Küresel ısınma ve iklim değişikliği birçok canlıyı olduğu gibi arıları da tehdit ediyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nde, artan sıcaklıklara dayanıklı olmaları için arıların genetiği değiştirildi.
Dünya çapında artan arı ölümlerine çözüm arayışına genetik bilimi de dahil oldu. Birleşik Arap Emirliklerinde genetik mühendisleri arıların DNA’sını değiştirdi. Amaç arıları küresel ısınmaya dayanıklı hale getirmek.
Sıcaklıkların 45-50 dereceye dayandığı zaman arıların hayatta kalamadığı belirtilirken, bunu çözmek için kraliçenin DNA’sına müdahale ediliyor. Bu sayede kraliçenin yumurtalarından gelişecek binlerce arı da sıcağa dayanıklı hale getirilmiş oluyor.
Dubai’ye bağlı Hatta bögesindeki bal arısı merkezinde 2 bin 500’den fazla kovan bulunuyor. Arıcılar, artan sıcaklıklardan etkilenen arıların nektar ve polen toplayamadığını belirterek küresel ısınmanın etkilerine dikkat çekiyor.
Sayılarında yüzde 35 düşüş var
Birleşmiş Milletler raporları, arı ve kelebek gibi polen taşıyıcılarının sayısında yüzde 35’lik bir düşüş olduğunu gösteriyor.
Yoğun tarım, küresel ısınma ve zararlı böceklerin artması, arıların hızla yok olmasına yol açıyor. Uzmanlar giderek artan arı ölümlerinin dünyadaki yaşamı tehdit ettiği uyarısında bulunuyor.
Zira Dünyadaki bitkisel besinlerin dörtte üçü, arı, kelebek, böcek gibi polen taşıyan canlılar sayesinde elde ediliyor.
Arıların dünyası , kovanlarının içindeki yaşamları her yönüyle sıradışı ve büyüleyici. Matematik zekalarından tutun da üremelerine, taht devirlerine kadar…
Arılar küçük beyinlerine rağmen gösterdikleri zekaları, çalışkanlıkları ve bal üretimleri ile doğanın en özel canlıları. Arıların gizemlerinden birisi de matematiksel becerileri olmuştur. Dünyada bizden daha eski olan arılar, doğanın en değerli halkası. Arılar olmasa masamızda olan ekmekten domatese, patatesten elmaya kadar hiç bir yiyecek olmazdı. O yüzdendir ki arılar yok olması kıyametin ve insanlığın sonu olarak görülür. Peki bir arının ömrü ne kadar, o ömürde bir arı ne kadar bal yapar, neden petekleri altıgen olarak tasarlar biliyor musunuz? O gördüğünüz kovanların içinde büyülü bir dünyaları var. Çiftleşmeleri de taht darbeleri de sıradışı. Arıların sırları sizi büyüleyecek:
Önce arıların matematik zekasının en önemli unsuru olan petekleriyle başlayalım. Arıların petekleri yuvarlak, kare değil de neden altıgendir biliyor musunuz? Aslında yuvarlak köşesiz bir ev inşa etmek altıgen inşa etmekten çok daha kolaydır. Örneğin kuşların yuvaları da bu sebeple daireseldir. Peki arılar neden kolay yolu seçmemiz dersiniz… Onların petekleri altıgen çünkü, altıgen en az balmumu harcayarak en sıkı paketin yapılmasının en verimli yoludur. Buna matematikte bal peteği sanısı adı verilir. Arıların peteklerinin altıgen yapısı için İskenderiyeli Pappu “ilahi bir simetri duygusuna sahipler” demiştir.
Önce arıların matematik zekasının en önemli unsuru olan petekleriyle başlayalım. Arıların petekleri yuvarlak, kare değil de neden altıgendir biliyor musunuz? Aslında yuvarlak köşesiz bir ev inşa etmek altıgen inşa etmekten çok daha kolaydır. Örneğin kuşların yuvaları da bu sebeple daireseldir. Peki arılar neden kolay yolu seçmemiz dersiniz… Onların petekleri altıgen çünkü, altıgen en az balmumu harcayarak en sıkı paketin yapılmasının en verimli yoludur. Buna matematikte bal peteği sanısı adı verilir. Arıların peteklerinin altıgen yapısı için İskenderiyeli Pappu “ilahi bir simetri duygusuna sahipler” demiştir.
Bakıcı arıların salgıladığı “arı sütü” ile beslenen larvaların kraliçe arıya dönüştüğü, çiçektozu ve bal karışımı (“arı yemi”) ile beslenenlerin ise işçi arı olarak geliştiği biliniyordu. Birçok araştırmacı arı sütünde bulunan maddelerin kraliçe arı gelişiminde rol oynadığını düşünüyordu. Yeni bir çalışmada ise işçi arıların beslendiği arı yeminin içindeki bitkisel RNAların, özellikle de mikroRNAların* (miRNA) işçi arıların gelişimini kontrol ettiği ve gelişimlerinde gecikmelere sebep olduğu görüldü.
Kraliçe arının çiftleşmesi
Kraliçe arı bir koloniyi ayakta tutan en önemli canlıdır. Kraliçe arının yumurta atması için daha öncesinden bir erkek arı ile çiftleşmesi gerekmektedir. Çiftleşen kraliçe arı ise ortalama 4-5 yıl yumurta atmaktadır. Kraliçe arı bir arı kovanının annesidir eğer anne yoksa yavruları dağılır ve söner gider. İşçi arılar kraliçe arının kovan içindeki etkinliğine bağlı olarak çalışırlar. Eğer kraliçe arı kovan içinde hareketli ve verimli ise diğer işçi arılarda ona bakarak daha fazla çalışır ve doğadan daha fazla bal ve yiyecek getirmeye çalışır.
Kovan içerisinde kraliçe arı yaşlı ve yumurta atmıyorsa işçi arılar yeni ana arının oluşması için çalışmalara başlarlar. İşçi arılar yine eski kraliçe arının atmış olduğu yumurtalardan herhangi birisine özel ilgi ve yoğun arı sütü ile beslediği zaman o gözdeki işçi arı daha büyük ve geniş olmaktadır. Bu şekilde olan arı ise doğduğu zaman kraliçe arı olmaktadır.
Yeni bir kraliçe arı ortaya çıktığında erkek arılar onunla çiftleşmek için peşine düşerler. Ortalama 10-15 erkek arı kıyasıya yarış yaparak en güçlü ve hızlı olan erkek arı bu kraliçe arı ile çiftleşir. Çiftleşmeden dönen kraliçe arı kovan önünü gelip erkek arının penisini çıkardıktan sonra kovanın içine girer. Ortalama 2-3 yıl çok verimli bir şekilde yumurta atar. 5 yıldan sonra ise o da eski ve yaşlı bir kraliçe arı olarak görülmeye başlar. Haliyle de kovanda taht değişimi vakti gelmiş demektir.
Rize’de, ayıların kovanlara saldırmasını önlemek isteyen bir vatandaş ilginç bir yönteme başvurdu. Hava ve gaz basıncı ile çalışan ilginç sistemin patlama seslerini duyanlar köylüler büyük bir şaşkınlık ve korku yaşadı., bahisnow, betist, Tumbet, Turkbet, Ultrabet, Vdcasino, Vegabet, Venusbet, Vforbahis, Wcasino, Wettenbet, Winxbet, Wonodds, Wsbets, Prizmabet,
Rize’de, ayıların kovanlara saldırmasını önlemek isteyen bir vatandaş ilginç bir yönteme başvurdu. Hava ve gaz basıncı ile çalışan ilginç sistemin patlama seslerini duyanlar köylüler büyük bir şaşkınlık ve korku yaşadı.
Rize’nin Çayeli ilçesinde yer alan Derecik köyünde arıcılık ile uğraşan Muharrem Çelik, kış uykusundan uyanıp, aç kaldığı için bölgeye inerek arı kovanlarını parçalayan ve yöre halkının evlerine zarar veren ayılara karşı ilginç bir yöntem buldu. Yaşanan problemi çözmek için birçok yol deneyen Çelik, sonunda yaklaşık 20 yıl önce dedesinden kalan ve zamanla arızalanan boru şeklinde olup, hava ve gaz basıncı ile çalışan sistemi devreye soktu.
Muharrem Çelik
“ÇIKARDIĞI SES BİR RAMAZAN TOPUNUN 2 KATI”
Dedesinden kalma ayısavarı tamir ettiren Çelik, onardığı mekanizmayı kovanların çevresine kurdu. Ayısavar zaman ayarlı sistemiyle belirli aralıklarda çıkarttığı ses ile ayıların kaçmasını sağladı. Ayılara karşı bulduğu çözüm hakkında konuşan Çelik, şu ifadeleri kullandı:
“Ayıları vuramadığımız için bir önlem almak istedik. Ne yapsak olmadı. Sonradan aklıma geldi. Dedemin bir makinesi olduğunu hatırladım. Dedik onu bir yaptıralım. Buda bir etki oluşturdu ayıya. Bazen uyanık olup geliyor ama bu makineden sonra gelemiyor. Rahat ediyoruz artık. Bunun üretimi yaklaşık 2002-2003 senelerinde vardı. Dedem peteklerle uğraşırdı. Dağa arı götürürlerdi. Her zamanda orada duramadığın için bir önlem almak istiyorlar ama ne yaptıysalar olmadı.
Rizede havan topu
Sonra böyle bir şey görünce ayıyı vurup içeri girmektense önlemi bunda bulmuş. İnsanlar sesten rahatsız oluyor ama yapacak bir şey yok. Yarım saat, 15 dakikada gibi dereceleri var. O sürede bir patlama yapıyor, adını ‘havan topu’ koyduk. Komşularımız biraz rahatsız ama verim aldık; işe yarıyor, ayılar gelmiyor. Çıkardığı ses, ortalama bir ramazan topunun 2 katı”
Rizede ayısavar
“PATLAMA SESİ OLUNCA ÖDÜMÜZ KOPUYOR”
Ayısavarın sesinden çok korktuklarını ve diken üstünde olduklarını dile getiren köylülerden Yunus Emre Dilmaç ise “Az önce ben de ses duydum, korktum. Sonra baktığımda Muharrem Çelik’in sisteminin olduğunu anladım. Geçenlerde arılara ayı dadanmış, epey bir kovana zarar vermişti. Çok fazla ses çıkıyor, bazen patlama sesi olunca ödümüz kopuyor” dedi.