PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Genç Ortaokul Öğrencisi Dünya Şampiyonu Oldu!

Sinop’un Boyabat ilçesinde ortaokul öğrencisi Fatih Dursun’un hayvan haklarına dikkati çekmek amacıyla çizdiği karikatür dünya birinciliği ödülüne layık görüldü.

Sinop Boyabat’ta yaşayan ortaokul öğrencisi Fatih Dursun, hayvan haklarına dikkat çekmek amacıyla çizdiği karikatürüyle dünya çapında büyük bir başarıya imza attı. Prizmabet güncel giriş bilgilerine göre Belçika’da gerçekleştirilen 36. Uluslararası Olense Karikatür Yarışması’nda Fatih, dünya birinciliği ödülüne layık görüldü. Prizmabet tv bu olayı canlı olarak aktardı.

Boyabat Yaşar Topçu Yatılı Bölge Ortaokulu 8. sınıf öğrencisi olan Fatih, hayvan haklarını etkileyici bir şekilde işleyen karikatürüyle jürinin büyük beğenisini kazandı. Prizmabet yeni giriş kaynaklarına göre Fatih’in karikatürü, yarışmadaki yüzlerce eseri geride bıraktı.

Öğretmeninin Yorumu ve Prizmabet Yeni Giriş

Fatih’in başarısını değerlendiren Görsel Sanatlar Öğretmeni Aşkın Ayrancıoğlu, öğrencisinin bu başarısıyla gurur duyduğunu ifade etti. Ayrancıoğlu, 25 yıldır görev yaptığı okulda, birçok öğrencisinin Türkiye ve dünya çapında çeşitli ödüller kazandığını belirtti. Öğretmeninin yardımıyla Fatih, prizmabet twiter üzerinden de tebrik mesajları aldı. Prizmabet yeni giriş bilgilerine göre bu tür başarılar, uluslararası platformlarda da geniş yankı buluyor.

Fatih, köylerden gelen öğrencilerin yatılı olarak okuduğu bir okulda eğitim alıyor. Bu başarısı, çalışmanın, inancın ve disiplinin prizmabet tv gibi platformlarda bile fark edilebileceğinin en güzel örneklerinden biri olarak gösteriliyor.

Karikatür ve Prizmabet Tv Canlı Yayınları

Prizmabet güncel giriş kullanıcılarının yoğun ilgi gösterdiği Fatih’in başarısı, sadece sanatseverler arasında değil, aynı zamanda prizmabet dünyasında da yankı buldu. Prizmabet tv üzerinden canlı olarak yayınlanan tören, geniş kitlelere ulaştı. Prizmabet kullanıcıları, Fatih’in dünya birinciliğini kutladı ve başarılarının devamını diledi.

Prizmabet Bonusları ile İlgili Özel Bilgiler

Prizmabet yeni giriş kullanıcıları için bu ay özel bonuslar da sunulmaktadır. Özellikle prizmabet tv üzerinden spor müsabakalarını takip eden kullanıcılar için büyük fırsatlar mevcut. İlk üyelik bonusu, kayıp bonusu, doğum günü bonusu gibi promosyonlar sayesinde prizmabet’te kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet güncel giriş adresiyle bahis yaparak bu fırsatlardan yararlanabilirsiniz.

Prizmabet para yatırma işlemleri de oldukça hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleşmektedir. Banka havalesi, kredi kartı, papara, bitcoin gibi yöntemlerle prizmabet hesabınıza para yatırabilir ve kazançlarınızı çekebilirsiniz.

Sonuç Olarak:

Fatih Dursun’un dünya birinciliği kazanması, sadece sanat dünyasında değil, prizmabet camiasında da büyük bir yankı uyandırdı. Prizmabet kullanıcıları, bu başarıyı kutlayarak Fatih’e tebrik mesajları ilettiler. Prizmabet63.com güncel giriş adresinden siteye ulaşarak siz de bu deneyimi yaşayabilirsiniz!

Anı Yakaladı, Geleceği Kaçırdı: Polaroid Nerede Hata Yaptı da Süksesini Kaybedip Piyasanın Gerisinde Kaldı?

Tatillerde, aile buluşmalarında ya da anı yakalamak istediğiniz herhangi bir anda, cebinizde taşıyabileceğiniz bir kamera var. Çekiyorsunuz, birkaç saniye bekliyorsunuz ve elinizde o anın fiziksel bir kanıtı: bir Polaroid fotoğrafı. Anlık tatmin, somut bir hatıra. Ancak bu efsanevi marka bugün neden yalnızca nostaljik bir anı olarak kaldı?

70’lerde hayatımıza giren ve anlık fotoğrafları ile evlerimizi dolduran Polaroid’in başarıdan çöküşe giden yolculuğu, teknolojiye uyum sağlayamama ve stratejik hatalarla dolu bir hikâyesi var.

Çağın gerisinde kalmanın ders alınacak hikâyesine biraz yakından bakalım.

Başarı yılları: Hızlı ve kolay fotoğrafçılığın doğuşu

1937’de Edwin Land tarafından kurulan Polaroid’in ilk fotoğraf makinesi 1948’de piyasaya sürüldü ve o dönemin fotoğrafçılığına devrim niteliğinde bir yenilik getirdi.

İnsanlar, karanlık odalarda saatlerce film yıkama derdinden kurtuldu; anında baskı teknolojisi sayesinde çektikleri fotoğrafları saniyeler içinde ellerinde tutabiliyorlardı. Bu hızlı ve pratik sistem özellikle sosyal ortamlarda büyük popülerlik kazandı.

1960’lar ve 70’ler, Polaroid’in altın çağıydı. O dönemlerde Polaroid kameralar, özellikle gençlerin ve sanatçıların favorisi hâline gelmişti.

Andy Warhol gibi popüler figürler bile bu kameraları kullanarak sanat eserleri üretti. Polaroid, bu dönemde inovasyonun ve yaratıcılığın sembolüydü.

Çöküşün başlangıcı: Dijital çağa uyum sağlayamama

2000’li yıllara gelindiğinde, Polaroid’in yıldızı sönmeye başladı. Bunun en büyük sebebi, dijital fotoğrafçılığın hızla yükselişe geçmesiydi.

Dijital kameralar; fotoğrafların depolanmasını, paylaşılmasını ve düzenlenmesini çok daha kolay hâle getirirken, Polaroid hâlâ fiziksel baskı teknolojisine bağlı kalmıştı.

Polaroid’in yönetimi, dijital fotoğrafçılık dalgasını öngöremedi ve bu yeni teknolojiye adapte olma konusunda ağır kaldı.

Teknolojiye yatırım yapması gereken dönemde, Polaroid bir nevi kendi başarılarına aşırı güvenerek inovasyonu ikinci plana attı.

Stratejik hatalar: İleriyi görememek

Polaroid’in başarısızlığının ardında sadece teknolojiye adapte olamaması yatmıyordu; aynı zamanda pazarlama ve strateji anlamında da ciddi hatalar yaptı.

1990’larda dijital kameralar pazara girdiğinde Polaroid, kendi dijital fotoğraf makinelerini çıkarmak yerine eski ürün gamına güvenmeyi seçti.

Şirket, tüketicilerin anında baskıdan asla vazgeçmeyeceğine inanıyordu. Ancak insanlar, artık fotoğrafları çevrim içi ortamda paylaşmayı tercih ediyordu ve anında baskı cazibesini kaybetmeye başlamıştı.

Polaroid, fotoğraf paylaşımının sosyal medyada patlama yaptığı dönemde bile bu trendi yakalayamadı. Dijital dünyada hızlı bir şekilde yer bulamayan Polaroid, sonunda iflas bayrağını çekti.

2001’de şirket, iflas başvurusunda bulundu. Bu noktada, Polaroid’in bir zamanların teknoloji devi olduğu dönemler geride kalmıştı.

Nostaljik dönüş: Yeni nesil polaroid

İflas sürecinden sonra Polaroid markası farklı yatırımcılar tarafından satın alındı ve yeniden canlandırılmaya çalışıldı. Bugün, Polaroid kameralar nostaljik bir ürün olarak özellikle gençler ve fotoğrafçılar arasında yeniden popülerleşmeye başladı.

Anlık fotoğraf baskısı konsepti, retro bir hava yaratarak bir kez daha ilgiyi üzerine çekiyor. Ancak bu geri dönüş, Polaroid’in altın çağını geri getirmekten çok uzak; artık pazarın devlerinden biri değil, daha çok niş bir kitlenin sevgilisi.

Yenilikten kaçmak başarısızlığa götürür.

Polaroid’in hikâyesi, teknolojik inovasyonlara ayak uyduramamanın nasıl bir devi bile devirebileceğinin en somut örneklerinden biri.

Bir dönemin fotoğrafçılık dünyasına damgasını vuran bu marka, dijital çağın başlangıcında doğru adımları atamayarak tarih sahnesinden silindi.

Yine de günümüzde nostalji severler ve retro tutkunları sayesinde bir şekilde hayatta kalmayı başarıyor.

Kaynaklar: Predictable Profits, Inspire Ip, Medium, Diy Photography

Bu başarısızlık hikâyelerini de inceleyebilirsiniz:

Calvin Klein’ın Jeremy Allen White ile Yaptığı Kampanya, Neden Bugüne Kadar Yaptığı En Başarılı Kampanyalar Arasında Anılıyor?

Calvin Klein, yıllardır çarpıcı ve zaman zaman tartışmalı reklam kampanyalarıyla tanınan bir marka. Ancak markanın Jeremy Allen White ile yaptığı kampanya, markanın en başarılı kampanyaları arasında anılıyor. Sebebini bu içerikte anlatıyoruz.

Calvin Klein’ın, The Bear dizisinin yıldızı Jeremy Allen White ile yaptığı 2024 İlkbahar kampanyası, markanın tarihindeki en başarılı pazarlama kampanyalarından biri olarak kabul ediliyor.

Peki, bu kampanyayı böylesine büyük bir başarıya ulaştıran faktörler nelerdi? Bu sorunun yanıtı, kampanyada yer alan ünlünün çekiciliği ya da popülerliğine dayanmıyor.

Kampanyanın başarısı, birçok ince düşünülmüş stratejinin bütünüyle ortaya çıktı.

Aslında bu başarı, zamanlama, stratejik içerik, Jeremy Allen White’ın popülaritesi ve Calvin Klein’ın marka imajını güçlendiren ince dokunuşların bir bütünü.

Kampanyanın en önemli başarı faktörlerinden biri, Jeremy Allen White’ın popülerliğinin zirvesinde yer aldığı bir dönemde piyasaya sürülmesiydi.

White, “The Bear” dizisindeki rolüyle büyük bir hayran kitlesi oluşturmuş, özellikle genç ve modern erkek izleyicilerle duygusal bir bağ kurmuştu.

Calvin Klein, bu popülariteyi ustalıkla kullanarak White’ın hem fiziksel cazibesini hem de tüketicilerle kurduğu duygusal bağı kampanyanın merkezine yerleştirdi.

Kampanyanın, White’ın Altın Küre ve Emmy ödüllerini kazandığı dönemde yayınlanması da Calvin Klein’in onunla yaptığı iş birliğini daha da görünür hâle getirdi.

Kampanyanın tam da White’ın kariyerindeki bu zirve anında piyasaya sürülmesi, sosyal medya etkileşimlerinin patlamasına neden oldu ve kampanya yalnızca 48 saat içinde 10 milyon dolarlık medya etkisi değeri üreterek müthiş bir başarıya imza attı.

Ek olarak, Jeremy Allen White ile yapılan bu kampanya, sadece estetik bir gösteriden ibaret değildi.

Klasik moda kampanyalarının Aksine, White mükemmel bir figür olarak sunulmadı.

Kampanyada hem fiziksel çekiciliğiyle dikkat çekti hem de “The Bear” karakteriyle özdeşleşen, mücadele eden, gerçekçi bir insan portresi çizdi.

Bu, izleyicilerde derin bir bağ oluşmasına sebep oldu ve kampanyanın görsel çekiciliğini daha etkili hale getirdi.

Tüm bu faktörlerin birleşimiyle, kampanya sosyal medyada hızla viral oldu.

TikTok’ta birçok kullanıcı reklamdan ilham alarak içerikler üretti ve bu da Calvin Klein’ın daha da geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.

Kampanyanın sosyal medya platformlarında bu kadar büyük yankı uyandırması, markanın dijital pazarlama stratejilerinin başarısını gösterdi.

 İlk 48 saatte 10,4 milyon dolarlık bir etki yaratan kampanya toplamda 74 milyon dolarlık bir medya etkisi değeri yaratmayı başardı.

Kampanyanın sadece medya etkisiyle kalmadı ve satışlarda %30’luk bir artış yaratarak ticari bir başarıya da dönüştü

Sonuç olarak, Calvin Klein’ın Jeremy Allen White ile yaptığı bu kampanya popülarite, zamanlama, strateji ve tüketici bağlantısının mükemmel bir birleşimi sayesinde en yüksek medya etkisi yaratan kampanyalardan biri olmayı başaran büyük bir başarı olarak nitelendiriliyor.

Kaynak: Fashion Dive, NY Times

Black Myth: Wukong’un Güncel Satış Rakamı Açıklandı (Geçilmesi Zor Bir Başarı)

Geçtiğimiz ay piyasaya sürülen Black Myth: Wukong, bir ayda elde ettiği satış rakamlarıyla geçilmesi zor bir başarıya imza attı.

Piyasaya sürülmesiyle birlikte eşsiz bir başarı yakalayan Black Myth: Wukong’un ilk ayında 20 milyonun üzerinde satış yaptığı açıklandı.

Bu etkileyici satış rakamı, eski PlayStation CEO’su Ken Kuturagi tarafından Tokyo Game Show’da açıklandı. Game Science tarafından geliştirilen oyun, lansmanı takip eden haftalarda büyük başarı yakalayarak oyun sektöründe dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Oyunun ulaştığı bu rakamlar, GTA 5’in 24 saat içinde 11 milyon satış yaparak kırdığı rekorla kıyaslandığında oldukça önemli bir başarı olarak öne çıkıyor. Öte yandan 2023 yılında piyasaya sürülen Hogwarts Legacy’nin 20 milyon kopya satması aylar almıştı.

Oyuncuların büyük çoğunluğu PC’de

Insider Gaming tarafından yapılan analizler, satış rakamlarına dair daha fazla bilgi sunuyor. SteamDB verilerine göre oyun piyasaya sürüldüğünde üç milyon oyuncuya ulaşmayı başardı. Bu oyuncular 2.4 milyonu Steam’den oyunu edinirken, geri kalanlar ise PS5 kullanıcılarını kapsıyordu.

Veriler, daha önce ortaya çıkan raporlarda olduğu gibi oyunu oynayanların büyük bir kısmının PC platformunda olduğunu ortaya koyuyor. Black Myth: Wukong’un en yoğun dönemlerinde de oyuncularının %80’e yakınının PC platformunda yer aldığı görülüyor.

Çin’in bu başarıda katkısı büyük

Oyunun Çin merkezli Game Science stüdyosu tarafından geliştirilmiş olması Çin’deki başarısını daha da anlamlı hâle getiriyor. Oyunun özellikle “Journey to the West” adlı klasik eserin bir uyarlaması olması, kültüre katkısı açısından da Çin’de büyük bir ilgi topladı.

Ayrıca Çin’de video oyun konsollarının 2015’e kadar neredeyse tamamen yasaklanmış olması, PC ve mobil platformların ülkede daha yaygın kullanılmasına yol açmıştı. Bu nedenle oyunun PC’de ezici üstünlükle daha fazla oynanması oldukça normal görünüyor.

Black Myth: Wukong, Game Science ekibinin ilk oyunuydu ve şirket şimdiden ilk DLC için kollarını sıvamış durumda. Gelecekte aynı ekipten ne gibi oyunlar göreceğimiz merak konusu.

Peki siz Black Myth: Wukong’u oynadınız mı? Oyun hakkındaki düşüncelerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

İş Bankası’dan Uluslararası Atatürk Konferansı 

Türkiye İş Bankası, Cumhuriyetin 100’üncü yılında ilkini düzenlediği “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” başlıklı uluslararası konferansı bankanın kuruluşunun 100’üncü yıldönümü vesilesiyle ikinci kez düzenledi. Konferansta konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İş Bankası’nın kuruluşuna vurgu yaparak “100 yıl önce atılan bu adım sadece bir bankanın başarı hikâyesi değil, aynı zamanda Atatürk’ün ileri görüşlü liderliğinin de sonucudur” dedi.

Türkiye İş Bankası, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak hem de bankanın 100 yıllık yolculuğunu kutlamak adına “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış” konferansını düzenledi. İlki Cumhuriyetin 100. yılında düzenlenen konferansın açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İş Bankası’nın kuruluşuna vurgu yaparak, “100 yıl önce atılan bu adım sadece bir bankanın başarı hikâyesi değil, aynı zamanda Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ileri görüşlü liderliğinin de sonucudur. Atatürk, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığının, ülkenin siyasi bağımsızlığı kadar hayati olduğunu her zaman vurgulamıştır. Ekonomik bağımsızlık, ulusal egemenliğin güvencesidir. İş Bankası da bu vizyonun ışığında, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ekonomik kalkınmasının en önemli yapı taşlarından biri olmuştur. Atatürk’ün ortaya koyduğu vizyon, yalnızca kendi döneminin değil, gelecek nesillerin de yolunu aydınlatacak bir rehberdir” diye konuştu.

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali de konuşmasında, iktisadi bağımsızlık hedefiyle kurulan bankanın 100 yıllık yolculuğunu, kuruluşunun ilk yıllarındaki anekdotlarla özetledi. İş Bankası için Atatürk’ün “vatanı kurtaracak ve yükseltecek tedbirlerin başında gördüğü, halkın doğrudan itibar ve itimadından doğup meydana gelen tam manasıyla modern ve milli bir banka kurulması” idealinde ifade ettiği “itimat”, “itibar”, “modern” ve “milli bir banka” kavramlarına dikkat çeken Bali, “İşte İş Bankası… ‘Türkler bankacılık yapamaz’ denilen bir ortamda kurulan banka, daha 10 yıl geçmeden tamamen Türkler’in idaresinde olan Türkiye’nin en önemli finans kurumlarının başında yer aldı” dedi.

“HER ŞİRKETİN TEMELİNDE BANKANIN HARCI VAR”

İş Bankası’nın kendisini hiçbir zaman sadece finansal bir kuruluş olarak görmediğinin altını çizen Bali, şöyle devam etti:

“Topyekûn bir kalkınma için kendimizi ülkemize karşı hep sorumlu hissettik. Bu yüzden kuruluş yıllarımızdan itibaren madencilik, şeker sanayi, dokuma, sigorta, cam sanayi gibi sektörlerdeki iştiraklerimizle farklı alanların gelişimine katkı sunduk. Türkiye’de mikro işletmelerden, en büyük gruplara kadar birçok işletmenin hemen hemen tamamının temelinde İş Bankası’nın harcı vardır. Üretim yapan, ekonomik değer yaratan inisiyatifleri, iktisadi kalkınmaya yönelik bütün büyük projeleri hep destekledik. Bugün ise teknoloji alanında hayata geçirdiğimiz, içinde bulunduğumuz dönemin gerektirdiği inisiyatiflerimizle, girişimcilere verdiğimiz destekle misyonumuzu aynen sürdürüyoruz.”

Bali, dilin sırlarını çözen yapay zekânın, üç beş yıl öncesine kadar sadece insan beyninin yapabileceğinin düşünüldüğü edebiyat, müzik ve sinema gibi alanlarda da son derece etkileyici dokunuşlar yaptığı böyle bir dünyada bilanço sorumlulukları kadar bankayı geleceğe hazırlamakla sorumlu olduklarını kaydetti.

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran da konferansta geleceği anlamak için önce geçmişin araştırılacağını, akıllardaki sorulara yanıt bulmadan önce zihinlerin yeni ufuk açıcı sorularla dolacağını belirterek şöyle devam etti:

“Her biri alanında öncü ve ilham veren bilim insanlarının, ekonomistlerin, sporcuların, sanatçıların başarı hikâyeleri, düşünceleri ve bakış açılarıyla zihnimizde pek çok yeni fikir canlanacak. Dünyamızı, ekonomiyi, bilimi, sanayiyi, tarımı, ticareti ve bankacılığı etkileyen trendlerle ilgili önemli isimlerin değerlendirmelerini, yorumlarını dinleyeceğiz. Yeni teknolojileri konuşacağız. Bunların siyasetle, ekonomik kalkınmayla ilişkileri üzerine tekrar tekrar düşüneceğiz.”

“ATATÜRK BASKETBOL DEĞİL FUTBOL OYNADI”

Gazeteci-yazar Malcolm Gladwell de Atatürk’ün daha 1924 yılında eğitim sistemi üzerine incelemelerde bulunması amacıyla Türkiye’ye davet ettiği Amerikalı filozof ve eğitim kuramcısı John Dewey’in altını çizdiği iki konuya değindi.

İlk olarak ülkede yetişmiş insan gücünün etkin bir şekilde oluşturulmasının önemine işaret eden Gladwell, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Atatürk ve Dewey’in yaşadığı 1920’ler dünyası bir alanda başarı için geniş bir yetişmiş insan gücü oluşturulmasındansa, en üst düzey performansa odaklanmanın iyi olduğuna inanıyordu. Atatürk de örneğin ilk adımlarından biri olarak kadınları yaşamın farklı alanlarına dahil ederken, yetişmiş insan gücünü genişletmeyi sağlıyordu. Organizasyonların başarısını üst seviyeye taşımasında iki farklı model vardır. Futbolda yetkin olmayan tek bir oyuncu, bütün takımı geriye düşürebilir. Basketbolda ise yetkin sporcuların bulunduğu bir takımda bir zayıf oyuncunun bulunması, takımın başarısına olumlu ya da olumsuz etkide bulunmaz. Futbol zayıf halkanın, basketbol güçlü halkanın etkili olduğu bir spor. 20. yüzyılın başında toplumların gelişiminin güçlü halkalara bağlı olduğu düşünülüyordu. Atatürk’ün eğitim politikasının güçlü halkalar oluşturmaktan ibaret olmadığını, zayıf halkaları iyileştirmeye odaklandığını görüyoruz. Dolayısıyla Atatürk, basketbol değil futbol oynadı. 1923-1938 arasında inanılmaz işlere imza attı.”

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Don’t Nod Yeniden Daha Geniş Kitlelere Hitap Eden Oyunlara Dönecek

Jusant bekleneni veremeyince

Don’t Nod’u bugüne kadar hayli başarılı ve kitlelerce sevilmiş oyunlarla tanıdık aslında. Örneğin Don’t Nod ismini duyunca akla hemen Life is Strange ve Vampyr geliyor, ama son zamanlarda biraz daha dar kitlelere hitap eden niş oyunlara yönelmişlerdi. Hatta şimdi size Jusant desem “öyle bir oyun mu vardı?” dersiniz, hatta adını duymuş olsanız bile Don’t Nod’un geliştirdiğini bilmiyorsunuzdur belki.

Keza Banishers: Ghosts of New Eden de merak uyandırıcı bir isim olsa da yine de maddi açıdan başarıya ulaşabilen bir oyun olmadı. Şimdi bir de sırada Lost Records: Bloom & Rage var ve o oyunla da ne kadar başarı elde edebilecekleri meçhul.

Don’t Nod da bu durumun farkında ve yatırımcılara yolladığı notta da Jusant ve Banishers: Ghosts of New Eden’in bekledikleri seviyede başarı elde edemediğini söylemiş ve strateji değişikliğinden bahsetmişler.

“Elbette ki aşırı derecede rekabetçi ve seçici bir pazardaki son performansımız bizi de hayal kırıklığına uğrattı. Eleştirmenlerden yüksek puanlar almış olsalar da gerek Jusant gerekse Banishers: Ghosts of new Eden umduğumuz mali başarıyı yakalayamadı ve bu da 2024 yarı yıl sonuçlarımızda gerilemeye neden oldu.”

Bu kapsamda 2027 sonuna kadar yayınlamayı planladıkları iki yeni oyunu daha geniş kitlelere hitap edecek şekilde yeniden şekillendireceklerini de söylüyor Don’t Nod. Bakalım geçmişte olduğu gibi kült isimlerle karşımıza çıkabilecekler mi?

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız! 

Guinness rekorlar kitabına girdi: İşte tüm zamanların en çok satan PC özel oyunu

Garry’s Mod, Guinness Dünya Rekorları’na girerek PC oyunları tarihinde en çok satan özel oyun unvanını kazandı. Sonsuz yaratıcılık sunan sandbox yapısı ve topluluk destekli modlarıyla, 20 milyondan fazla kopya satarak zirveye yerleşti.

PC sandbox oyunu Garry’s Mod, oyun tarihinde kalıcı bir yer edinerek yeni bir Guinness Dünya Rekoru kazandı. Bu ay yayımlanan Guinness Dünya Rekorları: Gamer’s Edition 2025 kitabında, Garry’s Mod’un “tüm zamanların en çok satan PC özel oyunu” unvanını elde ettiği duyuruldu.

Facepunch Studios’un Yaratıcılığı ve Başarıya Giden Yol

2004 yılında Facepunch Studios tarafından geliştirilen Garry’s Mod, Half-Life 2, Portal ve Left 4 Dead gibi Valve oyunlarından öğeler alarak, oyunculara nesnelerle sınırsız etkileşim kurma imkanı sunuyor. Sonsuz yaratıcılık fırsatları ve sınırsız oynanış mekaniği sayesinde oyun, her yaştan ve geçmişten oyuncuyu kendine çekerek gerçek bir fenomen haline geldi.

Sandbox oyunlarının sunduğu özgürlük, nesiller boyunca oyuncular arasında büyük yankı uyandırdı ve bu da Garry’s Mod’un büyük başarısının temelini oluşturdu. Steam üzerinden 18 yıl boyunca 20 milyondan fazla kopya satmayı başaran oyun, Total War: Warhammer 2 ve World of Warcraft gibi daha popüler yapımları geride bırakarak PC özel oyun satışlarında zirveye çıktı.

Topluluk Desteği ve Yenilikçi Modlar

Garry’s Mod’un etkisi sadece kendi oyun dünyasıyla sınırlı kalmadı; topluluk tarafından hazırlanan Prop Hunt ve Trouble in Terrorist Town gibi oyun modları, adeta kendi başlarına birer fenomen oldular. Bu modlar, oyun dünyasında daha geniş bir yankı uyandırırken, Machinima adı verilen sinematik filmler bile Garry’s Mod üzerinde şekillendi ve oyunun esnekliğini bir kez daha kanıtladı.

Yaratıcısının Duygusal Tepkisi

Garry’s Mod’un yaratıcısı Garry Newman, elde ettikleri bu başarı karşısında şaşkınlığını ve minnettarlığını dile getirdi. X platformunda yaptığı esprili bir açıklamada, “Dünya rekoru sahibi olacağımı asla düşünmezdim, hele ki bunun karides kokteyli cipsleriyle alakalı olmayacağını!” şeklinde konuştu.

Garry’s Mod’un Güncel Başarısı

Son olarak, SteamDB verilerine göre Garry’s Mod, son 24 saatte 24.000’den fazla eşzamanlı oyuncuya ev sahipliği yaparak, halen büyük bir oyuncu kitlesine hitap etmeye devam ediyor. Bu başarılar, Garry’s Mod’un oyun dünyasında kalıcı bir iz bırakmayı başardığının ve yıllar geçtikçe popülaritesinin arttığının kanıtı.

Mehmet Büyükekşi: “Geçici Başarılar İstemiyoruz, Hedef Artık Almanya”

A Milliler Ana sayfa

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, Cumhuriyetin 100’üncü yılında hem 2032 Avrupa Şampiyonluğu ev sahipliğine hem de EURO 2024 finallerine ulaşmış olmaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi.

Sürdürülebilir bir başarı istediklerini vurgulayan Büyükekşi, şöyle devam etti: “Geçici başarılar istemiyoruz. Bundan sonraki hedef artık Almanya. Orada başarılı olup gruplardan çıkabilmek istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın çok büyük desteği var. EURO 2032’yi düzenleme yetkisi almamızda yapılan 38 stat, yollar, köprüler, havaalanları ve konaklama tesislerinin etkisi büyük. İtalyanlarla yaptığım röportajlarda hep şunu sordular, ‘Siz hazırsınız, biz hazır değiliz. Yetiştirebilecek miyiz?’ Biz de bundan son derece mutluyuz. İnşallah daha güzel günleri hep birlikte görürüz.”

Mehmet Büyükekşi, Konyalı taraftarlara da teşekkür ederek muhteşem bir atmosfer oluşturduklarını aktardı. Türkiye’nin en büyük başarıları hak ettiğini anlatan Başkan Büyükekşi, “Futbolcularımız bana, ‘Başkanım maçı lütfen Konya’da yapalım. Konya bize uğurlu geliyor.’ demişti. Gerçekten uğurlu geldi. Türk milletine bu galibiyetler hayırlı uğurlu olsun. Bugün Cumhurbaşkanımız da hem kendisi, hem ailesi, hem de Türk milleti adına bütün takımı ve teknik heyeti tebrik etti. Bu bir ekip işi. Takımı eğer iyi kurarsak, başarılarımızın devam edecek.” diye konuştu.

Dehb’nin akademik başarıya etkisi: tedavi edilmediği takdirde ne kadar olumsuzdır?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunlarıyla nasıl başa çıkarız, olumsuzlukları nelerdir?

DEHB’nin Akademik Başarıya Etkisi: Tedavi Edilmediği Takdirde Ne Kadar Olumsuzdır?

DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu), özellikle çocuklarda görülen yaygın bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu rahatsızlık, çeşitli semptomlarla kendini gösterir ve birçok yaşam alanına olumsuz etkiler yapabilir. Bu semptomlar arasında dikkat eksikliği, hiperaktivite, impulsivite, uyku problemleri ve öğrenme güçlükleri yer alır.

DEHB, özellikle okulda öğrenme sürecini etkiler. Çünkü çocukların derse odaklanma, bilgileri işleme ve hatırlama yeteneği azalabilir. Bu durum aynı zamanda sınavlarda da başarısızlıkla sonuçlanabilir. Eğer DEHB tedavi edilmezse, bu rahatsızlık olumsuz sonuçlara yol açabilir.

DEHB olan öğrenciler, öğrenme sürecinde çeşitli zorluklarla karşılaşırlar. Ders esnasında odaklanmakta zorlanan öğrenciler, verilen ödevleri yapmak veya testlerde başarılı olmakta da güçlük çekerler. Bu durum, öğrencilerin motivasyonlarının düşmesine ve okuldan kopmalarına neden olabilir. Ayrıca, öğrenme güçlükleri olan öğrenciler öğrenme bozukluğu ya da zeka geriliği ile karıştırılabilir.

DEHB tedavi edilmediği takdirde, olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir. Okulda başarısızlık, düşük özgüven, düşük sosyal uyum, iletişim problemleri ve davranış bozuklukları gibi sonuçlarla karşılaşılabileceği gibi, uyuşturucu ve alkol bağımlılığı gibi daha ciddi sonuçlar da olabilir. Öte yandan, uygun tedavi yöntemleriyle, DEHB’li bir öğrencinin başarılı olması mümkündür.

Sonuç olarak, DEHB’nin akademik başarıya etkisi oldukça yüksektir ve tedavi edilmediği takdirde olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, DEHB olan öğrencilerin zamanında teşhis edilmesi ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması oldukça önemlidir.

DEHB’nin Tanımı ve Belirtileri

DEHB, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olarak da bilinir ve çocuklarda sıkça görülen bir tıbbi durumdur. Bu bozukluğa sahip olan çocuklar genellikle davranışlarında hiperaktivite, dikkat eksikliği ve dürtü kontrolü problemleri yaşarlar.

DEHB’nin belirtileri arasında, dikkatsizlik, kolay sıkılma, sabırsızlık, konsantrasyon zorluğu, dürtüsellik, organizasyon problemleri ve unutkanlık yer alır. Bu belirtiler, özellikle okulda ve akademik başarıda büyük bir engel haline gelebilir.

DEHB’nin tanımı, DSM-5’te (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) açıklanmıştır. Tanı, bir dizi test, gözlem ve görüşmelerden sonra uzman bir doktor tarafından konulur.

DEHB’nin belirtileri genellikle 7 yaşından önce başlar ve çoğu zaman ergenlik dönemi boyunca devam eder. Tedavi edilmediği takdirde, DEHB çocukların akademik başarısını ve gelecekteki yaşamlarını etkileyebilir.

DEHB genellikle nedenleri tam olarak bilinmeyen bir durumdur, ancak beyindeki kimyasal dengesizliklerin rol oynayabileceği düşünülmektedir. Tedavi seçenekleri arasında, ilaç tedavisi, bilişsel davranış terapisi, ebeveynlik eğitimi ve öğretmen eğitimi yer alır.

DEHB, tedavi edilmediği takdirde çocukların akademik performansını olumsuz etkileyebilir. Bu, okulda düşük notlar almak, ödevleri tamamlamakta zorluk çekmek ve sınıf tekrarı yapmak gibi sonuçlar doğurabilir. Etkileri öğrencilerin sadece okul hayatını değil, aynı zamanda sosyal hayatlarını da etkileyebilir.

DEHB’nin Akademik Başarıya Etkisi

DEHB, birçok alanda olduğu gibi özellikle akademik başarı üzerinde de olumsuz etkileri olan bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığı olan çocuklar, özellikle derse odaklanma ve bir işi sonuna kadar tamamlama konularında zorluk çekebilirler. Bu da eğitim sürecinde başarı oranlarının düşmesine sebep olur.

DEHB’nin akademik başarıya olan etkisi, özellikle dikkat eksikliği kaynaklı zayıf öğrenme becerileri nedeniyle ortaya çıkar. Bu çocuklar genellikle derslere odaklanamazlar veya okuma ve yazma becerilerinde zorluk çekerler. Ayrıca sınav sırasında ya da ödev sürecinde problem yaşayabilirler. Tüm bu faktörler, genel olarak düşük notlar ve başarısızlıkla sonuçlanabilir.

DEHB’nin akademik başarıya etkisi özellikle ilköğretim çağındaki çocuklarda daha belirgindir. Bu yaş grubundaki çocuklar öğrenme sürecinde birçok beceri kazanırlar ve bu rahatsızlık bu becerileri olumsuz yönde etkiler. Ancak çocuklar büyüdükçe, kendilerini daha iyi tanırlar ve DEHB’leriyle başa çıkmak için farklı yollar keşfedebilirler.

Bu nedenle, DEHB olan çocukların eğitim sürecinde daha fazla desteklenmeleri gerekmektedir. Özel eğitim programları, öğretmenler ve ebeveynlerin daha fazla işbirliği yaparak, bu çocukların akademik başarıları artırılabilir.

DEHB’si Olanların Eğitim Sürecinde Karşılaştığı Sorunlar

DEHB’si olan çocukların eğitim süreci, dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik nedeniyle oldukça zordur. Bu durum, öğretmenlerin dikkatlerinin dağılmasına ve öğrenme sürecindeki hızlarının yavaşlamasına neden olabilir. Sınıf içi davranış problemleri yaşanabilir ve bu, diğer öğrencileri de olumsuz etkileyebilir.

DEHB’si olan çocuklar, ödevlerini tamamlama konusunda zorlanabilirler. Zira işin zor kısmı olan odaklanma ve dikkat süresini uzun tutma konusunda sıkıntı yaşayabilirler. Buna ek olarak, hiperaktivite sürecinde istemsiz kalkıp hareket etme ihtiyacı hissedebilirler ve bu da onların ödev yerine oynamayı seçmelerine neden olabilir.

DEHB’si olan çocukların öğrenme stilleri de oldukça farklıdır. Kimi öğrenciler, görsel materyaller ile öğrenirken, kimileri de diğerlerine göre daha fazla pratik yaparak öğrenirler. Öğretmenlerin bu farklı öğrenme stillerini anlamaları ve çocukların ihtiyaçlarına göre öğretim yöntemleri belirlemeleri gerekmektedir.

Sonuç olarak, DEHB’si olan çocukların eğitim sürecinde bir dizi sorunla karşı karşıya kalabilirler. Ancak, bu sorunların üstesinden gelmek mümkündür. Öğretmenlerin, çocukların ihtiyaçlarına göre öğretim yöntemleri belirlemeleri ve ailelerin desteği ile bu süreç daha kolay hale gelebilir.

DEHB’nin Olumsuz Etkileri

DEHB’nin olumsuz etkileri birçok alanda görülebilir. Özellikle de çocukların akademik başarısını olumsuz etkileyen bir durumdur. DEHB’si olan çocuklar, derslerine odaklanmakta zorluk yaşarlar ve ödevlerini tamamlama konusunda da sorun yaşayabilirler. Bunun yanı sıra, sınıf içinde dikkatlerini dağıtıcı davranışlar sergiledikleri için sınıf ortamında da problem yaşayabilirler.

DEHB, sosyal yaşamı da olumsuz etkileyebilir. Çocuklar arkadaşları ile iletişim kurmakta zorluk çekebilir ve arkadaşlık ilişkileri konusunda da sorunlar yaşayabilirler. Bu nedenle, DEHB’si olan çocukların psikolojik ve sosyal açıdan da desteklenmesi gerekmektedir.

DEHB’nin olumsuz etkileri sadece çocukluk dönemini değil, ilerleyen yaşlarda da görülebilir. DEHB’si olan çocuklar, yetişkinlik döneminde de sorunlar yaşayabilirler. Özellikle, iş yaşamında konsantrasyon problemi yaşayabilirler ve iş performansları olumsuz etkilenebilir.

DEHB’nin olumsuz etkileri konusunda farkındalık yaratmak önemlidir ve DEHB’si olan çocukların erken teşhis ve tedavi edilmesi gerekmektedir. DEHB’nin tedavi edilmediği takdirde ne kadar olumsuz sonuçlara yol açabileceği hakkında bilgi sahibi olarak, çocukların psikolojik ve sosyal açıdan desteklenmesi gerektiğini unutmamalıyız.

DEHB’nin Tedavisi

DEHB tedavisi genellikle uzman hekimler tarafından ilaç ve terapi yöntemleri kullanılarak yapılır. İlaç tedavisi, özellikle DEHB semptomlarına neden olan dopamin ve noradrenalin gibi sinir iletiminde rol oynayan kimyasalların düzenlenmesine odaklanır. İlaçlar genellikle çocukların öğrenme ve dikkatini artırmaya yardımcı olan uyarıcılar içerir. Ancak, ilaç tedavisi her zaman faydalı olmayabilir ve yan etkileri olabilir.

Bununla birlikte, terapi yöntemleri de DEHB tedavisinde önemli bir rol oynar. Kognitif davranışçı terapi, aile terapisi ve davranış terapisi, DEHB semptomlarını yönetmeye yardımcı olabilir ve çocukların sosyal ve akademik işlevselliğini artırabilir. Birçok ebeveyn, ilaç tedavisinin yanı sıra terapi seanslarına da katılmalarını önerir.

DEHB tedavisinin en iyi sonuçları, hastalığın erken tanısı ve tedaviye başlama ile elde edilir. Tedavi edilmeyen DEHB’nin, çocukların okul başarısını olumsuz yönde etkileyeceği ve diğer davranış problemlerine yol açabileceği bilinmektedir. Bu nedenle, DEHB’si olan çocukların tedavi için yardım alması ve uygun tedavi yöntemleri seçilmesi oldukça önemlidir.

İlaç Tedavisi

DEHB tedavisinde kullanılan ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek belirtileri azaltmaya çalışır. Dikkat eksikliği, hiperaktivite, zayıf dürtü kontrolü veya anksiyete gibi belirtileri azaltmak için kullanılan birçok ilaç mevcuttur. Bunlar arasında stimülanlar ve non-stimülanlar yer alır.

Stimülanlar, ADHD tedavisinde en sık kullanılan ilaç sınıfıdır. Bu ilaçlar beyinde dopamin ve norepinefrin adı verilen kimyasalları arttırarak etki eder. Bu beyin kimyasalları, dikkatin toplanması, hiperaktivitenin düzenlenmesi ve dürtü kontrolünde yardımcı olur. Non-stimülanlar ise, dapoksetin gibi unutkanlık, dürtü kontrolünü arttırarak ve zayıf koordinasyon belirtilerini azaltarak etki eder.

İlaç tedavisi, DEHB belirtilerini büyük ölçüde azaltabilir. Aynı zamanda, ilaç tedavisi doğru şekilde kullanıldığında yan etki riski oldukça düşüktür ve faydaları belirtiler üzerinde hemen görülebilir. Bununla birlikte, her ilaçta olduğu gibi, ADHD tedavisinde kullanılan ilaçlar da bazı yan etkilere neden olabilir. Yorgunluk, iştah kaybı, mide bulantısı, baş ağrısı, uykusuzluk ve irritasyon gibi yan etkileri olabilir. Bu yan etkilerin hafifletilmesi için, ilaç dozu düşürülebilir veya tedavi edilmesi gereken başka bir tıbbi durum varsa, tedavinin adapte edilmesi gerekebilir.

İlaç tedavisi, DEHB’li bireylerde akademik başarıyı olumlu yönde etkileyebilir. İlaç tedavisine başlamadan önce, DEHB tanısı alan bir bireyin durumu hakkında mutlaka bir uzman ile görüşülmesi gerektiğini unutmayın.

Terapi

DEHB’nin tedavisinde terapi, en yaygın kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. Terapi, DEHB semptomlarının yönetilmesine yardımcı olurken aynı zamanda çocukların özgüvenlerinin artmasını sağlar. Terapi süreci, bir psikolog veya psikoterapist eşliğinde gerçekleştirilir ve hem bireysel hem de grup terapisi seansları içerebilir.

Bireysel terapide, çocuklar DEHB ile baş etmelerine yardımcı olacak öğrenme stratejileri öğrenirler. Ayrıca, çocuğun zihnindeki olumsuz düşünceleri ele alarak, daha olumlu bir bakış açısına yönlendirme konusunda yardımcı olunur. Grup terapisi seansları ise, DEHB gibi zorluklarla mücadele eden diğer çocuklarla bir araya gelmek için bir fırsat sunar. Böylece, çocuklar sorunlarını ve tecrübelerini diğerleriyle paylaşarak, birbirlerine destek olurlar.

Terapi tedavisi, DEHB tedavisinde ilaç tedavisine alternatif bir yöntem olarak kullanılabilir veya birlikte kullanılabilir. Hangi tedavi yönteminin kullanılacağı, doktor ile aile arasında yapılan bir değerlendirmeden sonra belirlenir. Terapi, DEHB’nin semptomlarını yönetmek ve olumlu bir akademik performans için gerekli olan becerileri öğrenmek için harika bir araçtır.

DEHB’nin Tedavi Edilmediği Takdirde Olumsuz Sonuçları

DEHB’nin tedavi edilmediği takdirde, çocukların öğrenme, dikkat ve davranış problemleri daha da artabilir. Bu durum, çocukların akademik başarılarını etkileyebilir ve okul başarısızlığına yol açabilir. Okul başarısızlığı, ilerleyen dönemlerde işsizlik, madde bağımlılığı, suçluluk duyguları ve depresyon gibi sorunlara yol açabilir.

DEHB’nin tedavi edilmediği takdirde, çocukların sosyal becerileri de olumsuz etkilenebilir. Çocuklar, arkadaşlık kurmakta zorluk çekebilir ve sosyal dışlanma ile karşılaşabilirler. Ayrıca, DEHB’si olan çocuklar, düzenli olarak öfke nöbetleri yaşayabilir ve böyle durumlarda kontrolsüz davranışlar sergileyebilirler.

DEHB’nin tedavisi mümkün olduğundan, tedavi yöntemleri erken yaşta uygulanarak çocukların ilerleyen yaşamlarında çok daha olumlu sonuçlar elde etmelerine yardımcı olabilir. İlaç tedavisi, bilişsel davranış terapisi, aile terapisi ve eğitim desteği gibi yöntemler, DEHB’li çocukların öğrenme, davranış ve sosyal becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, DEHB’nin tedavi edilmediği takdirde olumsuz sonuçlara yol açabileceği açıktır. Olası olumsuz sonuçlardan kaçınmak için, erken tanı ve tedavi önemlidir. Bu çocukların daha olumlu bir geleceğe sahip olmalarını sağlayarak, olası sorunların önlenmesine yardımcı olabilir.

Okulda Başarısızlık

DEHB’si olan çocuklar, dikkat eksikliği, dürtüsellik ve hiperaktivite gibi belirtilerle karşı karşıyadır. Özellikle dikkat eksikliği, öğrenme sürecinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle, DEHB’si olan çocukların zor zamanlar geçirdiği okulda başarısız olma olasılıkları oldukça yüksektir.

Bununla birlikte, DEHB’si olan çocukların sadece öğrenme sürecinde değil, aynı zamanda disiplinle ilgili sorunlarla da karşılaşabileceği unutulmamalıdır. Sınıf ortamına uyum sağlamakta zorlanırlar ve öğretmenlerin yönlendirmelerine uymakta güçlük çekebilirler. Bu davranışlar, okulda disiplinsizlikle sonuçlanabilir ve sonunda akademik başarısızlığa yol açabilir.

Ayrıca, DEHB’si olan çocuklar sınavlara hazırlanma sürecinde de zorlanabilirler. Dikkat eksikliği, odaklanma ve konsantre olmada zorluk çekerler ve bu da sınavlarda başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bu durum daha yüksek öğrenim hayatları boyunca da devam edebilir.

Sonuç olarak, DEHB’si olan çocukların okulda başarısızlıkla karşılaşma olasılıkları oldukça yüksektir. Bunun için, erken tanı ve tedavi yöntemleri uygulanarak çocukların öğrenme süreçlerinde ve genel yaşamlarında daha başarılı olmaları sağlanabilir.

Uyuşturucu ve Alkol Bağımlılığı

DEHB olan çocuklar, diğer çocuklara göre uyuşturucu ve alkol bağımlılığıyla karşılaşma olasılıkları daha yüksektir. Bu durum DEHB’nin sosyal ve duygusal sorunları nedeniyle daha fazla stres ve kaygıya yol açmaktadır. Ayrıca DEHB, işlevsel becerilerdeki zayıflıklar nedeniyle gençlerin uygun kararlar vermesini zorlaştırabilir. Bu da yanlış davranışlar sergileme olasılıklarını arttırır.

Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı, DEHB olan çocuklarda daha erken yaşlarda başlar ve daha ağır sonuçlara yol açabilir. Uyuşturucu ve alkol kullanımı, beyindeki kimyasal dengesizliği daha da kötüleştirebilir ve DEHB semptomlarını şiddetlendirebilir. Buna, dikkat eksikliği, hiperaktivite, öğrenme güçlükleri ve dürtüsellik dahildir.

DEHB olan çocukların uyuşturucu ve alkol bağımlılığına karşı riskini azaltmak için, uygun tedavi yöntemleri ve müdahaleler hayati önem taşır. Bu çocuklara yapılandırılmış aktivitelerin, öğrenme becerilerinin ve özgüvenlerinin güçlendirilmesine yardımcı olmak, sosyal ve duygusal becerilerini desteklemek ve ailelerine eğitim ve desteği sağlamak önemlidir.

Ayrıca, DEHB olan çocukların uyuşturucu ve alkol bağımlılığı konusunda farkındalık sahibi olmaları ve riskleri hakkında bilgi sahibi olmaları da önemlidir. Bu bilgi ve farkındalık, çocukların uygun seçimler yapmalarına yardımcı olabilir ve bağımlılıktan kaçınmalarına yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, DEHB olan çocuklar uyuşturucu ve alkol bağımlılığına karşı daha yüksek risk altındadır. Bu nedenle, uygun tedavi ve destek sağlamak ve bilgi ve farkındalık düzeyini arttırmak büyük bir önem taşır.

Fatih Arda İpcioğlu, mesleğini 2026’da madalyalarla sonlandırmak istiyor #Marsbahis #prizmabet #Yorkbet #Bets10 #BetSaati #Freybet #Nisanbet #Betexper

Ulusal atlet Fatih Arda İpcioğlu, gayesinin 2026 Kış Olimpiyat Oyunları’nda muvaffakiyet elde edip etkin sporculuk mesleğine nokta koymak olduğunu lisana getirdi.

Kayakla atlamada son iki olimpiyatta yer alan ulusal atlet Fatih Arda İpcioğlu, amacının 2026 Kış Olimpiyat Oyunları’nda muvaffakiyet elde edip etkin sporculuk mesleğine nokta koymak olduğunu söyledi.

AA Spor Sohbetleri’nin konuğu olan Fatih Arda, 2023 kış dönemini kıymetlendirerek, önündeki maksatlarını anlattı.

Kış sporlarında Türkiye’nin geliştiğini belirten ulusal atlet, şöyle konuştu:

“Kış sporlarında Türkiye’nin iklim açısından çok imkanı var, tesislerimiz de var. Bunu sportif muvaffakiyete da çevirmeliyiz. Artık kış turizmi sporla tanıtılıyor. Ben birinci gittiğimde ‘Türkiye’de kar mı var?’ diyorlardı, artık ise Uludağ’a, Palandöken’e, Kartalkaya’ya geliyorlar. 2026 Olimpiyat Oyunları’nda mesleğimi noktalama fikrim var. Yaşım gereği artık biraz da bizden sonrakilere dayanak vermem lazım. İnşallah önümüzdeki 3 yıl içinde muvaffakiyetler elde etmek istiyorum. Madalya nasıl alınır biliyoruz fakat bu bir grup işi. Tek başıma bir şey yapamam. Takımım kuvvetli değilse, ardımdaki beşerler bana dayanak vermezse ben hiçbir şeyim. İnşallah bizi dinlerler, bize yol gösterirler ve biz de madalyadan daha fazlasını başarırız.”

Kayakla atlamada 2018’de değerli bir muvaffakiyetle olimpiyata katılan birinci Türk sportmen olduğunu hatırlatan Fatih Arda, “Hayal, gerçeğe döndü. 2022’de daha tecrübeliydik lakin Kovid vardı. İdman olarak geriye düştük. Önümüzde 2026 var. Bu 3 yılda imkanlar tam sağlanırsa biz hayal edilen her şeyi gerçekleştirebiliriz. Benim bu duruma gelmem bile hayaldi. 2015 yılında Dünya Kupası’nda uçuş rampalarında bir Türk atletin olması hayaldi. Şu an dünyanın en yeterli atletleriyle rekabet ediyorum. Bunun gözükmeyen kısımları var, ben bütün aksiliklerle da gayret ediyorum. Olimpiyata kadar 3 yıllık süreçte istediğimiz dayanağı görürsek birçok hayali gerçekleştirebiliriz.” sözlerini kullandı.

– “Bu dönem birçok birincisi başardım”

Fatih Arda, sona eren kış dönemini muvaffakiyetle geçirdiğini lisana getirdi.

2022 Kış Olimpiyat Oyunları’ndan sonra Dünya Kupası yarışlarına katıldığını aktaran ulusal atlet, “Bu dönem birçok birincisi, ilerlemeyi ve başarıyı kaydettik. Dört Zirve Turnuvası’nda Dünya Kupası puanı aldım. Tarihte birinci kere Dünya Şampiyonası’nda her iki rampada da final atlayışı gerçekleştirdim. Uçuş rampalarında da ülkemi temsil ettim. 26 müsabakadan 24’ünde elemeleri geçtim. 4’ünde de Dünya Kupası puanı aldım. Bu da Dünya Kupası dönemindeki en uygun dönemim oldu.” değerlendirmesinde bulundu.

– Akademik alanda da ilerliyor

Fatih Arda İpcioğlu, kayakla atlama sporuna akademik manada da katkıda bulunuyor.

Atatürk Üniversitesi Kış Sporları Enstitüsü’nde tez yazdığını lisana getiren Fatih Arda, “Kayakla atlama üzerine yüksek lisans tezi yazdım. Bu branş için hem bilim olarak hem de faal sportmen olarak taşın altına bedenimi soktum. Bizden sonrakiler için bunu yapmam gerekiyordu. Atatürk Üniversitesi Kış Sporları Enstitüsü’nde yaptım. Bizden sonra gelecek atletlere ışık olmalıyız. Akademik manada yüksek lisans yaparak bir başlangıç yaptım. Kayakla atlamanın ayrıntılarını çok az kişi biliyor. İdare manasında bir konuma gelmek isterim. Akademisyenlik de düşünüyorum fakat ülkeme pahalar katmak için daha fazla idare tarafında olmak istiyorum.” diye konuştu.

Kısa vadedeki maksadının bu yaz Polonya’da düzenlenecek Avrupa Oyunları olduğunu anlatan Fatih Arda, “Kayakla atlama birinci kez Avrupa Oyunları’nda olacak. Polonya’da düzenlenecek. Polonya’da Lewandowski’nin maçıyla kayakla atlama tıpkı anda olsa, beşerler kayakla atlama izler. Bu derece değerli orada. Bizim için de farklı bir heyecan olacak. Avrupa Oyunları inşallah istediğimiz üzere geçer. Kısa bir vakit kaldı. Üstesinden geleceğimize inanıyoruz.” sözlerini kullandı.

“Uçan Türk” yakıştırmasının kendisini çok memnun ettiğini aktaran Fatih Arda, kelamlarını şöyle sonlandırdı:

“Güzel reaksiyonlar alıyorum. Toplumsal medyaya attığım bir görüntü, 2,5 milyon izlendi. Bu yüzden bu branş ülkemizde çok gelişecek. Erzurum’daki tesislerimizi hazırlayabilirsek önümüzdeki 3 yılda ülkemize Dünya Kupası tertibi gelir. Formula 1 üzere takvime girip hoş bir tertip yaparsanız her yıl düzenlersiniz. Buna elverişli bir ülkeyiz. Ülkemize hem maddi kar olur hem de olimpiyat düzenlemek üzere imkanlar sağlar.”