Sıra Dışı Tarzıyla İlgileri Üzerine #prizmabet Toplayan Egon Schiele’nin Portreleri ve Ardındaki Hikayeleri
Avusturyalı ressam Egon Schiele zamanının oldukça üretken ressamlarındandı. Kısa ama anlamlı yaşamı boyunca, sanat dünyasına birçok güzel ve anlamlı eser kazandırdı. Gelin bu ressamın hayatı boyunca dünyaya kazandırdığı eserlere ve hayatına bir bakış …
Avusturyalı ressam Egon Schiele zamanının oldukça üretken ressamlarındandı. Kısa ama anlamlı yaşamı boyunca, sanat dünyasına birçok güzel ve anlamlı eser kazandırdı. Gelin bu ressamın hayatı boyunca dünyaya kazandırdığı eserlere ve hayatına bir bakış atalım.
Kaynak: https://www.thecollector.com/egon-sch…
Egon Schiele, 1890 yılında Viyana’da küçük bir kasabada doğdu. Max Oppenheimer ve Oskar Kokoschka ile birlikte Viyana’daki yeni sanat grubunu kurdu. Ancak kısa süre sonra Schiele bu gruptan uzaklaştı ve kariyerine tek başına devam etmeye karar verdi.
Bu temalara yoğunlaşırken Schiele eserlerinde genellikle kendini tasvir etti.
Egon Schiele’nin Peacock Waistcoat Standing adlı çizimi, en sıra dışı otoportrelerinden biridir.
Egon Schiele, Gustav Klimt’ten büyük ölçüde etkilendi.
Ancak Schiele daha sonra Klimt’in figürlerini kendine özgü tarzı olduğunu ve bunun onun tarzı olmadığını fark etti.
Wally Neuzil, Egon Schiele’nin ilham perisiydi.
Daha sonra sanatçı stüdyosunun karşısında yaşayan iki kız kardeş Adele ve Edith Harms ile arkadaş oldu. Zamanla Edith ile aralarındaki arkadaşlık aşka dönüştü ve evlendiler. Schiele, eşi Edith’i çok farklı ve yeni bir şekilde tasvir etti.
En sevdiği temalar seks ve ölümdü.
Schiele’nin küçük kız kardeşi Gertrude ile ensest bir ilişki yaşadığı söyleniyor.
Schiele İspanyol Gribine yakalandığı sırada son portresi olacak bir aile portresi çizmeye başladı. Schiele’nin kendisi, karanlık, dağınık bir arka planın önünde izleyicilere bakıyor. Bacaklarının arasında eşi Edith Harms oturuyor ve kendinin aksine eşi uzağa bakıyor.
Egon Schiele’nin mirası arkasında bıraktığı sanat eserleriydi.