Evlilik kavramı dünyanın her yerinde ortak anlamlar da taşımakla birlikte sosyolojik yapının bir getirisi olarak coğrafyaya özel anlamlar da taşıyor. Bizim topraklarımızda evlilik, her zaman ve her yerde böyle olmamakla birlikte, ‘düzenli seks’ için gerekli bir kurum olarak algılanıyor. Üstelik tahmin edersiniz ki karşılanması önemli olan bu düzenli seks ihtiyacı erkeğe ait. Yani erkekler, cinsel ihtiyaçlarını para ödemeden, ortalığa düşmeden, sürekli partner aramakla uğraşmadan, yer mekan değiştirmeden ve üreme aşamasını da tamamlayabilecekleri biçimde gidermeleri için evlendiriliyorlar. Ataerkil toplumlarda düzeni, erkeğin istek ve ihtiyaçları doğrultusunda dizayn etme haline yabancı değiliz. Ancak evlilik kurumunu yalnızca erkeğin orgazmı üzerinden inşa ettiğinizde kurduğunuz şey sağlıklı bir aile olmuyor.
Sağlıklı, mutlu ve sahici bir aile birliği için; öncelikle toplumun, kadının cinsel arzuları ve hakları olan bir varlık olduğunu kabullenmesi gerekiyor.