Ekonominin altın kuralını bilirsiniz; talep artarsa, fiyatlar da artar. Bize öyle öğretildi… Peki, Türkiye’nin gayrimenkul piyasasında son aylarda yaşananlara ne demeli?
Satış rakamları rekor kırıyor, ama fiyatlar reel anlamda düşüyor. “Bu işte bir terslik var” diyorsanız, gerçekten de taşlar yerine tam oturmuyor.
Konutlar tarlada yetişmediğine göre, alıcıların sayısı arttığında, satıcıların sayısı da artıyor ki devir gerçekleşsin. Alış rekor kırıyorsa, satış da kırıyor.
Alıcı Cephesi Umutlu
Öncelikle alıcılara bakalım. Konut fiyatlarının geçen yıl enflasyondan arındırıldığında yüzde 17 gerilemesi, yatırımcıların iştahını kabarttı. “Fiyatlar iyi yere geriledi, şimdi almazsam ne zaman alacağım?” düşüncesi ağır bastı.
Üstelik, yüksek mevduat faizlerinin çekiciliğine kapılmayanlar için gayrimenkul hâlâ cazip bir yatırım aracı… O kadar çok pazarlayan var ki, ne yapacaksın bu da onların ekmek parası…
Neden Satıyorlar?
Satıcılar tarafında ise durum nispeten karışık. Kimi nakit ihtiyacından satıyor, kimi fiyatların hızlı artmayacağını düşünüyor.
Bu yıl konut için iyi geçmediği halde, İstanbul’da satılık konut m² birim fiyatları Ocak 2021’de 4.706 liradan, Ekim 2024’te 42.526 liraya çıktı. Üç buçuk yılda gelirini 10 kat artıran var mı aramızda?
Kiracılarla yaşanan zorluklardan bıkıp “Lanet olsun, satıp kurtulayım!” diyenler… Sorunlu kiralamalarda yıllar sürecek mahkeme sürecinden çekineneler, bilirkişi bekleyenler… Sistem yavaş işleyince bıktırıyor haliyle…
Piyasada Nakit Dönüyor
Ekim ayında konut satışları rekor kırsa da enteresan bir tablo karşımıza çıkıyor. Banka kredili satışlar yüzde 278 artış gösterdi ama toplam satışlar içindeki payı sadece yüzde 13 seviyesinde…
Daha da ilginci, kredi ile finanse edilen toplam satış değeri yüzde 5’te kaldı. Yani, piyasadaki hareketliliğin yüzde 95’i peşin alımlardan oluşuyor. Evler aslında nakit para ile alınıyor.
Enflasyonun altında kalan konut fiyat artışları, reel anlamda fiyatların düştüğünü gösteriyor. İnşaat maliyetleri ise artmaya devam ediyor. Müteahhitler, yeni projelere başlamak için fiyatların kârlı hale gelmesini bekliyor.
Türkiye’de “kat karşılığı oranlarının yapışkanlığı” diye bir gerçek var. Arsa sahipleri biraz da arsızca geçmişte aldıkları yüksek oranları talep etmeye devam ediyor. Bu durum, yeni projelerin başlamasını zorlaştırıyor. Artık yok öyle bir dünya!
Tabii bir de işin içerisinde yurt dışına yönelen yerli yatırımcı söz konusu… Yabancıya satışlar ise yarı yarıya azalmış durumda…
Yatırımcılar Dikkat!
Konut piyasasının eski parlak günlerine dönmesi yakın zamanda pek mümkün görünmüyor. Ekonomik büyüme ve gelir dağılımında düzelme olmadan, kim taksitlerini nasıl ödeyecek ki? Hele 2025 yılı… En zoru olmaya aday…
Şunu çok açık söyleyeyim… Eğer paranız varsa ve aldığınız evde oturacaksanız hiç düşünmeyin, alın gitsin… Kaybedilen zamanın fiyatı olmaz bu dünyada.
Yatırım için “Türk Lirası güven vermiyor” diyenlerdenseniz, konut piyasasında işler karışık, ama fırsatlar da yok değil… Mevcut kredi oranları ile ev almak ileride tat kaçırabilir. İleride daha iyi fırsatlar çıkmayacağını kim söyleyebilir?