Bayramın son gününde Adalar’da yoğunluk

Kurban Bayramı tatilinin son gününde vatandaşlar Adalar’da yoğunluk oluşturdu.

Kurban Bayramı tatilinin sona ereceği Pazartesi günü öncesi Adalar’ı ziyaret etmek isteyenler iskelelerde yoğunluk oluşturdu. Kabataş İskelesi’nden sabah saatlerinde hareket etmesi planlanan Şehir Hatları’na ait Kabataş-Adalar vapuruna binmek isteyenler, metrelerce uzunlukta kuyruk oluşturdu. Bekleyen yüzlerce kişinin vapura alınması yaklaşık yarım saat sürdü. Oturma kapasitesi tamamen dolan vapurda yolcuların büyük bir kısmı ise yerde ve ayakta yolculuk etti.  

“YARIN TATİL BİTİYOR KALABALIĞA RAZIYIZ”

Yolculardan Ahmet Sirnaş, “Bunu bilerek geldik buraya, bayram olduğu için normal. Yarın tatil bitiyor, mecburen kalabalığa razıyız. Her bayram bunu yaşıyoruz. Bile bile geliyoruz. Bir sefer daha konulabilir miydi? Seferler konulabilirdi, koymamışlar. Geçen sene de kalabalıktı, yine öyle. Her sene Heybeliada’ya giderim, güzel bir koyda takılırım” dedi.

“EGE’YE BODRUM’A GİTMEYENLER ADAYA GELDİ”

Büyükada ise yoğunluğun en yüksek olduğu noktalardandı. Adaya gelenler, yürüyerek, bisiklet kiralayarak veya 13 kişilik elektrikli araçlarla adanın plajlarını ve turistik noktalarını gezdi. Elektrikli araçların yer aldığı duraklarda kalabalıktan dolayı uzun kuyruklar oluştu. Kafe ve restoranlar, gün boyu adayı ziyaret edenlerle doldu. Vatandaşların bir kısmı iskelede ücretsiz bir şekilde denize girerken, bir kısmı ise adada yer alan özel plaj tesislerini tercih etti. Adalardaki yoğunluk gün boyu devam etti.

Büyükada’ya denize girmek için gelen Yusuf Yalçın, “Çocuklarla geldik artık son günler, eğlensinler dedik. Ücretli yerlere de baktık aşırı pahalıydı. 250 lira ne demek, çocuklar için kim bilir ne kadardı. Deniz ilk etapta güzeldi sonradan soğudu ama çocuklar eğleniyor” dedi.

Büyükada’da özel bir plaj tesisinde denize giren Erol Aydın, “Ben 4 senedir Büyükada’yı tercih ediyorum. Bu sene özellikle ekonomik şartlardan tercih ettim. Burası nezih, sessiz, sakin dinlenebiliyorsunuz, eğlenebiliyorsunuz. Bu da bizim için lazım, yoğun çalışan insanlarız. Ada bugün çok kalabalıktı, deniz taşıtlarının ücretsiz olmasından dolayı” diye konuştu.

Özel plaj tesisinde ailesi ve çocuklarıyla denize giren Nermin Kocataş, “Ada kalabalıktı ama güzeldi bugün. Keyifliydi, hava da güzeldi çocuklar da eğlendiler, yüzdüler. Yoğunluk vardı. Bu bayram oldukça yoğundu. Sokaklar, caddeler insanlar akın akın geldi Büyükada’ya. İstanbul’un adaları artık incileri gerçekten. İstanbul’da kalıp da Ege’ye, Bodrum’a gitmeyenler adaya geldi.

Büyükadayı ziyaret eden Fatmanur Gülcan ise, “Bugün boştuk, bugün gelebildik. Son gün diye gezmeye geldik. Kartal’dan geldim, çok güzel ama çok kalabalık. Adanın üst kısımlarına kadar gittik, her yeri gezdik. Elektrikli araçlara bindik” ifadelerini kullandı.

 

KAYNAK: DHA

Ebeveynler dikkat! Fazla oyuncak ile çocuklarınızın gelişimini etkileyebilirsiniz!

Gereğinden fazla oyuncak ile çocuklarınızın gelişimi olumsuz yönde etkilenebilir..

Genel olarak çocuklar oyalansın diye ya da gelişimine faydasının olacağını düşündüğümüz yüzlerce oyuncak ile çocukları yalnız bırakırız. Ancak fazla oyuncak ile oynamak gelişim dönemindeki çocukların gelişimini olumsuz yönde etkilediğini göz ardı ediyoruz. Gelin birlikte bilim insanlarının da araştırmalarının sonucunda fazla oyuncağı çocuk gelişiminde ki etkilerini inceleyelim.

Fazla oyuncağın çocuk gelişimindeki olumsuz etkilerini nelerdir?

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Toleda Üniversitesinde araştırmacılar küçük çocukların etraflarında daha az oyuncak bulunmasının onları daha kaliteli oyun oynamaya teşvik edip etmediğini incelemek için bir araştırma yapılmış ve On sekiz – otuz ay arası yeni yürüme dönemindeki çocukla yapılan araştırmada, çocukların oyun davranışları 30’ar dakika boyunca bir oyun odasında 16 oyuncak ve diğer odada 4 oyuncak olacak şekilde incelenmiş.

Araştırma sonucunda ise etrafında daha fazla oyuncak olan çocuklar oyunları sırasında bir oyuncaktan diğerine daha çok geçiş yapmış ve her bir oyuncakla daha kısa süre oynamışlar. Çocuklar, etraflarında daha az oyuncak varken ise her bir oyuncakla daha uzun süre ve daha işlevsel şekilde oyun oynadığı gözlemlenmiş.

Araştırmacılar, çocuğun çevresinde bulunan fazla oyuncakların bu etkisinin, oyun sırasında arka planda açık olan televizyonun etkilerine benzer bir şekilde, çocukların dikkatlerini belirli bir yere yönlendirmelerini zorlaştırıyor olabileceği ve bu durumun çocukların bu yaşlardan itibaren gelişen dikkat sürelerini artırma becerilerinin gelişimi için olumsuz bir ortam yaratabileceği yönünde çıkarımlarda bulunmuşlar.

Buna araştırmaya göre çocuğun oyun oynarken etrafında fazla oyuncak bulunması; dikkat dağınıklığına, hayal dünyasının körelmesine, becerilerinin gelişmemesine, doyumsuzluğa, kıymet bilmemesine ve kendini ifade etme yeteneğinin zayıflamasına sebep olabilir.

Bu bulgular gösteriyor ki, küçük çocukların oyun ortamlarını gereğinden fazla oyuncakla doldurmak onların dikkat gelişimleri adına olumlu bir seçim olmayabilir.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Boşanma Sürecinde Çocukla İletişim için bilgi mi arıyorsunuz? Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkileri makalesine göz atın ve Boşanma Sürecinde Çocukla İletişim hakkında daha fazla bilgi edinin

Boşanmanın Çocuklar Üzerindeki Etkileri Nelerdir? Ebeveynlere Yardımcı Birkaç Öneri

Boşanma, sadece ebeveynler için değil; geride kalan çocuklar için de hem travma hem de belirsizlik sürecidir. Bu sürecin öncesinde ya da sonrasında çocuklarda (daha çok erkek çocuklarda) sinir, öfke, içe kapanma, ders başarısızlığı sıklıkla gözlenmektedir. Okul öncesi dönemde mutsuzluk, huzursuzluk, kaygı seviyelerinde artış görülürken; ilkokul ve ergenlik döneminde kızgınlık, depresyon, akran zorbalığı, ergenler için alkol ve madde kullanımında artma, ebeveynlere karşı öfke kontrolsüzlüğü, yanlış / hatalı ilişkiler kurma, karşı cinse karşı tepkisellik, dış dünyaya karşı güvensizlik, okul başarısızlığı görülme gibi durumlar fazladır. Bu sıkıntıları en az hasarla atlatmak için neler yapılabilir?

1. Ayrılık süreci çocuğun yaşına uygun bir biçimde uygun üslupla anlatılmalı, bu zaman diliminde de ebeveynler birbirlerini suçlayıcı sözlerde bulunmamalıdır.

2. Çocuklar bazen bu ayrılık süreci ile ilgili kendilerini de suçlama eğilimine girebilirler. Onlara bu durumun onlarla asla alakası olmadığı anlatılmalıdir.

3. Anne ve baba çocuğa uygun şekilde sınır koymaya ve sevgi göstermeye devam etmelidirler. Çocuklar sınırların belli olmasından hoşlanırlar.

4. Boşanmadan sonra, çocuğun hayatına düzenli şekilde babanın katılımı muhakkak sağlanmalıdır.

5. Her iki ebeveyn de evini ve düzenini kurmuş olmalı, çocuk için ne zaman hangi ebeveyn ile ne şekilde görüşeceği belirlenmeli ve bu çocuğa aktarılmalıdır. Bunun dışında çocuğun kafasına takılacak her türlü belirsizlik de (artık kiminle yaşayacağı, taşınma durumu olup olmayacağı, eski okuluna gidip gitmeyeceği vs.) çocuğa anlatılmalıdır.

Boşanan ailenin çocukları “kesinlikle” sorunlu ve sıkıntılı olur gibi bir ifade doğru değildir. Sureci iyi yönettiğiniz ve ebeveyn olarak medeni kaldığınız sürece sıkıntısız şekilde atlatılacaktır. Burada asıl önemli olan anne babanın, karı koca olmaktan vazgeçtiği fakat hala ebeveyn olduklarını unutmamalarıdır. Anne babanın en önemsediği şey çocuğun ruhsal sağlığı ve huzuru olmalıdır. Bu bilinçte olunduğu müddetçe bu durum sağlıkla atlatılacaktır.

Çocuk Genel Seçimlerle İlgili Gerçekçi ve Temel Bilgiyi Evde Edinmeli

Psikoloji için bilgi mi arıyorsunuz? Çocuk Genel Seçimlerle İlgili Gerçekçi ve Temel Bilgiyi Evde Edinmeli makalesine göz atın ve Psikoloji hakkında daha fazla bilgi edinin

  • Genel seçimlerle ilgili soru ve görüşleri dikkatle dinlemeli.

İçinde bulunduğumuz genel seçim sürecinde çocukların da gündeminin seçim haberleri olduğuna dikkat çeken uzmanlar sergilediğimiz tutumların çocuklarımızı nasıl etkileyeceğinin atlanmaması gerektiğini söylüyor. Siyasi içeriklere maruz kalmanın yetişkinler için bile stresli olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocukların bu durumu anlamlandırabilmesi ve baş etmesinin zor olduğuna vurgu yapıyor. Ancak çocukları, tamamen gündemin dışında tutmanın doğru olmadığını belirten Ergür, “Seçim yapmanın ne demek olduğu örneklerle anlatılmalı. Çocuklarda okul ile başlayan bireysel hakların farkındalığını desteklemek için doğru ve öz bilgiye başvurmak önemli.” şeklinde açıklıyor.

Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, içinde bulunduğumuz genel seçim sürecinde yoğun bir şekilde siyasi içeriklere maruz kalan çocukların nasıl etkilenebileceği ve bu süreci çocuklara nasıl anlatmamız gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu.

  • Çocukların siyasi haber ve içerikleri anlamlandırabilmesi zor bir durum

Son dönemde genel seçimlerle yoğun olan gündemde, sergilediğimiz tutumların çocuklarımızı nasıl etkileyeceğinin atlanmaması gereken önemli bir konu olduğuna dikkat çekerek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Siyasi haber ve içeriklere maruz kalmak biz yetişkinler için bile stres veren bir durumken, çocukların bu durumu anlamlandırabilmesi ve baş etmesi zordur. Bu sebeple biz yetişkinlerin kendi gündemimizin yanı sıra çocuklarımızın duygularını fark etmemiz ve onları bu süreçten korumamız gerekir. Bu alanda atacağımız ilk adım sürekli haberlere maruz kalmamak olmalı. Gündemi takip ederken yanıltıcı içerikten uzak kalmak ve belirli aralıklarla gerçekçi kaynaklardan bilgi almak sağlıklı olacaktır.” dedi.

  • Gerçekçi ve temel bilgiyi evde edinmeleri önemli

Özellikle okul çağı çocuklarını, tamamen gündemin dışında tutmanın gerçekçi bir tutum olmayacağını kaydeden Ergür, “Çocuklarımız evde şahit olmasa da okulda bu konu ile karşılaşacak ve maruz kaldığı bilginin içeriğini kontrol etme şansımız olmayacak. Bu sebeple durumla ilgili gerçekçi ve temel bilgiyi evde edinmek her konuda olduğu gibi genel seçimlerle ilgili de koruyucu olacaktır. Çocuklarımızın genel seçimlerle ilgili konulardaki soru ve görüşlerini dikkatle dinlemeli ve yanıtsız bırakmamalıyız. Vereceğimiz yanıtlar elbette çocuğumuzun yaş ve gelişimine uygun olmalı.” uyarısında bulundu.

  • Küçük çocuklara basit örneklerle seçim anlatılmalı

Çok küçük yaştaki çocuğa detaylı bilgi vermek yerine oyunlar ya da çizgi filmlerden yararlanarak seçim yapmanın anlamının öğretilebileceğini belirten Ergür, “Mesela, okul öncesi dönemdeki çocuğa seçim yapmanın ne demek olduğunu anlatmak için hangi oyuncağıyla oynayacağı, hangi renk boya kalemini kullanacağı gibi kendi seçimleri üzerinden örnekler verebiliriz. Çocuklarda okul öncesi eğitimin başlamasıyla beraber sahip olunan bireysel hakların farkındalığı gelişmeye başlar, okul ile başlayan bu gelişmeyi desteklemek için doğru ve öz bilgiye başvurmak önemli.” şeklinde konuştu.

  • Verilen kararların seçim olduğu ve alternatiflerin bulunduğu anlatılmalı

Okul dönemindeki çocuklarla da sınıf başkanlığı seçimleriyle örneklendirerek seçimin, birlikte karar vermek anlamına geldiğini paylaşmak gerektiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Seçimler, okulda olduğu gibi her bireyin bireysel kararının bir araya gelmesi sonucu, çoğunluğun oylarıyla seçilenin uygulanması olarak tanımlanabilir. Günlük hayattan örneklerle durup düşündükten sonra vermiş olduğumuz kararın bir seçim olduğu ve farklı alternatiflerin olduğunu vurgulamak uygun olacaktır.” ifadelerini kullandı.

  • Çocukların görüşleri dinlenmeli ve eleştirel düşünmeye yönlendirilmeliler

Çocukların gündemle ilgili sorularının bize konu hakkında ne kadar bilgiye sahip oldukları hakkında ipucu vereceğini aktaran Ergür, “Sorularını yanıtlamadan önce ne bildiklerini tam olarak anlamamız, edindikleri uygun olmayan bilgileri düzeltme fırsatı sunar. Çocuklar siyasi gündem hakkında kendi görüşlerini paylaştığında, onları önemseyerek dinlemeli, dikkate almalı ve onları eleştirel düşünmeye, araştırmaya yönlendirmeliyiz. Bir fikir sahibi olmak önemli ve bu fikri sağlam temellerle destekleyebiliyor olma becerisini çocuklarımıza küçük yaşta muhakeme fırsatı vererek kazandırmayı hedefleyebiliriz.” dedi.

  • Çocuklar belirsizlikle baş etmekte zorlanır

Vurgulanması gereken becerinin karar vermek için konu hakkında bilgi edinme ve düşünme kazanımı olduğunu söyleyen Ergür, sözlerini şöyle tamamladı:

“Çocuklar konuşulmayan ya da kendilerinden gizlenenlerden kaygılanırlar. Güçlü algılara sahip olan çocuklar belirsizlikle baş etmekte zorlanır. Bu sebeple çocuklarımızla gündemimizdeki her konu hakkında konuşabiliriz. Bunu yaparken çocuğumuzun yaş ve gelişim düzeyine dikkat etmek ve aklına takılanlar hakkında sorularını sorması için cesaretlendirmek oldukça faydalı olacaktır.”

Yas ve çocuk

Yas Ve Çocuk

Yas sürecini ve çocuğun yaşadığı yası daha iyi anlamak için öncelikle aşağıda yer alan bazı kavramları inceleyelim.

Kayıp: Yaşam sırasında bireyin sevilen birini kaybetmesi durumudur. Buna matem eşlik eder. Bu kültürel bir süreçtir.

Matem: Kaybedilen kişi ardından duyulan derin üzüntü ve kederdir.

Yas: Ölüm nedeniyle kayıp yaşayan bireylerde bu kayba karşı verilen uyum sağlama tepkileridir. Bunlar üzüntüye verilen yanıttır ve kişiye özeldir. Fiziksel, duygusal, bilişsel, davranışsal boyutta tepkiler olabilir.

  • Fiziksel tepki: Mide, baş ağrısı gibi somatik tepkiler.
  • Bilişsel tepki: İnkar, ölümüne inanamama, olumsuz duygulanım, gelecekle ilgili olumsuz otomatik düşünceler.
  • Duygusal tepki: Korku, öfke, şaşkınlık, üzüntü, suçluluk gibi duygular.
  • Davranışsal tepki: Ağlama, içe çekilme, evden çıkmama, ölen kişiyi hatırlatan nesnelerden kaçınma gibi davranışlar.

Travmatik (durumsal) Kriz: Travma, dehşete verilen yanıttır. Travma bedeni de etkiler. Ani gelişen ve acı verici bir olay vardır. Deprem, ölüm, hastalık, kayıp gibi süreçlerdir. Başlangıçları anidir. Yordanamaz, beklenmediktir ve ön bir hazırlık yapılamaz. Acil durum niteliği taşırlar. Kriz anı gerçekleştikten sonra birden fazla kişi etkilenebilir, depremde olduğu gibi.

Travmatik Yas: Kaybedilen kişinin ölümünde dehşet vardır. Ani ve dehşetle gelen bir ölüm vardır. Deprem gibi olaylar travmatik yas yaşanmasına sebep olurlar ve travmatik yaslar yastan daha sancılı bir süreci ifade eder. Her yas travma içermez ama her travma yas içerir.

Yakın bir zaman öncesine kadar çocukların yas tepkisi verip vermedikleri bilinmiyordu hatta çocukların yas tepkisi içine girmedikleri düşünülüyordu. Günümüzde çocukların da yas tepkisi verdikleri bilinmektedir. Öyleki çocuklar yaşadıkları kayıp karşısında yetişkinlerden daha çok acı çekebilmekte ve çok farklı durumları kayıp olarak görüp yas sürecine girebilmekteler. Örneğin bir çocuk için annesinin, babasının ölümü bir kayıptır. Aynı zamanda bir çocuk için bir arkadaşının hastalanması, bir oyuncağının kırılması, sevdiği bir eşyasının kaybolması, sevdiği bir arkadaşının başka bir şehre taşınması da bir yas tutma sebebidir.

Çocuklar birbirinden farklı yas tepkileri verebilirler. Bazı çocuklar aşırı öfke patlamaları göstereceği gibi bazı çocuklar haberi duyar duymaz oyuncaklarıyla oyun oynamak isteyebilir ya da dışarı çıkıp arkadaşlarıyla zaman geçirmek isteyebilir. Bunların hepsi normaldir. Çocukların yas tepkileri ile üzüntüyü yaşama ve dışa vurma biçimlerinin de yetişkinler gibi kendine özel ve biricik olduğunu unutmamalıyız.

Önemli bir diğer nokta da çocuğa kayıp haberinin nasıl ve kim tarafından verileceğidir. Asla çocuğun, ölüm olayını kendisinin anlamasını, kaybın yokluğunun çocuk tarafından fark edilerek çocuk tarafından tek başına anlamlandırılması beklenmemelidir. Birinci derece yakını tarafından söylenebilir. Anne kaybında baba, babanın kaybında anne söyleyebilir. Anne ve babanın bunu söyleme gücünü kendilerinde bulamadığı durumlarda ya da her iki ebeveynin kaybı durumunda çocuğun güven duyduğu ikinci derece bir yakını ya da aile bireyi söyleyebilir. Bu haberi çocuğun kendini iyi ve güvenli hissettiği, tanıdık olduğu bir ortamda vermek daha doğrudur. Konuşurken çocuğun gözlerinin içine bakılmalı ve çocukla aynı göz mesafesinde olunmalıdır. Haberin verilmesi sırasında öncelikle çocuk bu duruma mutlaka hazırlanmalıdır. Konuya şu cümlelerle girerek bu hazırlığı yapabiliriz: ‘şimdi sana bir şey söyleyeceğim, kötü bir olay oldu. Ben de çok üzgünüm. Sana bu üzücü haberi vermek istemezdim. Ama her zaman senin yanındayım.’ Eğer deprem nedeniyle bir kayıp yaşanmış ise çocuğa bunların yanında şunlar da söylenmelidir: ‘deprem sürekli olan bir şey değil. Şu anda güvendesin. Benim yanımda güvendesin. Ben her zaman senin yanındayım.’ Bu cümleler çocuğun deprem gibi travmatik bir olay karşısında sarsılan hatta kaybedilen güven ve emniyet duygusunun yeniden sağlanması için çok önemlidir. Kurulan cümlelerin kısa, basit ve içtenlikli olmasına özen göstermeliyiz. Amacımızın çocuğa bilgi vermek yanında onun kendini yalnız hissetmemesine ve yaşayacağı bu yas duygusu ile baş etmesine yardımcı olmak olduğunu unutmamalıyız.

Çocuğun yaşına göre ‘ölüm’ kavramı açıklanmalıdır. Ölüm anlatılırken olabildiğince somut bir şekilde bahsedilmelidir. ‘Annen şimdi uyuyor, derin bir uykuya geçti, uzun bir yolculuğa çıktı.’ gibi ifadeler kullanılmamalı. Çocuğun beklenti içine giremeyeceği kesin yargılarla ve beş duyudan yararlanarak anlatılmalıdır. ‘O artık bizim gibi yemek yiyemeyecek, artık kalbi atmayacak, nefes alamayacak. Vücut fonksiyonları artık çalışmıyor. Onu birdaha göremeyeceğiz ama gittiği yerde rahat.’ gibi cümleler kullanılabilir. Bu şekilde hem ölümü çocuğun zihninde somutlaştırmış oluyoruz hem de ‘gittiği yerde rahat’ diyerek çocuğun kaybına karşı bir endişe duymasına engel oluyoruz. Çocuğun ilahi yaratıcıya ve dini inançlarına da öfkelenmemesi için şu cümleler de kurulmamalıdır. ‘Şimdi cennette, Allah aldı onu, Allah bizden daha çok seviyormuş.’ Okul çağına kadar soyut düşünme yeteneği gelişmeyen çocuk, Allah ve cennet gibi dini terimleri bilemeyeceği hem de bunlara karşı da öfkelenebileceği için bu şekildeki açıklamalardan kaçınılmalıdır. Çocuk isterse cenaze törenine katılması sağlanmalıdır. Ancak istemezse bunun için zorlanmamalıdır. Cenaze törenine katılmak ölümün gerçekliğini anlamak adına çocuk için faydalı bir deneyim olacaktır.

Bir çocuk depremde sadece aile bireylerinden birini yitirmez. Aynı zamanda içinde bulunduğu hayata ve ortama karşı güven ve kendini emniyette hissetme duygusunu da kaybetmiş olabilir. Burda öncelikle çocuğun yaşına ve içinde bulunduğu gelişim evresine göre depremin ne olduğu basit ve kısa cümleler ile anlatılmalı. Deprem bir doğa olayı olarak anlatılmalıdır. Çocuk sormadıkça ayrıntıya girilmemelidir. Böylece deprem nedeniyle çocuğun zihninde oluşan ‘Benim başıma da bir şey gelir mi?’ endişesi ortadan kaldırılmalıdır. Daha sonra barınma, yiyecek, su, ısınma gibi diğer birincil ihtiyaçlar da karşılanarak çocuğun kaybolan ya da zarar gören güvenlik duygusu tekrar oluşturulmalıdır.

Depremden etkilenen bir çocuk lego gibi oyuncaklarla bina ve ev yapıp onları yıkabilir, depremi yeniden canlandırabilir, ebeveynlerini/arkadaşlarını bu oyuna katabilir. Bu davranışlar, bu şekilde oyun kurmalar normaldir. Buna müdahale edilmeden çocuğun deprem içerikli oyun oynamasına izin verilmelidir. Ama çocuk istemiyorsa legoları üst üste koyarak ev yapmak gibi oyunlar tercih edilmemeli, çocuklar bu oyuncaklar ile oynamaya zorlanmamalıdır. Eğer depremden etkilenen çocuğun yaşadığı şehir, okulu/kreşi, bakım vereni değişmişse bu bilgiler onlarla da paylaşılmalıdır. Buradaki diğer çocuklar da deprem konusunda bilgilendirilmeli ve depremden etkilenen çocukla iletişimde olacak öğretmen, müdür, servis şoförü gibi kişilere de önceden depremzede çocuk tanıtılmalıdır. Çocuk dahil olacağı yeni sosyal alana gelmeden önce o alan, çocuğun kendini iyileştirme sürecine katkı sunacak biçimde geliştirilmelidir. Çocuğun depremden etkilenmeden önceki rutin hayatının devam edebilmesi için bu çok önemlidir.

Çocuk yasını yaşarken genellikle çok öfkeli olacaktır. Çocuğun öfkesini onaylamalıyız. Çocukla öfkesi ve kaybı hakkında konuşmalıyız. Çocuğun öfkelenebileceğini, onu anladığımızı ve onunla konuşarak onun öfkesinin üstesinden gelmesine yardım etmek istediğimizi ona söylemeliyiz. Bu yardımı en güzel oyunlarla ve rutinlerle yaparız. Hem yasta hem de deprem gibi travmatik yaslarda çocuğa en iyi gelen şey oyundur. Çocuğu iyileştirmeye dair en az etkili olan yöntem konuşmaktır. Çocuk, oyun ve rutinler aracılığıyla duygularını dışa vurur ve öfkesi geçer. İyileşme bu şekilde gerçekleşir, travmanın etkileri bu şekilde atılır. Aksi durumda travmanın etkileri bedende takılı kalır. Oyun ve rutinlerin yanı sıra çocuğa hayal kurdurmak da çok önemlidir. Kendini güvende hissettiği bir yeri hayal ettirebilir ya da bakmaktan mutlu olduğu birine veya bir şeye baktığını hayal ettirebiliriz. Daha sonra bunun resmini de çizdirebiliriz. Çocuğun gelecek planının yarım kalmaması için bu aktiviteler önemsenmelidir. Hayatın içinde de bu şekilde yükselme ve sakinleşmelerin olabileceğini görürler.

Çocuklarla göz temasını bol bol kurmalıyız ve onlara sıkça dokunmalıyız. Çocuklar kapsayıcılık duygusunu hissedebilmek için bunlara ihtiyaç duyarlar. Bebekler bu kapsayıcılığı hissedebilmek için sarılmaya ve kundaklanmaya ihtiyaç duyarlar. Omzunun kapanarak üstünün örtülmesi, battaniyenin altına girmek bütün çocukların bu nedenle çok hoşuna gider.

Belli bir ağırlığı olan pelüş gibi çocuğun sarılabileceği mümkünse ‘seni seviyorum’ gibi cümleler kuran bebekler, ayıcıklar, yumuşak hayvanlar tercih edilmelidir. Çocuk sarıldıkça bağlanma duygusunu yeniden oluşturacaktır. 10 dk çocukla bu şekilde beraber oyun oynamak bağlanma için çok önemlidir. Bu sırada oksitosin hormonunun arttığı yapılan bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Bu hormonun psikolojik etkileri olduğu ve güven duygusunu artırdığı bilinmektedir. Ayrıca çocukları sevdiğimizde ve onları kendimize yakın tuttuğumuzda, onlarla içtenlikle oyun oynadığımızda yeni nöral bağlar oluşmaktadır. (Bu içtenliğimizi ses tonumuza, mimiklerimize, kaslarımızın gevşemesine kadar gösterebilmemiz çok önemli.) Yeni oluşan nörol bağlar zihnin bu yeni deneyimleri canlı tutması için oldukça faydalıdır. Çocuk yasın olumsuz etkilerinden bu yeni deneyimler ile daha kolay geçebilmektedir.

Sulu boya ve kil gibi aktiviteler beş duyuya hitap ettiği için çok etkilidir bu süreçte. Sanatsal ve sportif aktivitelerden yararlanmalıyız. Emniyet ve güvenlik duygusunu çocuğa yaşatmak için egzersiz yaptırmalıyız. Özellikle nefes egzersizleri ve hafif ağırlıklarla (içi su dolu şişeler olabilir.) kol/bacak kaslarını çalıştıran egzersizler seçilebilir. Çocuklar bu egzersizler sonunda kendilerini gevşemiş ve mutlu hissedeceklerdir. Önce hızlanarak sonra yavaşlayarak elde edecekleri denge hissi yaşamlarındaki dengeyi bulmalarını da kolaylaştıracaktır. Plates topu ile çalışmak da çocuğun denge halini tekrar duyumsayabilmesi için tercih edilebilir. Yeterince hareket edilmezse kana yeterince oksijen gitmez ve diğer insanlar gibi çocuklar da daha depresif olurlar.

Yasta öfke vardır ve bu öfke hedef içermez. Travmada öfke daha kuvvetlidir ve bu öfke kişinin kendisine ya da bir başkasına yönelmiş olabilir. Özellikle ergenlikteki çocukları sportif aktivitelere yönlendirerek bu öfkeleri ile baş etmelerine yardımcı olabiliriz. Çocuklara görevler verip haftalık rutinler oluşturarak yas sürecinin daha sağlıklı atlatılmasını ve sosyal hayata daha kolay adapte olunmasını sağlayabiliriz. Örneğin 3-5 yaş grubu için sofraya peçeteleri, kaşık, çatalları getirmek çocuğun görevi olabilir. Daha büyük yaş grubundaki 7-8 yaşındaki çocuklar için de çöpleri kapının önüne koymak ve yeniden çöp kutularına çöp poşetlerini geçirmek olabilir. 15-16 yaşındaki bir çocuk için her salı akşamı kedi/köpeklerini bahçede bir saat gezdirmek de ayrı bir rutin olabilir.

Tüm bu çabalarla çocuğa samimi ve kendini daha iyi hissedeceği bir ortam sunmuş oluruz. Çocuğa bu samimi ortamı vermek, onunla uyumlu bir şekilde olmak, onun oyununa katılmak çocuklara çok iyi gelecektir. Çocuğun sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilmesi için oluşturduğumuz güvenli ortam ve her şeye rağmen bizim o ortam içindeki dürüst duruşumuz, çocuğun kendi iç motivasyonunu bulması ve yasını yaşaması için çok önemlidir. Bunlara rağmen çocukta uzun süreli geçmeyen yas belirtilerinde mutlaka profesyonel bir yardım alınması için gerekli yönlendirme yapılmalıdır.

Teknoloji kullanımı ve teknolojiyi çocuklara anlatmak

Teknoloji, sanki büyülü bir sihirli değnek gibi! İnternete girdiğinizde kedicik videoları karşınıza çıkabilir, sosyal medyada herkes kahvaltısını paylaşırken siz de ekşi limon yiyenlerden olabilirsiniz. Oyunlar ise sizi gerçek dünyadan uzaklaştırabilir, ama belki bir gün gerçek bir kahraman olursunuz. Teknolojiyi kullanırken güvenliğinizi de unutmayın, yoksa uzaylılarla mesajlaşabilirsiniz! Teknoloji eğlenceli bir dünya, ama dikkatli kullanmak ve gerçek dünyayı kaçırmamak önemli.

Teknoloji kullanımı, günümüzde hayatımızın hemen hemen her alanında yaygın olarak karşımıza çıkan bir olgudur. Teknoloji, işimizi kolaylaştırmak, iletişimimizi güçlendirmek, bilgiye erişimimizi artırmak ve eğlence imkanlarını genişletmek gibi birçok fayda sağlar. İşte teknoloji kullanımının bazı temel alanları:

  1. İletişim: Teknolojinin en yaygın kullanım alanlarından biri iletişimdir. Cep telefonları, bilgisayarlar, tabletler ve internet gibi teknolojik araçlar, insanların hızlı ve kolay bir şekilde iletişim kurmasını sağlar. E-posta, sosyal medya platformları, anlık mesajlaşma uygulamaları ve video konferans araçları sayesinde insanlar dünyanın herhangi bir yerindeki kişilerle iletişim kurabilir.
  2. İş dünyası: Teknoloji, iş dünyasında da önemli bir rol oynar. Bilgisayarlar, yazılım programları, bulut tabanlı hizmetler ve otomasyon sistemleri, iş süreçlerini hızlandırır, verimliliği artırır ve maliyetleri düşürür. Ayrıca, uzaktan çalışma imkanı sunan teknolojik araçlar, iş sürekliliğini sağlamak için önemli bir rol oynar.
  3. Eğitim: Teknolojinin eğitim alanında kullanımı giderek artmaktadır. Bilgisayarlar, projeksiyon cihazları, akıllı tahtalar ve diğer teknolojik araçlar, öğretmenlerin dersleri daha etkileşimli hale getirmesine ve öğrencilerin daha aktif bir şekilde öğrenmesine yardımcı olur. Ayrıca, çevrimiçi eğitim platformları ve uzaktan eğitim imkanları, herkesin istediği zaman ve yerde eğitim almasını sağlar.
  4. Sağlık hizmetleri: Teknoloji, sağlık sektöründe önemli gelişmelere yol açmıştır. Tıbbi cihazlar, yapay zeka destekli teşhis ve tedavi yöntemleri, sağlık kayıt sistemleri ve telemedicine (uzaktan tıp) gibi teknolojiler, sağlık hizmetlerinin daha etkin ve erişilebilir olmasını sağlar. Hastalar, uzaktan sağlık takibi yapabilir, doktorlarıyla çevrimiçi olarak iletişim kurabilir ve sağlık bilgilerine kolayca erişebilir.
  5. Eğlence ve medya: Teknoloji, eğlence ve medya sektöründe de büyük bir etkiye sahiptir. Televizyonlar, müzik çalarlar, oyun konsolları, akıllı telefonlar ve diğer cihazlar aracılığıyla insanlar farklı medya içeriklerine erişebilir, müzik dinleyebilir, film izleyebilir ve oyun oynayabilir. Ayrıca, sosyal medya platformları ve diğer çevrimiçi platformlar, insanların içerik paylaşmasını, etkileşimde bulunmasını ve bağlantı kurmasını sağlar.

Bu sadece teknolojinin kullanımının bazı temel alanlarıdır. Teknolojinin hemen hemen her sektörde ve hayatın farklı alanlarında kullanıldığı görülmektedir. Ancak, teknolojiyi akıllıca ve dengeli bir şekilde kullanmak önemlidir. Bunun yanında, teknolojiye bağımlı hale gelmeden, zaman zaman teknolojiden uzaklaşarak gerçek dünyayı deneyimlemek ve sosyal ilişkileri güçlendirmek de önemlidir.

Çocuklara teknoloji kullanımını anlatmak önemlidir. İşte çocuklar için teknoloji kullanımının bazı temel noktaları:

  1. İletişim: Teknoloji, aile bireyleri, arkadaşlar ve diğer insanlarla iletişim kurmanın bir yoludur. Çocuklara, teknoloji araçlarını kullanarak güvenli ve uygun şekilde iletişim kurmanın önemini öğretebilirsiniz. Örneğin, aile üyeleriyle video görüşmeler yapmak, sevdikleriyle mesajlaşmak veya uzaktaki arkadaşlarıyla oyun oynamak gibi etkinliklerde teknolojiyi kullanabilirler.
  2. Bilgiye Erişim: İnternet, çocuklara dünya hakkında bilgi edinme imkanı sunar. Onlara doğru ve güvenilir kaynakları kullanmayı öğretmek önemlidir. Çocuklar, okul projeleri için araştırma yapabilir, yeni şeyler öğrenebilir ve ilgi duydukları konuları keşfedebilirler.
  3. Eğitim: Teknoloji, çocukların eğitimine katkıda bulunabilir. Eğitici uygulamalar, çevrimiçi dersler ve interaktif öğrenme materyalleri gibi kaynaklar çocukların öğrenme sürecine destek olabilir. Ancak, çocukların teknolojiyi sadece eğitim amaçlı kullanmalarını teşvik etmek ve uygun içerikleri seçmelerine yardımcı olmak önemlidir.
  4. Eğlence: Çocuklar için teknoloji, eğlence kaynakları sunar. Video oyunları, çevrimiçi oyunlar, çizgi filmler ve müzik gibi içeriklerle çocuklar keyifli vakit geçirebilir. Ancak, çocukların teknolojiyi sınırlı bir şekilde kullanmalarını ve dengeli bir yaşam tarzını benimsemelerini sağlamak önemlidir. Fiziksel aktiviteler, sosyal etkileşimler ve doğa ile bağlantı kurma gibi diğer etkinliklere de zaman ayırmalarını teşvik etmek önemlidir.
  5. Güvenlik: Çocuklara internet ve diğer teknoloji araçlarını güvenli bir şekilde kullanmayı öğretmek önemlidir. Onlara kişisel bilgilerini paylaşmamaları, bilinmeyen kişilerle çevrimiçi iletişim kurmamaları, şüpheli içeriklere erişmemeleri ve dijital zorbalığa maruz kalmamaları gerektiğini anlatmak önemlidir. Ayrıca, çocukların teknoloji kullanımını denetlemek ve uygun yaş sınırlamalarını belirlemek de önemlidir.

Çocuklar için teknoloji kullanımıyla ilgili olarak, ebeveynlerin rehberlik ve denetim sağlaması önemlidir. Çocukların teknolojiyi güvenli, dengeli ve yaratıcı bir şekilde kullanmalarını teşvik etmek, aynı zamanda gerçek dünyadaki etkinliklere de zaman ayırmalarını sağlamak önemlidir.

Ancak çocuklara teknoloji kullanımını anlatırken onların diline uygun olarak anlatmak konuyu daha iyi anlamalarına sebep olacaktır. Şimdi size teknoloji kullanımını çocuklara aktaracağınız bir metin yazıyorum:

Haydi, teknolojiye bir göz atalım! Teknoloji, sanki büyülü bir sihirli değnek gibi düşünülebilir. Bir tuşa basıyorsunuz ve tüm dünya parmaklarınızın ucunda! İstediğiniz her şeyi yapabilirsiniz, ama dikkatli olun, bu büyüde bazen tuhaf şeyler de olabilir.

Mesela, internet denen bu gizemli dünya var. İnternet, sanki sonsuz bir bilgi denizi. Her şeyi öğrenmek isterseniz Google’ın kapısını çalabilirsiniz. Ama uyarı olsun, bazen aradığınız şeyleri bulmak yerine bir sürü kedicik videosuyla karşılaşabilirsiniz. Şaşırtıcı bir şekilde, her zaman bir kedi çıkıyor karşınıza!

Bir de sosyal medya denen bu tuhaf yer var. Orada insanlar, hayatlarının her anını paylaşıyorlar. Kahvaltılarını, seyahatlerini, hatta tuvaletlerini bile! Sanki hep bir yarış varmış gibi, kim daha ilginç bir fotoğraf paylaşır diye. Belki de bir gün ben de, “Bugün ekşi limon yedim” diye bir paylaşım yaparım, kim bilir?

Teknolojiyle oyun oynamak da çok eğlenceli! İnanılmaz grafiklere, heyecan dolu maceralara ve sevimli karakterlere sahip oyunlar var. Bir an kendinizi oyun dünyasında bulabilirsiniz. Ama unutmayın, gerçek dünyayı da keşfetmek önemli! Oyunlarda kahraman olmak güzel ama dışarıda gerçek bir kahraman olabilirsiniz. Belki de köpeğinizi kurtarırsınız veya etrafta dolaşan bir ejderhayı yola getirirsiniz.

Son olarak, teknolojiyi kullanırken güvenliğinizi de düşünmelisiniz. İnternette dolaşırken tuhaf karakterlerle karşılaşabilirsiniz. Kim bilir, belki de bir uzaylı sizinle mesajlaşmak isteyebilir! O yüzden kiminle konuştuğunuzu, kişisel bilgilerinizi paylaşmamayı unutmayın.

İşte böyle, teknoloji biraz sihirli bir dünya gibi. Eğlenceli, bazen tuhaf, ama bir o kadar da bize büyük fırsatlar sunan bir şey. Yeter ki onu akıllıca kullanalım ve gerçek dünyayı da kaçırmayalım!

Eğer bu konuda destek almak isterseniz benimle iletişime geçebilirsiniz.

Sevgiler.

Çocuklarda bdt etkinlikleri

Çocuklarda BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi), duygusal ve davranışsal sorunlarla başa çıkmada yardımcı olan bir terapi yöntemidir. Bu yöntemde çocuklara düşünceleri, duyguları ve davranışları arasındaki ilişkileri anlamaları öğretilir. Olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeyi hedefleyen BDT, özgüvenin artmasını, sağlıklı işlevselliği ve daha iyi duygusal uyumu destekler. Çocuklarda BDT, interaktif ve oyun tabanlı bir yaklaşımı benimser ve çocukların aktif katılımını teşvik eder. Oyun, sanat ve hikaye anlatma gibi yöntemler kullanılarak terapi süreci yürütülür. BDT, çocuklarda kaygı, öfke yönetimi sorunları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, davranış sorunları, DEHB gibi sorunlara yönelik etkili olabilir. Terapi süreci, çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve ihtiyaçlarına göre uyarlanır. Genellikle çocuklar BDT’yi olumlu bir şekilde deneyimler ve terapi sonucunda daha iyi duygusal ve davranışsal uyum gösterirler.

Çocuklarda BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi), bilişsel ve davranışsal yaklaşımları bir araya getiren bir terapi yöntemidir. Bu terapi yöntemi, çocuklara duygusal ve davranışsal sorunlarla başa çıkmada yardımcı olmak, olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmek, özgüvenlerini artırmak ve daha sağlıklı bir şekilde işlev göstermelerini sağlamak amacıyla kullanılır.

BDT, çocuklara düşünceleri, duyguları ve davranışları arasındaki ilişkileri anlamalarını sağlar. Çocuklara, zihinsel süreçlerinin nasıl düşüncelerini etkilediğini ve bunun da davranışlarını etkilediğini öğretir. BDT, çocuklara olumsuz veya yanlış inançları fark etmelerini ve bunları daha sağlıklı, olumlu düşüncelerle değiştirmelerini öğretir.

Çocuklarda BDT, çeşitli teknikler ve stratejiler kullanarak çalışır. Bu teknikler arasında bilişsel yeniden yapılandırma (olumsuz düşünceleri değiştirme), davranışsal deneyimler (pozitif davranışları pekiştirme), duygu düzenleme (duygusal ifadeyi ve kontrolü öğrenme), problem çözme becerileri (zorluklarla başa çıkma stratejileri geliştirme) ve relaksasyon egzersizleri yer alır.

BDT, çocuklara aktif bir şekilde katılımı teşvik eden, interaktif ve oyun tabanlı bir yaklaşımı benimser. Çocukların terapi sürecine dahil olmalarını sağlamak için oyun, sanat, hikaye anlatma, drama gibi yöntemler kullanılır.

BDT, çocuklarda yaygın olarak görülen sorunlarla başa çıkmada etkili olabilir. Bunlar arasında kaygı bozuklukları, öfke yönetimi sorunları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk, davranış sorunları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) yer alabilir.

Terapi süreci, çocuğun yaşı, gelişim düzeyi ve ihtiyaçlarına göre uyarlanır. Çocuklar genellikle BDT’yi olumlu bir şekilde deneyimler ve terapi sonucunda daha iyi duygusal ve davranışsal uyum sergileyebilirler.

Çocuklarla BDT etkinlikleri için bazı örnekler:

  1. Duygu Tanıma Kartları: Farklı duyguları temsil eden kartlar hazırlayın ve çocuklardan bu duyguları tanımlamalarını isteyin. Ardından, her duygunun nasıl hissettirdiği, hangi durumda ortaya çıkabileceği ve nasıl başa çıkabilecekleri konusunda konuşun.

  2. Olumlu Düşünce Defteri: Çocuklara günlük olarak olumlu düşüncelerini veya güzel şeyleri yazabilecekleri bir defter verin. Her gün birkaç olumlu düşünce veya deneyimi kaydetmelerini teşvik edin. Böylece, olumlu düşünce alışkanlığı geliştirirler.

  3. Duygu Termometresi: Duyguları bir termometre üzerinde temsil eden bir çizelge hazırlayın. Çocuklara, duygularının hangi sıcaklık seviyesinde olduğunu işaretlemelerini ve ardından bu duyguları nasıl düşürüp sakinleşebileceklerini keşfetmelerini sağlayın.

  4. Roll Play: Çocuklarla farklı senaryolar oluşturun ve bu senaryolarda farklı duygusal durumları canlandırın. Çocukları, farklı karakterlerin yerine geçmeye ve nasıl tepki vereceklerini düşünmeye teşvik edin. Bu, duygusal farkındalığı artırmaya ve alternatif tepki stratejilerini öğrenmeye yardımcı olur.

  5. Duygu Günlüğü: Çocuklara günlük olarak duygularını ve neden hissettiklerini yazabilecekleri bir günlük verin. Duygusal değişimleri ve tetikleyicileri tanımlamalarını ve bunları nasıl yönetebileceklerini düşünmelerini sağlayın.

  6. Başarı Ağacı: Çocuklara başarıları ve güçlü yönleri üzerine odaklanmalarını teşvik eden bir ağaç yapısı hazırlayın. Her yaprakta, çocuklar kendileri için önemli olan başarıları veya güçlü yönleri yazabilirler. Bu, özgüvenlerini artırır ve olumlu bir benlik algısı oluşturur.

  7. Nefes Egzersizleri: Çocuklara farklı nefes egzersizleri öğretin. Derin nefes alma, karın nefesi, balon nefesi gibi egzersizler, çocukların sakinleşmelerine ve stresle başa çıkmalarına yardımcı olur.

Bu etkinlikler, çocukların duygusal farkındalıklarını artırır, olumlu düşünce ve davranış kalıplarını geliştirir ve duygusal zorluklarla başa çıkmalarını destekler. Her çocuğun ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına göre bu etkinlikleri uyarlayabilirsiniz.

Aileler çocuklarını nasıl koruyacak? 

Türkiye’nin gündeminde seçim var, evde, iş yerinde neredeyse başka şey konuşamaz olduk. Hal böyle olunca çocuklar da bundan etkilendi. Öyle ki seçim gündemi ilkokul çağına kadar indi. Peki çocuklar siyasetin bu kadar içinde olmalı mı? Onları nasıl koruyacağız? Patronlar Dünyası, uzmanlarla konuştu.

Meltem GÜNAY

Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu yarın. Haliyle hepimizin gündeminde seçim var. Üstelik sadece seçme kararı verecek yetişkinlerin de değil. Ülkedeki siyasi iklimin etkisinden çocuklar nasıl korunmalı ve seçim onlara nasıl anlatılmalı?
Siyasi içeriklere maruz kalmanın yetişkinler için bile stresli olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocukların bu durumu anlamlandırabilmesi ve baş etmesinin zor olduğuna vurgu yapıyor. Ancak çocukları, tamamen gündemin dışında tutmanın da doğru olmadığını belirten Ergür, “Seçim yapmanın ne demek olduğu örneklerle anlatılmalı. Çocuklarda okulla başlayan bireysel hakların farkındalığını desteklemek için doğru ve öz bilgiye başvurmak önemli” dedi.

“SINIF BAŞKANLIĞI SEÇİMİYLE ÖRNEKLENDİRİN”

Özellikle okul çağı çocuklarını, tamamen gündemin dışında tutmanın gerçekçi bir tutum olmayacağını kaydeden Eda Ergür, “Çocuklarımız evde şahit olmasa da okulda bu konu ile karşılaşacak ve maruz kaldığı bilginin içeriğini kontrol etme şansımız olmayacak. Bu sebeple durumla ilgili gerçekçi ve temel bilgiyi evde edinmek her konuda olduğu gibi genel seçimlerle ilgili de koruyucu olacaktır. Çocuklarımızın genel seçimlerle ilgili konulardaki soru ve görüşlerini dikkatle dinlemeli ve yanıtsız bırakmamalıyız. Vereceğimiz yanıtlar elbette çocuğumuzun yaş ve gelişimine uygun olmalı” uyarısında bulundu.

Okul dönemindeki çocuklarla da sınıf başkanlığı seçimleriyle örneklendirerek seçimin, birlikte karar vermek anlamına geldiğini paylaşmak gerektiğini dile getiren Ergür, “Günlük hayattan örneklerle durup düşündükten sonra vermiş olduğumuz kararın bir seçim olduğu ve farklı alternatiflerin olduğunu vurgulamak uygun olacaktır” dedi.

“ÇOCUKLARIN FİKİRLERİNİ DİNLEYİN”

Çocukların gündemle ilgili sorularının bize konu hakkında ne kadar bilgiye sahip oldukları hakkında ipucu vereceğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Çocuklar siyasi gündem hakkında kendi görüşlerini paylaştığında, onları önemseyerek dinlemeli, dikkate almalı ve onları eleştirel düşünmeye, araştırmaya yönlendirmeliyiz. Çocuklar konuşulmayan ya da kendilerinden gizlenenlerden kaygılanırlar. Güçlü algılara sahip olan çocuklar belirsizlikle baş etmekte zorlanır. Bu sebeple çocuklarımızla gündemimizdeki her konu hakkında konuşabiliriz. Bunu yaparken çocuğumuzun yaş ve gelişim düzeyine dikkat etmek ve aklına takılanlar hakkında sorularını sorması için cesaretlendirmek oldukça faydalı olacaktır” diye konuştu.

“YETİŞKİNLERİN DERTLERİNİ ALIYORLAR”

Sosyolog Tuğba Aydın da, henüz okul çağındaki çocukların dersleriyle ilgilenmeleri, sokaklarda oyunlar oynayıp, arkadaşlarıyla sosyalleşmeleri gereken yaşta ekonomik kriz, dünyadaki savaşlar ya da siyasi seçimler hakkında konuştuklarına sıklıkla tanık olunduğunu belirtti. Aydın, “Özellikle son dönemde viral olan videoların birçoğunda mikrofon uzatılan çocuklar aslında yetişkinlerin dünyasına ait olması gereken dertlerden dem vuruyorlar. Çocuklarımız ailelerinin maddi durumunun farkında ve bu videolardan da gördüğümüz gibi öfkenin temelini de bu oluşturuyor. Evdeki sohbetler, medyadan maruz kaldıkları bilgiler, kendi aralarındaki konuşmalar çocuklarımızı büyüttü. Altındaki siyasi görüş ve ideoloji ne olursa olsun çocukların rekabet unsuru olarak kullanılmasını kabul etmek mümkün değil” dedi.

“ÇOCUKLARIN ZİHNİ SAVAŞ ALANI DEĞİL”

Türkiye’nin siyasi ve ekonomik tarihi açısından olağan dışı günler yaşandığını belirten Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Televizyon kanallarında gün boyu gündemle ilgili yoğun tartışmalar ekrana yansıyor ve aynı evin içindeki çocuklar da ister istemez bu enformasyonun bir parçası haline geliyorlar. Bu konuda medyanın önlem alması mümkün görünmüyor, burada sorumluluk yine aileye düşüyor tabi. Öte yandan çocuklar yetişkinlerden duydukları konuşmalardan etkilenerek taraf olmaları ve henüz küçük yaşta ötekileştirme kavramıyla tanışmalarının önü açılıyor ki bu toplumun geleceği için tehlikeli bir durum. Dünyada çocuklara siyasetin nasıl anlatılacağı üzerine raporlar hazırlanıyor ve siyaset, seçim, demokrasi, vatandaşlık gibi kavramlar konusunda bilgilendiriliyorlar. Ama tabi ki bu eğitim içeriklerinin uzmanlar tarafından hazırlanması şart. Çocuk zihni, siyaseti bir savaş alanı olarak değil, demokratik bir yönetim şekli olarak öğrenmelidir. Aksi taktirde kendisi gibi düşünmeyene karşı anlayış değil tahammülsüzlük ve hatta nefretle yaklaşmasına davetiye çıkarmış oluruz.”

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Öğrenme Güçlüğü ve Oyun Terapisi

Oyun Terapisi için bilgi mi arıyorsunuz? Öğrenme Güçlüğü ve Oyun Terapisi makalesine göz atın ve Oyun Terapisi hakkında daha fazla bilgi edinin

Öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin zekâ düzeyi, normal ya da normalin
üstündedir. Çok hareketlidirler, el ve ayakları devamlı kıpırdar, yerlerinde
duramazlar. Veya hipo aktiftirler yani bazısı çok yavaş hareket eder. Dikkatleri kısa
sürelidir, kolayca dağılır. Motor koordinasyonları zayıftır. Sakarlık ve beceri zayıflığı
görülür. El-göz koordinasyonları zayıftır. Görsel ayrımlaştırma yetenekleri zayıftır.
Öğrenme güçlüğü tanısı almış çocukların büyük bir kısmında okul veya aile
hayatında yaşanmış travmatik anılar vardır. Küçük yaş çocuklarında yaşanan
travmatik anılar çocukta pek çok olumsuz etki bırakır. Çünkü 0-6 yaş arası çocukları
tehlikeyi fark etmekte ve kendini korumada diğer yaştaki çocuklara göre daha
zayıftırlar. Bu yaşlarda çocuklar somut düşünce döneminde olduklarından yaşadığı
acı verici olaylardan kendini ve anne babasını sorumlu tutar, Aynı zamanda
yaşadığı travma karşısında duygularını düşüncelerini sözcüklerle dile getiremezler.
Bu yüzden zeka düzeyleri, hafıza, motor, dil becerileri olumsuz olarak etkilenir.
Travma yaşayan çocuklar bilişsel, davranışsal, psikolojik, fizyolojik tepkiler
gösterirler.

  • Bilişsel tepkiler; öğrenme sorunları, düşük yetenek gelişimi, dikkat, hafıza
    problemleri, tekrarlayan olumsuz düşünceler, olaya ait görüntülerin zihne gelmesi.
  • Psikolojik tepkiler; şok olma, korku hissi, öfke, yas, suçluluk utanç hisleri,
    çaresizlik ümitsizlik, sevgi şefkat gördüğünde bunun farkına varamama, depresyon,
    kaygı.
  • Davranışsal tepkiler; çabuk irkilme, hırçın ve öfkeli olma, saldırgan davranışlar,
    heyecanlı ve üzüntülü olma, kendini suçlama, aşırı susma, aşırı ağlama içe
    kapanma, ebeveynlerinden ayrılma korkusu.

Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar bireysel özel eğitim desteğinin yanı
sıra oyun terapisi görebilir. Oyun terapilerinde çocuk okulla ilgili olumsuz
yaşantılarını terapinin ilerleyen seanslarında, uzman ile güvenli bir ilişki kurduktan
sonra oyunlarında sahneler. Böylece kaybettiği gücünü onurunu özgüvenini tekrar
kazanır. Bu iyilik hali ders başarısına ve sosyal ilişkilerine olumlu bir şekilde yansır.

Oyun Terapisi Nedir?

Oyun Terapisi için bilgi mi arıyorsunuz? Oyun Terapisi Nedir? makalesine göz atın ve Oyun Terapisi hakkında daha fazla bilgi edinin

Büyükler için konuşarak yapılan terapi ne ise çocuklar için de oyun terapisi odur. Yetişkinler
sorunlarını konuşarak paylaşabilirken çocukların kendilerini kelimelerle ifade etme yetenekleri
henüz yeterince gelişmemiştir. Dolayısıyla kaygılandıkları, korktukları, üzüldükleri durumları söze
dökmeleri zordur. Oyun terapisi çocuklara düşüncelerini, duygularını, ihtiyaç ve arzularını
oyunla, en doğal şekilde ifade etme şansı verir. Eğitimli bir oyun terapistiyle çocuklar kendilerini
ve dünyalarını anlarlar, problemlerini çözmek için çabalarlar, hayatla başa çıkabilmek için gerekli
becerileri geliştirmeyi öğrenirler.

Tek Bir Oyun Terapisi Yöntemi mi Var?

Deneyimsel oyun terapisi, çocuk merkezli oyun terapisi, psikanalitik oyun terapisi, filial terapi,
bilişsel davranışçı oyun terapisi, theraplay gibi farklı oyun terapisi yöntemleri vardır. İdeal olan
çocuğun ihtiyacına uygun yöntemi kullanmaktır.

Çocuğumun Oyun Terapisine İhtiyacı Var mı?

Büyüme sürecinin bir noktasında çocukların pek çoğu yaşam tecrübeleriyle baş etmekte
zorlanırlar. Bazen çocuklar ailelerini veya öğretmenlerini endişelendiren davranışlar gösterirler.
Eğer siz, çocuğunuzun öğretmeni ya da doktoru çocuğunuzun davranışlarıyla ilgili
endişelenirseniz ya da çocuğunuzun baş etmekte zorlandığını görürseniz çocuğunuzun oyun
terapisine ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz.

Oyun Terapisi Hangi Sorunlara İyi Gelir?

Öfke problemleri, uyum sorunları, depresif duygu durumu, okul reddi, sosyalleşememe ve akran
ilişkilerinde zorluklar, obsesif kompulsif davranışlar, dikkat eksikliği, yeme bozuklukları, aile ile
yaşanan çatışma, içe kapanıklılık, çekingenlik, alt ıslatma, kaka tutma, tırnak yeme, kardeş
kıskançlığı, selektif mutizm, genetik olmayan kekemelik gibi pek çok çocukluk çağı sorununa
oyun terapisiyle son verilebilir.

Çocuğum Ne Sıklıkla ve Ne Süreyle Oyun Terapisine Gelmeli?

Her çocuk biriciktir dolayısıyla her çocuğa uyan ortak bir seans sayısı yoktur. Süre çocuğunuzun
kişiliğine, travmalarının miktarına ve derecesine, ev ve hayat koşullarına göre değişir.

Ebeveynlerle de Görüşüyor Musunuz?

Çocuklarla çalışırken ebeveyn danışmanlığı olmazsa olmaz hizmetlerden biridir. Dolayısıyla
çocuğunuzla oyun terapi sürecimiz ilerlerken ebeveyni olarak sizlerle de düzenli görüşmeler
yapıyor olacağız. Zaman zaman seanslara katılmanız gerekebilir. Seans aralarında endişe verici
bir durum olursa özel bir görüşme de talep edebilirsiniz.