PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Silent Hill 2 – İnceleme

Kabusların hayat bulduğu yer

Oyun dünyasının sanatsal bir karşılığının olması gerekliliğinin veya “oyunlar bir sanat eseri midir, değil midir” tartışmasının temelinde yatan unsurlardan biri olduğunu düşünüyorum Silent Hill 2’nin. Nasıl olmasın? 2001’deki orijinal oyundan söz ediyorum tabii ki ama Silent Hill 2’yi basmakalıp sözcüklerle, ona bir şaheser demeden nasıl anlatabilirim ki? Silent Hill 2 sadece bir oyun olarak değil, oyuncuya tattırdığı duygusal ve zihinsel karşılıklarla derin bir psikolojik yolculuk olarak ele alınmayı hak ediyor. James Sunderland’in kayıp eşine olan yolculuğu her adımda daha derin bir varoluşsal sorgulamaya dönüşürken nasıl ki bir yağlıboya tablosuna bakarken kaybolduğunuz hissini yaşıyorsanız, Silent Hill 2 de sizde benzer bir etki yaratıyor.

Başlangıç aşırı derecede subjektif oldu, farkındayım, fakat seriyi şekillendirmiş olmasından ziyade oyun türü için kendi tanımlarını yaratmış olması açısından da Silent Hill 2’nin devrimsel bir oyun olduğunu söylemek hiç zor değil. Yarattığı klostrofobik atmosfer, oradan oraya koştururken sağda solda duyduğunuz çıtırtılar, oyun dünyasının kurgulanış şekli ve yarattığı baskı neticesinde sunduğu “korku” ve “gerilim” teması Silent Hill 2’nin benzer oyunlardan kendini sıyırdığı tarafı olmuştur hep.

23 sene önce çıkan bir oyundan söz ederken bu kelimeleri kullanıyor olmak aslına bakarsanız biraz da geçmişe özlem olabilir. Kim bilir belki de oyunu değil de o zamanlarda hayal gücümüzle kurduğumuz dünyaları özlüyoruzdur. Zira teknik olarak sınırlı imkanlara sahip olmak bunu biraz körüklüyordu eskiden; artık karakterlerin bütün hislerini veya bulunulan ortama ait bütün derinliği yaşatabiliyorlar. Kuracak hayal bile bırakmadılar …yapımcılar

İşte tüm bunların ışığında Bloober’ın Silent Hill 2’sini nasıl karşılayabileceğimi tahayyül ederken hep bir çekince vardı aklımın bir köşesinde. Remake’leri yapılan oyunların makus talihidir bu aslında; orijinale ne kadar sadık kalabileceklerini bilemezsiniz ve gözünüzde büyüttüğünüz haliyle o oyun sizin için aslında bir tabudur. Burada çok fazla tartışmanın yaşanacağını zannetmediğim için genelleme yapmaktan çekinmiyorum, şöyle ki; Silent Hill 2, remake’inin yapılması en tehlikeli oyunlardan biriydi. Bloober Team’in bunu üstlenmesi bile büyük bir cesaret örneğiyken neticede çıkardıkları ürüne baktığımızda hayrete düşmemek mümkün değil. Bir Silent Hill 2 aşığı olarak daha oyunun grafiklerine, hikayesine falan geçmeden yazının hemen başında gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, yapılmış en iyi remake Silent Hill 2’dir ve yapımcılar inanılmaz bir iş başarmışlardır.

Acı ve Yalnızlık Kozasına Sarılı Şekilde, Bekliyorum

Konunun temelinden başlayacak olursak; Silent Hill 2, üçüncü kişi görüş açısından karakterinizi yönlendirdiğiniz bir aksiyon / bulmaca macera oyunu. Kahramanımız James Sunderland üç yıl önce ölen eşi Mary’den bir mektup alır ve onu Silent Hill kasabasındaki “özel yerlerinde” beklediğini öğrenir. Bu noktada James her ne kadar inanamasa da Silent Hill’e gider ve eşini aramaya başlar. Konunun özü aslında bu ama James biraz hödük bir karakter olduğu için onun “ya Silent Hill’in her yeri bizim için özel, nereden bulucam ben şimdi bu kadını, acaba gölün kıyısındaki o parkı mı demek istedi?” diye başlayıp kasabanın başından sonuna, girilmeyen delik bırakmayıncaya kadar her yeri alt üst etmesi üzerine bir hikâye ilerleyişi var.

Lokasyon olarak Silent Hill bir göl kenarı kasabası ve standart bir şehir yaşamında bulunabilecek her türden mekân burada var. Oyuna kasabaya paralel devam eden bir otoyolun kenarındaki tuvalette başlıyorsunuz, ormanın içine doğru patikayı takip ettikten sonra mezarlığın içinden geçip az ileriden sola döndüğünüzde asfalt caddeler sizi karşılıyor. Restoranından tutun da benzin istasyonuna kadar gayet muntazam yerleşik bir kasaba, fakat tek bir kusur var, o da yoğun bir sis ve sokaklarda bir kişi dahi göremiyorsunuz. İlk hedef olarak belirlediğiniz istikamet Rosewater Park’ı, ama oraya da doğrudan gidilen yollar ya yok olmuş ya da yüksek demir tellerle engellenmiş vaziyette. Duvarlardan atlayarak veya türlü binaların içerisinden geçerek bir şekilde yolunuzu bulmanız gerekiyor.

İşte oyundaki genel ilerleyiş yapısı da bunun üzerine kurulu; hikâyenin sürekliliği içerisinde James bir yere gitmesi gerektiğinde orayı haritasında işaretliyor ve siz de elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz. Remake’deki harita kullanımı bu noktada orijinal oyundan çok daha aktif olmuş; aslında buna bir yaşam kalitesi geliştirmesi demek daha doğru olacaktır. Yol üzerindeki bazı kilitli kapılar veya geçilemez yerleri James haritasına not ediyor. Bunların bazılarını ya kırmızıyla karalayarak açılmaz kapı gibi belirtirken bazılarını da düz kırmızı çizgi ile çekip “ilerleyen süreçte açılabilir, bir şekilde arkadan kilitlenmiş olabilir” şeklinde ifade ediyor. İlerledikçe James’in haritayı ne şekilde kullandığını çözüyorsunuz ve binaların içerisinde ona göre ilerleyebiliyorsunuz. Ek olarak oyunda karşılaştığınız bulmacaları veya önemli bir şeyi James yine haritasına not ediyor ve herhangi bir aktivitede ilerleme kat ettiğinizde gayet düzgün bir şekilde buraları güncelliyor. Dahası bir bulmacayı çözdüğünüzde veya herhangi bir kilit kombinasyonu keşfettiğinizde doğrudan haritanın üzerine sayıları ve kodları yazıyor, siz de boşu boşuna “şifre neydi” diye düşünmek zorunda kalmıyorsunuz.

Bununla birlikte oyunda çok fazla bulmaca var. Bu bulmacaların çoğu sizi bir anahtarla veya bir şifre ile ödüllendiriyor ve oyundaki ilerlemeyi bu şekilde sağlıyorsunuz. Zaten hangi binaya girerseniz girin ilk birkaç odanın birinde mutlaka o binanın temasına uygun şekilde hazırlanmış bir ana bulmaca ile karşılaşıyorsunuz. Örneğin, hastanedeki bulmaca üç farklı hastanın bilekliklerini bulup bunların hepsini tek bir bulmacada birleştirmeniz üzerine kurgulanmış. Her bilekliği hastanenin farklı köşelerinde, yine farklı bulmacalar çözerek topluyorsunuz ve en sonunda bir yerde kullanıp bir anahtar elde ediyorsunuz. Bu anahtar normalde girilemeyen bir kapıyı açıyor ve hikâye bu şekilde ilerleyebiliyor. Benzer bulmacalar apartmanda da var, otelde de var, hemen hemen her yerde var.

Biliyorum, Sana Asla Affetmeyeceğin Korkunç Bir Şey Yaptım

Bulmacaların çeşitliliği ve zorluğu açısından oyun fazlasıyla insaflı davranmış. Başlangıçta üç farklı zorluktan birini seçiyorsunuz oyun boyunca buna paralel şekilde farklılaşan bulmacalarla karşılaşıyorsunuz. Zoru çok zor değil, kolayı ise “şuna bas, şimdi üç ekle buna bas” düzeyinde ve tabii ki kolay ve zor bulmacaların cevapları aynı değil. Zor bulmacaları başardığınızda aldığınız tatmin hissi yerinde. Çeşitlilik tarafında ise orijinal oyuna sadık kalınmaya çalışılmış. Bazı bulmacalar birebir aktarılırken, bazılarının üzerinden geçilmiş veya tamamen değiştirilmiş. Referans olması açısından apartmandaki 3 para bulmacası ve hastane asansöründeki anons duruyor.< /p>

Yalnız bulmacalar için söylemek istediğim en tatlı şeyi yapımcıların orijinal oyuna yaptığı göndermeler oluşturuyor. Koridorlarda gezerken bazı yerlerle etkileşime girebileceğinizi fark ediyorsunuz. Bakıyorsunuz, herhangi bir bulmaca yok, resmen düz bir duvar veya bir zincir parçası. Tıkladığınızda ekran anlık bir parazitlenip geri geliyor ve eğer orayı orijinal oyundan hatırlıyorsanız, oyun orada kamera açısını da benzer şekilde değiştirdiği için, bir anlık ürperiyorsunuz …ben ürperdim en azından. Buraları yaşamayı size bırakıyorum. Neler olduğunu söylemeyeceğim, ama harika detaylar. Bloober’dan orijinal oyuna karşı anlık fakat çok hoş saygı duruşları.

Aksiyon tarafında ise yapımcıların yine tadında bir iş çıkardığını söyleyebilirim. Serde erkeklik olduğu için sadece bulmacaları değil aksiyonu da zor ayarda oynuyorum ve en basit yaratıklar bile bir noktada meydan okumaya dönüşebiliyor. Kolay zorlukta sopayla 2-3 vuruşta ölen yaratıklar zor ayarda 4-5 tabanca mermisi ile anca devriliyorlar ve taktiksel oynamanızı gerektiriyor her biri. Aynı anda birden fazla yaratıkla aynı odada olduğunuz yerlerde mutlaka kıyıdan köşeden geçip fark edilmemeye çalışabilir veya zorunda değilseniz savaşmamayı tercih edebilirsiniz. Zira zorluk arttıkça etrafta bulduğunuz ekipmanların sayısı da ciddi düzeyde azalıyor.

Burada Yatarken Kendimi O Kadar Zavallı ve Çirkin Hissediyorum Ki…

Yaratık tiplerinde ve sayısında ekstraya gitmemiş Bloober; orijinal Silent Hill 2’deki yaratıklar yine yerli yerinde duruyorlar. Görselliklerinde ise elbette ki 23 senenin üzerinde birtakım oynamalarda bulunulmuş. Hoşuma giden tarafı Silent Hill’in sisli halindeki yaratıklarla alterasyona uğradığı zaman karşılaştığınız yaratıklar arasındaki geçişte olmuş. Zaten alterasyona uğrayan ve paslanan Silent Hill yeterince ürkütücü ve gergin değilmiş gibi, bir de yaratıklar buna adapte olunca ortaya deri giyen latex’li hemşireler çıkmış. Evet, yanlış okumadınız. Az önce beyaz beyaz, ortalıkta elinde su borusuyla dolaşan hemşireler Silent Hill boyut değiştirince ellerinde bıçak savurmaya başlıyorlar. Ve bu sado mazo hal bir anda bütün yaratıklara sirayet ediyor; yerlerde sürünerek gezen Lying Figure’lerin modellemeleri sağında solundan çiviler çıkacak şekilde değişiyor, mankenler tayt giymeye başlıyorlar falan. Daha neler neler.

Silent Hill 2 aslında James’in odak noktada yer aldığı, yaşanan olayların da kendi iç dünyasıyla ilişkilendirildiği bir oyundur. Yaratıklar ve oyun boyunca karşılaşılan türlü karakterler aslında James’in zihinsel ve duygusal durumlarının birer yansımasıdır. Silent Hill 2’deki yaratıkların her biri James’in yaşadığı travmalar, bastırdığı suçluluk duyguları ve içsel çatışmalarla doğrudan bağlantılıdır. Silent Hill 2’nin dünyası bu şekilde semboller ile örülüdür ve bu da oyunun benzersiz bir deneyim sunmasını sağlar. Örneğin Piramit Kafa. Artık literatüre yerleşmiş bir korku unsuru olarak bile sayabileceğimiz bu yaratık James’in yaptığı hatalar ve karanlık seçimlerin somutlaşmış halidir. Piramit Kafa’nın sürekli James’i takip etmesi, geçmişindeki suçluluk duygusundan kaçamayacağını ifade eder. Benzer şekilde Maria da karısı Mary’nin yansımasıdır, fakat çok daha kadınsı ve şehvetlidir. Yıllarca karısının hastalığı sırasında ona karşı duyduğu hayal kırıklığını Maria’da telafi etmeye çalışır.

Bu Yüzden Artık Kendin İçin Yaşamanı İstiyorum

Grafiksel olarak oyun yaşatmak istediği atmosferi mükemmel bir biçimde ortaya koyuyor. Çoğunluğu zaten karanlık ve dar koridorlarda geçen oyun korku unsurunu yaşatmak için eline geçirdiği bütün fırsatı kullanıyor. Buna uygun çok sahne hazırlanmış oyun içerisinde; cızırtılı ve yanıp sönen bir florasan lambanın altından geçen bir yaratık veya sokaktaki bir arabanın patlayan farları ile aniden kararan ortamlar. İç mekanlar ve dış dünya mükemmel tasarlanmışlar, fakat karakter animasyonları ve bilhassa da modellemelerine alışmak, eski Silent Hill 2 oyuncuları için biraz zor olabilir. Laura’yı ya da Maria’yı önceden tanıdığınız için yeni yüzlerini ve seslerini biraz sindirmek gerekli. Ama tabii ki bu modellemelerin kötü olduğu anlamına gelmiyor; aksine, Eddie’nin yağlı pis suratının parlamaları falan dehşet olmuş.

Ne var ki orijinal Silent Hill 2’de bazı anahtar yerlerde yer alan diyalogların yeni oyuna aktarılışında birkaç yeri pek beğenmediğimi söylemeliyim. Örneğin Remake’in fragmanını ilk kez gördüğümde, Maria’nın James ile parmaklıklar ardında konuşurken seslendirmesini çok yadırgamıştım ve sırf o yüzden Maria’ya biraz mesafeli kalmıştım. Hatta sadece bu bile oyunun bütününü sorgulamama sebep olmuştu. Hala da pek benimseyemedim Maria’yı. Oyun piyasaya çıkana kadar bunun düzeltileceğini ummuştum hep içten içe ama öylece kalmış, sağlık olsun. Onun haricinde asıl önemli olan, karakterlerin vermek istediği duyguların doğru aktarılması durumunu yapımcılar çok iyi başarmışlar.

James… Beni Mutlu Ettin…

Ne yalan söyleyeyim, remake’in bu kadar iyi yapılmasını ummuyordum. En baştan beri bize güzel anılarımızı hatırlatacak, “bugün yapılsaydı acaba nasıl olabilirdi” dedirtecek bir gösteri olmasını umarken tam bir ziyafet ile karşılaştık. Beklediklerimin tamamını fazlasıyla aldım. Hem Silent Hill 2’nin adına hürmet, hem de başlı başına kendi içerisinde bir oyun olarak sunduğu deneyim bambaşka. Bu tarz bir oyunun günümüzde çok fazla karşılığı olmadığı için onu ancak kendisiyle kıyaslayabiliyorum (geri çekilin RE’ciler). Silent Hill 2’nin bendeki yeri apayrı ama Remake’in de kendine özel bir yeri kesinlikle olacak.

Mayıs ayının son haftasında çıkış yapacak #prizmabet PC oyunları: 23-30 Mayıs 2023 #3

Mayıs ayının son haftalarında çıkış yapacak PC oyunlarının son kısmı.

 
Mayıs ayının son haftalarında çıkış yapacak PC oyunlarının devamı. 
 
– Shame Legacy (30 Mayıs: hayatta kalma, korku, aksiyon, macera)
 
 
Fairyship Games, Revenant Games tarafından geliştirilen ve Destructive Creations tarafından yayınlanacak olan hayatta kalma, korku, aksiyon, macera oyunu Shame Legacy, 30 Mayıs tarihinde biz oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Tek oyunculu birinci şahıs hayatta kalma korku deneyimini yaşayacağımız bu yapım içerisinde büyük tehlikeler bizleri bekliyor olacak. Oyun içerisinde farklı farklı düşman türleri ve korku unsurları bulunacak. Bu düşman türlerinden ve korkunç unsurlardan sağ çıkmak için de elimizden geleni yapmaya koyulacağız. Oyun içerisinde hem gizlilik mekanikleri hem de kaçış mekanikleri yer alacak ve bu iki mekaniği de sürekli olarak kullanmaya başlayacağız.
Oyunda terk edilmiş bir bölgede bulunacak ve bu bölgeden tabii ki sağ çıkmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışacağız. Oyunda yine reflekslerimizi diri tutmak oldukça önem arz edecek çünkü karşımıza gelen ve bir anda çıkan korkunç düşmanlara karşı hızlı bir şekilde hareket etmemiz gerekecek ve onlardan kısa süre içerisinde kaçmamız lazım. Dolayısıyla oyunda sürekli olarak diken üstünde olacak ve tüylerimizin diken diken olduğu bir senaryoyu bu oyun içerisinde yaşayabileceğiz.
 
 
Elbette hayatta kalma korku oyunlarında olmazsa olmaz klasik bulmacalar da yer alacak. Bu bulmacaları hem çözmeye çalışacak hem de bir yandan bu korku unsurları ile yüzleşmeye başlayacağız. Bu bulmacaları ne kadar hızlı bir şekilde çözersek o kadar çok kaçma şansımız olacak ve korku surlarıyla o derece daha az karşılaşabileceğiz. Oyun içerisinde elbette arka planda bizlere bir hikaye anlatılacak, bu hikaye kapsamında çeşitli sırları açığa çıkarabilecek ve bu hikayeyi nihayetinde sona erdirmeye çalışarak karşılaştığımız şeylerden sağa çıkmaya çalışacağız.
 
Oyunda arka planda anlatılan hikayeye göre bir tarikatçi kasabasında yer alacağız. Bu kasabadan elbette sağ çıkmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya koyulacağız. Oyun içerisinde bu tarikat nedeniyle deliren birçok insan bulunacak. Bu insanlar tabii ki üzerimize doğru gelecek ve biz de bu insanlardan kaçmaya çalışacağız. Tabii ki delirmiş olan bu insanlardan kaçmak için de hem gizlilik hem de kaçış mekaniklerini kullanmamız gerekecek. Oyun içerisinde bir nesnenin veya yapının arkasına saklanabilecek, onlardan uzak durabilecek ve onların gitmesini bekleyerek hayatta kalmaya çalışacağız.
Shame Legacy’de tabii ki bir yandan bu şekilde korkunç şeylerle karşılaşırken diğer yandan ise karşımıza çeşitli zorluklarda çıkan bulmacaları çözmeye çalışacak. Bu bulmacaları çözmek için etrafla sürekli olarak etkileşime geçebilecek ve etrafı keşfederek bu bulmacaları ortadan kaldırmaya çalışacağız. Bulmacaları çözdükçe yeni bölgelere doğru ilerleyebilecek ve yavaş yavaş buradan çıkış yolunu bulmaya başlayacağız.
 
 
Terk edilmiş kasabada yer aldığımız ve birinci şahıs kamera bakış açısı ile beraber ilerlemeye çalıştığımız bu hayatta kalma korku oyunu içerisinde tek oyunculu bir yapı bizleri bekliyor olacak. Yani oyun içerisinde yanımıza herhangi bir arkadaş çağıramayacak ve arkadaşlarımızla beraber koordineli bir şekilde ilerlemeye koyulamayacağız. Dolayısıyla Shame Legacy diğer co-op  tarzı hayatta kalma oyunlarından bu konuda farklılık gösterecek. Bu oyun içerisinde tamamen tek başımıza olacak, tek başımıza ilerlemeye çalışacak ve tek başımıza bu kasabadan sağ bir şekilde çıkmaya uğraş vereceğiz.
Oyunda karşılaştığımız bulmacalar arka planda bizleri anlatılan ve anlatılmaya çalışılan hikayenin aslında bir parçası olacak. Dolayısıyla bu bulmacalar hikayeler ve gidişatla beraber bağlantılı bir şekilde karşımıza çıkacak. Oyun içerisinde çeşitli mekanikler kullanarak ve keşif unsurlarını gün yüzüne çıkararak ilerlemeye başlayacak ve ne kadar çok keşif yaparsak o kadar çok bulmaca üzerine yoğunlaşabilecek ve bu bulmacaları kolay bir şekilde çözmeye başlayacağız. Oyunda tabii ki ana temamız bulmaca olacak ve bu bulmacaları çözdükçe yeni bölümlere ulaşabilecek ve farklı bölgeye giderek o bölgedeki bulmacaları da yine çözmeye başlayacağız.
 
 
Oyun içerisinde bir av ve avcı teması işlenecek. Avcı burada da yer alan korkunç düşmanlar olacak av ise biz olacağız. Dolayısıyla oyunda gizlice hareket etmemiz gerekecek ve bu sayede düşmanlardan uzak durmaya başlayacak ve gizli bir şekilde ilerlemeye koyulacağız. Oyunda yine çeşitli saklanma alanları bulunacak ve bu saklanma alanlarında gizli bir şekilde durabilecek ve karşımıza çıkan düşmanlara karşı bu gizlenme mekanları oldukça önem arz edecek. Eğer bir düşman peşimizden koşuyorsa derhal bir gizlenme bölgesi bulmaya başlayacak ve bu gizlenme kısmına geçiş yaparak onlardan kurtulabileceğiz. Gizlendiğimiz zaman bir müddet düşmanlar bizi arayacak ancak bir süre sonra düşman o bölgeden uzaklaşmaya koyulacak. İşte o anda biz de gizlendiğimiz yerden çıkış yapabileceğiz. Böylece kaldığımız yerden devam edebileceğiz.
Bu oyun içerisinde en önemli şey aslında panik yapmamak. Dolayısıyla oyun içerisinde ne kadar çok paniklersek o kadar çok yapacağımız şeyi karıştırabilecek ve çıkmaz sokaklara doğru geçiş yapabileceğiz. Oyunda sürekli olarak mekanları ezberlemeye çalışacak, hangi mekanda hangi gizlenme bölgelerinin olduğunu öğrenmeye başlayacak ve bu bölgeleri öğrendikçe karşılaştığımız düşmanlardan kolay bir şekilde kaçabileceğiz ve saklanabileceğiz. Oyunda yine etraftan çeşitli kaynaklar toplayacak ve çeşitte kaynaklarla beraber etkileşime geçebileceğiz. Bu kaynaklar oyun içerisinde oldukça önem arz edecek ve yine hayatta kalmanın temelleri aslında bu unsurlar diyebiliriz.
 
 
Bu kaynakları doğru bir şekilde kullanmak tamamen bizim işimiz olacak. Eğer kaynakları rastgele ve yanlış zamanda harcarsak bu da bizim aleyhimize olan bir sonuçla karşılaşmamıza sebep olacak. Oyun içerisinde kaynakları doğru ve zamanında harcamaya çalışacak hem bulmacaları çözerken hem de düşmanlardan kaçarken bu kaynakları kullanmaya başlayacağız. Dolayısıyla etrafı sürekli olarak araştırmak, etraftan bir şeyler bulmak ve bu kaynakları elimizde tutmak oldukça önem arz edecek.
Oyun içerisinde elbette karakterimizin bir stres ve korkma durumu bulunacak. Bu stresi ve korkma durumuna oldukça stabil bir şekilde tutmaya çalışacağız. Eğer karakterimiz aşırı derecede strese ve korkuya yenik düşerse bu da tabii ki karakterimizin açığa çıkmasına ve ölmesine sebep olacak. Dolayısıyla oyun içerisinde hem karakterimizi hem de kendimizi kontrol etmemiz gerekecek ve oyunda panik yapmamamız oldukça önem arz edecek.
 
 
Tek oyunculu birinci şahıs hayatta kalma korku oyunu içerisinde bol bol korku sekansları ile karşılaşacak ve bizi sürekli olarak bir şeylerin kovaladığını görebileceğiz. Oyun içerisinde bu kovalama sekansları tabii ki oldukça gergin bir atmosferi bizlere aktaracak. Dolayısıyla bu kovalama esnasında kovalanan biz olduğumuz için arkamızda sürekli olarak bir nefesin tenimize değdiğini hissedebilecek ve bu anlarda da panik yapmamamız çok önemli olacak.
30 Mayıs tarihinde biz oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanan bu yapım Türkçe dil desteğine sahip olarak oyunculara sunulacak. Oyunun şu anda Steam sayfası açık durumda ve isterseniz Steam sayfası üzerinden istek listenize ekleyebilir ve çıkış yaptığı gün mail adresinize bir bildirim alabilirsiniz. Korku oyunu severler bu oyuna bir göz atabilir ve bir şans verebilir.
 
– Everdream Valley (30 Mayıs: çiftçilik, keşif, simülasyon)
 
 
Mooneaters tarafından geliştirilen ve Untold Tales, VARSAV Game Studios tarafından yayınlanacak olan çiftçilik, keşif, simülasyon oyunu Everdream Valley, 30 Mayıs tarihinde geliyor. Renkli grafik stiline sahip bu simülasyon oyunu içerisinde istediğimiz bir çiftliği elde edebiliyor ve bu çiftliği dilediğimiz gibi geliştirebiliyoruz. Hem canlı bir atmosferin hem de canlı bir ortamın bulunduğu bu yapım içerisinde rahatlatıcı ve eğlenceli bir deneyim bizleri bekliyor. Oyunda dilediğimiz gibi kendi çiftliğimizi oluşturabiliyor, bu çiftliği istediğimiz gibi şekillendirebiliyor ve dilediğimiz gibi bu çiftliği genişletebiliyoruz. Oyun içerisinde detaylı çiftçilik simülasyon unsurları bizlere aktarılmaya bekliyor.
Bu çiftçilik simülasyon oyunu içerisine bir karakteri kontrol ediyor ve bu karakterle beraber etrafı araştırmaya koyuluyor, etraftan çeşitli kaynaklar toplayabilir ve karşımıza çıkan ağaçları ve dalları kesebiliyoruz. Oyun içerisinde yine etrafı keşfederek çeşitli canlılar keşfedebiliyor, bu keşifle beraber yeni detayların kilidini de açabiliyoruz. Hem doğa ile iç içe hem de rahatlatıcı bir deneyimin yer aldığı bu yapım içerisinde farklı farklı işleri de oyun içerisinde elde edebiliyor ve yapabiliyoruz. Oyunda sadece çiftliğimizle ilgilenmiyor bunun yanı sıra balıkçılık yapabiliyor, farklı bölgeleri doğru geçiş yapabiliyor ve oradaki karakterlerle etkileşime geçebiliyoruz. Bu dünyada yer alan karakterlerden çeşitli araçlar ve gereçler alabiliyor, alışverişler yapabiliyor ve daha fazlasını bu oyun içerisinde gerçekleştirebiliyoruz.
 
 
Hem vahşi doğaya ilerleyebildiğimiz ve bu doğayı keşfedebildiğimiz hem de çeşitli maceralara atıldığımız bu yapım içerisinde bir çiftlik merkezi kurmayı hedefliyoruz. Oyun içerisinde bu çiftliği istediğimiz gibi genişletebiliyor ve dilediğimiz gibi dekore edebiliyoruz. Oyunda sıfırdan başlayarak yeni bir çiftliğin büyümesini sağlayabiliyoruz. Oyun içerisinde yine çiftliğimizin etrafına çitler yapabiliyor, tabii ki bu çitleri yapmak için de çevredeki ağaçları kesebiliyor ve kesin işlemini yapmak için elimize baltayı almamız ve karakteri kontrol etmemiz gerekiyor. Her bir işi oyun içerisinde tek tek biz yapıyoruz ve dolayısıyla oyun içerisinde uzunca vakitler geçirebilecek bir yapı bizlere aktarılıyor.
Oyunda elbette diğer taraftan farklı karakterler de yer alıyor ve bu karakterlerle etkileşime geçerek onların çeşitli görevlerini yapabiliyor ve isteklerini yerine getirebiliyoruz. Her bir karakterle aramızda çeşitli bağlar bulunuyor ve kurduğumuz sıkı bağlarla beraber o derece iyi ödüllerin ve içeriklerin sahibi olabiliyoruz. Her bir karakterle etkileşime geçebiliyor ve onlarla konuşabiliyoruz. Dolayısıyla oyun içerisinde farklı farklı karakterler yer alıyor ve onlarla beraber konuşarak da çeşitli içeriklerin kilidini açabiliyoruz.
 
 
Oyun içerisinde bir çiftlik inşa etmenin yanı sıra çiftlik evi de kurmanın hayalini yaşıyor olacağız. Bir yandan çiftliğimizi genişletirken tabii ki bir yandan da kalacak yer ayarlamamız gerekiyor. Dolayısıyla oyun içerisinde bir çiftlik evimiz de bulunuyor, bu çiftlik evini geliştirmek, çiftlik evine onarmak ve daha fazlasını yapmak için oyun içerisinde çeşitli kaynaklar toplanmamız lazım. Tüm bunları yapmak için de hem etrafı keşfetmek hem elimize doğru araç ve gereçleri almak hem de çevreyle etkileşime geçmek şart. Dolayısıyla oyun içerisinde tüm unsurları yerine getirmek için çeşitli görevleri yapmak, vahşi doğaya atılmak ve her türlü kaynağı toplamamız lazım. Topladığımız bu kaynaklarla beraber kendi Ççftlik evimizi ve çiftliğimizi kurabiliyor, bu sayede burayı bir merkez haline getirebiliyoruz.
Bu çiftçilik simülasyonu içerisinde bizlere açık bir dünya sunuluyor. Bu açık dünya içerisinde istediğimiz bölgelere ve yerlere doğru ilerleyebiliyor ve bu bölgeleri ve yerleri keşfedebiliyoruz. Oyunda yine her bölgenin kendine ait yapısı ve teması bulunuyor. Dolayısıyla açık bu dünyada farklı farklı bölgeler ve ilgi çekici kısımlar bizlere aktarılıyor. Oyunda hem kendi çiftliğimizi genişletmek hem de burayı bir merkez haline getirmek için bu açık dünyayı keşfedebiliyor, etraftan yeni kaynakların kilidini açabiliyor ve bu kaynakları toplayabiliyor ve kendi merkezimize doğru götürebiliyoruz.
 
 
Oyunda kendi çiftliğimizi oluştururken elbette diğer canlıların da etrafta gezindiğini görebiliyoruz. Dolayısıyla oyun içerisinde yaşayan bir dünya bizlere aktarılıyor. O yüzden bir yandan ekinlerimizi ve hasatlarımızı korurken diğer yandan ise kendimize çeşitli hayvanlar alabiliyor ve büyük bir çiftliğin kapısını aralayabiliyoruz. Oyunda ineğinden köpeğine birçok hayvan türü bulunuyor. Bunları bir araya getirerek canlı bir merkez kurabiliyoruz. Oyunda tabii ki bu hayvanlarla tek tek ilgilenebiliyor ve bu hayvanlarla beraber de farklı bölgelere doğru geçiş yapabiliyoruz. Oyun içerisinde yukarıda da bahsettiğim gibi köpeklerden ineklere koyunlardan atlara kadar birçok hayvan yer alıyor.
Everdream Valley içerisinde yer alan birçok hayvanı binek olarak kullanabiliyor, onların üzerlerine binebiliyor ve farklı bölgelere doğru gitmek için seyahat aracı olarak kullanabiliyoruz. Dolayısıyla oyunda bu tarz mekanikler de yer alıyor ve gayet güzel bir ekleme olarak karşımıza çıkıyor. Oyunda açık dünyayı keşfetmek için elbette koşmak yetmiyor, bu tarz binek hayvanlarını kullanmak bizlere daha hızlı bir seyahatin deneyimini aktarıyor. Dolayısıyla bu binek hayvanları kullanarak etrafı gezebiliyor, yeni bölgeleri keşfedebiliyor ve ilgi çekici alanları görebiliyoruz.
 
 
Oyun içerisinde yukarıda da bahsettiğim gibi birçok hayvan yer alıyor ve her hayvanın aslında kendine ait özelliği bulunuyor. Bunun yanı sıra bu hayvanların çiftliğe olan etkisi de değişkenlik gösterebiliyor. Her bir hayvanın kuracağımız ve kurduğumuz çiftliğe etkisinin farklı şekillerde olduğunu görebiliyor, bu hayvanları da kendi çiftliğimizde tutmayı isteyebiliyoruz. Dolayısıyla oyun içerisinde bu tarz detaylı kısımlar da yer alıyor diyebilirim. Örneğin o oyun içerisinde farklı farklı köpekler arasından seçim yaparak bu köpekleri çiftliğimize dahil edebilir, bu köpeklerin kendi hayvanlarımızı korumasına müsaade edebilir ve bu hayvanlar ile beraber kendimize korunaklı bir alan oluşturabiliriz.
Oyunda geliştirici ekibin belirttiğine göre 13 farklı köpek türü bulunuyor. Bu köpek türlerinin arasından istediğimizi seçebiliyor ve dilediğimizi de tabii ki çiftliğimize dahil edebiliyoruz. Yine bu hayvanları farklı alanlarda kullanabiliyor ve bu hayvanların iz sürme yeteneğini, hazine ortaya çıkarma becerisini ve daha fazlasını kullanabiliyoruz. Dolayısıyla oyun içerisinde yer alan hayvanların kendine özgü becerileri ve yetenekleri kullanıyor. Bu yeteneklerden yararlanmak için de tabii ki onları elde edebiliyor ve kendi çiftliğimizde besleyebiliyoruz. Onlarla ne kadar çok ilgilenirsek o kadar çok bizlere yararı olabiliyor.
 
 
Arkamıza yaslanarak oynayabileceğimiz ve rahatlatıcı bir deneyimin bizlere aktarılacağı bu çiftçilik simülasyonu içerisinde güzel bir deneyim bizleri bekliyor olacak. Oyun içerisinde bir karakteri kontrol edecek ve bu karakterle beraber kendi çiftliğimizi yani merkezimizi kurmaya çalışacağız. Oyun 30 Mayıs tarihinde biz oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
 
Oyunun şu anda Steam sayfası açık durumda ve dilerseniz Steam sayfası üzerinden istek listenize ekleyebilir ve çıkış yaptığı gün mail adresimize bir bildirim alabilirsiniz.
Öte yandan oyun yine Steam sayfası üzerinde ön siparişlere açık durumda. Şu anda yüzde 20 indirimle beraber satışta. Dolayısıyla oyunu şu an için 188,00 TL’den satın alabilirsiniz.
  
– Poly Bridge 3 (30 Mayıs: bulmaca, simülasyon, macera)
 
 
Dry Cactus tarafından geliştirilen ve aynı ekip tarafından yayınlanacak olan bulmaca, simülasyon, macera oyunu Poly Bridge 3, 30 Mayıs tarihinde biz oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Fizik tabanlı bu bulmaca simülasyon oyunu aslında bir seri olarak karşımıza çıkıyor. Serinin üçüncü oyunu şimdi biz oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor ve bu yeni oyunla beraber daha farklı bulmaca türlerinin, daha farklı bölgelerin ve daha fazla içeriğin bizlere aktarılmasını bekliyoruz. Oyun içerisinde fizik tabanlı bir bulmaca sistemi yer alıyor ve bu bulmaca sistemi ile beraber araçları bir yerden bir yere doğru geçirmeye çalışıyoruz. Yani oyun içerisinde sürekli olarak kendimizi çeşitli köprüler ve yapılar kurarken bulabiliyor ve bu yapıları da sağlam bir zemine oturmamız gerekiyor. Oyunun temel amacı zaten bundan ibaret.
Oyunda tabii ki fizik tabanlı bir yapının olması nedeniyle sürekli olarak kendimizi sağlam yapılar yapmaya şartlayacağız. Dolayısıyla oyunda köprü yaparken ve köprünün dinamiklerini çözmeye çalışırken her bir detayı aslında es geçmememiz gerekecek. Oyunda bir aracı farklı bir bölgeye doğru geçirmek için çok ince detaylar arasında boğulabilecek ve bu ince detayları aşmak için de oyunda sürekli olarak denemeler yapabileceğiz. Tabii ki oyunda bir köprü inşa ettikten sonra onu deneyebilecek, test edebilecek ve köprünün sağlamlığından emin olduğumuz zaman da tabii ki bölümü geçmek için play tuşuna basabileceğiz.
 
 
Oyunda farklı farklı bölgeler ve bölümler bulunacak. Bu bölgelere ve bölümlere geçiş yaparak yeni köprüler yapmaya çalışacak ve elimizdeki sınırlı kaynaklarla beraber bu köprüyü aslında tamamlamaya başlayacağız. Oyunda tabii ki sınırsız kaynak ne yazık ki bulunmayacak. Dolayısıyla elimizdeki kaynaklarla beraber doğru bir şekilde doğru kısımlarda kullanmaya başlayacak ve köprüyü inşa etmeye koyulacağız. Oyunda farklı farklı bölümler bulunacak ve her bölümün aslında kendine özgü zorlukları ve yapısı bulunacak. Örneğin bir bölge iki katlı bir köprüyü inşa etmemizi gerektirecek diğer bölge ise sadece düz bir köprüyü inşa etmemizi isteyecek. Dolayısıyla her bölüm ve bölgenin kendine ait gereklilikleri ve zorlukları yer alacak.
Fizik tabanlı bu bulmaca oyunu içerisinde açılıp kapanabilen köprüler, yukarılara doğru yükselebilen ve istediğimiz şekle bürünebilen köprüler ve daha farklı içerikler yer alacak. Oyunda yine asma köprüler bunun yanı sıra çok katlı köprüler ve düz köprüler olmak üzere farklı farklı köprü türleri de bizlere aktarılacak. Oyunda dilediğimiz gibi bu köprüleri kullanabilecek ve her bölümde aslında bu köprüleri kullanarak doğru bir şekilde doğru mimari ile beraber bunları inşa etmeye koyulacağız. Oyunda tabii ki her bir detayla ayrı ayrı ilgilenebilecek, bu detayları test edebilecek ve doğru bir şey yaptığımızdan emin olduktan sonra bir sonraki bölüme geçiş yapmaya hak kazanabileceğiz.
 
 
Oyun içerisinde geliştirici ekibin belirttiğine göre yüzden fazla farklı bölüm bulunacak. Bu bölümlerin her birinin kendine ait yapısı ve içerikleri yer alacak. Bu bölümleri geçtikçe zorluğun seviyesi daha da artış gösterecek ve oyunda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki kolaydan zora doğru bir oyun içeriği bizleri bekliyor olacak. Dolayısıyla oyunda ilk başlarda kolay bir şekilde köprüleri inşa edebilecek ve yeni bölümlere doğru geçiş yapabileceğiz. Tabii ki bu durum alışma evresi olarak karşımıza çıkacak daha sonraki süreçte ise oyunun ortalarında ve ilerleyen kısımlarında ise biraz daha kafa yormaya başlayacak ve artık daha farklı köprü türleri ile beraber karşılaşacak, bunun yanı sıra bu kısımlarda biraz daha zorlu bir deneyim bizlere aktarılacak.
Oyunda yine açık bir dünya senaryosu bizlere aktarılacak. Dolayısıyla açık dünya içeriğini istediğimiz gibi keşfedebilecek, burada çeşitli köprüler kurabilecek ve her bir köprü türünü buralarda deneyimleyebileceğiz. Oyunda yine farklı farklı araç türleri bulunacak ve bu araç türlerinin her birini kendine ait yapısı ve ağırlığı bulunacak. Eğer zayıf bir köprü inşa edersek karşımıza çıkan araç da ağırsa bu araç köprüyü yıkabilecek ve aracın aşağı düştüğünü görebileceğiz. Böylece köprü inşa etmede başarısız olacağız. Haliyle böyle olunca biz de sağlam köpürürler inşa etmek durumunda kalacak ve ona göre de çeşitli hamleleri yapmaya koyulacağız.
 
 
Serinin diğer oyunlarından daha fazla içeriği ve detayı bizlere aktarmayı planlayan bu bulmaca simülasyon oyunu içerisinde tabii ki farklı farklı modlar da yer alacak. Bu modlar içerisinde normal senaryo modu bulunuyor. Senaryo modu çerisinde yukarıda da bahsettiğim gibi kolaydan zora doğru bölümleri geçebiliyor ve yeni bölümlere doğru adım atmak için çeşitli köprüler inşa edebiliyoruz. Köprü çeşitliliği de oyunun ortalarına doğru artış gösteriyor ve her bölümde aslında yapmamız gerekenler bizlere kısa da olsa anlatılıyor. Senaryo modu bu şekilde ilerliyor ve bölümleri geçerek de bu senaryoyu tamamlamaya başlıyoruz.
Diğer yandan oyunun Sandbox modu yer alıyor. Bu mod içerisinde hiçbir kısıtlama yer almıyor ve oyundaki tüm içeriği ve kaynakları bu mod içerisinde tüketebiliyoruz. Dolayısıyla oyunda sınırsız bir şekilde köprüler inşa edebiliyor, köprülerin her bir çeşidine bu bölgeye doğru aktarabiliyor, kurabiliyor ve daha fazlasını bu mod içerisinde deneyimleyebiliyoruz. Yani oyunda bizlere sunulması gereken ne varsa bu mod içerisinde deneyimleyebiliyor ve tüm oyun içeriğini burada tüketebiliyoruz.
 
 
Oyunda öte yandan seviye tasarlama araçları yer alıyor. Bu seviye tasarlama aracı ile beraber kendi bölümümüzü ve tasarımımızı yapabiliyor ve bunları diğer oyunculara yani topluluğa doğru sunabiliyoruz. Aklımızdaki tasarımı oyuna uyarlayabildiğimiz bu araçlarla beraber istediğimiz şekilde köprüler inşa etmek durumunda kalabiliyor ve çeşitli araçları da bu bölüme doğru dahil edebiliyoruz. Dolayısıyla istediğimiz şekilde bir bölümü inşa edebiliyor, nasıl bir zorlukta olmasını istiyorsak ona göre bu kısımları ayarlayabiliyor ve istediğimiz detayı kendi bölümümüze adapte edebiliyoruz. Bu araçla beraber kendi fikirlerimizi oyuna dahil edebiliyoruz.
Diğer oyunculara meydan okuyabileceğimiz bu yapının içerisinde elbette modlama desteği de yer alıyor. Atölyede bulunan topluluklar tarafından oluşturulan içerikleri de bu oyun içerisinde deneyimleyebiliyor ve istediğimiz şekilde bu oyundan verim alabiliyoruz. Dolayısıyla oyun içerisinde bizlere aktarılacak olan çeşitli skor tabloları bulunuyor ve en çok skoru elde eden tablolarda üst sıralara yerleşebiliyor. Oyunda böyle bir yapı olduğundan dolayı toplulukla beraber aslında bir yarış içerisinde kendimizi bulabiliyor ve bu yarıştan da galiba ayrılmak için en iyi köprüyü bizim inşa etmemiz gerekiyor.
 
 
Serinin yeni oyunuyla beraber daha fazla içeriğin bizlere sunulması planlanan bu yapım içerisinde detaylı ve fizik tabanlı bir bulmaca deneyimi bizlere aktarılmak isteniyor. Siz de bu tarz bulmaca oyunlardan hoşlanıyorsanız ve boş vakitlerinizi kafayı yorarak geçirmek istiyorsanız bu oyuna bir göz atabilir ve bir şans verebilirsiniz. Zaten serinin diğer oyunlarını oynadıysanız bu oyunun nasıl bir yapıya sahip olduğunu bilirsiniz ve yeni içerikleri de bu oyunda deneyimleme fırsatı elde edebilirsiniz.
 
– Candle Knight (31 Mayıs: platform, aksiyon, macera)
 
 
Dracma Studios tarafından geliştirilen ve aynı ekip tarafından yayınlanacak olan platform, aksiyon, macera oyunu Candle Knight, 31 Mayıs tarihinde geliyor. Yandan görünümlü bu aksiyon platform oyunu içerisinde farklı farklı bölgelere doğru adım atabilecek, bu bölgeleri keşfedebilecek ve bu bölgelerde karşımıza çıkan düşmanları kendi becerilerimiz ve yeteneklerimizle alt edebileceğiz. Oyun içerisinde farklı farklı düşman türleri ve farklı bölgeler bulunacak. Her bölgenin kendine ait düşmanları, yapısı ve teması bizlere aktarılacak. Dolayısıyla oyun içerisinde geniş bir macera bizleri bekliyor olacak.
Oyunda tabii ki adından da anlaşılacağı gibi ışıkların hiç sönmemesi gerektiği bir ortamda yer alacağız. Oyunda bir mum şövalyesi olarak bulunacak ve bu şövalye ile beraber ışığın altında ilerlemeye koyulacağız. Oyunda yine farklı dinamikler ve mekanikler yer alacak. Bu mekaniklerle beraber oyunda aksiyona dalış gerçekleştirebileceğiz, düşmanları sersemletebileceğiz ve düşmanları arkadan gafil avlayabileceğiz
Oyun içerisinde elbette bir şövalyeyi kontrol edebilecek, bu şövalye ile beraber sağı solu keşfedebilecek ve karşımıza çıkan düşmanları alt edebileceğiz. Oyunda adından anlaşılacağı gibi bir mum şövalyesi olarak yer alacak, mum şövalyesi ile beraber adım attığımız bu yapıda alevleri kendi lehimize kullanabilecek ve karşımıza çıkan düşmanları kendi karanlıklarında boğabileceğiz. Oyun içerisinde sürekli olarak kendimizi ışığın altında tutmamız gerekecek, eğer karanlıklara doğru ilerlersek bu bizim için kötü bir son demek olacak. Dolayısıyla oyun içerisinde sürekli olarak kendimizi ışığın altında bulabilecek ve sürekli olarak alevler arasında yer edinebileceğiz.
 
 
Candle Knight içerisinde geniş ve büyük bir kale bulunacak. Bu kaleyi istediğimiz gibi keşfedebilecek, her bir sur üzerine çıkabilecek ve bu kale içerisinde yer alan odalara geçiş yapabileceğiz. Oyunda farklı farklı ve çeşitli düşman türleri karşımıza çıkacak, bu düşmanları alt etmek için de aksiyona geçiş yapabileceğiz. Oyun içerisinde yandan görünümlü  ve ara sıra da izometrik bir kamera bakış açısı bizlere aktarılacak. Bu kamera bakış açıları bulunduğumuz ortama ve bölgeye göre değişkenlik gösterecek. Dolayısıyla kamera geçişleri oyun içerisinde güzel bir şekilde karşımıza çıkacak diyebiliriz.
Zorlu platform unsurlarının da yer aldığı bu yapım içerisinde elbette aksiyon sistemi de ön plana çıkacak. Oyunda bir yandan zorlu platform unsurlarını ve tuzakları aşmaya çalışırken diğer yandan ise çeşitli bulmacaları çözmeye çalışacağız. Oyunda tabii ki bu tarz oyun içi içerikler bizlere aktarılacak ve oyunda bu içerikleri çözümlemeye ve deneyimlemeye başlayacağız. Oyunda yine bir yandan çeşitli tuzakları aşmaya çalışırken diğer yandan ise bu ortamların bizlere sunduğu bulmacayı aşmaya başlayacağız.
 
 
Farklı farklı oyun mekaniklerinin yer aldığı bu oyunda elbette ilk başta temel mekaniklerle beraber ilerleyecek ve oyunun ilerleyen kısımlarında ise yeni mekanikler ve dinamikler bizlere sunulacak. Oyun içerisinde farklı platform zorlukları bizleri bekliyor olacak ve platform zorlukları ilerleyen kısımları daha da zorlu bir şekilde karşımıza çıkacak. Dolayısıyla oyun içerisinde kolaydan zora doğru bir zorluk isteminin yer aldığını söyleyebiliriz. Oyunda diğer taraftan bu zorlu platform unsurlarını aşmaya çalışırken diğer yandan ise bizlere sunulan bulmacaları çözebileceğiz, bu bulmacalar da yine yukarıda bahsettiğim gibi kolaydan zora doğru bir seviyeyi bünyesinde barındıracak ve bizlere aktarılacak. Bu platform zorluklarının ve bulmacaların temel öğrendikten sonra elbette ilerleyen kısımları da kolayca çözebileceğiz ve aşabileceğiz.
Ateşin temel olduğu bu yapım içerisinde karanlığa doğru geçiş yapabilecek ve karanlıkla beraber mücadele etmeye koyulacağız. Oyun içerisinde kendimizi sürekli olarak ışığın altında bulmaya çalışacak ve eğer karanlıklara doğru ilerlersek bu bizim sonumuzun geldiği anlamını taşıyacak. Oyunda yalnızca düşmanlarla savaşmayacak bir yandan da karanlıkla beraber mücadele etmeye koyulacağız. Dolayısıyla yanımızda sürekli olarak bir alev kırıntısı taşıyabilecek, meşalelerin altında mücadele edebilecek ve daha fazlasını bu oyun içerisinde gerçekleştirebileceğiz.
 
 
Oyunda keşfedebileceğimiz farklı alanlar ve yetenekler bulunacak. Her bir bölgeye adım atarak bu bölgenin keşfini tamamlayabileceğiz. Bölgeleri keşfettikçe ve yeni bölgelere adım attıkça farklı zorluklarla beraber karşılaşabilecek ve burada çeşitli bulmacaların bizlere sunulduğunu görebileceğiz. Oyun içerisinde farklı farklı dinamiklerle beraber bizlere farklı zorlukta çeşitli bulmacalar aktarılacak. Bu bulmacalar elbette farklı oyun dinamiklerini bünyesinde barındıracak. Örneğin bir yerde bir tablo içerisinde kameranın sağa sola doğru hareket ettiğini görebilecek, tüm platformların yer değiştiğini deneyimleyebilecek ve bu platform zorluğunu ve bulmacayı aşmaya çalışacağız. Oyunda çok farklı içeriklerle beraber bizlere bulmacalar ve platform zorluklarının sunulacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Oyunda yine yukarıda da bahsettiğim gibi karakterimizin çeşitli yetenekleri bulunacak. Bu yeteneklerin kilidini açmak için elbette oyun içerisinde birazcık ilerlememiz gerekecek. Oyunda farklı düşmanlarla yüzleşebilecek ve bu düşmanları alt ettikçe ve yeni bölgeleri ilerledikçe yeni yeteneklerin kilidini açmaya başlayacağız. Oyunda yeni yeteneklerle beraber içimizdeki alevi daha da harlayabilecek ve böylece bir mum savaşçısı olarak kendimizi daha da güçlü hissedebileceğiz. Alevlerin asla sönmemesi gerektiği bir dünyada yer aldığımız yapımda alt edilmesi gereken farklı farklı düşmanlar ve zorluklar yer alacak. Onları aşmak için de tabii ki oyun içerisinde vakit geçirmemiz gerekecek.
 
 
Oyunda yukarıda da bahsettiğim gibi her bölgenin kendine ait düşmanları yer alacak. Bu düşmanlar arasında uçan ruhlar, farklı görünümlere sahip yaratıklar ve daha fazlası bizlere aktarılacak. Bu düşmanları alt etmek için elbette farklı farklı aksiyon eylemleri gerçekleştirmemiz gerekecek. Dolayısıyla onları alt etmenin yolları her biri için farklılık gösterecek. Öncelikle bir düşmanın nasıl hareket ettiğini, hangi özelliklere sahip olduğunu ve nasıl bir saldırı pozisyonunun bulunduğunu öğrenmemiz gerekecek. Ardından bu pozisyonlara göre kendi stratejimizi ve planımızı oluşturmaya başlayacağız. Dolayısıyla oyun içerisinde çeşitli taktikler de yapabileceğiz.
Candle Knight’da elbette sadece tek bir silah üzerinde ustalaşmayacak farklı farklı silah türleri de oyun içerisinde yer alacak ve bunları düşmanlara karşı kullanabileceğiz. Tabii ki her bir silah üzerinde ustalaşmak için oyunda birazcık vakit geçirmemiz gerekecek ve reflekslerimizi sürekli olarak diri tutmamız lazım. Oyunda kendimizi sürekli olarak bir şeylerle savaşırken bulabilecek ve bu mücadele hissiyatını oyunda hissedebileceğiz.
 
 
31 Mayıs tarihinde çıkış yapacak olan bir platform aksiyon macera oyununun şu anda Steam sayfası açık durumda ve dilerseniz Steam sayfası üzerinden istek listenize ekleyebilir ve çıkış yaptığı gün bir bildirim alabilirsiniz. Bu tarz oyunlardan hoşlanıyorsanız ve karanlık bir atmosferi deneyimlemek istiyorsanız bu oyuna bir şans verebilir ve bir göz atabilirsiniz.
Aksiyon platform türünü bizlere yansıtan bu oyunda birçok unsurun harmanlandığını görebilecek ve daha çok bulmaca unsurlarının bizlere sunulduğunu deneyimleyebileceksiniz. Sürekli olarak kendinizi bir şeylerle mücadele ediyorken bulmak ve bulmacaları çözmek için bu bağımsız yapıma geçiş yapabilirsiniz.
 
– Space Mechanic Simulator (31 Mayıs: uzay, simülasyon, inşa etme)
 
 
Atomic Jelly, Tomas Jelonek Studio tarafından geliştirilen ve Atomic Jelly, PlayWay S.A. tarafından yayınlanacak olan uzay, simülasyon, inşa etme oyunu Space Mechanic Simulator, 31 Mayıs tarihinde oyuncuların karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Uzay temalı bu tamir etme simülasyon oyunu içerisinde kendimizi dünyanın dışarısında bulabilecek, uzay atmosferini deneyimleyebilecek ve o uzay hissiyatını bu oyunda görebileceğiz. Oyun içerisinde farklı farklı atmosferler ve yapılar bizleri bekliyor olacak. Bu yapı ile beraber hem çeşitli manzaralara göz atabilecek hem de bizlere verilen görevleri yerine getirmeye başlayacağız.
Uzay istasyonları arasında gidip gelebileceğimiz ve çeşitli araçları ve mekanikleri tamir edebileceğimiz bu yapım içerisinde elbette bir mühendis olarak bulunacağız. Bu kapsamda çeşitli parçaları değiştirebilecek, birçok parçayı onarabilecek ve farklı parçalarla beraber bu tamirat işlerini ve mühendislik işlerini yapabileceğiz. Oyun içerisinde yine gök cisimleri ve uzay atmosferi bizlere sunulacak ve bu doğrultuda kendimizi uzayın derinliklerinde bulabileceğiz. Dolayısıyla oyun içerisinde bizlere tam bir uzay atmosferi aktarılacak ve bu uzaya atmosferiyle beraber kendi mühendislik işlerimizi yapmaya koyulacağız.
 
 
Oyun içerisinde birinci şahıs bir kamera bakış açısı yer alacak ve bu kamera bakış açısı ile beraber oyunda ilerleyebilecek ve çeşitli görevleri yapabileceğiz. Kendimizi gerçek bir astronot gibi hissedebileceğimiz bu oyun içerisinde bir mühendislik rolünü üstlenebilecek ve bu karakteri hissedebileceğiz. Oyun içerisinde yine farklı araçları kullanabilecek, bu araçların içerisine geçiş yapabilecek ve onları uzaktan kontrol edebileceğiz .Çeşitli araçlarla beraber ilerleyebileceğimiz ve çeşitli parçaları tamir edebileceğimiz gibi yapım içerisinde hem gezicimizle beraber yola koyulacak ve diğer yandan ise uzay atmosferini sonuna kadar hissedebileceğiz.
Oyunun adından da anlaşılacağı gibi bizim temel amacımız burada bir mühendisiolarak bulunmak. Bir mühendis olarak atılabileceğimiz bu simülasyon oyunu içerisinde etraftan çeşitli parçalar bulabilecek, bu parçaları toplayabilecek ve parçaları doğru yerine yerleştirmeye çalışacağız. Oyunda yine çeşitli görevler bizlere sunulacak ve her görev esnasında aslında bir parçayı bulmaya çalışacağız. Oyunda bu parçaları buldukça yeni bölgelere doğru adım atabilecek ve bu parçaları doğru yerlere takarak da çeşitli tamir işlerini halledebileceğiz. bir yandan bazı parçaları tamir edebileceğimiz ve diğer yandan zorlu görevlere adım atabileceğimiz bu simülasyon oyunu içerisinde sürekli olarak kendimizi bir yere doğru giderken bulabilecek ve etrafı bu kapsamda keşfedebileceğiz.
 
 
Uzay atmosferinin bizlere aktarıldığı bu yapım içerisinde bir de kendimize ait gezici aracımız bulunacak. Bu aracımızı kontrol edebilecek ve farklı bölgelere doğru hızlı bir şekilde ilerlemek için kullanabileceğiz. Bu araçla beraber elbette daha hızlı bir şekilde ilerleyebilecek ve uzayın derinliklerine doğru geçiş yapabileceğiz. Oyunda diğer yandan çeşitli manzaralara göz atabilecek ve bu manzaraları deneyimleyebileceğiz. Oyunda tabii ki gündüz ve gece geçişleri bulunacak. Oyunu hem karanlık atmosferde hem de ışıkla beraber deneyimleyebilecek ve çeşitli görevleri yerine getirmeye çalışacağız.
Oyun içerisinde farklı farklı görevler bizlere sunulacak. Bu görevlerle beraber uzay gemisinin, uydunun veya gezici aracın parçalarını onarmakla mükellef olacağız. Oyun içerisinde sürekli olarak hasarlı parçalar bulunacak ve bu hasarlı parçaları aramak tamamen bizim işimiz olacak. Zaten bir mühendis olarak burada yer alacağız ve sürekli olarak tamir işleriyle beraber bu görevleri yerine getirmeye çalışacağız. Oyunda arızalanan bu parçaları onarabilecek, parçaları değiştirebilecek ve etraftan bulduğumuz parçaları bozuk parçalarla beraber değiş tokuş yapabileceğiz. Dolayısıyla oyun içerisinde çok detaylı tamir unsurları bizleri bekliyor olacak.
 
 
Space Mechanic Simulator içerisinde sürekli olarak bir şeyleri tamir edecek ve tamiratları doğru bir şekilde yapmamız gerekecek. Yine oyunda detaylı bir tamir simülasyon mekaniği bizlere aktarılacak. Bu mekanikler arasında kabloları sıyırmak, kabloları teker teker ayırmak, farklı parçaları sökmek, vidaları gevşetmek veya sıkmak ve daha fazlası yer alacak. Dolayısıyla oyun içerisinde bizlere detaylı ve ilgi çekici bir tamir mekaniği aktarılacak diyebiliriz.
Oyunda yine çeşitli parçaları bizlere sunulan mağaza sistemiyle beraber alabilecek ve o parçaları eskisi ile beraber değiştirebileceğiz. Yeni parçaları elde etmek oldukça önem arz edecek. Dolayısıyla bozuk parçaları ve artık işlevini yitirmiş parçaları bu sayede değiştirebilecek ve görevimizi yerine getirmeye çalışacağız. Oyunda farklı farklı parçalarla beraber etkileşime geçebilecek ve oyunda çok detaylı bir tamir mekanik sistemi yer alacak. Dolayısıyla oyun içerisinde biraz ustalaşmak gerekecek. Ustalaşmak için de oyunda birazcık vakit geçirmek, oyunun temellerini öğrenmek ve oyunda bir miktar ilerlemek lazım.
 
 
Oyunda her bir parçaya farklı şekillerde dokunabilecek, kabloları ayırabilecek ve kabloları bir yerden başka bir yere doğru takabileceğiz. Oyunda yine vidaları sökebilecek, bu vidaları değiştirebilecek ve paslanmış ve işlevini yitirmiş parçaları değiştirebileceğiz. Oyunda bir yandan bizlere sunan çeşitli görevleri yaparken diğer yandan ise etrafı keşfedebilecek, bizlere sunulan manzaralara göz atabilecek ve karanlık bir atmosfere doğru geçiş yapabileceğiz. Oyunda farklı istasyonlar bulunacak ve bu istasyonlar arasında dolanabileceğiz. Dolayısıyla oyun içerisinde farklı istasyonlar yer alacak ve bu istasyonların her biri içerisinde kendine ait görevler bulunacak. Bu görevleri yerine getirmek de tamamen bizim işimiz olacak.
 
Bir mühendis olarak atıldığımız bu simülasyon oyunu içerisinde üç farklı uzay istasyonu yer alacak. Bu uzay istasyonlarının her birinin kendine ait yapısı ve gereklilikleri bulunacak. Dolayısıyla bu uzay istasyonlarına gidip gelebilecek ve buradaki görevleri yerine getirebileceğiz. Oyun içerisinde diğer taraftan çeşitli gezici görevleri bulunacak. Bu gezici görevlerle farklı parçaları bulmaya çalışacak ve aracımızla beraber bu parçalara doğru yol almaya başlayacağız. Hem mars yüzeyinin hem dünyanın hem de ay atmosferinin yer aldığı ve bizlere sunduğu bu yapım içerisinde farklı farklı oyun içi dinamikler de bizlere aktarılacak.
 
 
 
Oyunda sürekli olarak kendimizi bir şeyler tamir etmekte bulabilecek ve uzay mağazası içerisinde istediğimiz parçayı alabilecek ve kendi yararımıza olan bu parçaları kullanabileceğiz. Oyunda tabii ki bu parçaları değiştirmek, parçaları onarmak ve eskisini yenisiyle beraber değiş tokuş yapmak oldukça önem arz edecek. Dolayısıyla görevleri yerine getirmek ve bu cihazların doğru bir şekilde çalışmasını sağlamak için elimizden geleni yapmaya çalışacağız.
Bir mühendis olarak yer aldığımız bu simülasyon oyunu 31 Mayıs tarihinde biz oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Oyun detaylı simülasyon tamir mekaniklerini bizlere aktarıyor ve siz de bu tarz oyunlardan hoşlanıyorsanız bu oyuna bir göz atabilir ve bir şans verebilirsiniz.
Bu simülasyon oyununun Türkçe dil desteği de mevcut. Dolayısıyla oyunu Türkçe bir şekilde oynayabilir ve kolay ve hızlı bir şekilde oyunu temel mekaniklerini öğrenebilirsiniz. Oyunun şu anda Ayrıca Steam sayfası açık durumda ve dilerseniz Steam sayfası üzerinden istek listenize de ekleyebilirsiniz ve ayrıca çıkış yaptığı gün mail adresinnize bir bildirim alabilirsiniz.
 

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!