hissesini özel yatırımcılara satmayı planlamadığını da sözlerine ekledi.
Graves, ”Çocuklarımın anneleri ve ben gittikten sonra da değerlerimizi sürdürebilmelerini istiyorum. Bunu dünya çapında bir işe dönüştürebilirler ve büyümeye devam edebilirler.” dedi.
Graves ve 1999′da işi bırakan Silvey, Baton Rouge’daki ilk şubelerini açtıklarında Graves’in sıfır işletme yönetimi becerisine sahip olduğunu söyledi. Haftada yedi gün restoranda çalışıyordu. Mesaisi ise sabah 8′de açılıştan ertesi sabah 3:30′da kapanışa kadar sürüyordu.
Şirket büyüdükçe Graves, çalışanları işe almanın ve liderleri anında yetiştirmenin yolunu bulduğunu söyledi. Bunu, “Uçağı uçururken bir yandan da inşa ediyordum.” sözleri ile açıkladı.
İŞE BAŞLARKEN YALNIZCA KREDİLERE GÜVENDİ
Çoğu girişimci, işletmelerini borç ve öz sermayenin bir karışımıyla finanse eder. Graves, 2022 yılındaki “How I Built This” podcast’ine , işe başlarken neredeyse yalnızca kredilere güvendiğini söyledi. Özel yatırımcılara bir kredi için yüzde 15 faiz oranı teklif edeceğini ve daha sonra borcu öz sermaye olarak ele alan yerel bankalardan ek finansman sağlamak için bunu kullanacağını söyledi.
Geriye dönüp bakıldığında, bu yaklaşımın “aptalca” olduğu ve 2005 yılında Katrina Kasırgası Louisiana’yı vurduğunda neredeyse işine mal olacağı ve Baton Rouge bölgesindeki 28 mağazasından 21′inin kapanacağı söylendi; ancak bu sayede şirketini büyütürken sahiplik hissesini koruyabildiğini ifade etti.
“RİSKİ DENGELEMEYİ ÖĞRENDİM”
“Borç-öz sermaye oranı, işinizde uygun dengelere sahip olmanız gerekir ve bu, büyük bir kasırga gibi zor zamanları atlatmanıza yardımcı olur. Ancak her şeyi kaldıraç olarak kullandım. Katrina’nın ölümünden sonra işimin hayatta kalmasını, olabildiğince çabuk yeniden açmaya borçluyum. Neyse ki bunu atlattım, ancak o zaman gerçekten riski dengelemeyi öğrendim.”
DOĞRU FIRSATLARI YAKALAMAK
Bu yıl 28 yaşına giren ve gerçek hayattaki üçüncü sarı labrador maskotu olan Raising Cane III’ü kullanan şirketin, bu yılın başlarında ilk milyar dolarlık çeyrek satışını gerçekleştirdiği ve Raising Cane’in sözcüsünün söylediğine göre 2024 yılını yaklaşık 5 milyar dolarlık satışla tamamlaması bekleniyor.
Graves, “Trading Secrets”a verdiği demeçte, şirketin erken dönemdeki sert genişlemesinin aksine, artık fırsatlara aceleyle girmemenin veya markasının pahasına çok hızlı büyümemenin değerini öğütlüyor.
“Raising Cane’s’in vizyonu, bir gün dünyanın her yerinde şubelere sahip olmak ve iştah açıcı tavuk parmak yemekleri, harika ekip, harika kültür ve aktif topluluk katılımının markası olmak. Disiplinli kalmalısınız çünkü başarılı olursanız, fırsatlar çılgınca olur ve bunu hiç de özel olmayan bir şeye doğru büyütebilirsiniz.”
ABD’nin Rusya yaptırımlarını delmeye yardımcı olduğu gerekçesiyle 14 Eylül’de yaptırım listesine aldığı Tuzla merkezli ID Shipping şirketi 3 hafta sonra herhangi bir açıklama yapılmadan listeden çıkartıldı. ID Shipping’in patronu İlker Doğruyol, kendisi ve şirketinin haksız yere yaptırım listesine eklendiğini belirterek “Hem ticari açıdan hem de itibar açısından zarara uğradım” dedi.
ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrol Ofisi’nin (OFAC) yaptırım listesinden kaldırılan şirketleri ve isimleri yayınladı.
14 Eylül’de Rusya’ya uygulanan yaptırımları deldiği bağlantılı yaptırım uygulanan iş adamı İlker Doğruyol ve şirketi ID Shipping Agency listeden çıkarıldı.
“TİCARİ KAYIP VE İTİBAR KAYBINA SEBEP OLDU”
İstanbul-Tuzla merkezli ID Shipping’in kurucusu ve sahibi İlker Doğruyol, TradeWinds’e yaptığı açıklamada 14 Eylül’deki listelemenin “haksız ve yasal olarak temelsiz” olduğunu söylerken önemli ticari ve itibar kaybına yol açtığını söyledi.
OFAC, İlker Doğruyol ve şirketinin yaptırım uygulanan Rus armatör Nord Project’in sahibi olduğu ve işlettiği 1995 yapımı 27.078 grostonluk Enisey adlı bulker gemisi için onarım hizmetleri ayarladığını iddia etmişti.
3 HAFTA SONRA YAPTIRIM LİSTESİNDEN ÇIKARTILDI
OFAC’a itiraz başvurusu yapmasının ardından 3 hafta sonra herhangi bir açıklama yapılmadan İlker Doğruyol ve şirkleti ID Shipping listeden çıkartıldı.
Doğruyol, “Yapılan iddiaların aksine, suçlamaların temelsiz olduğunu ve tarafımdan herhangi bir yasadışı veya uygunsuz faaliyeti yansıtmadığını sürekli olarak söyledim” dedi.
“TÜM SÜREÇLER TÜRK YASALARINA UYGUN YÜRÜTÜLDÜ”
ID Shipping’in ana faaliyet alanının İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçen ve tersanelere gelen gemilere gerekli izinlerin düzenlenmesi ve mürettebat konuları da dahil olmak üzere hizmet sağlamak olduğunu hatırlatan Doğruyol, Enisey’in tamir ve bakım için bir Türk tersanesine geldiğini belirtti şunları ekledi:
“Bizim bu sözleşme veya finansal düzenlemelere dahil olmamız gerekmeksizin, tamir hizmetleri için doğrudan tersane ile anlaştı. Bizim OFAC hakkında bir bilgimiz yoktu ve Türkiye’de bize bu konuda bir bilgi verilmedi. Ayrıca tüm yetkililer geminin tersaneye girişini onayladı.”
“Biz bu geminin sadece yanaşma, ayrılma, gümrük, polis ve liman başkanlığı işlemlerini yürüttük.”
“Gemi tersanedeyken armatör tarafından gönderilen yedek parçaları gemiye teslim ettik ancak bu parçaları görmediğimiz gibi içerikleri hakkında da herhangi bir bilgimiz yoktu. Üstelik tüm süreçler Türk yasalarına uygun olarak yürütülmüştür.”
DAHA ÖNCE YASA DENİZCİLİK DE İTİRAZI ÜZERİNE LİSTEDEN ÇIKARTILMIŞTI
ID Shipping, Rusya ile ilgili faaliyetleri nedeniyle yaptırımların kaldırıldığı ikinci Türk denizcilik şirketi oldu.
Ice Pearl Navigation ve petrol tankeri 116.000 dwt’lik Yasa Golden Bosphorus (2007 yapımı), ABD makamlarının Rus ham petrolünü fiyat sınırının üzerine çıkardığını iddia etmesinin ardından geçen yıl Ekim ayında yaptırımlara maruz kalmıştı.
Türkiye’nin en büyük armatörlerinden biri olan Yasa Denizcilik’in başvurusu üzerine yaptırımlar altı ay sonra kaldırıldı.
THY, tecrübeli ve tecrübesiz lisanslı dispeçer alımı yapacağını açıkladı.
Türkiye’nin bayrak taşıyıcı havayolu şirketi Türk Hava Yolları personel alımı için harekete geçti. THY, tecrübeli ve tecrübesiz lisanslı dispeçer alımı yapacak. Türk Hava Yolları tecrübeli ve tecrübesiz personel alımı için ilana çıktı. Başvuru için son tarih 14 Ekim 2024 oldu.
THY’den yapılan açıklamada “Kariyerine Türk Hava Yolları’nda devam etmek isteyen dispeçer lisansına sahip tecrübeli ve tecrübesiz arkadaşlara bayrak taşıyıcı marka olarak iş imkânı sunuyoruz” denildi.
Başvuru ilanının detayları şöyle:
BAŞVURU KOŞULLARI
• T.C. vatandaşı veya mavi kart sahibi olan,
• 01.01.1987 ve sonrası doğumlu olan,
• En az 4 yıllık eğitim veren üniversitelere bağlı lisans bölümlerinden mezun olan,
*Yurt dışı üniversitelerden mezun olan adaylardan YÖK Denklik Belgesi istenmektedir.
• Geçerli bir SHY-UHU Dispeçer lisansına sahip olan,
• İyi derecede İngilizce bilen,
*İngilizce sınavları Türk Hava Yolları A.O. tarafından yapılacaktır.
• Vardiyalı çalışma düzeninde çalışmaya uygun olan,
• Adli sicil ve adli sicil arşiv kaydı bulunmayan,
• Türk Hava Yolları A.O.’nun iştirak şirketlerinde aktif olarak çalışmayan,
• Daha önce çalışmış olduğu kuruluşlardaki görevlerinden disiplinsizlik nedeni ile ayrılmamış olan, • Türk Hava Yolları A.O. veya Türk Hava Yolları A.O.’nun iştirak şirketlerinden daha önce fesih yoluyla ayrılmamış olan çalışma arkadaşları arıyoruz.
ARANAN NİTELİKLER
• Ortaklığımızı başarıyla temsil eden ve yüksek görev bilincine sahip,
• Etkili iletişim becerileri sergileyen ve takım çalışmasına yatkın, • Analiz etme ve problem çözme becerisi gelişmiş,
• İhtiyaç anında inisiyatif alabilen,
• Takip yönü güçlü, dikkatli, sonuç odaklı çalışabilen ve detaylara hâkim,
• Organizasyon ve planlama yönü kuvvetli,
• Öğrenmeye açık ve kendisini bu alanda geliştirmek isteyen kişiler başvuru yapabilir. Görev Tanımları
• Uçuş planları ile brifing paketlerinin oluşturulmasını ve sefer kaptanlarına ve/veya ilgili istasyonlara gönderilmesini sağlar.
• Güncellenen dokümanların ve bilginin personeline dağıtımını sağlayıp gerekli bilgi akışını kurar.
• Uçuş planlama aşamasında meydana gelebilecek operasyonel aksaklıkları tespit eder, ilgili birimlerle koordinasyon kurarak önlemler alır ve/veya alınmasını sağlar. • Uçuş operasyonunda acil veya olağan dışı koşullar (kaza-kırım, uçak kaçırma, operasyonun durması vb.) meydana geldiğinde operasyonun devamlılığını sağlamak üzere gecikmeksizin bir üst amirini bilgilendirir.
• Uçuşlarla ilgili tarifelerin planlama aşamasında ve/veya operasyonel zaman diliminde gerekli üst geçiş müsaadelerinin temini/değişikliği için ilgili birimler ile koordinasyon kurar ve takip eder; sisteme girişini sağlar.
BAŞVURU ŞEKLİ VE DEĞERLENDİRME SÜREÇLERİ
• İlanımıza 14 Ekim 2024 Pazartesi günü, saat 23:55’e kadar başvuru yapabilirsiniz.
• Değerlendirme süreçleri; ilan kriterlerine uyum kontrolü, online genel yetenek ve İngilizce sınavı, video mülakat, online İngilizce Mülakatı, kişilik envanteri, yüz yüze İK ve iş birimi teknik mülakatlarından oluşmaktadır. İhtiyaç duyulması halinde ek değerlendirme araçları uygulanabilir. Süreç detayları için tıklayınız.
• Çalışma yeri; İstanbul Havalimanı’nda bulunan yerleşkemizdir.
• Çalışma düzeni; vardiyalı düzendir.
• Tüm değerlendirme süreçlerini başarıyla tamamlayan adaylarımız “Dispeçer” ünvanı ile istihdam edilecektir.
• Ortaklığımız prosedürleri gereği 4 yıl ve üzeri çalışma tecrübesine sahip kişiler “tecrübeli çalışan” olarak değerlendirilmektedir. • Süreçler ve sosyal imkanlarla ilgili detaylı bilgi almak için kariyer sayfamıza göz atabilirsiniz.
• Yüklenen belgelerin uygunluğu değerlendirme süreçleri içerisinde kontrol edilecek ve yukarıdaki şartları taşıyan adaylarımız sürece devam edebilecektir. Bu nedenle şartları belgeleyebilmek için adaylarımızın kariyer portalimizde “Özgeçmiş Eklentileri” sekmesi üzerinden aşağıda yer alan ve E-Devlet üzerinden alınacak güncel tarihli belgeleri PDF formatında yüklemeleri gerekmektedir.
– Not Dökümü Belgesi (Transkript),
– Adli Sicil ve Adli Sicil Arşiv Kaydı Belgesi (“Adli Sicil Sorgulama” ekranında kurum türü “Resmi” seçilmelidir.),
– SGK Tescil ve Hizmet Dökümü Belgesi (“SGK” başlığı altındaki “SGK Tescil ve Hizmet Dökümü” kısmı seçilerek barkodlu belge oluşturulmalıdır.),
– SHY-UHU Dispeçer Lisansı,
– Varsa tecrübenizi belgeleyen ek doküman ya da dokümanlar (Sertifika, belge vb.).
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Müşterek Başkanı Ramazan Kaya, yılın son çeyreğinde siparişlerdeki düşüş nedeniyle yılı yüzde 6-7 düşüşle kapatacaklarını ifade etti. Kaya, Türkiye’nin Bangladeş, Vietnam ve Hindistan gibi ülkelerden yüzde 20 pahalı kaldığını belirterek kurun da enflasyon kadar artırılmasını istedi.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafından 16 ve 17 Ekim’de gerçekleştirilecek 17’nci İstanbul Hazır Giyim Konferansı öncesi, sektörün ilk 9 ayı, yıl sonu hedefleri ve gelecek öngörüleri, düzenlenen basın toplantısında değerlendirildi.
TGSD Müşterek Başkanı Ramazan Kaya, toplantıdaki konuşmasında ihracatın Eylül 2022’de 1,9 milyar dolar, Eylül 2023’te de 1,6 milyar dolar olduğunu belirterek bu eylülde 1,65 milyar doları bulacağını kaydetti.
Kaya şöyle devam etti: “Yılın ilk 9 ayında, bir önceki yıla göre ihracatımız yüzde 8 civarında düşüşle karşı karşıya. Ancak yılın son çeyreğindeki siparişlerle birlikte kısmen de olsa bir iyileşme bekliyoruz. Bunun neticesinde bu yılı yaklaşık yüzde 6-7 düşüşle kapatacağımızı öngörüyoruz. Bu yılki hazır giyim ihracatımızın 18 milyar dolar civarında olacağına inanıyoruz.”
‘Maliyetler önemli ölçüde arttı’
Kaya, 2022’den bu yana sektörün üretim maliyetlerinin önemli ölçüde arttığına işaret ederek, “Buna karşın Türk lirasının değerlenmesi, kurun üzerindeki baskı ve iç pazarın sıkılaşma politikalarıyla daraltılması sonucu Türk hazır giyim sektörü ihracat pazarlarında artık sadece pahalı değil, çok pahalı hale geldi. Bu da rekabet gücümüzü ve karlılığımızı hızlıca düşürdü.” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye yüzde 20 daha pahalı’
Türkiye’nin önceki yıllarda rekabet edilen Bangladeş, Vietnam, Hindistan gibi ülkelerden yaklaşık yüzde 20 daha pahalı olduğunu dile getiren Kaya, kalite, tedarik gücü ve ürün çeşitliliği gibi avantajlar sayesinde alım gruplarının bu farkı kısmen de olsa tolere edip ödediğini ancak bugün farkın neredeyse yüzde 60’lar civarında olduğunu bildirdi.
‘Kur artırılsın’
Geçen yıla göre birim fiyatlarının yüzde 3 civarında düştüğünü belirten Kaya, “Bizim sorunlarımız maliyet artışı, kur baskısı ve rekabet ettiğimiz ülkelerle artık rekabet edemememiz. Bu sorunların üstesinden gelmek için de bazı taleplerimiz bulunuyor. Özellikle maliyet düşürücü programlara, orta-uzun vadeli finansal desteklere ihtiyacımız var. Kurun enflasyon derecesinde artmasını bekliyoruz. Bizim için en önemli konulardan biri de asgari ücretin Orta Vadeli Program’daki (OVP) yeni dönem enflasyon hedefiyle belirlenmesi. Maliyetlerimizi ancak bu şekilde dengeleyebiliriz.” dedi.
2025’te ne bekliyorlar?
Kaya, 2025 ile ilgili öngörülerini şöyle anlattı: “Bu yılın ilk yarısında net ihracat büyümesi katkısının arttığını görüyoruz. İhracata dayalı büyüme başarılı olursa, dezenflasyon programının da başarılı olacağına inanıyoruz. Ülkemizin en çok ihracat yapan üçüncü sektörü olan hazır giyimin desteklenmesi programın hedefleriyle de örtüşüyor. Bu sektör aynı zamanda en çok istihdam sağlayan sektörlerden bir tanesi. Dezenflasyon programının parasal ve mali önlemlerine mutlaka sanayi ve üretimi destekleyen unsurların da eklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu dengeyi sağlayabilirsek bir toparlanma sürecinden bahsedebiliriz. Ancak bu toparlanmanın bugünden yarına olmasını da beklemiyoruz. Bu kapsamda 2025’te sektörümüzün yüzde 5 küçülme ihtimali de bulunuyor. En iyi ihtimal bu senenin rakamını egale edebiliriz. Ancak aynı kalmak veya daha sınırlı bir düşüş bile sektörümüzün geleceği açısından çok önemli.”
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Müşterek Başkanı Ramazan Kaya, yılın son çeyreğinde siparişlerdeki düşüş nedeniyle yılı yüzde 6-7 düşüşle kapatacaklarını ifade etti. Kaya, Türkiye’nin Bangladeş, Vietnam ve Hindistan gibi ülkelerden yüzde 60 pahalı kaldığını belirterek kurun da enflasyon kadar artırılmasını istedi.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafından 16 ve 17 Ekim’de gerçekleştirilecek 17’nci İstanbul Hazır Giyim Konferansı öncesi, sektörün ilk 9 ayı, yıl sonu hedefleri ve gelecek öngörüleri, düzenlenen basın toplantısında değerlendirildi.
TGSD Müşterek Başkanı Ramazan Kaya, toplantıdaki konuşmasında ihracatın Eylül 2022’de 1,9 milyar dolar, Eylül 2023’te de 1,6 milyar dolar olduğunu belirterek bu eylülde 1,65 milyar doları bulacağını kaydetti.
Kaya şöyle devam etti: “Yılın ilk 9 ayında, bir önceki yıla göre ihracatımız yüzde 8 civarında düşüşle karşı karşıya. Ancak yılın son çeyreğindeki siparişlerle birlikte kısmen de olsa bir iyileşme bekliyoruz. Bunun neticesinde bu yılı yaklaşık yüzde 6-7 düşüşle kapatacağımızı öngörüyoruz. Bu yılki hazır giyim ihracatımızın 18 milyar dolar civarında olacağına inanıyoruz.”
‘Maliyetler önemli ölçüde arttı’
Kaya, 2022’den bu yana sektörün üretim maliyetlerinin önemli ölçüde arttığına işaret ederek, “Buna karşın Türk lirasının değerlenmesi, kurun üzerindeki baskı ve iç pazarın sıkılaşma politikalarıyla daraltılması sonucu Türk hazır giyim sektörü ihracat pazarlarında artık sadece pahalı değil, çok pahalı hale geldi. Bu da rekabet gücümüzü ve karlılığımızı hızlıca düşürdü.” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye yüzde 60 daha pahalı’
Türkiye’nin önceki yıllarda rekabet edilen Bangladeş, Vietnam, Hindistan gibi ülkelerden yaklaşık yüzde 20 daha pahalı olduğunu dile getiren Kaya, kalite, tedarik gücü ve ürün çeşitliliği gibi avantajlar sayesinde alım gruplarının bu farkı kısmen de olsa tolere edip ödediğini ancak bugün farkın neredeyse yüzde 60’lar civarında olduğunu bildirdi.
‘Kur artırılsın’
Geçen yıla göre birim fiyatlarının yüzde 3 civarında düştüğünü belirten Kaya, “Bizim sorunlarımız maliyet artışı, kur baskısı ve rekabet ettiğimiz ülkelerle artık rekabet edemememiz. Bu sorunların üstesinden gelmek için de bazı taleplerimiz bulunuyor. Özellikle maliyet düşürücü programlara, orta-uzun vadeli finansal desteklere ihtiyacımız var. Kurun enflasyon derecesinde artmasını bekliyoruz. Bizim için en önemli konulardan biri de asgari ücretin Orta Vadeli Program’daki (OVP) yeni dönem enflasyon hedefiyle belirlenmesi. Maliyetlerimizi ancak bu şekilde dengeleyebiliriz.” dedi.
2025’te ne bekliyorlar?
Kaya, 2025 ile ilgili öngörülerini şöyle anlattı: “Bu yılın ilk yarısında net ihracat büyümesi katkısının arttığını görüyoruz. İhracata dayalı büyüme başarılı olursa, dezenflasyon programının da başarılı olacağına inanıyoruz. Ülkemizin en çok ihracat yapan üçüncü sektörü olan hazır giyimin desteklenmesi programın hedefleriyle de örtüşüyor. Bu sektör aynı zamanda en çok istihdam sağlayan sektörlerden bir tanesi. Dezenflasyon programının parasal ve mali önlemlerine mutlaka sanayi ve üretimi destekleyen unsurların da eklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu dengeyi sağlayabilirsek bir toparlanma sürecinden bahsedebiliriz. Ancak bu toparlanmanın bugünden yarına olmasını da beklemiyoruz. Bu kapsamda 2025’te sektörümüzün yüzde 5 küçülme ihtimali de bulunuyor. En iyi ihtimal bu senenin rakamını egale edebiliriz. Ancak aynı kalmak veya daha sınırlı bir düşüş bile sektörümüzün geleceği açısından çok önemli.”
Altınay Savunma Teknolojileri, 2024 yılının ilk yarısına ait finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) açıkladı. Şirket, zorlu piyasa koşullarına rağmen kaydettiği büyüme ve yüksek kârlılık ile dikkat çekti.
Açıklanan bilançoda 2023 yılının ilk altı ayına göre yüzde 1911 artışla 141,5 milyon TL net kara ulaşan Altınay Savunma Teknolojileri’nin Genel Müdürü Z. Burak Mercan, “2024 yılının ilk yarısında gerçekleştirdiğimiz bu güçlü performans, Altınay Savunma Teknolojileri’nin sürdürülebilir büyüme stratejisinin bir göstergesidir. Ekonomik zorluklara ve yüksek enflasyon baskısına rağmen, verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek için attığımız adımlar meyvesini vermeye devam ediyor” dedi.
Bu yılın mayıs ayında halka arz olan Altınay Savunma Teknolojileri, güçlendirdiği sermaye yapısıyla, büyümesine hız kattı. 2024 yılının ilk yarısına ait finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklayan şirket, 2024 yılının ilk altı ayında 783,9 milyon TL hasılat elde ederek 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 4’lük bir artış gösterdi. Brüt karını, önceki yıla kıyasla yüzde 184 artırarak 403,6 milyon TL’ye ulaştıran şirket, net kârda ise büyük bir sıçrama gerçekleştirdi. İlk yarı bilançosunda yüzde 1911 oranında artan net dönem kârı, tarihi bir büyüme ile 141,5 milyon TL’ye ulaştı. Bu olağanüstü artışla şirket, finansal yapısının güçlendiğini ve sürdürülebilir bir kârlılık stratejisi izlediğini de göstermiş oldu.
FAVÖK PERFORMANSINDA BÜYÜK ARTIŞ
Altınay Savunma Teknolojileri, 2024 yılının ilk yarısında FAVÖK performansında da dikkat çekici bir artış kaydetti. 2024 yılı ilk altı ayı itibarıyla FAVÖK, önceki yılın aynı dönemine kıyasla 4,6 kat çıkarak 339,7 milyon TL olarak gerçekleşti.
MALİYETLER YÜZDE 38 ORANINDA AZALDI
2024’ün ilk yarısında yüksek enflasyon baskılarına rağmen, şirketin toplam maliyetleri yüzde 38 oranında düşerek 380,3 milyon TL seviyesinde gerçekleşti. 2023’ün ilk yarısında 611,5 milyon TL olan maliyetler kalemi, etkin maliyet yönetimi ve süreç iyileştirmeleri ile azaltıldı. Ayrıca operasyonel verimliliği artırmak ve kaynakları daha etkili kullanmak için geliştirilen stratejik uygulamalar da bu başarıda etkili oldu. Altınay Savunma Teknolojileri, yılın ikinci yarısında da inovatif projeleri ve stratejik iş birlikleriyle hem yurtiçi hem de yurt dışı pazarlarda büyümesini sürdürmeyi hedefliyor.
Üniversite hayatı yoğun ders programları, proje teslimleri ve sınavlarla doluyken bir de karnınız mı acıktı? Özellikle evde aileniz yokken ya da kendi evinizde yalnız yaşıyorsanız ‘Bugün ne yesem?’ sorusu sık sık aklınıza düşüyor olabilir. Neyse ki …
Üniversite hayatı yoğun ders programları, proje teslimleri ve sınavlarla doluyken bir de karnınız mı acıktı? Özellikle evde aileniz yokken ya da kendi evinizde yalnız yaşıyorsanız ‘Bugün ne yesem?’ sorusu sık sık aklınıza düşüyor olabilir. Neyse ki pratik ve lezzetli tarifler Çift Hazneli Airfryer ile artık çok daha hızlı ve kolay! İşte, mutfakta fazla vakit harcamadan yapabileceğiniz hem doyurucu hem de lezzetli 10 yemek tarifi!