Amerikan başkanlık seçimlerinde az sayıdaki milyarder, yüz milyonlarca doları adaylarını desteklemek için harcayarak seçimin sonucunu belirleyebilir. Kamala Harris ve Donald Trump, seçimin son günlerinde neredeyse eşit puanlarla yarışırken, seçim en pahalı olanlar arasında yer alması bekleniyor. Adaylar ve müttefik gruplar, Ekim ortasına gelindiğinde toplamda 3.8 milyar doların üzerinde bağış toplamış durumda.
Bilinçli Milyarderler ABD Başkanlık Seçimini Etkileyebilir
Amerikan başkanlık seçimlerinde az sayıdaki milyarder, yüz milyonlarca doları adaylarını desteklemek için harcayarak seçimin sonucunu belirleyebilir. Kamala Harris ve Donald Trump, seçimin son günlerinde neredeyse eşit puanlarla yarışırken, seçim en pahalı olanlar arasında yer alması bekleniyor. Adaylar ve müttefik gruplar, Ekim ortasına gelindiğinde toplamda 3.8 milyar doların üzerinde bağış toplamış durumda.
Financial Times tarafından yapılan bir kampanya finansmanı analizi, milyarderlerin bu seçim döneminde toplanan toplam paranın yaklaşık %18’i olan en az 695 milyon dolar bağışladığını ortaya koydu. Trump, kampanyası ve müttefik gruplar aracılığıyla toplanan fonların yaklaşık üçte biri milyarderlerden gelirken, Harris destekli gruplar için bu oran yaklaşık %6 seviyesinde.
Ocak 2023’ten Ekim 2024 ortasına kadar olan dönemde, Joe Biden ve Harris destekli gruplar, pro-Trump gruplardan 2.2 milyar dolara karşılık 1.7 milyar dolar toplayarak üstünlük sağladı. Forbes tarafından derlenen yaklaşık 800 ABD milyarderinden en az 144’ünün 2024 seçimlerini etkilemek için servetlerini kullandığı belirlendi.
Bu rakamlar, 2010 yılında Citizens United vs Federal Election Commission davasının ardından ABD siyasetine giren nakit miktarındaki büyük artışı vurguluyor. Bu dava, bireylerin resmi kampanyalardan bağımsız olan süper siyasi eylem gruplarına (süper PAC’ler) sınırsız bağış yapmasına olanak tanıdı. Kampanya kayıtları, bazı kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan bağışların kimliklerini gizlediği için zengin bağışçıların toplam topladıkları parayı küçümsüyor olabilir. Microsoft kurucu ortağı Bill Gates, New York Times’a yaptığı özel açıklamaya göre, pro-Harris bir kar amacı gütmeyen kuruluşa 50 milyon dolar bağışladığını belirtti, ancak bu rakam henüz herhangi bir kamu finansal açıklamasında yer almadı.
Harris Destekçileri
Harris’in finansmanının yaklaşık 127 milyon doları, milyarderlerden gelen bağışlarla sağlandı. Bu miktar, Trump’ın milyarder destek oranından oldukça düşük. Harris destekçileri arasında şunlar bulunuyor:
Dustin Moskovitz: Facebook’ın kurucularından olan Moskovitz, Future Forward adlı pro-Harris süper PAC’ine 38 milyon dolar ve diğer pro-Harris gruplara 1 milyon doların üzerinde bağış yaptı. Forbes’a göre, 15 milyar dolar net servete sahip olan Moskovitz, Trump destekçisi Tesla CEO’su Elon Musk’ın eleştirmenlerinden biri olarak biliniyor.
Reid Hoffman: LinkedIn’in kurucu ortağı Hoffman, Future Forward’a 10 milyon dolar ve Republican Accountability PAC’e 6 milyon dolar bağışladı. Forbes’a göre, 2.5 milyar dolar net servete sahip olan Hoffman, Trump’ın ekonomik planlarını enflasyonist olarak değerlendiriyor ve eski destekçilerin Trump’ın iş dünyasını hedef alacağı uyarısında bulunuyor.
Michael Bloomberg: Eski New York belediye başkanı Bloomberg, Forbes’a göre 104 milyar doların üzerinde bir servete sahip. Bloomberg, 2019’da Trump’ın “tavırını”, “stilini” ve “mütevazılığını” eleştirerek başkanlık kampanyasına 1 milyar dolar harcadı ve ardından Biden’ın zaferine destek olmak için milyonlarca dolar daha bağış yaptı.
Trump Destekçileri
Pro-Trump gruplar, milyarderlerden en az 568 milyon dolar, yani toplam kampanya fonlarının yaklaşık %34’ünü aldı. Bu bağışların yaklaşık 432 milyon doları sadece dört donörden geldi. Trump destekçileri arasında öne çıkanlar şunlar:
Tim Mellon: Make America Great Again Inc adlı süper PAC’a 150 milyon dolar bağışladı. Forbes’a göre, 82 yaşındaki Mellon, Amerikan bankacılık hanedanının bir üyesi olup Trump’ın en büyük bağışçılarından biri olarak biliniyor.
Elon Musk: Dünyanın en zengin insanı Musk, pro-Trump America PAC’a Ekim ortasına kadar 118 milyon doların üzerinde bağış yaptı. Musk, destekçilerin bağışlarını yasal limit olan 924.600 dolara kadar eşleştireceğini belirtti. Ayrıca, swing eyaletlerinde seçmenlere 47 dolar ödeyerek ve bazı kişilere 1 milyon dolar vererek kampanyaya destek verdi.
Miriam Adelson: İsrailli-Amerikalı Adelson, pro-Trump Preserve America PAC’a 100 milyon doların üzerinde bağış yaptı. Forbes’a göre, 34 milyar doların üzerinde servete sahip olan Adelson, Las Vegas Sands casino ve Dallas Mavericks basketbol takımının sahibi olarak biliniyor.
Liz ve Dick Uihlein: Uline nakliye ve paketleme şirketinin kurucuları Liz ve Dick Uihlein, pro-Trump Restoration PAC’a yaklaşık 70 milyon dolar ve Maga Inc’e 10 milyon dolar bağışladı. Liz Uihlein, Trump’ı desteklemesine rağmen, Florida valisi Ron DeSantis’in 2028’de tekrar aday olmasını umut ettiğini belirtti.
Bu veriler, ABD siyasetinde milyarderlerin rolünün ne denli büyük olduğunu ve seçim sonuçlarını belirlemede önemli bir faktör haline geldiklerini göstermektedir.
New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın bağış ve hediye kabul ettiğine yönelik soruşturmada “Türk yetkili” kilit rolde. İşte iddianamedeki Türkiye bağlantılarının ayrıntıları.
ABD’de New York’un Demokrat Partili Belediye Başkanı Eric Adamshakkında Türkiye bağlantılı bir soruşturma açıldı.
New York Güney Bölge Mahkemesi tarafından kamuoyuna açıklanan iddianamede, Adams’ın Türk yetkili ve iş insanlarından yasadışı bağış ve hediye kabul ettiği ve buna karşılık Türk yetkililere çeşitli konularda yardımcı olduğu iddia ediliyor. ABD’de vatandaş olmadan, dolayısıyla oy kullanma hakkına sahip olmadan bir siyasi kampanyaya doğrudan veya dolaylı olarak bağış yapılamıyor.
İddianame söz konusu Türk vatandaşlarının isimlerini vermiyor. Türk oldukları belirtilen bu kişiler, iddianamede, “İşadamı-1”, “İş adamı-2”, “İş adamı-3”, “İş adamı-5”, “İş kadını”, “Organizatör”, “Havayolu Yöneticisi” ve “Türk yetkili” olarak tanımlanıyor. “İşadamı-4” ise iddianamede Adams’a bağış yapan farklı bir etnik topluluğun üyesi olarak geçiyor.
Eric Adams’ın New York’a bağlı Brooklyn İlçe Belediye Başkanı olduğu 2014’ten bu yana yabancı iş insanları ve bir Türk yetkiliden yasadışı avantajlar sağladığı savunulan iddianamede, 2018’de New York Belediye Başkanlığına adaylığını koymasının ardından ise Adams’ın yasadışı kampanya bağışları ve değerli şeyleri kabul etmek bir yana bunu kendisinin de talep ettiği öne sürülüyor.
Adams, iddianameye göre, yasa dışı kampanya bağışlarını “temsili” ya da “saman bağışçılar” üzerinden kabul etti. Böylece, bir kişinin ya da bir şirketin bir adaya yapabileceği bağış miktarını kısıtlayarak seçilmiş yetkililer üzerindeki gücünü sınırlamak üzere tasarlanmış yasalardan kaçıldı. Saman bağışçı, kendi adına bağış yapmak için başka bir kişinin parasını yasadışı olarak kullanan kişi olarak tanımlanıyor.
Adams’ın yasadışı bu bağışlar sayesinde 2021’deki belediye başkanlığı kampanyası için kamu fonlarından yaklaşık 10 milyon dolar aldığı iddia ediliyor.
İş adamı-1: ABD’de şubesi olan Türk üniversitesinin sahibi
İddianameye göre, Adams’ın yasadışı bağış ve hediye kabul etmesi 2015’te Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaretlerle başladı.
İlk ziyareti Ağustos 2015’te oldu. Seyahat, New York’taki Türk Başkonsolosluğu tarafından düzenlendi. Adams’ın masraflarının bir kısmı Türk Konsolosluğu, bir kısmı da İstanbul merkezli bir Türk üniversitesi tarafından karşılandı.
Aralık 2015’teki ikinci gezi ise Türk elçiliğinde görevli üst düzey bir yetkili (Türk Yetkili) ve Türk iş insanlarını politikacılarla ve nüfuzları şirketlerine fayda sağlayacak diğer kişilerle tanıştırmak için etkinlikler organize eden bir Türk Organizatör tarafından düzenlendi.
İki seyahat için de Adams’a THY’den ücretsiz business class bilet verildi.
İstanbul merkezli Türk üniversitesinin sahibi ve başkanı ise iddianamede “İş adamı-1” olarak geçiyor ve söz konusu üniversitenin bir Amerika şubesi olduğu belirtiliyor.
İstanbul merkezli Bahçeşehir Üniversitesi’nin Washington’da bir şubesinin bulunduğu biliniyor.
O tarihte Bahçeşehir Üniversitesi’ni ziyaret etmişti
Bahçeşehir Üniversitesi’nin web sitesinde yer alan bilgilere göre Eric Adams, Ağustos 2015’te Brooklyn Belediye Başkanı olduğu dönemde kardeş şehir protokolü imzalamak üzere geldiği İstanbul’da, Bahçeşehir Üniversitesi’ni ziyaret etti.
Adams heyeti ile düzenlenen toplantı sonrasında Bahçeşehir Üniversitesi’nde Hükümet Liderlik Okulu’nun (HLO) her yıl düzenlediği Yerel Yönetimler Akademisi’ne katılacak iki öğrenciden birine Brooklyn Belediyesi, bir diğerine ise Brooklyn Belediye Başkanı Eric Adams adına burs verilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca Adams’a desteklerinden dolayı “HLO Fahri Öğretim Görevlisi Sertifikası“nın yanı sıra “BAU Hükümet Liderlik Okulu (HLO) Danışma Kurulu Üyeliği Belgesi“ verildi.
İddianameye göre “İş adamı-1”, 2015 yılındaki İstanbul buluşmasının ardından 2018’de Adams ile Brooklyn’de bir araya geldi. Brooklyn’de bir iş girişiminde bulunmayı düşünen ve Adams üzerinden kendi statüsünü yükseltmeyi amaçlayan “İş adamı-1”, daha sonra Adams’ın 2021 kampanyasına yasadışı katkılarda bulundu.
Bahçeşehir Üniversitesi, Türk iş insanı Enver Yücel’e ait. DW Türkçe’nin mail üzerinden ulaştığı Bahçeşehir Üniversitesi kurumsal iletişim yetkilileri, söz konusu iddialara ilişkin yanıt vermedi.
İş kadını: St. Regis İstanbul’un sahibi Demet Sabancı
İddianamede varlıklı Türk bir iş kadınının da sahibi olduğu lüks bir otelde Eric Adams’a çok sayıda ücretsiz veya yüksek indirimli konaklama imkânı sağlandığı ve Adams’ın 2021 kampanyasına katkı sağladığı öne sürülüyor. Bu otelin adının ise St. Regis İstanbul olduğu iddianamede yer alıyor. St. Regis İstanbul ise Demet Sabancı Çetindoğan ve eşi Cengiz Çetindoğan’ın sahibi olduğu Demsa Group’a ait.
“St. Regis İstanbul’un sahibi, Adams’a kendini hoş göstermeye çalışan bir iş kadınıdır” ifadelerinin yer aldığı iddianamede, Adams’ın Temmuz ve Ağustos 2017’de İstanbul’a bir yakını ve temsilcisiyle birlikte yaptığı seyahatte St. Regis İstanbul’un Bentley Suiti’nde kaldığı, iki gecelik rezervasyonun 7 bin dolar civarı tutması gerekirken 600 dolardan daha az bir ödeme yaptığı iddia ediliyor. Bu indirimi ise yine iddianamede geçen Türk Organizatörün ayarladığı savunuluyor.
DW Türkçe’nin Demsa Group’a mail üzerinden sorularını ilettiği Demet Sabancı, iddialara ilişkin bir açıklama yapmadı.
Türkevi binasına yangın ruhsatı iddiası
Adams’ın ayrıca New York’taki Türkevi binasının güvenlikle ilgili denetlemelerden geçmeden açılmasını sağladığı iddia ediliyor.
İddianameye göre, Eylül 2021’de Türk Yetkili, borcunu ödeme sırasının kendisine geldiğini belirterek Adams’a New York İtfaiye Departmanına (FDNY) baskı yapmasını, Türk konsolosluk binasının yangın denetimi olmaksızın Türkiye Cumhurbaşkanı’nın yüksek profilli bir ziyareti için zamanında açılmasını kolaylaştırmasını istedi. Türk Yetkili tarafından 2021 ve 2022 yıllarında ayarlanan ücretsiz seyahatler ve diğer rüşvetler karşılığında Adams talimatları yerine getirdi.
İddianamede “Adams’ın FDNY üzerindeki baskısı nedeniyle, FDNY’nin gökdelenin yangın güvenliğine ilişkin değerlendirmesinden sorumlu yetkiliye, bunu kabul etmemesi halinde işini kaybedeceği söylenmiş ve Adams’ın araya girmesinin ardından gökdelen Türk Yetkilinin istediği şekilde açılmıştır” ifadeleri yer aldı.
IC İçtaş İnşaat ve ABD’li inşaat şirketi Tishman ortaklığında New York’ta inşa edilen 36 katlı Türkevi binası, 20 Eylül 2021’de açılmıştı. Türkevi’nde, Türkiye New York Başkonsolosluğu, Türk Ataşelikler, BM Türkiye Daimi Temsilciliği, KKTC Temsilciliği ve T.C. Merkez Bankası New York Temsilciliği bulunuyor.
ABD Büyükelçiliğinden Özel’in açıklamasına yanıt
Bu arada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in New York Belediye Başkanı Adams ile ilgili rüşvet suçlamalarını ABD’nin Ankara’da Büyükelçiliği ile ilişkilendiren açıklamasına ABD’den yanıt geldi.
DW Türkçe’nin, Adams ile Türk yetkililer arasında kurulduğu iddia edilen ilişkinin yeni Büyükelçilik binasının inşa edildiği Atatürk Orman Çiftliği arazisine karşılık bir jest olup olmadığının sorulması üzerine ABD’li bir yetkili şu yanıtı verdi:
“ABD’nin Türkiye ile ortaklığının önemli bir yatırımını temsil eden ve hem ABD vatandaşlarına hem de Türk kamuoyuna hizmet veren, son teknolojiye sahip yeni ABD’nin Ankara Büyükelçiliği ile gurur duyuyoruz. Bu tesisin inşasında yürürlükteki tüm Türk yasa ve yönetmeliklerine uyulmuştur.”
Özel, New York’taki Türkevi’nde yaptığı açıklamada şöyle demişti:
“Burada böyle bir bina yapılırken, Türkiye, ABD’de rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil. Ama hepimizin gurur duyduğu bu binanın kazandırılması sürecinde bir jest gördüysek, fazlasını ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne tahsis edilen o muhteşem alan için yapmışızdır.“
THY’ye ilişkin iddialar
İddianamede “Türk Yetkilinin” Adams’a çok sayıda saman bağışı yapılmasını sağladığı, Adams ve yakın çevresinin Türk Hava Yolları (THY) şirketiyle Türkiye, Fransa, Çin, Sri Lanka, Hindistan ve Macaristan’a ücretsiz veya indirimli seyahat etmelerini ayarladığı yazıyor.
Türk yetkili ve diğer Türk vatandaşlarının ayrıca Adams ve beraberindekilerin Türkiye’de bulundukları süre boyunca, diğer şeylerin yanı sıra, zengin otellerde ücretsiz odalar, üst düzey restoranlarda ücretsiz yemekler ve ücretsiz lüks eğlenceler sağladıkları öne sürülüyor.
Adams’ın THY’den ekonomi sınıfından aldığı biletlerin de ücretsiz bir şekilde ‘business class’a yükseltildiği savunuluyor.
İddianameye göre Adams, 2015 yılında Türkiye’ye ilk seyahatini gerçekleştirmesinin ardından, Türk Yetkili Adams’ı Türk havayolu şirketinin New York bölgesindeki genel müdürü (Havayolu Yöneticisi) ile tanıştırdı. Adams, 2016 yılında ve 2017 yılında iki kez olmak üzere, üç ayrı seyahatte Türk Hava Yollarından ücretsiz ve yüksek indirimli lüks uçak seyahati elde etti. Adams ayrıca 2021 kampanyası için, diğerlerinin yanı sıra Türk Yetkili ve Havayolu Yöneticisi tarafından kolaylaştırılan saman bağışları talep etti ve bu bağışları kabul etti.
THY yetkilileri konuyla ilgili DW Türkçe’nin gönderdiği sorulara yanıt vermedi.
“Türk yetkili bağış yapanların listesini istedi”
İddianamede 22 Haziran 2018 tarihinde Adams’ın, 2021 kampanyası için düzenlenen bir bağış toplama etkinliğine katıldığı belirtilerek “Diğerlerinin yanı sıra Havayolu Yöneticisi de etkinliği organize etti ve etkinliğe katıldı. Etkinliğin ardından Türk Yetkili, Adams’ın personeline bir mesaj göndererek “22 Haziran toplantısına katılanların listesini” istedi. Bunun üzerine Adams’ın çalışanı Türk Yetkiliye 15 bin dolardan fazla bağış toplayan çeşitli kişilerin isimlerini içeren listeyi gönderdi” deniliyor.
İddianameye göre Adams’ın bağış toplama etkinliğinin 22 Haziran 2018 tarihli tanıtım broşüründe, etkinliğin ev sahiplerinden biri olarak “Havayolu Yöneticisinin” havaalanı taşımacılığı işiyle uğraşan bir arkadaşı (İş adamı-2) gösteriliyor. “İş adamı-2”, Adams personeliyle paylaştığı bir dizi mesajda, bir iş ortağı aracılığıyla saman bağışına aracılık ettiğini belirtiyor. Söz konusu ortağın nihayetinde kendi adına 3 bin dolar bağışta bulunduğu ve kendisini işsiz olarak tanımladığı belirtiliyor.
İş adamı-3: Adams’ın 2019’da İstanbul’da tanıştığı kişi
İddianameye göre Eric Adams, Ocak 2019’da yasa dışı yabancı bağış talebiyle İstanbul’a yaptığı ziyarette Türk “Organizatör” tarafından “İş adamı-3” ile tanıştırıldı. “Türk Yetkili”, Adams personeli aracılığıyla, Adams’ı o sırada görevi kötüye kullanma şüphesi altında olan İş adamı-3’ten bağış almaktan vazgeçirmeye çalıştı.
İddianamede buna rağmen Adams’ın, İş adamı-3 ile bir toplantı gerçekleştirdiği, söz konusu iş insanının, Adams’ın 2021 kampanyasına 50 bin dolar veya daha fazla katkıda bulunmayı kabul ettiği yazıyor. Ancak bağışlar gerçekleşmeden önce İş adamı-3’ün Türkiye ve ABD’deki yasal sorunlarının kamuoyuna yansıdığı, Adams’ın görüşmeyi reddetmesiyle İş adamı-3’ün 2021 kampanyasına katkıda bulunmadığı belirtiliyor.
İş adamı-4: New York’tan bir inşaatçı
İddianamede geçen “İşadamı-4” ise New York bölgesinde bir inşaat şirketi işleten bir iş insanı. Adams’ın kendisinden saman bağışı talep ettiği ve aldığı öne sürülen iddianamede, “İş adamı-4, New York’taki Türk toplumunun bir parçası olmamasına rağmen, Türk Yetkili ve Organizatörün 2021 kampanyasına yasadışı katkılarda bulunmaya teşvik ettiği çok sayıda Türk vatandaşı ve Türk Amerikalı ile benzer nedenlerle katkıları talep edildi ve bağış alındı. İşadamı-4, New York’taki farklı bir etnik topluluğun önde gelen bir üyesiydi ve Adams’ın temsilcileri tarafından kendisine, saman katkılarının İşadamı-4’ün etkisini ve topluluğunun Adams nezdindeki itibarını artıracağı söylendi” ifadeleri yer alıyor.
İddianameye göre İşadamı-4, Adams’a 10 bin dolar bağış yapmayı kabul etti. Ancak ABD yasalarına göre 2 bin dolardan fazla bağış yapamayacağı için Adams’ın çalışanlarının talimatı doğrultusunda şahsen 2 bin dolar katkıda bulundu ve 20 çalışanından dördüne 2021 kampanyasına yaptıkları 2 bin dolarlık katkıları için geri ödeme yaptı.
İş adamı-5: Türk yetkili adına bağış toplayan inşaatçı
İddianamede geçen “İş adamı-5” ise New York’taki Türk toplumunun önde gelen bir üyesi olarak tanımlanıyor.
New York bölgesinde bir inşaat şirketi işleten İş adamı-5’in Mayıs 2021’de Adams’a saman bağışı yapmayı kabul ettiği ve bu bağışı ise Türk Yetkilinin emriyle yaptığı iddianamede yer alıyor.
Şubat 2021’de Adams, Türk Yetkili, Havayolu Yöneticisi, Adams’ın çalışanı ve Adams bağış toplayıcısının bir yemekte bir araya geldiği öne sürülen iddianamede Türk Yetkilinin bu yemekte Adams’a 2021 kampanyasını destekleyeceğini taahhüt ettiği belirtiliyor.
Bunun ardından düzenlenen daha büyük bir yemeğe İş adamı-5’in de katıldığı, yemeğin ardından İş adamı-5’in Türk toplumundaki diğer kişileri de dahil ederek bir bağış etkinliği düzenlediği yazıyor. Planlanan bağış toplama etkinliğinden bir gün önce Türk Yetkilinin İş adamı-5’e elindeki çeki gönderdiği ve İş adamı-5’in de Türk Yetkiliye “Şu an itibariyle kendilerine ulaşan çeklerin 17 bin olduğunu” teyit eden bir mesaj gönderdiği ifade ediliyor.
İddianameye göre Mayıs 2021’de düzenlenen etkinliğe Türk Yetkili katılmadı ancak birkaç ek bağış çekini teslim etmesi için şoförünü gönderdi. Etkinlikte İş adamı-5’in inşaat şirketinin 10 çalışanı da Adams’a kişi başı 1250 dolar bağış yaptı. Adams çalışanları, Türk Yetkiliye bağış kampanyasında toplanan bağışların bir listesini gönderdi.
“FBI ajanlarına yalan söyledi”
İddianamede 2 Kasım 2023 tarihinde, Federal Soruşturma Bürosu Özel Ajanları’nın (FBI), diğer yerlerin yanı sıra Adams’ın çalışanı, bağış toplayıcısı ve İş adamı-5’in konutlarında arama emri çıkardığı, bu isimlerin her birinin Adams ile işledikleri suçları gizlemek için harekete geçtiği belirtiliyor.
İş adamı-5’in FBI ajanlarına verdiği ifadede kendisinin ve çalışanlarının Adams’ın 2021 kampanyasına katkıda bulunduğunu, kampanya kapsamında bağış toplaması hakkında Türk Yetkili ile konuştuğunu kabul ettiği ancak düzenlediği saman bağışları gizlemek için yalan söylediği öne sürülüyor.
Savcılık hediye ve seyahat indirimlerinin 100 bin doları aştığını ve Adams’ın sahte belgelerle bunları örtbas ettiğini savunuyor.
Gelecek yıl yapılacak seçimlerde yeniden New York Belediye Başkanlığı görevine aday olmaya hazırlanan Adams ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “hikayenin kendi versiyonunu“ anlatacağı ve savunmasını yapacağı için mutlu olduğunu söyledi.
Blockchain dedektifi ZachXBT’nin yasal ücretlerini finanse edilebilmesi için birçok önemli isim ücrete katkıda bulundu.
Blockchain dedektifi ZachXBT’nin yasal ücretlerini finanse edilebilmesi için birçok önemli isim ücrete katkıda bulundu.
Blockchain dedektifi olarak tanınan ZachXBT’nin davasının masraflarının karşılanabilmesi için kripto topluluğunda birçok isim bağışta bulundu. Bununla birlikte toplanan bağış bir milyon doları aştı.
ZachXBT için Toplanan Bağışlar 1 Milyon Doları Geçti
Blockchain araştırmacısı ZachXBT, bir iftira davasıyla karşı karşıya kaldı. Bununla birlikte yasal ücretlerini karşılamak için kripto topluluğundan hızla 1 milyon doların üzerinde bağış aldı. ZachXBT, Twitter’da MachiBigBrother olarak da bilinen Jeffrey Huang ile yaşadığı bir anlaşmazlık nedeniyle iftira davasıyla karşı karşıya kaldı.
Jeffrey Huang, 16 Haziran’daki bir Tweet’inde ZachXBT’ye karşı bir iftira davası açtığını duyurdu, ancak iddiaların ne olduğunu belirtmedi. ZachXBT ise 2022 yılında Huang hakkında bir makale yayınladığını ve Huang’ı birçok başarısız “pump and dump” token ve NFT projesi başlatmakla suçladığını belirtti.
1/ It’s unfortunate I have to make this thread but I am being sued by MachiBigBrother for an article I published in June 2022.
Today Machi filed the defamation lawsuit. The lawsuit is baseless and an attempt to chill free speech. I intend to fight back & defend free speech. pic.twitter.com/anVY6zXU5a
ZachXBT, davayı temelsiz ve ifade özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir girişim olarak nitelendirdi. Takipçilerinden yasal ücretlerine yardımcı olmaları için bağış yapmalarını istedi ve 1 milyon dolarlık hedefin kolayca aşılacağına inandığını söyledi.
Birçok kripto yöneticisi, ZachXBT’ye destek olmak için bağışta bulundu. Binance CEO’su Changpeng “CZ” Zhao, ZachXBT’yi sektörü şeffaf tutması için övdü ve Binance’in yasal ücretlere 50 bin dolar katkıda bulunacağını söz verdi. Kraken’in kurucu ortağı Jesse Powell da ZachXBT’ye teşekkür ederek 10 Ethereum bağışladığını duyurdu.
Bununla birlikte ZachXBT’nin dava masrafları toplanmış oldu.
Hollandalı bir adamın sperm bağışı nedeniyle 500’den fazla çocuğun babası olduğu ortaya çıktı. Jonathan ismiyle bir anda gündeme düşen bağışçı, artık “çok sevdiği bağış işini” yapamayacak.
Hollandalı bir adamın, dünya çapında 550’den fazla çocuğun babası olduğunun argüman edilmesinin akabinde, mahkemeler tarafından sperm bağışlamayı durdurması emredildi.
Basında Jonathan olarak isimlendirilen 41 yaşındaki adam, BBC News’in bildirdiğine nazaran 2007’den beri spermlerini doğurganlık kliniklerine bağışlıyor. 2017’de 100’den fazla çocuğu olduğu öğrenilince Hollanda’daki sperm kliniklerine bağış yapması yasaklandı. Fakat yakın tarihli bir hukuk davasının bulgularına nazaran, yurtdışındaki kliniklere, çevrimiçi reklam yoluyla tanıştığı insanlara ve memleketler arası hizmet sunan Hollanda sperm bankalarına bağış yapmaya devam etti.
Jonathan’ın avukatları, müvekkillerinin bu davranışının, çocuk sahibi olmak isteyen insanlara yardımcı olma isteğinden kaynaklandığını söylerken, mahkeme, artık “ailedeki çocukların, seçmedikleri yüzlerce üvey kardeşle büyük bir akrabalık ağının kesimi olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalan” aileler için bu bağışların makul bir formda olumsuz sonuçlara yol açabileceğini vurguladı.
Hollanda’da uygulanan yönergeler, sperm bağışçılarının en fazla 12 ailede en fazla 25 çocuk sahibi olmasına müsaade veriyor, lakin bağışçılar spermlerini milletlerarası olarak bağış yapabildiklerinde, bu sayıları denetim etmek zorlaşıyor. Bir bağışçıdan doğan çocukların haklarını müdafaayı amaçlayan bir vakfın açtığı hukuk davasındaki yargıçlara nazaran, Jonathan 550 ila 600 çocuk sahibi oldu ve yargıç, “geçmişte babası olduğu çocukların sayısı hakkında müstakbel ebeveynleri taammüden yanlış bilgilendirdiğini” belirtti.
Adamın artık sperm bağışı yoluyla daha fazla çocuk sahibi olması yasaklandı ve ihlal başına potansiyel olarak 100.000 Euro ölçüsünde para cezası alacağı açıklandı.
Jonathan bu mevzuda yalnız değil
İlginç bir halde, son yıllarda Hollanda’da buna benzeri şaşırtan sayıda olay yaşandı. Louis olarak bilinen öbür bir üretken sperm donörü, bilhassa sperminden gereğince bağış yaparsa çocuklarından birinin onu bulacağını umarak, sperm bağışı yoluyla 200’den fazla çocuğun babası oldu.
2018’de The Guardian’a “Bu biçimde 10 çocuğum olsaydı, muvaffakiyet talihim çok düşük olurdu” dedi ve ekledi: “Peki ya 100… yahut daha fazla çocuğum olsaydı?”
2019 yılında yapılan DNA tahlili, doğurganlık tabibi Jan Karbaat’ın bir Rotterdam Kliniğindeki işi aracılığıyla, donör spermi yerine gizlice kendi spermini kullanarak en az 49 çocuğun babası olduğunu buldu. 2017’de 89 yaşında ölmesine karşın, toplam sayının 60’a kadar çıkabileceğine inanılıyor.
Zenginler ve güçlüler arasında kadınların yükselişine şahit oluyoruz.
Servetleri ister miras kalıtsal ister kendi elleriyle olsun, bu kadınlar temsil ettikleri topluluklar ve amaçlar için daha iyi bir dünya yaratma konusunda kararlı… BCG tarafından 2020’de yayınlanan bir makaleye göre, kadınlar dünya servetinin yüzde 32’sini kontrol ediyor ve bu rakamın önümüzdeki yıllarda artacağını gösteren işaretler var.
Forbes’in en zengin insanlarının son sıralamasına göre dünya genelinde 337 kadın milyarder bulunuyor. Bu sayı, 2022 yılındaki 327’ye kıyasla artış göstermiş. Ayrıca, kadın milyarderlerin toplam milyarder nüfusundaki payı da bir yıl öncesine göre biraz artmış (%13’e karşılık 2022’de %12).
Dünyanın en zengin kadını üç yıl üst üste L’Oréal varisi Françoise Bettencourt Meyers oldu. Serveti, 2022’ye göre neredeyse 5 milyar dolar artışla 80.5 milyar dolar değerinde. MacKenzie Scott, geçen yıl 19.2 milyar dolar azalan servetiyle 9. sıraya beş basamak gerileyerek düştü. Amazon hisseleri (bunları 2019’daki boşanmasında Jeff Bezos’tan almıştı) düştüğünde Scott’un serveti azaldı. Ayrıca, Scott’un yaptığı büyük bağışlar (toplamda 14 milyar doları aşkın) onu daha da geriye itti.
DÜNYANIN EN ZENGİN 10 KADINI
(Verilen net değerler 10 mart 2023 tarihine aittir)
1 Françoise Bettencourt Meyers ve Ailesi
Net Servet: 80.5 Milyar Dolar Yaş: 69 Servetin Kaynağı: L’Oréal Vatandaşlık: Fransa
L’Oréal mirası devralan Meyers, üst üste üçüncü kez dünyanın en zengin kadın unvanını elinde tutuyor. Geçen yıla göre kozmetik devinin hisse senetlerindeki %12’lik artışa bağlı olarak… Bunun yanı sıra, Notre Dame Katedrali’nin yeniden inşası için L’Oréal ile birlikte 230 milyon dolarlık bağışta bulunmuştur.
2 Julia Koch ve Ailesi
Net Servet: 59 Milyar Dolar Yaş: 60 Servetin Kaynağı: Koch Industries Vatandaşlık: ABD
David Koch’ın (ö. 2019) dul eşi, Koch Industries’in %42’sine sahip ve üç yetişkin çocuğuyla birlikte işleri yönetiyor. Koch, David H. Koch Vakfı’nı denetliyor ve buradan yoksulluk, bağımlılıkla ilgili konular, ceza adaleti ve eğitim gibi konulara yaklaşık olarak 1.8 milyar dolar bağışta bulunmuşlar. Ocak ayında, Metropolitan Sanat Müzesi’nin yönetim kurulu üyesi olarak atandı.
3 Alice Walton
Net Servet: 56.7 Milyar Dolar Yaş: 73 Servetin Kaynağı: Walmart Vatandaşlık: ABD
Sam Walton’dan (ö. 1992) Walmart’ta pay miras almıştır. Ailelerinin memleketi Arkansas’ta, Bentonville kasabasında, Warhol, Rockwell ve Rothko gibi sanatçıların eserlerini içeren Crystal Bridges Amerikan Sanatı Müzesi’ni açmasıyla tanınmaktadır.
4 Jacqueline Mars
Net Servet: 38,3 Milyar Dolar Yaşı: 83 Servetin Kaynağı: Şekerleme, evcil hayvan maması Vatandaşlık: ABD
Jacqueline Mars, dünya genelinde M&M’s, Hubba Bubba ve Snickers gibi şekerleme markaları üreten Mars Inc. adlı çok uluslu dev şirketin tahmini olarak üçte birine kardeşi John Mars ile birlikte sahiptir. Şirket, büyükbabası Frank C. Mars tarafından 1911 yılında kurulmuştur.
5 Miriam Adelson ve Ailesi
Net Servet: 35 Milyar Dolar Yaşı: 77 Servetin Kaynağı: Kumarhaneler Vatandaşlık: ABD
Adelson, dünyanın en büyük kumarhane işletmecisi Las Vegas Sands’ın çoğunluk hissedarıdır. Eşi Cumhuriyetçi Parti’nin güçlü isimlerinden Sheldon Adelson’un 2021 yılında vefat etmesinin ardından bu hisseyi miras almıştır. Tıp doktoru olan Miriam Adelson, Forbes tahminlerine göre ömrü boyunca yaklaşık olarak 1 milyar doları medikal araştırmalara ve ilaç keşiflerine fon sağlamıştır.
6 Rafaela Aponte-Diamant
Net Servet: 31,2 Milyar Dolar Yaşı: 78 Servetin Kaynağı: Denizcilik Vatandaşlık: İtalya
Rafaela Aponte-Diamant, 1970 yılında eşi Gianluigi ile birlikte bir gemiyle kurdukları MSC adlı dünyanın en büyük denizcilik şirketlerinden birinin sahibi. Bu yıl dünyanın en zengin 10 kadını arasına girdi. Rafaela ve Gianluigi daha önce birlikte listelenirken; Forbes,2023’te ortak serveti nasıl kategorize ettiğine dair geniş kapsamlı bir revizyonun bir parçası olarak onları bireysel milyarderler olarak listeledi.
7 Susanne Klatten
Net Servet: 27,4 Milyar Dolar Yaşı: 60 Servetin Kaynağı: BMW, ilaç endüstrisi Vatandaşlık: Almanya
Susanne Klatten, Alman otomobil üreticisi BMW’nin %19’unu sahiptir. Annesi, efsanevi sanayici Herbert Quandt’ın üçüncü eşi olup, BMW’yi lüks pazarında öncü konuma getiren isimdir. Ekonomist olan Klatten aynı zamanda dedesi tarafından kurulan bir kimya şirketi olan Altana’nın da sahibidir.
8 Gina Rinehart
Net Servet: 27 Milyar Dolar Yaşı: 69 Servetin Kaynağı: Madencilik Vatandaşlık: Avustralya
Avustralyalı zengin, madencilik ve tarım şirketi Hancock Prospecting Group’un başkanlığını yapmaktadır. İşini babası Lang Hancock’dan (ö. 1992) miras almıştır. 2022 Mart ayından bu yana demir cevheri fiyatlarının düşmesi nedeniyle serveti %11 azalmış olsa da, hala Avustralya’nın en zengin kişisi olarak kalmaktadır.
9 MacKenzie Scott
Net Servet: 24.4 Milyar Dolar Yaşı: 52 Servetin Kaynağı: Amazon Vatandaşlık: ABD
Jeff Bezos ile 2019’daki boşanmasının ardından Amazon’un %4’ünü miras olarak alan MacKenzie Scott, bu serveti hızlı bir şekilde bağışlamaya başlamıştır. Şu ana kadar Yield Giving organizasyonu aracılığıyla 1600’den fazla hayır kurumuna 14 milyar doların üzerinde bağış yapmıştır.
10 Iris Fontbona ve Ailesi
Net Servet: 23.1 Milyar Dolar Yaşı: 80 Servetin Kaynağı: Madencilik Vatandaşlık: Şili
Latin Amerika’nın en zengin kadını olan Fontbona, Şilili işadamı Andrónico Luksic’in (ö. 2005) dul eşi olup, madencilik ve içecekler sektöründe bir imparatorluk kurmuştur. İki oğluyla birlikte Şili merkezli bir madencilik şirketi olan Antofogasta plc’nin sahibi ve yönetim kurulu başkanıdır. Ayrıca, üretim, bankacılık ve içecekler alanlarında faaliyet gösteren halka açık bir holding şirketi olan Quiñenco’da önemli bir hisse payına sahiptir.
Türk Kızılay, yapılan kan bağışı davetinin yanıtsız kalmadığını ve ulusal kan stoklarının tekrar yükselme eğiliminde olduğunu bildirdi.
Kızılay’dan yapılan açıklamada, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen büyük zelzele felaketinin yürütülen kan bağışı tertiplerine da ziyan verdiğine dikkat çekilerek, “Deprem bölgesindeki kan bağış çalışanı ‘afetzede’ pozisyona gelen Kızılay, kan bağış merkezlerinden kimilerini da kaybetti. Bu kayıplar üzerine, sarsıntı bölgesi, öbür vilayetlerde toplanan kanlarla destek edildi. Zelzelenin birinci gününden bugüne kadar afet bölgesindeki hastanelere 124 bin 467 ünite kan bileşeni gönderildi” bilgisine yer verildi.
“2023 YILI AMACI 3 MİLYON 40 BİN ÜNİTE KAN BAĞIŞI ALMAK”
Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Ramazan ayına yönelik çalışma saatlerini revize eden Kızılay, olumsuz hava şartları nedeniyle vatandaşların iftar sonrası mobilizasyonun azalmasıyla birlikte kıymetli bir stok problemiyle karşı karşıya kaldı. Bağışçılar, son bir hafta içinde Türkiye’deki tüm hastanelerin kullandığı kan ölçüsünün üzerinde bağışlar yaparak, ulusal kan stoklarının yine yükselme eğilimine dönmesini sağladı.
Ülkemizin kan muhtaçlığını karşılamaktan sorumlu olan Kızılay, 2005’te başlatılan ‘Güvenli Kan Temini Projesi’ ile toplumumuzu kan bağışı konusunda bilinçlendirerek istekli kan bağışı sayısında artış sağlamayı, muhtaçlık sahiplerine sağlıklı ve yanlışsız bir hizmet sunmayı hedefliyor. Kan Bankacılığı ve transfüzyon tıbbının tüm dünyada uygulanan ve kabul görmüş Bölge Kan Bankacılığı sistemini uygulayan Kızılay, ülkemizde 1156 hastanenin kan muhtaçlığını 365 gün kesintisiz karşılamaktadır.”
2022’de 2 milyon 809 bin 765 ünite kan bağışı toplayan Kızılay’ın, 2023 yılı maksadının 3 milyon 40 bin ünite kan bağışı almak olduğu belirtilerek, “Ülkemizin kan ve kan bileşeni muhtaçlıklarının karşılanması konusunda tüm tedbirler alınsa da bilhassa ramazan ayı, uzun tatil devirleri, ağır hava kuralları üzere birtakım nedenlerle stok seviyelerimizde düşüşler yaşanmaktadır. Lakin hastanelerin kan gereksinimi artarak devam etmektedir” sözleri kullanıldı.
“KAN BAĞIŞINDA TERTİPLİ VE SÜREKLİLİĞİN SAĞLANMASI BÜYÜK DEĞER TAŞIYOR”
Kan bağışında dönemsel düşüşlerin önüne geçilmesi için gönüllülere ve kamuoyuna davetin yinelendiği açıklamada, hastanelerin kan gereksinimlerinin süratle karşılanması için kan bağışında tertipli ve sürekliliğin sağlanmasının büyük kıymet taşıdığı vurgulandı.
Normal vakitlerde Kızılay tarafından toplanan kan bağışı sayısı 8 bin-10 bin bandında seyrederken, ramazan ayı üzere devirlerde bu sayının 4 bin ünite düzeyi kadar düşebildiğine, meğer hastanelerin günlük 8-10 bin ünite kan eseri kullanmaya devam ettiği bildirildi.
İFTAR SONRASINDA KAN BAĞIŞI YAPILABİLİYOR
Açıklamada, Kızılay’ın kan bağışlarının devam etmesi ve stokların tekrardan istenilen düzeylere gelmesi için mesai saatlerini değiştirdiğine işaret edilerek, kan bağışçılarının, iftar sonrası da kan bağışında bulunabildiği aktarıldı.
Güncel kan bağışı yeri ve saatlerinin, Kan Hizmetleri resmi sitesinden, “www.kanver.org” ve kan bağışı taşınabilir uygulamasından takip edilebildiği ve uygun vakit için kan bağışı randevusu planlanabildiği kaydedildi.