Konuya ilişkin karar, bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, Kurul, 12 Ekim 2022’de kuruluşuna onay verdiği Q Yatırım Bankası AŞ’ye faaliyet izni verilmesini kararlaştırdı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Q Yatırım Bankası AŞ’ye faaliyet izni verdi.
Konuya ilişkin karar, bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, Kurul, 12 Ekim 2022’de kuruluşuna onay verdiği Q Yatırım Bankası AŞ’ye faaliyet izni verilmesini kararlaştırdı.
ABD Eski Hazine Bakanı Lawrence Summers Fed’in bu ay faiz artırmaması halinde Temmuz’da 50 baz puan artışla yola devam etmesi gerektiğini söyledi.
Bloomberg’e değerlendirmelerde bulunan Harvard Üniversitesi Profesörü Summers Fed’in ekonominin aşırı ısınma riskine karşı dikkatli olması gerektiğini belirtti.
Faiz artışına dair Summers “Eğer Haziran’da faiz artırımı olmazsa, ekonomide ısınma devam eder ve enflasyon hala yüksek kalırsa Temmuz’da 50 baz puanlık artış ihtimaline açık olmalılar” değerlendirmesini yaptı.
Fed geçen 14 ayda politika faizini kademeli olarak artırarak yüzde 5-5,25 aralığına yükseltti.
Summers ABD ekonomisinin yumuşak iniş yapacağı konusunda şüpheli olduğunu belirtti ancak ekonominin resesyona girme ihtimalinin gelecek yıla ötelenebileceğini dile getirdi.
Bugün açıklanan ve tahminlerin üzerinde gelen tarım dışı istihdam verisine dair ise Summers “hala sıkı istihdam piyasamız var” yorumunda bulundu.
Altın, borç limiti anlaşmasının Temsilciler Meclisi’nde kabul edilmesinin ardından yatay seyrederken gram altın 1.315 TL ile yeni rekor seviyeyi test etti. Uzmanlar anlaşmanın Senato’dan da geçmesi halinde olası bir ABD resesyonu ihtimalini…
Altın, iki günlük yükselişin ardından ABD borç tavanı anlaşmasının Temsilciler Meclisi’nde kabul edilmesiyle yatay seyretti.
Spot altın ons başına 1.961 dolardan işlem görüyor. Ons altın ve bankalar arası Dolar/TL kuru uygulanarak yapılan hesaplamalara göre gram altın ise 1.315 TL ile yeni rekor seviyesini gördü.
Değerli metal anlaşma geçmeden önce yüzde 0,3’lük bir yükseliş elde ederken gerçekleşen gerilemenin dolarda yaşanan ılımlı toparlanmadan kaynaklanmış olabileceği değerlendiriliyor.
Borç limitini 1 Ocak 2025’e dek askıya alacak olan anlaşmanın bir sonraki durağı Senato olacak. Anlaşmanın Senato’da da kabul edilmesinin hükümet harcamlarında kesintileri zorunlu kılması nedeniyle resesyonu daha olası hale getireceğinden spot altın üzerinde olumlu bir etki yapması bekleniyor.
ABC Rafinerisi Kurumsal Piyasalar Küresel Başkanı Nicholas Frappell borç limiti anlaşmasının kabul edilmesinin altın piyasasında büyük ölçüde fiyatlandığını belirtti.
Altın yatırımcıların, Fed’in Haziran ayında faiz artışına dair fiyatlamalarını düşürmesiyle Salı ve Çarşamba günlerinde yüzde 1 yükselmişti. ABD Merkez Bankası yetkilileri önümüzdeki aylarda tekrar zam yapma seçeneğini elinde tutarken borçlanma maliyetlerini sabit tutmayı planladıklarını belirtmelerinin sonrası Haziran ayına dair faiz artışı olasılığı yüzde 60’tan yüzde 40’a geriledi.
Bununla birlikte Çarşamba günü ABD ekonomisinin güçlülüğüyle ilgili gelen karışık sinyaller veren veriler politika yapıcılar arasında enflasyonla mücadele söz konusu olduğunda önümüzdeki dönemde izlenecek yola dair yaşanabilecek fikir ayrılıklarının altınız çizdi.
ABD’li iş insanı Elon Musk, LVMH’nin sahibi Bernard Arnault’a kaptırdığı “dünyanın en zengini” ünvanının yeniden sahibi oldu.
Elon Musk ve Bernard Arnault, dünyanın en zengin 500 kişisini sıralayan Bloomberg Milyarderler Endeksi’nde bu yıl en üst sırada yer almak için kıyasıya mücadele ediyor.
Arnault, Aralık ayında ilk defa Musk’ı geride bırakmıştı.
Arnault’un kurduğu LVMH, Louis Vuitton, Fendi ve Hennessy gibi markaların sahibi.
Özellikle kritik bir pazar olan Çin’de yavaşlayan ekonomik büyümeye dair işaretlerle birlikte, lüks sektörün canlılığına olan inanç azalmaya başladı.
LVMH hisseleri Nisan ayından bu yana yaklaşık yüzde 10 değer kaybetti ve tek bir günde Arnault’un servetinden 11 milyar dolar silindi.
Öte yandan Musk, büyük ölçüde Tesla sayesinde bu yıl 55,3 milyar dolardan fazla kazandı.
Endekse göre Musk’ın serveti şu anda yaklaşık 192,3 milyar dolar değerindeyken, Arnault’nun serveti yaklaşık 186,6 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.
Commerzbank yıl sonu dolar/TL tahminini 20 seviyesinden 25’e yükseltirken, 2024 yıl sonu beklentisini 30 olarak açıkladı.
Commerzbank Kıdemli EM Ekonomisti Tatha Ghose, 1 Haziran tarihli raporunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanmasının ardından politikaların yönü konusunda artık bir belirsizlik kalmadığını ve dolayısıyla Döviz piyasasının ‘beklemeye devam etmesi’ için bir neden olmadığını yazdı.
“Bu zafer, Erdoğan’a geleneksel olmayan para politikasını sürdürme ve milliyetçi politikalarını belki de anayasa değişiklikleri yoluyla daha da genişletme yetkisi veriyor” diyen Ghose, “Türk lirası bir kez daha değer kaybetmeye başladığına göre, dövizin enflasyona geçişi yeniden hızlanacak ve sonuç olarak – görünüşte düşen enflasyon tersine dönmeye başlayabilecek” ifadelerini kullandı.
Ghose, “Reel faize ilişkin görünüm bozulacak ve bu da döviz kurundaki değer kaybını daha da artıracak – bildiğimiz enflasyon-döviz sarmalı – seçim sonrasında lira tahminlerimizi önemli ölçüde zayıflatmamızın nedeni de bu” diye ekledi.
“Faiz artışı da işe yaramayabilir”
Raporda, “Türkiye’nin geçmiş 2018 ve 2021 lira krizlerinde deneyimlediğimiz gibi, politika yapıcıların hareket etmek zorunda kalacağı (ve değer kaybının ara vereceği) döviz kuru seviyesi tamamen keyfi kalacak çünkü bu giderek tek başına Erdoğan’ın ‘tepki fonksiyonu’ meselesi haline geliyor” denildi.
Ghose, “Merkez Bankası Başkanı veya Ekonomi Bakanı (şu anda Mehmet Şimşek’in geri dönebileceğine dair söylentiler var) gibi diğer politika yapıcılar, liradaki değer kaybının düzensiz bir hıza ulaşması durumunda bağımsız olarak kurtarma çabaları başlatmak zorunda kalabilir” yorumunu yaptı.
Hükümetin benzer bir durumun yaşandığı 2021 sonunda Kur Korumalı Mevduat ve “liralaşma” stratejisini başlattığını hatırlatan Ghose, bu tür önlemlerin kur “tehlikeli” seviyelere ulaşana kadar açıklanmasını beklemediğini vurgulayarak, “Mehmet Şimşek gibi ortodoks bir politika yapıcı sorumluluğu üstlenip faiz oranlarını artırsa bile, piyasalar bunu Erdoğan rejimi içinde ‘geçici’ olarak görecek ve bu nedenle faiz artırımları liranın değer kaybetmesini engellemede etkisiz kalacaktır (belki birkaç günden fazla)” değerlendirmesini yaptı.
Petrol ve doğalgaz sektörlerinde faaliyet gösteren BP, Shell, TotalEnergies, ADNOC, Saudi Aramco ve Petronas gibi çok uluslu şirketler, mevcut hidrokarbon yatırımları yanında yenilenebilir enerji, hidrojen üretimi ve karbon yakalama teknolojileri…
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Yatırımları 2023 raporundan derlenen bilgilere göre, dünya genelinde petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar üzerinde yıllardır yatırım, üretim ve dağıtım yapan şirketler, rüzgar, hidrojen, karbon yakalama ve biyogaz teknolojilerinde yatırımlarla emisyon miktarlarını düşürmenin yanında yatırım alanlarını çeşitlendirmeyi hedefliyor.
Özellikle Avrupa merkezli bu şirketler portföylerinde yenilenebilir enerjiye yer verirken, birleşme ve satın almalar yoluyla, ayrıca ortaklık kurarak ya da direkt yatırım metotlarını kullanarak bu alanda yer alıyorlar.
İlk etapta rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları gerçekleştiren söz konusu şirketler, daha sonra deniz üstü rüzgar, hidrojen, karbon yakalama ve temiz teknolojiler üzerine yoğunlaşmaya başladı.
Fransa ve Norveç’te deniz üstü rüzgar
Fransa merkezli çok uluslu petrol şirketi TotalEnergies, geçen yıl 6 gigavatlık deniz üstü rüzgar kurulum hedefini 11 gigavata çıkarma kararı aldı.
Genel merkezi Hollanda’da bulunan, İngiliz-Hollanda ortaklığındaki Shell ise deniz üstü rüzgar kapasitesini 9 gigavat artırmayı hedefliyor.
Norveç’te devlet kontrolündeki çok uluslu şirket Equinor ise 2030’a kadar deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesini 12-16 gigavata çıkarmayı amaçlıyor.
Biyometan ve biyodizel üretimine odaklanan petrol ve doğal gaz şirketleri ise geçen yıl 11 milyar dolarlık yatırımı biyoenerji alanında gerçekleştirdi.
Büyük ölçekli hidrojen odaklı projeler yapım aşamasında
Rapora göre, Londra merkezli enerji şirketi BP, Avustralya’da hidrojen odaklı çalışan Western Green Energy Hub’ın yüzde 40 hissesini satın aldı.
Bu gelişme, şirketin İspanya’nın Valensiya kentinde rafineri operasyonları için hidrojen, biyoyakıt ve yenilenebilir enerji geliştirme projelerine 2 milyon dolar taahhüdünü açıklaması sonrasında yaşandı.
Öte yandan Shell geçen yıl Avrupa’nın en büyük hidrojen projelerinden biri olan Holland Hydrojen I için nihai yatırım kararı aldı.
Birleşik Arap Emirlikleri (UAE) merkezli Abu Dhabi National Oil Company (ADNOC), BP ve Masdar ile işletmede olan gaz santrallerinde karbondioksit iyileştirme işlemlerine başladı.
Şirket ayrıca Birleşik Krallık’ta bulunan “H2Teesside” projesinde karbon yakalama teknolojileri kullanarak doğal gazdan hidrojen üretmeyi hedefliyor.
Aramco arbondioksit yakalama kapasitesini 9 milyon tona çıkaracak
Suudi Arabistan’ın ulusal petrol ve doğalgaz şirketi Saudi Aramco da 2027’ye kadar karbondioksit yakalama kapasitesini 9 milyon tona çıkarmayı amaçlıyor.
Geçen yılın ortasında yayınladığı ilk sürdürülebilirlik raporuna göre şirket 2030’a kadar 11 milyon ton hidrojen üretmeyi hedefliyor.
Malezyalı petrol ve doğalgaz şirketi Petronas ise yıllık 3,3 milyon tonluk karbondioksit yakalanmasının hedeflendiği Kawasarı offshore karbon yakalama, kullanım ve depolama projesi için nihai yatırım kararı aldı.
Rapora göre, bu küresel şirketler için artan destekleyici politikalarla, karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojileri, biyogaz ve düşük emisyonlu hidrojen alanları, petrol ve doğalgaz şirketleri için proje yönetimi ve mühendislik kabiliyetlerini kullanması açısından uygun alanlar olarak değerlendiriliyor.
Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik, genelge ve tebliğler…
Birleşmiş Milletler (BM), Karadeniz Tahıl Girişimi’nin uygulanmasının yavaşlatılmasından endişe duyulduğunu bildirdi.
BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında konuya ilişkin açıklamada bulundu.
Özellikle Mayıs ayında ciddi bir yavaşlama olduğuna dikkati çeken Dujarric, Ukrayna limanlarından mayıs ayında 33 geminin çıkış yaptığını, bunun bir önceki ayın yarısına tekabül ettiğini söyledi.
Dujarric, ihracatın da mayıs ayında bir önceki ayın yarısına düştüğünü belirterek, “Rusya Federasyonu, amonyak ihracatı gerçekleşmediği sürece Yuzhny/Pivdennyi limanındaki kayıtları kısıtlayacağını Ortak Koordinasyon Merkezi’ne bildirdi.” ifadelerini kullandı.
BM’nin tüm taraflara “stratejik ve operasyonel” önerilerde bulunduğunu kaydeden Dujarric, “Girişimin devamı ve operasyonların tam olarak tekrar başlaması için taraflarla yoğun irtibatımızı sürdüreceğiz.” diye konuştu.
Dujarric, “Karadeniz Tahıl Girişimi’nin uygulanmasının yavaşlatılmasından endişe duyuyoruz.” ifadesine yer verdi.
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısının küresel gıda fiyatları üzerindeki etkisini azaltmak için BM, Rusya Federasyonu, Türkiye ve Ukrayna 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da düzenlenen törende Karadeniz Tahıl Girişimi’ni imzalamıştı.
19 Kasım 2022’den itibaren 120 gün uzatılan anlaşma, 18 Mart’ta yeniden uzatılmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Mayıs’ta “Ülkemizin gayretleri, Rus dostlarımızın desteği ve Ukraynalı dostlarımızın katkılarıyla, Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın 2 ay daha uzatılmasına karar verildi.” ifadesini kullanmıştı.
İsviçre Federal Gümrük İdaresi’nin verilerine göre Nisan ayında Türkiye’nin İsviçre’den altın ithalatı sert düşüşünü sürdürerek 10,7 tondan 1,5 tona geriledi. Ocak ayında Türkiye’nin İsviçre’den altın ithalatı 58 ton ile rekor kırmıştı.
İsviçre Federal Gümrük İdaresi’nin verilerine göre Avrupa’nın önemli altın rafineri merkezlerinden İsviçre’nin altın ihracatı Nisan’da Çin’e yapılan satışların gerilemesiyle 147,7 tondan 113 tona geriledi.
Türkiye’nin İsviçre’den altın ithalatında düşüş de sürüyor. Türkiye’nin Nisan ayında ithalatı 1,5 tona geriledi. Mart ayında Türkiye İsviçre’den 10,7 ton altın ithalatı gerçekleştirmişti. Ocak ayında 58 tonu aşarak tarihi zirveyi gören altın ithalatı Şubat ayında da 44 tona geriledi.
İsviçre’nin Çin’e altın ihracatı yüzde 22 düşüşle 52,7 tona gerilerken Hindistan’a olan ihracat ise yüzde 58 düşüşle 7 tona geriledi.
Ülkenin Hong Kong’a gerçekleştirdiği ihracat da yüzde 71 azalışla 5,1 tona düşerken Birleşik Krallık’a yapılan ihracat da 1,6 tondan 0,5 tona geriledi.
Öte yandan ABD’ye gerçekleştirilen ihracatta ise artış gözlendi. Verilere göre ABD’ye yapılan altın ihracatı yüzde 56 artışla 26 tona yükseldi.
İsviçre’nin altın ithalatı da yüzde 37 düşüşle 154 tona geriledi.
YSK Başkanı Ahmet Yener, 28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinin kesin sonuçlarını açıkladı. Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın yüzde 52,18; Kılıçdaroğlu’nun yüzde 47,82 oy oranına ulaştığını söyledi. Kesin sonuçlar Resmi…
YSK Başkanı Ahmet Yener, 28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yaptı.
Yener şunları söyledi:
“14 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turunun ardından, 28 Mayıs’ta ilk defa gerçekleştirilen ikinci tur seçimi gerçekleştirilmiştir. Kısa sürede bu işlemi gerçekleştirilen YSK ve paydaşlarına teşekkür ediyorum.
Kurulumuz seçim takvimi içerisindeki süreçleri izlemiş ve 29-31 Mayıs tarihinde sona eren ikinci oylamasına ilişkin itirazları dün kurulumuz değerlendirmiştir. Söz konusu itirazlar sonuçlandırılmış ve 28 Mayıs seçimlerinin ikinci tur sonuçları ilan edilmek üzere Resmi Gazete’nin mükerrer sayısına gönderilmiştir.
İkinci oylamada katılım oranı toplam yüzde 84,15 olduğu görülmüştür. Bu sonuçlara göre Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 52,18 oranında oy aldığı, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzde 47,82 oy oranına ulaştığı görüşmüştür. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak seçildiği anlaşılmış ve Resmi Gazete’ye gönderilmiştir.”