Dünyada ticari alacak sigortasının lider şirketi Allianz Trade; Çin, Fransa, Almanya, İtalya, Polonya, İspanya, İngiltere ve ABD’den 3.000’den fazla ihracatçıyla gerçekleştirdiği Küresel Anketinin üçüncüsünde güncel beklentilerin nabzını tuttu. Covid-19 salgınından Ukrayna’nın işgaline ve Orta Doğu’da yeniden canlanan gerginliklere kadar yaşanan kriz üstüne kriz, ihracatçılar için zorlu ve belirsiz bir ortam yarattı. Peki 2024 yılında şirketler için tünelin ucunda bir ışık belirecek mi? Özellikle perakende, ev aletleri, bilgisayar&telekom gibi tüketiciyle ilgili sektörlerden şirketlerin yüzde 82’si, ihracat yoluyla elde ettikleri ciroda 2024 yılında artış beklediğini söyledi.
Allianz Trade’in her yıl gerçekleştirdiği Küresel Anket, uzman ekonomistlerin anketleri değerlendirmesi sonucu güncel verilerle yenilenerek yayınlandı. Rapordaki değerlendirmede;2023 yılındaki küresel ankette şirketlerin yüzde 70’inin ihracat yoluyla elde ettikleri ciroda artış beklediği ancak talebin beklenenden daha fazla yavaşlaması nedeniyle 2023 yılının ticarette durgunlukla sona erdiği belirtildi.
İyimserlik dejavusu: Şirketler ufuktaki riskleri yine hafife mi alıyor?
Güncel ankette ise 2024 yılında durgunluğun sona ermesi beklentisiyle birlikte şirketlerin yine aşırı iyimser bir tablo çizdiği yorumuna yer veriliyor. Anketin son güncellemesinde, özellikle perakende, ev aletleri ve bilgisayar & telekom gibi tüketiciyle ilgili sektörlerden şirketlerin yüzde 82’si, ihracat yoluyla elde ettikleri ciroda 2024 yılında artış beklediğini söyledi. Hatta şirketlerin yaklaşık yüzde 40’ı 2024 yılında bu artışın yüzde 5’in üstü gibi ciddi bir oranda olmasını bekliyor.
Allianz Trade APAC ve Küresel Ticaret Kıdemli Ekonomisti Françoise Huang ise bir yıldan fazla süren durgunluğun ardından ihracatçıların, 2024 yılının ikinci yarısında bir toparlanma beklediğine ancak kendilerinin daha muhafazakâr tahminleri olduğunu vurguluyor. “Küresel olarak, her 10 şirketten 8’i 2024 yılında ihracat fiyatlarının artmasını ve bunun ihracat cirolarını desteklenmesini bekliyor. Bizim tahminlerimiz ise daha muhafazakâr: Küresel ticarette 2023 yılındaki yüzde 2,9’luk daralmanın ardından 2024 yılında nominal bazda yüzde 2,8’lik artış bekliyoruz. Uzun vadeli ortalama olan yüzde 5 artışın belirgin şekilde altında olan bu oran, Kızıldeniz krizi gibi küresel deniz taşımacılığındaki aksaklıkların yanı sıra artan korumacılık risklerinin de bir yansıması.”
Ödeme Alamama riski ihracatçılar için hala en önemli konu
İhracatçılar iyimser olmakla birlikte, işlerini uluslararası alanda geliştirmenin doğurduğu risklerin de farkında. Küresel olarak şirketlerin endişeleri en çok; jeopolitik riskler, girdi/işgücü kıtlığı ve finansman konularında yoğunlaşıyor. Ancak, ödeme alamama riski listenin en başında kalmaya devam ediyor.
Allianz Trade CEO’su Aylin Somersan Coqui ödeme alamama riski ile ilgili “Küresel olarak şirketlerin yaklaşık yüzde 70’ine 30 ila 70 gün arasında ödeme yapıldığını ve İngiltere, Fransa ve ABD’de bu sürenin diğer ülkelere kıyasla biraz daha fazla olduğunu tespit ettik. Düşük büyüme, ticari aksaklıklar ve jeopolitik belirsizlikler nedeniyle, şirketlerin yüzde 42’si önümüzdeki altı ila on iki ay içinde ihracat ödeme vadelerinin uzamasını bekliyor. Daha uzun ödeme vadeleri nakit akışı üzerinde daha fazla baskı anlamına geliyor ve bu durum daha da kötüleşebilir. Ayrıca, katılımcıların yüzde 40’ı 2024 yılında ödeme alamama riskinin artmasını bekliyor. Bu beklentiler, küresel ticari iflasların bu yıl yüzde 10 oranında artacağı yönündeki tahminimizle de örtüşüyor.”
Türkiye’de ise ihracat verileri pandemi öncesi seviyelerde olmasa da küreseldekine oranla nispeten umut verici durumda.
Allianz Trade Kredi İstihbarat Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Altuğ Karagöz tüm zorlu şartlara rağmen Türkiye’de ihracatta büyümenin sürdüğünü söyledi. “2024’te Türkiye’de, küresel riskler, jeopolitik gelişmeler ve ihracat pazarındaki talep daralmasına rağmen ihracata yüzde 3,9’luk bir artış yakaladı. Allianz Trade olarak baktığımızda bu artış, politik risklere rağmen olumlu bir gelişme olarak öne çıkıyor. Altın ve enerji hariç ihracatın ithalatı karşılama oranındaki artış, Türkiye’nin ortodoks politikalara dönüşünün dış ticaret dengesine olumlu etkisini gösteriyor.”