Katar Ulusal Bankası QNB, 2025 yılında küresel ekonomik büyümede ılımlı bir hızlanma, önemli parasal gevşeme, dirençli bir ABD ekonomisi, Avrupa ve Çin’de döngüsel bir toparlanma ve ASEAN ekonomilerine olumlu yansımalar öngörüyor.
QNB, 2025 yılı öngörülerine dair yayınladığı raporda “Analistler ve ekonomistler son yıllarda büyük ekonomileri ve küresel büyümeyi tahmin etme konusunda aşırı karamsar olduklarını kanıtladılar. Aslında, son iki yılda, büyümeye ilişkin ilk beklentiler sırasıyla 2023 ve 2024’te gerçekleşen büyümenin 80 baz puan ve 40 baz puan altındaydı.
QNB’nin küresel büyüme tahmini piyasa beklentilerinin üzerinde
QNB’nin raporunda, “Sonuç olarak, bu yıl analistler tahminlerinde daha temkinli. Bloomberg ortalama tahminleri şu anda 2025’te yüzde 3,1’lik ılımlı bir genişlemeye işaret ediyor. Bu, geçen yıl gözlemlenen hızın devam etmesi ve küresel büyümenin yüzde 3,4’lük uzun vadeli ortalamanın biraz altında kalması anlamına geliyor. Küresel ekonominin en az yüzde 3,2 oranında büyümeye doğru hızlandığını gördüğümüz için, kendi görüşümüz konsensüsten daha iyimser. Daha dengeli ve senkronize büyüme, kontrol edilen enflasyon ve gevşetilen finansal kısıtlamalar eşliğinde, iyi huylu bir küresel makroekonomik ortam için koşulların oluştuğuna inanıyoruz. Destekleyici unsurlar arasında büyük merkez bankalarının devam eden politika gevşetmeleri, ABD’de dirençli bir büyüme ve Avrupa ve Çin’de döngüsel bir toparlanma yer alıyor.” ifadeleri yer aldı.
Kurum, enflasyonun merkez bankası hedeflerine doğru ılımlı bir şekilde devam ettiğini, Fed ve ECB tarafından ek faiz indirimleri için daha fazla alan olduğunu belirterek, ABD’de 75 baz puan ve Euro bölgesinde 150 baz puanlık ek politika faiz indirimleri ve para politikası duruşunun kısıtlayıcıdan destekleyiciye alınması yönünde beklentiler bulunduğunu vurguladı. Bu durumun, kredi ucuzladıkça, yeni yatırım fırsatları daha cazip hale geldikçe ve harcama fırsat maliyetleri azaldıkça daha fazla yatırım ve tüketim büyümesini destekleyeceğini bildirdi.”
ABD’nin büyüme beklentisi
Banka, “ABD ekonomisinin, işgücü piyasalarının dayanıklı olduğu, hızlı teknolojinin desteklediği bir üretkenlik artışının yaşandığı ve hanelerin on yıllardır en güçlü mali pozisyona sahip olduğu için güçlü bir zeminde kalması bekleniyor. Dahası, Fed, para politikası duruşunda kısıtlayıcıdan gevşeticiye doğru önemli bir değişimin ortasında, bu da bir destek sağlamalı ve önemli bir ekonomik yavaşlamayı daha da önlemeli. Bu nedenle, ABD büyümesinin 2025’te yüzde 2,2 olması bekleniyor, bu 2024’teki yüzde 2,6’lık ve yüzde 2,3’lük uzun vadeli büyümeden yavaşlama anlamına geliyor, ancak yine de önemli bir zayıflamadan uzak.” değerlendirmesinde bulundu.
Euro bölgesi ve Çin’in sırasıyla uzun bir durgunluk ve ortalamanın altında bir büyüme döneminin ardından döngüsel bir toparlanmaya hazır olduğunu belirten QNB, daha ılımlı enerji fiyatları, küresel üretim talebindeki toparlanma ve politika gevşemesinin önemli bir GSYİH hızlanmasını destekleyeceğini öngördü. Euro bölgesinde, büyümenin 2024’teki yüzde 0,7’den 2025’te yüzde 1,0’a ve Çin’de aynı dönemde yüzde 4,8’den yüzde 5,0’a yükselmesini beklediğini dile getirdi.
Asya ekonomileri için iyimser bakış
QNB’nin raporunda Asya ekonomileri ile ilgili olarak şu ayrıntılara yer verildi;
“Çin’deki daha güçlü büyümenin, genel olarak Gelişmekte Olan Asya ve özellikle ASEAN ekonomileri için önemli bir destek olması ve dünyanın en dinamik bölgelerinden biri olarak statülerini yeniden canlandırması muhtemeldir. Bu, küresel üretimdeki döngüsel toparlanma ve ABD ve Avrupa’daki parasal döngünün gevşemesiyle daha da desteklenecektir. Bu, doların gücü ve Trump 2.0 ticaret savaşlarının tehditlerine rağmen portföy girişlerini ve doğrudan yabancı yatırımları destekleyecektir. Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland’ın beş büyük ASEAN ekonomisinin 2024’teki yüzde 4,4’ten 2025’te yüzde 5,2 büyümesini bekliyoruz.”
QNB son olarak, “Genel olarak, 2025’te küresel büyümede ılımlı bir hızlanma, önemli parasal gevşeme, dayanıklı bir ABD ekonomisi, Avrupa ve Çin’de döngüsel bir toparlanma ve ASEAN ekonomilerine olumlu yansımalar görmeyi bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.