Rekabet Kurumu 8 ayda 142 firmaya 4,8 milyar TL ceza kesti

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, regülasyon görevlerinin yanı sıra denetimleri de ihmal etmeden yaptıklarını belirterek, “Bu kapsamda Ticaret Bakanlığımız iç ticaret birimlerince bu yılın ilk 8 ayında 127 bin gerçek ve tüzel kişiye 1 milyar 218 milyon lira idari para ceza kesilmiştir.” dedi.

Bolat, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde düzenlenen Balkan Rekabet Platformunun kuruluş toplantısında yaptığı konuşmada, toplantının, Balkan ülkeleri ile ortak platformda rekabet hukuku çalışmalarının koordinasyonunu sağlamayı ve tecrübe ile bilgi birikimini paylaşmayı amaçladığını kaydetti.

Yılbaşında Türk Devletler Teşkilatı üyesi ülkelerin rekabet otoriteleri arasında bir koordinasyon toplantısı yapıldığını ve bir teşkilat kurulduğunu anımsatan Bolat, rekabet hukukunun önemine işaret etti.

Bolat, rekabet hukukunun, mal ve hizmet piyasalarında rekabetin korunması amacına yönelik oluşturulan kurallar üzerine inşa edilmiş bir hukuk dalı olduğunu ifade ederek, rekabet kurallarının ticarete ve ekonomiye sağladığı katkıları anlattı.

Son yüzyılda teknolojik alanda yaşanan gelişmeler neticesinde dünya ülkelerinin birbirleriyle çok yakın iktisadi ve ticari ilişkilere girdiğini dile getiren Bolat, son yıllarda artan korumacılık hareketlerine ve bazı ülkelerde yükselen milliyetçilik dalgasına rağmen küresel düzeyde iktisadi ve ticari entegrasyonun devam ettiğini vurguladı.

Bolat, bu süreçte küresel düzeyde artan ticaret hacmine, yüksek seviyelere ulaşan portföy yatırımlarına ve artan göç hareketlerine ilave olarak doğrudan yatırımlardaki artış ve özellikle üretimin ülkeler arasındaki yatay entegrasyonunun çok önemli gelişmeleri de beraberinde getirdiğini anlattı.

İktisadi küreselleşmenin gelişiminin rekabet mekanizması ve hukuku bakımından küresel regülasyonlar ile standartları önemli ve zorunlu hale getirdiğini ifade eden Bolat, rekabet mekanizmasının daha verimli bir ekonomik ortamın oluşmasını ve bu şekilde toplumsal refah ve kalkınmanın da artmasını sağladığını kaydetti.

“ADİL REKABET İÇİN GÖREVİMİZİ TİTİZLİKLE YAPIYORUZ”

Ömer Bolat, Kovid-19, Rusya-Ukrayna Savaşı, Kızıldeniz’deki gemi saldırıları ve iklim değişikliği başta olmak üzere jeopolitik gerilimlerin ve bölgesel çatışmaların yol açtığı fiyat artışlarından ve lojistik ağlarda yaşanan sorunlardan bahsetti.

Söz konusu olumsuz gelişmelerin rekabet kurallarını ihlal eden ve piyasa yapısını bozucu faaliyetleri doğuran bir ortam yarattığını vurgulayan Bolat, bunlara ek olarak ekonomide gözlenen durgunluğun ve yüksek enflasyon dalgasının bütün dünyada fiyatlama davranışlarını bozduğunu ve piyasa mekanizmasının işleyişinde büyük aksamalara yol açtığını söyledi.

Uluslararası ticaret alanında rekabeti sınırlayan ve yerli sanayilere zarar veren haksız ticari uygulamaların arttığını belirten Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Rekabet kurallarını ihlal eden ve adil piyasa yapısı faaliyetleri doğuran bu ortam rekabet hukukunun ve mekanizmasının işlerliğine yönelik regülasyonların ve düzenlemelerin önemini de açıkça ortaya koymuştur. Bu durum, aynı zamanda ilgili kamu kurumları ile rekabet otoritelerinin son yıllarda önem, etki ve iş yüklerini büyük ölçüde artırmıştır. Ülkemizde gerek Ticaret Bakanlığımız gerekse bağımsız bir kurul olan Rekabet Kurumu, adil rekabet ve adil piyasa oluşumu için yetkili ve sorumlu kuruluşlardır ve görevlerini titizlikle yapmaktadırlar. Ticaret Bakanlığı olarak, bu süreçte adil ve etkin işleyen bir piyasa mekanizmasının tesisi için hem düzenlemeler hem de denetim anlamında yoğun çabalar göstermekteyiz.”

REKABET KURUMUNDAN 8 AYDA 4,8 MİLYAR LİRA CEZA

Ticaret Bakanı Bolat, rekabeti sınırlayıcı ve piyasa yapısını bozucu faaliyetleri engellemek için çok önemli mevzuat değişiklikleri gerçekleştirdiklerini belirterek, bu çerçevede motorlu kara taşıtları ve meyve-sebze ticareti ile lisanslı depoculuk ve emlak ilan sektörüne yönelik hayata geçirilen düzenlemelere değindi.

Bu alanda yaptıkları diğer yeniliklere ilişkin bilgiler veren Bolat, fahiş fiyat ve stokçuluğun cezasının artırıldığını bildirdi. Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Regülasyon düzenleme görevimiz kapsamında yaptığımız mevzuat değişikliklerinin yanında denetim görevimizi de ihmal etmeden yapıyoruz. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığımız iç ticaret birimlerince 2023 yılında 55 bin 772 gerçek ve tüzel kişiye 1,5 milyar lira idari para cezası kesilmiştir. Bu yılın ilk 8 ayında ise 127 bin gerçek ve tüzel kişiye 1 milyar 218 milyon lira idari para ceza kesilmiştir. Rekabet Kurumumuz da rekabeti sınırlayıcı ve piyasa yapısını bozucu faaliyetlere karşı yoğun denetimlerde bulunmaktadır. Rekabet Kurumunun gerek kartel oluşumu gerekse rekabet bozucu eylemlere ve hakim durumu kötüye kullanma çabalarına karşı önleyici yetkileri vardır. Kurumun sektörlere yönelik denetimleri sonucunda 2023’te 166 firmaya toplam 2,7 milyar lira, bu yılın ilk 8 ayında ise 142 firmaya 4 milyar 840 milyon lira idari para cezası kesmiş bulunmaktadır.”

“BU PLATFORMLA HERKESE FAYDA SAĞLAYACAK ADİL PAZARLAR OLUŞTURMAYI HEDEFLEMEKTEYİZ”

Ömer Bolat, artan dijitalleşme ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmelerin rekabet hukuku alanında ortak standartların geliştirilmesini çok daha önemli hale getirdiğini vurguladı.

Küresel düzeyde rekabet konusunda yürütülecek iş birliklerinin önemine işaret eden Bolat, bu iş birliklerinin karşılıklı anlayış ve dayanışmanın gelişmesini, ortak bir akılla uyuşmazlıkların çözülmesini ve kriz dönemlerinden en az zararla geçilmesini sağlamaya yönelik olması gerektiğini söyledi.

Balkan coğrafyasının stratejik ve coğrafi önemine dikkati çeken Bolat, şöyle devam etti:

“Bu coğrafya günümüzde de dünyanın üretim üssü konumunda olan Asya ile en büyük küresel pazarlar durumunda olan Batı dünyası arasında hem siyasi hem de ticaret yolları ve lojistik kanalları bakımından adeta bir köprü vazifesi görmektedir. Balkan coğrafyasının bu önemli jeostratejik konumu birçok alanda olduğu gibi rekabet düzenlemeleri ve hukuki alanında da bölge arasındaki işbirliğinin çok önemli hale getirmektedir. Bu çerçevede bölge ülkelerinin birbirleriyle olan ticaret ilişkilerinde rekabet hukuku ve kuralları konusunda belirli standartların oluşması, bölge dışındaki aktörler ile bu alandaki ilişkilerin daha sağlam zeminde yürütülmesine büyük katkılar sağlayacaktır. Bu anlayışla 9 Balkan ülkesi arasında tesis edilen Balkan Rekabet Platformu ile hem bölgesel hem de küresel ekonomi ve rekabet politikalarının gelişimine katkıda bulunmayı ve herkese fayda sağlayacak açık ve adil pazarlar oluşturmayı hedeflemekteyiz.”

“REKABETTE KARŞILAŞILAN SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİNİ AMAÇLIYORUZ”

Ticaret Bakanı Bolat, bu işbirliği mekanizmasıyla rekabet hukuku ve politikalarına dair farkındalığın artırılmasını, Balkan bölgesinde güçlü bir rekabet kültürünün yaygınlaştırılmasını ve sahip olunan tecrübelerin karşılıklı paylaşılmasıyla rekabette karşılaşılan sorunların çözülmesini amaçladıklarını dile getirdi.

Geleneksel alanların dışında halihazırda önemi gittikçe artan yeşil ekonomi, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gibi alanlardaki faaliyetlerin de rekabet hukuku ve kurallarına uyumlu hale getirilmesi için çalışmaların yürütüleceğini belirten Bolat, şunları kaydetti:

“Ayrıca, rekabet alanında akademik ve bilimsel çalışmaların artırılmasını ve bu alandaki entelektüel seviyenin bölgemizde de artırılmasına yönelik çalışmaların teşvik edilmesini arzuluyoruz. Adil bir rekabet mekanizmasının olmadığı bir yerde piyasa mekanizması asla sağlıklı işlemez. Piyasa mekanizmasının sağlıklı işlemediği bir yerde ise ne sürdürülebilir büyüme teşhis edilebilir ne de toplumsal barış ve refah artışı sağlanabilir. Bütün bu nedenlerle bugün bir araya gelmemize vesile olan bu Balkan Rekabet Platformu çok kıymetlidir. Rekabet ortamının korunması için yürüttüğümüz bu çalışmaların sadece bugünün değil, geleceğin de adil ve rekabetçi bir piyasa düzenine sahip olmasını sağlayacağına inanıyorum.”

Bolat, adil ve sağlıklı bir piyasa mekanizmasının oluşmasını sağlayacak rekabet hukuku düzenlemelerini ve gerekli regülasyonlar ile denetimleri yapmaya kararlılıkla devam edeceklerini sözlerine ekledi.

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir: “Uzlaşma kültürüyle sorunları çözelim”

Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.

Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir’in TFF Genel Kurulu kürsüsünde yaptığı açıklama şu şekilde:

“Türk futbolunun vicdanı olan kıymetli delegelerimizden bu konuda hassasiyet bekliyorum çünkü çok önemli bir gündem maddesini konuşuyoruz. Sayın Divan Başkanım, kıymetli Divan Üyeleri, Türkiye Futbol Federasyonu’nun sayın başkanı, değerli yönetim kurulu üyeleri, Kulüpler Birliği Vakfı’nın Başkanı, değerli yönetim kurulu üyeleri, sayın başkanım, kıymetli başkanlarım, biraz önce söylediğim Türk futbolunun vicdanı olan çok kıymetli delegeler hepinizi saygıyla selamlıyorum. 

“TÜRK FUTBOLUNUN ÇOK ÖNEMLİ SORUNLARI VAR”

Bugün Türk futbolunun çok önemli sorunları var. Kulüpler Birliği Vakfı yakın zamanda bu konu hakkında Türkiye Futbol Federasyonu’na bir bildirimde bulundu. Sayın başkanımız da kısaca atıf yapmıştı, diğer başkanlarımız da atıf yaptılar. Lisans, vergi, limit, yayın hakları ve kurulların adaletli olması meselesi… Yayın hakları ile ilgili Kulüpler Birliği Vakfı’nın taleplerine karşı Türkiye Futbol Federasyonu bir uzlaşma kültürünü egemen kıldı ve bu konuda bizim de önerimiz buydu. Süper Lig A.Ş.’nin kurulması ve yayın haklarının Süper Lig A.Ş.’ye devri bir kanun değişikliğiyle mümkün ama umut ediyorum en kısa zamanda hem Kulüpler Birliği Vakfı hem Türkiye Futbol Federasyonu birlikte uzlaşı ve konsensüsle bu çözüm iradesini hayata geçirecek ve gerçekten bu yayın hakları konusunda bu sürecin tarafı olan fakat mevcut sistemde akdi ve hukuki tarafı olamayan kulüpler bu işin gerçek manada muhatabı olacaklardır. Bu önemli. Bir diğer husus bugünden maddesi ne olduğu, nasıl geliştiği, kronolojisi nedir? Federasyon geri çektiği önergede ne talep ediyordu? Kulüpler Birliği Vakfı ne istedi? Kısaca ona atıf yapmak istiyorum.” 

KURULLARIN ADİL OLDUĞU DÜŞÜNÜLMÜYOR”

“Bugün Türk futbolunda hiçbir paydaş, Türkiye’de hiçbir futbol aktörü, bir futbol paydaşı hukuk kurullarının adil olduğunu düşünmüyor. Bazen adil olmak kadar adil görünmek de önemlidir ama bu kurullar ne adil ne de adil görünüyor. Bugün Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu başkanlarının arasındaki iş ilişkisi yakın zamanda kamuoyunun malumu. Birlikte eser yazmışlar. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu Başkan Vekilinin bir kamu tüzel kişiliğinde çalıştığı biliniyor çok açık. Tartışmaya mahal vermeyecek kadar aşikar. Türkiye Futbol Federasyonu’nda yönetsel düzeyde ve kurullarda görev yapan birçok aktörün kamu tüzel kişiliğinde de çalıştığı ortada ve bütün bunlar futbol ailesini, futbol paydaşlarını rahatsız ediyor. Peki ne yapmalıyız? Biz tarafsız, bağımsız bir yargılama anlayışını hayata geçirebilmeliyiz. Mevcut sistemde Türkiye Futbol Federasyonu’nun sayın başkanı teklif ediyor, yönetim kurulu karar veriyor ve biz Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nu, Tahkim Kurulu’nu ve Disiplin Kurulu’nu atıyoruz.” 

“ÇÖZÜM GENEL KURUL İRADESİNİ EGEMEN KILMAKTIR”

“Düşünün yönetim kurulu bir karar verecek kendi atadığı maaşını verdiği, huzur hakkını verdiği Tahkim Kurulu bu kararı kaldıracak. Bu hayatın olağan akışına, mantık, fizik kurallarına aykırı. Böyle bir tarafsız ve bağımsız yargılama olmaz. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2021 başından sonra müteaddit kararlar verdi. Keza Ombudsman da bir karar verdi. Bizim Federasyonumuz biz özerkiz, özerk hukuk hükümlerine tabiiyiz 5894 sayılı kanuna göre, dolayısıyla Ombudsman kararının üzerimizde bir yaptırım gücü yok dedi ama Ombudsman da bu kararı tarihe not düşmüş oldu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ali Rıza ve diğerleri kararında, Doğan kararında, Mosturoğlu kararında hep şunu söyledi dedi ki; tarafsız ve bağımsız değil bu yargılama kurulları, Federasyon yönetiminin seçtiği yargılama kurullarının verdiği karar adil karar olamaz. Özlük, sosyal haklarını Federasyon karşılıyorsa adil olamaz. Peki çözüm nedir? Çözüm şüphesiz ki burada genel kurul iradesini egemen kılmaktır. Bugün geri çekilen önerge, bu kronolojiyi neden anlatıyorum kamuoyunda şöyle bir algı var bence çok rahatsız edici. Kulüpler Birliği Vakfı’nın hiçbir talebi kabul görmüyor. Kulüpler Birliği Vakfı’na haksızlık, Federasyona da haksızlık çünkü biz dün gece bir önerge verdik. Dedik ki Federasyonu’nun önergesinde Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı teklif etmeyecekti yeminle tarafsızlık ve bağımsızlık sağlanacaktı. Böyle bir yöntem doğru bir yöntem değil.” 

“UZLAŞMA KÜLTÜRÜYLE SORUNLARI ÇÖZELİM”

“Doğru yöntem şudur: gelin birlikte uzlaşma kültürüyle bu sorunu çözelim. Genel Kurul seçsin, Genel Kurul’a bu isimleri bir kurul göndersin dedik. Bu kurul da Kulüpler Birliği Vakfı, Türkiye Futbol Federasyonu, futbolcular, teknik heyet, teknik adamlar, hakemler, amatör kulüpler, 1.,2.,3. Lig’deki futbol kulüpleri vakfı buraya üye versin. Toplamda 13 kişi hukuk kurulları aday komisyonu buralara başvuru yapılsın, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu ve Disiplin Kurulu’nda minimum 10 yıl, Tahkim ve Etik Kurulu’nda 15 yıl kıdemi olan hukukçulardan seçilsin, seçilen isimler hiçbir spor kulübüne üye olmasın, hiçbir şirket spor kulübünün iştirakı olan şirketin yönetim kurulu, denetim kurulu üyesi olmasın ve adil, hakkaniyetli uzlaşma kültürüyle bir düzenlemeyi egemen kılalım dedik. Dün gece Türkiye Futbol Federasyonu’nun sayın başkanı, değerli yönetim kurulu üyeleri, Kulüpler Birliği’nin sayın başkanı ve hazır bulunan başkanlarla uzlaşma kültürü buradan çıktı. Gece 2’ye kadar süren bir toplantı nihayetinde bir temek metinde uzlaştık. Bu temel metin zannediyorum bunun futbolun paydaşlarını mutlu edecek bir metin olacaktır yapısı itibariyle. Bugün bu statü değişikliği önerimiz tam anlamıyla şu: Disiplin Kurulu, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu ve Tahkim Kurulu’nu Genel Kurul seçecek. Genel Kurul, yönetimlerin seçildiği Genel Kurul’da değil bir sonraki Genel Kurul’da bu kurullarımızı seçeceğiz. Sayın başkanın haklı olarak şöyle bir endişesi oldu haklı olarak ki isabetli bir endişeydi o. Yüzlerce insan başvurur, birçok hukukçu başvurur, biz bunu nasıl püskürteceğiz. Orada da bir ara formül olarak Hukuk Kurulları aday komisyonu belirleyelim dedik. Bu aday komisyonunda sadece Süper Lig ve Türkiye Futbol Federasyonu olmasın, futbolun diğer paydaşları bizim için çok önemli paydaşlar olan hakemler, eski futbolcular, teknik direktörler, amatör federasyonlarda bulunsun 13 kişilik bir kurul oluşsun. Bu 13 kişilik kurul, her bir kurul için Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, Disiplin ve Tahkim için 39 üye belirlesin, bu 39 üye sizin onayınıza sunulsun, Genel Kurula sunulsun ve 39 üye arasından 6 asil, 6 yedek, 1 başkan toplam 13 kişi bu şekilde seçilsin dedik. Peki bunlar ücretlerini nasıl alacaklar, huzur haklarını? Ekonomik bağımsızlık, organik bağımsızlık ve fiziki bağımsızlık…” 

“DÜZENLEME SONRAKİ SEÇİM ÖNCESİNDE YÜRÜRLÜĞE GİRECEK”

“Burada da ödenen harç ve yargılama masraflarından bunlar alınsın, ayrı bir kalemden alınsın ki tamamen o ekonomik bağ da bertaraf edilsin istedik. Bir sonraki Genel Kurul’da bu oylansın ve seçilsin yargılama kurulları. Yargılama kurulları adil hakkaniyet zemininde bir karar vermezse en azından Federasyon çıkıp diyebilecek ki buyurun siz seçtiniz, sizin iradenizle egemen oldu. Buyurun onların verdiği kararlar. Ancak tarafsız ve bağımsız yargılama hakkını bu şekilde egemen kılarız dedik. Bu önerge ile statü değişikliğimizin temel konusu budur. 1/5 ile imzaladık, sunduk. Gündeme alınması kabul edildi. Fakat geldiğimiz noktada nitelikli çoğunlukla bunun kabul edilmesi lazım. Dün akşamki yapıcı tavrından ötürü ben hem Türkiye Futbol Federasyonu sayın başkan ve yönetim kuruluna, Kulüpler Birliği Vakfı başkanımıza, oradaki kıymetli başkanlarımıza, sabah saatlerine kadar bu düzenlemeyi yazdığımız Türkiye Futbol Federasyonu’nda çok ciddi çalışmalar yürüten oradaki hukuk müşaviri arkadaşımız Hazer Bey’in emeğine sağlık. Sabah 7’de bitirdik çünkü bu düzenlemeyi. Çok teşekkür etmek istiyorum.” 

“Ne zaman yürürlüğe girecek meselesi… Biz 5 ay diyorduk fakat 5 ay yetmiyor geldiğimiz bu noktada kurulların seçimi için. Bir sonraki seçim öncesinde yürürlüğe girecek bu düzenleme. Umut ediyorum adil, hakkaniyetli bir sürecin yaşanmasına vesile olur ve artık Türkiye’de futbol hukuk kurullarının adaletli, hakkaniyetli karar alma mekanizmasını işletmesiyle ilgili başka da kamuoyunda tartışma yaşanmaz. Dolayısıyla bu önergeye desteklerinizi bekliyoruz. Hepinize saygı ve selamlarımı sunuyorum.”

Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Galatasaray TV’ye şu açıklamalarda bulundu:

“Bizim Galatasaray Spor Kulübü olarak uzun zamandır üzerinde durduğumuz bir mesele vardı. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, Disiplin ve Tahkim Kurulları’nın adil olmadığını düşünüyoruz. Tarafsız ve bağımsız yargılanma hakkını ihlal ettiğini düşünüyoruz. Nitekim İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nde yerleşmiş ve kemikleşmiş içtihatlarında bunu söyledi. Önce 2020 yılının başında Ali Rıza ve diğerleri kararında, sonra Sedat Doğan kararında söyledi. Ondan sonra Ombudsman’ın bir ihlal kararı var. Özetle şunu söylüyor: Türkiye Futbol Federasyonu’nun hukuk kurulları tarafsız ve bağımsız değildir. Adil yargılama hakkını ihlal eder. Bu kararlar çok net bir şekilde adil görünmediği gibi adil de değildir diyor.” 

“Buradaki temel problem şu ana kadar sistem şöyle işliyordu; Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı teklif edip yönetimi bu kurulları atıyordu. Özlük, huzur, sosyal haklarını ve maaşlarını da Türkiye Futbol Federasyonu’ndan alıyordu. Düşünün Türkiye Futbol Federasyonu bir karar veriyor, siz o karara karşı hukuka uygunluk denetimi yapıyorsunuz, hak arama özgürlüğünüzü kullanıyorsunuz, Tahkim Kurulu’na başvuruyorsunuz. Yani sizin kararınızı denetleyen Hukuk Kurulu, yargılama makamı hatta ve hatta Anayasa’nın 59.maddesine göre kararlarına karşı adli yargı yoluna başvurulamayan bir kurul Tahkim Kurulu. İçe dönük bir sistem işliyor ve sizin atadığınız, sizin görevlendirdiğiniz maaşını ve huzur hakkını sizin verdiğiniz bir kurul yargılama yapıyor. Bu hukuken ve fiilen kabul edilemez. Bakın Türkiye’de şu an Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu Başkanı geçmişte birlikte çalışmış ve birlikte eserler yazmışlar. Biri karar veriyor. Biri inceliyor. Hukuka uygunluk denetimi yapıyor. Bugün TFF kurullarında kamu tüzel kişiliklerinde çalışan görev yapan aynı zamanda hem yönetim kademesinde Disiplin Kurulu’nda görev yapan isimler var. Aktörler var. Dolayısıyla bu kurulların adil olmadığı, adil bir görüntü çizmediği çok açık. Tartışmaya mahal vermeyecek kadar aşikar. Bunun en fazla mağduru olan kulüplerden bir tanesi de Galatasaray Spor Kulübü. Geçen yıl, önceki yıllarda hocamıza, yönetimimize ve kulübümüze verilen cezalar; o cezalara karşı itiraz mekanizmasını işlettiğimizde alınan kararlar çok ortada. Dolayısıyla biz geldiğimiz nokta itibarıyla dedik ki: ‘’İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin bu konuda kararları var. Türkiye Cumhuriyeti, tazminata mahkum bırakılıyor. Gelin bu kurulları tarafsız, bağımsız, adil ve hakkaniyetli hale getirelim ki rekabetçi bir spor anlayışı egemen olabilsin. Gerçekten adil bir yönetim anlayışı benimsenebilsin. Biliyorsunuz bununla ilgili öteden beri Galatasaray Spor Kulübü olarak bizim çalışmalarımız vardı. Hem Spor Kulüpleri Yasası’nda hem de TFF Statüsü’nde vardı. Fakat dün akşam itibarıyla baktık TFF, bir statü değişikliği için önerge hazırlamış. Bu önergeyi incelediğimizde Federasyon Başkanı’nın seçilmesi kalkmış, bu Hukuk Kurulları’nı Yönetim Kurulu seçiyor. Bu kurullar tarafsız ve bağımsız olacağına dair yazılı ve sözlü yemin ediyor. Bunu önerge haline getirip, Genel Kurul’dan geçirip sonra da kamuoyuna çıkıp bu kurulların tarafsız ve bağımsız hale getirdik. Adil yargılanma hakkını teminat altına aldık diyeceklerdi. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin kapsamında ona emsal olsun diye o kararlar doğrultusunda kararlar verdik ve futbol yargılama kurullarını adil hale getirdik diyeceklerdi. Biz Kulüpler Birliği Vakfı olarak buna itiraz ettik. Dün gece saat 02.30’a kadar süren toplantılar yapıldı. Önce Kulüpler Birliği Vakfı nezdinde toplantılar yapıldı. Sayın Başkanımız Burak Elmas ile iştirak ettik. Sonrasında hakeza TFF Başkanı ve Başkan Vekilleri, Yönetim Kurulu Üyeleri ile toplantılar yapıldı. Geldiğimiz noktada Kulüpler Birliği Vakfı’nın önerisi bugün itibarıyla gündeme gelmesi statünün değiştirilmesi noktasında çaba ortaya koyduk. Biz de kulübümüzü temsilen anlattık. TFF yetkilileriyle birlikte sabah 6-7’ye kadar kaleme aldık. Bugün burada onaylanacak ve esasa müessir önemli bir düzenleme gelecek. O da şu biz diyoruz ki: Yargılama kurulları tarafsız ve bağımsız olsun. Bu organik bağımsızlıktır. Ekonomik bağımsızlıktır. Fiziki bağımsızlıktır. Yani TFF Yönetimi seçmesin. TFF Başkanı seçmesin. Meşruiyetini oradan almasın. Genel Kurul’dan alsın diyoruz. Özlük sosyal hakları nasıl bir hakem sözleşmesinde Tahkim’e başvurduğunuzda harç ödüyorsunuz. Yargılama masrafları o harçlardan ödeniyorsa burada da huzur hakları ve ödenecek olan ücretlerin tamamı harçlardan ve yargılama masraflarından ödensin diyoruz. Fiziken de ayrı yerde konuşlandırılsın diyoruz. Bize göre tarafsızlık ve bağımsızlık algısı, ekonomik, fiziki ve organik olmalıdır diyoruz. Bu üçünü hayata geçirecek bir anlayışı egemen kılalım. 

Bununla ilgili temel değişikliklerimiz şöyle oldu: Bir bundan sonra UÇK, Tahkim ve Disiplin Kurulu’nu, TFF Genel Kurulu seçecek. Başkan ve Yönetim Kurulu seçmeyecek. Dün yoğun görüşmeler ve müzakereler sonucunda Kulüpler Birliği’nin önermiş olduğu, bizim kaleme almış olduğumuz bu düzenleme bugün itibarıyla önerge olarak gelecek ve 2/3’ün teveccühünü alırsa statüye göre statü değişikliği olacak. Peki herkes TFF Genel Kurulu’na başvurabilecek mi? Hayır. Hukuk Kurulları ile ilgili kurul oluşturulacak, bu kurula TFF, Kulüpler Birliği Vakfı, Amatör kulüpler, teknik adamlar, sporcular üye verecek. Seçici kurul 13 kişiden oluşacak. Bütün başvuruları alacak. Başvuruları toplarken Uyuşmazlık Çözüm Kurulu ve Disiplin Kurulları’nın en az 10 yıl kıdeminin olmasını aradık. Çünkü çok niteliksiz, vizyon ve altyapı olmadan alınan kararlar var. Biliyorsunuz şu an bu süre 5 yıl. Buradaki mesleki tecrübeyi 10 yıla çıkardık. Tahkim Kurulu ve Etik Kurulu’nda ise 15 yıla çıkardık bu süreleri. Çok daha vizyonu ve altyapısı olan isimler bu karar alma mekanizmasını işletsin. Adil ve hakkaniyetli kararlar ihdas edilebilsin diye bunu yaptık. Birincisi Genel Kurul seçecek ve komisyon kurulacak. O komisyon kendisine başvuranlar arasında her kurul için 39’ar tane isim bildirecek. İşte o 39 üye tarafından her bir kurul birebir oylama usulüyle her bir delege görev alacak olan üyeleri seçecek. Yani TFF’nin yargılama kurulları gerçek manada bağımsız olacak çünkü meşruiyetini Genel Kurul’dan almış olacak. TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu güdümünde seçilen yargılama kurulları olmayacak. Bu da son derece önemli ve kıymetli. Çünkü sizi bir kurul seçtiği zaman, sizin kararlarınızın hukuka uygunluğunu o kurul yaptığı zaman sizin iradeniz doğrultusunda karar vermemesi, hayatın olağan akışına aykırı, fizik ve mantık kurallarına aykırı. Dolayısıyla burada en azından temelde şunu sağlamaya çalıştık: Federasyon Genel Kurulu bu seçimi yapsın. Kulüpler Birliği Vakfı, Amatör kulüpler, teknik adamlar, sporculardan oluşan bir kurul bu isimleri Genel Kurul’a önersin, Her bir kurul bakımından 39 isim arasından Genel Kurul’da orada görev yapacak olan 6 asil, 6 yedek ve 1 başkanı seçsin dedik. Bu kurulların görev süresi 4 yıl olacak. TFF Yönetim Kurulu ile ile aynı Genel Kurul’da seçilmeyecekler. Olağan Genel Kurul’dan bir sonraki Genel Kurul’da hakeza seçilecekler. Özlük, sosyal ve huzur haklarını da bizim başvuruları yaparken ödediğimiz harç ve yargılama masrafları ayrı bir kalem olacak. O kalemden karşılanacak. Yani federasyon birebir aslında kendisi birebir kurul üyelerine ödememiş olacak. Ekonomik olan bağı da ortadan kaldırıyoruz. Dolayısıyla biz hem adil hem adil görünen hukuk kurulları istiyoruz. Galatasaray Spor Kulübü olarak geçmişte bu kurullardan canımız çok yandı. Sonuna kadar da hukuki mücadelemizi verdik. TFF’nin getirdiği statüyü kabul edemeyeceğimizi ifade ettik. Kulüpler Birliği Vakfı üyeleri de önemli ölçüde böyle bir irade ortaya koydu ve biz kendi yazdığımız statü değişikliğini bugün burada oylatacağız.” 

“Kulüpler Birliği Vakfı’nın hazırlamış olduğu çalışmayı 1/5 imza ile Genel Kurul gündemine aldırdık. 1/5’ten sonra salt çoğunlukla gündeme alındı. 2/3’ü de bulabilirsek delege tam sayısını umut ediyorum buluruz. Bu statü değişikliğini yapacağız. Bu statü değişikliğiyle ilgili TFF, 3 ay içerisinde talimatlarını hazırlayacak. En geç 10 ay içerisinde de seçimli genel kurul yapılmak suretiyle adaylar belirlenecek. Bu hukuk kurullarının tamamı Genel Kurul tarafından seçilecek. Genel Kurul’a gönderilen listeler de bütün futbol aktörleri, futbol emekçileri, teknik adamlar, oyuncular, amatör kulüpler, TFF, Kulüpler Birliği Vakfı, 1.,2.,3. Lig’deki Kulüpler Birliği Vakfı’ndan her birinin temsilcisinin olduğu bu seçici kurul tarafından gönderilecek. Dolayısıyla bu kurulların biraz daha adil ve hakkaniyet zemininde karar vermesinin hukuken önünü açmış olacağız inşallah bu önerge geçerse. Yeterli imzayı bulduk. Gündeme alınmasına dair salt çoğunluğu da aldık. Şimdi son önerge olarak Genel Kurul gündeminin sonuna ekledik. Statüye göre orada oylayacağız. O oylamada 2/3’ü bulabilirsek çünkü TFF Statüsü’ne göre statü değişikliğinde 2/3’e ihtiyaç var. Yaklaşık 220 oy bulabilirsek ki ben bulabileceğimiz kanaatindeyim çok büyük bir sürpriz olmazsa bu hükmü değiştirmiş olacağız. 3 ay içerisinde talimatlar hazırlanıp, 10 ay içerisinde de seçici kurul hemen göreve başlayacak. Bu kurul üyelerini de tek tek Genel Kurul’a yollayacak. Genel Kurul da dikkat Yönetim Kurulu’nun seçildiği Genel Kurul’da değil; takip eden ilk Genel Kurul’da bu üyeleri TFF Genel Kurulu tarafından seçilecek. Daha çoğulcu ve uzlaşmacı, futbolun bütün paydaşlarının öncelendiği bir yaklaşım egemen alınmış olacak. Yani teknik adamlar da hakemler de, oyuncular da… Çünkü futbol bütün aktörleri ve paydaşlarıyla güzel. Kulüpler de, Kulüpler Birliği Vakfı da 2. Ve 3. Derece Kulüpler Birliği Vakfı da hepsinin iradesi aslında federasyondaki bu hukuk kurullarının yani disiplin, tahkim ve UÇK’nın oluşumunda belirleyici olacak. Bu kurullar meşruiyetini Genel Kurul’dan alacak. Dolayısıyla tarafsızlık ve bağımsızlık meselesiyle ilgili keskin bir çözüm bulmayı hedefliyoruz. Bir diğer mesele çok önemli olduğu için vurgulamak isterim: İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi şunu da söylemişti yani bu kurullar futbolcular, oyuncular ve teknik adamlar bakımından da karar veriyor. Hukuk hepimize lazım bumerang gibi atıyorsunuz gelip sizi vuruyor. Adaleti kendiniz için isterseniz bu bir taleptir. Adaleti başkası için isterseniz bu bir irade ve tavırdır. Bu Genel Kurul’da kulüplere oranla, oyunculara ve teknik adamlara ayrılan delege sayısı yetersiz demişti. Statü’nün 22.Maddesi ne yazık ki öyleydi. Bunu da değiştirmek lazım. Futbolun bütün paydaşlarını ve emekçilerini kucaklaşmayı egemen kılmak lazım. Oyuncu arkadaşlarımız, teknik adamlar, hakemler ve amatör federasyonlar bunların hepsinin eşit düzeyde temsilinin sağlandığı çoğulcu, adalet anlayışı içerisinde demokratik ve katılımcı, demokratik teamülleri egemen kılan bir Genel Kurul yapısını hayata geçirmemiz lazım. Galatasaray Spor Kulübü olarak bir sonraki Genel Kurul’da önerge çalışması yapacağız. Buna ilişkin bir çabamız olacak.”