Hazine’nin 5 yıllık tahvil ihalesinde net satış 19,6 milyar lira, bileşik faiz yüzde 35,41 oldu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı 5 yıl vadeli 6 ayda bir yüzde 15 sabit kupon ödemeli devlet tahvilinin yeniden ihracında 30 milyar liralık teklife karşılık, 19,6 milyar liralık net satış gerçekleştirdi.
Bileşik faiz yüzde 35,41 oldu. Hazine 5 yıllık tahvilde ihale öncesi 11 milyar TL satış yaptı.
Avrupa Merkez Bankası yetkilileri Olli Rehn ve Robert Holzmann, göreve gelen ABD yönetiminin korumacı politikalarının küresel büyümeyi engelleyeceği ve Avrupa’nın bu duruma 2018’den daha iyi hazırlanması gerektiğini söyledi.
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, ABD’nin ticaret açığını azaltma amacıyla tüm yabancı ülkelerden yapılan ithalata yüzde 10’luk genel tarife ve Çin’den yapılan ithalata yüzde 60’lık tarife dahil olmak üzere ticari bariyerlerde büyük bir artış sözü vermişti.
Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi ve Finlandiya Merkez Bankası Başkanı Olli Rehn Londra’da yaptığı açıklamada, “Bildiğimiz şey, bahsedilen önemli ithalat vergilerinin dünya ekonomisi için zararlı sonuçlar doğurabileceğidir. Bugünün jeopolitik rekabetleri, özellikle müttefikler arasında yaşanıyor ve yeni bir ticaret savaşının ihtiyacımız olan son şey olduğu unutulmamalı.” dedi.
Bir ticaret savaşı başlarsa, Avrupa’nın 2018’de olduğu gibi hazırlıksız olmaması gerektiğini kaydeden Rehn, “Trump’ın ilk başkanlığı sırasında ABD ve Avrupa arasında ticaret gerginlikleri artmaya başladı ve Avrupa ortak bir yanıt bulmakta zorlandı, bu hazırlıksızlık bu sefer yapmaması gereken bir hata” dedi.
Rehn, “AMB, yetkisi dahilinde bu büyük zorluklar karşısında ekonomik ve finansal istikrar için bir çapa görevi görmelidir. Bu sorumluluğun tamamını üstleneceğimizden hiç kimse şüphe duymasın.” ifadelerini kullandı.
Avusturya Merkez Bankası Başkanı Robert Holzmann ise, Trump’un bu politikalarının uygulanması halinde ABD faiz oranlarını ve enflasyonu yüksek tutacağı ve ayrıca başka yerlerdeki fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yaratacağı uyarısında bulundu.
Holzmann Viyana’da “Trump söylediklerinde ciddi ve muhtemelen beklediğimizden daha hızlı uygulayacaktır. Eğer öyleyse, piyasalar ne bekliyor? Faiz oranlarının yüksek kalacağını ve enflasyonun da yüksek olacağını. Bu durum Euro Bölgesi enflasyonu üzerinde yukarı yönlü baskı yaratacaktır.” ifadelerini kullandı.
Holzmann, doların güçlenip euroya karşı pariteye yaklaşması durumunda bunun ithalat maliyetleri üzerinde, özellikle enerji için, ölçülebilir bir etki yaratacağını, AMB’nin yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşmasını zorlaştıracağını ve süreci potansiyel olarak geciktireceğini savundu.
Avrupa Birliği (AB), Apple’dan App Store, Apple Arcade, Müzik, iTunes Store, Kitaplar ve Podcast gibi hizmetlerde coğrafi engelleme uygulamasına son vermesini talep etti.
AB Komisyonu ve üye ülke otoritelerini bir araya getiren Tüketiciyi Koruma İşbirliği Ağı, Apple Medya Hizmetleri’nin Avrupa’da yasaklanmış coğrafi engelleme uygulaması konusunda bilgilendirildiğini açıkladı.
Açıklamada, Apple hizmetlerinde, çevrim içi erişim, ödeme yöntemleri ve indirmede Avrupa tüketicilerine ikamet yerlerine göre hukuka aykırı bir şekilde ayrımcılık yapan çeşitli sınırlamalar tespit edildiğine işaret edilerek, Apple’dan App Store, Apple Arcade, Müzik, iTunes Store, Kitaplar ve Podcast uygulamalarını AB’nin coğrafi engelleme karşıtı kurallarıyla uyumlu hale getirmesi istendiğine dikkat çekildi.
AB kuralları kapsamında, müşterilere farklı bir üye ülkeden mal ve hizmet satın almak istediklerinde uyruk, ikametgah veya kuruluş yeri temelinde haksız ayrımcılık yapılamayacağı anımsatılan açıklamada, Apple’ın tespit edilen sorunlu coğrafi engelleme uygulamalarını düzeltmeye yönelik taahhütleri bir ay içinde sunması gerektiği, aksi halde yaptırımlar söz konusu olabileceği kaydedildi.
SoftBank Group, 2024 mali yılı nisan-eylül döneminde 1 trilyon yen (6,5 milyar dolar) net kar elde etti.
Japonya’da enerji, finans, yatırım ve iletişim sektörlerinde hizmet veren SoftBank Group (SBG), mali yılın ilk yarısına ilişkin bilançolarını yayımladı.
Buna göre şirket, mevcut mali yılın nisan-eylül döneminde 1 trilyon yen (6,5 milyar dolar) net kar elde etti.
Söz konusu son bilanço doğrultusunda SoftBank Group, üç yıl sonra ilk kez kara geçti.
2023 mali yılının nisan-eylül döneminde SoftBank 1,41 trilyon yen (9,15 milyar dolar) net zarar açıklamıştı.
Hisse senetlerindeki fiyat artışları ile yenin değerlenmesi
Şirketin, 2024 mali yılının ilk yarısında net kara geçişinde, yatırım portföyündeki hisse senetlerindeki fiyat artışları ile Japon yeninde dönemsel değerlenme etkili oldu.
Nisan-Eylül 2024 döneminde firmanın satış gelirleri, geçen yıla kıyasla yüzde 7,5 artışla 3,47 trilyon yene (22,5 milyar dolar) yükseldi.
SoftBank, Mart 2025’te sona erecek 2024 mali yıl kapsamlı bilanço beklentilerini duyurmadı.
ABD Merkez Bankası Fed’in eski politika belirleyicilerinden Loretta Mester, Donald Trump’ın önerdiği küresel tarifeler yürürlüğe girerse, Fed’in gelecek yıl beklenenden daha az faiz indirimi yapabileceğini söyledi.
Mester, Fed’in görünümünün, göreve gelen Cumhuriyetçi yönetimin mali planları altında değişeceğini ve piyasaların daha önce tahmin edilen dört indirimden daha azını tahmin etmesinde haklı olabileceğini belirtti.
Mester, Londra’da düzenlenen yıllık UBS Avrupa Konferansı’ndaki bir panelde”Gelecek yıl, kesintilerin hızı mali politikayı nerede gördüklerine göre etkilenecek” ifadelerini kullandı.
Bu yılın başlarında emekli olana kadar Fed’in Cleveland şubesi başkanı olarak görev yapan Mester, “Benim görüşüme göre piyasa haklı, muhtemelen gelecek yıl Eylül ayında varsayıldığı veya beklendiği kadar çok indirim olmayacak” diye ekledi.
Piyasalar, Trump’ın geçen haftaki seçim zaferinin ardından faiz indirimi tahminlerini düşürdü ve tarife önerileri ile bunların dünya ekonomisi üzerindeki etkileri konusunda spekülasyonlar arttı.
Trump, seçim kampanyası sırasında, göreve geldiği ilk dönemde başlayan bir ticaret savaşını yeniden canlandıracağına yemin ederek, tüm ABD ithalatlarına yüzde 10 ila yüzde 20 oranında genel bir yasak ve Çin mallarına yüzde 60 ila yüzde 100 oranında -özellikle cezalandırıcı- bir yüksek oran uygulayacağını söyledi. Ekonomistler, bu tür önlemlerin enflasyonist olabileceği konusunda uyarıyor.
ABD’deki en büyük kripto borsası, S&P 500’ün bir nevi kendi Coin versiyonunu piyasaya sürüyor. Coinbase, yatırımcılara piyasanın bir bütün olarak nasıl performans gösterdiğini daha iyi anlamaları için geniş ve erişilebilir bir araç sağlayan Coinbase 50 Endeksi veya Coin 50’yi piyasaya sürüyor.
Kripto endüstrisi olgunlaştıkça ve kurumsal yatırımcılar alana girdikçe, Coinbase, piyasanın büyüyen boyutunu ve çeşitliliğini doğru bir şekilde tasvir eden güvenilir bir ölçüm sunarak onunla birlikte gelişmeyi hedefliyor. Coinbase’deki kurumsal ürünler başkanı Greg Tusar, Fortune’a endeksin yatırımcılar için başvurulacak kıstas haline gelmesini umduğunu söyledi.
Tusar, “Yapmaya çalıştığımız şey, herhangi bir varlığa özgü olmayan, kripto varlıklarının geniş sepetinin ne yaptığını, tıpkı hisse senedi piyasalarının performansını S&P 500 aracılığıyla ölçtüğünüz şekilde vermeye çalışan bir kıstas oluşturmak” dedi.
Endeks, ABD dışındaki uygun yatırımcılara sunulan bir yatırım ürünü olarak da hizmet verecek ve ABD’de bulunmayan belirli bir son kullanma tarihi olmayan, çağrı veya satış opsiyonları gibi bir türev sözleşme türü olan sürekli vadeli işlem statüsünden dolayı bu endeksi kullanacak.
Tusar, yatırımın ürünün ana hedefi olmadığını söyledi. Bunun yerine, yalnızca Bitcoin’e güvenmek yerine, insanların piyasa eğilimlerini belirlemelerine ve fiyat keşfine yardımcı olmak için bir referans olarak öngörüyor; Bitcoin genellikle tüm resmi göstermiyor.
Tusar, “Bitcoin’in bu kıstas olarak kullanıldığını düşünüyorum, çünkü yerine koyacak başka bir şey yok,” dedi. Coin50, Bitcoin ve piyasa değeriyle ağırlıklandırılan diğer en iyi 49 kripto para birimini dahil ederek piyasaya dair daha kapsamlı bir görünüm sunuyor.
Tusar, Bitcoin’in hakimiyetinin zamanla azalacağına, bunun onu giderek daha az kullanışlı bir kıstas haline getireceğine ve Coin50 gibi bir araca ihtiyaç duyulacağına inandığını söyledi.
İngiltere, emisyonlarını 2035’e kadar yüzde 81 azaltma taahhüdü açıkladı
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ülkesinin emisyonları 2035’e kadar yüzde 81 azaltacağını duyurdu.
Bakü’de düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29) kapsamında, İngiltere’nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yeni taahhütlerini açıkladı.
Starmer, emisyonları 2035’e kadar 1990 seviyelerine göre yüzde 81 düşürmeyi planladıklarını bildirdi.
Ayrıca İngiltere elektrik sektörünün 2030’a kadar yüzde 100 temiz enerjiye geçeceğini belirten Starmer, “İklim güvenliği olmadan ulusal güvenlik, ekonomik güvenlik ve küresel olarak da güvenlikten bahsedemeyiz. Bu hedefler, İngiltere’de yatırımlar ve çalışanlar için büyük bir fırsat oluşturacak.” dedi.
İngiltere’nin daha önceki taahhüdü emisyonları 2030’a kadar 1990 seviyesine göre yüzde 68 düşürmekti.
Araştırma kuruluşu Climate Action Tracker’ın İngiltere Lideri Neil Grant, Başbakan Starmer’in açıkladığı yeni taahhütlerin küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefiyle uyumlu olduğunu ifade etti.
Grant, şimdi bu hedeflerin pratiğe dönüşmesi gerektiğinin altını çizdi.
Sivil toplum kuruluşu We Mean Business Üst Yöneticisi (CEO) Maria Mendiluce, Starmer’ın temiz enerji dönüşümünün durdurulamaz olduğunu anladığını ifade ederek “Fosil yakıt bağımlılığını azaltmak, İngiltere’nin güvenliği ve ekonomik enerji tedariki için en iyi yöntem. Şimdi iş dünyası bu planın detaylarını bekliyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Barclays Plc analistleri, Türk lirasının özellikle euroya karşı taşınmasının cazip olmaya devam ettiğini söyledi.
Kurumun analistleri TL’nin önümüzdeki çeyrekte vadeli işlemlerde işaret edilenden daha yavaş bir oranda değer kaybetmesini bekliyor.
Analistler Marek Raczko ve Anastasiia Ergunova, merkez bankasının enflasyonu dizginlemek için reel liranın değer kazanması politikasını sürdürmesini bekliyor ancak cari hesaba yansıyan etkileri gerekçe göstererek ılımlılık ihtiyacı görüyor.
“Reel efektif döviz kuru değerlenmesi, TL’yi zaten aşırı değerli seviyelere getirdi” ifadelerini kullanan analistler, TCMB’nin ilk faiz indiriminin Aralık ayında 2,5 puanla başlayacağını ve faizlerin halen bulunduğu yüzde 50 seviyesinden yüzde 27,5 seviyesine eşit bir hızla gerileyeceğini öngördüler.
Analistler, faiz oranlarının gelecek yıla kadar sabit kalması ihtimalini de dışlamıyor ve “yıl sonu asgari ücret görüşmeleri orta vadeli enflasyon için önemli bir yukarı yönlü risk” değerlendirmesinde bulunuyor.
Japon perakendeci Seven&i Holdings firması, İsrail’deki mağazalarının tamamını kapattığını bildirdi.
Resmi Kyodo ajansının haberine göre “7-Eleven” zincir mağazalar sahibi Seven&i firması İsrail’deki 8 mağazasının hepsini kapattı.
İsrail’den çekilme kararının “Orta Doğu’daki gerginliklerin, işletmeyi sürdürme risklerini artırması nedeniyle” alındığı vurgulandı.
Firmanın Japon uyruklu tüm çalışanlarının halihazırda İsrail’i terk ettiği kaydedildi.
Kredi araştırma kuruluşu Teikoku Databank’ın verilerine göre firma, Ekim 2023 sonrası İsrail’den çekilme kararı alan ilk Japon firması oldu.
İsrail’de mağaza işleten “tek büyük Japon market zinciri” olan Seven&i, İsrail’deki ilk “7-Eleven” mağazasını Ocak 2023’te Tel Aviv’de açmıştı.
Japon firma, o dönem, mağaza zincirini 5-6 yıl marjında İsrail geneline genişlemeyi planladığını duyurmuştu.
İsrail’de 92 Japon firma faal
Teikoku Databank’a göre Ekim 2023 itibarıyla yüzde 40’ı üretim sektörü olmak üzere 92 Japon firması İsrail’de faaliyetlerini sürdürüyordu.
Japon basınında, Orta Doğu’daki durum sebebiyle İsrail’de faal olan Uzak Doğu menşeli firmaların küçülmeye veya ülkeden çekilmeye gidebileceği kaydediliyor.
Audi, yakın zamanda kapanması öngörülen ve yönetimle çalışanlar arasında sorunlar yaşanan Brüksel fabrikasına alıcı bulamadı.
Belçika basınında yer alan habere göre, Alman otomobil üreticisi Volkswagen Grubu’na ait Audi markasının, Brüksel’de üretim yapan tesisine yatırımcı arayışı sonuç vermedi.
Audi, Brüksel’deki tesise alıcı aramayı bıraktı.
Audi markası, temmuz ayında lüks segment elektrikli otomobil modeli Q8’in üretildiği ve yaklaşık 3 bin kişinin çalıştığı Brüksel fabrikasında talebin düşmesi nedeniyle yeniden yapılanmaya gidileceğini, söz konusu modellerin üretimine Meksika’da devam edileceğini açıklamıştı.
Audi yönetimi, eylül başında Volkswagen Grubu tarafından Brüksel’deki fabrikaya üretim için hiçbir model tahsis edilmediğini bildirmişti.
Bu durum fabrika çalışanlarını ve sendikaları rahatsız etmişti. Çalışanlar, işbaşı yapmamış ve üretimi tamamlanmış otomobillerin anahtarlarına el koymuştu.
Audi, yakın zamanda kapanacak Brüksel fabrikası için yeni yatırımcı aramaya başlamıştı. Bu süreçte 20’den fazla yatırımcıyla görüşülmesine rağmen uygun bir alıcı bulunamamıştı.
Audi’nin Brüksel’deki fabrikası 2025 Şubat sonunda kapatılacak.
