Geçtiğimiz günlerde Fransa Yvelines’te bulunan evi hırsızlar tarafından soyularak 80 bin euroluk zarara uğrayan Trabzonspor’un eski teknik adamı Vahid Halilhodzic, Fransız basının önde gelen yayın organlarından So Foot dergisinin sorularını yanıtlayarak bordo-mavili takımda görev aldığı günler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
2005-2006 ve 2014-2015 sezonlarında toplam 44 maç Trabzonspor’u çalıştıran 70 yaşındaki başarılı teknik adam, son olarak Fas’ın başında görev almış ve Fas’ı 2022 Dünya Kupası’na taşıyarak 4 farklı takımı Dünya Kupası’na taşıyan ilk teknik direktör olarak adını futbol tarihine yazdırmıştı.
GEÇTİĞİMİZ HAFTA EVİ SOYULMUŞTU
Geçtiğimiz hafta 70 yaşındaki teknik adamın Yvelines’teki evine giren hırsızlar toplam 80 bin euroluk mücevher, para ve saatleri alarak kayıplara karışmış, tecrübeli teknik adam yaşanan olay sonrasında polise giderek hırsızlardan şikayetçi olmuştu.
So Foot dergisinin sorularını yanıtlayan Boşnak teknik adam, Fas’ın başında görev aldığı günlerde bazı oyuncuların Fas Milli Takımı için oynamayı kabul etmediklerini açıkladı. Fransa’yı ‘dünyanın en güzel ülkesi’ olarak tanımlayan Halilhodzic, kendisinden sonra göreve gelen antrenörlere miras bıraktığını vurguladı.
“BANA ‘PİSLİK’ DEDİ”
Brezilya’da düzenlenen 2014 Dünya Kupası’nda Cezayir ile yaşadığı tarihi başarı hakkında da konuşan kurt hoca, 2014 Dünya Kupası’nın ardından İngiltere ve İtalya’dan gelen teklifleri reddederek Trabzonspor’a imza attığını ve bordo-mavili kulüpte Fransız hücum oyuncusu Florent Malouda ile tartışma yaşadığını, Fransız oyuncunun kendisine ‘pislik’ dediğini söyledi.
Japonya Milli Takım’ında görev aldığı günlerden de bahseden Boşnak hoca Japonya’da kadroda kimlerin yer alacağına sponsorların karar verdiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Bazı oyuncular Fas Milli Takımı için oynamayı kabul etmiyordu. Çevreleri İspanya ya da Fransa için oynamalarını istiyordu. Sonra biz Dünya Kupası bileti alınca karar değiştirdiler. Kinshasa’da, darbe zamanı Gine’de bizimle beraber olmalıydılar. İnsanlar sürekli Guardiola hakkında konuşuyor. Büyük takım antrenörleri topa sahip olma, direkt oyun gibi insanların duymak istediği şeylerden konuşmayı seviyorlar. Fakat daha önce hiç Lille kulübüyle Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ettiler mi acaba? Dünyanın hemen hemen her yerini gezdim ve bana göre dünyanın en güzel ülkesi Fransa. Beni tek endişelendiren ise Fransız toplumu, tamamıyle soğuk ve buruk bir toplum.
FAS BENİM YAKALADIĞIM BAŞARIYI HİÇBİR ZAMAN YAKALAMADI
Fas Milli Takımının başına geçtiğimde en az 1000 kaset izledim. Takımın yüzde 80’ini değiştirdim. İyi oyuncuları bulmak gerekiyordu. Beni güvenilir kılan aldığımız sonuçlar oldu. Fas Milli Takımı elemelerde benim yakaladığım başarıyı hiçbir zaman yakalamadı. Katar’da olmak yerine burada yağmurun altındayım. Gerçekten üç yıl boyunca Fas Milli Takımı projesine adamıştım kendimi, fakat sonuç olarak yine kaçırdığım bir Dünya Kupası oldu. Hayat. Kendimi övmek istemiyorum ama taktik biliyorum. Defansif boyutu kolay ama ofansif açıdan bin tane olanak var. Japonya’da da benzer bir durum olmuştu, ama hiç konuşulmadı.
CEZAYİR, ALMANYA’YI MAHVETTİ
2014 yılında Almanya tüm takımları mahvetti. Sadece Cezayir Milli Takımı ile yani biz Almanya’yı mahvettik. Benim belirli bir sistemim yok, her takıma ve maça göre uyum sağlarım, her maç yeni bir mücadeledir.
BİR OYUNCUNUN ANNESİ AĞLAYARAK BENİ ARADI
Dünya Kupası’nda Fransa’yı destekliyorum. Didier Deschamps, Juventus ekolü. Pragmatizm ve Realizm yani kazanmak. Fas Milli Takım kadrosuna dahi bakmadım. Elemelerde kadroda olan fakat DK kadrosunda olmayan bir oyuncunun annesi ağlayarak beni aradı.
JAPONYA’DA KADRODA KİMLERİN YER ALACAĞINI SPONSORLAR BELİRLİYORDU
Japonya’da kadroda kimlerin yer alacağını sponsorlar belirliyordu. Bazı oyuncularımız sakattı, bazıları da oynamıyordu, bu isimlerin yerine kadroya gençleri almak istedim, kabul etmediler. İletişimimin kötü olduğunu bahane ederek beni gönderdiler.
İTALYAN DEVİNİ REDDEDEREK TRABZON’A GİTTİM HATA YAPTIM
Brezilya’daki Dünya Kupası’ndan sonra, bir İngiliz kulübü ve çok büyük bir İtalyan takımından teklif aldım fakat Trabzonspor’da çalışan iyi bir dostuma söz vermiştim. Teklifleri geri çevirdim ve Trabzon’a gittim. Trabzon’a gidince, hata yaptığımı anladım.
“BU TAKIMIN ANALİZİNDEN BANANE PİSLİK”
Florent Malouda gibi bir oyuncu hayatımda görmedim. Hakkında konuşmak dahi istemiyorum. Yemekten sonra maç görüntüsü izletiyordum. Bana, “bu takımın analizinden banane pislik” dedi. Bir gece önce, başkandan 1 milyon euro istemiştim oyuncuların geciken maaşları için. Dünya değişiyor, haliyle futbol da. Bugün oyuncular çok yüksek paralar kazanıyor ve çevrelerinde onları öven parazitlerle, her birinin Alain Delon ya da Jean-Paul Belmondo olduğuna inandıran kadınlar var. Yıllık 15 milyon euro kazanan birini nasıl azarlayabilirsiniz?
Nantes’e geldiğimde Emiliano Sala felaket bir durumdaydı. Üzüldüm, moralim bozuldu… Ona dedim ki: ‘Oğlum dinle. 20 gol atmayan bir santrafor, santrafor sayılmaz.’ Bana baktı ve gülümsedi. Sonrasında sık sık yanıma gelip daha fazla çalışıp çalışamayacağını soruyordu. Sonra 12 maçta 14 gol attı. Bu dönemde Avrupa’nın en golcü oyuncusu oldu. Sonra ayrıldı ve eski takım arkadaşlarıyla şampanya içmek için Nantes’e geri döndü. Gerçekten olağanüstü bir adamdı. Trajediden sonraki üç ay, yaşadığım en zor dönemdi. Bir koç olarak yaşadım, korkunç.”