DO Venture Partners Kurucu Ortağı Duygu Öktem Clark “Girişimciler için çok zor bir dönem. Hem yatırım süreleri çok uzadı hem kimse yatırım yapmak istemiyor. Şu anda yatırım almak istiyorsan değerlemeden feragat etmen gerekiyor” dedi.
DO Venture Partners Kurucu Ortağı Duygu Öktem Clark katıldığı Bloomberg HT yayınında girişimciler için zor bir dönem olduğunu vurguladı.
Globalde girişimciler için çok çalkantılı bir dönemden geçildiğini söyleyen Clark “Bu dönem Kovid ile başladı. 2020 yılında ben de dahil olmak üzere yatırımcılar olarak çok fazla yatırım yapmadık; çünkü önümüzü göremedik. O dönemde girişimciler de çok zorlandılar; ama daha sonra tekrar yatırım yapılmaya başlandı. Bu sefer ise bu yatırılmayan yatırımlar 2021’de sisteme enjekte edildi ve 2021’de çok yüksek değerlemelerle girişimciler çok kolay para buldular. Yani 2021’de o ‘çok kolay para’ dediğimiz dönemi yaşadık. Daha ürünü bile olmayan girişimciler 30-40 milyon dolar değerlemeyle yatırım aldılar. Bu sefer o balon şişti” diye konuştu.
Bu bol para dönemin ise geçen sene Mart ayında FED’in faizleri artırmasıyla beraber sona erdiğini ifade eden Clark “Tabi her faiz artırımı, hem girişimciler hem de yatırım fonları için kapitale ve paraya erişimi çok zorlaştırıyor. Dolayısıyla şu anda da herkes nefesini tutmuş durumda kimse yatırım yapmıyor. Eylül ayında FED faizleri artırmadı ama faizlerin yüksek kalacağının sinyalini verdi dolayısıyla herkes hala rahat bir nefes alamadı. Sonuçta şu anda girişimciler için çok zor bir dönem. Hem yatırım süreleri çok uzadı hem kimse yatırım yapmak istemiyor” dedi.
“Yatırım almak istiyorsan değerlemeden feragat etmen gerekiyor”
Clark “Amerika’nın resesyon beklentileri 2024’e ertelendi ve bu sefer herkes kendini 2024’e hazırlıyor yani önümüzü göremiyoruz. Amerika’da olan biten sadece Amerika’da kalmıyor bütün dünyayı etkiliyor. Amerika’daki faiz oranları Türkiye’yi etkiliyor. Dolar ile bazı araçları sağlayan girişimcilerin maliyetleri çok arttı. Şu anda girişimcilerin bu türbülanslı dönemi atlatabilmeleri için birkaç yol var. Bir tanesi tekrar yatırım arayışına gidebilirler, ama bu sefer yüzde 30-50 arası düşük değerlemeleri kabul etmeleri gerekecek. Bu sadece Türkiye’ye özel bir durum değil, dünyada da bu böyle. Şu anda yatırım almak istiyorsan değerlemeden feragat etmen gerekiyor veya bekleyecek ve kârlılığını artırmaya odaklanacak” ifadelerini kullandı.
Clark “Bence bir sonraki Unicorn’lar çok başarılı olan Startup’larda çalışan arkadaşların kurduğu şirketler olacak. Bu biraz usta çırak ilişkisi, orada görüp sonra gidip kendin kuruyorsun. Bizde şöyle bir düşünce oluyor önce Türkiye’de bir başlayayım sonra diğer pazarlara bakarım sonra Dünyaya açılırım gibi bir düşünce oluyor. Bu çok yanlış bir düşünce. İlk günden vizyonu global olarak kurmak gerekiyor. Bugün bir Türk girişimcisinin rakibi sadece Türkler değil, Hindistan’daki veya Çin’deki veya Silikon Vadisindeki bir startup da onun rakibi. Bu rekabete karşı ilk günden vizyonunuzu globalde oturtmanız ve altını doldurmanız gerekiyor.
“Amerika’da büyük şirketler halka arzdan sonra çalışanlarına hisse verdiler”
TÜBİTAK Desteklerine de değinen Clark “Bugün Türkiye’de TÜBİTAK’ın verdiği destekleri ne Avrupa’da ne de Amerika’da Silicon Vadisinde bulmak mümkün değil. Tabi herşeyin daha iyisi yapılabilir. Benim görüşüm bu destek programlarının etki analiz kısmında biraz daha kafa yormamız gerekiyor. Yani bu kadar farklı programlar var ama hangisinin çıktısı ekonomik bir katma değere dönüşmüş hangisi yararlı o korrelasyonların bulunup programların iyileştirmeye gitmesi gerekiyor. Türkiye’de şu anda 450’ye yakın melek yatırımcı var, Amerika’da bu sayı 450 bin. Amerika’da büyük şirketler halka arzdan sonra çalışanlarına hisse verdiler ve hepsi milyoner oldu ama sonra bu çalışanlar melek yatırımcı olup bu paraları ekosisteme geri verdiler. Türkiye’de de böyle bir sistemin altyapısının kurulması lazım” diye konuştu.
İş dünyası temsilcileri yeni ekonomi kabinesi hakkında değerlendirmelerde bulundular. İş dünyası, yeni ekonomi kurmaylarının her birinin, sorunlara çare bulabilecek yetkinlikte isimler olduklarına dikkat çektiler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde düzenlediği basın toplantısında yeni kabine üyelerini açıkladı.İş dünyası temsilcileri yeni kabine hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak:
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, millet iradesiyle bir kez daha seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlayan yeni görev dönemini tebrik ettiğini belirterek, “Bu akşam açıklanan yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin ülkemize, milletimize ve iş dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum. Önceki dönem bakanlarımıza çalışmaları için teşekkür ediyor, yeni dönem bakanlarımıza çalışmalarında başarılar diliyorum. İş dünyası olarak, bugüne kadar olduğu gibi bakanlarımızla pozitif gündem odaklı bir işbirliği içerisinde ülkemiz için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan:
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan da yeni bir icraat döneminin başladığını hatırlatarak, “Kaybedecek vaktimizin hiç olmadığı gerçeğinden hareketle; ülkemizin ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nin önceliğinin ekonomi ve üretim hayatımızdaki sorunların çözümü olması gerektiğine inanıyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ve kabine üyelerini kutluyor, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Görevlerini devreden bakanlarımıza da ülkemize verdikleri kıymetli hizmetler için teşekkür ediyorum.” açıklamasında bulundu.
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz:
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
İSTİB’den yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Kopuz, yeni kabinenin, Türkiye’nin son 21 yılına damgasını vuran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına en güçlü şekilde başlamasını sağlayacak nitelikte isimlerden oluştuğunu vurguladı.
Kopuz, iş dünyası olarak, açıklanan yeni kabinenin istihdam, katma değerli üretim ve ihracat sayesinde, nitelikli büyüme ve refah artışı yolunda büyük icraatlar yapacağına olan inançlarının tam olduğunu belirterek, “Ekonomi yönetimindeki yeni bakanlarımızın bugüne kadar üstlendikleri görev ve tecrübeleriyle rüştünü ispat etmiş, iş dünyasını ve reel sektörü de çok iyi bilen, bizim de kendilerini çok iyi tanıdığımız isimlerden oluştuğunu görüyoruz. Her biri, görev yaptığımız iş dünyasının kuruluşlarında temsil ettiğimiz üyelerimizin sorunlarına çare bulabilecek yetkinlikte isimler.” ifadelerini kullandı.
Kopuz, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İş dünyası ile kamunun icraat makamı arasındaki güçlü bir uyum sağlayacağına inandığım bu yeni kabine sayesinde çok verimli çalışmaların ortaya çıkacağını düşünüyorum. Ülkemizi ileriye taşıyacak tüm icraat alanlarının yanı sıra bizim faaliyetlerimizin temelini oluşturan yatırım ortamının iyileştirilmesi, tarımsal üretimin ve verimliliğin artırılması, katma değerli ihracatın payının daha yukarıya taşınması yolunda atılacak tüm çalışmalarda kararlılıkla yanlarında olacağız.”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu:
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yeni kabinenin, ülkeye ve millete hayırlı olması temennisinde bulundu.
ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç:
Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından oluşturulan yeni kabinenin ülke, millet ve sanayiciler için hayırlı olmasını dileyerek, “Ülkemiz ve sanayicilerimiz için çok emek veren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a, Ticaret Bakanı Mehmet Muş’a Meclisim, Yönetim Kurulu Üyelerim ve sanayicilerimiz adına bilhassa teşekkür ederim.” ifadesini kullandı.
ATO Başkanı Gürsel Baran:
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye Yüzyılı’nın ilk kabinesinin, ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken:
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde kurulan yeni kabineyi esnaf ve sanatkar camiası adına gönülden tebrik ettiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ülkemizin geleceği için önemli bir sorumluluk üstlenen her bir kabine üyesini kutluyorum. Her birinin Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin kalkınması ve refahı için önemli bir katkı sağlayacağına inancımız sonsuz.”
OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü:
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan yeni kabinenin ülkeye, millete hayırlı olmasını dileyerek, şunları kaydetti:
“Tüm bakanlarımıza başarılar diliyorum. OSB camiamıza büyük katkıları olan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a, verdikleri tüm destekler için yürekten teşekkür ediyorum. Bakan Yardımcılığı döneminde de her zaman yanımızda olan yeni Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır Bey’i tebrik ediyorum.”
2007’de Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanlığı göreviyle kabine macerasına başlayan, 2009-2015 yılları arasında Maliye Bakanlığı, 2015-2018 yılları arasında Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevlerini üstlenen Mehmet Şimşek, tam yetkili Hazine…
Ekonomi yeniden Mehmet Şimşek’e emanet edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı kabinede Şimşek Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini üstlendi. Şimşek ekonomiyle ilgili tüm koordinasyonu üstlenecek.
Şimşek’in ekonominin dümenine geçmesiyle Türkiye’de son dönemde uygulanan ekonomi modelinin nasıl şekil alacağı merak konusu.
2018 yılından beri uygulanan ekonomi modelinin temelinde parasal genişlemeyle büyümenin finanse edilmesi yer alırken, uygulanan politikaların sonucunda enflasyonda son yılların en yüksek seviyeleri kaydedilmişti. Uygulanan politikaların sonuçlarının telafi edilmesi amacıyla düzenleyici kurumlar eliyle birçok makroihtiyati önlem hayata geçirildi. Bu dönemde hem doğrudan, hem de portföy yatırımı yapan yabancı yatırımcıların Türkiye’den ayağını çektiği görüldü.
Özellikle son dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın rezervlerindeki gerileme de ekonomi kamuoyunun gündeminde ilk sıralarda yer alan ana unsurlardan biri olmuştu.
Şimşek tam da böyle bir dönemde ekonomi yönetiminin başına geçiyor. Şimşek’ten ekonomide temel tercihlere yön vermesi, yabancı yatırımcılarla güven ilişkisini yeniden tesis etmesi ve piyasada bozulan fiyatlama dinamiklerini öngörülebilir seviyelere çekmesi bekleniyor.
Peki Şimşek’in önceki dönemlerdeki performansı yeni dönem için hangi sinyalleri veriyor? Ekonominin dümenine geçen Şimşek geçmişte hangi işlere imza atmıştı.
İlk görev 2007’de
Mehmet Şimşek, ilk görevini AK Parti’nin üçüncü, Erdoğan’ın ikinci kabinesi olan 60. hükümette aldı. Uzun yıllar uluslararası finans kurumlarında görev yapan Şimşek 60. hükümete Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanlığı göreviyle girmişti. Şimşek’in göreve geldiği kabinede Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren olmuştu. Önceki AK Parti hükümetlerinde bu görevi üstlenen Ali Babacan ise hükümet kurulduğunda, Cumhurbaşkanlığı görevine geçen Abdullah Gül’den boşalan Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturmuştu.
2008-2009 küresel finansal sisteminin patlak verdiği ortamda yapılan kabine değişikliği ile Ali Babacan 2009’da Hazine’den Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine getirilirken, Mehmet Şimşek de Maliye Bakanlığı görevine getirildi.
Mehmet Şimşek sonrasında 2015 yılına kadar farklı AK Parti hükümetlerinde Maliye Bakanı olarak görev yaptı. Bu görevi süresince mali disiplin konusuna öncelik verdi. 2015’te ise Hazine’den Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine geçen Şimşek bu koltukta da 2018 yılına kadar kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk partili cumhurbaşkanlığı kabinesinde ise yerini Berat Albayrak’a bıraktı.
Şimşek döneminde ekonominin seyri
Şimşek’in görevde bulunduğu dönemde Türkiye ekonomisi ortalama olarak potansiyel büyüme oranı olan yüzde 5 büyüme gösterdi. 2008-2009 finansal krizi Erdoğan’ın “Kriz bizi teğet geçti” ifadelerine rağmen büyüme üzerinde baskı yaratmış ve büyümesini çektiği uluslararası finans ile destekleyen ekonomi 2008’de yüzde 0,8; 2009’da ise yüzde 4,8 daralmıştı.
Küresel finansal krizin ardından 2010’da ekonomi yüzde 8’i aşan bir büyüme kaydederken, 2011’de AK Parti döneminde ilk kez çift hanelere ulaştı. Sonraki dönemde büyüme performansında dalgalı bir seyir izlenirken görevi bıraktığı yıl olan 2018’de büyüme yüzde 3’e kadar çekildi.
Büyüme performansı yanında Şimşek’in ajandasındaki en kritik başlık olan enflasyon konusundaki tutumuna bakıldığında fiyat istikrarının önceliklendirildiği görülüyor.
Şimşek’in farklı görevlerde bulunduğu dönemde Türkiye’de enflasyon tek hanelerde seyretti. 2012 yılında Türkiye’de enflasyon yüzde 6,2 seviyesine kadar çekildi. Şimşek’in ekonominin dümenini tümüyle ele aldığı 2015 sonrasında ise özellikle 2017 yılıyla birlikte enflasyon ivmesinin yükseldiği görüldü. 2018 yılının ikinci yarısında Berat Albayrak’ın görevde olduğu dönemde yaşanan kur şokunun etkisiyle enflasyon yüzde 20’yi de aştı.
İstihdamda esnekliği savundu
Şimşek döneminde istihdam tarafına bakıldığında ise ortalama çift haneli bir işsizlik görüldü.
Ekonomide 2008-2009’da yaşanan daralmanın etkisiyle işsizlik hızlanırken, takip eden dönemde gerileme eğilimi izlendi ve 2012’de yüzde 8,2’lik düşük işsizlik görüldü.
Ancak Şimşek’in ekonomiyi tümüyle koordine ettiği Başbakan Yardımcılığı döneminde işsizliğin yüzde 10’a oturduğu izlendi.
Şimşek istihdam tarafında esnekliği savunan bir isim olarak biliniyordu.
İstihdam artışının önündeki en büyük engellerden biri kıdem tazminatı yükü olarak tanımladı, kıdem tazminatının fona devrini savundu. İşgücü piyasasının olabildiği kadar esnek olmasını savunarak istihtam bürolarına ilişkin yasanın çıkmasını sağladı.
Asgari ücret artışını bir zulüm olarak tanımladığı için emek cephesinde eleştiri oklarının hedefi oldu.
Bloomberg HT arşivinde Mehmet Şimşek
Görev yaptığı dönemde Mehmet Şimşek birçok kez Bloomberg HT ekranlarına çıktı. İşte Bloomberg HT arşivinden Mehmet Şimşek röportajları…
2018 Davos röportajı
2017 – Bloomberg HT-Habertürk ortak yayını
Video için tıklayınız
2017 – Bloomberg HT özel röportajı
Mehmet Şimşek kimdir?
Mehmet Şimşek 1967 yılında Batman ili Gercüş ilçesinin Arıca (Kefre) köyünde dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Batman Merkez’de, liseyi ise Gercüş’de tamamladı. 1988 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nden dönem ikincisi olarak mezun oldu.Aynı fakültede yaklaşık bir yıl araştırma görevlisi olarak çalıştıktan sonra, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan sınavı kazanarak resmi burslu statüde dil eğitimi ve yüksek lisans öğrenimi görmek üzere İngiltere’ye gitti.
Şimşek, 1993 yılında Exeter Üniversitesi’nde finans ve ekonomi dalında yüksek lisans derecesini almaya hak kazandıktan sonra Türkiye’ye döndü. Ankara’da üç ay süre ile Etibank’ta çalıştı.Ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçiliği’nde yaklaşık dört yıl kıdemli ekonomist olarak çalıştı.
1997’de New York’a yerleşti ve uluslararası yatırım bankası UBS’in hisse senedi analiz kısmında araştırmacı olarak görev yaptı. 1998 yılında İstanbul’a dönerek Deutsche – Bender Menkul Değerler’de iki yıl çalışan Şimşek, dünyanın önde gelen yatırım bankalarından birisi olan Merrill Lynch’e geçti ve İngiltere’ye yerleşti. 2000 yılı ortalarında başlayan Merrill Lynch döneminin ilk günlerinde Şimşek’in sorumluluk alanında Türkiye, Yunanistan, Mısır ve İsrail’i içeren Akdeniz bölgesi bulunuyordu. 2001’in ortasından itibaren de sorumluluk alanına Rusya, Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi gelişmekte olan Avrupa ülkeleri de eklendi.
Şimşek 2005 yılı sonunda Merrill Lynch’in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Bölümü Başkanlığına getirildi. Adalet ve Kalkınma Partisi’nden 23. dönem milletvekili adayı olmak için Merrill Lynch’deki görevinden Mayıs 2007’de ayrıldı. 22 Temmuz 2007 Genel Seçimlerinde AK Parti Gaziantep 1. sıra milletvekili olarak seçildi.
Mehmet Şimşek Maliye Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı görevlerinin yanı sıra Yüksek Planlama Kurulu, Özelleştirme Yüksek Kurulu, Savunma Sanayi Yüksek Koordinasyon Kurulu, Ekonomi Koordinasyon Kurulu, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu üyeliği görevlerini de yürüttü. Şimşek ayrıca, 2007-2009 yılları arasında IMF & Dünya Bankası Türkiye Guvernörlüğü ve 2008-2011 yılları arasında İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Koordinasyon Kurulu Üyeliği görevinde bulundu.
Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda, yüzde 2’lik enflasyon hedefine sürdürülebilir bir şekilde ulaşmak için gerektiği sürece genişleyici para…
Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda, yüzde 2’lik enflasyon hedefine sürdürülebilir bir şekilde ulaşmak için gerektiği sürece genişleyici para politikalarına devam edeceklerini söyledi.
Ueda, Japonya parlamentosunda konuştu. Mali yılın ortasına doğru, enflasyonun net bir şekilde yüzde 2’nin altına düşmesini beklediklerini belirten Ueda, “Görünüm konusunda yüksek belirsizlik olmasına rağmen, enflasyonun bundan sonra toparlanması muhtemel” dedi.
“Parasal genişlemeye sabırla devam edeceğiz” diyen Ueda, “Çünkü sürdürülebilir ve istikrarlı yüzde 2’lik fiyat artışlarının yanı sıra çalışan ücretlerinde devam eden artışlara ulaşmak için hala mesafe var” ifadesini kullandı.
Öte yandan, Japonya Maliye Bakanı Shunichi Suzuki ise küresel ekonomik ve finansal durumlar büyük ölçüde değişirken maliye politikasını ortak uluslararası anlayışa dayalı olarak yönlendirmek gerektiğini söyledi.
BoJ, çekirdek tüketici enflasyonunun Mart 2024’te sona eren mali yılda yüzde 1,8 civarında gerçekleşmesini bekliyor.
Dünyada düşük faiz dönemi geride kalıyor
Ueda ayrıca global ekonomi hakkında da yorumlarda bulundu. BoJ guvernörüne göre, hali hazırda enflasyon ve faiz oranlarının artık geçmişteki düşük seviyelere geri dönmeyeceği yeni bir ekonomik dönem ile karşı karşıya olabileceklerini bildirdi.
Küresel enflasyonist baskılardaki alevlenme için arz faktörlerinin suçlandığını belirten Ueda, ancak pandemi döneminde uygulamaya konan devasa mali ve parasal destekler gibi talep faktörlerinin de enflasyonist baskılarda bir rol oynamış olabileceklerini vurguladı. Ueda, bazı akademisyenlerin küresel enflasyonist baskıları er ya da geç bastırılacaklarını söylediklerini, ancak diğerlerinin yüksek enflasyon döneminin insanların fiyatlara ilişkin görüşlerin değiştireceği uyarısında bulunduklarını ifade etti.
Ueda, “Küreselleşmeden bloklaşmaya geçiş ve pandemi döneminde biriken kamu ve özel sektör borçlarının yüksek seviyesi dikkate alındığında küresel faiz oranları pandemi öncesindeki uzun süreli düşük seviyelere dönmeyebilir” dedi.
Erdoğan’ın ikinci turu kazanmasının ardından Avrupa ülkelerinden işbirliği mesajları geldi, ancak uzmanlar yeni dönemde Avrupa-Türkiye ilişkilerinde soğuk bir dönem öngörüyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci turda kazanarak yeniden göreve seçilmesinin ardından Avrupa-Türkiye ilişkilerinin hangi yönde ilerleyeceği merak konusu olmaya başladı. Kulislerde “Ankara yeni dönemde değerler Avrupası yönünde mi ilerleyecek, yoksa Avrupa’dan adım adım koparak al-ver ilişkisine dayalı pragmatik bir yol mu seçecek” sorusu soruluyor.
Birçok Avrupa ülkesinin devlet ya da hükümet başkanı Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tur sonuçları henüz daha tam kesinleşmeden sosyal medya hesapları aracılığıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “işbirliği” arzusu dolu tebrik mesajları yollamaya başladı. Bu mesajların çoğunun “güvenlik” tonlu olması gözlerden kaçmadı. İlk tebrik mesajı, Erdoğan’ı “tartışmasız seçim zaferi”nden dolayı kutlayan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’dan geldi.
Macron ve Scholz’dan “ilerleyelim” mesajı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Fransızca ve Türkçe yayımladığı mesajında “Fransa ve Türkiye’nin birlikte göğüs germesi gereken sınamalar var. Akdeniz, Avro-Atlantik İttifakımızın geleceği, Avrupa’nın yeniden barışa kavuşması. Yeniden seçilmesini tebrik ettiğim Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Almanya ve Türkiye yakın ortak ve müttefiklerdir, halklarımız ve ekonomilerimiz derinden iç içe geçmiştir. Başkan Erdoğan’ı kutluyorum, ortak gündemimizi yeni bir ivmeyle, beraber ilerletmek istiyoruz” mesajı yolladı.
Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, “NATO müttefikleri olarak ticaretin geliştirilmesinden güvenlik tehditleriyle mücadeleye kadar ülkelerimiz arasındaki güçlü işbirliğini sürdürmeyi sabırsızlıkla bekliyorum” ifadelerine yer verdi. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise “İtalya ve Türkiye, müttefiktirler ve Akdeniz’de ve dünyada önemli sorumluluklar paylaşmaktadırlar. Birlikte, halklarımız, büyüme ve küresel istikrar için daha fazlasını yapabilir” vurgusunda bulundu.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, “Dost ve müttefiklerle birlikte Hollanda ve Türkiye ilişkilerimizi ve çalışmalarımızı güçlendirmeyi dört gözle bekliyorum” mesajını paylaştı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, sosyal paylaşım hesabından Türkçe yayımladığı mesajda “Avrupa’nın güvenliği ve istikrarı için işbirliğimizin geliştirilmesini ve ülkelerimizin yararına stratejik ortaklığımızın daha da güçlendirilmesini umuyoruz” dedi. Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Nikos Hristodulides de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kutlayarak “Kıbrıs müzakerelerinin 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden devamına hazır oldukları” mesajı gönderdi.
NATO üyelik perspektifi nedeniyle son aylarda Ankara ile kriz yaşayan İsveç’in Başbakanı Ulf Kristersson, tebrik mesajında “Ortak geleceğimiz geleceğe yönelik bir önceliktir” vurgusu yaparken NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Birlikte çalışmayı sürdürerek temmuzdaki NATO Zirvesi’ne hazırlanmayı sabırsızlıkla bekliyorum” değerlendirmesinde bulundu.
AB kurumları da yeni Erdoğan yönetimiyle işbirliği mesajları verdi. Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen, “Halklarımızın çıkarına olacak şekilde ilişkileri ilerletmek için çalışmak hem Türkiye hem AB için stratejik önem taşımaktadır” mesajını paylaştı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Avrupa Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi tarafından yapılan ortak açıklamada, AB’nin “İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, uluslararası hukuk ve bölgesel istikrar taahhütleri temelinde ortak refah ve istikrar için yapıcı bir ilişkiye doğru ilerlemek amacıyla Türkiye ile birlikte çalışmaya hazır olduğu” kaydedildi.
Soğuk dönem öngörüsü
Ancak bu işbirliği mesajlarına rağmen uzmanlar yeni dönemde Avrupa-Türkiye ilişkilerinde soğuk bir dönem öngörüyor.
Strasbourg Üniversitesi Türk Etüdleri Bölüm Başkanı ve siyaset bilimci Prof. Dr. Samim Akgönül, “Yeni Erdoğan dönemi ilişkilerin sertleşeceği bir dönem olacak, zira Erdoğan hiç olmadığı kadar sağda bir işbirliği inşa etti. İki aşırı milliyetçi parti ve iki radikal islamcı parti zaten liberalleri iyice tasfiye etmiş AKP’yi daha da Batı karşıtı bir çizgiye itecektir. Özellikle NATO konusunda Rusya çizgisine gelmesi artık kaçınılmaz” değerlendirmesini yaptı.
Yeni döneme rağmen Türk dış politikasında değişim beklemeyen Fransız Uluslararası Stratejik İlişkiler Enstitüsü (IRIS) Türkiye uzmanı Didier Billion ise “Erdoğan’ın güvenlik konusunda ülkesinin başlıca güvencesi olan NATO’yu terk etmek gibi bir niyeti yok” görüşünde.
AB ile al-ver ilişkisine doğru
Ankara’nın AB ile üyelik perspektifli ilişkisi aslında pratikte sonlanmış durumda. Avrupa’da aşırı sağcı ve Avrupa karşıtlığının yükeldiği bir dönemde Avrupalı siyasiler de Türkiye’nin üyelik perspektifini özenle gündeme getirmemeye çalışıyor.
Konu, Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından da bloke edilmiş halde. AP, gümrük birliğinin güncellenmesi ya da vize serbestisi gibi konuları dahi Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve hukuk devletine bağlılık alanlarındaki ilerleme koşuluna bağladı. Bu alanlarda yakın gelecekte ilerleme beklenmiyor.
AB buna karşılık sığınmacılar, düzensiz göç ya da terörle mücadele gibi konularda işbirliği istiyor. Bunun da iki tarafı “al-ver” olarak tanımlanabilecek yeni bir ilişkiye sürükleyebileceği tahmin ediliyor.
Bu arada Türkiye’deki yeni dönemi fırsat bilen kimi Avrupalı aşırı sağcı ve Hristiyan Demokrat çevreler Ankara ile zaten askıda olan katılım müzakerelerinin resmen durdurulmasını talep etmeye başladı.
Avrupa Konseyi bilmecesi
Türkiye, üyesi olduğu Avrupa Konseyi cephesinde de sıkışmış durumda. Ankara, bir Avrupa Konseyi organı olan AİHM’nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle önümüzdeki aylardan itibaren kimi yaptırımlarla yüzleşebilir. Türkiye, Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülük ve taahhütlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin denetim sürecinde de tutuluyor.
Avrupa Konseyi üyeliği Türkiye’nin siyasal planda “Avrupalı” kimliği açısından Ankara için stratejik öneme sahip. Bu üyeliğin sonlanması Avrupa ailesinden tamamen kopma anlamına geliyor. Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi “değerler Avrupası”nı temsil ediyor. Tüm AB üyesi devletlere ek olarak, AB üyesi olmayan tüm Avrupa devletleri de Avrupa Konseyi’ne üye konumdalar.
Türkiye ve Avrupa Siyasi Topluluğu
Bu kurumların ötesinde geçen yıl Fransa’nın önerisi üzerine oluşturulan Avrupa Siyasi Topluluğu (ASP) adlı bir diyalog ve işbirliği platformu bulunuyor. Enformel bir yapıya sahip bu oluşum, ilk liderler zirvesini geçen yıl Çekya’nın başkenti Prag’da gerçekleştirmişti. Daha çok enerji, jeostratejik sorunlar, siber güvenlik ve altyapı gibi konuların ele alındığı ASP’nin ikinci liderler zirvesi 1 Haziran Perşembe günü Moldova’nın başkenti Kişinev’de yapılacak.
Prag zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kişinev’e de bekleniyor. ASP bünyesinde devletlerin hiçbir yükümlülükleri olmasa da bu kulüpte kalabilmek için de Avrupa Konseyi üyesi, yani büyük Avrupa ailesinin mensubu olmak gerekiyor.
Tüm göstergeler Türkiye’nin yeni dönemde Avrupa ile kurumsal ilişkilerinin jeostratejik planda NATO çerçevesinde, siyasal planda ise Avrupa Konseyi cephesinde yoğunlaşacağına işaret ediyor. Avrupa ülkelerinin hükümetleri ise bölgesinde vazgeçilmez aktör gördükleri Ankara ile ikili ilişkileri geliştirmek istediklerine dair mesajlar yolluyor.
Bitcoin ağının aktifleşmesi ve BRC-20 standardının popülerlik kazanması, beraberinde birçok token standardını da sektöre kazandırdı.
Bitcoin ağının aktifleşmesi ve BRC-20 standardının popülerlik kazanması, beraberinde birçok token standardını da sektöre kazandırdı.
Kripto sektörü, her dönem oluşan furyalar ile birlikte talebi bünyesine çekmeyi başarıyor. Yıllar boyunca yeni trendlerin gündeme gelmesi, ayı ve boğa piyasasını da beraberinde getirdi. NFT, metaverse, Web3 ve yapay zeka son döneme damga vuran trendler oldu. Ayrıca memecoin‘ler, her dönem kripto sektöründe kendisine yer bulmayı başardı.
Tüm bu döngülerin ortasında, yeni bir furya ortaya çıktı. Yılın başlarında, Ordinals aracılığıyla Bitcoin ağında NFT’ler oluşturulmaya başlandı. Bu süreç, Bitcoin ağına yeni token’ların ve yazıtların oluşturulmasına katkı sağladı. BRC-20 token’ları gündeme bomba etkisi yaratırken, piyasaya yeni token standartları da dahil oldu. SRC-20 ve DRC-20 gibi standartlar, şimdilerde yoğun ilgi görüyor.
Bitcoin’de Yeni Furya: BRC-20 Standardı
Küresel piyasaların çalkantılı geçmesi ve kripto piyasasının ayı trendini takip etmesi, Bitcoin için oldukça zorlu dönemi beraberinde getirdi. Ancak bu dönem, 2023 yılının başlamasıyla tersine dönmeye başladı. Bitcoin, küresel piyasaların rahatlamaya başlaması ve artan talep karşısında 30 bin dolara kadar yükseldi.
Bitcoin’in yükselmesinde ve talep çekmesinde etkili olan faktörlerden birisi de BRC-20 token‘ları ile Ordinals oldu. Ordinals ile başlayan süreç, Bitcoin ağ aktivitesinde artış sağladı. Daha sonra başlayan BRC-20 standardı, yeni furyanın meşalesini yaktı. BRC-20 token’ları ise kısa sürede 1 milyar dolara yakın bir piyasa değerine ulaştı.
Sektörde artan talep, Bitcoin ağının tıkanmasına ve madencilik gelirlerinin yükselmesine neden oldu. Tüm bunlar, Bitcoin’in kısa süreli tedirgin atmosfere girmesine ve daha sonra yeni bir furyanın öncüsü olmasına yol açtı. Özellikle ORDI, neredeyse birçok kripto borsasında listelenerek BRC-20 token‘larına popülerlik kazandırdı. Bitcoin ağında 10 bine yakın BRC-20 token’ı yer alıyor.
Stamps Akımı: SRC-20 Standardı
BitcoinOrdinals ile başlayan ve BRC-20 token’larını popüler hale getiren süreç, SRC-20 standardının da kapılarını araladı. Ordinal’lerin geniş perspektife yayılmasıyla ortaya çıkan SRC-20, Bitcoin ağına verileri farklı yöntemlerle yerleştirmeyi amaçlıyor. Diğer bir adıyla Bitcoin Stamps, piyasaya çıktığı andan itibaren yaklaşık 20 bin varlığa erişti. Kullanıcılar, özellikle BRC-20‘nin yarattığı FOMO nedeniyle SRC-20 projelerine akın ediyor.
Oldukça basit arayüzü ile SRC-20 kullanım imkanı sunan yeni trend, tıpkı BRC-20 token’ları gibi piyasaya dijital varlık sokma imkanı sunuyor. Ancak BitsoinStamps, henüz yeterli gündem oluşturmuş değil. Stamps’ın öne çıkan işlevleri arasında, parçalı bir şekilde NFT oluşturma ve bu NFT‘lerin blockchain’de daha verimli kullanımı yer alıyor.
Tokenizasyon tarafına bakıldığında, SRC-20 projeleri yavaş yavaş kripto topluluğuna yansıtılmaya başlandı. Birçok Twitter kullanıcısı, SRC-20 token’larının ilerleyişini ortaya çıkardı. Henüz pek bilinmeyen kripto paralar aracılığıyla, SRC-20 akımının büyümeye devam ettiği görülüyor.
BRC-20 ve Bitcoin Ordinals‘in yarattığı furyadan payını alan ORC-20, kısa sürede birçok kullanıcının ilgisini çekmeyi başardı. Henüz tam anlamıyla popülerlik kazanamasa da ORC-20‘ler, BRC-20’lerin işlevselliğini geliştirmek amacıyla ortaya çıktı.
Bitcoin ağında çalışan ORC-20‘ler, satoshis üzerinde yazılan JSON dosyaları olarak karşımıza çıkıyor. Bu proje, güvenliği ve esnekliği artırmayı planlıyor. BRC-20‘deki birkaç sınırlamayı hedef alan ORC-20, daha geniş bir perspektif sunuyor. Ancak ORC-20‘ler, BRC-20 standardının üzerine kurulu bir yapıya sahip.
ORC-20 standardı, BRC-20’nin birçok eksik yönünü işaret ederek bunları çözmeyi amaçladığını belirtiyor. OrcDAO tarafından oluşturulan bu yeni standart, henüz popülerlik kazanamasa da ilgi görmeye devam ediyor. Özellikle global kesim, bu standardın dışında kalmamak için hamle yapmaya başladı.
Adından da anlaşılacağı üzere LTC-20 standardı, LitecoinOrdinals protokolü üzerine kuruldu. Litecoin topluluğu tarafından oluşturulan yeni standart, henüz test aşamasında kullanılıyor. BRC-20‘nin bir çatalı olan LTC-20, konuşlandırma ve mint işlevleri sunuyor.
Topluluk tarafından geliştirilen ve deney sürecinde olan LTC-20, yeni trendin Litecoin ağı ile etkileşimini incelemek amacıyla yürütülüyor. Testdökümanında, Litecoin’in yazılımına ve ağ optimizasyonlarına odaklanması gerektiğini belirtiyor.
Demo aşamasında olan LTC-20’ler, dökümana göre neredeyse maksimum arzına ulaştı.
Dogecoin Yükseliyor: DRC-20 Standardı
DRC-20, BRC-20‘nin birçok eksikliğini gidermek ve daha fazla verimlilik sağlamak amacıyla ortaya çıktı. BRC-20 akımından faydalanan bu yeni trend, Dogecoin‘in daha fazla işlem almasına katkıda bulundu. DRC-20’nin gördüğü yoğun ilgi, Dogecoin’in ağ aktivitesini rekor seviyelere yükseltmeyi başardı. DRC-20 tarafına daha fazla kullanıcının yönelmesiyle birlikte, Dogecoinbloködülleridearttı.
Daily #Dogecoin transactions have skyrocketed to ATH (650k), surpassing #BTC and #LTC transactions today due to folks trying to cram tokens (DRC20 "standard") and other stuff on top of the Dogecoin network.
Farklı bir işlevselliği ve memecoin’lerin de bu furyada yer aldığını gösteren DRC-20, mint’leme yöntemini kullanıyor. Birçok kripto kullanıcısı, DRC-20 ile basılan NFT’leri Doginals olarak adlandırdı. Ancak henüz takip etme ve veri alma işlevinin oturmaması, DRC-20 token’larında güvensizliğe de yol açıyor.
Yeni trend’in en önemli projelerinden birisi de dogi oldu. Bu proje, yaklaşık 7.5 milyon dolarlık bir piyasa değerine ulaşmayı başardı. Tıpkı Bitcoin Ordinals gibi 21 milyon arz ile kullanıcılarının ilgisini üzerine çekiyor. Ancak DRC-20’ler henüz BRC-20’ler kadar bir ilgiyle karşılaşmadı.
Tüm bu standartların ortaya çıkması ve yeni bir furyanın popülerlik kazanması, Bitcoin için de olumlu sinyalleri ortaya çıkartıyor. Bu sayede kripto kullanıcıları, heyecanını ve hevesini canlı tutuyor. Özellikle birçok kullanıcı, yeni standartları Bitcoin’in ilk çıktığı döneme benzetiyor. Fakat tüm bunlar, herhangi bir kullanıcının oluşturabileceği bir yapıya sahip olduğu için güvenilirlik konusunda netlik sunmuyor. Bu nedenle yatırımcıların, yöneldikleri standartlar konusunda temkinli olması gerekiyor.
Gelecek döneme bakıldığında, her dönem ateşlenen kripto trendlerinin Bitcoin’e de yaradığı ve birkaçının boğa sezonuna katkıda bulunduğu görülüyor. Sonraki boğanın ayak sesleri, yeni token standartları aracılığıyla gelebilir.
Menopozun kelime anlamı adetlerin kesilmesi ve doğurganlığın bitmesidir. Bir kadın 12 ay boyunca herhangi bir neden olmaksızın adet görmüyor ve kalıcı olarak adet kanamaları kesildiyse menopozdur. 45-55 yaşları arası menopozal geçiş dönemi olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde ortalama menopoz yaşı 48-49’dur.
Menopozun kelime anlamı adetlerin kesilmesi ve doğurganlığın bitmesidir. Aslı Yunancadan gelmekte olup, mensin (ay hali) pause (durması) sözcüklerinden türemiştir. Menopoz aslında bir dönem değil, son adet kanamasıdır. Dönem olarak değerlendirdiğimizde doğru terim “klimakterium”dur; bu dönemde menopoz öncesi (premenopoz), menopoz ve menopoz sonrası (postmenopoz) şeklinde 3 ana dönem vardır.
Menopoz neden olur?
Bir kız çocuğu anne karnındayken yaklaşık 7 milyon üreme hücresine (yumurta) sahipken, doğumla birlikte bu sayı 2 milyona düşer. Doğumdan ergenlik dönemine kadar biyolojik azalma devam eder ve ergenlik dönemindeki bir genç kızda yumurta sayısı yaklaşık 400,000 civarındadır. Her ayki yumurta gelişim döngüsünde 1 ya da 2 yumurta döllenmek üzere gelişirken beraberindeki diğer gelişime giren yumurtalar tüketilir. Menopoza yaklaşan bir kadında bu sayı iyice azalır.
Menopoz bulguları nelerdir?
Menopozal geçiş – perimenopoz dönemi genellikle sıcak basması, uyku bozuklukları, duygu durum değişiklikleri ve vajinal kuruluk, düzensiz adet kanamaları ve belirgin hormonal dalgalanmalar ile karakterizedir. Dikkatsizlik, yorgunluk, unutkanlık, gerginlik, depresyon, cinsel istekte azalma görülebilir.
Menopoz sonrası bu belirtiler devam eder. Uzun süreli östrojen eksikliği ile birlikte ürogenital organlarda küçülme – menopozun genito-üriner sendromu -vulvovajinal atrofi (rahim, vajina, vulva, üretra) olur. Sık idrara çıkma, idrar tahlilleri normal çıkmasına karşın idrarda yanma atakları, kabızlık, alt bölgede kaşıntı hissi, genital organlarda sarkma problemleri (rahim, idrar kesesi, barsak) olabilir.
Menopozu anlamak, tespit etmek için bir test var mı?
Menopoza işaret edebilecek kandan bakılan hormon testleri (FSH-Estradiol) bulunmaktadır. Hekim hastanın durumunua göre bu tetkikleri isteyebilir.
Doktorumu ne zaman ziyaret etmeliyim?
3 haftadan daha sık aralıklarla adet görülüyor ise
Yoğun adet kanamaları oluyor ise,
Son adet tarihinizin üzerinde 12 ay geçmiş ve sadece bir kan lekesi bile olsa tekrar kanamanız başladı ise,
40 yaş altında adet döngülerinizde sapmalar söz konusu ise,
Gece terlemeleri nedeniyle uyuyamıyorsanız, sıcak basması sebebiyle çalışmakta çok zorlanıyor iseniz, depresyon bulgularınız var ise, yani menopoz semptomları günlük yaşantınızı çok etkiliyor ise kadın doğum hekimi ziyaret edilmedir.
Türk Traktör yılın birinci çeyreğinde piyasa beklentisinin üzerinde 1,4 milyar TL net devir kârı elde etti
Türk Traktör, 2023 yılı birinci çeyreğine ilişkin bilançosunu paylaştı.
Buna nazaran şirket, 2023 yılının birinci çeyreğinde 1,4 milyar TL net devir kârı elde etti. Böylelikle şirketin 3 aylık net devir kârı çeyreklik yüzde 14,9, yıllık bazda yüzde 193 arttı.
Şirketin FAVÖK’ü birinci çeyrekte, 1,4 milyar TL’lik piyasa beklentisinin üzerinde 1,8 milyar TL düzeyinde gerçekleşti. Birinci çeyrek finansalları ile birlikte şirketin 3 aylık FAVÖK marjı yüzde 19,1, net kâr marjı yüzde 14,7 ve brüt kâr marjı yüzde 23,3 olarak gerçekleşti. FAVÖK marjı geçtiğimiz yılın birebir çeyreğinde yüzde 15,9 düzeyindeydi.
Şirketin cirosu ise 2023 yılının birinci üç ayında 9 milyar TL’lik beklentinin üzerinde, 9,5 milyar TL düzeyinde gerçekleşirken yılık bazda artış yüzde 139’a işaret etti.
Yurt içi üretimde Türk Traktör’ün hissesi gerilerken ihracat adedi hudutlu arttı
Şirket yılın birinci 3 ayında gerçekleştirdiği 9,5 milyar TL’lik cironun 6,9 milyar TL’si yerli traktör satışından geldi. Türkiye’de birinci çeyrekte üretilen 24 bin 14 adet traktörün 13 bin 625’i Türk Traktör tarafından üretildi. Böylelikle yılın birinci 3 ayında toplam traktör üretiminin yüzde 57’si şirket tarafından yapıldı. Lakin 2022’nin tıpkı devrinde bu oran yüzde 61’di.
İlk çeyrekte Türkiye’nin 6 bin 50 adetlik traktör ihracatının yüzde 83’üne karşılık gelen 5 bin 58’i ise Türk Traktör tarafından sağlandı. Geçen yılın birebir periyodunda bu oran yüzde 82’ydi.
Şirketin traktör pazarındaki pazar hissesi geçen yılın birebir periyodunda yüzde 55,4 olurken yılın birinci çeyreğinde yüzde 47’ye geriledi.
Türk Traktör, 2023 yılında Türkiye traktör pazar büyüklüğünün 59 bin-65 bin ortasında olmasını bekliyor. Geçtiğimiz yılın tamamında pazar büyüklüğü 66.942 adet traktör satışı olmuştu. İç piyasa traktör satışlarının bu yıl 28 bin-32 bin ortasında olması beklenirken yatırım harcamalarının 1-1,3 milyar TL düzeyinde gerçekleşeceği de beklentiler ortasında bulunuyor.
Erken rezervasyon tatil fırsatları Holimax’te!;Erken rezervasyon döneminde herkesin aklındaki soru aynı oluyor. Erken rezervasyonun işe yarayıp yaramadığı merakı. Biz sizin aklınızdaki tüm soruları Xwonbet, Yapbahsini, Yasalbahis, Youwin, Yukobet, Zetbahis, Zeusbet, Zigzag777, Betboobet, Bethepbet, Betkupa, Betticket, Betustra, Prizmabet
Erken rezervasyon döneminde herkesin aklındaki soru aynı oluyor. Erken rezervasyonun işe yarayıp yaramadığı merakı. Biz sizin aklınızdaki tüm soruları cevaplayalım. Evet, erken rezervasyon kesinlikle sizin daha rahat ve hesaplı bir tatil yapmanız için size imkân tanıyor.
Çoğu insanın iple çektiği bir dönem oluyor, bu dönem erken rezervasyon dönemidir. Şehrin gürültüsünden kurtulma, iş stresinden biraz olsun uzaklaşmak için sevdiklerinizle baş başa kalabilmek, baskı kalabalık ve bunun gibi pek çok olumsuzluklardan sıyrılmak için senede sadece bir kez kullanabileceğiniz yıllık iznimiz var. Durum böyle olunca herkes bu izini en iyi şekilde değerlendirmek ve en iyi şekilde zevk alabileceği bir yerde kullanmak ister. Erken rezervasyonda tam burada devreye giriyor. Erken rezervasyon tatil avantajları ile sayısız otel seçeneği arasından dilediğiniz yeri seçerek uygun fiyatlar yakalayabilirsiniz.
Erken Rezervasyon Avantajları
Erken rezervasyon istediğiniz tatili uygun bir fiyata almanız için önceden planınızı ve rezervasyonunuzu yaparak tatilinizi güvenceye alacağınız, fiyatların avantajlı olduğu satış dönemidir. Kışın ortasında yaz tatili mi planlayacağız diye düşünmeyin. Çünkü tüm otellerin doluluk oranları bu dönemlerde yükselir. Tatilinizi %50’ye varan indirimlerle alarak içiniz rahat bir şekilde sıcak yaz günlerini keyifle bekleyebilirsiniz. Ayrıca kış ayında tatilinizi planlamak emin olun sizin üzerinizden büyük bir yükü kaldıracaktır. Üstelik yaz gelmeden tatilinizi sadece hayal etmekle kalıyorsanız buda sizi indirim avantajları bittiğinden tutacağınız oteli normal fiyatından almak zorunda kalabilirsiniz.
Erken rezervasyon otelleri ile yerinizi ayırttığınızda aynı zamanda uçak biletinizi de erkenden ve avantajlı fiyata alabilirsiniz. Bunun tersi durumunda ise işinizi son dakikaya bıraktığınızı varsayarsak uçak biletiniz çok pahalı fiyatlara gelebilir. Erken rezervasyon otel fırsatları için güvenilir ve kaliteli bir hizmet bekliyorsanız Holimax.com adresinden kendinize göre bir otel bulabilir ve harika fırsatlardan yararlanabilirsiniz.
Erken Rezervasyon ile Kaliteli Tatil
Tatilinizi çok önceden planladığınızda, yaz geldiği zaman, izin alabilmek, izninizin çakışacağını düşünmek gibi kafanızda oluşan endişelerden kurtulmuş olacaksınız. İçiniz ferah kafanız rahat bir şekilde hem kendiniz için avantajlı hem de cebinize avantajlı bir tatil planlamış olacaksınız. Geriye sadece sırtınızı yaslayıp tatil zamanınızın gelmesini heyecanla beklemek dışında bir derdiniz kalmayacak. Erken rezervasyon 2022 imkânları ile istediğiniz lüks bir otelden uygun fiyat avantajıyla odanızı ayırabilirsiniz. Bu şekilde kesenize uygun kaliteli tatil yapmış olursunuz.
Erken Rezervasyon Fırsatları
Holimax’te Erken rezervasyon imkânı ile sizin önünüze onlarca otel fırsatı çıkar. Hangi telin sizin için uygun olduğu, nerede tatil yapacağınız gibi düşüncelerin rahatlığı erken rezervasyon otelleri içerisinde yer alıyor. Erken rezervasyonun başladığı dönemde sayısız oda ve otel seçeneğiniz bulunmaktadır. Yaz yaklaştıkça alan git gide daralmaktadır. İnsanlar yerlerini çok önceden ayırdıkları ve dolayısıyla otellerin dolması tatilinizi en iyi şekilde planlayamamanıza engel olabilir. Erken rezervasyon 2022 döneminde bahçe manzaralı veya deniz manzaralı odanızı seçebilme, denize yakınlığı, havuzlu ya da merkeze yakınlık mesafesi gibi konuları dilediğiniz gibi belirleyebilirsiniz. Seçme şansınız olmadığından ilk bulduğunuz odayı tutmaktansa bu fırsatlardan yararlanabilirsiniz. Siz de Ege ve Akdeniz bölgelerinin en güzel kıyılarında, hayalinizdeki tatili yaşayabileceğiniz en harika otellerde tatilinizi planlayın. Holimax erken rezervasyon fırsatları ile unutulmaz anlar yaşayabileceğiniz muhteşem günlere geri sayımı başlatın!
Kocaeli Hastanesini ise bir vakitler Ankara Ulus’ta bürokratlara terzilik yapan, iş dünyasında “Turkish Panama terzisi” lakabı ile tanınan sonrasında ise işverenler katında süratle yükselen Kazım Türker’in sahibi olduğu Türkerler İnşaat yaptı.
Kocaeli Kent Hastanesi olağan mühletinden 2 yıl sonra açıldı, devlete ise maliyeti 8 kat değerli oldu. Kent Hastanesini ise bir vakitler Ankara Ulus’ta bürokratlara terzilik yapan, iş dünyasında “Turkish Panama terzisi” lakabı ile tanınan sonrasında ise işverenler katında süratle yükselen Kazım Türker’in sahibi olduğu Türkerler İnşaat yaptı.
Patronlar dünyası olarak, bugün saat 18:00’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan Kocaeli Kent Hastanesini ve yap-işlet-devret ihale modeli hastaneyi yapan Türkerler Holding’in sahibi Kazım Türker’in kıssasını anlatacağız.
TERZİLİKTEN PATRONLUĞA
Kazım Türker’in iş dünyasına attığı birinci adım, Ankara’nın Ulus semtindeki bir terzi dükkanında başladı. Bir mühlet sonra terzi dükkanı Ankara’lı bürokratların ve siyasetçilerin uğrak yeri haline geldi.
Panama terzisi olarak nam saldı. Kazım Türker, hem çok şık giyinir hem de müşterilerine çok şık elbiseler tasarlardı.
Bürokrat, siyaset ve iş dünyasından oluşan müşteri etrafı işlerinin büyümesine de vesile oldu. Bir mühlet sonra dokuma dalına girdi.
Ancak temel büyümesi inşaat kesimine adım atmasıyla oluştu.
“Allah yürü ya kulum” dedi.
20 YILDA GENİŞLEDİ, YATIRIM BEDELLERİ 6 MİLYAR DOLAR
Türker Holding’in internet sayfasına girdiğinizde bilhassa son 20 yılda genişlediklerini ve büyüdüklerini şu cümlelerle tabir ediyor: “Türkerler Holding’in son 20 yılda ulaştığı inşaat hacmi 5 milyon metrekareyi geçmiştir. Türkerler’in hala devam eden projelerinin toplam yatırım bedeli 6 milyar doların üzerinde paha bulmaktadır”
RAHMİ KOÇ’TAN FAZLA VERGİ VERDİ
Kazım Türker iş dünyasında tanınsa da kamuoyu tarafından birinci defa 2007’de Ankara Gelir Vergisi rekortmeni olarak duydu.
Dünyanın en zengini listesinde de yer alan Rahmi Koç’u dahi geride bırakarak 9,6 milyon lira vergi ödedi.
AK Parti devrinde “yıldızı parlayan” iş insanları ortasında sayılıyordu.
YAP-İŞLET-DEVRET İHALELERİ İLE YAPILAN KENT HASTANELERİNİN ŞAMPİYONU
Kendisi ise buna o devir Ekonomist mecmuasında verdiği röportajında şu sözlerle itiraz etti: “Benim en çok etrafımın olduğu devirler; DYP ve ANAP iktidarlarıdır”
Kazım Türker’i Ekonomist mecmuasına verdiği o röportajdan sonra bir daha medyada görmek çok mümkün olmadı. Genelde art planda kalmayı tercih etti.
Oysa ki, yap-işlet-devret ihale formülü ile alınan kent hastanelerinin ve bir çok kamu ihalesinin gerisinde daima Türkerler İnşaat vardı.
Hatta yap-işlet-devret ihale metodu ile alınan kent hastanelerinden Etlik Sıhhat Yerleşkesi, İzmir Bayraklı Sıhhat Kompleksi, Kocaeli Sıhhat Yerleşkesi projesini Türkerler İnşaat aldı.
2 milyar 765 milyon dolar bütçe ile bu alanda en büyük sayısı da oluşturuyordu.
DEVLETE 8 KAT FAZLA MALİYETE MAL OLDU
Ancak burada dikkat alımlı bir konu, dün Sözcü Gazetesi’nde Erdoğan Süzer imzası ile yer alan haberde gündeme geldi.
CHP Balıkesir Milletvekili Dr.Fikret Şahin, Kocaeli Kent Hastanesi’nin maliyetinin 395 milyon 860 bin dolar olarak hesaplandığını, fakat devletin hastanenin müteahhidi Kazım Türker’e 25 yılda kira olarak 3 milyar 167 milyon dolar ödeme zorunda kalacağını söylüyordu.
Yani hastane 8 kat değerliye mal olacaktı.
CUMHUR ERSÜMER DANIŞMANI
Bugüne kadar kamuoyunda ismi çok zikredilmeyen “Turkish Panama Terzisi” lakaplı Kazım Türker, aslında kamuoyunda Kemal Kılıçdaroğlu tarafından “beşli çete” olarak tanımlanan müteahhitlerden kadar kamu ihalesi alan bir isimdi. Bilhassa yap-işlet-devret modeli ihalaler…
Kazım Türker, son periyotta güç kesiminde de büyük yatırımlar yapmaya başladı. Bu bahiste kendisine danışmanlık yapan isim ise 55.dönem iktidarında Güç ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı yapan, Güç ve doğalgaz mutabakatlarında Türkiye aleyhine mutabakat ve uygulamaların yapılmasına yol açtığı, devlet alım satımına fesat karıştırdığı, vazifesini berbata kullandığı savı ile Ulu Divan’da yargılanan ANAP’lı Cumhur Ersümer.
İŞTE O KAMU İHALELERİ:
Türkerler İnşaatın son periyotta aldığı kimi kamu ihaleleri ise şunlar:
Kirazlıköprü Barajı İkmal İmal işi
İstanbul Kayabaşı Emlak Konutları
Van Gölü Elektrik Dağıtım A.Ş’nin özelleştirilmesi
Edirne Keşan Belediyesi Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatı
Tekirdağ Saray Hayrabolu ve Muratlı Belediyeleri Atıksu Arıtma Tesisleri
Ambar Barajı Sulama Projesi
Başköy Barajı Sulama Projesi
Adıyaman Devlet Hastanesi
Ankara Spor Salonu
Ulus-Keçiören Metro Tüneli
Bağcılar-Güneşli Otoyol Kavşağı
Ankara Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası
Beykoz Çelik Gaz Boru Hattı
Etlik Sıhhat Yerleşkesi Projesi
İzmir Bayraklı Sıhhat Yerleşkesi Projesi
Kocaeli Sıhhat Yerleşkesi Projesi
LAKABININ KAYNAĞI PANAMA TERZİSİ FİLMİ
Kazım Türker’in iş dünyasında, “Turkish Panama Terzisi” lakabı ile tanınması geçmişte terzilik yapması ve 2001 üretimi The Tailor of Panama (Panama Terzisi) sinemasına atfediliyor.
Yönetmenliğini John Boorman, senaristliğini ise ünlü muharrir John Le Carre’nin yaptığı İrlanda-ABD ortak imali sinemanın konusu ise şöyle:
“Bir İngiliz casusu kendinden çok daha üst bir rütbedeki bir adamın sevgilisiyle girdiği ilgi nedeniyle tuzaklarla dolu bir palavralar ülkesi olan Panama’ya sürülmüştür. Panama’ya giden casus oraya varır varmaz orada yaşayan bir terziyle ilişki kurar. Oradaki tüm saygıdeğer siyaset adamlarının elbiselerini diken bu adam, İngiliz casusunun öğrenmek istediği tüm bilgilere hakimdir. Terzi’nin karısı ise, tüm bu soruşturma için değişik kapılar açan, bambaşka bir madendir.”