PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Abdi İpekçi Spor Kompleksi Daikin ile doğru havaya kavuştu

İklimlendirme sektörünün 100 yıllık markası Daikin, Türkiye’nin saygın projelerinin iklimlendirme çözümleri için en çok tercih edilen markaların başında geliyor. Bugüne kadar AVM, hastane, fabrika ve üniversite gibi birçok yapının iklimlendirme çözümlerini başarıyla gerçekleştiren marka, şimdi de tümüyle yenilenen Abdi İpekçi Spor Kompleksi, yeni adıyla Basketbol Gelişim Merkezi’nde yerini aldı. Eskime ve depreme dayanıksızlık nedeniyle yaklaşık 2 yıl önce yıkılıp, yeniden inşa edilen Abdi İpekçi Spor Kompleksi’nin iklimlendirme çözüm ortağı olan Daikin Türkiye, üstün teknolojisi, mühendislik desteği, yaygın servis ağı ve her ihtiyaca uygun çözümleri nedeniyle tercih edildi. Projede kullanılan toplam 927 adet fancoil ve 68 adet klima santralinin Daikin’in Hendek’teki fabrikasında üretilmiş olması da ayrı bir gurur kaynağı oldu.

İklimlendirme sektörünün 100 yıllık markası Daikin, Türkiye’nin saygın projelerinin iklimlendirme çözümleri için en çok tercih edilen markaların başında geliyor. Bugüne kadar AVM, hastane, fabrika ve üniversite gibi birçok yapının iklimlendirme çözümlerini başarıyla gerçekleştiren marka, şimdi de tümüyle yenilenen Abdi İpekçi Spor Kompleksi, yeni adıyla Basketbol Gelişim Merkezi’nde yerini aldı. Eskime ve depreme dayanıksızlık nedeniyle yaklaşık 2 yıl önce yıkılıp, yeniden inşa edilen Abdi İpekçi Spor Kompleksi’nin iklimlendirme çözüm ortağı olan Daikin Türkiye, üstün teknolojisi, mühendislik desteği, yaygın servis ağı ve her ihtiyaca uygun çözümleri nedeniyle tercih edildi. Projede kullanılan toplam 927 adet fancoil ve 68 adet klima santralinin Daikin’in Hendek’teki fabrikasında üretilmiş olması da ayrı bir gurur kaynağı oldu.

Verimi yüksek, dayanıklı ve tasarruf sağlayıcı ürünleriyle iklimlendirme sektörünün çıtasını her geçen gün yukarıya taşıyan Daikin, 100’üncü yılını kutlarken dev bir projede yer almanın haklı gururunu yaşıyor. Binasının eski ve depreme dayanıksız olması nedeniyle yaklaşık 2 yıl önce yıkılıp, yeniden inşa edilen Abdi İpekçi Spor Kompleksi, yeni adıyla Basketbol Gelişim Merkezi’nin iklimlendirme çözüm ortağı olarak tercih edilen Daikin Türkiye, kompleksin soğutma ihtiyacı olan tüm bölümlerini teknolojisi ve kalitesi ile donatıyor.

SOĞUTMA SİSTEMLERİ DAIKIN’DEN

TOKİ ile Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliğiyle hayata geçen, Basketbol Gelişim Merkezi, yeşil alanlarla birlikte toplam 150 bin metrekarelik büyüklüğe sahip. Merkezde 10 bin kişilik spor salonu, bin kişilik antrenman ve maç salonunun yanı sıra yılda 8 binden fazla müsabakanın yapılacağı 3 adet altyapı salonu bulunuyor. Sporcu ihtiyaçlarına göre tasarlanmış bir otel ve kamp merkezinin de yer aldığı kompleksin içinde basketbol müzesi, basketbol kütüphanesi, mescit, alışveriş, konser ve yeme içme alanları ile otopark da yer alıyor. 29 Eylül Pazar günü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın katılımıyla açılan yapının spor kompleksi, otel ve konferans salonunu kapsayan tüm alanlarının soğutma sistemleri Daikin Merkezi Sistemler ürün portföyünden paket çözüm ile tasarruf ve konfora kavuştu.

DAIKIN MARKALI YERLİ ÜRETİM CİHAZLAR

Projede, yüksek sezonsal verimliliğe sahip 3 adet Santrifüj Chiller ve 2 adet Vidalı Chiller’den oluşan 13.300 kW’lık soğutma grubu, 68 adet klima santrali, 927 adet fancoil cihazı kullanıldı. Bu cihazların tercih edilmesinde verimlilik, kalite, iç mahallerdeki ürünlerin sessiz çalışması, yaygın servis ağı gibi kriterlerin yanı sıra proje özelinde Daikin’in değer mühendisliği yapması etken oldu.

Abdi İpekçi Spor Kompleksi projesinde Daikin Merkezi Sistemler ürün portföyünden paket çözüm ile 326 adet FWA-A kanal tipi fancoil kullanıldı. Projede 601 adet kullanılan FWF-D kaset tipi fancoil ise yeni nesil bir cihaz olarak öne çıkıyor. Özel geliştirilmiş ısı eşanjörü ile yüksek ısı transferi yakalanırken, cihaz DC fan motoru ile daha az enerji tüketimine sahip. BLDC motorlu, 4 yöne üflemeli ve şık bir tasarıma sahip olan bu ürün özellikle; otel, banka şubeleri, kafe ve restoranlar, ofislerde efektif sonuçlar sağlıyor. Bu iki cihaz tamamen yerli üretim olarak Daikin’in Hendek’teki fabrikasında üretiliyor. Projede kullanılan ve yine Hendek’teki fabrikada Ecodesign Lot 6 direktiflerine uygun şekilde yerli olarak üretilen 68 adet klima santrali de kendi kategorisinde pazardaki en yüksek verimliliğe sahip ürün olarak dikkat çekiyor. Kompleksin iklimlendirmesinde kullanılan 1 adet havuz nem alma klima santrali de kapalı havuzların ideal sıcaklık ve nem seviyesinde tutulması konusunda avantaj yaratıyor.

İklimlendirme sektöründe 100’üncü yılını kutlayan ilklerin markası Daikin, Türkiye’nin değer yaratan projelerinde yer almaya devam edecek.

Waternet, tek bir cihazıyla yılda 101 kg plastik atığı önlüyor

2024 yılı için belirlenen Plastik Aşım Günü’nün 5 Eylül’e çekilmesi, gezegenimizin atık yönetim kapasitesinin üstüne çıkıldığını gösteriyor. Araştırmalar, yıl sonunda yaklaşık 70 milyon ton plastiğin doğaya kalacağını öngörüyor. Sürdürülebilir bir yaşamın önündeki bu ciddi engelle başa çıkmak isteyenler, su arıtma cihazlarına yöneliyor. Bu cihazlar sayesinde yalnızca temiz suya erişim sağlanmıyor, aynı zamanda plastik atık oluşumu da engellenmiş oluyor.

2024 yılı için belirlenen Plastik Aşım Günü’nün 5 Eylül’e çekilmesi, gezegenimizin atık yönetim kapasitesinin üstüne çıkıldığını gösteriyor. Araştırmalar, yıl sonunda yaklaşık 70 milyon ton plastiğin doğaya kalacağını öngörüyor. Sürdürülebilir bir yaşamın önündeki bu ciddi engelle başa çıkmak isteyenler, su arıtma cihazlarına yöneliyor. Bu cihazlar sayesinde yalnızca temiz suya erişim sağlanmıyor, aynı zamanda plastik atık oluşumu da engellenmiş oluyor.

Earth Action’ın yayımladığı rapora göre, 2024 yılında 220 milyon ton plastik atık üretilmesi bekleniyor. Plastik Aşım Günü’nün 5 Eylül olarak belirlenmesi, üretilen atıkların dünyamıza ne kadar zarar verdiğini gözler önüne seriyor. Raporda, yaklaşık 70 milyon ton plastiğin bertaraf edilemeyip doğada kalacağı belirtiliyor. Artan plastik atıklar, iklim krizi, endüstrileşme ve nüfus artışıyla sürdürülebilir bir geleceği tehdit ederken, güvenli su ve gıdaya erişimi de zorlaştırıyor.

Waternet Pazarlama Direktörü Naz Günaçar, artan plastik kirliliğine karşı su arıtma teknolojilerinin önemli bir çözüm sunduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Yaşamın kaynağı olan suyun korunması, sürdürülebilirlik açısından hayati bir önem taşıyor. Plastik üretimi, sadece çevreyi kirletmekle kalmıyor, aynı zamanda büyük miktarda su tüketimine yol açıyor. Waternet olarak, su kaynaklarının sürdürülebilirliği ve herkesin temiz, sağlıklı ve plastiğe değmemiş suya erişebilmesini sağlamak için harekete geçtik. ‘Suyun İyilik Hali’ mottosuyla hem tek kullanımlık plastik atıkları önlüyor hem de su kaynaklarının korunmasına katkıda bulunuyoruz.”

“Tek bir cihazımız, yılda 101 kg plastik atığı önlüyor”

Naz Günaçar, sıfır plastik ve sürdürülebilir çözümlerle sürdürülebilirliği hedeflediklerini vurgularken şu bilgileri paylaştı: “Her yıl en az 300 milyon ton plastik üretiliyor. Bugün, 50 yıl öncesine göre 20 kat daha fazla plastik üretiyoruz ve bunun önümüzdeki 20 yıl içinde ikiye katlanması bekleniyor. Plastik üretimi, küresel karbon emisyonlarının %1’ini oluşturuyor. Bu döngü, her bir Waternet üyesiyle kırılıyor. Müşterilerimiz, su içme alışkanlıklarını Waternet ile değiştirdiklerinde tek bir cihaz ile bir yılda ortalama 101 kilogram plastik atığını ve 469 kilogram karbondioksit salımını engelleyebiliyor. Ayrıca, yılda 6 bin 48 litre su tasarrufu da sağlıyor.”

“Seçimimizi iyilikten yana kullanıyoruz”

Waternet Pazarlama Direktörü Naz Günaçar, “İyi suya erişimin herkesin hakkı olduğuna inanıyor ve sürdürülebilir çözümlerimizle bu iyiliği dünyaya yaymak için kararlılıkla ilerliyoruz. 2012’de Türkiye’de başlayan faaliyetlerimizi Purunity markasıyla Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’a da taşıdık. Waternet’in su arıtma çözümlerini hem evlerde hem de iş yerlerinde kullanılabilecek şekilde zenginleştirdik. Tezgah üstü, tezgah altı ve sebil cihazlarımızda kullandığımız son teknoloji filtrasyon sistemlerimiz sayesinde ev ve ofislerde temiz, yumuşak içimli suya kolayca erişim sağlıyoruz” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Kusursuz müşteri deneyimi ilkemiz doğrultusunda cihaz bakımlarını ve filtre değişimlerini ücretsiz yapıyoruz. 7/24 kesintisiz çağrı merkezi hizmeti sunuyor, ürünlerimiz için ömür boyu cihaz garantisi veriyoruz. Kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik ürün değişim hakkı sunarak her müşterimizin yaşam kalitesini artırmalarına olanak tanıyoruz. Güvenilirliğimizi, dünya çapında aldığımız sertifikalar ve ödüllerle kanıtlıyoruz. Daha yaşanabilir bir dünya için emin adımlarla ilerliyoruz. Bu doğrultuda yalnızca en iyi ürün ve teknolojileri kullanmakla kalmıyor, iyilik elçileri olarak hem kendimize hem sevdiklerimize hem de dünyaya faydalı seçimler yapmak için çabalıyoruz. 28 Eylül’de Suadiye sahilinde şirket içi kıyı temizleme etkinliği düzenledik. İlk kez gerçekleştirdiğimiz bu etkinliğe 78 ekip arkadaşımız katıldı. Bu etkinlikte İyilik Elçileri olarak sürdürülebilir bir dünyaya katkıda bulunarak toplam 69 kg atık ve 4300 adet izmarit topladık.

Hayat Kurtarır: Fişten Çıkardığınız Cihazı Tekrar Takmadan Önce Neden 30 Saniye Beklemelisiniz?

Prize takılı elektronik cihazınızı çıkarttıktan sonra geri takmak için en az 30 saniye beklemeniz gerekiyor. Aksi takdirde istemeyeceğiniz sonuçlar doğurabilir.

Prizdeki bir fişi çekip hemen ardından yeni bir fiş takıyor musunuz? Cevabınız “Evet.” ise biraz riskli bir şey yapıyorsunuz demektir.

Elektronik cihazları fişten çektikten hemen sonra tekrar takmanın pek çok olumsuz etkisi var. Bunların neler olduğuna bir bakalım.

Elektronik cihazı fişten çıkardıktan sonra 30 saniye beklemek, 1900’lere kadar uzanan bir tedbir.

1800’lerin sonunda evlere elektriğin girip, 1900’lerin başında elektronik cihazların evlerde yaygınlaşmasıyla bir dizi güvenlik açıkları da ortaya çıktı elbette. Kısa devreler, elektrik çarpmaları, ufak çaplı da olsa yangınlar…

Tüm bunlar, elektroniklerle ilgili çeşitli güvenlik önemlerini yaygınlaştırdı. Özellikle üretici firmalar, ürünlerin kutularına birçok uyarı maddeleri yazdı. Science ABC’nin belirttiğine göre bir elektronik cihazın fişini çektikten sonra tekrar takmadan önce 30 saniye beklemek de bunların arasındaydı.

Peki 30 saniye beklemezsek ne gibi sonuçlar ortaya çıkabilir?

Elektronik devrelerdeki kapasitörler (güç kaynağı içinde bulunan devrelerdeki filtrelemeyi yapar, elektrik enerjisini depolar, kısa devre anında enerjiyi hızlıca boşaltır) cihaz aniden kapandığında bile enerjiyi bir süre depolayabiliyor.

Bu depolanan enerji, cihaz prize tekrar takıldığında sıfırlanmasını engelleyebiliyor ve gerilim sebebiyle elektrik çarpması gibi riskli sonuçlar meydana gelebiliyor.

Donanım hasarına da sebep olabilir.

Bazı elektronik bileşenler, ani elektrik kesilmesi ya da hızlıca prizden çıkarıp tekrar takma sırasında zarar görebiliyor. 30 saniyelik bekleme süresi, bu bileşenlerin güvenli bir şekilde kapanmasını sağlıyor.

Benzer şekilde kimi elektronik cihaz, kapatıldıktan sonra bir süre geçici hafızasında veri saklayabiliyor. Yeterince beklenmediğinde ise verilerde sorunlar ortaya çıkabiliyor.

Kısacası bir elektronik cihazı fişten çıkardıktan sonra tekrar takmadan önce 30 saniye beklemenizde fayda var…

Kaynak: Science ABC

İlginizi çekebilir:

OpenAI ve Jony Ive’dan Yapay Zeka Odaklı Cihaz Geliyor

OpenAI ve Jony Ive, yapay zeka odaklı bir cihaz üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Cihaz, teknolojide yeni bir dönem başlatma potansiyeli taşıyor.

Teknoloji dünyasında büyük bir merakla beklenen işbirliği sonunda doğrulandı. OpenAI CEO’su Sam Altman ve Apple’ın efsanevi tasarımcısı Jony Ive, yapay zeka odaklı bir cihaz üzerinde birlikte çalıştıklarını resmen duyurdu. İkili arasındaki işbirliği söylentileri bir süredir teknoloji dünyasında konuşulsa da, şimdiye kadar hiçbir resmi açıklama yapılmamıştı. Ancak son gelişmeler, bu projeye yönelik ilk somut adımların atıldığını gösteriyor.

Jony Ive ve Sam Altman’ın liderliğinde geliştirilen bu yapay zeka odaklı cihazın, günümüz akıllı telefonlarına rakip mi olacak?

OpenAI Yapay Zeka ve Donanımın Güçlü Buluşması

Jony Ive ve Sam Altman’ın liderliğinde geliştirilen bu yapay zeka odaklı cihazın, günümüz akıllı telefonlarına rakip olup olmayacağı ise hala belirsizliğini koruyor. Proje hakkındaki detaylar şimdilik oldukça sınırlı, ancak bu yeni cihazın yapay zeka teknolojileriyle donatılmış, yenilikçi bir bilgi işlem ürünü olacağı düşünülüyor. İkilinin amacı, kullanıcılara yeni bir deneyim sunarak teknolojinin sınırlarını zorlamak gibi görünüyor.

Projeyi finanse eden kuruluşlar arasında dikkat çeken isimler yer alıyor. Eski Apple tasarımcısı Jony Ive, Altman ile olan bu işbirliğinde Laurene Powell Jobs’un şirketi Emerson Collective’in de desteğini almış durumda. İddialara göre, projeye yıl sonuna kadar 1 milyar dolar fon toplanabileceği öngörülüyor. Finansman kaynakları arasında SoftBank CEO’su Masayoshi Son’dan bahsedilmese de, daha önce projeye büyük bir yatırım yaptığı söylentileri gündeme gelmişti.

İlginç bir detay ise projede çalışan ekibin büyüklüğü. Şu anda yalnızca 10 kişilik bir ekip, bu yapay zeka donanımı üzerinde çalışıyor. Ekipte Jony Ive ile Apple’da birlikte iPhone tasarımlarında görev alan Tang Tan ve Evans Hankey gibi deneyimli isimler de yer alıyor. Ive’ın şirketi LoveFrom, cihazın tasarım sürecine liderlik ederken, projenin yaratıcı ve teknolojik detayları üzerinde titizlikle çalışılıyor.

Yeni Bir Teknolojik Dönemin Kapıları Aralanıyor

OpenAI tabanlı bu cihazın akıllı telefonlarla nasıl bir ilişki içinde olacağı belirsizliğini korusa da, teknoloji dünyasında büyük yankı uyandıracağı kesin. Özellikle Jony Ive’ın Apple’daki efsanevi tasarım geçmişi ve Sam Altman’ın yapay zeka alanındaki öncülüğü, bu projenin dikkatleri üzerine çekmesinde etkili oluyor.

Teknoloji dünyası, bu yeni cihazın akıbetini merakla beklerken, bazı uzmanlar projenin başarısının büyük ölçüde kullanıcıların beklentilerini karşılayıp karşılayamayacağına bağlı olacağını belirtiyor. Daha önce yapay zeka temelli cihaz projeleri arasında yer alan “Humane AI Pin” gibi girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanması, bu projeye yönelik soru işaretleri doğuruyor. Ancak Altman ve Ive’ın geçmişteki başarıları, bu OpenAI projesinin daha geniş kitleler tarafından kabul görebileceği yönündeki beklentileri de artırıyor.

Sonuç olarak, OpenAI ve Jony Ive işbirliğiyle geliştirilen bu yapay zeka cihazı, teknoloji dünyasında büyük bir devrim yaratma potansiyeline sahip. Detaylar henüz sınırlı olsa da, önümüzdeki dönemde daha fazla bilginin paylaşılması ve cihazın resmi olarak tanıtılması bekleniyor. Gözler şimdi, bu yenilikçi projenin teknoloji dünyasında nasıl bir etki yaratacağını görmek için Altman ve Ive’ın üzerinde.

Kaynak: İndir

Yapay Zekânın iPhone’u mu Geliyor? Efsane Apple Tasarımcısı Jony Ive, OpenAI ile Gizemli Bir Cihaz Geliştirmeye Başladı

Efsane Apple tasarımcısı Jony Ive, OpenAI ile birlikte bir yapay zekâ cihazı geliştiriyor. Bu gizemli cihaz hakkındaki detaylar şimdilik çok az.

Jony Ive, uzun yıllar boyunca dünyanın en büyük şirketi Apple’da görev alan bir tasarımcıydı. İngiliz tasarımcı, 2019’da görevinden ayrılmadan önce ilk iPhone da dahil birçok sevilen ürünün tasarımında büyük rol oynamıştı. Hatta şirkette kaldığı süreçte Apple’daki en önemli iki üç kişiden biri olarak nitelendiriliyordu. Ancak son 5 yıldır kendisi hakkında çok fazla haber almamıştık.

Şİmdi ise bu durum değişti. The New York Times tarafından yayımlanan yeni bir rapor, ünlü tasarımcının kendi imparatorluğunu kurmaya hazırlandığını gösterdi. Bunun için de dünyanın en önde gelen yapay zekâ şirketi OpenAI ile çalıştığı paylaşıldı.

Jony Ive, OpenAI ile bir “yapay zekâ cihazı” geliştiriyor

Jony Ive tarafından da doğrulanan The New York Times raporuna göre ünlü tasarımcı, şu anda bir cihaz geliştiriyor. Bunun için de ChatGPT geliştiricisi OpenAI ve CEO’su Sam Altman ile iş birliği yapıyor. Bu ortaklık, ilk olarak geçen sene iddia olarak ortaya çıkmıştı. Şimdi ise doğrulanmış oldu.

Proje hakkında maalesef şu an için çok fazla detay yok. Ancak yıl sonuna kadar 1 milyar dolar civarında fon toplayabileceği aktarılmış. Şu anda 10 kişilik bir ekibi olduğu da gelen bilgiler arasında. Bunlardan ikisi ilk iPhone’da Ive ile birlikte kilit rol oynayan isimlerden olan Tang Tan ve Evans Hankey.

Ive’ın şirketi LoveFrom, cihazın tasarımını şu anda geliştiriyorlar. Ekibin ABD’nin San Francisco’da bir ofiste çalıştığı da eklenmiş. Cihazın detayları konusunda ise şimdilik bir şey söyleyemiyoruz. Ancak yapay zekâya odaklanmış bir donanım olacağını belirtmek mümkün. Geçen yıl çıkan sızıntılar dokunmatik ekran teknolojileri ve orijinal iPhone’dan esinlenebileceğini öne sürmüştü.

Aslında yapay zekâ cihazları yeni değil. Daha önce bu tarz donanımlar geldiğini birçok kez görmüştük. Ancak pek başarılı değillerdi. Tam bir fiyasko çıkan Humane AI Pin bunun en büyük örneği. Aynı şekilde hiç beğenilmeyen Rabbit R1 isimli bir başka yapay zekâ cihazı da. Jony Ive ve OpenAI’ın bunu değiştirip değiştirmeyeceklerini, yapay zekâ cihazları için bir “iPhone” anı yaratıp yaratmayacaklarını bekleyip göreceğiz. Ive’ın dünyanın en önemli tasarımcılarından olması, OpenAI’ın da yapay zekâ alanına öncülük etmesi, cihaz için heyecanı artıran detaylar.

Samsung Galaxy Ring, yeni ülkelere ulaşmaya devam ediyor

Samsung, akıllı cihaz kategorisine yeni bir boyut kazandıran Galaxy Ring’i şimdi de Meksika pazarına sunuyor. Geçtiğimiz günlerde Brezilya’da satışa çıkarılan bu yenilikçi giyilebilir cihaz, şimdi Meksika’da ön siparişe hazırlanıyor. Samsung …

Samsung, akıllı cihaz kategorisine yeni bir boyut kazandıran Galaxy Ring’i şimdi de Meksika pazarına sunuyor. Geçtiğimiz günlerde Brezilya’da satışa çıkarılan bu yenilikçi giyilebilir cihaz, şimdi Meksika’da ön siparişe hazırlanıyor. Samsung, Galaxy Ring için Meksika’da ön kayıt sürecini başlattı ve bu süreç 2 Ekim’e kadar devam edecek. Ön kayıt yaptıranlar, cihazın satış döneminde kullanabilecekleri 51 dolarlık bir indirim kuponu kazanacaklar.

Galaxy Ring’in ön satışları 3 Ekim’de başlıyor. Ön kayıt yaptıran kullanıcılar, indirim kuponlarını bu tarihten itibaren cihazı satın alırken kullanabilecekler. Samsung’un Meksika fiyatını ve tam lansman tarihini bu dönemde açıklaması bekleniyor. Şu an için kullanıcılar, yalnızca isim ve e-posta bilgilerini bırakarak bu benzersiz ürüne olan ilgilerini gösterebiliyor. Ön satış sürecine katılmak isteyenlerin herhangi bir ücret ödemesi gerekmiyor.

Samsung’un ilk akıllı yüzüğü olan Galaxy Ring, sağlık ve fitness alanında kapsamlı özellikler sunuyor. Temmuz ayında birçok ülkede piyasaya çıkan bu cihaz, her türlü sağlık ve fitness takibini Samsung Health ve Monitoring uygulamaları üzerinden abonelik gerektirmeden sunuyor. Diğer akıllı yüzüklerden farklı olarak, Galaxy Ring’in sunduğu hizmetler için ekstra bir ücret ödemeye gerek kalmıyor.

Galaxy Ring; uyku takibi, kalp atış hızı, stres düzeyleri ve kadınlar için regl döngüsü gibi sağlık verilerini izlemeye yardımcı oluyor. Cihazın içerisinde ivmeölçer, fotopletismografi (PPG) sensörü ve sıcaklık sensörü gibi gelişmiş sensörler bulunuyor. Bu sayede kullanıcıların sağlık durumlarını daha yakından takip etmelerini sağlıyor.

Galaxy Ring’in uluslararası pazardaki fiyatı yaklaşık 400 dolar civarında değişiyor. Samsung, bu yeni ürünüyle akıllı giyilebilir cihaz pazarında dikkatleri üzerine çekmeyi hedefliyor.

iPhone 16’nın kablosuz şarjı, kablolu şarjdan daha hızlı olacak

Apple iPhone 16 serisinin kablosuz şarj hızlarını öyle bir yükseltti ki, her 4 model de artık kablosuz olarak kablolu şarjdan daha hızlı bir şekilde şarj olabilecek.

Bu yıl Apple, Apple Watch Series 10 şarj hızını yükselterek kullanıcıların sadece 30 dakikada %80 kapasiteye ulaşmasını sağladı. Yeni Apple Watch’un sağlık özelliklerine odaklanmasının beklendiği düşünülürse, bunun iyi bir güncelleme olduğu söylenebilir.

Telefon tarafına baktığımızda ise, Apple’ın iPhone 16 serisinde özellikle MagSafe ile çok daha yüksek şarj hızları sunduğu görülüyor. Yeni modelde MagSafe şarjı 15W’dan 25W’a yükseldi. Bu yükselmeye beraber artık iPhone 16’nın şarj hızı resmi USB-C kablolu şarj hızını aşmış oluyor.

Geçtiğimiz yıllar içerisinde birçok Android cihaz üreticisinin hem kablolu hem de kablosuz seçenekler için önemli ölçüde daha yüksek şarj hızlarını benimsediği görülüyor. Örneğin Huawei’nin üç katlı katlanabilir telefonu 66W kablolu ve 50W kablosuz şarj hızlarını destekliyor. Apple ise daha temkinli davranarak önceki nesillerde 20W ve 15W hızlarına sadık kaldı.

iPhone 16’dan önceki birkaç iPhone neslinin, uygun bir şarj cihazınız olduğu sürece resmi 20W sınırından biraz daha yüksek olan 25W’ı geçebiliyordu. Ancak bu sınır resmi olarak ilk defa aşılıyor.

Kablosuz şarj hızları MagSafe şarj cihazları için 25W’a ve Qi2 şarj cihazları için 15W’a çıkıyor. Bu hızlardan yararlanmak için 30W (veya daha yüksek) bir güç adaptörüne ve yeni bir MagSafe şarj cihazına ihtiyacınız olacak. Qi2 hızları için ise yeni standardı destekleyen kablosuz şarj cihazlarına ihtiyacınız olacak.

Apple, 25W MagSafe şarjının sadece 30 dakikada %50 şarj sağlayacağını ve 20W kablolu şarjın hızına eşit olduğunu söylüyor. Ayrıca Apple, yıllardır standart olan şekilde USB-C kablosu kullanarak 30 dakikada %50’ye ulaşabileceğinizi söylüyor.

Daha yüksek kablosuz şarj hızları, temel, Plus, Pro ve Pro Max dahil olmak üzere dört iPhone 16 modelinde de mevcut.

Nesnelerin İnterneti ve Blockchain: Uyumlu İki Devrimci Teknoloji

Bu makalede, birbiri içine geçmiş ve gelecekte bizlere çok faydası dokunacak bu iki teknolojinin nasıl uyum sağlayacağından bahsedeceğiz.

Bu makalede, birbiri içine geçmiş ve gelecekte bizlere çok faydası dokunacak bu iki teknolojinin nasıl uyum sağlayacağından bahsedeceğiz. Hayatımızın hangi noktalarına dokunacak ve insanlığın uyumu nasıl olacak? 

Nesnelerin İnterneti (IoT) ve blockchain birbirini tamamlayan iki teknolojidir. IoT, nesneleri internete bağlarken, blockchain, verilerin güvenli ve şeffaf bir şekilde paylaşılmasını sağlar. IoT ve blockchain uyumu önümüzdeki yıllarda hızla büyümesi beklenen bir alan. Bu iki teknolojinin birlikte kullanılması birçok endüstride önemli faydalar sağlayabilir.

Nesnelerin İnterneti Nedir?

Nesnelerin İnterneti (IoT) fiziksel cihazların, araçların, binaların ve diğer nesnelerin birbirleriyle veya internet üzerinden iletişim kurabilmesini sağlayan bir teknoloji ağıdır. Bu cihazlar genellikle sensörler, yazılımlar ve diğer teknolojilerle donatılmıştır. IoT’nin temel amacı, veri toplama, analiz ve eyleme geçirme süreçlerini otomatize etmektir.

Blockchain Nedir?

Blockchain verilerin şifrelenmiş bloklar halinde bir zincirde saklandığı dağıtık bir veritabanıdır. Her bir blok kendisinden önce gelen bloka kriptografik bir bağlantı ile bağlıdır. Bu yapı, verilerin değiştirilemez ve güvenli bir şekilde saklanmasını sağlar.

IoT ve Blockchain Uyumu nasıl ve nerede olacaktır?

Blockchain’in değiştirilemez yapısı bu verilerin güvenli bir şekilde saklanmasını ve transfer edilmesini sağlar. Veri güvenliği, IoT’nin en büyük zorluklarından biridir. IoT cihazları genellikle hassas veriler toplar ve gönderir. Bu verilerin izinsiz erişime, değiştirilmesine veya yok edilmesine karşı korunması gerekir. Blockchain değiştirilemez yapısı sayesinde bu verilerin güvenli bir şekilde saklanmasını ve transfer edilmesini sağlar.

Kimlik ve erişim yönetimi, IoT’nin en büyük zorluklarından biridir. IoT ağlarına bağlı cihazların sayısı arttıkça, bu zorluk daha da artacaktır.

Blockchain, kimlik ve erişim yönetimini kolaylaştırarak bu zorluğa yardımcı olabilir. Blockchain, cihazların birbirlerini güvenli bir şekilde tanımasını ve kimliklerini doğrulamasını sağlar. Bu, cihazların yetkisiz erişime karşı korunmasına yardımcı olur.

Blockchain aşağıdaki gibi kimlik ve erişim yönetimi için kullanılabilir:

Cihaz kimliklendirme: Cihazlara benzersiz kimlikler atayarak cihazların birbirini tanımasını sağlar.

Kimlik doğrulama: Cihazların kimliklerini doğrulamak için şifreleme ve dijital imza gibi teknolojileri kullanır.

Yetkilendirme: Cihazlara belirli kaynaklara erişme yetkisi vermek için izinler kullanır.

Blockchain, kimlik ve erişim yönetimini aşağıdaki gibi birçok alanda iyileştirme potansiyeline sahiptir:

Güvenlik: Cihazları yetkisiz erişime karşı korumaya yardımcı olarak güvenlik risklerini azaltabilir.

Verimlilik: Kimlik ve erişim yönetimini otomatikleştirerek verimliliği artırabilir.

Esneklik: Kimlik ve erişim yönetimini esnek bir şekilde uyarlamaya olanak tanır.

Akıllı sözleşmeler, blockchain teknolojisinin en önemli özelliklerinden biridir. Akıllı sözleşmeler, önceden tanımlanmış koşullar yerine getirildiğinde otomatik olarak gerçekleşen kod parçalarıdır.

IoT ağlarında akıllı sözleşmeler, cihazlar arasında veya cihazlar ve sunucular arasında otomatik işlemler gerçekleştirmek için kullanılabilir. Örneğin, akıllı sözleşmeler bir IoT cihazının üretim hattındaki görevini tamamladığında ödeme almasını sağlamak için kullanılabilir.

Şeffaflık ve denetlenebilirlik, IoT’nin en önemli zorluklarından biridir. IoT ağlarına bağlı cihazlar genellikle hassas veriler toplar ve gönderir. Bu verilerin doğru ve güvenilir olduğundan emin olmak önemlidir.

Blockchain tüm işlemleri ve veri transferlerini kaydeder. Bu, verilere erişim ve değiştirmeyi zorlaştırır. Ayrıca blockchain tüm işlemleri ve veri transferlerini izlemeyi kolaylaştırır. Bu, verileri daha şeffaf ve denetlenebilir hale getirir.

IoT ve blockchain uyumu şeffaflık ve denetlenebilirlik için önemli bir fırsat sunuyor. Bu iki teknolojinin birlikte kullanılması, IoT ağlarını daha güvenli, güvenilir ve hesap verebilir hale getirebilir.

IoT ağları, milyarlarca cihazı birbirine bağlama potansiyeline sahiptir. Bu, ağların ölçeklenebilirliğini ve performansını artırmayı zorlaştırabilir.

Blockchain dağıtık yapısı sayesinde ölçeklenebilirliğe yardımcı olabilir. Ağa daha fazla cihaz eklendikçe, ağ daha da dağıtık hale gelir. Bu, tek bir noktaya veya düğüme çok fazla yük binmesini önler.

Blockchain ölçeklenebilirliği aşağıdaki gibi birçok alanda iyileştirme potansiyeline sahiptir:

Performans: Ağ performansını artırarak daha fazla cihazın verilerini işlemesine olanak tanır.

Güvenlik: Ağ güvenliğini artırarak ağdaki cihazları yetkisiz erişime karşı korur.

Maliyet: Ağ maliyetlerini düşürerek ağları daha uygun maliyetli hale getirir.

IoT ve blockchain uyumu ölçeklenebilirlik için önemli bir fırsat sunuyor. Bu iki teknolojinin birlikte kullanılması IoT ağlarını daha ölçeklenebilir, güvenli ve uygun maliyetli hale getirebilir.

DDoS saldırıları IoT ağları için önemli bir güvenlik riskidir. DDoS saldırıları, bir ağ üzerindeki kaynakları tüketerek veya aşırı yükleyerek ağ hizmetlerini kesintiye uğratmaya çalışır.

Blockchain’in dağıtık yapısı DDoS saldırılarına karşı korumaya yardımcı olabilir. DDoS saldırıları, genellikle bir ağdaki tek bir noktaya veya düğüme odaklanır. Blockchain’in dağıtık yapısı, bu tür saldırıların etkisini azaltabilir.

Blockchain, DDoS saldırılarına karşı korumaya yardımcı olabilecek aşağıdaki özelliklere sahiptir:

Dağıtık yapı: Blockchain, verileri merkezi bir konumda depolamaz. Bunun yerine, verileri dağıtılmış bir şekilde depolar. Bu, verilerin tek bir noktadan kaldırılmasını veya yok edilmesini zorlaştırır.

Fikir birliği mekanizması: Blockchain, fikir birliği mekanizması kullanır. Fikir birliği mekanizması, işlemlerin geçerliliğini doğrulamak için tüm düğümlerin katılımını gerektirir. Bu, DDoS saldırılarının işlemlerin doğruluğunu tehlikeye atmasını zorlaştırır.

Şeffaflık: Blockchain tüm işlemleri ve veri transferlerini kaydeder. Bu, DDoS saldırılarının tespit edilmesini ve araştırılmasını kolaylaştırır.

IoT ve blockchain uyumu, DDoS saldırılarına karşı koruma için önemli bir fırsat sunuyor. Bu iki teknolojinin birlikte kullanılması, IoT ağlarını DDoS saldırılarına karşı daha dayanıklı hale getirebilir.

Sonuç

IoT ve blockchain birçok sektörde devrim yaratabilecek iki güçlü teknolojidir. Birlikte kullanıldığında bu teknolojiler daha güvenli, şeffaf ve etkili sistemler oluşturabilir. Özellikle veri güvenliği, kimlik doğrulama ve otomatik işlem gerçekleştirme gibi konularda birlikte çalışabilirler. Bu uyum, her iki teknolojinin de potansiyelini maksimize etmeye yardımcı olabilir.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

ASUS’un Steam Deck’e Rakip El Konsolu 1 Nisan Latifesi Değilmiş

Yeni eser duyurmak için tuhaf bir gün seçimi

Hepimiz 1 Nisan günü yapılan duyurulara kuşkuyla yaklaşmayı alışkanlık haline getirdik. Birtakım firmalar yaptıkları duyuruların latife olduğunu çok muhakkak etse de (Razer’ın traş makinesi Razer’ı duyurması gibi), kimilerinin latife olduğunu anlamak sıkıntı oluyor. ASUS da kalkıp ROG Ally ismindeki el konsolunu 1 Nisan’da duyurunca olağan biçimde biz de bunun bir latife olabileceğini düşündük.

Sonuçta aygıtın ismi bile A Lie (Bir Yalan) biçiminde okunan Ally idi.

Ancak bu aygıt gerçekmiş, ROG hesaplarından 1 Nisan günü geçtikten sonra atılan tweetler de bu aygıtın gerçek olduğunu teyit ediyor. Hatta çabucak sonrasında birkaç YouTube teknoloji kanalı da ellerine geçen prototip dizayna dair incelemeler de yayınladılar.

Öncelikle şunu söylemek lazım, ROG Ally gerçek manada bir Steam Deck rakibi. Windows 11 işletim sistemi kullanıyor ve içerisinde de “bugüne kadarki en süratli AMD APU” olduğu söyleniyor. Steam Deck eski AMD Zen 2 APU işlemci kullanıyor, ROG Ally ise AMD Zen 4 tabanlı APU kullanarak Steam Deck’in performansını ikiye katlayacak.

İncelemelerde aygıtın inanılmaz derecede sessiz çalıştığı da vurgulanmış, ağır yük altında Steam Deck fanlarının çok gürültü yaptığı bilinen bir gerçek. ROG Ally ise birebir şartlarda çalıştığını bile fark ettirmeyecek bir fan sesi düzeyine sahip.

Steam Deck’in 720p 60Hz ekranına rağmen ROG Ally 1080P 120Hz ekran kullanıyor. Ayrıyeten 16:10 yerine daha standart olan 16:9 çözünürlük tercih edilmiş. ROG Ally, Steam Deck’in bilakis touchpad içermiyor bu da fare kullanımı konusunda biraz meşakkat yaratabilecek üzere duruyor.

ROG Ally’ın ne vakit çıkacağı yahut fiyatı muhakkak değil. Kaynaklar aygıtın ‘rekabetçi bir fiyat politikasına” sahip olacağını söylerken, 512 GB modelin 649$, 1 TB modelin ise 899$ fiyat etiketine sahip olabileceği de paylaşılan bilgiler ortasında.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet isimli bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir adedidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, muteber ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en değerli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan karşılaşmaları üyeler bir fiyata katlanmadan istedikleri vakit takip edebiliyor. Böylelikle hem heyecanlı hem de yararlı bir bahis tecrübesi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol üzere tanınan spor kollarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için yalnızca siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız kafidir.

Prizmabet ayrıyeten üyelerine bol ölçüde bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te birinci üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu üzere farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve karınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim kuralları da hayli makul düzeydedir.

Prizmabet para yatırma ve çekme süreçleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin üzere farklı prosedürlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme süreçleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa müddette hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme süreçlerinde rastgele bir komite yahut kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı takviye hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı takviye takımı sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun yahut teklifinizi iletebilir ve anında tahlil bulabilirsiniz. Prizmabet canlı takviye grubu profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en âlâ bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de yararlı bir bahis tecrübesi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için yeni giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!