PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Teknolojide tam bağımsızlık hedefi: Baykar’dan uzay girişimi hamlesi 

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST’te yaptığı açıklamada, Baykar’ın uzay alanındaki girişimlerini duyurdu. Bayraktar, “Kendi küresel konumlama sistemimizi oluşturuyoruz” dedi ve bunun için öz kaynakların geliştirildiğini ifade etti.

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, geçen yıl savunma sanayi ihracatının üçte birini Baykar’ın yaptığını hatırlatarak, “Bu, yüksek teknoloji ürünü insansız hava araçlarıyla oldu. Biz o sayede Bayraktar Akıncı’yı da Bayraktar TB3’ü de KIZILELMA’yı da hiçbir kaynağa ihtiyaç duymadan öz kaynaklarımıza geliştirdik.” dedi.

İnsansız hava araçlarının yanı sıra Baykar’ın uzay girişiminin bulunduğunu ifade eden Bayraktar, “Şu anda 80 kadar mühendis çalışıyor. O kaynakla küresel konulama sistemi inşa ediyoruz. Düşünün ki bu yüksek teknoloji ihracatından gelen kaynakla atmosferin de ötesine bir anlamda çıkan bir teknolojiyi ve dünyada sadece bir firma daha benzer bir alanda çalışıyor. O da bizden daha ileride değil. Kimseden bir kuruş almadan kendi küresel konumlama sistemimizi inşa ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, Baykar’ın ürettiği SİHA’larda yerlilik oranının yüzde 93’ten yukarıda olduğunu ve bütün katma değerin Türkiye’de üretildiğini belirtti.

Bayraktar, “Tümüyle özgün bir şekilde tasarlanan, yüksek teknoloji ürünü, içinde milyonlarca satır yazılım bulunan, donanımlardan oluşan, işte aero-dinamiklerden oluşan, uçan bir robottan bahsediyoruz. İçindeki sensörlere kadar hepsi Türkiye’de yapılıyor. Hatta elektro optiklerde dünyanın en iyisinden 2 kat daha iyisini yapmayı daha elektro optik görmesini sağlayan teknoloji.” dedi.

Bayraktar, Türkiye’nin bütçesindeki savunma harcamalarının son 20 yılda giderek azaldığına dikkati çekerek, “Yıllar içinde, 20 senede dışarıdan alırken hem ihtiyacı tam karşılamayan hem dışarıya bağımlı olan bir teknoloji kullanılıyordu. Bu teknolojiler 5-10 kat daha fazla fiyatla alınıyordu. Milli teknolojinin de gelişmesi bir anlamda engellenmiş oluyordu. O kaynağın azalıp, eğitime ayrılan kaynağın arttığını görüyoruz. Ama düşünün ki sektörün ürettiği ciro, ihracat cirosu onlarca kat artmış. Dolayısıyla enteresan bir şey görüyoruz burada. Buradaki en kıymetli unsur insan yine.” diye konuştu.

TEKNOFEST İNSAN YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYOR

TEKNOFEST’in aynı zamanda bir eğitim platformu olduğunu ve insanlara en yüksek donanımı en erken yaşta kazandırmayı hedeflediğini kaydeden Bayraktar, “Dolayısıyla bu yaklaşımın işte milli eğitim açısından da üniversite ve ötesi çalışmaları açısından benzer şekilde devam etmesi gerekiyor. İnsana ve eğitimine yatırmak aslına bakarsanız o yetişmiş insanlar bütün bu değeri yürütüyor.” ifadelerini kullandı.

Baykar’ın dünyaya fikir ihraç ettiğini vurgulayan Bayraktar, yurt dışına yapılan satışın kıymetinin “fikir”den kaynaklandığını dile getirdi.

“YAPAY ZEKA ETKİLEYİCİ BİR TEKNOLOJİ”

Bayraktar, yapay zeka ve Türkiye’nin büyük dil modelini geliştirme çalışmaları hakkında bilgi verdi. Kendisinin de robotik uzmanı olduğunu ve robot uçaklar inşa ettiklerini ifade eden Bayraktar, robotik alanının kurucusunun da bu medeniyetten bir isim olan Cezeri olduğunu hatırlattı.

Bayraktar, son dönemde bilgisayar teknolojilerinde bir kırılım yaşandığına dikkati çekerek, “Bilgisayar teknolojisi, ne zaman böyle çok sofistike bir şeyle önünüze gelse illüzyon gibi, büyü gibi neredeyse insanı büyüleyebilecek şeyler yapıyor. Şunu hiç unutmayın, dönen çarklardan oluşan bir saat gibi bir şey bu ama çok fazla çark var içinde. Birebir benim taklidimi yapabilecek belki yazılımlar çıkacak, duygularımı, her şeyimi, ne söyleyebileceğimi dahi tahmin edecek yazılımlar çıkacak.” dedi.

Yapay zeka ve büyük dil modelleri açısından daha büyük entelektüel kapasite gerektiren işlerin çok daha karmaşık işler olduğunu anlatan Bayraktar, bunlarda son dönemde bir devrim yaşandığını söyledi. Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu gerçekten etkileyici bir teknoloji. Bir yandan biraz böyle rastgele keşfedilmiş bir şey ama açıkçası dünyayı da çok değiştirecek, dönüştürecek bir teknoloji. Ben biraz insanlığın kalemi yeniden keşfetmesine benzetiyorum. Niye bu benzetmeyi yapıyorum çünkü kalemin keşfinden önce biz kulaktan kulağa bilgiyi aktarırdık. Şimdi biz sistematik bir şekilde bilgiyi aktarma kabiliyeti kazandık. Biz de robotik uçaklar yapıyoruz, yapay zekayı yoğun bir şekilde kullanıyoruz. Hangi tarafta kullanıyoruz, uçakları çok daha emniyetli bir şekilde uçurmak için kullanıyoruz. Bunun yanında daha akıllı bir rota otonomisi oluşturmak için kullanıyoruz. Ne demek bu, mesela uçağın motoru bozuldu. İşte nasıl dönüp piste insin, bunu bilgisayar kendi kendine yapıyor. Ama silah angajmanı için kullanmıyoruz. Önüne meteorolojik bir engel çıktı, bunları tanısın ve onlara göre eylem alsın diye kullanıyoruz.”

Yeni nesil otonominin bu dil modelleri ile insanın doğal diline daha yaklaşmasıyla oluşacağını kaydeden Bayraktar, yapay zekanın getirdiği dönüşümde Türkiye’nin konumuna dair ise “Türkiye’nin bu dönüşümünde geri kalmaması gerekiyor. Çünkü bu dönüşüm aracına sahip olanlar, ayrı bir dünya inşa edecekler.” değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, “Türkiye yapay zeka rüzgarını yakaladı mı” sorusuna, “TEKNOFEST kuşağı en büyük umudumuz. Türkiye iyi bir yerde ama ara açılabilir burada. Büyük bir güç oluşturuyor, doğru. Ben tartışmaları hep ‘Bu teknolojiyle nasıl sonsuz bir güce ya da sonsuza yakın bir güce kavuşuruz da dünyayı domine ederiz’ üzerinden döndüğünü görüyorum.” yanıtını verdi.

“ASIL MOTİVASYONUMUZ ÜLKEMİZİN TAM BAĞIMSIZ, GÜÇLÜ VE MÜREFFEH YARINLARI”

Baykar’ın farklı alanlardaki yatırımlarına dair bilgi veren Bayraktar, “Biz ülkemizi bağımsız, güçlü ve müreffeh kılacak stratejik alanlara yatırım yapıyoruz, daha çok kimsenin giremeyeceği, yapamayacağı, inşa edemeyeceği alanlara. Eğer şayet bir alan ülkemizin ihtiyacını karşılayacak şekilde zaten mevcutsa biz ona hiç girmiyoruz. Uzayda da seçim yaparken öyle yaptık. Ülkemizin uzayla alakalı çalışmaları var. Haberleşme uyduları var, çok daha karmaşık bizim yaptığımız uydulardan.” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, küresel konumlama sistemi (GPS) inşası yoluna gidilmesinde de bu yöntemin izlendiğini belirterek, kimsenin bu alanda çalışma yürütmediğini söyledi. Sivil alanda da kullanılacağını ve dünyada da büyük ihtiyaç olacağını tespit ettiklerini bildiren Bayraktar, benzer şekilde hassas konumlama sistemlerinin Türkiye’yi bağımsızlaştıracak bir uygulama olduğundan seçildiğini vurguladı.

Bayraktar, yörünge transfer aracının da yeni bir kavram olduğuna, dünyada neredeyse hiç üreticisi olmadığına dikkati çekerek, bu araçların bir anlamda uzaydaki minibüs olduğunu ve bir yörüngeden diğerine gidilmesini sağladığını vurguladı.

Bayraktar sözlerine şöyle devam etti:

“Benzer şekilde uzaya çıkış için Türkiye’de fırlatma aracı olsaydı onu kullanırdık elbette ama şu an yok. Bizim inşa edebilecek kaynağımız, kapasitemiz var. Baykar, 5 bin kişilik bir aile. Kaynağımız var, bunu yapabiliriz. Bu yatırımların hiçbiri neredeyse geri dönüşü olmayan yatırımlar. Belki 15- 20 senede kendisini ancak fizibil hale getirebilecek yatırımlar. Fakat olmadığında da çok büyük sıkıntıya gireceğiniz yatırımlar.”

İnternetin ve uzayın Türkiye için neredeyse su ve elektrik altyapısı kadar önemli olduğunu söyleyen Bayraktar, “Karalarımızı koruyabilmek için denizlerde varlığımız olması gerekiyor. İkisini koruyabilmek için göklerde varlığımız olması gerekiyor. İşte görüyorsunuz burada, göklerdeki eserlerimizi. Üçünü birden koruyabilmek için de uzayda varlık göstermek durumundasınız. Dolayısıyla asıl motivasyonumuz bir anlamda ülkemizin tam bağımsız, güçlü ve müreffeh yarınları ve tüm dost ve kardeş coğrafyalarımızın.” ifadelerini kullandı.

“BAYRAKTAR’DAN GENÇLERE TEKNOFEST MESAJI”

Bayraktar, TEKNOFEST’i ekranları başında izleyen gençlere yönelik ise şu mesajı paylaştı:

“Dünya her ne kadar buhranlarla, büyük bir karanlığa doğru savruluyor olsa da bir anlamda bütün dünyanın, medeniyetimizin ve milletimizin umudu, buradaki yüksek teknoloji eserleri ile dünyanın geleceğine yön verecek genç kardeşlerim. Onlar bunları yaparken, medeniyetimizin adalet, iyilik, merhamet ve hürriyet değerleriyle kuşanmış bir şekilde bu dünyayı inşa edecekler. Bu yıl 1,6 milyon gencimiz yarışmalarımıza başvurdu. Yine yüz binlerce hatta milyonun üzerinde ziyaretçi ile teknolojinin şampiyonlarının inşa edeceği dünyayı kutlamak için biz bir araya geldik. Ben ülkemin tüm gençlerine ve TEKNOFEST’in uzandığı tüm coğrafyalara TEKNOFEST davetimizi yineliyorum. Daha adil, daha müreffeh, daha güzel ve iyilik dolu bir dünya için genç kardeşlerimi davet ediyorum. Gelin insanlığın bu büyük yıkımdan sonra ihtiyaç duyduğu dünyayı beraber inşa edelim. İnsanlığın, medeniyetimizin faydasına adaletle, iyilikle, merhametle kuşatılmış bir teknolojiyle inşa edelim. Sizleri, tüm gençlerimizi, TEKNOFEST’in kalbinin attığı yer olan TEKNOFEST Akdeniz’e, Adana’ya, Şakirpaşa’ya bekliyorum.”

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Munzur Üniversitesinde adrese teslim ilanlar devam ediyor

YÖK’ün tüm engellemelerine ve çıkardığı yönetmeliklere rağmen Munzur Üniversitesi Rektörlüğü’nün kişiye özel kadro ilanlarının sonu gelmiyor. 26 Eylül 2024 tarihinde yayınlanan öğretim üyesi kadro ilanında, farklı Fakültelere ve Meslek Yüksekokulu’na 1’i Profesör, 3’ü Doçent ve 5’i Doktor Öğretim Üyesi olmak üzere toplam 9 kişi alınacağı belirtildi. Açılan ilanlarla kadroya alınacak kişiler için aranan şartlardan bazılarının kişiye özel olduğu görülmektedir.

2024/04, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü-Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı, Doçent, Kamu Yönetimi alanında doçent unvanı almış olup, Personel Yönetimi, E-Konsolosluk ve Küreselleşmenin Yerel Kültüre Etkisi konusunda çalışmaları olmak şeklinde yapılan ilana dikkat edildiğinde ilan şartını karşılayan A.Y. isimli Doktor Öğretim Üyesinin “Kamu Yönetimi Alanında Teknolojinin Getirdiği Yeni Sisteme Bir Örnek: E-Konsolosluk” ve ”Küreselleşmenin Yerel Kültüre Etkisi” isimli akademik çalışmaları bulunmaktadır.

2024/09, Spor Bilimleri Fakültesi, Rekreasyon Bölümü-Rekreasyon Anabilim Dalı, Doktor Öğretim Üyesi kadrosu ilanında şu şartlar arandı: ”Beden Eğitimi ve Spor alanında doktora yapmış olup, Örgütsel Güç Mesafesi ve Mantar Yönetim Algısı konularında çalışmaları olmak”. Doktorasını 2024 yılında tamamlayan M.G’nin ” Örgütsel Güç Mesafesi ve Mantar Yönetim Algısının Akış Deneyimi Üzerindeki Yordayıcı Etkisi” isimli doktora tezi bulunmaktadır.

2024/05, Edebiyat Fakültesi, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü – İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Dr. Öğr. Üyesi ilanında, İngiliz Dili ve Edebiyatı veya Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi alanında doktora yapmış olup, Dilbilim ve Yabancı Dil Öğretimi alanında çalışmaları olmak şartı ile çıkılan ilan yayınlandıktan 1 (bir) gün sonra iptal edilmiştir. Alınacak kişinin şartlarının hatalı veya eksik yazıldığından dolayı mı kadro iptal edildi?

Bazı Kimyasal Elementlerin Sembolleri Neden Adında Bulunmayan Harflerden Oluşuyor?

Kimya derslerini hatırlıyor musunuz? Periyodik tabloyu gözünüzün önüne getirin. Bazı elementlerin sembolleri hâlâ aklınızda bile olabilir!

Peki bu sembollerden bazılarının neden ismindeki bir harfi taşımadığını merak ettiniz mi?

Mesela kurşunun semboli neden İngilizceye karşılık gelecek şekilde “Ld” değil de içinde hiç bulunmayan harflerden oluşan “Pb”?

Kimyasal elementlerin kısaltmaları, iki ya da tek harfli bir sembol olarak kullanılıyor.

Bazı elementlerin ismindeki uyum bir yana, bazılarındaki “anlamsız” harf kombinasyonu, birçok kişiyi düşünmeye sevk ediyor. Kurşunu örnek vermiştik, kurşunun sembolü “Pb”dir; burada ne “p” ne de “b” harfi, gördüğünüz gibi elementin ismiyle doğrudan bir ilişkiye sahip. Bu durum, kimya biliminin evrensel doğasından kaynaklanıyor ve tarihsel olarak çeşitli kültürel etkileşimleri yansıtıyor.

Elementler, farklı coğrafyalarda ve zaman dilimlerinde keşfedildiği için, her birinin ismi farklı dillerden gelme eğilimindedir. Mesela tungsteni ele alalım: Sembolü “W”dir çünkü Almanya’da bu element “wolfram” olarak adlandırılıyor.

Yani aslında bu durum, bilim insanları arasında bir uzlaşmanın sonucudur da diyebiliriz.

Ayrıca klasik metinler ve farklı dillerin etkisi de burada önemli bir rol oynuyor. Cıva, Latince “hydragyrum” kelimesinden türetilmiş olup “su gümüşü” anlamına gelir ve bu da cıvanın sıvı hâlinin parlaklığına bir atıfta bulunur.

Bulmaca çözüldü: Kurşun ise Latince’deki “plumbum” kelimesinden geliyor. Latince, bir bilim dili olduğu için burada da cevabı kendisinden alıyoruz. Geçmişteki bilim insanlarının Latince ve Yunancayı ortak bir dil olarak kullanmasının sonucu olarak da bu durum ortaya çıkmış gibi görünüyor.

Kaynaklar: Hawaii Üniversitesi, LOC

Türk Dili Kurultayı’nda Atatürk’ün bestelettiği marş sürprizi

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun yeni binasındaki konferans salonunda düzenlenen 10. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, Türkçenin her alanda doğru ve güzel kullanılması için çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, “Bu kapsamda hazırladığımız Türkçenin Korunmasına Yönelik Kanun çalışmamızı, yakın zamanda yetkili makamlarımıza arz edeceğiz.” dedi.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun yeni binasındaki konferans salonunda düzenlenen 10. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Kurultayın açılış konuşmalarından önce, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934’te Türk Dil Kurultayı için bestelenmesi talimatı üzerine, sözlerini Malatya Milletvekili Mehmet Hilmi Oytaç’ın yazdığı, bestesini orkestra şefi Carlo D’Alpino Capoçelli’nin yaptığı “Kurultay Marşı” 90 yıl aradan sonra ilk kez dinletildi.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Kurultayın ilk yapıldığı dönemden bugüne gelinceye kadar dünyanın ve Türkiye’nin pek çok sıkıntılı dönemi geçirdiğini ve üstesinden geldiğini söyledi.

Türk dünyasının var olması için Türk dili çalışmalarının artarak devam etmesi gerektiğini dile getiren Çam, “Coğrafyamızda barışın, huzurun, çok sesliliğin, çok kültürlülüğün yaşamasına mücadele vermek için kurgulanmış bir medeniyet tasavvurumuz var. Kaybolmakta olan bazı diller, lehçelerin yaşatılması gerekiyorsa Türk dilinin güçlü olması gerekiyor.” diye konuştu.

“DERLEME VE TARAMA SÖZLÜKLERİ, DİLİN O GÜNDEN BUGÜNE GELİŞMESİNE KATKI SAĞLADI”

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs de Türk Dil Kurultayının birincisinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün teşrifleriyle 26 Eylül-4 Ekim 1932’de yapıldığını anımsattı.

“Mustafa Kemal Atatürk, savaş meydanlarında kazandığı zaferlerden daha büyüklerinin, kültür, ilim ve sanat alanında da kazanılmasına yürekten inanan ve bunun gerçekleşmesi için kişisel mirasından Türk Dil Kurumuna ve Türk Tarih Kurumuna maddi pay ayıran, ‘Türk Dilinin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri’ adlı ilk kurultaya, daha sonra 18-23 Ağustos 1934 tarihlerindeki ikinci kurultaya, 24-31 Ağustos 1936’da yapılan üçüncü kurultaya bizzat başkanlık etmiş, katılmış, görüşlerini ve önerilerini bildirmiş ve bilim insanlarıyla birlikte canla, başla çalışmıştır.” diyen Örs, dil kurultaylarının Atatürk’ün vefatından sonra düzenli şekilde devam ettiğini kaydetti.

Derya Örs, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu çatısı altında 1982 Anayasası’na dayanarak, 11 Ağustos 1983 tarihli kanunla Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun kamu tüzel kişiliğine sahip yapısıyla çalışmalarını yürüttüğünü anlattı.

Türk Dil Kurumunun, 1983 sonrasında her dört yılda bir Türk Dili Kurultayını yapmaya devam ettiğini aktaran Örs, “Türk Dil Kurumunun en önemli çalışmalarından olan derleme ve tarama sözlükleri, dilimizin o günden bugüne gelişmesine, zenginleşmesine katkılar sağlamıştır. Türkçenin dünya dilleri arasında hak ettiği yeri alması için çalışan, çabalayan ve bu konuda büyük başarılar elde eden Türk Dil Kurumumuzu, tarihi süreç içerisinde emek ve hizmet veren bütün çalışanlarımızı, başkanlarımızı, sevgi ve saygıyla anarak tebrik ve teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

TDK 1567 ESER YAYIMLADI

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert de ilki Atatürk’ün teşviki ve katılımıyla 1932’de düzenlenen Türk Dil Kurultayından bu yana 26 Eylül’ü Türk Dil Bayramı olarak kutladıklarını hatırlattı.

Dilin milletlerin dünya sahnesindeki görünümlerinin aynası olduğunu, dil olmadan insan, aile ve toplumun olamayacağını vurgulayan Mert, “Türkçe, sadece bir iletişim aracı olmanın ötesinde, milletimizin tarihi ve kültürel mirasını yansıtan eşsiz bir hazinedir. Bu engin dil, zamanla bulunduğu toprakları zenginleştirip şekillendirmiş, aynı zamanda o topraklardan da etkilenerek büyümüş ve gelişmiştir.” değerlendirmesinde bulundu.

Mert, Türk Dil Kurumunun, Türkçe Sözlük ve İmla Kılavuzu olmak üzere dilin birinci derecedeki kaynakları, sözlükler ve araştırma-inceleme kitapları başta olmak üzere 1567 eser yayımladığına işaret etti.

ESKİ TDK BİNASI MÜZE OLUYOR

9-11 Eylül 2024’te Türk Devletleri Teşkilatının bünyesinde Uluslararası Türk Akademisi ve TDK iş birliğinde Bakü’de düzenlenen “Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu Üçüncü Toplantısı” sonrasında kabul edilen 34 harflik Ortak Türk Alfabesinin, Türk dünyasının geleceği açısından tarihi ve stratejik bir gelişme olduğunu dile getiren Mert, şöyle konuştu:

“Bu gelişmeyle eğitimden ekonomiye, siyasetten edebiyata kadar pek çok alanda Türk coğrafyası yakınlaşacak ve birlikte hareket kabiliyeti artacaktır. Bunu orta ve uzun vadede Türk dünyasında terim birliği çalışmalarımız takip edecektir. Bunu hazırlıklarını sürdürdüğümüz Türk Dünyası Dil Kurumları Birliği çalışmamız takip edecektir. Yine konuşur sayısı, yaygınlığı ve bilgi üretme kapasitesi bakımından dünyanın ilk beş dilinden olan Türkçenin uluslararası bir gününün olması yönünde çalışmalarımız bulunmaktadır. Köl Tigin Yazıtının Türkçe yüzünün 21 Ağustos 732’de tamamlanmış olmasından ötürü, 21 Ağustos gününün bütün dünyada ‘Türk Dili Günü’ olarak kabul edilmesi yönünde gayret göstereceğiz.

70 yıldır Türk diline yuva olan eski hizmet binamızı Türkçe Müzesi yapma arzusundayız. Bu müze, Türkçenin sadece bir dil olmadığını, aynı zamanda bir milletin tarihini, kültürünü ve medeniyetini taşıyan bir hazine olduğunu bir kere daha hatırlatacaktır. Türkçenin her alanda doğru ve güzel kullanılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda hazırladığımız Türkçenin Korunmasına Yönelik Kanun çalışmamızı, yakın zamanda yetkili makamlarımıza arz edeceğiz.”

SÖZLÜKLERİN DİJİTALE AKTARIMI DEVAM EDİYOR

Hazırlık çalışmaları devam eden Türkçe Sözlük, Osmanlı Türkçesi Sözlüğü ve diğer sözlüklerin bir sözlük yazılımı olan “Lexonomy”ye aktarıldığı bilgisini veren Mert, 200 civarındaki terim sözlüğünün de yakın zamanda terim programına aktarıldığını söyledi.

Prof. Dr. Mert, Ulusal Türkiye Derlemini sözlük yazılımıyla irtibatlandırma yolundaki çalışmaların da son aşamaya geldiğini bildirerek, “Bu seviyeye gelmemizde yeni bir milli şuur hamlesini başlatan, Türk Dil Kurumunun kurucu ve koruyucu başkanı olarak bizlere kılavuzluk eden ve en kıymetli hazinemiz olan Türk dilinin korunup ve zenginleştirilmesini sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyeti’nin inşasında ve ihyasında görev alan fedakar yüreklerin çok önemli yeri vardır. Hepsini rahmetle ve şükranla anıyoruz.” diye konuştu.

21 ülkeden 167 araştırmacının katıldığı kurultay, yarın akşam yapılacak kapanış oturumuyla sona erecek.

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Dil nedir?

Dil; işitme, görme ve diğer duyu merkezlerinden gelen algıları birleştiren bir duyusal işlevle, konuşma ve yazma şeklinde dışa vuran bir motor işlevinin birleşimidir. Beyin, önceden belirlenmiş genetik bir programa göre gelişir ve doğum sonrası, konuşulan bir dilin varlığıyla çevresel etkileşime açılır, farklı bir dinamik kazanır ve beyinde dil örgütlenmesi gerçekleşir.

Dil; işitme, görme ve diğer duyu merkezlerinden gelen algıları birleştiren bir duyusal işlevle, konuşma ve yazma şeklinde dışa vuran bir motor işlevinin birleşimidir. Beyin, önceden belirlenmiş genetik bir programa göre gelişir ve doğum sonrası, konuşulan bir dilin varlığıyla çevresel etkileşime açılır, farklı bir dinamik kazanır ve beyinde dil örgütlenmesi gerçekleşir.

Dilin Gelişimi

Dil gelişimi; biyolojik, nörolojik, psikososyal, psikoseksüel ve bilişsel gelişim bir arada ve birbirini yakından etkileyerek oluşmaktadır. Dil gelişimi doğumdan itibaren hızla başlar ve bu da gelişim ve öğrenme sürecinin önemli bir parçasıdır. Tüm bebekler dili öğrenmeye öncelikle kullanılan dildeki sesleri öğrenmekle başlarlar.

Dil Gelişim Basamakları

Bebekler dil gelişimi için doğuştan donanımlı olup duymaya karşı son derece hassastırlar. Doğumdan sonraki birkaç gün içinde bombardıman şeklinde gelen tüm sesler arasından insan sesini hatta annelerinin sesini ayırt edebilirler. Yeni doğanın temel sesli davranışı olan ağlama, doğumdan sonraki ilk aydan başlayarak farklılaşır, ağrı ve açlık ağlamaları yaşamın ilk haftasında ayırt edilmeye başlar. Ağlama ve huzursuzluk seslerinin yanı sıra ilk bir ay içinde hoşnutluk sesleri belirmeye başlar. Ağlama şiddet ve sıklığı gelişim içinde giderek azalırken; bebeğin ses kalitesinde ilk bir yılda belirgin değişimler olur. Buna göre bebek doğumdan iki aylık döneme kadar olan zamanda öncelikle refleks ağlamalar ve geğirme, öksürme ve esneme gibi sesler üretir. Bebeğin ağlamasının onu duyan erişkin üzerinde etkisi olmasına karşın, bebek henüz erişkinlerin dikkatini çekmek amacıyla ağlamayı kullanmamaktadır. Bu dönemde ağlama daha çok açlık, soğuk ya da sıkıntı gibi içsel durumlara verilen içgüdüsel bir yanıttır.

2-5 aylar arasında bebek, konuşma ve iletişim düzeyinde önemli iki davranışı gösterir. Bunlardan biri öncelikle sosyal etkileşimde ortaya çıkan hoşnutluk ifade eden konuşma benzeri sesler olan “gıgıldama” sesleri, diğeri ise gülümsemedir.

4-8 aylardaki diğer dönem ses oyunu dönemi olarak belirtilir. Agulama dönemi olarak da bilinen bu dönemde bebek sesli ve sessiz harfler içeren tek heceler (ba-ba, de-de, ma-ma vb.) üretir. Bebek bu ses oyununu erişkinle iletişimini başlatmak ve yanıt olarak kullansa da genelde bu oyunu tek başına oynamayı tercih eder. Bu durum, bebeğin yeni ses üretme becerisinin bir pratiği olarak da değerlendirilebilir.

Yaklaşık 5 aylık iken sessiz harflerin kullanımı ve ses taklidi, 11. ayda ise kelimelerin taklit edilmesi başlar. Taklit etme davranışı bebeğin dil gelişimi ve sosyal becerileri kazanması için önemli bir belirleyicidir. Normal gelişim gösteren bebeklerin ilk anlamlı sözcük çıkarmayı öğrenmeden önce sesi taklit etme becerisine gereksinim duydukları belirtilmektedir.

İlk kelimeler 8-18 ay arasında ortalama 12. ayda çıkarken, 2. yaş ile çocuğun kelime haznesi 200’e ulaşmaktadır. Öncelikle isimler, sonra fiil, sıfat ve zarfların kullanımı başlar ve dili bir düzen içinde öğrenirler. Dil gelişimi sembolik oyunlar ve taklit ile iç içedir.

İlk yılın sonuna doğru çoğu bebek kelime kullanmaya başlar. Bebeğin kendine özgü olan ve 4 ya da daha fazla heceli, gerçek kelime içermeyen cümle benzeri sözler kullanır. Çok heceli kelimelerin çoğu, 18 aya dek tek heceler, tek heceli kelimeler şeklinde çıkar. Bu sınırlılık yalnız tek heceli kelime kullanma eğilimi ile açıklanamayan gelişimsel bir sınırlılıktır. Bu dönemde çocuklar çok heceli kelimeleri de tek hece ile (örneğin, piyano için po) ifade ederler. İki yaşına kadar kullandığı kelimelerin %70’i tek hecelidir.

Çocuğun bu ilk kelimesinin ardından hızlı bir dil gelişimi beklemek de yanlış olur. Çocuk bu aşamadan sonra da sesleri birbirinden ayırma, vurgulama, kelimelerin anlamlarını kavramaya başlama ve yeni kelimeler öğrenmeye devam edecektir. Konuşma seslerinin ayırıcı niteliklerini algılama yolundaki gelişmesine devam edecek belli seslerin akustik özellikleri açısından farklı olsalar bile aynı anlama geldiklerini anlayacaktır. Dil gelişimi ilerledikçe çocuk ister fısıldansın, ister yüksek sesle söylensin, ister erkek, kadın ve çocuk tarafından söylensin belli bir kelimenin hep aynı anlama geldiğini kavrar.

Çocuk söz dizimi kurallarını 2-3 yaşından itibaren kazanmaya başlar. 18 aylıktan itibaren görebildiği nesneler için kullanılan tek kelimeleri ya da adlandırmaları anlayabilse de çocuğun iki kelimenin ifade ettiği anlamı kavraması 2. yılı bulur, böylece örneğin “kamyonu it” denildiğinde o nesneye bir eylem uygulayacağını anlayabilir.

Dil gelişimindeki bu sıralama değişmezken bu gelişimin hızı fizyolojik ve genetik özellikler, cinsiyet, algısal, bilişsel ve nörolojik gelişim, sosyal çevre ve etkileşim, aile-çocuk arasındaki sözel iletişim düzeyi, sosyoekonomik ve sosyokültürel özellikler gibi etmenlerden etkilenebilmektedir.

Duyusal İşlemlemenin Dil Gelişimine Etkisi

Duyusal işlemleme, bedenden ve çevreden gelen uyarımları işlemleyip günlük yaşam içinde yanıt oluşturmanın temel basamağıdır. Takdil duyu (dokunma duyusu) ağız içi farkındalığında, jest ve mimik kullanımda etkin rol oynamaktadır. Proprioseptif duyu (vücut farkındalık duyusu) ses üretimi, oral motor gelişim ve ifade edici dil performansını etkilemektedir. Vestibüler duyu (denge, hareket hızı ve baş pozisyon duyusu) odaklanma, alıcı dil becerileri ve dikkat gelişim performansını etkilemektedir. İşitsel duyu ile sesin yönünü fark etme, sesi ayırt etme, tonlama, sesleri arka planda işlemleme sürecinde önemli rol almaktadır. Görme duyusu ile nesnelerin şeklini, rengini ve konumunu ayırt ederek isimlendirme ve yönerge alma becerine yardımcı olmaktadır. Duyusal ihtiyacı uygun giderilmeyen çocuklarda dil gelişimi için uygun katılım isteği sağlamakta güçlük çekmektedir. Sürekli hareket isteği olan çocuklarda yönerge almakta güçlük çekmektedir. Kalabalık ortamlardan rahatsız olan ve tek başına oyun isteği olan çocuklarda oyun becerilerinde sorun yaşadığından dolayı dil gelişimi için gerekli olan tekrar etme ve dili işlevsel kullanmada güçlük çekmektedir. İşitsel duyu hassasiyeti olan çocuklarda sesin yönünü, sesin şiddetini algılamakta güçlük çekebilmektedirler.

Dil gelişim sorunlarında dil konuşma terapistine ve ergoterapiste değerlendirme için başvurabilirsiniz.

Karacan, E. (2000). Bebeklerde ve çocuklarda dil gelişimi. Klinik Psikiyatri, 3(4), 263-268.

Çiftpinar, B. (2012). İkinci dil öğreniminde beyin temelli kurgusal yaklaşım. İlköğretim Online, 11(1), 107-117.

Dilinizin rengi sarıysa bu hastalık kapınızı çalmış olabilir

Dildeki farklı renklenmeler bazı hastalıkların belirtisi olabilir. Uzmanlar da dil renginin çeşitli hastalıkların habercisi olabileceğini söylüyor.

Uzmanlar dil renginin ve şeklinin çeşitli hastalıkların habercisi olduğunu söylüyor. Bunun yanı sıra dil renginin ilerleyen zamanlarda ortaya çıkabilecek hastalıkları da önceden bildirdiğine dair uyarılarda bulunuyor. Peki siz dilinizi çıkarıp ne renk olduğuna baktınız mı? Bunu ara ara yapmakta fayda var. Olabilecek hastalıklara karşı önlem niteliği taşıyan bu basit hareket sağlığımız açısından önem taşıyor.

Peki dil rengi hangi hastalıkların habercisidir? Konuyla ilgili merak edilenleri Prof. Dr Ali Cımbız’dan öğrendik.

Dilinizin rengi sarıysa dikkat!

Dilin rengi eğer koyu kırmızıysa iltihabın çok fazla olduğu anlamına gelmektedir. Dilin üzerinde sarı bir tabaka varsa vücutta uzun süreli iltihabın olduğunu göstermektedir. Eğer böyle bir problemle karşı karşıya kaldıysanız doktorunuza görünmenizde fayda vardır. Böyle bir durumda acil olarak doktora görünmekte fayda vardır. Çünkü vücut böyle bir durumda kendi kendini tedavi edemez.

Beyaz bir dil ise cilde rengini veren hücreler ölmeye başladığında deri üzerinde beyaz lekeler görülmeye başlanır. Vitiligo adı verilen bu hastalıkta eller, ayaklar, yüz ve dudak rengi ise koyulaşmaya başlar.

Dilde sararmanın yanı sıra dirsekler, dizler eller ve ayaklarda da sarı renk görülür. Bu belirtiler yüksek kolesterol seviyesinin habercisi olabilir.

İdrarınızın kokusu da sağlığınız hakkında bilgi veriyor

Vücut kokunuz size sağlığınız hakkında bir şeyler fısıldıyor olabilir. Bazı hastalıklar, vücuttaki kokunun değişmesine yol açarak kendini gösterebilir.

Siz de bedeninizi tanıyın ve olası bir değişiklikte bir hekime başvurun. İdrardaki aseton kokusu, diyabete işaret edebilir. Bal kokusu, sistite işaret edebilir. Çürük yumurta kokusu, sindirim sisteminizde sorun olduğunu gösterebilir.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!