PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Yengeç Sepeti Sendromu Nedir?

Yengeç Sepeti Sendromu iş dünyasında çok sık karşılaşılabilen davranışlar arasında yer alıyor. Uzmanlar, Yengeç Sepeti Sendromu hakkında bilgi verdi. 

Yengeç Sepeti Sendromu iş dünyasında çok sık karşılaşılabilen davranışlar arasında yer alıyor. Uzmanlar, Yengeç Sepeti Sendromu hakkında bilgi verdi.

Kurumsal kültürün gizli düşmanı “Yengeç Sepeti Sendromu”, çalışanların dolayısıyla da şirketlerin başarısını olumsuz etkiliyor. İş dünyasında başarı; bireysel çaba, ekip çalışması ve dayanışmanın ortak bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Fakat zaman zaman bireylerin ve ekiplerin potansiyelini kısıtlayan olumsuz davranışlarla karşılaşılabiliyor. Bu davranışlardan biri de “Yengeç Sepeti Sendromu”. Yengeç Sepeti Sendromu, bireylerin birbirlerinin yükselmesini ya da başarılı olmasını engelleme çabası olarak kendini gösteriyor. Bu sendrom, yalnızca bireylerin kariyerini değil, aynı zamanda ekiplerin verimliliğini ve iş yerindeki genel atmosferi de olumsuz etkiliyor.

Yengeç Sepeti Sendromu Nedir?

Acıbadem LifeClub Sağlık Hizmetleri’nden Uzm. Klinik Psikolog Cansu Karaman, günlük hayattaki ilişkilerde ve iş dünyasında kendini sıkça gösteren Yengeç Sepeti Sendromu hakkında şu bilgileri verdi, “Bu metafor, bir yengeç sepetine konulan yengeçlerin birbirlerini aşağı çekerek hiçbirinin dışarı çıkamaması durumundan ismini alır. İş yerinde bu durumun çoğunlukla fırsatların sınırlı olması, düşük özsaygı, yetersiz liderlik ya da zayıf bir iş birliği kültüründen kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bazı çalışanlar, diğer çalışanların başarılarını tehdit olarak görebilir ve bunun yerine, kendi yükselmelerini gerçekleştirmek için birbirlerini engellemeye çalışabilirler. Bu durum, iş yerlerinde negatif durumlara yol açabilir.  Öncelikle, çalışanlar arasındaki verimli iş birliği bozulur, bu durum ise takım çalışmalarını olumsuz etkiler. Çalışanlar sadece kendi çıkarlarını gözetmeye başladığında ise şirketin genel verimliliği düşer. Kişilerde, moral bozukluğu ve tükenmişlik gibi duygusal sorunlar da ortaya çıkabilir. Bu durum kişilerin çalışma motivasyonunu, şirkete olan bağlılıklarını ve güven duygusunu zayıflatır dolayısıyla şirketin uzun vadeli başarısını etkiler”

Hem Bireye Hem Şirkete Zararlı

Uzm. Klinik Psikolog Cansu Karaman, Yengeç Sepeti Sendromunun olumsuz etkilerinden korunabilmek için yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı: “Bu davranışları sergileyen kişinin durumun farkında olması gerekir. Kişi, kendi davranışlarını ve düşünce biçimlerini gözlemlemeli ve neden böyle davrandığını anlamaya çalışmalıdır. Kendi başarılarının başkalarına zarar vermemesi gerektiğini kavrayarak, iş birliği ve dayanışma kültürünü benimsemelidir. Çalışanlar, açık ve dürüst bir iletişim kurarak birbirlerine destek olmayı amaçlamalıdırlar. Bu, hem kendi gelişimlerini hem de ekip arkadaşlarının gelişimini teşvik etmek anlamına gelir. Ayrıca, olumsuz rekabeti bir kenara bırakıp, kolektif başarıyı ödüllendiren bir yaklaşım benimseyebilirler. Yengeç Sepeti Sendromuna karşı bireysel olarak korunmak isteyen bir çalışan, özsaygısını ve güvenini güçlendirmeye odaklanmalıdır. Kendi gelişimine yatırım yapmak, başkalarına yardım etmek ve başarılarını paylaşmak, hem profesyonel hem de kişisel tatmin duygusu sağlar. Çalışanlar, başka kişilerin başarılarını bir tehdit olarak değil de, bir motivasyon kaynağı olarak değerlendirmeyi öğrenmelidirler. Bu yaklaşım, hem kişisel hem de ekip şeklinde daha pozitif ve verimli bir çalışma ortamı oluşmasına katkı sağlayacaktır. Eğer bu konuda önlem alınmazsa, şirketin istihdam oranı düşer. Çünkü çalışanlar destek ve iş birliği bulamadıkları bir ortamda kalmak istemezler. Bu durum, şirketin başarılı personelini kaybetmesine ve yeni başarıları kendine çekme konusunda zorlanmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra, sürekli çatışma ve olumsuz bir çalışma ortamı, müşteri memnuniyetsizliğine neden olabilir ve bu durum şirketin dışarıdaki itibarını uzun vadede zedeler.”

Çalışan Destek Programları Devreye Sokulmalı

Elkin de bu gibi sendromların kurumsal bağışıklığı ciddi anlamda zedelediğine dikkat çekerek: “Yengeç Sepeti Sendromu, iş dünyasında bireylerin ve ekiplerin potansiyelini baltalayan, dayanışmayı zedeleyen bir davranış modelidir. Bu durum, sadece bireyler arasında güvensizlik yaratmakla kalmaz, aynı zamanda organizasyonların sürdürülebilir büyüme kapasitesini de olumsuz etkiler. Bu sendromun etkilerini en aza indirmek ve kurum kültürünü pozitif bir zeminde inşa etmek için hızlıca harekete geçilmelidir. İş yerinde bu tür bir negatif davranışların üstesinden gelmenin en etkili yolu, kurumsal esenlik uygulamalarını hayata geçirmekten geçiyor. Modern kariyerlerin etkisi ve iş yerinde stres gibi olguların artışı, işverenlerin çalışanlarına kurumsal esenlik için daha fazlasını yapmaları gerektiği konusunu gündeme getirdi. İşverenler çalışan sağlığına önemli yatırımlar yapmış olsa da, yapılan araştırmalar çalışan destek programlarına daha fazla yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor.

Zihin Sağlığını Güçlendirmek

Biz, LifeClub Corporate üyeliklerimiz ile, çalışan destek programı kapsamında 32 firmanın 10.000 çalışanına sağlık yönetimi hizmeti sunuyoruz. Esnek altyapımız sayesinde kurumun bütünsel sağlık yönetimi anlamında ihtiyacına göre üyeliklerimizi şekillendirebiliyoruz. Acıbadem LifeClub Hekimleri ile gerçekleştirilen birebir koçluk seanslarında çalışanlar önleyici tıp yaklaşımı ile sağlıklarını nasıl daha iyi yönetebileceklerine dair rehberlik alıyorlar.  LifeClub Corporate üyelikler kapsamında sunulan birebir online diyetisyen seansları ile çalışanlar ve hatta birinci derece yakınları, ideal kilolarına kavuşabiliyor. Zihin sağlığını güçlendirmek için uzman klinik psikologlarımız ile gerçekleştirilen birebir seanslar, fizyoterapi programları oldukça olumlu ve faydalı olarak değerlendiriliyor çalışanlar tarafından. Aldığımız geri dönüşlerden de anlıyoruz ki, çalışan destek programları, iş yerinde daha sağlıklı ve üretken bir ekosistem yaratmanın temel taşları arasında yer alıyor” diye konuştu.  (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

9 kişinin öldüğü İliç altın madeninden yeni görüntüler

İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat’ta meydana gelen heyelanda, 9 işçi toprak altında kaldı. İş makineleri ile yüzlerce personelin katıldığı ve aylar süren aramalar sonunda işçilerin cansız bedenlerine ulaşıldı. İşçiler memleketlerinde …

İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat’ta meydana gelen heyelanda, 9 işçi toprak altında kaldı. İş makineleri ile yüzlerce personelin katıldığı ve aylar süren aramalar sonunda işçilerin cansız bedenlerine ulaşıldı.

İşçiler memleketlerinde toprağa verilirken, olayla ilgili soruşturmada 12 kişi tutuklandı. Mahkeme süreci devam ederken hazırlanan bilirkişi raporlarıyla 7 kişi adli kontrol şartıyla serbest kalırken; kıdemli jeoteknik mühendisi Ali Rıza Kandemir, İş Sağlığı Güvenliği müdürü Selçuk Özdemir, proje müdürü Shaun Swartz, operasyon başkanı Lain Guille, tasarım dizayn firmasından da Ömer Ardıç’ın tutuklulukları devam ediyor.

Heyelan sonrası 9 işçinin hayatını kaybettiği maden ocağının kapıları aylar sonra basın mensuplarına açıldı. Hukuk Direktörü Cem Aktolgalı, Kurumsal İletişim Müdürü Onur Acar, olaydan sonra maden ocağında yapılan çalışmaları ve alınan güvenlik önlemlerini basın mensuplarına anlattı. Liç sahasındaki yığının yüzde 80’inin taşındığını belirten Aktolgalı ve Acar, basın mensuplarına göçük yaşanan alan ile üretim yapılan sahayı gezdirdi.

50 KİŞİYİ TAHLİYE ETTİLER

Maden ocağındaki heyelanda 9 çalışma arkadaşlarını kaybettiğini hatırlatan Aktolgalı, “Olaydan önce orada 50 kişilik ekip sabah çalışmaya başlamıştı. Hemen çatlaklar görülünce bizim iş yeri eğitimimizde var, her çalışan arkadaşımız işi durdurabilir güvenli olmadığını gördüğünde. Çatlakları gören arkadaşlarımız aslında eylem planına göre görevleri olmamasına rağmen 50 arkadaşımızı oradan tahliye ettiler” dedi.

Bölge halkının maden ocağının açılmasını istediğini ileri süren Aktolgalı, “Aslında burası bir madencilik ilçesi oldu. Çalışanlarımızın yüzde 60’ı ilçeden. Bölge halkı açılmamızı istiyor. Burada 600’den fazla çalışanımız vardı. 187 kişiyi ağustos ayında çıkardık. Onlar için ciddi bir paket önerdik, arkadaşlarımız da kabul etti. Zaten yeniden işçiye ihtiyacımız olduğunda ilgili arkadaşlara gideceğiz. Halen 400 çalışanımız bizimle beraber. Yine yüklenici olarak çok sayıda yerel firmayla çalışmalarımız devam etmekte. Çalışanlarımızın durumu bizim için hayati öneme sahip. Olabildiğince çalışanlarımızla devam etmek istiyoruz” diye konuştu.

Maden ocağındaki göçükten sonra teknolojik yatırımlarını artırdıklarını belirten Aktolgalı, şunları söyledi:

“Maden ocağında 4 radarla izleme yapıyoruz. Gelecek olan yeni radarlarımız var. Tekrar bütün politika ve prosedürlerimizi gözden geçiriyoruz. Şu anda çalışmaların tam bir güvenlikle yapılması önemli. Bütün çalışanlarımızı yeniden eğitim süreçlerine aldık. Teknik imkanlarımızı, tesisimizi yeniden gözden geçiriyoruz. Hiçbir eksiğimiz olmadan yeniden faaliyete geçmek istiyoruz.”

Personel sayılarıyla ilgili bilgi veren Kurumsal İletişim Müdürü Onur Acar, “Taşeronlarımızla birlikte yaklaşık 3 bin kişiye yakındık. 630 kişilik Anagold firmasından 187 kişiyle maalesef yollarımızı ayırmak zorunda kaldık. Taşeronlarımızdan da ilk etapta 400 kişi, akabinde de 300 kişi gibi bir işten çıkarma söz konusu oldu. Şimdi hem taşeronlar hem biz mümkün olduğunca çalışanlarımızı tutmaya çalışıyoruz” dedi. (DHA)

Çalışanların maaşına haciz konulması işveren için haklı fesih nedeni olabilir 

Çalışanların maaşına haciz konulması, işverenler için haklı fesih nedeni olabiliyor. Konu ile ilgili uyarıda bulunan Avukat Seyit Yağmur, bankalara borcu olan çalışanların maaşlarının haciz altında olması durumunda, bu durumun işverenin iş akdini feshetmesine yol açabileceğini ifade etti. 

Banka ve ödenmemiş borçlar ile ilgili çalışanları büyük bir tehlike bekliyor. İşçinin maaşındaki haciz haklı fesih nedeni sayılabilir.

İŞÇİNİN MAAŞINA GELEN BORÇ HAKLI FESİH NEDENİ SAYILABİLİR

Avukat Seyit Yağmur, çalışan işçinin maaşı üzerindeki çok sayıda haciz işleminin işletme muhasebesindeki iş yükünü arttırması nedeni ile işveren tarafından iş akdinin haklı olarak fesihe sebep olabileceğini söyledi.

BORÇLAR İŞVERENE KALABİLİR

Borçlarını ödemeyen işçinin borçlarının bir süre sonra işverene kalabildiğini söyleyen Seyit Yağmur, “Kamu ya da özel sektör fark etmeksizin bir çalışanın maaşında haciz söz konusu olduğu takdirde, alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğü çalışanın çalıştığı kuruma haciz müzakeresi gönderiyor. Bu müzekkereye istinaden de İcra ve İflas Kanunu 355. madde ve devamı uyarınca işverenin çalışanın maaşında başkaca haciz olup olmadığını ve maaş miktarını icra müdürlüğüne bildirmesi ve akabinde de bu borca istinaden kesintileri işçinin maaşından kesip icra müdürlüğüne ödemesi gerekiyor. İşveren bu ödemeyi ihmal ettiği takdirde de alacaklının talebi üzerine yine aynı İcra İflas Kanunu 355. madde ve devam uyarınca bu sefer borç işverene yükleniyor. Yani işveren bu kesintiyi işçinin maaşından yapıp da icra müdürlüğüne ödemezse kendisi ödeme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor” dedi.

İŞYERİNDEKİ FİNANS DEPARTMANLARININ İŞ YÜKÜNÜ ARTTIRIYOR

Yağmur, işçinin ödemediği borçlar nedeni ile iş yerinin muhasebe departmanını meşgul etmesinin haklı fesih sebebi olabileceğini söyleyerek, “Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin de bu konuyla alakalı bir karar mevcut. Hakkında çok fazla sayıda icra takibi olan bir işçinin bu ödemelerini ihmal etmesi ve iş yerinin muhasebe departmanını icra müdürlüklerine yazılması gereken müzekkerelerle ciddi manada meşgul etmesi nedeniyle hakkında yapılan ihtara rağmen bu borçlarını süresinde ödememesi sebebiyle işveren tarafından iş akdi haklı nedenle feshedilmiş ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bu konuda işvereni haklı görmüştür. Bu hususta emekçi vatandaşlarımızı da uyarma gereği hissediyoruz. Yani icra takiplerini süresinde ödemedikleri takdirde yani iş sözleşmeleri iş akitleri işveren tarafından feshedilebilir” ifadelerini kullandı.

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Kurumsal Beslenme: Çalışan Verimliliği ve Sağlık Üzerindeki Etkileri

Için bilgi mi arıyorsunuz? Kurumsal Beslenme: Çalışan Verimliliği ve Sağlık Üzerindeki Etkileri makalesine göz atın ve hakkında daha fazla bilgi edinin

Günümüzün iş dünyasındaki verimliliği ve çalışan hacminin artması, kurumların en düzenli hedeflerinden biri haline gelmiş durumda. Bu hedefe ulaşmanın önemli yollarından biri de insanların sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmalarını sağlamaktır. Kurumsal beslenme, çalışanların düzenli ve sağlıklı beslenmesinin desteklenmesini amaçlayan bir yaklaşımdır. Hem çalışan sağlığına hem de iş performansına önemli katkılar sunar. Bu yazıda, kurumsal eğitimin ne olduğu, neden önemli olduğunu ve nasıl uygulanabileceği konusunda bilgi akışı sağlayacağız.

Kurumsal Beslenme Nedir?

Kurumsal eğitim, işyerlerinde çalışanlara sağlıklı eğitim yeteneklerini kazandırmayı amaçlayan programlar ve uygulamaları kapsar. Bu yetenek, girişimcilere yaratıcı programlar sunar, sağlıklı yiyecekler sağlar ve çalışanların eğitimi konusunda bilinçlendirme faaliyetlerini düzenler. Kurumsal beslenme programları, sadece yemek servisi sunmakla kalmaz, aynı zamanda sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı kazanmalarına yönelik stratejiler de geliştirir.

Kurumsal Beslenme Programları Nasıl Uygulanır?

1. Sağlıklı Yemek Seçenekleri Sunmak

İş yerlerinde sunulan yemeklerin düzenli ve üretici olmaya özen gösterdiğini görmek, kurumsal beslenmenin temel taşlarından biridir. Menüler, sebze, meyveler, kuru baklagiller, protein açısından zengin besinler ve sağlıklı yağlar içermelidir. Ayrıca, vegan veya bitkisel gibi seçeneklerin de kullanıcılara çeşitli diyet tercihleri ​​sunması açısından önemlidir.

2. Atıştırmalık Alternatiflerini Sağlıklı Hale Getirmek

Şirket mutfaklarında bulunanların sağlıklı seçeneklerle değiştirilmesi, çalışanların sağlıksız beslenmelerini engellemeye yardımcı olur. Şekerli, işlenmiş yiyecekler yerine kuruyemiş, yoğurt, meyve gibi seçenekler sunmak, insanların enerji düzeylerini dengede tutmaktadır.

3. Eğitim ve Farkındalık Programlarının Düzenlenmesi

Beslenme konusunda güvenilir bilgi kaynaklarını kullanmak, insanların daha evde yani güvende hissetmelerine olanak sağlar. İş yerlerinde bilgilendirmeler, seminerler, sağlıklı eğitim üzerine çalışmalar, bireysel danışmanlık hizmetleri ve kurumsal eğitim programlarının başlatılması sağlanır.

4. Su Tüketimini Teşvik Etmek

Vücudun gerekli su ihtiyacının karşılanması, genel sağlık açısından çok önemlidir. Ofislerde su sebilleri tutmak, insanların su tüketimini artırmaya yönelik bir adım olabilir. Ayrıca, su tüketimini teşvik eden kampanyalar düzenlenebilir.

Sonuç

Kurumsal eğitim, sadece çalışan sistemleri değil var olan sistemlerin de güçlenmesine katkı sağlar. Sağlıklı beslenmeyi teşvik eden iş yerleri, daha mutlu, sağlıklı ve üretken bir çalışan kitlesi yaratır. Bu da uzun ömürlü olarak hem çalışanların yararına bir eylem olur hem de şirketin karlılığını arttırır. İş dünyasında rekabet avantajı sağlamak isteyen işletmeler, kurumsal programlarına yatırım yaparak hem çalışanlarını kazanır hem de büyümelerini sağlayıp kendileri kazanırlar…

Çinli BYD dünyanın 1 numarası oldu

BYD, çalışan sayısı açısından dünyanın en büyük otomotiv şirketi haline geldi. Sadece Ar-Ge ekibinde 110 bin kişi çalışıyor.

BYD’yi çalışan sayısı bakımından dünyanın en büyük otomobil üreticisi yapıyor.
BYD çalışan sayısı 900 bini geçti.

Geçtiğimiz yıl yaklaşık 200 bin yeni çalışan istihdam eden BYD, bu büyümenin önemli bir kısmını son iki yılda işe aldığı 50 bin üniversite mezunuyla sağladı.

Şirket; batarya teknolojisi, akıllı sürüş sistemleri ve otomobil teknolojileri gibi alanlara Ar-Ge yatırımları yaptığını ifade etti.

Şirket ayrıca Avrupa’da iddialı hedeflere sahip. BYD Avrupa CEO’su Michael Shu, bu yılın başlarında Macaristan’daki fabrikanın açılışından önce Avrupa elektrikli araç pazarının yüzde 5’ini hedeflediklerini açıklamıştı.

BYD, son yıllarda gerçekleştirdiği büyüme stratejisiyle dikkat çekmeye devam ediyor. BYD toplam çalışan sayısı 900 bini aşarken, bunların 110 binden fazlası araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) departmanında görev alıyor.

BYD SATIŞLARI REKORA KOŞUYOR

BYD otomobil satışları ilk dokuz ayda 1 milyonu aştı. Şirketin hibrit ve elektrikli otomobilleri yeni rekora koşuyor.

Karşılaştırma yapmak gerekirse Volkswagen’in dünya çapında 700 bine yakın çalışanı bulunuyor. Hemen arkasında ise 400 bin çalışan ile Toyota Motor yer alıyor. BYD ise bir yılda kazandığı 200 bin çalışanla tüm zamanların en büyük şirketlerinden biri haline geldi.

BYD sadece Ağustos ayında 373 bin 82 hibrit ve elektrikli otomobil satışı gerçekleştirdiğini açıkladı. Buna göre Temmuz ayında kırılan bir önceki rekoru geride bırakmış oldu. Plug-in hibrit araç satışları Ağustos’ta 222 bin adedin üzerine çıkarak şirket için art arda altıncı rekor anlamına geliyor.

patronlardunyasi.com

Teşviklere erişim zorluğu sonrası MESEM’e başvuru 1 milyona ulaştı

6111 sayılı teşvikin şartlarının zorlaşması, 7103 sayılı kadın ve genç istihdamı teşvikinin de Ocak’tan sonra devam ettirilmemesi üzerine işverenler çalışan başına net asgari ücretin yarısı kadar teşvik bulunan MESEM Ustalık Telafi Programı’na…

Tahsin Akça

Asgari ücrete ara zam için tespit komisyonu toplantıları başlarken TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, yılın ilk yarısında brüt ücretin yüzde 6’sı oranında yaklaşık 400 TL olan desteğin artırılarak devam ettirilmesi talebini iletti.

Asgari ücrette üst üste ikinci kez ara zamla birlikte skalada daha yukarıda olanlarla fark kapanırken, işveren tarafı için istihdam desteklerinin önemi daha da arttı.

Yakın zamanda yürürlükte olan kadınların ve gençlerin istihdamını artırmayı hedefleyen 6111 ve 7103 sayılı iki istihdam teşvik programı işlerliğini yitirip devre dışı kalınca işverenler Ocak ayından bu yana MESEM Ustalık Telafi Programı teşvikine yöneldi.

Çalışan başına asgari ücretin yarısı kadar teşvik verilen ve lise mezuniyeti dışında şartı bulunmayan Ustalık Telafi Programı’na işveren başvuruları yılbaşından bu yana hızla artarak 1 milyonu geçti. Bu rakam üzerinden hesaplandığında her çalışan için net asgari ücretin yarısı kadar olan teşvikle aylık ödeme 4,2 milyar lirayı geçmiş durumda.

MESEM teşviğine ilginin artmasının nedeni 6111 sayılı teşviğin şartlarının zorlaşması, 7103 sayılı teşviğin ise şifahi olarak devam ettirileceği belirtilmesine karşın Ocak ayından sonra devam ettirecek kararnamenin çıkmaması.

İşte halen gündemde olan istihdam teşvik programları:

MESEM Ustalık Telafi Programı

MESEM Ustalık Telafi Programı’na özellikle çok çalışanı olan büyük işverenler, lise mezunu çalışanlarını yazdırarak işyerinden ayrılmadan teşvikten yararlanabiliyor. Daha önce başlatılmasına karşın Ocak 2023’ten sonra bu programa işverenlerin ilgisi arttı.

Nisan 2022’de başlatılan MESEM Ustalık Telafi Programı, çalışanların mesleki tecrübesini artıran ve program sonucunda ustalık belgesini almasını sağlayan süreli bir program.  Millî Eğitim Bakanlığı’nın 35 alan ve 189 dalda uygulanmasına karar verdiği ustalık telafi programları süresi en fazla 6,5 ay sürüyor. İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanmak üzere çalışan başına, her ay net asgari ücretin yarısı kadar (4250 TL) ödeme yapılıyor.

6111 sayılı teşvik

6111 sayılı kadın ve genç istihdamı teşviği 2011’den bu yana devam ediyor. Ancak son 6 ay içerisinde işsiz olma, ilk kez yararlanıyor olma gibi şartlar nedeniyle çalışanların çok azı bu teşvikten yararlanabiliyor. Bazı işletmelerde çalışanların ancak yüzde 1’inin şartları sağlayabildiği belirtiliyor.

7103 sayılı teşvik

7103 sayılı istihdam teşviği de kadın ve genç istihdamının artırılmasını hedeflerken Ocak 2023’te uygulama süresi dolmuş. Geçen yıl şifahen süresinin uzatılacağı belirtilmesine karşın bu gerçekleşmedi. 2018’de yürürlüğe giren ve ilk aşamada Aralık 2020’ye kadar geçerli olacak şekilde düzenlenen 7103 sayılı kanunun uygulama süresi, Cumhurbaşkanı Kararı ile 31 Aralık 2022’ye kadar uzatılmıştı. İstihdamın artırılmasında en etkili teşviklerden biri olarak görülen 7103 sayılı teşvikle her çalışanın yüzde 15,5 oranındaki sigorta primi devlet tarafından karşılanıyordu. Teşvikin uygulandığı dönemde çalışanların yüzde 25-30’una ulaşabildiği belirtildi.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız! 

STK’lar İçin Siber Güvenliğin 8 İlkesi

Dijital dönüşüm, sivil toplum kuruluşları (STK) dahil tüm sektörlere ulaştı.

Dijital dönüşüm, sivil toplum kuruluşları (STK) dahil tüm sektörlere ulaştı. Bu kuruluşlar programları sunma ve ölçeklendirme, ilişki kurma ve ihtiyaç sahibi kitlelere hızlı yanıt verme becerilerini geliştirmek için artık teknolojiye daha bağımlı hale geldi.

Bu dönüşüm STK’lar için birçok fayda sağlasa da onları siber suçlular için açık bir hedef haline getiriyor. 2023 Nonprofit Tech for Good Raporu’na göre dünya çapındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların %27’si siber saldırıya maruz kalıyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard, STK’lar için siber güvenliğin 8 temel ilkesini paylaşıyor.

Savunmasız durumdaki kişiler hakkında hassas bilgiler ve finansal veriler olmak üzere yüksek hacimli içeriklere sahip olan STK’lar, saldırıya açık olduklarından siber saldırganlar tarafından en çok hedeflenen üçüncü sektör konumundadır. Kuruluşların karşı karşıya olduğu riskler göz artarken dünya çapındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların %27’sinin siber saldırıya maruz kaldığı görülüyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard, STK’lar için siber güvenliğin 8 temel ilkesini paylaşıyor.

1. Güvenlik politikaları: STK’ların neyi nasıl koruyacaklarını bilmeleri için siber güvenlik politikası belirlemeleri gerekiyor. Daha sonra, kuruluşun tüm süreçlerini, sistemlerini ve personelini içeren izlenecek bir dizi önlem ve prosedür geliştirebilirler. Siber güvenliğin paylaşılan bir sorumluluk olduğunu hatırlamak önemli. Bu nedenle siber güvenliği kuruluş kültürünün bir parçası haline getirmek için çalışanlar ve BT personeli için düzenli bilinçlendirme programları yürütmek, bu politikaların bir parçası olmalıdır. 

2. Yazılım güncellemeleri: Güçlü siber güvenlik için yazılım güncellemeleri çok önemlidir. Sistemdeki güvenlik açıklarından kaynaklanan güvenlik ihlallerini önlemek için hem işletim sisteminin hem de uygulamaların güncel olduğundan ve en son yamalarla korunduğundan emin olmak gerekir. 

3. Güçlü şifreler: Parolalar, kullanıcıların kimlik bilgilerini koruyan kuruluşlar için ilk güvenlik bariyeri işlevi görür. Çalışanların parolalarının güçlü ve karmaşık olduğundan emin olması, parolaları düzenli olarak değiştirmesi ve tekrarlamaktan kaçınması gerekir. Çalışan ve STK üye kimlik bilgileri için ek bir güvenlik katmanı olarak MFA’nın (çok faktörlü kimlik doğrulama) uygulanması gerekir.

4. Yedekler: Düzenli yedeklemeler, bir güvenlik ihlali durumunda verilerin kurtarılabilmesini sağlayabilir. Etkili depolama için STK’ların, gerektiğinde geri yüklemeyi kolaylaştırdığından, kritik verilerin birkaç şifrelenmiş kopyasını depolamak gibi uygun politikalar ve teknik önlemler oluşturması gerekir.   

5. Eğitim ve farkındalık: Etkili insan riski yönetimi, tüm personelin siber güvenlik tehditleri konusunda eğitilmesini içerir. Bu sayede şiketler kimlik avı, sosyal mühendislik ve diğer tehditler gibi saldırıları tanıyabilir ve önleyebilir. 

6. Sınırlı erişim: Bir tehdit aktörü bir STK çalışanının kimlik bilgilerini ele geçirmeyi başarırsa, ağ içinde yanal hareketlerden kaçınmak için izinleri ve sistemlere erişimi meşru bir erişim ihtiyacı olan kullanıcılarla sınırlamak en iyisidir. Çoğu yazılım sistemi, yöneticilerin yetki düzeylerini her çalışanın işlevsel rollerine göre düzenlemesine izin verir. 

7. Risk değerlendirmesi: Sistemlerinizdeki ve süreçlerinizdeki güvenlik açıklarını belirlemek ve ele almak için düzenli siber risk değerlendirmelerine ihtiyaç vardır. Bu da zaaflarınızın farkında olarak siber saldırıları azaltmanızı sağlar.

8. İzleme ve izinsiz giriş tespiti: STK’lar, şüpheli veya kötü niyetli faaliyetleri tespit edebilmek ve bunlara yanıt verebilmek için sistemlerini proaktif olarak izlemelidir. Hassas verileri, sistemleri ve çalışanları korumak için güvenlik duvarları, izinsiz giriş tespit ve önleme sistemleri gibi çözümler kullanmaları gerekir. 

WatchGuard’ın Firebox’ı gibi bir güvenlik duvarı kullanmak, harici, güvenilir ağ üzerindeki trafiği kontrol etmeyi mümkün kılar. Kötü amaçlı yazılımların neredeyse üçte ikisinin şifrelenmiş trafikte gizlendiği düşünülürse bu oldukça önemli bir görevdir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı