Koç Holding, Stembio Kök Hücre Teknolojileri A.Ş.’yi devralmak için başvuruda bulundu.
Koç Holding, Stembio Kök Hücre Teknolojileri A.Ş.’nin yüzde 65’inin devralınması için Rekabet Kurumu’na başvuruda bulundu.
Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’ya Rusya’nın dondurulmuş varlıklarının getirilerini teminat göstererek 35 milyar euro kredi sağlayacak.
AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, Kiev ziyareti sırasında sosyal medya platformu X hesabından paylaşımda bulundu.
Rusya’nın Ukrayna’ya aralıksız biçimde saldırıları sürdürdüğünü belirten von der Leyen, Ukrayna’nın AB desteğine ihtiyaç duyduğuna işaret etti.
Von der Leyen, AB’nin Ukrayna’nın toparlanmasına katkıda bulunacağına dikkati çekerek, “AB Komisyonu, G7 taahhüdü kapsamında Ukrayna’ya 35 milyar euroya kadar kredi sağlayacak.” ifadesini kullandı.
G7 ülkelerinin liderleri, haziran ayında Rusya’nın dondurulmuş varlıklarından elde edilen karları teminat olarak göstererek Ukrayna’ya 50 milyar dolar kredi sağlanmasında anlaşmıştı.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından bu yana Batı ülkeleri yaklaşık 300 milyar dolarlık Rus varlığını dondurdu. Bu tutarın yaklaşık 200 milyar doları AB ülkelerinde bulunuyor.
Dondurulan varlıklar, her yıl milyarlarca dolar faiz geliri sağlıyor. Başta ABD olmak üzere G7 ülkeleri bu geliri Ukrayna’yı desteklemek için kullanmak istiyor.
İngiltere’de kamu borcu, Ağustos’ta gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 100’üne ulaştı.
İngiliz Ulusal İstatistik Ofisinin açıkladığı verilere göre, ülkenin kamu borcu, geçen ay 13,7 milyar sterlin artış gösterdi.
Bu artışla İngiltere’nin kamu borcu ağustosta GSYH’nin yüzde 100’üne ulaştı. Bu oran, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,3 yükseldi.
Böylece kamu bankaları hariç tutulan net kamu borcu, Ağustos 2024 itibarıyla 2,768 trilyon sterlin oldu.
Brezilya’dan gelen haberler şeker fiyatlarını tırmandırıyor
FAO’nun gıda fiyat endeksine baktığımızda şeker, Ağustos ayında yüzde 4.7 gerileyerek Ekim 2022’den bu yana en düşük seviyesine ulaşmıştı. Ve bu düşüşte Hindistan ve Tayland’da yaklaşan şeker kamışı hasadı için üretim görünümünün iyileşmesinin yanı sıra, uluslararası ham petrol fiyatlarındaki düşüş de etkili olmuştu.
Ancak Ağustos sonunda Brezilya’dan gelen haberler şeker fiyatlarında rüzgarı tersine çevirdi.
Brezilya’nın önemli ekim alanlarında çıkan yangınların şeker kamışı tarlaları üzerindeki etkisine ilişkin kaygıların artması Ağustos ayı sonundan itibaren şeker fiyatlarında keskin yükselişlere sebep oldu.
Bir taraftan yangınlar şeker kamışına zarar verirken, diğer yandan geçtiğimiz Ekim ayından bu yana yaşanan uzun kuraklık dönemi Brezilya’da ürün verimlerini düşürdü.
Geçen ay çıkan yangınların 450 bin hektar kadar şeker kamışı alanını olumsuz etkilediği dile getiriliyor. Mevcut görünümle birlikte vadeli ham şeker kontratları 2008’den bu yana son 16 yılın en sert yukarı yönlü hareketlerine sahne oluyor.
En aktif ham şeker future’u New York’ta yüzde 3,8’e kadar yükseldi. Şu anda bu hafta neredeyse yüzde 16’lık bir kazanç elde etme yolunda ilerliyor ki bu da Ağustos 2008’den bu yana en büyük haftalık artış olacak.
ADM Investor Services kıdemli küresel piyasa analisti Mark Bowman, “Brezilya’nın Orta-Güney üretiminin azalan görünümü en önemli temel faktör oldu. Kuru koşullar ve üretimde düşüş olasılığı bir süredir biliniyordu ancak son raporlar endişeleri hızlandırdı” diyor.
Brezilya’da artan yangınların ve ülkedeki kavurucu sıcak hava dalgasının mahsule verdiği zararın boyutu ciddi şekilde fiyatlanırken piyasa fiyatlamalarındaki değişimlerin marketlere de yansıması kaçınılmaz gözüküyor.
Şekerdeki sıçrama, kahve ve kakao gibi diğer emtia ürünlerinin fiyatlarındaki artışla aynı zamana denk geliyor olması da özellikle içecek ve tatlı sektöründe maliyet ve fiyatlamaları daha da sıkıntılı hale getirecek gibi gözüküyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, bankaların sermaye yeterliliği hesaplamasında bireysel kredilere ve konut kredilerine uygulanan ilave risk ağırlıklarını kaldırdı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, bankaların sermaye yeterliliği hesaplamasında yeni kararlar alındı.
Kurum tarafından yapılan açıklamada, finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması ve kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması amacıyla alınan koordineli makro ihtiyati tedbirler kapsamında, bankaların sermaye yeterliliği hesaplamalarında bireysel kredilere ve konut kredilerine uluslararası minimum standartlara oranla daha ihtiyatlı risk ağırlıklarının uygulandığı hatırlatıldı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Tüketicilere kullandırılan binek araç edinimi amaçlı taşıt kredileri ile taşıt teminatlı kredilerine ve yapılacak finansal kiralama işlemlerine, ihtiyaç kredilerine, bireysel kredi kartların ve tüketicinin kendisinin, eşinin veya 18 yaş altındaki çocuklarının malik olduğu en az bir konutunun bulunması halinde bu kişilere konut edinmeleri amacıyla kullandırılan ikamet amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan kredilere ilişkin daha ihtiyatlı risk ağırlıklarının belirlendiği 31/7/2023 tarihli ve 10630 sayılı Kurul Kararı ile 24/8/2023 tarihli ve 10655 sayılı Kurul Kararının ilga edilip söz konusu kredilere Yönetmelikte belirlenen risk ağırlıklarının uygulanmasına karar verilmiştir.”
Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde, bankanın daha volatil enflasyon dönemlerinde risklerle ve belirsizliklerle nasıl mücadele edeceği konusunda hazırlık yapması gerektiğini söyledi,
Washington’daki bir IMF etkinliğinde konuşan Lagarde daha volatil enflasyon dönemleri için hazırlıklı olmaları gerektiğini söyledi.
Lagarde “enflasyonun daha dalgalı seyrettiği ve para politikası aktarımının belirsiz olduğu bir döneme girersek fiyat oluşumuna yönelik derin çıpanın korunması gerekecek. Belirsizlik yüksek kalmaya devam edeceğinden bunu daha iyi yönetmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Lagarde pandemi, Ukrayna’daki savaş ve enerji krizinin ekonomide yapısal değişime neden olduğunu ve para politikasının etkisini anlama konusunda zorluk yarattığını ifade etti.
Avrupa Merkez Bankası’nın yapısal dönüşümlerin neden olduğu belirsizlikleri mümkün olduğunca azaltması gerektiğini kaydeden Lagarde belirsizlikler sürse dahi daha iyi yönetilebilir hale gelmesi gerektiğini vurguladı.
AMB Başkanı, enflasyonda hedef seviye olan yüzde 2’ye 2025’in ikinci çeyreğinde ulaşılacağını söyledi.
Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde, kararlı politika eylemlerinin enflasyon beklentilerini başarıyla sabit tuttuğunu ve enflasyonun gelecek yılın ikinci yarısında yüzde 2’ye dönmesinin öngörüldüğünü söyledi. Lagarde, bankanın daha…
Lagarde, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından düzenlenen “2024 Michel Camdessus Merkez Bankacılığı Dersi” etkinliğinde konuştu.
Son yıllarda yaşanan şokların ekonominin yapısını değiştirdiğine işaret eden Lagarde, para politikasının etkisinin nasıl değerlendirileceği konusunda zorluk oluşturduğunu anlattı.
Lagarde, son yıllarda politika aktarımına ilişkin belirsizliklere dikkati çekerek, bu belirsizliği yönetmek için yalnızca beklenen enflasyona değil aynı zamanda altta yatan enflasyon dinamiklerine ve iletim gücüne de odaklanan üç yönlü politika çerçevesini başlattıklarını dile getirdi.
AMB Başkanı Lagarde, kararlı politika eylemlerinin enflasyon beklentilerini başarıyla sabit tuttuğunu ve enflasyonun gelecek yılın ikinci yarısında yüzde 2’ye dönmesinin öngörüldüğünü belirtti.
Enflasyon şokunun büyüklüğü düşünüldüğünde bu gerilemenin dikkate değer olduğunu vurgulayan Lagarde ancak hala belirsizliklerin bulunduğunu ve ekonominin halihazırda dönüşümsel değişiklikler yaşadığını ve bunun etkilerinin analiz edilip anlanması gerektiğini vurguladı.
Lagarde, merkez bankalarının değişime ve çerçevelerindeki esnekliği gerektiği gibi kullanmaya hazır olması gerektiğini bildirdi.
Para politikasının temel hedeflerinin değişmeden kalması gerektiğini vurgulamanın önemini belirten Lagarde, bankaların para politikası stratejilerinin etkili olduğunu kanıtladığını kaydetti.
“Bugün para politikasının hedefleri değişmiyor”
Lagarde, “Eğer enflasyonun daha dalgalı olduğu ve para politikası aktarımının daha belirsiz hale geldiği bir döneme girersek fiyat oluşumu için bu derin çapayı korumak önemli olacaktır.” ifadesini kullandı.
Küresel ayrışma ve dijitalleşmenin para politikası aktarımı üzerindeki etkilerini anlamaya başladıkça merkez bankalarının analitik çerçevelerini sürekli yeniden değerlendirmelerinin gerekeceğini belirten Lagarde, önceki dönemlerde olduğu gibi istikrarın katılık anlamına gelmemesi gerektiğini vurguladı.
Lagarde, “Bugün para politikasının hedefleri değişmiyor çünkü fiyat istikrarına odaklanmanın, derin değişim zamanlarında çok önemli olduğu gösterildi ancak bu, para politikasını uygulama şeklimizin aynı kalacağı anlamına gelmez.” dedi.
Hazine alacakları, ağustos sonu itibarıyla 30,2 milyar lira olarak gerçekleşti.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 31 Ağustos itibarıyla Hazine alacaklarına ilişkin verileri açıkladı.
Buna göre, Hazine alacakları, ağustos sonu itibarıyla 30,2 milyar lira oldu. Alacak stoku içindeki en yüksek payı 10,8 milyar lirayla mahalli idareler oluşturdu.
Söz konusu tarihe kadar Hazine alacaklarından 3,2 milyar lira tahsil edildi.
ABD ile Çin arasında geçen yıl kurulan Ekonomik Çalışma Grubu, beşinci toplantısını yaptı. Toplantılarda ekonomilerde dengeli büyümeyi destekleyen politikalar hakkında görüş alışverişinde bulunduğu aktarıldı.
ABD Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Çalışma Grubu’nun beşinci toplantısını, 19-20 Eylül tarihlerinde Pekin’de gerçekleştirdiği ve bunun Çin’de düzenlenen ikinci Ekonomik Çalışma Grubu toplantısı olduğu bildirildi.
İki gün süren toplantılarda, Bakanlık ile Çin Maliye Bakanlığı’ndan üst düzey yetkililerin bir araya geldiğine işaret edilen açıklamada, tarafların, kendi ekonomileri ve küresel ekonomilerde dengeli büyümeyi destekleyen politikalar hakkında görüş alışverişinde bulunduğu aktarıldı.
Açıklamada ABD’li yetkililerin, Hazine Bakanı Janet Yellen’in nisan ayında ülkeyi ziyaretinde gündeme getirdiği, Çin ekonomisinin belirli sektörlerinde artan aşırı kapasite belirtileri, Çin’in piyasa dışı uygulamaları ve bunların ABD’li işçiler ve firmalar üzerindeki etkileri gibi konuları da dile getirmeye devam ettiği kaydedildi.
Tarafların makroekonomik görünümler hakkında görüşlerini de paylaştığı belirtilen açıklamada, toplantıların yetkililerin borç sorunları ile gelişmekte olan ve gelişmiş ekonomilerdeki finansman zorlukları dahil işbirliği alanlarını tartışmasıyla sona erdiği ifade edildi.
Açıklamada, ABD Hazine Bakanlığı heyetinin Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng ile bir araya geldiği bilgisi de paylaşıldı.
ABD ile Çin arasındaki Ekonomik Çalışma Grubu, geçen yıl eylül ayında kurulmuştu.
ABD Merkez Bankası (Fed) Yönetim Kurulu Üyesi Michelle Bowman, politika faizinin 50 baz puan düşürülmesi kararına karşı çıkmasına ilişkin, bu kararın Fed’in fiyat istikrarı hedefinde “erken bir zafer ilanı” olarak yorumlanabileceği riskini gördüğünü…
Bowman, yaptığı yazılı açıklamada, çarşamba günü Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) politika faizini 50 baz puan düşürerek yüzde 4,75-5 aralığına indirme kararına karşı çıktığını anımsattı.
Söz konusu toplantıda politika faizinin 25 baz puan düşürülmesinden yana olduğunu belirten Bowman, enflasyonu düşürme ve iş gücü piyasasını soğutma konusunda kaydedilen ilerleme göz önüne alındığında politika faizinde indirime başlamanın uygun olduğunu kabul ettiğini ancak bu süreçte ilk hamle olarak daha küçük bir adım atılmasından yana olduğunu ifade etti.
Bowman, ABD ekonomisinin güçlü kalmaya devam ettiğini, enflasyonun ise sağlanan ilerlemeye rağmen endişe kaynağı olmayı sürdürdüğüne dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Enflasyonu düşürmede anlamlı bir ilerleme kaydedildiğini kabul etmek önemli olsa da çekirdek enflasyon yüzde 2,5 civarında veya üzerinde kalmaya devam ederken, Komitenin daha geniş kapsamlı politika eyleminin fiyat istikrarı görevimizde erken bir zafer ilanı olarak yorumlanabileceği riskini görüyorum. Enflasyon hedefimize henüz ulaşamadık. Ölçülü bir hızda daha nötr bir politika duruşuna doğru ilerlemenin, enflasyonu yüzde 2 hedefimize düşürmede daha fazla ilerleme sağlayacağına inanıyorum.”
Fed, çarşamba günü politika faizini 4 yıl aradan sonra ilk kez indirmiş ve 50 baz puan düşürerek yüzde 4,75-5,00 aralığına çekmişti.
Bankanın faiz oranında 50 baz puanlık indirime gitme kararı 11’e karşı 1 oyla alınmıştı. Bowman, 25 baz puanlık faiz indiriminden yana olarak karşı oy kullanan tek yetkili olmuştu.
