Cevdet Yılmaz’dan kur, KKM ve enflasyon açıklaması

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “İç tasarruflarımızı, ihracatımızı, turizm gelirlerimizi arttırdıkça, döviz kazandırıcı faaliyetlerimizi geliştirdikçe, kur da daha sağlıklı bir zemine kavuşmuş olacaktır.” dedi. Yılmaz KKM için ise; “Kur korumalı mekanizmasını ani bir şekilde bitirme gibi bir yaklaşımımız yok. Aşamalı bir şekilde burada hareket edilecek, hiçbir şekilde endişeye mahal yok” dedi.

Yılmaz, CNN Türk televizyonunda soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Enflasyonun dünyada ve Türkiye’de temel mesele olduğuna, diğer taraftan resesyon riski bulunduğuna işaret eden Yılmaz, Türkiye’nin reel tarafta çok güçlü olduğunu, ihracatta ve turizm gelirlerinde büyük bir artış kaydettiğini ve son 3 yılda birikimli olarak bakıldığında dünyanın yüzde 6 büyürken, Türkiye ekonomisinin yüzde 20 civarında büyüdüğünü söyledi.

“Sektörel politikalar da enflasyonu etkileyebiliyor”

Yılmaz, enflasyonla, değişik boyutları ve unsurlarıyla mücadele edeceklerini belirterek, “İşin bir tarafında tabii ki para politikaları var. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın, Merkez Bankamızın görev alanı içinde olan hususlar var ama bundan ibaret değil. Bir taraftan maliye politikamızla, para politikamızın bir bütünlük arz eder tarzda, uyumlu bir şekilde sürdürülmesi söz konusu. Diğer yandan sektörel politikalar da enflasyonu etkileyebiliyor.” ifadelerini kullandı.

Hane halkının en büyük sorununun gıda, kira ve enerji gibi başlıklar olduğunu dile getiren Yılmaz, tarım ve gıdanın stratejik bir sektör olduğunu, birçok farklı alanı içermesi dolayısıyla çok kapsamlı olarak ele alınacağını kaydetti.

“Dünyada büyüme hızı düşüyor”

Yılmaz, enflasyonda “beklenti yönetimi”nin önemine dikkati çekerek, ürün ve hizmetlerde görülen fiyat artışlarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Maalesef olumsuz beklentiler oluşturulunca, bu kendini besleyen bir sürece dönüşüyor. İşte bizim bu beklentileri kırmamız gerekiyor geleceğe dönük olarak. İnsanlar bazen bu işin fiyatı artacak diye, tüketici de yapabiliyor bunu üretici de yapabiliyor bunu, işte yarın daha fazla olacak diye bakıyorsunuz şimdiden harekete geçme eğilimi olabiliyor.

Bu psikolojiyi, bu beklentileri kırmamız gerekiyor. Yeniden bizim normalleşmeye doğru gitmemiz gerekiyor ama bu bir süreç. Bir gecede olabilecek bir şey değil elbette. Ama belli bir vade içinde aşama aşama göreceksiniz bu konuda birtakım mesafeler alacağız. Dünyadaki gelişmeler de bir miktar bize yardımcı olacak. Çünkü emtia fiyatları gerilemeye başladı.

Dünyada büyüme hızı düşüyor. Uluslararası kuruluşların yayınlarına baktığınız zaman yüzde 3’ün altına düşecek bu sene dünya büyümesi. Küresel düzeyde, büyümede bir problem var. Bu da petrole, diğer emtiaya olan talebi aşağıya çekiyor. Bu da fiyatları düşürüyor, dolayısıyla dünyada enerji başta olmak üzere fiyatlarda bir düşüş görüyoruz. Bu da bize bir miktar yardımcı olacak. Bir taraftan da içerideki tedbirlerimiz, bütün bunlarla birlikte aşama aşama daha olumlu bir noktaya geleceğiz.”

“İyi bir süreç yönetimi ile enflasyonu aşağılara çekeceğiz”

Enflasyonda tek haneli rakamlara kısa sürede ulaşılamayacağını ve Orta Vadeli Program’da buna yer verileceğini belirten Yılmaz, “Belli bir süreç bu, ekonomi böyle bir alan. Tek başına enflasyon her şeydir diye baktığınızda çok kısa sürede de bir şeyler yaparsınız ama diğer alanları kırar dökersiniz. Bir taraftan da istihdam, büyüme ve sosyal dengeler var. Dolayısıyla bütün bu dengeler ve belli bir süreç içinde, iyi bir süreç yönetimi ile enflasyonu aşağılara çekeceğiz. Ama şunun altını çizeyim. Bu süreçte özellikle çalışan kesimleri, geniş kesimleri enflasyona ezdirmeme yönünde de tedbirler alacağız. Yani bu zaman alacak derken bir taraftan da geniş toplum kesimlerinin enflasyon karşısında ezilmemesi, satın alma güçlerinin korunması noktasında da birtakım tedbirleri bugüne kadar aldık, almaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

-Kur da daha sağlıklı bir zemine kavuşmuş olacaktır”

Yılmaz, kurdaki artışa ilişkin soruya ise “Döviz arzı ve talebi arasında bir denge oluşumu önemlidir. Bu açıdan serbest kur rejimimiz var bizim. Bizim herhangi bir kur tahminimiz veya kur hedefimiz söz konusu değil. Spekülasyonlara karşı sadece mücadele ederiz, o çünkü piyasayı bozucu bir şey. Onun ötesinde, döviz kuru piyasadaki arza-talebe göre yerini bulur. Burada önemli olan bizim cari açığı azaltmaya dönük tedbirlerimiz. Bu kurda da aynı zamanda istikrarın temelidir bence. İç tasarruflarımızı arttırmalıyız, kamu başta olmak üzere. İç tasarruflarımızı, ihracatımızı, turizm gelirlerimizi arttırdıkça, döviz kazandırıcı faaliyetlerimizi geliştirdikçe, kur da daha sağlıklı bir zemine kavuşmuş olacaktır. Merkez Bankamızın rezervleri de daha iyi bir noktaya gelecektir.” yanıtını verdi.

2028 için 1,5 trilyon dolarlık bir ekonomi hedeflediklerini hatırlatan Yılmaz, “Bunun tabii ki şartları var. Nasıl ki 230 milyardan bugün 900 milyar dolarlar seviyesine geldiysek önümüzdeki dönemde de 1,5 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmayı hedefliyoruz. Bu da yatırım demek, yatırımları her zaman desteklemeye devam edeceğiz, yatırımlar için uygun ortam ve finansman konusunda gayretlerimizi sonuna kadar ortaya koyacağız.” dedi.

“Gerekli tedbirleri alarak hareket edeceğiz”

Kur Korumalı Mevduattan ani bir şekilde çıkış yerine, tedrici bir geçiş olması gerektiğini, aksi takdirde bunun finansal piyasalarda istikrarsızlığa yol açabileceğini belirten Yılmaz, Kur Korumalı Mevduatın yıl sonunda bitmeyebileceğini ve bunun şartlarının tartışılması gerektiğini ifade etti.

Yılmaz, “Kur korumalı mekanizmasını ani bir şekilde bitirme gibi bir yaklaşımımız yok. Aşamalı bir şekilde burada hareket edilecek, hiçbir şekilde endişeye mahal yok. Diğer taraftan Türk lirası cinsi tasarruf enstrümanlarını cazip hale getirerek bu süreçte, farklı dövize vesaireye bu tasarrufların yönelmemesi için gerekli tedbirleri alarak hareket edeceğiz, burada hiçbir endişe olmasın.” diye konuştu.

“Yılın ikinci yarısında daha olumlu bir perspektif var”

Türkiye’nin dışa açık ve serbest piyasayla yoluna devam eden bir ekonomiye sahip olduğunun altını çizen Yılmaz, kurun belli marjlar dahilinde hareket edebileceğini belirterek, şöyle devam etti:

“Burada önemli olan nominal kur ile reel kur. Yani reel kur dediğimiz enflasyondan arındırılmış kurdur. Enflasyonist ortamda kur hiç hareket etmiyorsa aslında Türk lirası değer kazanıyor demektir, enflasyonla birlikte Türk lirası değer kazanıyor demektir. Dolayısıyla enflasyonun olduğu bir ortamda, enflasyonla üç aşağı beş yukarı paralel bir şekilde kurda belli bir hareket Türk lirasının değerini reel olarak koruyor olması anlamına gelir.

Dolayısıyla bu reel kur üzerinden bakmamız daha anlamlı diye düşünüyorum. Reel kurda ben çok önemli bir hareketlilik göreceğimizi düşünmüyorum. Özellikle önümüzdeki dönemde daha olumlu bir perspektifimiz var. Niçin? Cari açıktan bahsetmiştim, yılın ikinci yarısında çok daha olumlu bir perspektife sahibiz. Cari açık yine olmaya devam edecek ama bir düşüş trendi görüyoruz. Enerji fiyatları başta olmak üzere, başka faktörler devreye girecek. Dolayısıyla cari açığımızda, yılın ikinci yarısında daha olumlu bir perspektif var. Bunu politikalarımızla da destekleyeceğiz.”

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Başkan Burak Elmas “Galatasaray kuvvetli bir ailedir”

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, kulübümüzün Küçükçekmece Kürek Tesisleri’ni ziyareti sonrası Galatasaray Televizyonu’na gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, kulübümüzün Küçükçekmece Kürek Tesisleri’ni ziyareti sonrası Galatasaray Televizyonu’na gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Ziyareti sırasında kürek sporcularıyla bir araya gelen Başkan Burak Elmas, şunları söyledi:

HER SPOR ŞUBEMİZ BİZİM İÇİN ÖNEM ARZ EDİYOR

“Küçükçekmece bizim çok değerli bir tesisimiz. Ayrıca Küçükçekmece Belediye Başkanı’nın da bize teşrif etmesi bizi çok onurlandırdı. Küçükçekmece’de gerçekten bizim önemli projelerimiz var. Nasıl Florya, Mecidiyeköy Galatasaray ile anılıyorsa yakında lanse edeceğimiz bir diğer şubemizin de Küçükçekmece bağlantısıyla kabul ediyoruz ki Küçükçekmece’de Galatasaray markasının sahiplenildiği bir ilçemiz olacak. Burada geldik tesisimizi gezdik. Eksikliklerimizi gördük, sporcularımızla bir araya geldik. Şube sorumlularımızla bir araya geldik. Dediğim gibi Galatasaray bir spor kulübü. Her spor şubemiz bizim için önem arz ediyor. Bu ziyaretlerimizi yapmaya devam edeceğiz. Galatasaray çok büyük bir kulüp. Vaktimiz dar onun için bu ziyaretleri yaparak eksiklikleri zaten şube sorumlusu arkadaşlarımız yapıyor ama ben de şahsen gelerek yerinde incelemek istedim.”

Başkan Burak Elmas, oyuncularımız Marcao Teixeira ve Kerem Aktürkoğlu’nun yaşadığı tartışma hakkında şu ifadeleri kullandı:

KİMSE GALATASARAY ÜZERİNDEN RACON KESMEYE VEYA REYTİNG KASMAYA ÇALIŞMASIN!

“Biz zaten yönetim olarak kesinlikle tasvip etmediğimiz bir olayı belirttik. Bizim bir kulüp içi disiplin talimatımız var bu disiplin talimatı gereği yapılması gereken örneğin savunma alma, bu savunma sonrası teknik heyet raporu alma ve bunun sonucunda gerekli yaptırımları yapmak üzere net belirtilmiş konularımız var. Biz disiplin sürecini kulübümüz içerisinde çalıştırmaya başladık. Fakat burada şunu da belirtmek isterim; tabii ki dışarıda gelişen olayları çok yakından takip ediyoruz. Hiç kimse unutmasın ki Galatasaray kuvvetli bir ailedir ve dışarıda sadece kendi hevesleri için Galatasaray’da alınması gereken aksiyonlarda kimse Galatasaray’a dikte edemez. Özellikle bazı televizyonlarda bazı yorumcular yaptığı seviyesiz yorumlara cevap vermiyor oluşumuz, nezaketimiz yanlış anlaşılmasın. Gerekli olduğu zaman en sert tepkiyi veririz ama herkes de dikkatli olsun. Galatasaray ile uğraşmasınlar. Biz tasvip etmediğimiz konuda iç cezai işlemleri başlattık. Fakat tekrar söylüyorum; iç! Bu bir aile meselesidir. Tek sıkıntısı naklen yayında meydana gelmesidir. Oyuncumuz zaten bu konuda gerekli açıklamayı yaptı. Biz teknik direktörümüzle, takım kaptanlarımızla hepsiyle görüşerek bu mevzuyu aile içinde gerektiği şekilde gereken cezayı vereceğiz ama dediğim gibi tekrar başka kimse Galatasaray üzerinden racon kesmeye veya reyting kasmaya çalışmasın. Galatasaray çok büyük bir aile ve biz aile olarak bu tür sorunları Galatasaray değerlerine uygun halletmenin yolunu zaten biliyoruz. Buradan bunu yapmaya çalışanları da şiddetle uyarıyorum.”

Başkan Elmas, Futbol Takımımızın UEFA Avrupa Ligi Play-off Turu’nda Danimarka temsilcisi Randers ile deplasmanda oynayacağı karşılaşma hakkında ise şunları söyledi:

GALATASARAYLILAR RAHAT OLSUNLAR

“Bu sene ciddi bir yeniden yapılanmaya gittik hocamızla beraber. Hocamız da zaten defalarca teknik anlamda bu yapılanmanın ne anlama geldiğini anlattı. Genç, Galatasaray’ın önümüzdeki 3-5 senesinde birlikte oynama kabiliyeti gösterecek yıldız adaylarını veya yıldızları transfer ettik. Tek şanssızlığımız tabii bu Türkiye’nin puanının düşüklüğü sebebiyle ön elemelerin erken başlamasıydı. Takımımız henüz bir arada yeni yeni oynuyor. Yani en son Rumen oyuncumuz ilk birlikte maç oynadı. Yeni stoperimiz ilk maçını henüz oynayamadı. Biz çok iyi işaretler görüyoruz. Hocamızdan aldığımız bilgi de bu yönde. Galatasaraylılar rahat olsunlar. Hakikaten Galatasaray’a yakışan ve gurur duyacakları bir takım yaratma konusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Randers maçı bizim için önemli. Oradan umut ederim iyi bir sonuçla geri dönüp burada da artık direkt grup seviyesine kalmak için gerekli mücadeleyi vermek istiyoruz. Tüm oyuncularımıza başarılar diliyorum.”

Ulusal pentatletlerin Paris Olimpiyatları’nda kürsü hesapları #Marsbahis #prizmabet #Yorkbet #Bets10 #BetSaati #Freybet #Nisanbet #Betexper

Dünya Kupası 2. etabında karışık bayrak yarışında altın madalya elde eden Unsur Özyüksel ve Buğra Ünal, 2024 Paris Olimpiyatları’nda Türkiye’ye çağdaş pentatlonda birinci madalyasını kazandırmayı istiyor.

Türkiye’de düzenlenen Çağdaş Pentatlon Dünya Kupası 2. etabında karışık bayrak yarışında altın madalya elde eden Unsur Özyüksel ve Buğra Ünal, 2024 Paris Olimpiyatları’nda da kürsüyü hedefliyor.

Ulusal pentatletler Prensip Özyüksel ve Buğra Ünal, Türk spor tarihine geçen muvaffakiyetlerini elde ettikleri Ankara Atlı Spor Kulübü’nde altın madalyanın öyküsünü, branşlarında gelinen noktayı ve olimpiyat maksatlarını AA muhabirine anlattı.

Türkiye’yi çağdaş pentatlonda birinci sefer olimpiyatta Rio 2016’da temsil ederek 35’inci olan, Tokyo 2020’de elde ettiği 5’incikle madalya amacına yaklaşan Prensip Özyüksel, Buğra Ünal ile başkentte kazandıkları “altın madalyanın hikayesinin” çok keyifli olduğunu lisana getirdi.

Ülkesinde yarışıyor olmanın avantajını ve grup ruhunu birinci sefer hissettiğini belirten Prensip Özyüksel, şunları söyledi:

“Bu his, günün sabahında erken saatlerde eskrim karşılaşmalarında başladı. Birbirimizi, gerimizdeki kadroyla çok hoş motive ettik. Birbirimize çok takviye olduk, çok istedik. Sürece odaklandık. Eskrim müsabakalarının akabinde biniciliğin çok kritik olduğunu biliyorduk. Zira sonra bizim güçlü olduğumuz branşlar vardı. Binicilikte elimizden geleni yaptık. Eskrimden birinci çıktığımız için atı birinci sefer kurayla da olsa biz seçtik. Bu bile çok hoş bir histi. En düzgün iki atı seçtik. Binicilik etabından sonrası artık bizdeydi. Birinci başlamamız, süreci çok hoş yönetmemiz bizim için çok değerliydi. İkimiz için de en önde başlamak bir birinci, bunu devam ettirmek, ülkemizde, seyircimizin önünde olması, her şeyin bizim için birinci olması ve sonunda altın madalyayı almamız harikaydı.”

Çağdaş pentatlonda eskiye nazaran “çok öbür hayallerde, çok diğer durumda” olduklarını aktaran Unsur, “Modern pentatlonun gelişimi açısından çok hoş yerlerdeyiz. Çok daha uygun yerlerde olacağız. Veli Ozan Çakır, her federasyonun isteyeceği bir federasyon lideri fakat vermeyiz. Spordan anlayan, bizi destekleyen kusursuz biri, çok güzel bir yönetici. Burada bir yöneticinin her şeyi nasıl öbür kıldığını, başarıyı nasıl getirdiğini Türkiye’ye göstermiş olduk.” diye konuştu.

Polonya’nın Krakow kentinde düzenlenecek Avrupa Oyunları’nda olimpiyat kotasını almanın öncelikli amaçları olduğunun altını çizen Prensip Özyüksel, “Sonrasında da en üst basamak için uğraş edeceğiz. Paris’te benim için maksat artık tepe. Herkes kazanmayı istiyor. Paris benim en güçlü olacağım olimpiyat. 2028’de de tepe gördükten sonra 2032, 2036 Olimpiyatları performansı korumak için çalışma devirleri olur zira yaşımız ilerleyecek. O vakte kadar altın madalya maksadıyla devam edeceğiz.” sözlerini kullandı.

Çağdaş pentatlonda birincileri başarmasına da değinen Prensip Özyüksel, şunları kaydetti:

“Benim de keşke önümde örnekler olsaydı. Tahminen Rio’da 35 değil 5, Tokyo’da 5 değil de birinci 3 olurdu. Hiç ayak izinin olmadığı, gidilmemiş yollarda deneyim etmeden her şeyi yeni yaşayarak gitmek çok sıkıntı oluyor. Öbür ülkelere nazaran çağdaş pentatlondaki bu dezavantajımız çok fazla. Olabildiğince bu aksilikleri aşarak yolumuzu açmaya, madalyaya gitmeye çalışıyoruz.”

– Buğra Ünal

Ulusal atlet Buğra Ünal, altın madalya için “İlke başladı, ben bitirdim. Atıştan çıktıktan sonra hissetmiştim. Atıştan birinci çıktıktan sonra son 600’ü âlâ koştuk. Baktım Prensip beni bekliyor, onu bitiş çizgisinde görmek çok hoştu, sonrası sevinç yumağı…” değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’de müsabakanın çok büyük avantaj, seyircinin önünde İstiklal Marşı’nı okutmanın büyük motivasyon olduğunu anlatan Buğra Ünal, “Bizim birinci altınımız. Federasyon tarihimizin de birinci altını. Bizim için federasyon tarihi, Veli Ozan Çakır’dan öncesi ve sonrası biçiminde. Onunla birlikte diğer bir çağa geçtik. Adeta bizimle bir arada koşuyor, yarışıyor. Yarış bitti baba üzere kucakladı, liderin heyecanından çimleri yolduğu, son 600’ü benimle koştuğu yorumları yapıldı.” diye konuştu.

“Olimpiyatta bayrak Prensip’te, biz de peşinden gideceğiz.” diyen Buğra Ünal, şunları tabir etti:

“İlk gayemiz kota. Sonra olimpiyatı en yeterli halde bitirmeye çalışacağız. Madalya, birinci 5, birinci 10 olabilir. Unsur de ben de ülkemiz ismine yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu, ülkemizin birinci altın madalyası. Gençlere örnek olmaya çalışıyoruz. İnşallah onlar da bizim izimizden gelir. Ben olimpiyata giderim, Unsur madalya alır, sonraki olimpiyatta inşallah ikimiz de kürsüde oluruz, olimpiyatta 2 madalya alarak tarihe geçeriz. Gençler de bizi takip eder.”

Fenerbahçe Beko tekrar Avrupa’nın zirvesini istiyor #Marsbahis #prizmabet #Yorkbet #Bets10 #BetSaati #Freybet #Nisanbet #Betexper

Fenerbahçe Beko Genel Menajeri Derya Yannier, ana hedeflerinin sarı-lacivertli erkek basketbol takımını tekrar Avrupa’nın zirvesine taşımak olduğunu dile getirdi.

Fenerbahçe Beko Genel Menajeri Derya Yannier, ana hedeflerinin sarı-lacivertli erkek basketbol takımını tekrar Avrupa’nın zirvesine taşımak olduğunu söyledi.

Yannier, sarı-lacivertli ekibin bu sezon sergilediği performans, 3 sezonu kapsayan planlamaları, THY Avrupa Ligi play-off çeyrek finalindeki Olympiakos eşleşmesi, altyapıda attıkları adımlar ve gelirleri arttırmaya yönelik yaptıkları çalışmalar konusunda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Sezon başında başantrenör değişikliği ve kadroyu büyük oranda yenileyerek 3 senelik bir planlama yaptıklarını anlatan Derya Yannier, “Bu süreç sabır gerektiriyor. Ana hedef olarak Fenerbahçe’yi tekrar Avrupa’nın zirvesine taşıyacağımızı söyledik. Bu 3 sene içinde üst üste inşa ederek oraya varacağımızı öngördük. Şu anda THY Avrupa Ligi’nde play-off’lara kalmış durumdayız. Geçen sezon play-off’lara kalamamıştık. Dolayısıyla üzerine ufak da olsa bir tuğla koyduğumuzu söyleyebiliriz fakat bir konunun içimizde ukde kaldığını da söylemem lazım. Sezonun büyük bir kısmını hep ilk 5’te götürdük. Son haftada 8’inci bitirmek, eşleştiğimiz takımdan bağımsız, içimizde buruk bir tat bıraktı. Daha üst sıraları hak etmiş olduğumuza inanıyoruz.” diye konuştu.

Avrupa Ligi’nde çok iddialı takımların play-off dışında kaldığı son yılların en rekabetçi sezonlarından birinin yaşandığını aktaran Yannier, şunları söyledi:

“Herkes herkesi yenebildi. Kalite tartışılır fakat sportif rekabet düzeyi olarak belki de en iyi Avrupa Ligi sezonlarından biri oldu. Böyle bir sezonda kendimizi play-off’a atmış olmak ve bundan sonrası için de aynı mütevazılık ve açlıkla devam edecek olmak bizim için artı taraf. Şimdi play-off’lar başlıyor ve bu ilk adımı daha da ileriye taşımak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Türkiye Ligi’nde de tüm sezonu ilk 2’de götürdük. Burası da uzun bir maraton. Bizim gibi Avrupa Ligi’nde oynayan takımlar bazen burada aynı kadro yapısı ve konsantrasyonla oynayamayabiliyor, zaman zaman önceliklendirme yapmak durumunda kalabiliyor. Ama oradaki hedefimiz de her zaman şampiyonluk.”

– “Dörtlü Final şansımızı zorlamak için elimizden geleni yapacağız”

THY Avrupa Ligi play-off çeyrek finalinde karşılaşacakları Yunanistan ekibi Olympiakos’un şampiyonluk favorisi gösterildiğini belirten Derya Yannier, eksikleri bulunmasına rağmen Dörtlü Final’e yükselebilmek için ellerinden geleni yapacaklarını kaydetti.

Avrupa basketbolunun kulüpler düzeyindeki bir numaralı organizasyonunun 34. ve son haftasında Sırbistan ekibi Kızılyıldız’a mağlup olmaları nedeniyle sıralamalarının ve play-off’taki rakiplerinin değiştiğini hatırlatan Yannier, “Her şey elimizdeydi. Kızılyıldız, play-off’a kalamamış bir takım olarak karşımıza çıktı ama sezon içinde bazı oyuncularını kullanamamış olduklarını da unutmamak lazım. Play-off’a kalamamış bir takımın son maçında tribünlerin neredeyse bir saat öncesinden tamamen dolduğunu görmek de basketbol adına olumluydu. Böyle bir ortamda oynamak doğal olarak bizi zorladı ama bir yandan da Avrupa basketbolu adına sevindiriciydi. O maçta şans biraz lehimize olsaydı ve daha akıllı kararlar verebilseydik şu an 5’inci olacaktık ve başka bir rakibi konuşacaktık.” değerlendirmesinde bulundu.

Normal sezonu lider bitiren Olympiakos’un çok güçlü bir takım olduğuna vurgu yapan Yannier, şu ifadeleri kullandı:

“Rakip kim olursa olsun, iyi durumda olduğumuzda biz bu ligdeki her takımla oynayabileceğimizi ve hatta çoğu dönemde de oyunumuzu dikte edebileceğimizi gösterdik. İlk sezonumuz olmasına ve bazı taşlar tamamen yerine oturmamasına rağmen, özellikle belli bölümlerde bunu ortaya koyduk. Olympiakos çok değerli bir rakip. 2-3 senedir inşa etmiş oldukları bir yapı var, bizim başında olduğumuz sürecin neredeyse son aşamasına gelmiş durumdalar. Düzen olarak çok oturmuş bir takım. Basketbol ve birliktelik anlamında Avrupa Ligi’nde sezonun en istikrarlı takımı diyebiliriz. İşimiz kolay olmayacak. Saha avantajı da onlarda ama önemli olan bizim orada hangi fiziksel ve takım bütünlüğü haliyle sahada olacağımız. Uzun süredir sakatlıklarımız da var ve sezonun son bölümünü maalesef bir arada oynayamadık. Bu bir bahane değil ama bizim gibi yeni kurulmaya başlayan bir takım için önemli bir faktör. Özellikle deplasmanda zorlu bir atmosfer olacak. Şimdiden biletlerin tamamının tükendiğini duyuyorum. İyi bir takıma karşı oynayacağız. Olympiakos, bu ligin favorisi olarak gösteriliyor ama biz de Fenerbahçe Beko’yuz. Umarım en sağlıklı halimizle gideriz ama bu şekilde gidemesek bile en iyisini yaparak son ana kadar Dörtlü Final şansımızı zorlamak için elimizden geleni yapacağız.”

– “Sakatlıklardan canımız epey yandı”

Bu sezon sakat oyuncuların sayısının fazlalığı nedeniyle çok sıkıntı yaşadıklarının altını çizen sarı-lacivertli takımın genel menajeri, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sakatlık üzerine çok kafa yorduğumuz fakat bir yandan da çok net sonuçlara varamadığımız bir konu. NBA’de de özellikle ana oyuncular özelinde yaşanan sakatlıklar geçmişe göre çok daha fazla. Bunun sebebi olarak bir sürü farklı teori var. Basketbolun hızının ve fizikselliğinin artması, rekabetçi maç sayısındaki artış, yaz döneminde yeteri kadar dinlenememe. Fakat sonuç olarak bizim de bu sene sakatlıklardan maalesef canımız epey yandı. Jekiri’nin sakatlığı döneminde kadromuza Kostas Antetokounmpo’yu eklemiştik. Sonra da gelecek sezonki yapılanmamızı düşünerek Tyler Dorsey’i aramıza kattık. Kadromuz kağıt üzerinde 18 kişi fakat bu 18 kişinin hep beraber ve sağlıklı olarak birlikte idman yapabildiği gün sayısı sadece 3. Bu durum trajikomik bir şey. O üç gün sonunda da burada Bologna maçı oynamıştık hatırlarsanız ve havamız çok farklıydı.

Biz birlikte idman yapma lüksünü maalesef çok fazla yaşayamadık ve bu yeni bir takım için çok önemli bir eksiklik. Şu anda tüm sezon boyunca hiç idman kaçırmayan oyuncu sayımız 2 ya da 3. Birçok oyuncumuz sakatlık geçirdi. Bjelica’dan ilk 6-7 ay yararlanamadık. Şu anda da hala fiziksel olarak yüzde 100 hazır değil. Jekiri ameliyat oldu ve 2-3 ay uzak kaldı. Pierre de 2 defa ayrı ayrı sakatlandı ve ikisinde de bir aya yakın kaçırdı. Wilbekin iki defa sakatlandı ve ikisinde de bir aydan fazla kaçırdı. Motley bir dönem kaçırdı. Metecan hala aramızda değil. Tarık’ın bir sakatlık dönemi oldu, Booker şu anda sakatlığı nedeniyle yok. Bunları üst üste koyduğunuzda sakatlık adedimiz çok fazla. Bunu analiz etmeye çalışıyoruz. Buna teknolojik olarak da yatırım yapıyoruz. Kasa yönelik sakatlıkların uyarılması için bir sistem geliştirildi, buna yatırım yaptık. Yine Avrupa’nın ve Türkiye’nin en saygıdeğer kondisyonerlerinden ikisi takımımızda. Buraya ciddi emek harcayan çok önemli bir doktorumuz var ve sağlık ekibimiz de hem sayı hem de tecrübe olarak çok önemli isimlerden oluşuyor. Kulüp olarak bu konuya bilimsel yaklaşmaya çalışıp ciddi kafa yoruyoruz ama sonuçta play-off öncesi 4-5 sakat oyuncumuz var. Ne kadar dönme şansları var ya da dönseler bile fiziksel olarak bu seviyede katkı verebilmeye ne kadar hazır olurlar çok net bir şey söyleyemiyorum. Önümüzdeki süreçte durumlarını gözlemleyip durumlarına bakacağız.”

– “Geleceğini şimdiden planlama lüksüne sahip takımlardan biriyiz”

Avrupa basketbolunda çok fazla başantrenör değişikliği olacağını düşündüğünü belirten Derya Yannier, bu anlamda gelecek sezon öncesi avantajlı birkaç takımdan biri olduklarını ifade etti.

Başantrenör ve kadro olarak istikrarın önemine dikkati çeken Yannier, konuyla ilgili görüşleri şu şekilde aktardı:

“Sporla normal bir iş arasında bağlantı kurabiliriz, örneğin restoran işletmek. Fenerbahçe’den bağımsız konuşursam; takımın bir başkanı ya da sahibi oluyor. Bir genel müdür alıyor ve o da bir şef, yani aslında basketbol organizasyonundaki koçu alıyor. Basketbolda ofis çalışanları var, restoranda da o organizasyonun çalışanları oluyor. Peki bu restoran nasıl kalıcı ve başarılı olabilir? Sürekli şefinizi değiştiriyorsanız ya da size bir kez gelen müşteri memnun kalıp tekrar geri gelmiyorsa, sürekli yeni müşteri aramak zorunda kalıyorsanız o restoran başarılı olamıyor demektir. Elbette sürekli yeni müşteriler de gelecek ama aynı müşteri defalarca geliyorsa, belirli bir kitleyi oluşturabiliyorsanız o restoranı başarılı sayabilirsiniz. Tabii ki bire bir aynı olmasa da basketbolda da aynı şey geçerli. Doğru insanları doğru pozisyonlara getirdiğinizde, bir başantrenör ve çekirdek oyuncu kitlesiyle istikrar takımın başarılı olması açısından çok önemli. Tabii ki burada tek bir doğru yok ama benim inancım bu şekilde. En önemli şey, bir araya getirdiğiniz insanların aynı lisanı konuşması. Saha içinde ve dışında iyi arkadaş olmaları, mümkünse ailece görüşmeleri, kulübün ihtiyaçlarını içlerinde hissetmeleri ve kendilerini o kulübe ait hissetmeleri… Bu anlamdaki istikrar bence çok önemli. Biz bu sürece koç Itoudis ile başladık. Bundan sonraki dönemde de aynı koçla devam edecek olmak bizim için bir avantaj. Bu yaz Avrupa basketbolunda başantrenör anlamında normalden fazla değişiklik olacak gibi gözüküyor. Bazı takımlar bu açıdan önünü göremiyor. Biz ise birkaç ekiple birlikte geleceğini şimdiden planlama lüksüne sahip takımlardan biriyiz. Umuyorum istikrarlı yapıyı koruyabiliriz ve attığımız adımlar doğru karşılık verir. Çünkü bir yerden sonra şans faktörü de devreye giriyor. Umarım taşlar yerine oturur, yeni eklemeler yapacaksak da bunlar bizim kimyamıza uygun olur. Bu noktada da çok ince eleyip sık dokuyoruz.”

– “Altyapıda daha alt yaş gruplarına yatırım yapma yolunu seçtik”

Fenerbahçe Beko için altyapının önemine değinen Derya Yannier, bu alanda yaptıkları çalışmalarla ilgili şunları paylaştı:

“Benim için altyapı ve altyapıdan Türk oyuncuların yetişmesi çok değerli. Fenerbahçe Beko için altyapı her zaman sosyal açıdan da önem arz etmesi gereken bir konu. Fakat bir yandan da Fenerbahçe’nin Avrupa’da geldiği seviye bakımından bazı gerçekler var. Avrupa’nın zirvesine oynayan bütün takımların direkt Avrupa Ligi seviyesinde oynayabilecek oyuncuları yetiştirmeleri mevcut şartlarda kolay değil. İlk olarak; oyuncular artık altyapıdan koleje (NCAA) gidip para kazanabiliyorlar ve sizin bundan herhangi bir çıkarınız olmuyor. İkincisi ve en güncel örnek Alperen Şengün. Kendisi bir sene Avrupa Ligi oynamadan şu anda NBA’in yıldız adayları arasında. Bunlar Avrupa basketbolu için üzücü ve çok ciddi tehditler. Belki bir miktar bonservis alıyorsunuz ama bunlar, bu oyuncuların size katabileceklerinin yanında kıyaslanabilir seviyede olmuyor. Avrupa’da temel problem bu. Bu ülkenin en önde giden basketbol takımısınız fakat en iyi Türk oyuncularla oynayamıyorsunuz. Altyapıda orayı besleyecek sistemi kurmak kolay değil.

Biliyorsunuz bizim bir de Fenerbahçe Koleji DS Energy adıyla Türkiye Basketbol Ligi’nde mücadele eden ikinci bir takımımız var. Bütün altyapı yaşlarımızda da ciddi analizler yaptık. Tüm Anadolu’yu taradık. Maalesef oluşan sistemden dolayı altyapıda bence balon bir piyasa oluşmuş. Benim oynadığım dönemden çok farklı. Ben ilk paramı 18 yaşında A takıma çıktığımda kazandım. Şu anda 13-14 yaşında yetenekleriyle biraz ön plana çıkan çocukları Anadolu’dan bulduğunuzda ciddi bir bonservis bedeli vermeniz gerekiyor. Oyuncunun kalacağı yer ve bunun 8-10 sene garantisi, okul bursu, maaş beklentisi, her türlü desteği… Bunları üstü üste koyduğunuzda bu tarz bir yatırım maalesef çok mantıklı kaçmıyor. Ayrıca bu yaştaki çocukların basketbola para odaklı yaklaşmalarını da çocukların gelişimi açısından çok sağlıklı bulmuyorum. Günün sonunda bu oyuncular diğer takımlara dağılıyor ve A takım yaşına geldiklerinde NBA seviyesinde değillerse tekrar bizim gibi takımlara geliyorlar. Şu anda oluşan sistem bu. Biz buna çözüm olarak altyapıda antrenör seviyesini yükseltip daha alt yaş gruplarına yatırım yapma yolunu seçtik. 13-14-15 yaşında ve bizim kendi seçmelerimizden aramıza katılan çocuklarımızda yeterli yetenek seviyesini görüyoruz. Sabırlı olup bu oyuncuları 4-5 senenin sonunda önce kolej takımımız vasıtasıyla hazırlama, sonra da mümkünse A takıma hazırlama yolunu seçtik. Ancak bu çok zorlu bir yol. Oyuncuları NCAA cazibesinden korumak da kolay değil. Burada kimseyi suçlamıyorum, onun da mantıklı bir yanı var ama maalesef Avrupa’daki kulüpler bu anlamda çok fazla korunmuyorlar.”

– “Bilet satış gelirimizi 2,5 milyon avrodan 4 milyona yükselttik”

Derya Yannier, bu sezon bilet satışından elde edilen geliri 2,5 milyon avrodan şu ana kadar 4 milyona yükselttiklerini söyledi.

Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’ndaki yeniliklerden ve gelirleri arttırmaya yönelik çalışmalardan bahseden Yannier, şu ifadeleri kullandı:

“Ülker Etkinlik ve Spor Salonu, bizim Fenerbahçe Beko ofis ailesi olarak çok önem verdiğimiz bir konu çünkü bizim iş geliştirmemiz ve yeni gelir kalemleri yaratmamız gerekiyor. Basketbolun tüm cazibesine rağmen maalesef Avrupa’daki kulüplerin büyük bir çoğunluğu hala para kaybediyor. Gelirleri arttırmamız ve giderleri kontrol etmemiz gerekiyor. Fenerbahçe Beko olarak bilet satışından çok önemli bir gelir elde ediyoruz. Hem kulüpte hem de basketbol ofisimizde biletleme ekiplerimiz var. Bazen taraftarlarımızın hoşuna gitmeyen stratejiler de olabiliyor. Fakat günün sonunda bilet geliri bu takımın ayakta durması için yaratılan gelirlerin yüzde 25-30’unu oluşturuyor. Fenerbahçe Beko olarak geçen sezon 2,5 milyon avro olan bilet satış gelirimizi bu sezon şu ana kadar 4 milyon avroya yükselttik. Buna rağmen kur dezavantajı nedeniyle kaybımız fazla oluyor. İnanın Avrupa’da bizden çok daha az bilet satan bazı takımlar bize kur farkından dolayı yaklaşıyorlar. Taraftarlarımıza bilet fiyatları fazla gelebiliyor ama kur çevriminden dolayı ciddi paralar kaybediyoruz ve bütçemiz de avro-dolar üzerinden. Burada taraftarlarımızı da mağdur etmeden, mümkün olduğu kadar dengeyi tutturmaya çalışıyoruz.

Bunun yanında özellikle dijitalde ciddi bir gelişim alanı görüyoruz ve içeride bir iş geliştirme bölümümüz var. Yaklaşık 10-12 kişilik, genç ve aynı zamanda tecrübeli bir ekibimiz var. Her gün yeni gelir kaynakları yaratmaya çalışıyoruz. Salonumuzda taraftarlarımızı mutlu etmeyi amaçladığımız yerler var. Müzemizi herkesin gezmesini tavsiye ederim. Salondaki davet alanlarımızı geliştirmeye çalıştık. ‘Courtside Lounge’ ve yemekli loca alanlarımızı iyileştirdik. Basına yeni bir alan yaptık ve bu bölümün arkasında onlara bir yemek alanı yarattık. Mümkün olduğu kadar hem gelir kaynaklarımızı artıracak hem de insanları mutlu edecek çözümler bulmaya çalışıyoruz. Şunu da biliyorum, daha ateşli bir ortam da bekliyor insanlar. Fenerbahçe taraftarı Avrupa’nın en iyi, en ateşli ve en sadık taraftarlarından biri. Ama bir yandan bizim bunu gelire de dönüştürmemiz lazım. Örneğin sosyal medyada 1 milyonun üzerinde takipçimiz var. Bu inanılmaz bir rakam. Ama bunu ne kadar paraya çevirebiliyoruz? Bunlara her gün daha fazla kafa yormalıyız. Taraftarlarımızın da bu konuda bize anlayış göstermesini isterim. Bu salondaki atmosferi, bilet gelirimizi de koruyarak daha yukarı nasıl çekeriz, buna da kafa yormaya çalışıyoruz. Bu konuda her türlü öneriye de açığız.”

– “Gherardini’nin yardımsever bakış açısı bana çok ilham verdi”

Fenerbahçe Beko Basketbol Operasyonları Genel Direktörü Maurizio Gherardini ile tanışma hikayesini ve yıllar sonra beraber çalışma sürecini anlatan Derya Yannier, şunları kaydetti:

“Maurizio Gherardini 9 sene önce Türkiye’ye geldi. Ben de 12-13 sene önce basketbolu bıraktım. O dönemde kendi geleceğime ve neler yapmak istediğime dair kararlar vermem gereken bir süreç geçiriyordum. O dönemde de koç Obradovic ve Gherardini, Türkiye’ye geldi ve Fenerbahçe’de Türk basketbolunun gelişimini etkileyecek bir sürecin temellerini attılar. Obradovic ve Gherardini, Fenerbahçe’de çok ciddi bir kültür oluşturdular. Fenerbahçe, Avrupa’nın sayılı kulüpleri arasına girdi ve en saygı duyulan basketbol markalarından biri oldu. Ben de bu süreçte gidip kendisiyle tanışmak istedim. Tanışmamızdan sonra da bugüne kadar süren bir dostluğumuz ve ağabey-kardeş ilişkimiz oluştu. Kendisi her şeyden önce çok yardımsever bir insan. Bu bakış açısı bana her zaman çok ilham verdi. İlişkimizi her zaman sürdürdük. O süreçte de benim Eskişehir ve Türkiye Basketbol Federasyonunda (TBF) çok önemli tecrübelerim oldu. Hatta federasyondan buraya geçtiğim dönemde Başkan Hidayet Türkoğlu ve o dönemki CEO Ömer Onan ile çok iyi ilişkilerimiz vardı. Orada farklı rollerle devam etmemi istediler. TBF’den ayrılmak kolay bir karar değildi çünkü orada da çok mutluydum. Ancak Gherardini böyle bir yol haritası çizince o günkü şartlar öyle gelişti ve buraya geldim. Buradaki ikinci senemi yaşıyorum. Şu anda yapmaya çalıştığımız, tekrar Fenerbahçe Beko’yu en başarılı olduğu dönemlere döndürebilmek. Fakat süreçleri yaşarken bazen normalleştirsek de 5 sene üst üste Dörtlü Final ve sayılı finaller hiçbir takımın Avrupa’da 20 sene boyunca istikrarlı şekilde yapmayı başardığı işler değil ve bu başarılara ulaşmak asla kolay değil. Şu anda Fenerbahçe Beko’nun çıkış trendini tekrar yaratmaya çalışıyoruz.”

– “Fenerbahçe çok büyük bir kulüp”

Erkek basketbol şubesi olarak Başkan Ali Koç ve yöneticilerin kendilerine çok büyük destek verdiklerini vurgulayan Yannier, şunları kaydetti:

“Fenerbahçe gerçekten çok büyük bir kulüp. Avrupa’nın neresine giderseniz gidin, uçaktan indiğiniz anda bunu hissediyorsunuz. Bu noktada erkek basketbol şubesi adına konuşacak olursam şunu söyleyebilirim. Yönetimimiz, başta Başkanımız Ali Koç ve basketboldan sorumlu yönetim kurulu üyemiz Sertaç Komsuoğlu ve tüm yönetim kurulu üyelerimiz bize daima destek oluyorlar. Destek dışında bugüne dek herhangi negatif bir şey yaşamadık. Başarısızlık söz konusu olursa her zaman buradaki profesyonel ekibin sorumluluğunda olacaktır ve bunun sorumluluğunu her zaman ben almaya hazırım. İşin bu tarafını paylaşmak istedim. Fenerbahçe gerçekten çok büyük bir kulüp. Böyle bir takımın herhangi bir yerinden parçası olabilmek çok önemli bir kıymet. Elimizdeki bu değere her anlamda sahip çıkmalıyız. Kendi adıma başkanımıza, yönetimimize ve Sertaç Bey’e tekrar teşekkür ediyorum. Yolu bize sonuna kadar açıyorlar ve yürümemizi istiyorlar. Bundan sonrası bizim sorumluluğumuzda.”

– “Taraftardan tek ricam pozitif olmaları”

Sarı-lacivertli taraftarlara pozitif kalmaları ve sabırlı olmaları çağrısında bulunan Derya Yannier, sözlerini şöyle tamamladı:

“Fenerbahçe’de ikinci sezonum. Bu camianın lokomotifi her zaman futbol. Bunu yok saymak mümkün değil. Umuyorum orada da istenilen başarılara her zaman ulaşılacaktır ama spor sabır, aidiyet ve zaman istiyor. Taraftardan tek ricam pozitif olmaları olacaktır. Negatif ortam yaratmak koçları ve oyuncuları çok farklı etkileyebiliyor. Bu nedenle genel olarak biraz daha pozitif olmak bence fayda sağlayacaktır. Doğru insanlara ve yapılara inanıp sabretmek başarı için bu işin anahtarı. Sporda hiçbir şeyin garantisi yok fakat buradaki insanlar iyi niyetleriyle bu kulüp için çalışıyorlar. Şu anda gerçekten böyle bir spor kulübü yok. Basketbolda hem erkeklerde hem de kadınlarda Avrupa şampiyonluğu… Tüm branşlar her zaman kendi dalında zirveye oynuyor ve bu diğer kulüplerden çok farklı. Bu değere sahip çıkalım. Bizim özelimizde de öncelikle play-off’ta olmanın keyfine varalım. Üç senelik sürecin ilk senesinde play-off yaptık. Bunu sindirelim ama aç kalmaya ve daha fazlasını istemeye de devam edelim. İki maçı en iyi şekilde bitirmeye çalışacağız. Sonrasında da üçüncü maçta buraya gelip taraftarımızla bütünleşeceğiz ve bu seriyi lehimize sonuçlandırmak için her şeyimizle mücadele edeceğiz. Günün sonunda sonuç ne olursa olsun pozitif kalmaya devam etmemiz lazım. Sonra Türkiye Ligi şampiyonluğu için mücadelemizi tamamlamamız gerekiyor. Daha sonrasında da Avrupa’nın zirvesine ulaşmak için inşa etmeye devam etmemiz lazım. İnandığım yol bu. Taraftarlarımızdan beklentim de bu yola destek olmaları.”