PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Uraloğlu, İstanbul AirShow’un açılışında konuştu

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk Hava Yolları’nın (THY) uzun süredir yaptığı görüşmeler sonucunda dış hatlarda iki yeni rotaya daha uçacağını belirterek, “Böylece bu senenin sonunda dış hatlardaki uçuş nokta sayımızı 349’a çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi.

Avrasya havacılık ve havalimanları pazarının buluşma noktası olan 14. İstanbul AirShow 2024 Uluslararası Sivil Havacılık Fuarı’nın açılış töreni, Uraloğlu, THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, Sivil Havacılık Genel Müdürü (SHGM) Prof. Dr. Kemal Yüksek ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DMHİ) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Enes Çakmak’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

İnsanların artık “A noktasından B noktasına en hızlı, güvenli ve konforlu bir şekilde nasıl varırım?” sorusuna yanıt aradığını kaydeden Uraloğlu, “İlk önce gideceği yer havalimanına sahip mi, varsa uçak bileti bakıyor, yüksek hızlı tren var mı, kontrol ediyor. Yollarda en üst düzey kalite arıyor, otoyol, bölünmüş yol istiyor. Özetle yaşadığımız çağda artık ulaşılabilirlik ve hız faktörlerinin, hayatımızın her alanına radikal bir şekilde etki ettiğini görüyoruz ve gözlemliyoruz.” diye konuştu.

Uraloğlu, bugün vatandaşların bu taleplerine cevap veren bir Türkiye olduğuna dikkati çekerek, son 22 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı ulaştırma hamleleriyle Türkiye’ye çağ atlattıklarını söyledi.

2002’de toplam araç sayısının 8,5 milyon, bölünmüş yol uzunluğunun 6 bin 101 kilometre, şehirlerarası ortalama seyahat hızının 40 kilometre civarında olduğunu belirten Uraloğlu, “Bugün araç sayımız 30 milyonu aşmış olmasına rağmen yapmış olduğumuz bölünmüş yollarla, yine 30 bin kilometreye varan bölünmüş yollarla artık ortalama seyahat hızımız da 90 kilometreye çıkmış durumda. Bunu elbette bahsettiğim gibi bölünmüş yolları artırarak sağladık.

Yüksek hızlı trenlerle bugüne kadar yaklaşık 91 milyon yolcuyu seyahat ettirdik, yani ülke nüfusundan biraz daha fazlası. Havacılıkta ise dünyada en hızlı gelişim gösteren ülkelerden birisi olduk. Çünkü uluslararası düzeyde ülkelerimiz için vazgeçilmez olan ekonomik işbirliklerinin tesisi ve dış ticaret faaliyetlerimizin gelişmesi için gerekli olan en hızlı, güvenli ve konforlu ulaşım yolunun hava yolu olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu noktada bugün burada sadece havacılık ve uzay sektörünün geleceği için değil, ülkelerimizin ekonomik ve sosyokültürel geleceği için de bir araya gelmiş bulunuyoruz.”

”BU SENENİN SONUNDA DIŞ HATLARDAKİ UÇUŞ NOKTA SAYIMIZI 349’A ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”

Artık modern ekonomilerin başlıca özelliğinin çok uluslu üretim, ülkelerarası finansal akımlar ve uluslararası ticaret hacminin çok büyük boyutlara ulaşması olduğunu dile getiren Uraloğlu, “Kapılarını örtersen, gözlerini, kulaklarını kapatırsan, dünyadaki gelişmelere uzaktan bakarsan, dost da edinmezsin, bugünkü dünyada yer de bulamazsın. Devir artık ‘kazan-kazan’ devri… Hava yolu ulaşımı ise kazan-kazan devrinin en önemli dinamosu. Bu nedenle tüm dünyada hava ulaşımına verilen önem, diğer ulaşım modlarına göre daha hızlı bir şekilde gelişmektedir, artmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.

Sadece 4 saatlik uçuş süresiyle, 1,4 milyar insanın yaşadığı 67 ülkenin de merkezinde muhteşem bir lokasyona sahip olan Türkiye’nin gökyüzünde kurduğu köprülerle havacılık alanında Avrasya bölgesinde lider bir küresel havacılık merkezi olduğunu aktaran Uraloğlu, şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ‘dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak’ hedefiyle hareket ederek, ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Hava Ulaştırma Anlaşma’mız bulunan ülke sayısını 81’den, 173’e yükselttik. Böylece dış hatlarda 50 ülkede 60 noktaya uçuş gerçekleştirebiliyorken, uçuş ağımıza 286 yeni nokta ekleyerek 131 ülkede 347 noktaya ulaştırdık. Bu sayıyı arttırmak için yeni çalışmalara da devam ediyoruz.

Uzun süredir yaptığımız görüşmeler sonucunda Şili’nin başkenti Santiago’ya 18 Aralık 2024 tarihi itibarıyla THY ile İstanbul-Sao Paolo-Santiago hattında haftalık 4 frekans olarak seferlere başlamayı planlıyoruz. Böylelikle, THY Şili’ye ilk kez sefer gerçekleştirmiş olacak. Öte yandan, THY’nin 4 Aralık 2024 tarihi itibarıyla İstanbul-Kuala Lumpur-Sydney hattında seferlere başlamasını da öngörüyoruz. Bu yıl başlanan Melbourne seferlerinin ardından Sydney de Avustralya kıtasında açacağımız ikinci yeni nokta olacak. Böylece bu senenin sonunda dış hatlardaki uçuş nokta sayımızı 349’a çıkarmayı hedefliyoruz.”

”SON 22 YILDA HER 1,5 YILDA BİR HAVALİMANI AÇTIK”

İç hatlardaki aktif havalimanı sayısını 26’dan son olarak 10 Ağustos’ta hizmete açılan Çukurova Uluslararası Havalimanı ile 58’e çıkardıklarını, son 22 yılda her 1,5 yılda bir havalimanı açtıklarını dile getiren Uraloğlu, “Çukurova Uluslararası Havalimanı da hem bölgemizin hem de ülkemizin havacılık alanında uluslararası bir aktarma merkezi olması adına önemli bir yatırım oldu. Havalimanımız ile birlikte ülkemizin geleceğe açılan kanatları daha da büyüdü, daha da gelişti. 2018’de hizmete açtığımız İstanbul Havalimanı ile de bugün ülkemiz ve İstanbul, dünyanın en büyük küresel transit merkezlerinden biri haline gelmiş durumdadır. Avrupa’nın en yoğun havalimanı olarak yıllardır sahip olduğu birinciliği sürdürmeye de devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, sivil havacılık alanında çağ atlatan bu başarıları hayata geçirirken aynı dönemde yerli ve milli havacılık ve uzay teknolojilerini de geliştirerek, Türkiye’nin bu alanlarda uluslararası arenada söz sahibi ülkeler arasında yer aldığını bildirdi.

Türkiye’nin, bugün kendi yakın yörünge, gözlem ya da haberleşme uydularını geliştiren ve üreten bir ülke olduğunu anlatan Uraloğlu, “En önemli projelerimizden biri de hiç şüphesiz ilk yerli ve milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’dır. Bilindiği üzere uydumuzu temmuz ayında uzaya başarıyla fırlattık. Test süreçlerini başlattık. İnşallah en geç yıl sonunda uydumuzu devreye alacağız. Türkiye, TÜRKSAT 6A’dan edindiği tecrübelerle bölgesindeki ülkeler için haberleşme uydusu üretim merkezi haline geldi diyebiliriz. TÜRKSAT 6A’nın üretimiyle ülkemiz haberleşme uydusu üreten ilk 11 ülke arasında yerini aldı ve uydu ihracatçısı konumuna yükselmiş oldu.” değerlendirmesini yaptı.

”TÜRKİYE, AVRASYA’DAKİ HAVACILIK VE HAVALİMANI SANAYİSİ İÇİN ÖNEMLİ BİR LİDER ROL ÜSTLENMEKTE”

Uraloğlu, hava savunma sanayisine de değinerek, dünya güç dengelerini değiştiren, muharebe alanında çığır açan teknolojilere imza attıklarını, 2000’li yılların başında İHA’ları kimse bilmezken ilk milli uçuş bilgisayarını geliştirdiklerini ifade etti.

Savunma Sanayii Başkanlığı liderliğinde yürütülen çalışmalarla 2007’de Bayraktar Mini İHA, 2010’da Anka, 2014’te Bayraktar TB2 ve 2019’da da AKINCI’yı geliştirdiklerinin altını çizen Uraloğlu, “2022’de Bayraktar KIZILELMA’yı ve son olarak 5’inci nesil çok rollü savaş uçağı olan KAAN’ı gökyüzünde görerek bunlar gibi nice başarıya imza attık. Sivil havacılık sektörü ile havacılık ve uzay teknolojileri alanında çağ atlatan tüm bu projelerle birlikte, Türkiye, Avrasya’daki havacılık ve havalimanı sanayisi için önemli bir lider rol üstlenmektedir.” dedi.

Uraloğlu, havacılık sanayisinin sivil yönüne odaklanan ve tüm paydaşlarını bir araya getirerek uluslararası entegrasyona hizmet eden İstanbul AirShow’u çok önemli bir etkinlik olarak değerlendirdiğini dile getirdi.

Yerel ve küresel düzeydeki şirketler arasında yeni ortaklıklar ve işbirlikleri kurulmasına vesile olarak sektörün daha da büyümesine katkı sağlayacağına inandığını kaydeden Uraloğlu, “Bu tür etkinliklerle birbirine uzak coğrafyalarda olsa dahi ülkelerimiz arasında yapacağımız işbirlikleri ile uzakları yakın, ülkelerimizi komşu kapısı haline getireceğiz. Bugün bu birliktelik vesilesiyle yeni ortaklıklar, yeni pazarlar ve iş imkanları aralanacak. Ticaretimiz artacak, sosyal ve kültürel ilişkilerimiz hızlanacak böylece ülkelerimiz arasında yeni bir dönemi de başlatacağız. Başlamış ilişkileri de bu vesileyle geliştirmiş olacağız.” diye konuştu.

Uraloğlu, kendilerinin, Türkiye olarak tüm dünyayı sarmak istediklerini, Türkiye’nin parlak geleceğine sektör temsilcilerini de ortak etmek ve onlarla güçlü ortaklıklar kurmak istediklerini sözlerine ekledi.

Açılış konuşmasının ardından Uraloğlu, fuardaki stantları ziyaret ederek, firma yetkililerinden bilgi aldı.

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Kara Ağaç Destanı dizisinin 18. bölüm fragmanı yayınlandı! Kara Ağaç Destan yeni bölüm

23 Şubat itibariyle TRT 1 ekranlarında yer alan ve izleyicilerin favorisi haline gelen Kara Ağaç Destanı dizisi dikkat çekici olay örgüsü ve başarılı oyuncu kadrosuyla gündeme gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz Cuma günü dram ve heyecan dolu sahneleriyle ekranlara gelen popüler dizinin 18. bölüm tanıtım videosu yayınlandı., bahisnow, betist, Tumbet, Turkbet, Ultrabet, Vdcasino, Vegabet, Venusbet, Vforbahis, Wcasino, Wettenbet, Winxbet, Wonodds, Wsbets, Prizmabet,

23 Şubat itibariyle TRT 1 ekranlarında yer alan ve izleyicilerin favorisi haline gelen Kara Ağaç Destanı dizisi dikkat çekici olay örgüsü ve başarılı oyuncu kadrosuyla gündeme gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz Cuma günü dram ve heyecan dolu sahneleriyle ekranlara gelen popüler dizinin 18. bölüm tanıtım videosu yayınlandı.

HABERE AİT VİDEO İÇİN TIKLAYIN İZLE

TRT1 ekranlarının yeni dizisi Kara Ağaç Destanı dizisi, hem konusu hem de dikkat çekici karakterleriyle seyirciler tarafından yoğun ilgi almaya devam ediyor. Her hafta Cuma günü saat 20:00’da TRT 1 ekranlarında yer alan popüler dizinin yayınlanan ilk bölümünde olanlar dizi severler tarafından tam not aldı. Bölümün yayınlanmasından kısa bir süre sonra sosyal medyada gündem olan Kara Ağaç Destanı dizisi, Cuma günü yayınlanan bölümüyle adeta beğeni yağmuruna tutuldu. Peki, Kara Ağaç Destanı dizisinin konusu nedir, oyuncuları kimler? Dizinin 17. bölümünde neler yaşandı? İşte, dizinin 18. bölüm fragmanı ve detaylar…

KARA AĞAÇ DESTANI DİZİSİ 18. BÖLÜM FRAGMANI

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 17. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Asiye ve Naile’den hesap sormak isteyen Celal Ağa, onları sığındıkları Durdu Ana’nın konağından çıkarmak için bir oyun oynar. Asiye’yi konağa getirmeyi başaran Celal Ağa, onunla derin bir yüzleşmeye girer. Asiye için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

KARA AĞAÇ DESTANI 17 BÖLÜM

Ömer, Celal Ağa’nın yaptığı haksızlıkların bedelini ödemesini ister. Savcı ile görüşen Ömer, Celal Ağa ile ilgili bir delil bulmak zorundadır.

KARA AĞAÇ DESTANI 17 BÖLÜM

Ömer, Gülnaz’dan Kadri’nin yaşadığını öğrenir. Kadri’yi ikna etmekten başka çaresi yoktur. Celal Ağa, Ömer’in Kadri’nin peşinde olduğunu öğrenince ne yapacaktır?

KARA AĞAÇ DESTANI 17 BÖLÜM

 

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 16. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Büyük sırrı öğrenen Ömer için karar vakti gelmiştir. Ömer’in önünde artık iki yol vardır; ya susacak ya da her şeyin hesabını soracaktır. Sultan, Asiye ve Raziye, Ömer’i durdurmaya çalışsa da Ömer’in kararı ne olacaktır?

KARA AĞAÇ DESTANI 16 BÖLÜM

İçine şüphe düşen Celal Ağa, Raziye’nin doğumunu araştırmaya başlamıştır. Bu araştırma sonucunda Ayten’in, Raziye’nin ebesinin kızı olduğunu öğrenir. Asiye, Raziye ve Naile’yi karşısına alan Celal Ağa hakikati öğrenmek için şiddetle üzerlerine gider.

KARA AĞAÇ DESTANI 16 BÖLÜM

Sevdiklerinin tehlikede olduğunu öğrenen Ömer, bu olay üzerine kararını verir. Artık geriye tek bir soru kalmıştır. Büyük sırrı öğrenen Celal Ağa ne yapacaktır?

KARA AĞAÇ DESTANI 16 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 15. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Ömer ile Sultan, Celal Ağa’yı Merdo’nun elinden yaralı halde kurtarır. Ölümle yüzleşmek baba-oğul arasındaki buzları eritir. Ömer, bu süreçte Celal Ağa’nın yanında dururken Celal Ağa da ciddi bir karar alır.

KARA AĞAÇ DESTANI 15 BÖLÜM

Sultan, dengeleri altüst etmemek adına büyük sırrı Ömer’le paylaşmaktan vazgeçer. Ömer’in Gülnaz’dan ayrılıp Sultan’a kavuşabilmesi için Merdo sorununun çözülmesi gerekmektedir.

KARA AĞAÇ DESTANI 15 BÖLÜM

Ömer, hesaplaşmak için dört bir yanda Merdo’yu arar. Kader; Ömer, Sultan, Merdo ve Gülnaz’ı büyük bir yüzleşmenin eşiğine getirir. Artık herkes için karar vaktidir.

KARA AĞAÇ DESTANI 15 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 14. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Kara Ağaç’ta ekime devam eden taraflar ‘toprak kurdu’ sorunuyla karşı karşıya kalır. Ömer, ekim yapmayı imkânsız hale getiren bu problemin üstesinden gelebilmek için Osman Ağa’nın yıllar evvel ürettiği çözümü bulmak zorundadır.

KARA AĞAÇ DESTANI 14 BÖLÜM

Sultan’ın büyük sırrı bildiğini öğrenen Asiye ise zor ve acı verici de olsa kızıyla duygusal bir yüzleşme yaşar.

KARA AĞAÇ DESTANI 14 BÖLÜM

Bu durumda Sultan, gerçek annesiyle kavuşmanın coşkusu içindeyken sevdiği adamı kaybetmenin eşiğine gelmiştir.

KARA AĞAÇ DESTANI 14 BÖLÜM

Kavuşmalarının önündeki engelin sır olduğunu bilen Sultan, Ömer’e büyük sırrı açıklayacak mıdır?

KARA AĞAÇ DESTANI 14 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 13. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Sultan, Celal Ağa’nın safında yer alınca Ömer ve Raziye ile arası açılır. Ancak Celal Ağa, Sultan’a, Ömer’in yokluğunda işlerin başına geçmesini teklif eder.

KARA AĞAÇ DESTANI 13 BÖLÜM

Kara Ağaç topraklarında ekim zamanı başlamıştır. Ömer’in toprağında kimse çalışmaz. Yalnız kalan Ömer’in yardımına ise Raziye yetişir. Bu durum Celal Ağa’yı öfkelendirir.

KARA AĞAÇ DESTANI 13 BÖLÜM

Ömer’in tohum deposunu ortadan kaldırmak için plan yapan Celal Ağa, Ömer’i kaybetmekle karşı karşıya kalınca onu konağa getirmek için son kozunu oynar.

KARA AĞAÇ DESTANI 13 BÖLÜM

Ömer’in kararı ne olacaktır?

KARA AĞAÇ DESTANI 13 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 12. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Ömer, Celal Ağa’ya meydan okuyup kendi toprağının sahibi olduktan sonra baba-oğul arasında asıl mücadele başlar. Ekim zamanı yaklaşırken iki taraf da eksiklerini tamamlamak için harekete geçer. Ömer, Celal Ağa’nın tüm engellemelerine rağmen eksik olan tohumu bulabilecek midir?  

KARA AĞAÇ DESTANI 12 BÖLÜM

Diğer tarafta ise Celal Ağa’nın topraklarında ciddi bir su sıkıntısı vardır. Ömer’in yokluğunda işleri kendisi yürütmek zorunda kalan Celal Ağa, suyu bulabilmek için yoğun çaba sarf eder fakat umduğunu bulamaz. İmdadına ise Sultan yetişir.  

KARA AĞAÇ DESTANI 12 BÖLÜM

Taraflar, ekim şenliğinde karşı karşıya geldiğinde herkes acı bir şekilde anlar ki Kara Ağaç’ta safların ayrılma vakti gelmiştir.

KARA AĞAÇ DESTANI 12 BÖLÜM

Şimdi herkes için karar vaktidir.

KARA AĞAÇ DESTANI 12 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 11. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Kara Ağaç’ta herkes kana bulanan düğünün şokunu yaşar fakat Merdo’nun masum olduğunu düşünen Ömer için oklar Celal Ağa’yı gösterir.

KARA AĞAÇ DESTANI 11 BÖLÜM

Ömer, aradığı kanıtı bulduğunda ise baba oğul karşı karşıya gelir. Babasına meydan okuyan Ömer bu sayede yeni bir mücadeleye girer.

KARA AĞAÇ DESTANI 11 BÖLÜM

Sultan ise Ömer’in Gülnaz ile evlenmesinden dolayı kırgındır.

KARA AĞAÇ DESTANI 11 BÖLÜM

Düğünü kana bulayan Celal Ağa’nın zalim yüzüyle bir kez daha karşılaşan Sultan, Celal Ağa’nın gerçek hikayesini öğrenmeye karar verir.

KARA AĞAÇ DESTANI 11 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 10. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Öğrendiği sırla hayatı altüst olan Sultan, verdiği karar doğrultusunda Kara Ağaç’ta kalmaya verir. Diğer tarafta Ömer ile Gülnaz’ın düğün hazırlıkları tüm hızıyla devam etmektedir. Karaağaç’a has adetlerle yürütülen düğün süreci Ömer’e ağır gelir.

KARA AĞAÇ DESTANI 10 BÖLÜM

Bu süreçte Ayten, hapisten kurtulmak için sırrı Latif Bey’le de paylaşmaya karar verir. Latif Bey ise Celal Ağa’ya karşı kullanacağı bu fırsatı kaçırmaz.

KARA AĞAÇ DESTANI 10 BÖLÜM

Celal Ağa, sessiz ve derinden ilerleyerek büyük planına devam eder. Çünkü Celal Ağa, istediğini elde ederse Kara Ağaç’ın tek hâkimi ve artık rakipsiz olacaktır.

KARA AĞAÇ DESTANI 10 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 9. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Ölümden dönen Sultan, Ömer’i yanında göremeyince bir şeylerin ters gittiğini anlar ve Ömer’le yüzleşmesinden sonra onunla birlikte kurduğu hayali tek başına sürdürmeye karar verir.

KARA AĞAÇ DESTANI 9 BÖLÜM

Sultan, hem Celal Ağa’ya hem de Latif Bey’e karşı büyük bir mücadeleye girişir. Sultan’ı korumak için sevdasından vazgeçen Ömer ise düğün hazırlıklarının hızlanmasıyla sıkışıp kalmıştır.

KARA AĞAÇ DESTANI 9 BÖLÜM

Üzerine bir de Sultan’ın, Kara Ağaç’tan ayrılma kararıyla sarsılır. Ömer Sultan’ı kararından döndürebilecek midir?

KARA AĞAÇ DESTANI 9 BÖLÜM

Celal Ağa, konaktaki sırrın Ayten’de düğümlendiğini fark eder. Bir yandan sırrın peşine düşerken diğer yandan büyük planını gerçekleştirmeye devam eder.

KARA AĞAÇ DESTANI 9 BÖLÜM

Ayten’in can havliyle yaptığı son hamle ise Sultan’ın hayatını alt üst eder.

KARA AĞAÇ DESTANI 9 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 8. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Ömer, Merdo’yu kurtarmak için son bir gayret gösterse de çabaları karşılıksız kalır. Merdo’nun erkene alınan idamı herkes için büyük yıkım olur. Bu durumda Ömer, Latif Bey’e karşı savaşa açar. Can yakıcı bir saldırı hamlesi planlarken geçmişin karanlık sırları ortaya dökülür.

KARA AĞAÇ DESTANI 8 BÖLÜM

Bu mücadelede Ömer’în en büyük destekçisi olan Sultan ise Latif Bey’e meydan okur.

KARA AĞAÇ DESTANI 8 BÖLÜM

Celal Ağa, beşikte oğlunun isminin yazılı olduğunu gördükten sonra sırrı çözmek adına Asiye ve Naile’nin üzerine gider. Konakta ortaya çıkan karmaşa Ayten için bulunmaz bir fırsat olur.

KARA AĞAÇ DESTANI 8 BÖLÜM

Asiye ile Raziye’nin çocuklarını ayırma planında ise beklenmedik bir gelişme olur. Sultan’ın başına gelen olay her şeyi altüst eder ve Ömer, hayati bir kararın eşiğinde sıkışıp kalır.

KARA AĞAÇ DESTANI 8 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 7. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Ömer ile Sultan, Merdo’yu kurtarmak için aşklarından aldıkları güçle büyük bir mücadeleye girerler. İkilinin yakınlaşması ise Asiye ile Raziye için er ya da geç sırrın açığa çıkması anlamına gelmektedir.

KARA AĞAÇ DESTANI 7 BÖLÜM

İki anne, çocuklarını korumak için onları birbirlerinden ayırmaya karar verir. Asiye bunun üzerine, ailesiyle birlikte Devranoğlu Konağı’nı ziyaret eder.

KARA AĞAÇ DESTANI 7 BÖLÜM

Ömer, Sultan ve Gülnaz’ın gayretleriyle mahkemeye sunulan yeni delil, Merdo için umut ışığı olurken Latif Bey bu hamleler karşısında boş durmaz.

KARA AĞAÇ DESTANI 7 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 6. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Zeynep’in kocasının öldürülmesi, konakta şok etkisine neden olur. Herkesin gözü Celal Ağa’nın üzerindedir. Ya savaş büyüyecek ya da dökülen kanın diyeti ödenecektir. Peki, Celal Ağa, Latif Bey’in sulh için uzanan elini sıkacak mıdır?

KARA AĞAÇ DESTANI 6 BÖLÜM

Kara Ağaç’a dönen Raziye, Sultan’ı baraj hayalinden vazgeçirip bir an evvel geri götürmek derdindedir. Fakat Sultan, tam aksine projeye devam ederek süreci hızlandırır. Sultan’ın meydan okurcasına açıkladığı yeni harita, Kara Ağaç’ta dengeleri değiştirecektir.

KARA AĞAÇ DESTANI 6 BÖLÜM

Merdo’yu kurtarmak için harekete geçen Ömer’in önünde, Sultan’ın desteğiyle birlikte yeni bir yol açılır.  Ömer ve Sultan, bu kez ortak bir amaç uğruna yürümeye karar verirler. Artık onlar için Merdo’yu kurtarmak, Kara Ağaç’ın kaderini değiştirmek ile eşdeğer olur.

KARA AĞAÇ DESTANI 6 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 5. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Merdo’nun teslim olmasıyla, Gülnaz serbest bırakılır. Bunun üzerine Latif Bey, olanların hesabını tek tek sormaya başlar.

KARA AĞAÇ DESTANI 5 BÖLÜM

Kara Ağaç’ta, iki büyük aile arasında gerilim iyice artmaktadır. Celal Ağa, Latif Bey’in hamlelerini karşılıksız bırakmaz. Fakat Latif Bey’in, kendi ailesine uzanacak kadar ileri gidebileceğini de tahmin etmemiştir.

KARA AĞAÇ DESTANI 5 BÖLÜM

Bulduğu çaputla, sırrı çözmeye yaklaşan Sultan’ı ise Naile durdurur. Ömer ve Sultan’ın, Kara Ağaç’ın kaderini birlikte değiştireceklerine dair inançları günden güne pekişir. Artık gördükleri rüyaların gerçek anlamını sorabilecekleri biri daha vardır. Raziye, Kara Ağaç’a dönmüştür.

KARA AĞAÇ DESTANI 5 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 4. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Sultan’ın, Osman Ağa’nın ölümüyle ilgili söyledikleri ve Merdo’nun Latif Bey’e teslim edilmesi Ömer’i tamamen hayal kırıklığına uğratır. Merdo adım adım infaza götürülürken Ömer, onu kurtarmak için kendi yöntemleriyle hareket etmeye karar verir.

KARA AĞAÇ DESTANI 4 BÖLÜM

Sultan, babasının kendi eliyle yaptığı beşikte beklemediği bir gizemle karşılaşır. Bu gizemin peşine düştüğünde de beşiğin daha büyük bir sırrın parçası olduğunu anlar. İşin içinden çıkamayınca Sultan’ın yolu Asiye’ye düşer. Asiye bir yandan büyük sırrı açığa çıkarmakla tehdit eden esrarengiz kadınla baş etmeye çalışırken diğer yandan Sultan’ın zorlu sorularına cevap vermek zorunda kalır. 

KARA AĞAÇ DESTANI 4 BÖLÜM

Ömer’le arası bozulan Celal Ağa, tek varisinin elinden kaydığını gördüğünde, tavrını değiştirmeye karar verir. Ömer’i kaybetmeyi göze alamayınca Latif Bey ile karşı karşıya gelir. Uğradığı hakaretin karşısında Latif Bey, öyle bir hamlede bulunur ki Kara Ağaç’ta dengeler sil baştan değişir.

KARA AĞAÇ DESTANI 4 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 3. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Kara Ağaç’ta Rahim’in ölmesi bütün dengeler altüst eder. Latif Bey, yaptığı hamleyle Celal Ağa’yı zor bir durumun içine sokar. Çıkmaza giren Ömer’e ise gördüğü bir rüya yol gösterir. O yolun sonunda da karşısında Sultan’ı bulur.

KARA AĞAÇ DESTANI 3 BÖLÜM

Sultan, bir yandan Osman Ağa ile ilgili açığa çıkan sırrın ağırlığıyla savaşırken diğer yandan ise barajla ilgili kararını vermek üzere vicdanıyla baş başa kalır. 

KARA AĞAÇ DESTANI 3 BÖLÜM

 

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN 2. BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Sultan’ın aslında baraj yapımı için gelen bir mühendis olduğunu ilan etmesiyle herkes şok olur. Sultan, babası Osman Ağa’nın evine yerleşir. Fakat bu duruma ses çıkarmayan Celal Ağa’nın başka bir planı vardır. Ömer, istemediği bir evliliği yapmamak için direndikçe babasının karanlık yüzüyle tanışır. Ömer’in bir diğer sınavı ise Sultan’ladır. 

KARA AĞAÇ DESTANI 2 BÖLÜM

Onunla konuşarak hayatını düğümleyen baraj meselesini çözmeye çalışır. Asırlardır birçok sırra şahit olan Kara Ağaç, bu sefer Ömer için tarihi bir ana tanıklık eder.

KARA AĞAÇ DESTANI 2 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI’NIN İLK BÖLÜMÜNDE NELER YAŞANDI?

Harranlı Celal, Kara Ağaç’ın tüm topraklarına sahip olup kudretli bir ağa olsa da kendisine karşı gelen Osman Ağa ile başı oldukça derttedir. Celal Ağa topraklarına göz diktiği ve Kara Ağaç’a su getirmek için gece gündüz çalışan Osman Ağa’yı öldürtür. Fakat Osman Ağa’nın karısı ve Celal Ağa’nın karısının doğumu aynı anda başlayınca Kara Ağaç’ın kaderi dönüşü olmayan bir şekilde değişir. Asiye o gece dünyaya yine bir kız çocuğu getirir fakat Celal Ağa’nın erkek evlat hasretini bilen kâhyanın karısı Naile, Celal Ağa’nın Asiye’ye ve kızlarına zarar vermesinden korkarak Raziye’nin oğluyla Asiye’nin kızını değiştirir. Bu sayede Celal Ağa’nın Ömer isimli bir erkek evladı olurken Sultan ise Raziye ile birlikte şehirlerinden sürgün edilir.

KARA AĞAÇ DESTANI 1 BÖLÜM

Salim’in devesinin köyün ortasına çökmesi Celal Ağa’nın huzurunu kaçırır. Aynı süreçte Osman Ağa’nın kızı Sultan, yıllar sonra ettiği intikam yeminiyle Kara Ağaç’a geri döner. Fakat Sultan’ın geçtiği köprü çökünce Sultan, Kanlıdere’ye düşer. Durumu fark eden Ömer ise hemen suya atlayarak Sultan’ı kurtarır. 

KARA AĞAÇ DESTANI 1 BÖLÜM

Kara Ağaç’a yapılacak barajın önüne geçmek için Devranoğlu Latif Bey ile anlaşma yapan Celal Ağa, oğlu Ömer’in, Latif Bey’in kızı ile evlenerek topraklarını korumaya çalışır. Fakat Sultan’ı Kurtardıktan sonra konağına getirerek tedavi edilmesini sağlayan Ömer, Latif Bey’in kızı ile evleneceğini öğrenir. Bu fikir üzerine sinirlenen Ömer, bu anlaşmaya karşı çıkar. 

KARA AĞAÇ DESTANI 1 BÖLÜM

Ömer’in Celal Ağa’nın oğlu olduğunu öğrenen Sultan ise hiçbir şey demeden konaktan ayrılır. Ömer her yerde Sultan’ı ararken, Sultan’ın geride bıraktığı eşyaları Asiye’ye verilir. Asiye, Sultan’ın çantasından çıkan Osman Ağa’nın fotoğrafını görünce yıllardır özlemini çektiği kızının Sultan olduğunu anlar ve o sırada herkes Celal Ağa’nın emrini yerine getirmek için köy meydanında toplanır. Sultan uğursuzluk getireceğine inanılan devenin ayağa kalkmasını sağlarken köye baraj inşaatını getirecek mühendisin o olduğu da ortaya çıkar. Ömer ise o süreçte rüyalarında gördüğü kızın gerçekte kim olduğuyla yüzleşir.

KARA AĞAÇ DESTANI 1 BÖLÜM

KARA AĞAÇ DESTANI KONUSU NEDİR?

‘Firavun’un evinde Musa var artık…’ sloganıyla dikkat çeken dizi, içeriği hakkında gizem ve heyecanı ön plana çıkararak izleyicinin ilgisini çekmeyi hedefliyor. 1970’li yıllarda geçen bir toprak hikayesini temel alan Kara Ağaç Destanı dizisi , aile bağları, geçmişle yüzleşme ve toplumsal konulara odaklanarak izleyicilere etkileyici bir seyir deneyimi sunmaya hazırlanıyor.  

Kara Ağaç Destanı

KARA AĞAÇ DESTANI OYUNCU VE YAPIM KADROSU

Yapımını Motto Yapım’ın üstlendiği ve yapımcılığını Hasan Karul’un yaptığı ilgi çekici dizinin yönetmen koltuğunda ise Ufuk Hakan Eren oturuyor. Bir senaryo ekibi tarafından yazılan güçlü senaryoda ise yer alan karakterler ve dizinin oyuncu kadrosu şu şekilde…

Olgun Şimşek, Emre Kıvılcım, Meltem Akçöl, Özlem Conker , Hakan Boyav, Merih Öztürk’ün yanı sıra Ayten Uncuoğlu, Gülçin Hatıhan, İsmail Hakkı Ürün, Sevtap Özaltun, Oğulcan Arman Uslu, Mehmet Güler, Sekvan Serinkaya, Deniz Altan, Kenan Ciniviz, Eray Ertüren, Tuncay Beyazıt, Nurhayat Boz ,Mehmet Şeker, Sultan Sarohan, Taylan Meydan, Mert Karabulut, Halil Demir, Berfin Kıymaz, Adem Türkyılmaz, Alessa Dilara Demircan.

Kara Ağaç Destanı

KARA AĞAÇ DESTANI NEREDE ÇEKİLİYOR?

Aylarca süren titiz çalışmalar sonucunda Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinin terkedilmiş Soğanlı köyünde dönem atmosferine göre hazırlanarak plato kurulan Kara Ağaç Destanı dizisi, olay örgüsüne göre Nevşehir Ürgüp’te de çekiliyor. 1950 ve 1970’li yılları arasında Anadolu topraklarında geçen Kara Ağaç Destanı, iyiliğin yanında kötülüğün, varlığın dünyasıyla yokluğun gerçeğini yan yana anlatarak başarılı olay örgüsünün yanı sıra güçlü oyuncu kadrosuyla da dikkatleri üzerine topluyor. 

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Putin, Wagner liderinin biletini kesti: Öldürün onu

Rus lider Putin, kendisine karşı ayaklanan paralı asker örgütü Wagner’in lideri Prigojin’in ölüm fermanını imzaladı. Ukrayna Gizli Servisi’ne göre, Putin “Prigojin’e suikast” için düğmeye bastı. Belarus’a sığınan Prigojin sırra kadem bastı.

Emre ERGÜL

Kurban Bayramı haftasına damgasını vuran Kremlin-Wagner krizinde son perde: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin; Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun kendilerine yardım etmediğini bahane ederek, Ukrayna’da savaştıkları cepheleri bırakıp Moskova’ya yürüyüşe geçen paramiliter grup Wagner’in lideri Yevgeni Prigojin’in ölüm fermanını imzaladı.

İddiaya göre Putin, Belarus’a sığındığı söylenen ancak sınırdaki askeri hareket sonrası sırra kadem basan ve şu anda nerede olduğu bilinmeyen Prigojin’e suikast düzenlemesi için Rusya’nın istihbarat örgütü FSB’ye emir verdi. İddianın sahibi ise Ukrayna istihbaratının başındaki tümgeneral…

Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Ana Müdürlüğü Başkanı Kyrylo Budanov, The War Zone dergisine konuştu: “Prigojin’in isyan planlarından uzun süredir haberdardık. Wagner artık Putin’in Ukrayna’yı tam ölçekli işgalinde bizim için bir tehdit olmayacak. FSB’nin ona suikast düzenlemekle görevlendirildiğinin farkındayız.” “Bunu başarabilecekler mi?” sorusuna da Budanov şu cevabı verdi: “Zaman içinde göreceğiz.

Potansiyel suikast girişimleri hızlı olmayacaktır. Doğru yaklaşımları elde etmeleri ve ‘öldürme’ aşamasına gelmeleri biraz zaman alacak. ‘Bunu yerine getirmede başarılı olacaklar mı?’ Bu emri yerine getirmeye cesaret edebilecekler mi?’ İşte bunlar zor sorular.”

1980’de hapse girdi

Global Guardian adlı güvenlik kuruluşunda görevli analist Zev Faintuch da Prigojin’in Belarus’a kaçmasının Putin’e “zaman kazandırdığına” inananlardan: “Aşırı milliyetçi Rusların tepkilerinden çekiniyor. Bu tepkilerin azaldığını ya da azalacağını hissettiği gün, ondan (Prigojin’den) kurtulacaktır.”

Putin gerçekten gününü mü bekler, yoksa bu kalkışmayı sineye çekip Prigojin’i affeder mi, onu zaman gösterecek. Çünkü Prigojin’in hayatına baktığımızda onu en iyi tanıyan kişinin yine Putin olduğunu görüyoruz: Prigojin, 1961 yılında bugünkü St Petersburg’da doğdu. Babası daha küçükken öldü. Annesi bir hastanede çalışıyordu.

Küçük yaşta kayak yapmayı öğrendiği bir spor akademisine yazıldı. Mezun olduğunda ise profesyonel bir sporcu olacağına bir “suçlu” oldu. Mart 1980’de, henüz 18 yaşındayken, üç arkadaşıyla bir bardan çıkan Prigojin, tek başına yürüyen bir kadını, “Sigaranız var mı?” bahanesiyle yakalaşıp gasp etti. Çantası, küpeleri ve ayakkabılarını çaldığı kadını sert darbeyle yerde yarı baygın bırakıp kaçan Prigojin, 13 yıl hapis cezası aldı.

1990’da hapisten çıktığında Sovyetler Birliği can çekişiyordu. St Petersburg’a dönen Prigojin, evde yaptığı sosisli sandviçleri sokakta satmaya başladı. Ayda bin dolara yakın para kazanmaya başlamıştı. Kendi ifadesine göre, annesi “masaya koyduğu rubleleri saymakta zorlanıyordu.”

Elinde fenerle dolaşırdı

“Sosisli satarak hayat geçmez” diyen Prigojin, her gördüğü varlıklı kişilerle tanışarak şansını deniyordu. Arkadaş olduğu İngiliz otel yöneticisi Tony Gear ile ortak olarak bir lokanta açtığında yıl 1995’ti…Mutfağa önem veren ikili, lokantanın ismini kısa sürede herkese duyurdu.

Pop yıldızları ile iş insanları Prigojin’in mekânından çıkmıyordu. Kusursuzluğun peşinde olan “zor” bir patrondu Prigojin… Gear’ın dediğine göre, sabahları elinde fenerle lokantayı dolaşır masaların altında toz var mı yok mu diye bakardı…

Lakabı: Putin’in aşçısı

Prigojin’in hayatını iki olay değiştirdi: İlki, o zamanlar St Petersburg’un belediye başkanı olan Anatoly Sobchak’ın yardımcısı Vladimir Putin’in lokantasını ziyaret ettiği gündü.

Putin ile Prigojin kısa sürede arkadaş oldu. İkincisi de viyolonsel üstadı Mstislav Rostropovich’le tanıştığı gün oldu. Ünlü müzisyen, St Petersburg’daki evinde İspanya Kraliçesi’ni ağırladığında Prigojin’den eve yemek servisi yapmasını istedi. O artık kralların kraliçelerin yemekçisiydi… Putin, Rusya’nın devlet başkanı olduğunda da ilk talebi “Yevgeni’yi getirin buraya” oldu.

Prigojin, kısa sürede Kremlin’deki tüm resmi yemeklerden sorumlu kişi oldu. Artık o “Putin’in aşçısı” olarak anılıyordu. Bir süre sonra Prigojin’in kurduğu şirket, Moskova’daki tüm okullarda yemek dağıtmaya başladı. O artık bir milyarderdi. Çünkü “kazandığı ihale” onun cebine 10.5 milyar rublenin (253 milyon dolar) girmesini sağladı. Takvimler 2014’ü gösterdiğinde Putin, Kırım’ı ilhak etti.

“Aşçı” Prigojin bir anda kariyer değişikliğine gitti ve Wagner’i kurdu. Putin dışında Kremlin’deki herkes tepkiliydi çünkü Rus kanunlarına göre ülkede ordu dışında özel bir askeri grup kurmak yasaktı. Emir demiri kesti ve Putin’in emriyle Wagner’e Rusya’nın güneyindeki Molkino kentinde bir açık arazi tahsis edildi. Wagner, “çocuk kampı” olarak gösterilen yerde ilk eğitimlerine başladı.

Yıl: 2015… Prigojin, kazandığı 1 milyar sterlinlik ihaleyle tüm orduya yemek servis etmeye başladı. Üst düzey askeri kadroda Prigojin’e karşı ciddi bir rahatsızlık olsa da Putin, 2015 yılında “aşçı”yı ilk yurtdışı göreve gönderdi! “Prigojin’in catering şirketi,” Suriye’deki Rus askerlerine yemek servis ederken; “Prigojin’in paralı askerleri” de Suriye’de savaşıyordu.

“Korku salan bir lider”

Ona bu kadarı da yetmedi… Moskova’ya döndüğünde bir de medya ajansı kurdu. Yetiştirdiği bilgisayar korsanları, başta 2016 ABD Başkanlık Seçimi olmak üzere, tüm “düşman ülkeler”deki önemli olaylara müdahale etmeye çalıştı. FBI’ın arananlar listesine girdiğinde ve Wagner’i Afrika ülkelerine gönderdiğinde yıl 2018’di… “Lezzetli yemekleriyle ünlü aşçı” artık uluslararası bir suçluydu; çünkü Wagner’in askerleri hakkında görev yaptıkları her ülkede “cinayet, gasp, işkence, tecavüz” gibi suçlamalardan dosyalar hazırlanıyordu.

Fransa’ya kaçan eski bir Wagner komutanı, Prigojin’i “Korku salarak yöneten bir lider” olarak tanımlıyordu: “Çalışanlarına bağırır, gerekirse herkesin içinde küçük düşürürdü.” Kremlin’deki bazı yöneticilerin “Yok artık” dediği tarih Nisan 2018 oldu. Prigojin, hiçbir resmi ünvanı olmamasına rağmen Putin’in Madagaskar liderini ağırladığı masada yanında oturuyordu. 20’li yaşlarını hapiste geçiren, 30’larda milyarder olan, 40’larında savaşçılığa soyunan Prigojin bugün kayıp. Kendisini maddi manevi büyüten Putin’e isyan eden Prigojin’in Belarus’ta saklandığı düşünülüyor.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Diablo 4 Açık Beta Sonrasında Yapılan Güncellemeler #Harikabet #Hepbahis #Hepsibahis #Heybet

Pek çok alanda güncelleme kelam konusu…

Geçtiğimiz Mart ayında gerçekleşen Diablo 4 açık beta, oyuncuların ağır ilgisine maruz kalmıştı. Blizzard Entertainment tarafından paylaşılan istatistikler de bunun canlı bir örneği olmuştu. Hiç kuşku yok ki serinin yeni oyunu büyük bir sabırsızlıkla bekleniyor ve büyük buluşma için de 6 Haziran 2023 tarihini bekliyoruz. Yakın bir vakit evvel yeni bir açıklamada bulunan Blizzard Entertainment, Diablo 4 açık beta sırasında kullanıcılar tarafından yapılan geri dönüşlere bağlı olarak yapılan güncellemeleri duyurdu. Ayrıntılar haberimizde.


İlginizi Çekebilir: Diablo 4’ten Yeni Geliştirici Görüntüsü Geldi


Diablo 4 Açık Beta, Son Sürümü Şekillendiriyor

17 Mart ve 24 Mart hafta sonlarında, Diablo IV erken erişim ve açık betasında Korunak’ın küçük bir kısmı dünya çapındaki oyunculara açıldı. Bu süreçte oynama mühleti 61,5 saati aştı, 29 milyardan fazla canavar öldürüldü ve 2,6 milyon Beta Kurt Bohçası kazanıldı. Beta hafta sonu boyunca birçok oyuncu pahalı geri bildirimlerini paylaşmak için vakit ayırdı ve geliştirme grubu bunları oynanış bilgileriyle birlikte inceledi. Bu bilgiler ışığında oyunun haziran ayında çıkacak versiyonunda yer alacak çeşitli düzeltmeler ve güncellemeler yapıldı.

GÜNCELLEMELER

  • Mahzenler artık tamamlandığında her vakit bir sandık mükafatı sunacak. Ayrıyeten bir zindan aktifliğinin ortaya çıkma bahtı arttırıldı.
  • Bütün karakter sınıflarının çeşitli yetenekleri düzenlendi.
  • Bütün bölgeleri kapsayacak biçimde birçok zindanda geçilmiş kısımlardan geri dönme muhtaçlığını en aza indirmek ismine iyileştirmeler yapıldı. Zindan etkinliklerinin de ortaya çıkma bahtı artık daha yüksek.
  • T’chort, Malnok ve Vhenard üzere baş düşmanlar yakın dövüş karakterlerinin yaşadığı zorluk açısından tekrar değerlendirildi. Sonuç olarak akın ve dövüş mekaniklerinde değişikliklere gidildi. Kasap’ın zorluk düzeyi de tekrar ele alındı. Artık Dünya Kademesi III ve IV’te daha şiddetli bir gayret sunacak.
  • Çeşitli tecrübe düzgünleştirme düzeltmesi yapıldı. Tüm sınıflar artık uygun bekleme mühletlerine sahip kitle denetimi bozma yeteneklerine erişebiliyor.
  • Sohbetin artık ekranın sol tarafında görüntülenmesi ve baht serif yazı tipinin yeni bir serif yazı tipiyle değiştirilmesi de dâhil olmak üzere kullanıcı arayüzüyle ilgili çeşitli sıkıntılar giderildi.

Daha ayrıntılı bilgilere buradan göz atabilir iken, Diablo 4 hakkındaki tüm ayrıntılar için de resmi internet sayfasına uğramayı unutmayın.

Destiny II: Lightfall – İnceleme

Yarışmacımız Light yürüyor, Light hazırlanıyor… Harika bir düşüş!

Böyle direkt löks bir giriş yaptığım için özür dilerim lakin artık bunu daha fazla lisana getirmezsem patlayacağım: Lightfall konusunda başım çok karışıyor. Neyse ki biraz niyetlerimi toparlayabildim. Zira Lightfall’un çok düzgün yaptığı şeyler olduğu üzere çok makus yaptığı şeyler de var. Bu yeterli ve berbat çatışmasının da yaşanmasının sebebi The Witch Queen, yani bir evvelki ek paket. The Witch Queen harikaya en yakın ek paketlerden biriydi. O denli ki eski incelememe göz attığımda gördüm ki kendisine 9 puanı yakıştırmakla kalmamış Destiny tarihinin en âlâ ek paketi unvanını vermişim.

Vallahi dürüst olayım bu puanın ve kendisine yakıştırdığım unvanın gerisindeyim. Şahane bir kıssa ve anlatımı, Savathûn’un şahsen kendisi, raid’i, dönemleri, içeriği, fiyatsız güncellemeleri derken Lightfall’ın The Witch Queen’den nasıl daha yeterli olacağını daima merak ederek geçirdim bütün bir seneyi. Zira Bungie bana “yok canım bundan da daha yeterlisi olmaz artık” lafının gerçek olamayacağını, uygunun sonunun olmayacağını çoktan kanıtlamıştı. Her ay, her sene bir evvelkinden daha uygun bir şeyle karşılaştıktan sonra insan artık şaşırmamaya başlıyordu. “Bungie abi, yapıyor bu sporu!” demekten kendimi alamıyordum. Bu keyfimin, üzerinde en çok baş patlattığım Lightfall’da kesintiye uğraması sözün tam manasıyla afallattı. İncelemenin girişi, ek paketin kendisinden çok iç dünyamla olan uğraşımı anlatıyor üzere oldu lakin ne bekliyorduk, ne bulduk bunları anlatırsam çok daha rahat anlaşılacağımı düşünüyorum ve o yüzden hiç sürat kesmeden eteğimdeki taşları dökmeyi başlıyorum.

Bungie’nin anlatacakları… Yokmuş?

Lightfall konusunda bu kadar heyecanlanmamızın hiç elbet sebebi bu sene anlatacak kıssa. Zira Light-Darkness saga’nın sondan bir evvelki ek paketiyle karşı karşıya idik ve The Witch Queen’in vurucu finalinde tanıştığımız The Witness’a hiç bu kadar yaklaşmamıştık. Artık ismini, neye benzediğini biliyorduk ve 9 yıllık bir maceranın akabinde bu ayrıntılar bile artık hayranları heyecanlandırmaya yetiyordu.

The Witness bu vakte kadar gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyordu. Hem görünüş olarak, hem de güç olarak. Tanrı’lar öldürdük, vakit seyahatleri yapıp bütün alternatif gerçeklikteki Vex zihinlerini yok ettik, Black Garden’ın en taban köşelerine daldık ve bilinen son Ahamkara’nın kalbini söktük. Tüm bu maceralara karşın hiçbiri bir The Witness değildi. Tek bir el hareketiyle düşmanlarını liğme liğme edebiliyor, sözün tam manasıyla vakit ve yer tanımıyordu. O denli ki güçlerinin birazını bahşettiği müritlerinin hakkından gelmek bile tek başına bir çabaydı. The Witch Queen’de “Bu kadar mevt kâfi, bu kadar hayat kâfi.” demişti ancak bu tek kaşlı üzere görünen uzaylının gayesi neydi? Ve ek paketi oynayan biri olarak gönül rahatlığıyla söylebilirim ki: Daha evvel bildiklerimden daha fazlasını bilmiyorum!

Zaten Lightfall’un en en en büyük fiyaskosu tam olarak burada başlıyor. Öykü de, anlatımı da tam bir hayal kırıklığı. Bu vakte kadar yalnızca lore’larda anlatılan, oyunda hiç gösterilmeyen bir şeyi herkes biliyormuş üzere davranıyor, hiç sorgulamadan etmeden bağırlarına basıyor da artık şöyle bir sorun var sevgili müellif takımı BEN BİLMİYORUM O ŞEYİN NE OLDUĞUNU ALOOOO? Hollywood’dan fırlama çok klişe training build-up sahnesi izleteceğine biraz daha kendini anlatamaz mıydın yani? Ya da ne bileyim oyunu iki misyon daha uzatamadın mı? Husus Lightfall’ın öyküsü olduğu vakit en çok söz şu: Bilmiyorum. Bilmiyorum abi, bilmiyorum… Neden bu türlü bir anlatı tercih ettiniz, The Witch Queen üzere bir şeyi ortaya çıkabiliyorsa neden bu istikrar devam edemiyor? The Witch Queen’de de uzaktan çalışmıştınız, Lightfall’da da uzaktan çalıştınız. Bunu bir mazeret olarak sunabilir miyiz ki?

Bu kadar eyyorlandım fakat bir şeyi de itiraf etmeliyim ki ben öyküyü oynarken eğlendim. Hiç mutlu ayrılmadım ancak tekrar de eğlenmeyi başardım. Doğal bu biraz da yeni element Strand’le çok alakalı ancak atmosfer ve sanat tasarımı üzere ayrıntılar her zamanki üzere doruklarla. Bunlardan ileride ayrıntılıca bahsedeceğim o yüzden gözüme daha çok batan bir şeyden bahsetmek istiyorum: Karakter takımı. Takım demeye bin şahit, sayıyorum: Gardiyan (biz işte dümdüz), Osiris, ortada biraz Caiatl, Rohan, Nimbus, Calus, The Witness. Zavalla, Mara Gösteri falan H.E.L.M.’de kalmışlar haydi onları geçtik. Eris ortalıkta yok, Drifter desen nerede Allah bilir. Hani seslendirme bütçesi çıkışmadı dersin, karakter takımının azılığı bir kenara koyarsın, eyvallah. Pekala Nimbus’un insanı fıtık eden karakter gelişimine ne diyebiliriz ki?

Şimdi yiğidi öldür hakkını yeme, başka karakterler çok hoş resmedilmiş. Osiris’i hiç bu kadar gergin görmemiştik. O kadar paniklemiş ki kimi vakit bağırıyor, çağırıyor ve hatta kalp kırdığı oluyor. Hiç elbet ki bu “küçük” macerayı Osiris hiç unutmayacak. Öte yandan Rohan tam bir misyon adamı. Amiyane bir tabirle tatavasız bir kişiliği var. Düşmanımızın ortak olduğunu görünce derhal müttefik olmaya hazır olacak kadar rasyonel ve fedakar birisi. Hiç beklemediğim bir halde müttefikimiz Cabal imparatoriçesi Caiatl’ın geçmişinden bilgiler alıyor, düşmanımız Cabal imparatoru ve The Witness’ın en yeni müridi Calus’un şatafata olan düşkünlüğüne bir defa daha şahit oluyor, The Witness’ın en ufak bir yanılgıda müritlerine bile dünyayı dar edebilecek kadar tahlil odaklı biri olduğunu anlayabiliyoruz. Ancak o Nimbus… O bacağına s*çtığımın karakteri… Bu kadar cringe birisini yazmak için hakikaten büyük bir gayret gerekli. Kendisiyle birinci karşılaştığımda Cayde-6’in boşluğunu doldurmak için yazıldığını düşünmüştüm de ne büyük bir yanılgıymış. Bu fikrin en ufak zerresi bile Cayde-6’e saygısızlık olurdu! Karakter gelişimi, hah! Daha çok karakter gelişimin’t… Koca ek paketin tahminen de en vurucu (olması gereken) andan çok değil yalnızca 2 dakika sonra eski hâline geri dönüyor?! Tamam dostum Nimbus sen gelişme fakat gölge de etme öteki ihsan istemem.

Derdime Derman Spider-Man (Nimbus mizaj)

Hikaye, anlatımı ve karakterler cephesinde işler pek iç açıcı değil, pekala ya geri kalanlar? Sonuçta bir sene boyunca bizi oyalaması gereken bir ek paket var karşımızda. Sonda söylenmesi gereken şeyi başta söyleyip kurtulmak istiyorum ben: Lightfall’un kıssası dışında geri kalan HER ŞEYİ çok uygun. Oynanışı, içeriği, fiyatsız güncellemeyle değişen elementleri, dönem iktisadı, açık dünyası… Hani her şey derken abarttığımı düşünmeyin istiyorum. Bir defa daha üstüne bastırma konusunda hiçbir sorun görmüyorum HER ŞEYİ çok yeterli.

İlk başta Strand’i ele almak istiyorum. Kendisi kıssa boyunca da ismini sık sık duyduğumuz yeni alt sınıfımız. Kıssada biraz fazla yer almasından dolayı aramızdaki bağlantı biraz küskün başlasa da ilerleyen vakitlerde innnanılmaz eğlenceli bir alt sınıf olduğunu fark ettim. Strand’le alakalı söyleyebileceğim birinci şey artık, sonunda, çok şükür ve bu manaya gelen bütün öbür sözler, Destiny’de grappling hook atabiliyoruz. Üstelik o denli oyunun istediği sabit bir yere değil, her yere! İsterseniz havada bir boşluğa, isterseniz diğer bir Gardiyan’a, isterseniz direkt düşmanınıza ya da düşmanlarınızın gemilerine! Bomba slotunu kullanan bu kancayı birinci başta agresif olarak hiçbir biçimde kullanamayacağımızı düşünüyordum. Ama yanılmışım! Kancayı attıktan sonra zamanlamayı ayarlayabilirseniz karakteriniz bir ölçü öne atılarak bir akın da yapıyor ve bu taarruz düşmanlarınıza hiç de azımsanmayacak bir hasar veriyor. Hani “zaten her yere uçup kaçabiliyorsun hasar da vurmayıver” dememiş olmaları çok hoşuma gitti.

Hikaye misyonlarında Strand kökenli yeteneklerinizin yenileme müddeti epeyce kısa tutulduğundan bu kancayı gönül rahatlığıyla kullanabiliyorsunuz. Ancak ne vakit öykü bitiyor çok sert bir duvara tosluyorsunuz: E bu kancanın bekleme mühleti çok uzun?! Ama gerçek bir dizilim ve ufak bir grind’la bu sorunun üstesinden gelmek mümkün. Ayrıyeten Tangle ismi verilen topçuklara kanca atmak da bekleme mühletini büsbütün sıfırlıyor. Düşmanınıza Tangle’ı fırlatıp peşinden kancayla uçarak gitmenin verdiği zevk anlatılmaz. O denli ki Stasis dahil olmak üzere öbür alt sınıfların yüzüne uzun müddettir bakmıyorum.

Bu kadar ballandıra ballandıra anlattım lakin yanlış anlaşılmak istemem, Strand yalnızca grappling hook’tan ibaret değil. Düşmanlarınıza sözün tam manasıyla bola fırlattığınız bir bomba tipi de var. Bu bomba düşmanlarını bir kukla üzere kollarından üste yanlışsız bağlayarak hareketsiz kalmalarını sağlıyor. Bitmedi, son bir şeyden daha bahsedeceğim: Threadling’ler! Bunlar da yeniden bombalarla ya da sınıfınızın yeteneğini kullanarak ortaya çıkardığınız küçük böcükler. Şimdilik her sınıfta birbirinden farklı ikişer aspect, her sınıfta ortak olarak kullanılan on dört tane de fragment var. Şimdilik diyorum zira ilerleyen dönemlerde daha fazlasının geleceğini biliyoruz, Tıpkı… Tıpkı Statis’deki gibi! Mevzuyu şuraya bağlamak için Statis örneğini verdim: Strand’i ve fragment’lerini kasmak çok rahatlatılmış. Beyond Light’ta gelen Statis’i kasmak için kesinlikle quest’ini aldığınız aktiflik içerisinde, quest’in size emrettiği şeyi yapmanız gerekiyordu. Üstelik haftada yalnızca iki sefer yaparak timegate’liyordu. Artık bu türlü zoraki şeyler yok. Takın Strand’inizi istediğiniz yerde, istediğiniz üzere oynayın. Çiçek üzere olmuş diyorum yahu!

Tower-Neomuna Yolcuları Aracımız 5 Dakika İçinde Kalkacaktır

Destiny için bilim kurgu diyoruz natürel ki ancak atladığımız bir öbür etiket ise post apokaliptik oluşu. Last City sahiden de bildiğimiz tek kent olduğu için ismi Last City. Onun dışında Farm ismindeki ufak bir ömür alanına tanıklık etmiştik ancak Last City hariç rastgele bir kentleşme yapısıyla karşılaşmamıştık. Neptün hasebiyle Neomuna’ya kadar. Güneş Sistemi’nin başka gezegenleri Golden Age’de yaşabilir hâle getirilmiş olsa da düşman akınlarına yenik düşmüş bir biçimde tasarlanmış. Yıkılmış binalar, terk edilmiş sokaklar ya da yalnızca vahşiçe büyüyen otlar, ağaçlar… Ancak Neomuna neon ışıklarıyla parıl parıl parlayan bir kent.

Bu vakte kadar Neomuna diye bir yer olduğunu bilmiyorduk da nasıl öğreniyoruz bu da değerli bir soru. Neomuna’yı savunan Cloud Strider’lara konut sahipliği yapan bu kenti Osiris, Savathûn yüzünden (ya da sayesinde mi demeli) öğreniyor. Rohan ve Nimbus’un ırkı olan Cloud Strider’lar temelinde bizim hakkımızda birçok şeye vâkıf. Bize de hem Cloud Strider’ları hem de Neomuna’yı kefşetmek kalıyor. Kentte yaşayan vatandaşların bağlı oldukları CloudArk ağı, arcade oyun salonu formundaki Lost Sector’leri ve dikey mimarisiyle Neomuna, hakikaten de burada hayat olduğunu oyuncuya hissettirebiliyor.

Neomuna hoş, Neomuna tatlı… Pekala ya neler yapabiliyoruz bu Neomuna’da? Yaaani, dürüst olmak gerekirse başka Destiny gezegenlerinde ne yapabiliyorsak onu. Ekstradan iki içerik daha var lakin. Biri Terminal Overload, oburu ise Vex Incursion. Public event başında çalışan bu aktifliklerin bahsetmeye değecek çok büyük farklılıkları yok. Neomuna’nın silahlarını ve Exotic eşya elde etmenin en kesin yolu bu etkinliklerden geçiyor. Bungie’nin Exotic eşya elde etmek için yalnızca üst düzey Lost Sector farm’lanmasından rahatsızlık duyduğunu biliyorduk. Bu rahatsızlıklarını oyuna yeni bir aktiflik getirerek çözmeleri beğenilen olmuş.

Ek olarak şundan bahsetmek istiyorum ki Lightfall’un internet sitesinde Terminal Overload için 6 kişilik maç aramalı bir aktiflik olacağı söylenmişti. Bu da insanların akıllarına The Witch Queen’deki The Wellspring üzere bir deneyim getirmişti. Ancak durum o denli değilmiş. Azamî 3 arkadaşınızla birlikte aktifliğe girebiliyorsunuz girebilmesine de şöyle iki sorunum var: 1) Benim başka arkadaşlarımın başı kel mi, neden onlarla oynayamıyorum? 2) Âlâ de aga yeniden beni Neomuna’nın açık dünyasına atıyorsun ki, bu farklı bir aktiflik seçeneği değil. Oyuncular bu aktifliğin The Wellspring üzere olması için Bungie’ye baskılar uygulamaya başladı bile. Bakalım o cepheden ileride rastgele bir değişiklik olacak mı?

Seviyorum lakin kimi, En tatlı birisini…

…Zaten kafan karıştı biliyorum, Olsun baş harfleri söyler sana, Ne de olsa Destiny 2’yi artık bunsuz düşünmek sıkıntı aga… Bu çok makûs akrostişi anlamadıysanız… Mevzuyu döneme getirmeye çalışıyordum ya… Daima “Şimdi dönemi ek pakete dahil mi düşünmemiz gerekli, yoksa ayrıyeten mı ele almalıyız?” halinde bir beyin fırtınası yapıyordum da, artık saldım onu. Şayet ek paketin baz halini alırsanız yanında dönemi da otomatik olarak almış alıyorsunuz. Yani Bungie bile artık bu ikisini yekpare saymış ben saymasam kaç müellif?!

Season of the Defiance, Lightfall’un tam bittiği yerden bayrağı devralıyor. Reef’in kraliçesi Mara Gösteri bir kez daha bizle haşır neşir oluyor ve güçlerinden paylaşmaktan çekinmiyor. Queensquard yani Kraliçe’nin Muhafazası olarak bulunduğumuz bu dönemin içeriği de, loot’u da pek bir hoş. Kıssası konusunda bir şey söylemek şimdilik güç zira öteki dönemlerde da olduğu üzere hafta hafta ilerliyor. Benim burada daha çok değinmek istediğim şey, Bungie’nin artık sıkıcılaşmaya başlayan dönem iktisadını değiştirmeye ufak ufak başlıyor olması.

Shadowkeep’ten beri her dönemin kendine has bir para ünitesi olurdu. Bu para ünitesini en süratli elde etme yolu ise dönem aktifliğinin şahsen kendisini yapmaktı. Şayet ki gerçek upgrade’leri alırsanız dönem etkinliğinden bağımsız aktiflikleri oynarsanız da cüzi ölçülerde düştüğü oluyordu. Artık bu “para birimi”ni büsbütün kaldırmışlar. Alışkın olduğumuz vendorlar da dahil olmak üzere hepsi engram sistemine geçmişler ve bunu şimdiden söyleyebilirim ki şahane olmuş! Hem dönem etkinliğinde hem de Terminal Overload’ta bir anahtar tipi var ve bu anahtar loot almak için değil temelinde. Ekstra loot almak için. Hâl bu türlü olunca “anahtarım yok ya, en düzgünü oynamayayım” fikrinin önüne geçilmiş.

Bungie’nin ilerleyen vakitlerde dönem vendor’larının upgrade’lenmesini de kaldıracağını biliyoruz. Zira dediğim üzere Shadowkeep’ten beridir durum bu hâlde. Shadowkeep’ten beri diyorum da 1 Ekim 2019’dan beri dersem durumun ne kadar kıymetli olduğunu daha çok vurgularım sanırım. Çabucak çabucak 4 yıldır tıpkı tasarım anlayışı… Yuh…

Böyle build’in craft’layanı da olur evelallah!

Destiny’de dizilim yapmak, bilhassa son düzey içerik oynuyorsanız, çok değerli. Zira oyun üslubunuza direkt tesir ediyor. Yeteneklerinizin bekleme mühletini mi azaltacaksınız, onun yerine biraz can kazanmaya ne dersiniz? Ya da düşman saflarının içine dalacağınız için biraz dayanıklılık âlâ gelirdi değil mi? İşte tüm bu karar sistemleri zırhlarınıza taktığınız modlar, hasebiyle yaptığınız dizilimden geçiyor.

Destiny 2’de bu vakte kadar üç farklı dizilim tipi vardı. İsimleri: Charge with Light, Warmind Cell ve Elementel Well idi. Kimi vakit bu modlara güçlendirmeler geldi, kimileri zayıflatıldı derken muhakkak başlı metalar oluşmuştu. Örneğin kimse Warmind Cell kullanmıyordu. Charge with Light’a gelen nerf’ler yüzünden de Elementel Well kullanımı dominant bir biçimde görünüyordu. Lakin durum bir oldukça değişti. Warmind Cell’ler artık hayatımızda yok… RIP in Pepperonis’leriniz hazırsa teknik olarak artık Charge with Light ve Elementel Well de yok. Armor Charge isminde sentez bir sistem getirilmiş durumda.

Gerek muhteşem kullanarak öldürülen düşmanlarla, gerek taktığınız modların gerekliliklerini yerine getirerek düşürdüğünüz Orb of Power’ı aldığınız vakit bir tane Armor Charge kazanıyorsunuz. Ekstra modlar kullanarak üzerinizdeki azamî Armor Charge’ların ölçüsünü da müddetini de arttırabiliyorsunuz. Uzun lafın kısası sahiden de Charge with Light ile Element Well’in kusursuz bir birleşimi olmuş.

Eskiden zırhların Void, Solar, Statis üzere elementleri vardı. Bu yeni sistem duyurulmadan evvel Strand’in gelmesiyle nasıl yeni modlarla karşılacağımızı merak ediyordum. Sizin de fark ettiğiniz üzere “var-dı” sözünü kullanmıştım zira bu muhabbet de kaldırıldı. Artık her modu her zırhta gönlünüzce kullanabiliyorsunuz. Bunun da şöyle bir konforu var: Ben build’lerimi üçüncü parti bir internet sitesi olan Destiny Item Manager’e kaydediyorum mesela. Solar taktığım zırhımı öteki bir build’imde Void kullanmam gerekiyordu ve DIM bunu ne yazık ki yapamıyordu. Benim elimde manuel olarak halletmem gerekiyordu. Ancak artık bu türlü zahmete gerek yok, gerçi artık DIM’e de pek gerek yok!

DIM’in yapmış olduğu bu şeye, yani Loadout’lara SONUNDA oyun içerisinde de erişebiliyoruz. SONUNDA!!! diye bağırmamın sebebi, oyunun API’ı çöktüğü vakit DIM üzere üçüncü parti hiçbir şeyi kullanamıyor oluşunuz. Artık direkt oyunun içinde bulunduğu için tek tıkla karakteriniz oyuna hazır oluyor. Birinci başta 4 slot veriyor, hiç ölmeden tek başınıza Legend Lost Sector yaparsanız bu sayı 8’e çıkıyor. Ben çok kâfi buldum. Bütün gereksinimlerimi karşılıyor.

Tüm bu buildcraft’ın kökten değişimi, Loadout sistemi… Şunu demeye çalışıyorum: İşleri inanılmaz rahatlatıyor. Ben Destiny’de build yapmaktan çok keyif alıyorum. Bu mevzuda da çok iddialıyım laf ortamızda. Asla YouTube’dan build görüntüsü izlemem, kendi build’lerimi kendim yapardım. Bu değişikliklerle birinci karşılaştığımda eski sistemle kıyas ettiğimden bütün build’lerim çok makûs oluyordu. Makûs olması bir yana daima birebir modlardan birçok defa kullandığımı da fark edince Bungie’ye makus laflar hazırlamıştım. Sonra tövbemi bozup bu yeni sisteme dair bir tane görüntü izledim. Nöronu etkinleşen bir maymun olmuştum artık. Sistemi yeterlice anladığım için kendi build’lerimi yapmaya çoktan başladım. Evvelce sağlam mı olsam yeteneklerim daha çabuk mu gelsin diye düşürdüm. Çok sevdiğim bir İngiliz atasözü de der ki: Why not both?!

Düşüyor mu bu türlü?

Şimdi tek nefeste Lightfall’la gelen şeyleri saymaya çalışacağım: Kalitesi tartışmaya açık yeni kıssa vazifeleri, yeni açık dünya, yeni alt sınıf, iki yeni aktiflik, yeni quest’ler, yeni strike (bir tane olması üzücü), yeni raid, yeni düşman tipi olan Tormantor’lar, yeni dönem aktifliği, sayamayacağım kadar silah ve zırh, yeni Exotic’ler, yeni buildcrafting, Light alt sınıflar için yeni aspect’ler, yeni engram sistemi, Loadout sistemi, Comment sistemi, Guardian rank sistemi… Ve sanırım bu kadar. İlerleyen vakitlerde oyun içerisinde LFG sistemi geleceğini de biliyoruz. Bir öteki deyişle Destiny, yeniden yeni tekrar evrimleşerek gelişmeye devam edecek.

Eğer öykünün yarattığı hayal kırıklığından bir formda sıyrılmayı başarırsanız, ki ben başardım, Lightfall’dan keyif alacağınıza çok eminim. Birinci başlarda öykünün yarattığı hayal kırıklığı nedeniyle her çağdaş oyuncunun yapacağı üzere bir mühlet negatif inceleme bombardımanına tutuldu Lightfall. Kullanıcı puanlarını ve Steam’deki “çoğunlukla olumsuz” başlığını hak etmiyor. Şunu da hatırlatmakta yarar var ki, pazarlama takımının söylediği slogan “Sonumuz başlıyor” idi, “Sonumuz geldi” değil. Tahminen biz çok beklentiye girdik, tahminen de Bungie çok gazladı. Bildiğim tek şey şu ki Destiny şu an hiç oynanmadığı kadar çok oynanıyor ve büyük ihtimalle Bungie para sayma makinesinden gelen sesin konforunu sürüyor.

The Witch Queen incelemesinin sonunda yaptığım “En güzel ek paket mi?” kritiğini yapmak içimden gelmiyor dürüst olmak gerekirse. Hani olmadığı çok kesin zira. The Witch Queen, The Taken King, Forsaken üzere tepeyi oynayan ek paketlerin yanında Lightfall’a en güzeli demek nitekim haksızlık. Ama Curse of Osiris, Shadowkeep ve hatta tahminen Beyond Light varken de makus demeye insanın vicdanı el vermiyor. Umuyorum ki Bungie bütün kartlarını The Final Shape’e saklamıştır. Umarım saklamıştır zira The Final Shape’in kıssası Lightfall üzere olursa vah Bungie’nin haline.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet isimli bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir adedidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, sağlam ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en kıymetli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan karşılaşmaları üyeler bir fiyata katlanmadan istedikleri vakit takip edebiliyor. Böylelikle hem heyecanlı hem de çıkarlı bir bahis tecrübesi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol üzere tanınan spor kollarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için yalnızca siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız kafidir.

Prizmabet ayrıyeten üyelerine bol ölçüde bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te birinci üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu üzere farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve çıkarınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim kaideleri da hayli makul düzeydedir.

Prizmabet para yatırma ve çekme süreçleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin üzere farklı yollarla para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme süreçleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa müddette hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme süreçlerinde rastgele bir komite yahut kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı takviye hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı takviye grubu sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun yahut teklifinizi iletebilir ve anında tahlil bulabilirsiniz. Prizmabet canlı dayanak takımı profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en uygun bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de yararlı bir bahis tecrübesi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için şimdiki giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız! 

Resident Evil 4 ile Remake’in Acısıyla Tatlısıyla, Sürpriz Bozan Birtakım Farkları

Fazlası var, azı yok

Orijinal Resident Evil 4 ile Resident Evil 4 Remake ortasında irili ufaklı çok sayıda fark var aslında. İki oyunu da oynamamış olanlar için sürpriz bozan kimi bilgilerle karşılaşabileceğiniz ikazını yapıp çabucak listemize geçelim.

> Köy meydanında çanı şahsen kendimiz, ona ateş ederek çalabiliyoruz, meydandaki köylü akınını erken sonlandırabiliyoruz. Ayrıyeten burada ve başka yerlerde, Ashley’i(veya Louis’i) omzumuza alıp pencereden girmesini sağlayarak kilidini arttan açtığımız kapılar da bulunuyor.

> Bitores Mendez’in Leon’u gafil avlayıp bayıltarak esir aldığı ve sonra bedenine parazit yerleştirdiği kısım var ya hani? Leon bağlarından kurtulduktan sonra bütün silahı, alet edevatı envanterinde yerli yerinde duruyor oluyordu ve bu çok saçmaydı? Bu sefer ekipmanımızın elimizden alındığını fark ediyor ve köylülerin canına ot tıkamaya devam etmeden evvel bunları geri temin ediyoruz.

> Ashley ile oynadığımız kısımda plaka kaydırarak çözdüğümüz ve insanı çok uğraştıran, oyunun temposunun da içine eden bela bir bulmaca vardı ya? Artık yok. En az onun kadar hudut bozucu bir diğer bulmaca Regenerador’lar ile karşılaştığımız laboratuvarda var lakin. Bak bu olmadı CAPCOM.

> Su canavarı ile kapıştığımız göl sekansı, artık bir kısım sonu dövüşünden ibaret değil, başlı başına bir kısım. Çünkü botu şahsen denetim ederek göl kıyısındaki yerlere uğrayarak keşif yapıyoruz.

> Bitores Mendez ile dövüşmeden evvel teleferiğe binip tüfekle karşıdan gelenleri avladığımız kısım artık oyunda yok. Gözlerim burayı biraz aramadı desem palavra olur.

> Konak vücudu olmadan, örümcek misali ortalıkta dolaşan parazitler artık öteki düşmanların sırtına yapışıp onları kudurtabiliyorlar. Flaş bombası da hala en büyük ilaçları.

> Kale surlarında üzerimize kaya fırlatan ve zırhlı olduğu için silahla hasar veremediğimiz bir El Gigante ile uğraşmak durumunda kalıyoruz. Bir yandan yolumuzu bulmaya çalışıp bir yandan düşman pataklıyor, nihayetinde surların sonunda bir top bulup kendisini o biçim indiriyoruz.

> Artık şatoda devasa bir Salazar heykelinden kaçmıyoruz. Bunun yerine saat kulesinin içinde bir Salazar heykeli var ve merdivenleri tırmanırken bize ağzından alev üflemekle meşgul.

> Oyunda uçuruma biz ilerledikçe uçuma düşen kafeslerde köşe kapmaca oynayıp ardından sert yere çıkınca kurşunu vere vere öldürdüğümüz U-3 isimli hilkat garibesi, ana senaryodan kesilen tek kısım sonu canavarı. Lakin etraftaki notları okuduğunuzda devamlılıktan silinmediğini ve Salazar’ın Verdugo’nun yanındaki öbür hizmetkarı olarak kurgulandığını görüyorsunuz. Bir yerden sonra sessiz sedasız ortadan kayboluyor. Ada’nın başından geçenleri bahis alan Seperate Ways eklentisinin oyunda olmadığı ve muhtemelen sonradan geleceği düşünüldüğünde, Remake devamlılığında biletini Ada rolünde keseceğimizi düşünmemek elde değil.

> Oyundan kesilen tek kısım sonu canavarı U-3 ise, sıfırdan tasarlanan tek kısım sonu canavarı da Salazar. Yepyeni hali ziyadesiyle kolaydı, olduğu yerde sabit durup üzerimize bir yandan tükürüp bir yandan ufak parazitlerden yolluyordu, çok da süratli ölüyordu. Artık ziyadesiyle hareketli ve çok daha dişli bir rakip, inanmıyorsanız Leon’u tek atılımda kapıp o dişlerin ortasında ikiye ayırdığı hareketini bir görün hele. Salazar’ın yeni hali aşmış animasyonlara sahip ayrıyeten.

> Bu ortada üstte yanlış okumadınız, Louis artık kulübede Ganado akınına karşı Ashley’i savunduğumuz sekansın dışında öteki kısımlarda de bize eşlik ediyor. Buna maden kısmı de dahil! Raylardaki çılgın seyahatimizde hem çatışıyoruz, hem de yalnız değiliz! Duble El Gigante savaşında da en büyük yardımcımız Louis. Ayrıyeten artık daha terbiyeli, Ashley’ye ayıp ayıp şeyler söylemiyor.

> İki El Gigante ile birden savaştığımız kısımda kapağı açarak bir adedini aşağıdaki lavlara düşürebiliyorduk ya hani? Artık bu iş eskisi kadar kolay değil, çünkü yabanî devlerimiz akıllanmışlar, kapağı açmaya kalktığımız anda kenara kaçıyorlar, kendilerini sersemletip sonra kapağı açmamız gerekiyor. Dahası devlerden bir tanesi zırhlı ve hızındaki ufak bir açıklıktan vurmadığınız sürece hasar almıyor. Düzgün haber ise artık ikisini birden aşağı düşürebilmemiz.

> Regenerador’lar ile birinci karşılaştığımız laboratuvar kısımlarında işin tansiyonunu katlayan bir durum da, kapıları açmak için bir giriş kartına gereksinimimiz olması. Lakin bu kartın bir yetki düzeyi var, kimi yerlerde düzeyini yükseltecek bir bilgisayar bulup o olanca yavaşlığı ile işi hallederken olağan düşmanlar yahut daha da berbatı Regenerador’lar ile baş başa kalıyoruz. Regenerador’lar da eskisi kadar yavaş ve kaçması kolay değil, hem artık elleri kolları uzuyor, hem de uzuvlarını kopardığınızda çok daha agresif bir halde göbek üstü hoplayıp zıplıyorlar. Aman ki ne aman…

> Adaya taze ayak basıp asker parazitliler ile birinci karşılaştığımız kısımda ve sonrasındaki belirli bölgelerde otomatik taretler var artık. Baktıkları taraftan inançla geçebilmek için kendilerini farklı istikamete çevirmemiz gerekiyor.

> Ashley’nin iri ve yavaş bir inşaat makinesi kullandığı, bizim de aracın üzerinden arttan kovalayanları vurduğumuz garip gurup takip sahnesi, kızımızın yıkım güllesi ile ardına geçmek istediğimiz bir duvarı kırmaya uğraştığı ve bizim onu koruduğumuz bir savunma sekansı ile değiştirilmiş. Düzgün de olmuş açıkçası.

> Bıçakla savunma yapmak, havada parende atarak yahut son anda eğilerek kaçınmak üzere birtakım hareketler oyun içine yedirilmiş. Bu durum özgün oyundaki “doğru vakitte hakikat tuşa bas” sekanslarından kurtulurken oyunu eksiltmemek tarafında atılmış bir adım. Buna bağlı olarak Krauser ile yaptığımız bıçak düellosu artık büsbütün oyun içi. Üzerimize yuvarlanan kayadan kaçtığımız yahut lazerlerden akrobasi ile kurtulduğumuz kısımlar ise artık yok.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet isimli bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir adedidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, emniyetli ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en kıymetli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan karşılaşmaları üyeler bir fiyata katlanmadan istedikleri vakit takip edebiliyor. Böylelikle hem heyecanlı hem de çıkarlı bir bahis tecrübesi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol üzere tanınan spor kısımlarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için yalnızca siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız kafidir.

Prizmabet ayrıyeten üyelerine bol ölçüde bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te birinci üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu üzere farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve karınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim kaideleri da epeyce makul düzeydedir.

Prizmabet para yatırma ve çekme süreçleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin üzere farklı prosedürlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme süreçleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa müddette hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme süreçlerinde rastgele bir komite yahut kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı takviye hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı takviye grubu sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun yahut teklifinizi iletebilir ve anında tahlil bulabilirsiniz. Prizmabet canlı dayanak takımı profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en düzgün bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de yararlı bir bahis tecrübesi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için şimdiki giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!