PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

EY Kurumsal Yatırımcı Araştırması 2024 yayımlandı

EY Kurumsal Yatırımcı Araştırması 2024 yayımlandı

Foreks – Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY, bu yıl 11. kez düzenlenen, varlık yöneticileri, sigorta ve emeklilik fonları gibi çeşitli yatırım firmalarından 350 karar vericinin katıldığı Kurumsal Yatırımcı Araştırması 2024 raporunu yayımladı. Araştırma, sürdürülebilirlik stratejilerinin yatırım kararlarında nasıl bir rol oynadığını ve bu raporları yatırım kararlarında nasıl kullandığını inceliyor. Sonuçlar, yatırımcıların ESG’ye dair söylemleriyle eylemleri arasında bir uyumsuzluk olduğunu ortaya koyuyor.

EY’ın araştırması, sürdürülebilirlik stratejilerinin ve yatırımcı kararlarının birbiriyle uyumlu hale getirilmesine yönelik şirketlere değerli bir yol haritası sunuyor. ESG yatırımlarına yönelik yaklaşımları inceleyerek dikkat çekici sonuçlar ortaya koyan rapora göre; araştırmaya katılanların %88’i şirketleri için ESG’ye yönelik bilgilerden geçtiğimiz yıl daha fazla yararlandığını söylüyor. Bu sonuç, kurumsal raporlamadaki büyümeyi yansıtmasına rağmen ESG konularının karar alma süreçlerinde henüz yeterli düzeyde bir öncelik olmadığını da gösteriyor.

Yeşil aklama (greenwashing), yatırımcı güvenini zedeleyen önemli bir tehdit oluşturuyor

Araştırmaya katılan yatırımcıların %85’i, yeşil aklamanın ve yanıltıcı sürdürülebilirlik performansı beyanlarının beş yıl öncesine göre daha büyük bir sorun olduğunu belirtiyor. Buna karşın, ankete katılan yatırımcıların %93’ü şirketlerin karbon azaltma ve sürdürülebilirlik hedeflerini başarıyla gerçekleştireceğine dair güven duyuyor. Ancak, EY’ın 2024 Küresel Kurumsal Raporlama Anketi, finans liderlerinin yalnızca %47’sinin kuruluşlarının sürdürülebilirlik önceliklerini ve hedeflerini zamanında yerine getireceğine inandığını gösteriyor. Bu uyumsuzluk, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma konusunda hala ciddi zorluklarla karşılaştığını ortaya koyuyor. Yatırımcıların bu süreçte, şirketlerden geçiş planları yayımlamalarını ve iklimle ilgili girişimlere yönelik finansal taahhütlerini açıklamalarını talep etmesi kritik bir önem taşıyor.

Finansal olmayan raporlama standartları yetersiz kalıyor

Araştırma ayrıca şu noktaya dikkat çekiyor: Yatırımcıların %36’sı şirketlerin finansal olmayan raporlama alanındaki ilerlemesini yeterli bulmuyor. Katılımcıların %80’i bu raporların daha net ve anlamlı olması, diğer şirket raporlarıyla karşılaştırılması ve zıtlıkları ortaya koyması gerektiğini belirtirken, %64’ü sürdürülebilirlik beyanlarının bağımsız denetime tabi tutulması gerektiğini savunuyor.

Kısa vadeli kazançlara odaklanan yatırımcılar uzun vadeli etkilere yeterince odaklanmıyor

Yatırımcıların karar alma süreçlerinde yakın geleceğe bakma konusunda daha rahat olduğu görülüyor. Katılımcıların %57’si ESG’nin kısa vadeli etkilerini değerlendirebildiklerini belirtirken, uzun vadeli etkileri ve performansını analiz edebilecek donanıma sahip olduğunu söyleyenlerin oranı yalnızca %25 olarak öne çıkıyor. Sonuçlar, yatırımcıların ESG’ye olan yaklaşımlarında hem çelişkiler hem de önemli fırsatlar olduğunu ortaya koyuyor.

EY Kurumsal Yatırımcı Araştırması ile ilgili olarak EY Türkiye İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Ece Sevin şu değerlendirmelerde bulundu: “Yatırımcıların kısa vadeli getiriler ile uzun vadeli ESG faydaları arasındaki tercihi, sürdürülebilirlik stratejilerinin yatırım kararlarına daha derinlemesine entegre edilmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Çünkü birçok yatırımcı iklim değişikliği konusunda doğru adımlar atarken, bu adımları aksiyona geçirmede ve tamamlamada yeterince başarılı olamıyor. Bu araştırma, şirketlerin ESG faktörlerini sadece söylemlerle değil, somut eylemlerle de güçlendirmeleri gerektiğini vurguluyor. EY olarak, sürdürülebilirlik ilkelerinin uzun vadeli değer yaratma stratejilerinin ayrılmaz bir parçası olması gerektiğine inanıyor ve yatırımcıların ESG faktörlerini sadece yatırım kararlarında değil, iş modellerine de entegre etmeleri için rehberlik etmeye devam ediyoruz. Doğru bir şekilde ilerlenirse, iklim değişikliği projelerine yapılan yatırımlarda artış görülebilir. Bu da iklim finansmanı için ihtiyaç duyulan desteği sağlarken iklim değişikliğine karşı mücadelede önemli ve büyük dalgalar yaratabilir.”

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Aman Uzak Durun: Sıkça Mağdur Edebiyatı Yapan Kişilerin Manipülatif Olabileceğini Bilimsel Olarak Kanıtlayan Çarpıcı Araştırma

Mağdur edebiyatı yapan insanlarla mutlaka karşılaşmışsınızdır. Peki bu yola başvuran insanlar, mağduriyetlerini bizleri manipüle etmek için kullanıyor olabilir mi? Bu konuda yapılan bir araştırmayı sizlerle paylaşarak, bilimin ışığında bu soruya yanıt veriyoruz.

Literatürde yer alan “Signaling Virtuous Victimhood as Indicators of Dark Triad Personalities” (Erdemli Mağduriyet Sinyalleri: Karanlık Üçlü Kişilik Özelliklerinin Göstergesi) isimli bir çalışma oldukça çarpıcı sonuçlara ulaştı.

Söz konusu çalışma, bireylerin erdemli mağduriyet sinyalleri olarak tanımlanan ve halk arasında mağdur edebiyatı olarak bilinen durumu nasıl kullandıklarını ve bunun arkasında yatan kişilik özelliklerini tespit etmeyi amaçlıyor.

Sonuçlara geçmeden önce araştırmanın nasıl bir metodolojiye sahip olduğunu inceleyelim.

235 katılımcının yer aldığı araştırmada, katılımcıların yaş aralığının 18 ile 66 arasında değiştiğini, cinsiyet açısındansa dengeli bir dağılıma sahip olduğu belirtiliyor.

Söz konusu örneklem kapsamında, araştırma mağduriyet, erdem sinyalleri, Karanlık Üçlü kişilik özellikleri (narsisizm, makyavelizm, psikopati) ve etik dışı davranış eğilimlerini inceliyor.

Peki bulgular neyi işaret ediyor? Katılımcıların, mağdur edebiyatı yapan kişilere yardım etme eğiliminin daha fazla olduğu görülüyor.

Araştırma kapsamında mağdurluk, erdemli ve erdemsiz mağdurluk olarak ikiye ayrılıyor.

Erdemli mağdur dediğimiz kişiler, mağduriyet yaşadığını ifade ederken aynı zamanda ahlaki değerlerini ve topluma yararlı olma çabalarını da ön plana çıkaran kişiler olarak tanımlanıyor.

Öte yandan, erdemsiz mağdur olarak tanımlanan kişilerse mağduriyetini ifade ederken herhangi bir erdem sinyali vermeyen, hatta bazen ahlaki açıdan sorgulanabilir davranışlarla mağduriyeti destekleyen kişiler olarak nitelendiriliyor.

Bu doğrultuda, araştırma sonuçları katılımcıların erdemli mağdurlara daha fazla yardım etme eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar bu durumu, erdem sinyalinin mağduriyetin ahlaki bir zeminde algılanmasını ve yardım etme isteğini arttırdığı şeklinde yorumluyor.

En önemli bulgu ise, anti-sosyal davranışlar gösteren kişilerin erdemli mağduriyet sinyallerini daha sık kullanma eğiliminde olduğu!

Bulgular, makyavelist, narsist ve psikopat eğilimler taşıyan bireylerin, erdemli mağduriyet sinyallerini daha sık kullandığını gösteriyor.

Bu kişilik özelliklerinin manipülatif stratejiler geliştirmede etkili olduğu ve istediklerini elde etmek adına mağdur edebiyatı yaptıkları yorumu yapılıyor.

Ek olarak, erdemli mağduriyet sinyalleri veren bireylerin, aynı zamanda etik dışı davranışları daha fazla kabul etme eğiliminde olduğu görülüyor.

Araştırmacılar bu durumu, mağdur edebiyatına fazla başvurulmasının bireylerin sosyal normları ihlal etmesine ve kendi çıkarları için manipülasyon yapmasına zemin hazırladığı şeklinde yorumluyorlar.

Özetle, bu araştırma mağdur edebiyatına sıkça başvuran insanların bu yola manipülasyon amaçlı başvurma yatkınlığı olduğunu bilimsel bir temelde gösteriyor.

Tabii her araştırmada olduğu gibi bu araştırmanın da bazı kısıtları olabileceğini ve kendi örneklemi kapsamında genelleştirmenin doğru olduğunu vurgulayarak içeriğimizi noktalayalım.

Kaynak: Journal of Personality and Social Psychology

HSBC/ Ülgen: Piyasaya göre faiz indirimleri konusunda daha az iştahlıyız

HSBC Gelişmekte Olan Ülkeler Küresel Araştırma Başkanı Murat Ülgen Bloomberg HT’ye “Piyasaya göre faiz indirimleri konusunda daha az iştahlıyız. Küçük adımlarla gidileceğini düşünüyoruz” dedi. Ülgen ayrıca, yatırımcılar açısından Türkiye’nin öne…

HSBC Gelişmekte Olan Ülkeler Küresel Araştırma Başkanı Murat Ülgen, Bloomberg HT’ye HSBC’nin gelişmek olan ülkeler hakkında yayınladığı raporu değerlendirdi.

Rapor hakkında bilgi veren Ülgen, “Bu rapora HSBC gelişmekte olan ülkeler eğilim anketi de diyebiliriz. Üç ayda bir yaptığımız bir anket. Haziran 2020’den beri 17’nci kez her çeyrekte yatırımcılara fikirlerini soruyoruz. Bu araştırmayı, kamuoyu araştırma şirketi düzenliyor” dedi.

“Gelişmekte olan ülkelere karşı olumlu bir duruş var”

Araştırmada, yatırımcılara ilk olarak üç aylık dönemde gelişmekte olan piyasalar hakkında fikirlerini sorduklarını belirten Ülgen, yatırımcıların hala gelişmekte olan ülkelere karşı olumlu duruşlarını koruduklarını söyledi. Araştırma nakit seviyelerinin yılın ilk yarısına göre biraz yükseldiğini gördüklerini söyleyen Ülgen, “senenin ilk yarısında yatırımcılar nakit seviyelerini ciddi miktarı düşürmüşlerdi” diye ekledi.

Ülgen konuşmasına şöyle devam etti:

“Gelişmekte olan ülkelerle ilgili risk ortalama Haziran’da yüzde 6.2 iken Eylül’de 6.1’e gerilemiş. Kısaca özetlemek gerekirse, biraz nakit seviyesi yükselmiş, net eğilim olumlu yönde artı risk iştahı da fena değil. Bunların hepsini bir araya getirdiğinizde yatırımcılar gelişmekte olan ülkelere yatırım yapmak istiyor ama yatırım ortamındaki bazı belirsizliklerin ortadan kalkmasını istiyorlar. Kenarda bekliyorlar gibi bir hissiyat okuyoruz”

“Öne çıkan coğrafya Asya”

Yatırımcıların coğrafi tercihleri hakkında da değerlendirmede bulunan Ülgen, “Yatırımcıların coğrafi tercihi olarak Asya yöneliyor. Uzun süredir Latin Amerika’da sonra peyderpey Latin Amerika ağırlığı azalarak Asya’ya bir yönelim var. Öne çıkan coğrafya Asya” dedi.

Gelişmekte olan ülkelerin ticari aktivitelerinin Asya’ya çok bağlandığını vurgulayan Ülgen, “2021 yılında Çin, Dünya Ticaret Örgütü’nün bir parçası olduğunda gelişmekte olan ülkelerin Çin’e ihracatı yüzde 4 civarındaydı. Bugüne geldiğimizde yüzde 20’lerden bahsediyoruz. Çin’den gelen teşvik adımları gelişmekte olan ülkeler için çok cesaret verici. Bunun gelişmekte olan ülkeleri olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz. Çin’in bu yıl yüzde 5 büyüme tahminini rahat yakalayacağını düşünüyoruz” diye ekledi.

“Piyasaya göre faiz indirimleri konusunda daha az iştahlıyız”

Fed tahminlerini de paylaşan Ülgen, Fed’in küçük adımlar atmasını beklediklerini belirtti.

Ülgen, “Biz de faiz indirimi bekliyoruz. Amerika’daki ekonomist arkadaşlarımız da faiz indirimi bekliyorlar ama daha ufak adımlar şeklinde bekliyorlar. Bizim tahminimiz Kasım ve Aralık ayında 25 baz puan faiz indirimi. Önümüzdeki sene de birkaç 25 baz puan faiz indirimi bekliyoruz. Faizlerin yüzde 3,5 seviyesine gelip, Fed’in bir miktar soluklanıp beklemesini bekliyoruz. Fiyatlamalar biraz değişmeye başladı. Ekonomist arkadaşlarımızın Amerikan ekonomisinde hiçbir zaman resepsiyon beklentisinde olmadı. Ekonominin genel olarak gücünü koruduğunu düşündüler bu seneki büyüme tahminimiz yüzde 2,7, önümüzdeki sene yüzde 1,9; bu hala 30 küsür trilyon dolarlık bir ekonomi için çok ciddi büyüme rakamları, potansiyelin üstünde büyüme rakamları. Piyasaya göre faiz indirimleri konusunda daha az iştahlıyız. Küçük adımlarla gidileceğini düşünüyoruz” dedi.

“İbre Avrupa ve İngiltere Merkez Bankalarına dönmeli”

Çok fazla Fed tahminleri ve söylemlerine odaklanıldığını belirten Ülgen, “İngiltere Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası’nın da faiz indirimlerini devam edeceğini düşünüyoruz ama şöyle de bir görüşümüz var. Son dönemde çok fazla Amerikan Merkez Bankası ve Amerikan para politikası odaklı söylemler ve tahminler geliyor. Biz ibrenin biraz daha öbür tarafa dönmesini bekliyoruz. ‘Avrupa Merkez Bankası ne yapacak?’ orada enflasyon daha hızlı düşüyor ve aktivite Amerika’ya göre daha yavaş aslında orada sürekli bir faiz indirimi olması ekim ayından itibaren nötr seviyeye çekene kadar faiz indirimlerini hızla devam etmesini bekliyoruz. Aynı şekilde İngiltere Merkez Bankası’na faiz indirimleri devam etmesini bekliyorum. Doların lehine bir ortam bekliyoruz yıl sonu dolar/ euro tahminimiz 1.08 önümüzdeki dönem sonunda ise 1.05 olarak bekliyoruz” dedi.

“Türkiye öne çıkan ülkelerden biri”

Gelişmekte olan ülkelerde öne çıkan ülkeler hakkında da değerlendirmede bulunan Ülgen, “Çok belirsizlik var ama yatırımcıların daha çok ekonomi politikalarının güven verdiği, istikrarlı ilerlediği, yatırımcıların belli bir risk primi aldığı, maliye politikasında borçlanma ihtiyaçlarını azaldığı ülkelere odaklanacağını düşünüyoruz. Güney Afrika, Türkiye, Asya’da Hindistan, Latin Amerika’da Brezilya ön plana çıkan ülkeler bunları yoğun yatırımcı ilgisi görüyorum. Bunlarla görüşümüz olumlu politikaların doğru yolda ilerlediğini görüyoruz. Ekonomideki dengesizliklerin azaldığını yatırımcılar da böyle bölgelere böyle ülkelere olumlu şekilde yöneliyorlar” dedi.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız! 

”Ne Alaka?” Diyebilirsiniz: Tutkunun Mutluluğumuz Üzerinde Oldukça Büyük Bir Etkisi Olduğunu Gösteren Çarpıcı Araştırma

Mutluluğumuzun ardındaki gizemli etmenler sizce neler olabilir? Örneğin tutku mutluluğumuz üzerinde önemli bir rol oynuyor olabilir mi? Bu konuda yapılan bilimsel bir araştırmanın sonuçlarını sizlerle paylaşıyoruz.

2024 yılında yayımlanan “Who’s the Happiest and Why? The role of passion and self-regulation in psychological well-being” (En Mutlu Kim ve Neden? Psikolojik refahta tutku ve öz düzenlemenin rolü) isimli güncel bir çalışma dikkat çekici sonuçlara ulaştı.

Yapılan araştırma, mutluluğu en yüksek seviyede yaşayan bireylerin hayatlarında hangi faktörlerin ön plana çıktığını tespit etmeyi amaçlıyor.

Bulgulara geçmeden önce araştırmanın metodolojisini incelemekte fayda var.

Araştırma kapsamında beş farklı çalışma yürütülüyor.

İlk iki çalışmada bireylerin farklı yaşam alanlarında (akademik çalışmalar, hobiler, romantik ilişkiler ve arkadaşlıklar) ne kadar tutkulu oldukları ve bunun mutluluklarına nasıl katkı sağladığı inceleniyor.

Sonraki çalışmalardaysa, duyguların bu süreçte nasıl bir aracı rol oynadığı ve bireylerin yaşamlarındaki farklı motivasyonların mutlulukları üzerindeki etkileri inceleniyor.

Bu bağlamda, araştırma uyumlu ve takıntılı tutku olmak üzere tutkunun iki türünün bireylerin psikolojik iyi oluşları ve mutluluk seviyeleri üzerindeki etkisini inceliyor.

İlk çalışmada 260 katılımcı, diğer çalışmalardaysa toplamda yaklaşık 1700 katılımcı araştırmaya dahil ediliyor.

Katılımcıların, yaşları 18 ile 25 arasında değişen Amerika ve Kanadalı üniversite öğrencilerinden oluştuğu ifade ediliyor.

Şimdi bulguları incelemeye hazırız. Sonuçlar tutkulu bireylerin yaşamın farklı alanlarında daha mutlu olduklarını gösteriyor.

Uyumlu bir tutkuya sahip bireylerim yaşamın akademik, sosyal ve romantik olmak üzere çeşitli alanlarında daha yüksek mutluluk seviyelerine sahip olduğu görülüyor.

Araştırmacılar bu durumu, uyumlu tutkunun, bireylerin sevdikleri aktivitelere tamamen odaklanmalarını ve bu aktivitelerden keyif almalarını sağlaması şeklinde yorumluyor.

Takıntılı tutkuya sahip bireylerinse, zaman zaman mutluluk bildirseler de genel olarak daha yüksek stres ve olumsuz duygular yaşadıkları gözlemleniyor.

Yani, takıntılı tutkunun bireylerin sevdiği aktivitelerden bile stres ve baskı hissetmelerine yol açarak mutluluğu olumsuz etkilediği belirtiliyor.

Olumlu duygularınsa, bireylerin tutku seviyeleri ile mutlulukları arasındaki bağı güçlendiren önemli bir aracı rolü oynadığı görülüyor.

Uyumlu tutkunun olumlu duyguları arttırdığı ve bu duyguların da uzun vadede bireylerin mutluluklarını pekiştirdiği yorumu yapılıyor.

Özetle, incelediğimi araştırma bireylerin mutluluk düzeylerinin yaşamlarındaki tutku ve motivasyon biçimlerinden büyük ölçüde etkilendiğini ortaya koyuyor.

Tabii her bilimsel araştırmada olduğu gibi bu araştırmanın da bazı kısıtları olabileceğini ve kendi örneklemi kapsamında genelleştirmenin doğru olacağını hatırlatarak içeriğimize bir nokta koyalım.

Kaynak: Motivation and Emotion

Yeni Bir Hücre Keşfedildi ( Varlığı 100 Yıldır Tahmin Ediliyormuş!)

Bilim insanlarının ‘EndoMac progenitörleri’ adı verdikleri yeni hücre keşfi, vücudun iyileşme sürecini önemli ölçüde etkileyebilir.

Avustralyalı bilim insanları, memeli canlıların iyileşme sürecine dair önemli bir keşfe imza attı. Araştırmacılar, farelerin aortunda bulunan yeni bir hücre türü keşfettiler. Bu hücre türü, bilim dünyasında uzun süredir varlığı tahmin edilen ancak şimdiye kadar doğrulanamamış bir hücreyi temsil ediyor.

Yeni keşfedilen hücrelere “EndoMac progenitörleri” adı verildi. Bahsi geçen hücrelerin, kan damarlarının büyümesini destekleyerek vücudun iyileşmesine katkıda bulunduğu anlaşıldı. Güney Avustralya Sağlık ve Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nden (SAHMRI) tıp bilimcisi Sanuri Liyanage, bu hücrelerin yaralanma ya da kan akışındaki bozulmalar durumunda hızla harekete geçerek, iyileşme sürecine yardımcı olduğunu belirtti.

EndoMac progenitörleri neden bu kadar önemli?

Araştırma ekibi, EndoMac progenitör hücrelerini farelerden izole ederek laboratuvarda kültürledi ve hücre kolonileri oluşturdu. Bu hücreler, diyabetik farelere enjekte edildiğinde yara iyileşmesini önemli ölçüde hızlandırdı. Yani kısaca bu durum, hücrelerin iyileşme sürecinde ne kadar etkili olabileceğini gösterdi.

Bu hücrelerin işlevini anlamak için öncelikle makrofaj hücrelerini incelemek gerekiyor. Makrofajlar, embriyo tarafından üretilen ilk bağışıklık hücreleridir ve yaşam boyu vücutta kalmaya devam ederler ancak bilim insanları, bu hücrelerin yetişkinlik döneminde kök hücreler tarafından yenilendiğini düşünüyorlardı. Son araştırmalar ise bazı dokularda bu kök hücrelerin temelden var olabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar şimdi ise insan vücudunda da benzer hücrelerin bulunup bulunmadığını araştırıyorlar. Elde edilen bulgular, kronik yaraların tedavisinde devrim niteliğinde olabilir.

Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Aslında Onu Yakından Tanıyorsunuz: Hangi Hayvanın Kalbi Dakikada Sadece ‘2’ Kez Atıyor?

Bir hayvan düşünün ki kalp atış hızını dakikada 2’ye düşürebiliyor. İnanması güç, değil mi? Bakalım hangi hayvanmış bu?

Çevremizdeki kedi, köpek, kuş dışındaki hayvanların bizden uzakta olmaları, onların ilginç ve benzersiz özelliklerini araştırmamıza engel değil.

Kimisinin, “mucizevi” denebilecek özellikleri var. İşte bunlardan biri de, bugün içeriğimizin konusu. Bir hayvan var ki, kalbinin atış hızını dakikada 2’ye düşürebiliyor.

Stanford Üniversitesinde bir araştırma yapıldı.

Goldbogen Laboratuvarında araştırmacılar, yaşayan en büyük memeli olan mavi balinanın kalp atış hızını ölçmeyi amaçladı ve araştırmayı yöneten Deniz Biyoloğu Jeremy Goldbogen, çalışmanın sonuçlarının değerli veriler sunduğunu söyledi. Kendi cümleleriyle:

“Mavi balinalar, yaşayan en büyük canlı ve uzun zamandır bizi büyülüyor. Onun sayesinde yaptığımız ölçümler, vücut kitle indeksi devasa olan hayvanların nasıl yaşadığını anlamamızı sağlıyor.”

Araştırmanın sonuçları, gerçekten hayret verici.

İnsanlar olarak ortalama kalp atış hızımız, dakikada 60 ila 200 arasında değişiklik gösteriyor. Hayvanların boyutları küçüldükçe kalp atış hızları düşerken boyutları büyüdükçe bu hız artıyor.

İnanılmaz özellikleri ve görünüşleriyle bizi hayrete düşüren mavi balinaların hiç şüphesiz en şaşırtıcı özelliklerinden biri, kalp atış hızlarının dakikada ikiye düşebilmesi.

Bu durum özellikle okyanıs yüzeyinde beslenirken meydana geliyor. En yüksek atış ise dakikada 37 olarak kaydedildi.  Bu da beslendikten sonra su yüzeyine çıktıklarında oldu.

Verilerin analizi, bir mavi balinanın kalbinin zaten sınırında çalıştığını gösteriyor; bu da onların neden daha büyük olmayacak şekilde evrimleşmediğini açıklayabilir.  

Böyle bir atış nasıl mı mümkün olabiliyor?

Araştırmacılar, böyledine şaşırtıcı derecede düşük kalp atış hızının, atımlar arasında ek kan akışını sürdürmek için yavaşça kasılan, kalbin kanı vücuda taşıyan bir parçası olan esnek bir aort kemeri ile açıklanabileceğini düşünüyor. 

Peki bunu nasıl ölçtüler?

Elektrokardiyogram (EKG) makinesini içinde barındıran bir takip cihazı geliştiren araştırmacılar, 22 metre uzunluğa sahip yetişkin bir erkek balinanın vücuduna bu cihazı yerleştirerek verilere ulaşabildiler. Hatta Goldbergen, süreci şöyle anlattı:

“Mavi balina bulmak epey zor çünkü okyanusun geniş alanlarına yayılıyorlar. Hem şansımız hem de deneyimlerimiz sayesinde botumuzla balinanın sol kısmında durduk ve cihazı, 6 metre uzunluğundaki bir karbon fiber çubukla, balina yüzeye çıktığı zaman kalbine en yakın bölgeye yerleştirdik.”

İşte mavi balinanın kalp ritimleri bu şekilde ölçülmüştü ve elde edilen veriler sonucunda kalp atış hızının dakikada 2’ye düşebildiği gibi inanılmaz bir bilgi elde edilmişti.

Kaynaklar: PNAS, Science, Stanford Üniversitesi

Hayvanlar dünyasından daha fazlası için:

Yeni Yapılan Bir Araştırmada Video Görüşmelerindeki Yorgunluğu Önlemenin Yolu Belirlendi!

Yeni bir araştırma, doğa manzaralarının video görüşmelerde yorgunluğu azalttığını ortaya koydu. Ekran arka planı önemli!

Video görüşmelerinin ardından yorgun hissetmek ekranınızdaki arka planla ilgili olabilir. Singapur’da yapılan bir araştırmaya göre, doğayı tasvir eden bir görüntü kullanmak yorgunluğu azaltmada etkili olabilir.

Singapur’da Nanyang Teknoloji Üniversitesi‘ndeki iki araştırmacı tarafından 22 ile 76 yaşları arasındaki 610 Zoom kullanıcısıyla gerçekleştirilen bu araştırmada sanal arka planların video konferans yorgunluğuna etkileri incelendi. Katılımcılar, arka plan tercihlerini takip etti ve genel, görsel, sosyal, motivasyonel ve duygusal yorgunluk hakkında soruları yanıtladı. Araştırma hareketli video arka planlarının en fazla yorgunluğa neden olduğunu bulanık arka planların ise olumsuz duygulara yol açabileceğini ortaya koydu.

Yorgunluğu azaltan doğa manzaralı arka planlar tercih edilmeli

Çalışmanın sonuçlarına göre, doğayı tasvir eden veya eğlenceli ve tuhaf arka planlar, video konferans yorgunluğunu en düşük seviyede tutuyor. İş toplantıları için, dağlar, ormanlar veya plajların görüntülerinin tercih edilmesi öneriliyor. Bu arka planlar kullanıcıların kendilerini daha profesyonel bir şekilde sunmalarına da yardımcı olabilir.

Araştırmacılar, sanal arka planların sadece dekorasyon olmadığını, kullanıcıların kendilerini nasıl algıladığını ve başkaları tarafından nasıl algılandığını etkilediğini vurguladı. Bu nedenle video görüşmelerinde daha az yorgun hissetmek için doğa temalı arka planların kullanılması faydalı olabilir.

Her Gün Düzenli Olarak Çikolata Yediğinizde Vücudunuzda Neler Olur? (Etkileri Sizi Epey Şaşırtacak!)

Çikolata, çoğumuzun çok sevdiği ve sık sık tükettiği yiyecekler arasındadır. Ancak düzenli tüketimde, vücudumuzda nasıl etkiler yaratacağı kafaları karıştırır. Sizce yararı mı daha fazla yoksa zararı mı?

Çikolata; bitter, beyaz ve sütlü olmak üzere üç ana türe sahiptir. Her birinin vücutta gösterdiği etkiler de farklılık gösterir.

Gelin, her gün düzenli olarak birkaç parça çikolata yediğimizde vücudumuzda neler olacağına bakalım. 

Bitter ve sütlü çikolata, kalp sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahiptir.

Bitter çikolata sütlü çikolataya göre daha yüksek oranda kakao içerdiği için flavonoidler açısından zengindir. Bu flavonoidler, kalp damar sağlığını destekleyen antioksidanlardır. 

Ayrıca bazı araştırmalar, düzenli olarak ve küçük miktarlarda bitter çikolata tüketmenin kan basıncını ve kolesterol seviyelerini iyileştirebileceğini gösterir. 

Yine 2018 yılında yapılan bir araştırma, her iki günde bir birkaç kare bitter çikolata tüketiminin, lipid seviyelerini düzenlediğini öne sürer. Ancak bu bulguları doğrulamak için elbette daha fazla araştırma gereklidir.

Bitter çikolatanın içerdiği yüksek magnezyum oranı, kasların gevşemesine yardımcı olabilir.

Bu sebeple bitter çikolatanın, adet sancılarını hafifletme noktasında etkili olduğu düşünülür. 50 gram bitter çikolata, her insanın günlük ihtiyacı olan magnezyum ihtiyacının %35’ini karşılar. Sütlü çikolatada ise bu oran %16’dır.

Ayrıca demir eksikliği, oldukça yaygın olan bir problemdir. Fakat bitter çikolata, bu soruna lezzetli bir çözüm üretebilir. Bitter çikolatanın 50 gramı, yaklaşık 6 miligram demir içerir ve bu da günlük demir ihtiyacının bir kısmı demektir.

Sütlü çikolata ise bitter çikolataya göre daha düşük bir demir oranına sahiptir. Bu sebeple doğru seçim, bitter çikolata olacaktır. 

Bitter çikolata şaşırtıcı bir şekilde beynin bilişsel fonksiyonlarını iyileştirebilir.

Bundan 5 yıl önce yapılan bir çalışma, 1 ay boyunca düzenli bitter çikolata tüketen kişilerin bilişsel işlevlerinde iyileşme gözlemlemiştir. Araştırmacılar bu etkiyi, çikolatanın içerdiği teobromin ve kafein benzeri bileşenlere bağlar.

Ancak bu yiyeceğin insan vücuduna bazı olumsuz etkileri de vardır. Kötü kolesterol, bunlardan biridir. Şöyle ki beyaz ve sütlü çikolatanın içerdiği yüksek miktarda doymuş yağ ve şeker, kalp sağlığı için risk oluşturabilir.

Fazla doymuş yağ ve şeker tüketimi, yüksek kolesterol ve kardiyovasküler hastalık riskini artırabilir. Bu sebeple çikolatayı aşırıya kaçmadan tüketmek oldukça önemlidir. 

Öte yandan 2022’de yapılan bir araştırma, bazı bitter çikolata markalarının kurşun ve kadmiyum gibi zararlı metaller içerdiğini öne sürmüştür. Bu metaller de uzun süreli tüketim durumunda çeşitli sağlık problemlerine sebep olabilir. Bu sebeple bitter çikolatayı düzenli olarak tüketirken dikkatli olmakta ve aşırıya kaçmamakta fayda var. 

Kaynaklar: Live Strong, Eating Well

İnsanların daha uzun yaşaması için büyük bir plan başlatıldı

Çinli araştırmacılar, insanların daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürmeleri amacıyla yeni bir uluslararası plan başlattı. İnsan Genom Projesi’nin (Human Genome Project – HGP) başarısını temel alan bu yeni aşama, dünya nüfusunun yüzde 1’inin, yani …

Çinli araştırmacılar, insanların daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürmeleri amacıyla yeni bir uluslararası plan başlattı. İnsan Genom Projesi‘nin (Human Genome Project – HGP) başarısını temel alan bu yeni aşama, dünya nüfusunun yüzde 1’inin, yani 80 milyon kişinin genomunun sıralanmasını/dizilmesini hedefliyor. Bu iddialı proje, genetik hastalıkların teşhis ve tarama testlerini geliştirmeyi ve halk sağlığında yeni bir dönem başlatmayı amaçlıyor.

Çalışmada Türkiye’de var

Proje, 15 ülkeden araştırmacıların ortak çalışmasıyla yürütülüyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bu ülkeler arasında Çin, ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya gibi bilimsel güç merkezleri de yer alıyor. HGP2 olarak adlandırılan bu ikinci aşamanın temel amacı, insan genomu üzerinde daha derin bir anlayış geliştirmek ve sağlıklı yaşam süresini uzatmak için genom bilgilerini kullanmak.

Hedef daha uzun ve sağlıklı bir yaşam

HGP2, ileri teknolojiler, veri analitiği ve müdahale yöntemlerini kullanarak, genetik hastalıkları önlemenin ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesinin yolunu açmayı hedefliyor. Hedeflenen ilk aşama dünya nüfusunun yüzde 1’inin genomunun dizilenmesi olsa da, proje bu oranla sınırlı kalmayacak. Araştırma ekibi, HGP2’nin küresel sağlık politikalarında yeni bir paradigma yaratarak tüm insanlığa sağlıklı ve uzun bir yaşam yolunu açacağını ifade ediyor.

İnsan Genom Projesi, 1990 yılında Amerikan doktor-genetikçi Francis Collins liderliğinde başlatılmış, finansmanı ABD tarafından sağlanmış ve 2003 yılında tamamlanmıştı. 3 milyar DNA harfini dizileyen bu uluslararası proje, atomu parçalamak ya da Ay’a gitmek kadar büyük bir bilimsel başarı olarak kabul ediliyor. O dönemki uluslararası konsorsiyuma Çin, İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya gibi ülkeler de katılmıştı.

Çin, bu projedeki rolünü 1999’da kurulan BGI Group ile üstlenmişti. Shenzhen merkezli bu araştırma kuruluşu, insan genomu diziliminde önemli bir rol oynamıştı. HGP2 projesi de Çinli bilim insanlarının girişimiyle doğdu. Çin’deki Fudan ve Peking Üniversitesi’nden araştırmacılar da projenin arkasındaki 21 kişilik uluslararası ekibe katkı sağlıyor. Projenin finansmanının ise mevcut ve gelecekteki ulusal girişim bütçelerinden, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler’den sağlanması hedefleniyor.

Ekonomik etkisi de büyük

Araştırmacılar, genom dizileme maliyetlerinin 100 doların altına düşmesiyle kişisel genomların hızla daha erişilebilir hale geldiğini vurguluyor. 2011 yılında Battelle tarafından yayınlanan bir rapora göre, ABD hükümetinin İnsan Genom Projesi’ne (HGP 1) yaptığı 3,8 milyar dolarlık yatırım, ABD ekonomisine 796 milyar dolarlık katkı sağladı ve 244 milyar dolarlık kişisel gelir artışı yarattı. Ayrıca, proje 310.000 yeni istihdam oluşturdu. 2010 yılında genomik tabanlı endüstri, federal ve eyalet vergileri yoluyla hükümet yatırımını fazlasıyla geri kazandırdı. Yani bu proje sadece insan ömrüne katkı yapmayı hedeflemiyor, aynı zamanda ülke ekonomilerine de büyük katkılar sağlama potansiyeli güdüyor.

İlginç araştırma: Kötü dil bilgisi hataları kişide fiziksel stres yaratıyor

Yapılan yeni bir araştırmaya göre dil bilgisi hatalarının maruz kalanları gerçekten de fiziksel olarak strese girdiği keşfedildi.

Yapılan yeni bir araştırmada, hatalı cümlelerin dinletildiği kişilerin kalp atış hızları ölçüldü. Araştırma sonuçlarına göre dil bilgisi hatalarının, buna maruz kalanları gerçekten de fiziksel strese soktuğu keşfedildi.

Özellikle kendimizi yazılı olarak ifade ettiğimiz sosyal medya mecralarında kullanıcıların yazım yanlışlarıyla karşılaştığınızda ne hissediyorsunuz?

Yazılanı anlamakta zorlandığınız muhakkak. Muhtemelen aynı tweet’i veya Instagram postunu tekrar okumanız gerekiyor. Belki içinizden o kişinin kendi anadilini doğru düzgün bilmemesine şaşırıyor, özensizliğine sinirleniyorsunuz. Peki ya stres? Kendinizi gergin hissediyor musunuz? Hissediyorsanız sakın buna şaşırmayın ve “takıntılıyım” diye düşünmeyin. Çünkü yapılan yeni bir çalışma gösteriyor ki, dil bilgisi hatalarının, buna maruz kalanları gerçekten de fiziksel strese sokuyor.

Gelin araştırmaya daha yakından bakalım…

Heart Rate Variability, kısaca HRV, “Stres ve Kalp Atış Hızı Değişkenliği” anlamına geliyor. HRV, hem dinlenme durumunda hem de egzersiz sırasında kalbinizin ne şekilde çarptığını tanımlamaya yarıyor.

HRV ölçümlerine göre bir kişinin ardı ardına gelen kalp atışları arasındaki aralıkların uzunluğu, kişi rahat olduğunda ortaya çıkıyor. Ancak stresli olduğunda daha düzenli hale gelir.

Yazının başında bahsettiğimiz araştırma, yazım yanlışlarını görenlerin veya dil bilgisi hatalarını işitenlerin vücudunda fiziksel stres belirtilerinin ortaya çıkabileceğini gösterdi.

Hakemli bilimsel dergi Journal of Neurolinguistics‘te yayımlanan araştırmanın başyazarı Dagmar Divjak, dil bilgisi ve fizyolojik tepkiler arasındaki ilişkinin daha önce yalnızca beyin aktivitelerini tarama veya göz hareketlerini izleme gibi yöntemlerle incelendiğini belirtti. Ancak yapılan bu araştırmada, bu sefer fiziksel tepkiler de ölçümlendi.

Otonom sinir sistemi kalp atış hızını kontrol ediyor. Bu nedenle araştırmacılar konuyla ilgili daha çok bilgi edinmek için dil bilgisi hatalarının dinletildiği kişilerin kalp atış hızlarındaki değişkenliği izledi.

Bu değişkenlik, stresin önemli göstergelerinden biri. Kalp atışları arasındaki aralıklar, kişi stresliyken daha düzenli, rahatken daha değişken olma eğiliminde.

ÇALIŞMADA KATILIMCILARIN KALP ATIŞ HIZLARI ÖLÇÜLDÜ

Çalışmada Britanya İngilizcesi konuşan 41 kişiye ses kayıtları dinletildi. Bu esnada katılımcıların orta parmaklarına takılan bir sensör, kalp atış hızlarını ölçüyordu.

Katılımcılara dinletilen kayıtların yarısı, zorunlu olmadığı halde “a/an” (Türkçede ‘bir’ anlamına geliyor) eklenmiş veya gerekli olduğu halde “the” artikelinin (belirli bir nesneyi veya kişiyi işaret etmek için kullanılır) atıldığı dil bilgisi hatalarını içeriyordu.

Sonuçlar, dil bilgisi hatalarını dinleyen kişilerin kalp atış hızının değişkenliğinde kayda değer bir azalma olduğunu gösterdi.

Yani, dil bilgisi ihlallerine yanıt olarak HRV’de istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğu ortaya kondu.

KÖTÜ DİL BİLGİSİ STRESE SOKUYOR

Bulgulara göre, katılımcılar ne kadar çok hata duyarsa kalp atışları o kadar düzenli hale geliyordu. Bu da stres seviyelerinin yükseldiğini gösteriyordu.

Kaynak: Dagmar Divjak et al, Physiological responses and cognitive behaviours: Measures of heart rate variability index language knowledge, Journal of Neurolinguistics (2023). DOI: 10.1016/j.jneuroling.2023.101177

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!