PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Anal fissür (makat çatlağı) nedir? nasıl tedavi edilir?

Anal fissür hastalığı halk arasında makat çatlağı olarak bilinir. Hemoroid hastalığından sonra en sık karşılaşılan makat hastalıklardan biridir.

Anal Fissür (Makat Çatlağı)

Anal fissür hastalığı halk arasında makat çatlağı olarak bilinir. Hemoroid hastalığından sonra en sık karşılaşılan makat hastalıklardan biridir. Makatta oluşan yara olarak tanımlayabileceğimiz anal fissür hastalığı, makat halkasında birtakım nedenlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.

Makat bölgesinin dışında yer alan cilt örtüsü ve mukoza olarak adlandırılan bağırsağın iç örtüsünde yer alan epitel doku çok narin bir yapıya sahiptir. Bu nedenle bölgede meydana gelebilecek her türlü zorlanmaya karşı dayanıksız ve hassastır. Anüs organında oldukça fazla sayıda sinir ucu bulunduğundan bu şekilde bir hassasiyet gelişmektedir.

Anal fissür hastalığının oluşma sebeplerinin en başında makattaki fiziksel zorlanma gelmektedir. Gaitanın (dışkı) kuru ve sert olması dışkılama esnasında makatta yırtıklara neden olabilmektedir. Genellikle kabızlık durumunda karşılaşılan ıkınmaya bağlı zorlanma da makat çapında anal fissür oluşumuna zemin hazırlayabilmektedir. Fissür nedeniyle kişi tuvalet ihtiyacının giderilmesi sırasında şiddetli ağrı hissedebilmektedir. Yırtılmadan dolayı dışkılama sırasında cam parçacıkları batıyormuş gibi bir his ya da hafif bir kesilme acısı açığa çıkmaktadır. Aradan birkaç saat geçtikten sonra ağrılarda hafifleme ya da geçme gözlense de bir sonraki dışkılamada tekrarlama eylemi göstermektedir. Anal fissür tedavi edilmediği müddetçe her sert dışkılama sonrasında kişi aynı şikâyetleri çekmeye devam edecektir.

İlerlemiş anal fissür hastalarında ağrı veren çatlakların kaslarda spazma yol açtığı bilinmektedir. Kimi hastalarda bu durum iskemiye dahi yol açabilmektedir. Devam eden ağrılar nedeniyle tuvalete gitmek bile istemeyen hastalar, bu erteleme nedeniyle dışkının sertleşmesi sonucu tekrar tekrar aynı acı ve yeni fissürler ile karşılaşabilmektedir. Kronik fissür hastalığında ilk olarak kişide herhangi bir bağırsak sorunu olup olmadığı da tedavi için önem taşımaktadır. Tedavi edilmediği süre içerisinde makatta fissüre bağlı olarak dip kısımdaki kasta oluşan tahribat nedeniyle zamanla makatta darlık hastalığı da beraberinde görülebilmektedir. Bununla birlikte dışkılama da daha zor bir hale gelmektedir. Aynı zamanda acı nedeniyle kişinin tuvalete gitmeyi ertelemesi de yırtığın derinleşmesine neden olmaktadır. Tedavinin ertelenmesi sonucunda kişide fistülize kronik anal fissür hastalığı da oluşabilmektedir.

Akut yani başlangıç dönemindeki fissür hastalığında hekim onayı ile ilaç desteği uygulanarak geçici bir tedavi sağlanabilmektedir. Fakat 3 haftanın üzerinde bir süre ile hastalık belirtileri görülüyorsa kronik fissür haline dönüşen hastalığın mutlaka cerrahi bir müdahale (ameliyatlı ve ameliyatsız yöntemler) ile tedavi edilmesi gerekmektedir.

Anal Fissür Belirtileri

  • Anal fissür hastalığının kişiden kişiye değişiklik gösteren belirtileri bulunmaktadır. Fakat bunlar içerisinde en yaygın ortak belirti dışkılama esnasında ya da sonrasında bölgede cam kesiğine ya da bıçak batmasına benzer bir acı hissi yaşamak,
  • Tuvalet ihtiyacının giderilmesi sırasında yırtık nedeniyle peçetede kan lekesine rastlamak,
  • Makat bölgesinde fissür nedeniyle görülen ağrı, yanma ve kaşıntı hissi,
  • Kabızlığın da etkisiyle şiddetli ıkınma halinde bile dışkı yapamama durumu.
  • Yukarıda bahsedilen belirtilerden herhangi biri ile karşılaşıldığında mutlaka uzman bir Proktoloji hekimine başvurulmalı ve hastalık kronikleşmeden kontrol altına alınmalıdır.

Akut Anal Fissür

Hastalığın başlangıç evresi olarak kabul edilen akut dönemde belirtiler aniden ortaya çıkmaktadır. Akut fissürler makat bölgesinde şiddetli ağrı, zonklama hissi ve sızlama gibi şikayetlere neden olmaktadır. Eğer bu dönemde müdahalede bulunulursa 4 ila 6 hafta gibi bir sürede iyileşme görülebilmektedir. Elbette hekimin uygulayacağı tedavi ve önereceği ilaçların ne olduğu da bu iyileşme süresini etkileyen faktörlerdir. Bu aşamada fissür hastalığına sahip kişilerin mutlaka beslenme düzenlerini dengeli hale getirmeleri ve sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmeleri süreç için büyük önem taşımaktadır.

Kronik Anal Fissür

Kronik fissürler oluşan yırtığın zaman içerisinde yavaş yavaş ilerlemesi ile oluşmaktadır. Tedavisi ertelenen hastalık, kişi her tuvalet ihtiyacını giderdiğinde derinleşmekte ve şiddetli acı, ağrı gibi şikayetlere neden olmaktadır. Çoğu zaman ağrılar tuvaletten sonra da birkaç saat boyunca devam etmektedir. Bölgedeki çatlak, sürekli dışkı ile temas etmek durumunda olduğundan kronik fissürler ilerleyen dönemde apseleşebilir ve anal fistül gibi başka makat hastalıklarına neden olabilmektedir.

Akut fissürün tedavisi yapılmadığında ilerleyerek kronik anal fissür evresine geçmesi durumu kişiye dayanılması güç ağrı ve acılar yaşatmaktadır.

İlerlemiş ve derinleşmiş olan makat çatlağının tedavisi gerçekleştirilmez ise şikayetlerde gün be gün artış görülebilmektedir. 8 haftadan uzun süren çatlaklarda, dikkat edilmesine rağmen eğer fissür rahatsızlığı yenilerse durum kronik hale gelmektedir. Bu nedenle bu aşamada mutlaka bir Proktoloji uzmanından yardım alınmalı ve fissür tedavisine başlanmalıdır.

Genellikle aniden ortaya çıkan fissür hastalığı başlangıçta kontrol altına alınmaz ise makat bölgesinde zamanla gelişen kabızlık nedeniyle görülen zorlanmalar nedeniyle kronik evreye taşınabilmektedir. Belirtiler ile ilk karşılaşıldığı an uzman bir doktora başvurulması hastalığın kronikleşmesini engellemek için alınabilecek en önemli önlemdir. Aynı zamanda başlangıç evresindeki fissürün kişiye yaşattığı şikayetler kronik evredekinden daha hafiftir. İlerlemesine izin verilmeden tedaviye başlanırsa kısa sürede kişinin normal hayatına geçişi kolaylaşacak ve şiddetli ağrılar ile karşılaşılmadan hastalıktan kurtulmak mümkün olacaktır.

Anal Fissür (Makat Çatlağı) Nedenleri

  • Anal fissür hastalığı sağlıksız beslenme alışkanlıkları nedeniyle görülebilmektedir.
  • Kişinin günlük su ihtiyacını yeterli şekilde karşılamaması da nedenleri arasında yer alabilir.
  • Bunlara bağlı olarak görülen kronik kabızlık ya da ishal atakları yaşamak da fissür oluşumuza zemin hazırlayabilmektedir.
  • Bir diğer neden ise kabızlık durumuna bağlı olarak tuvalet ihtiyacının giderilmesi sırasında ıkınma hareketinde bulunmaktır.
  • Hamilelik döneminde ve doğum esnasında makat bölgesindeki oluşan basınç da fissüre neden olabilmektedir.
  • Obezite gibi aşırı kilo problemleri yaşamak da fissür nedenleri arasındadır.
  • Ters ilişkide bulunmak,
  • Crohn, ülseratif kolit gibi bağırsak hastalıkları ve
  • Tuvalette 5 dakikadan daha fazla süre oturur pozisyonda vakit geçirmek gibi nedenler de bulunmaktadır.

Anal Fissür (Makat Çatlağı) Tanısı

Anal fissür hastalığı, uzman bir Proktoloji ya da Genel Cerrahi doktoru tarafından detaylı bir fiziki muayene sonrasında teşhis edilebilmektedir. Bu teşhis sırasında gerekli görülürse kişiden rektum ve kolon bölgesini incelemek maksadıyla endoskopi gibi ek tetkikler de istenebilmektedir. Bu noktada önemli olan belirtileri benzer diğer makat hastalıklarını da göz önünde bulundurarak detaylı bir tanı koymaktır.

Bazı fissür hastalarında makatta küçük bir meme oluşumu gözlenebilmektedir. Nöbetçi meme olarak adlandırılan bu oluşum kişinin kendisi tarafından hemoroid memesi sanılabilmektedir. Bu nedenle uzman bir doktorun kesin bir tanı koyması gerekir. Makatta çatlak için başvuran hastalara yaşadığı şikayetler sorularak, detaylı bir tıbbi öykü alınarak, kabızlık ya da ishal gibi sorunları olup olmadığını araştıran Proktoloji uzmanları edindikleri bu bilgilerle eğer altta yatan farklı bir bağırsak ya da sindirim rahatsızlığı bulunuyorsa bunlara yönelik de bir tedavi planı uygular.

Ameliyatsız Anal Fissür Tedavi Yöntemleri

  • Kas gevşetici-enjeksiyon tedavisi
  • Elektro cerrahi tedavisi
  • Radyofrekans tedavisi
  • Lazer tedavisi

Avrupa Cerrahi

Merkezimizde uyguladığımız ameliyatsız hemoroid tedavisi yöntemi bu noktada kişilere oldukça avantaj sağlamaktadır. Proktoloji alanında uzman hekimlerimiz ve bu alanda deneyimli sağlık ekibimiz tarafından tıpkı bir diş dolgusu yaptırır gibi ayaktan, yatış gerektirmeden hemoroid tedavinizi olabilirsiniz. Lokal anestezi altında gerçekleştirilen ameliyatsız basur tedavisinde herhangi bir kesi ya da dikiş uygulanmaz. Kısa sürede gerçekleştirilir ve ameliyat gibi bir doku tahribatı olmadığından bölgede enfeksiyon riski oluşmaz. Bu sayede kısa sürede iyileşme sağlanmaktadır.

Avrupa Cerrahi Tıp Merkezi olarak, sağlığın öneminin ve değerinin ne anlam ifade ettiğini biliyoruz. Avrupa Cerrahi Tıp Merkezi adı ile 2005 yılında ilk olarak Güneşli ilçesindeki merkezimizde, adım adım sağlık dağıtan ve dağıtmaya devam eden bir ilkeyle yola çıktık. Her daim etik, dürüst, donanımlı ve hızlı bir anlayışı benimsiyoruz. “A Sınıfı Proktoloji Merkezi” olmanın verdiği haklı gurur ile hastalarımızı ameliyatsız yöntemler ile narkoz ve yatış olmadan ayaktan tedavi ediyoruz. Hemoroid (Basur), Kıl Dönmesi (Pilonidal Sinüs), Anal Fissür, Anal Fistül, Genital Siğil (HPV) hastalıklarında, 5 dalda uzman hekimlerimiz tarafından özenli, titiz, güvenilir ve yüksek standartlı sağlık hizmetini sağlıyoruz. Hastalarımızı Dünya’nın ya da ülkenin neresinde olursa olsunlar kurumumuza bizzat yaptıkları başvuru ile aynı gün içinde tedavi edebilmenin haklı gururunu taşıyarak, hizmetlerimize kıvançla devam ediyoruz.

Avrupa Cerrahi Merkezinde

  • Ameliyatsız Fissur tedavisi 5-8 dakika sürer.
  • Diş dolgusu yaptırmak gibi hızlı ve yatış gerektirmeden gerçekleştirilir.
  • Narkoz uygulaması yoktur. Lokal anestezi ile bölgesel uyuşturma yapılır.
  • Kişinin herhangi bir ön hazırlık yapmasına gerek kalmamaktadır.
  • Ek bir tetkik ya da tahlil istenmez. İşlem sırasında hastanın bilinci açıktır.
  • İşlem sırasında ve sonrasında hissedilen ağrı miktarı çok azdır.
  • Kesi ya da dikiş gibi ameliyat uygulamalarına yer verilmediği için anal bölgede doku zararı yaşanmaz.
  • Tedavinin hemen ardından kişi gündelik yaşantısına dönebilir.
  • Sistemik ve kronik rahatsızlığı bulunan kişiler de rahatlıkla ameliyatsız lazer tedavisi olabilir. Tansiyon, şeker, kalp rahatsızlığı olan hastalar düzenli kullandıkları ilaçlarını kullanmaya devam edebilir.
  • Ameliyat sonrasında görülen gaz kaçırma, dışkı tutamama gibi komplikasyonlar uyguladığımız ameliyatsız tedavi yöntemlerinde yaşanmamaktadır.
  • Hastalar aynı gün içerisinde hem muayene hem tedavi olabilir.

Daha detaylı bilgi almak için www.avrupacerrahi.com.tr’den veya 444 8 623′ hasta danışman hattından bize ulaşabilirsiniz.

Ağrı nedir, neden oluşur, çeşitleri nedir? kronik ağrı nedir? ağrı tedavisinde kullanılan yöntemler nelerdir?

Ağrı, vücudun bir bölgesinde meydana gelen rahatsızlık veya hasarın bir belirtisidir. Kronik ağrı, genellikle altta yatan bir hastalık, yaralanma veya hasar sonucu ortaya çıkan ve altı aydan daha uzun süren sürekli bir ağrı durumunu ifade eder. Ağrıyı hafifletmek veya yönetmek için çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bunlar arasında ilaçlar, fizik tedavi, alternatif-tamamlayıcı tedaviler, enjeksiyon tedavileri, yaşam tarzı değişiklikleri ve cerrahi yer alabilir. Ağrı problemleri yaşıyorsanız, hekime danışmanız önemlidir.

Ağrı nedir?

Ağrı, vücudun bir bölgesinde meydana gelen rahatsızlık veya hasarın bir belirtisidir. Sinir uçlarının uyarılmasıyla beyne iletilen bir sinyal olarak ortaya çıkar. Ağrı, genellikle doku hasarı, enfeksiyon, hastalık veya bir yaralanma gibi vücudun normal işleyişinde bir sorun olduğunda ortaya çıkar.

Ağrının birkaç farklı türü vardır.

Nosiseptif ağrı, doku hasarı sonucunda oluşur ve somatik ağrı (deri, kas, kemik gibi vücut yüzeylerinden kaynaklanan ağrı) veya visseral ağrı (iç organlardan kaynaklanan ağrı) şeklinde olabilir.

Nöropatik ağrı ise sinir sistemi hasarından kaynaklanır ve sıklıkla yanma, karıncalanma veya elektriklenme hissi gibi belirtilerle birlikte olabilir.

Ağrı, vücudun bir uyarı mekanizması olarak işlev görür. Bu, vücudun potansiyel bir tehlikeye veya soruna tepki vermesine yardımcı olur. Ağrı, çoğu durumda geçici bir durumdur ve altta yatan sorunun iyileşmesiyle birlikte kaybolur. Ancak, bazı durumlarda ağrı kronik hale gelebilir ve uzun süreli bir rahatsızlık haline gelebilir.

Ağrıyı hafifletmek veya yönetmek için çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bunlar arasında ilaçlar, fizik tedavi, alternatif-tamamlayıcı tedaviler, enjeksiyon tedavileri, yaşam tarzı değişiklikleri ve cerrahi yer alabilir. Ağrı problemleri yaşıyorsanız, hekime danışmanız önemlidir.

Kronik ağrı nedir? Kronik ağrı neden olur?

Kronik ağrı, genellikle altta yatan bir hastalık, yaralanma veya hasar sonucu ortaya çıkan ve altı aydan daha uzun süren sürekli bir ağrı durumunu ifade eder. Akut ağrı genellikle bir yaralanmanın veya hastalığın iyileşmesiyle birlikte geçicidir, ancak kronik ağrı uzun süre devam eder.

Kronik ağrı, genellikle nöropatik ağrı veya inflamatuar ağrı gibi alt tiplere ayrılır. Nöropatik ağrı, sinir sistemi hasarı veya fonksiyonundaki bozukluktan kaynaklanır ve yanma, karıncalanma, elektriklenme gibi belirtilerle birlikte olabilir. İnflamatuar ağrı ise iltihaplanma sürecinin bir sonucu olarak ortaya çıkar ve genellikle şişlik, kızarıklık ve dokunma hassasiyeti ile kendini gösterir.

Kronik ağrı, birçok farklı nedenle ilişkilendirilebilir. Bunlar arasında fibromiyalji, myofasiyal ağrı sendromu, osteoartrit, tendinit, entezit, bel-boyun fıtıkları, romatizmal hastalıklar, skolyoz, postür bozukluğu, sinir hasarı, enfeksiyonlar, iyi ve kötü huylu kitleler gibi çok çeşitli durumlar bulunur. Kronik ağrı, günlük yaşamı etkileyebilir, işlevselliği azaltabilir, uyku problemlerine yol açabilir, psikolojik stres ve depresyon gibi durumları tetikleyebilir.

Kronik ağrıyı yönetmek için genellikle multidisipliner bir yaklaşım kullanılır. Tedavi seçenekleri arasında çeşitli ilaçlar, fizik tedavi, akupunktur, çeşitli ejeksiyon yöntemleri, cerrahi, psikoterapi ve yaşam tarzı değişiklikleri bulunabilir. Tedavi planı genellikle bireysel ihtiyaçlara ve altta yatan nedenlere bağlı olarak belirlenir. Kronik ağrıyla başa çıkmak için hekime başvurmanız önemlidir.

Ağrı tedavisinde kullanılan yöntemler nedir ve bu yöntemler nasıl çalışır?

Ağrı tedavisi için kullanılan yöntemler çeşitlilik gösterir. Tedavi seçenekleri, ağrının nedenine, şiddetine, süresine ve kişinin bireysel durumuna bağlı olarak belirlenir.

  1. İlaçlar: Ağrı kesiciler, anti-enflamatuar ilaçlar, kas gevşeticiler, antidepresanlar ve antikonvülzanlar gibi çeşitli ilaçlar ağrıyı hafifletmek için kullanılabilir. Bu ilaçlar, ağrının nedenine ve tipine bağlı olarak farklı mekanizmalarla çalışır.

  2. Fiziksel tedavi: Fizik tedavi yöntemleri, kas güçlendirme egzersizleri, germe hareketleri, masaj, sıcak-soğuk uygulamaları ve elektroterapi gibi teknikleri içerir. Bu yöntemler, kasların, eklemlerin ve dokuların esnekliğini artırarak, sinir sinyallerini değiştirerek veya bloke ederek ağrıyı azaltmaya yardımcı olur.

  3. Girişimsel işlemler: Bazı durumlarda, ağrıyı tedavi etmek için cerrahi veya enjeksiyon gibi işlemler kullanılabilir. Enjeksiyon yöntemleri arasında steroid enjeksiyonları, nöral terapi, proloterapi, sinir blokajları, PRP-CGF enjeksiyonları, kök hücre tedavileri, radyofrekans ablasyonu gibi yöntemler yer alır.

  4. Alternatif ve tamamlayıcı tedaviler: Akupunktur, masaj terapisi, osteopati, karyopraksi, meditasyon, yoga ve bitkisel tedaviler gibi alternatif ve tamamlayıcı terapi yöntemleri ağrıyı yönetmeye yardımcı olabilir. Bu terapilerin etkisi kişiden kişiye değişebilir ve bilimsel kanıtları bazen sınırlı olabilir.

Ağrı tedavisi için kullanılan yöntemler, hastanın bireysel ihtiyaçlarına, ağrının nedenine ve şiddetine göre uygulanır. Ağrının sebebi ve çeşidinin ne olduğu ve hangi ağrı tedavilerinin durumunuza uygun olduğu ancak hekim muayenesi ve gerekli tetkiklerin yapılması ile belirlenebilir.

Uzm. Dr. Emre LATIFOGLOU

Çikolata kisti hamile kalmaya engel mi hastalık kötü seyrederse…

Çikolata kisti hamile kalmaya engel mi? Pek çok kadının kabusu olan diğer bir ismi ile endometriozisin hamileliğe engel olup olmadığını sizler için araştırdık!

Birçok kadının kabusu olan, hayat kalitesini oldukça düşüren ,tıp dilindeki adıyla endometriozis diğer bir adıyla çikolata kistinin, hamileliğe engel olup olmadığını sizler için araştırdık. Peki çikolata kisti gerçekten de hamile kalmaya engel mi? Tüm merak edilenleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ercan Baştu’dan öğrendik. İşte çoğu kadında görülen bu rahatsızlığa dair bilinmesi gerekenler!

TANI KONULMASI OLDUKÇA GECİKEN BİR RAHATSIZLIKTIR

Çikolata kistinin tıp dilindeki adı endometriozistir. Genellikle başka hastalıklarla karıştırıldığı için tanı konulması için oldukça geciken bir rahatsızlıktır. Hastalığın pek çok farklı belirtisi bulunmaktadır. Genellikle adet ağrısının normal karşılanması gibi nedenlerle çok geç teşhis edilebilmektedir. Çikolata kistinin pek çok belirtisi bulunmaktadır. Bunlar; ağrılı veya yoğun adetler, kasık ve karın ağrıları, cinsel ilişki sırasında ağrı, hamile kalmada güçlük ve kısırlık, bağırsak problemleri çikolata kistinin belirtileri arasında gösteriliyor.

ŞİDDETLİ KARIN AĞRISI VARSA DİKKAT!

Şiddetli karın ağrısı özellikle dikkat edilmesi gereken bir konudur. Uzmanlar özellikle son 6 ay içerisinde devamlı ve sık sık karın ağrısı hissediliyorsa mutlaka doktora gitmeniz gerektiği konusunda uyarıyor. Cinsel ilişki ya da adet dönemi dışında ağrı olması çikolata kistinin belirtileri arasında yer alıyor.

HASTALIĞIN KÖTÜ SEYRETMESİ ENNE OLMAYI ENGELLİYOR

Bu rahatsızlık hayat kalitesini oldukça düşüren bir rahatsızlıktır. Çikolata kisti kötü seyretmesi durumunda ne yazık ki anne olmayı bile engellemektedir. Çikolata kisti hastalığı, rahmin içini dolduran doku tabakasına ait hücrelerin yumurtalıklar, bağırsaklar, mesane gibi rahim dışında başka bir organda yerleşip büyümesiyle ortaya çıkıyor.

DOKTOR KONTROLLERİNİZİ İHMAL ETMEYİN!

Yüksek risk grubunda olan kadınların bu hastalığa özellikle dikkat etmeleri gerekiyor. Bu grupta olan kişiler; hiç doğum yapmamış olmak, erken yaşta adet görmeye başlamış olmak, düşük beden-kitle indeksi, alkol tüketimi, Endometriozis hastası bir veya daha fazla yakın akrabaya sahip olmak (anne, kızkardeş, teyze, hala gibi). Bu kişiler diğerlerine göre yüksek risk grubu oluşturmaktadır ve diğerlerine göre daha dikkatli olmaları önerilmektedir. Çikolata kisti olan kişilerin doktor kontrollerini ihmal etmemelerinde fayda var. Uzmanlar, hastalığın ilerlememesi için kontrollerinize düzenli olarak gitmeniz gerektiği konusunda uyarıyor.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!