Bilim insanları, betonu 5,6 kat daha güçlü yapmanın yolunu buldu

Araştırmacılar, betonu yüzde 560 oranında, yani 5.6 kat daha güçlü hale getirmenin son derece basit bir yolunu buldu: İçini boşaltmak!

Bilim insanları, radyasyon betonundan 5,6 kat daha güçlü olan içi boş bir beton çeşidi üretmeyi başardı. Yeni ürün, kırılmalara ve çatlaklara karşı daha dayanıklı olmasını sağlayan petek benzeri bir tasarıma sahip; insan uyluk kemiğini (femur) temel alıyor.

Betonun bu dayanıklılığı, aslında içinde bulunan içi boş şekillerden kaynaklanıyor. Malzemenin içindeki boşluklar sayesinde, oluşan çatlaklar ve kırıklar beton bloğun tamamını geçmiyor ve yalnızca ilk boşluğa ulaşana kadar çatlayarak beton bloğunun görevini yapmaya devam etmesini sağlıyor.

Bu tasarım uyluk kemiğinin kortikal kemik olarak adlandırılan dış katmanını temel alıyor. Bu katman, bilim insanlarının “çimento hatları” adını verdiği, çeşitli ara yüzeylerle çevrili, birden fazla tüp benzeri parçadan oluşuyor. Bu içi boş alanlar, kemiğe aşırı stres uygulandığında kemiğin çatlaklar için tercih edilen bir yol oluşturmasını sağlıyor.

Bir malzemenin içini boşaltarak daha güçlü hale getirmek en başta garip gelse de, aslında buna benzeyen sistemler özellikle çelik yapı malzemeleri gibi diğer bina parçalarında da kullanılıyor. Hatta, H ve U gibi şekiller çelik yapı elemanlarının çoğunda kullanılıyor ve bu boşluklar, mukavemet kuralları sayesinde aynı miktarda çelik kullanılmasına rağmen çok daha sağlam bileşenler elde edilmesini sağlıyor.

Elbette bu en son betonla beraber araştırmacılar geleneksel sistemlerden bir adım daha ileri giderek çok daha etkili bir sistem geliştirmiş gibi görünüyor. Ayrıca, araştırmacıların ürettikleri bu son türev lifler veya plastikler gibi katkı maddeleri gerektirmiyor ve sadece geometrik boşluklar sayesinde çok daha sağlam ve dayanıklı bir ürün ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, bu yeni içi boş betonla mümkün olabilecek şeyleri “daha yeni keşfetmeye başladıklarını” söylüyorlar. Betonun ne kadar güçlü olduğunu görmek için tüplerin yönünü, boyutunu ve hatta şeklini değiştirerek esnekliği artırmanın yolları olabileceğini belirtiyorlar.