PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Hormonlarınız mı, yoksa stres mi? Sürekli ağlama isteğinin şaşırtıcı sebepleri!

Her an ağlama isteğiyle boğuşuyorsanız, bu duygularınızın ardında neyin yattığını keşfetme zamanı! Duygusal dalgalanmalar yaşamın bir parçasıdır, ancak kontrol edilemez hale geldiğinde mutlaka profesyonel destek aranmalıdır.

Sürekli ağlama isteği, duygusal ve psikolojik durumların bir yansıması olarak karşımıza çıkan yaygın bir tepkidir. İnsanlar zorlayıcı yaşam olaylarına, stresli durumlara veya depresyon gibi ruhsal sorunlara tepki olarak kendilerini ağlarken bulabilirler.

Ağlama, genellikle duygusal boşalmanın bir yolu olarak görülür; ancak bu durum sürekli hale geldiğinde altta yatan ciddi sebeplerin olabileceği düşünülmelidir. Hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı etkileyen bu durum, doğru müdahalelerle hafifletilebilir.

Sürekli Ağlama İsteğinin Nedenleri

Depresyon ve Anksiyete Bozukluğu:

Depresyon, sürekli ağlama isteğinin en yaygın sebeplerindendir. Duygusal çöküntü, umutsuzluk ve çaresizlik hissi, kişiyi derinden etkileyerek ağlamaya yönlendirebilir.

Anksiyete bozukluğu da bu duruma sebep olabilir. Kişi, sürekli bir endişe ve kaygı hali içinde olduğunda duygusal patlamalar yaşama eğilimindedir.

Stres ve Yorgunluk:

Günlük yaşamın getirdiği stres, yoğun çalışma temposu veya kişisel ilişkilerde yaşanan zorluklar, sürekli ağlama isteği yaratabilir.
Uzun süreli yorgunluk ve dinlenememe durumu, kişinin duygusal olarak daha savunmasız hale gelmesine sebep olur.

Hormonel Dengesizlikler:

Kadınlarda regl dönemi, hamilelik veya menopoz gibi hormonal değişiklikler sırasında duygusal dalgalanmalar yaşanabilir. Bu durum, sürekli ağlama isteğine yol açabilir.
Tiroid hormonları veya kortizol gibi stres hormonlarındaki dengesizlikler de ruh halini doğrudan etkileyebilir.

Travmatik Olaylar ve Geçmiş Yaşantılar:

Geçmişte yaşanan travmatik olaylar, bastırılmış duyguların gün yüzüne çıkmasına neden olabilir. Bu durum, kişi farkında olmasa bile sürekli ağlama isteğine yol açabilir.

Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmalar, ileriki yaşamda ağlama nöbetleri şeklinde ortaya çıkabilir.

Fiziksel Rahatsızlıklar:

Kronik ağrı, uyku bozuklukları veya başka fiziksel rahatsızlıklar, kişinin zihinsel dayanıklılığını azaltarak sürekli bir ağlama ihtiyacına sebep olabilir.

Beyin kimyasını etkileyen bazı nörolojik hastalıklar da bu duruma katkıda bulunabilir.

Sürekli Ağlama İsteği Nasıl Geçer?

Profesyonel Destek Alın:

Eğer sürekli ağlama isteğiniz birkaç haftadan uzun sürüyorsa, bir psikolog veya psikiyatristten yardım almanız önemli. Uzman desteği, bu durumun kaynağını bulmanıza ve gerekli tedavi sürecine başlamanıza yardımcı olabilir.

Kendinize İyi Bakın:

Fiziksel sağlığınıza özen göstermek, ruhsal sağlığınız üzerinde de olumlu etki yaratır. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve yeterli uyku, duygusal dengeyi sağlamada kritik rol oynar.

Duygusal Boşalmanıza İzin Verin:

Ağlamanın doğal bir duygusal boşalma yöntemi olduğunu unutmayın. Zihninizde biriken duygulara izin vermek, kendinizi daha hafif hissetmenize yardımcı olabilir.

Ancak, bu duygusal patlamalar sık ve aşırı hale geliyorsa, derinlemesine düşünmek ve profesyonel destek almak gerekebilir.

Stres Yönetimi Yöntemleri Kullanın:

Yoga, meditasyon ve nefes egzersizleri gibi rahatlama teknikleri, stresle başa çıkmanızı kolaylaştırabilir. Bu yöntemler, zihinsel sakinliği artırarak ağlama krizlerini hafifletebilir.

Kendinize zaman ayırarak hobilerinize ve ilgi alanlarınıza yönelmek de stres seviyenizi düşürebilir.

İletişime Açık Olun:

Duygularınızı yakınlarınıza açmak, hislerinizi paylaşarak yükünüzü hafifletmenize yardımcı olabilir. Duygularınızı bastırmak yerine, güvenilir bir arkadaşla veya terapistle konuşmak rahatlama sağlayabilir.

Günlük Tutma Alışkanlığı:

Duygularınızı yazıya dökmek, hislerinizi anlamanızı kolaylaştırabilir. Günlük tutmak, zihinsel bir boşalma yöntemi olarak da kullanılabilir.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

İnfantil Kolik

Çocuk Hastalıkları için bilgi mi arıyorsunuz? İnfantil Kolik makalesine göz atın ve Çocuk Hastalıkları hakkında daha fazla bilgi edinin

Kolik Nedir?

-Öncelikle zamanla düzelecek ve kendiliğinden oluşan bir durumdur.

-Hastalık olarak görülmemelidir.

-Haftada 3 günden fazla, günde 3 saatten uzun altta yatan bir neden olmaksızın oluşan ağlama ataklarıdır.

-Bebeklerin günde 2 saate kadar ağlamaları ise normaldir.

-Sıklıkla 3. hafta ile 3.-4. aylar arasında görülür. Nadiren bu periyot uzayabilmektedir.

-Tedavinin esası bebeğin ağlamasını azaltmak ve aile ile bebek arasındaki ilişkiyi desteklemeye yöneliktir.

Kolik dışında neler bebeğimi normalden daha fazla ağlamasına neden olabilir?

-Açlık, aşırı yorgunluk, aşırı sıcak veya soğuk ortam, İncinme, ağrı, hastalıklar bebeğinizin daha sık ağlamasına neden olabilir.

-Nadiren de Anne sütüne geçen veya formula mamalarda bulunan madddelere karşı besin allerjileri buna neden olabilmektedir.

Koliğin normal ağlamadan Farkı nasıl Ayırt Edilir?

Kolik Farklıdır çünkü:

-Kolikte ağlama daha yüksek ve daha tizdir, bebekler genellikle çığlık atıyor veya acı çekiyormuş gibi ses çıkarır.

-Ebeveynler genellikle bir kolik nöbeti sırasında bebeklerini rahatlatamaz veya yatıştıramazlar.

– Bebeklerin karnı sertleşir, kolları kasılır ve gövdeleri yay gibi gerilebilir.

Kolik için bir test varmıdır?

Hayır bir testi yoktur. Ancak doktorunuz, sizinle konuşarak ve bebeğinizi muayene ederek bebeğinizin kolik olup olmadığını anlayabilmektedir.

Bebeğimin ağlamalarını nasıl durdurabilirim?

-Bebeğinizin göğsünüzü tam olarak tuttuğundan ve hava yutmadığından emin olun,

-Biberon ile beslyorsanız, bebeğinizin daha az hava yutmasını sağlayacak bir biberonu tercih edin (kolik için üretilen biberonlar),

-Bebeğinizi emzirme sırasında mümkün olduğunca dik tutun,

-Bebeğinizi kucaklamak, tutup göğsünüzde taşımak (kanguru ve slingler), hafifçe sarsmadan sallamak,

-Bebeğinizi araba ile veya bebek arabası ile gezintiye çıkarmak,

-Bebeğinize sıcak duş aldırmak,

-Yarım Kundak yapmak (ayaklar serbest kalacak şekilde)

– Karnına eliniz ile saat yönünde, ayakları ile ise içten dışa-ileri geri masaj yapmak

– Görsel uyaranları azaltmak veya bulunduğu yeri değiştirmek

– Bebeğinizi anakucağına yerleştirmek

-Kalp atışı ve diğer beyaz gürültü seslerini dinletmek (elektrik süpürgesi, saç kurutma makinesi, bulaşık makinesi sesi veya piyasadaki beyaz gürültü çıkaran oyuncaklar, telefon uygulamaları vb.)!!!

!!!İşitme veya işitsel gelişim üzerindeki olası olumsuz etkileri en aza indirmek için, beyaz gürültü oluşturucuları bebekten mümkün olduğunca uzağa yerleştirilmeli, düşük sesle çalınmalı ve yalnızca kısa süreler için kullanılmalıdır.

Ne zaman sağlık kurumuna başvurmalıyım?

Ne zaman Acil başvurmalıyım;

-Bebeğinizin 38 derece ve üzeri ateşi varsa

-Bebeğiniz 2 saatten uzun aralıksız ağlıyorsa

-Bebeğiniz yemeyi, içmeyi reddediyor, kusuyorsa ve kakasında kan gördüyseniz,

-Bebeğiniz size yanıt vermiyor veya normalden çok farklı davranıyorsa,

Hemen sağlık kurumuna başvurunuz.

Ne zaman kontrol muayeneye getirmeliyim;

-Bebeğinizin ağlaması konusunda endişeliyseniz veya bununla nasıl başa çıkacağınızı bilmiyorsanız

-Bebeğiniz beslendikten sonra çok fazla kusuyor, ishal oluyor veya bağırsak hareketlerinde sorun yaşıyor ise

– Bebeğiniz 4 aylıktan büyük olmasına rağmen kolik ile ilgili şikayetleriniz devam ediyorsa,

– Bebeğinizin kilo alımı normal değilse

Randevunuzu alarak muayenenize gidiniz.

Ya Bunalırsam?

-Kolikli bir bebek sahibi olmak yorucu, stresli ve sinir bozucu olabilir.

-Bebeğinizin koliğinin sizin hatanız olmadığını ve bu koliğin neredeyse her zaman birkaç ay içinde kaybolacağını kendinize hatırlatın.

-Mümkünse bakımı eşinizle sırayla bölüşün, böylece ikiniz de bebeğinizin ağlamasına ara vermiş olursunuz.

-Mola verirken bebeğinizi beşiğe veya başka bir güvenli yere birkaç dakikalığına koyabilirsiniz.

-Yardıma ihtiyacınız olursa sizi güvende hissettirecek ve yardımcı olacak bir arkadaşınızı veya akrabanızı aramaktan çekinmeyin.

-Bir mola vermeniz gerekiyorsa bebeğinize zarar vememek için ara verin. Yoksa istemeden ve kontrolsüzce yapabileceğiniz bebeği sallamak, vurmak veya incitmek gibi hareketler bebeğinizde ciddi problemlere neden olabilir.

-Çok zor zamanlar geçiriyorsanız veya daha fazla desteğe ihtiyacınız varsa profesyonel destek almaktan çekinmeyin.

Medikal Tedavi

Probiyotikler;

-Vücudumuza yararlı olan bu bakteriler bebeğinizin sindirim sistemine yardımcı olur.

-Etkisi için en az 2 hafta kullanım gereklidir.

Simetikon içeren damlalar

-Bebeğinizin barsaklarında gaz baloncuklarının oluşmasını engeller.

– Beslenme sırasında ve yatmadan önce kullanılırlar.

– Kong. Hipotiroidisi olan bebeklere verilmez, Tiroid ilacının (levotiroksin) etkinliğini azaltır.

Bitkisel Damlalar ve şuruplar,

-Anason, Dereotu, Kimyon, Nane, Oğulotu, Papatya, Rezene, Zencefil gibi gaz giderici olduğu bilinen bitkilerin ekstrelerinden elde edilen şurup ve damlalardır.

-Bu tarz bitkisel ilaçlar kullanılırken bu bitkilerin tıbbi formlarından elde edilen özel ekstrelerin kullanıldığı, allerji riski oluşturabileceği, aktardan alınan tıbbi türde olmayan formlarının bebeğinizde tam tersi gaz şikayetlerini daha da artırıp hatta karaciğer ve böbrek hasarına sokabileceği unutulmamalıdır.

Aromaterapötik Yağlar (Uçucu yağlar)

– Aromaterapötik bitki yağları ile bebeğinize karın masajı yapmak hem bebeğiniz ile aranızdaki bağı güçlendirecek, hem de bu yağların tıbbi özelllikleri nedeniyle bebeğinizin rahatlamasına, gazını daha rahat çıkarmasına yardımcı olacaktır.

– Aromaterapötik yağlar; Lavanta yağı, papatya yağı, adaçayı uçucu yağı(acı elma yağı)dır.

Anneler İçin Beslenme Önerileri;

-Emziren bir annenin diyetinde bol su ve yeterli miktarda meyve, sebze, tam tahıllar, yağsız proteinler ve süt ürünleri kaynakları bulunmalıdır.

-En az 3 ana öğün ve küçük atıştırmalıkları içeren ara öğünler olmalı, kesinlikle öğün atlanmamalıdır.

-Kafeinli yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalıdır (çikolata, kahve, çay ve meşrubatlar)

-Günlük bolca su içilmelidir. Eğer susuyorsanız bu yeterince su almadığınızı gösterir!

– Hamilelik kilolarınızı yavaşça verin ve kalori kısıtlamasından kaçının.

– Bazı bebekler gaz yapıcı gıdalarla aşırı huzursuzlanabilir ( Kurubaklagiller, brokoli, kabak, bezelye vb.) Bunu fark ederseniz, diyetinizde diğer sebzelere ve yağsız protein kaynaklarına yönelebilirsiniz.

-Bazı yiyecekler sütünüzden geçerek allerjiye neden olabilirler. En sık inek sütü, yumurta, buğday ve yer fıstığı allerjileri görülmektedir. Bu allerjilerde koliğe ek olarak kanlı kaka, kusma, hışıltı ve atopik dermatit eşlik eder. Bu durumda doktorunuza başvurunuz.