Antik Roma Kadınlarının Akıllara Durgunluk Veren 5 Tuhaf Alışkanlığı

Her bir medeniyet ve o medeniyetin insanları, şüphesiz birbirinden farklı geleneklere ve alışkanlıklara sahiptir. Antik Romalı kadınlar da tıpkı Orta Çağ kadınları gibi bambaşka geleneklere sahipti.

Antik Roma kadınlarının güzellikten evliliğe, çocuk sahibi olmaktan boşanmaya kadar şimdiye kadar hiç duyulmamış yaklaşımları vardı.

Gelin Antik Roma kadınlarının hayatına daha yakından bakalım.

Antik Roma kadınlarının çocukluk dönemi, oldukça kısa sürerdi. 

Çünkü kız çocuklarının erkenden evlenmesi gerektiği düşünülüyordu. Ortalama 12-13 yaşına geldiklerinde evlenmeleri için teşvik edilir, kısa sürede çocuk sahibi olmaları beklenirdi. Bunun en önemli sebebi, o dönemde bebek ölüm oranlarının çok yüksek olmasıydı.

Antik Romalıların düşünce tarzlarına göre bir kadın ne kadar erken evlenirse o kadar çok çocuk yapabilirdi ve böylece nüfus artardı.

Doğum yapan varlıklı Antik Roma kadınlarının emzirmesine, ilginç bir şekilde müsaade edilmezdi. 

Bunun yerine köle olarak görülen ya da sütanneliği yapan herhangi bir kadın, çocuğu emzirebilirdi. Bu uygulamanın nedeni de annenin, emzirdiği zaman bitkin düşeceği endişesiydi.

Fakat bir diğer tarafından dönemin filozofları, anne sütünün çocuğun sağlığı ve ahlaki karakteri için en iyisi olduğunu öne sürüyordu. Çünkü onlara göre sütannelerin veya kölelerin kötü karakteri, emzirme sırasında bebeğe geçebilirdi.

Ancak filozoflar böyle düşünse de zengin Romalı kadınlar, bebeklerini emzirme taraftarı değildi.

Boşanma durumunda ise çocukların velayetini anneleri değil babaları alırdı.

Antik Roma’da boşanmak tahmin edilenenin aksine oldukça basit ve yaygındı. Boşanmak için yasal bir prosedür yoktu. Evlilik, erkek veya kadının “Senden boşanıyorum” demesi ile fiilen sona ererdi.

Babalar, evlilikten sonra da kızları üzerindeki yasal velayete sahip oldukları için boşanma işlemlerini kadınların babaları yürütürdü. Ayrıca bu düzenleme ile kadınların çeyizleri, tekrar baba evine dönebiliyordu.

Ne yazık ki kadınların kendi çocukları üzerinde hiçbir yasal hakkı yoktu. Bu sebeple boşanmanın ardından babalar, doğrudan velayetin sahibi olurdu. 

Antik Roma kadınları maalesef sınırlı bir eğitim düzeyine sahipti.

Çünkü bu dönemde kadınların eğitim alması oldukça tartışmalı bir konuydu. Roma’nın üst ve orta sınıflarındaki kız çocuklarının çoğu, temel okuma ve yazma becerilerine sahipti. Bazı aileler ise özel hocalar tutarak kızlarının eğitimini biraz daha ileri bir seviyeye taşıyabilirdi. 

Ancak yine de kadınların fazla eğitimli olması, eşleri ve çevre tarafından pek hoş karşılanmazdı. Bu sebeple kadınların eğitimi sınırlandırılırdı.

Bu dönemin kadınları için güzel görünmek, en önem verdikleri şeydi.

Çünkü bu dönemde kadının dış görünüşünün, erkeğin yansıması olduğu düşünülürdü. Bu sebeple kadınlar, iyi görünmek uğruna birçok güzellik trendi geliştirmişti. Yani kadınlar oldukça baskı altındaydı.

Kendi güzellikleriyle eşlerini en iyi şekilde temsil etmek istiyorlardı. Bu nedenle Antik Roma’da hızlı gelişen bir kozmetik endüstrisi vardı. Örneğin bal ve gül yaprakları, cilt bakımının vazgeçilmeziydi.

Sivilceler için önerilen tedaviler arasında tavuk yağı ve soğan vardı. Öğütülmüş istiridye kabukları da peeling olarak kullanılırdı. Yine ezilmiş solucanlar ve yağ karışımının gri saçları kamufle ettiği düşünülürdü. Hatta bazı araştırmacılar, timsah dışkısının bir tür allık olarak kullanıldığından da bahsetmişti. 

Kaynaklar: Dergi Park, History Extra

Üst kadrolardaki eğitimcilere uzman ve başöğretmenlik hakkı tanınması talebi

Memur Sendikaları Konfederasyonu’na (Memur-Sen) bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) üyeleri, Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi Kanunu Taslağı’nda şube müdürü, uzman, araştırmacı ve müfettiş kadrolarında bulunan kişilere de uzman ve başöğretmenlik unvanı verilmesini talep etti.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sendika üyeleri ile billikte Milli Eğitim Bakanlığı önünde yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesine ilişkin basın açıklaması yaptı. Yalçın, kanunda şube müdürü, uzman, araştırmacı ve müfettiş kadrolarında bulunan eğitimcilerin de ‘uzman’ ve ‘başöğretmenlik’ unvanlarını alması gerektiğini ifade ederek, düzenlemenin bir an önce hayata geçirilmesini talep etti.

“Bu hatalı yaklaşım, öğretmenlik mesleğini konu edinen ve eğitim personeline ilave mali haklar getiren meslek kanunu düzenlemelerine de yansımıştır”

Durumun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini söyleyen Yalçın, “Öğretmenlik Meslek Kanunu, mecliste yarım kalmıştı. Şimdi devamı görüşülecek. Şu an mecliste görüşülüyor bu kanun ve bazı önergelerle yanlışların düzeltilmesini istiyoruz. Öğretmenlik Meslek Kanunu, ayrıştırıcı değil, kapsayıcı olsun. Eğitimcileri bölmesin, haklarımız yarım kalmasın diye bir aradayız. Ülkemizin kamu personel sistemi, kamu politikasının belirlenmesi, yürütülmesi ve düzenlenmesi konusunda şube müdürü, daire başkanı, genel müdür, şefler de dahil yukarıya doğru bir yönetim hiyerarşisi var. Yönetim hizmetleri kadro grubunun söz sahibi olacağı şekilde tasarlanmış bir kamu personel sistemimiz var. Ancak yönetim hizmetleri, kadro grubuna görev, yetki ve sorumluluklarının genişliği ile uyumlu olmayacak şekilde sınırlı özlük hakları ve yetki verildiği, hiyerarşik olarak kendilerine bağlı ve yönetim, karar alma, uygulamaya koyma, hesap verme sorumluluğu bulunmayan diğer kamu görevlilerinden çok da farklılaştırılmamış bir seviyede özlük hakları olduğu görülmektedir. Bu hatalı yaklaşım, öğretmenlik mesleğini konu edinen ve eğitim personeline ilave mali haklar getiren meslek kanunu düzenlemelerine de yansımıştır” ifadelerine yer verdi.

“Arkadaşlarımızın ayrıştırılması doğru değil”

Kanunun bu yönüyle dışlayıcı bir özelliğe sahip olduğunu söyleyen Yalçın, “Öğretmenlik Meslek Kanunu da eğitim çalışanları arasında farklılaştırıcı, dışlayıcı bir içerikle yürürlüğe girmiş, o zaman da eleştirilerimizi yapmıştık. Eğitim-öğretimin içerisinde bulunan, çoğunlukla da öğretmenlik unvanını kazanılmış hak olarak uhdesinde bulunduran şube müdürü ve dengi üst kadrolarda bulunanlar, uzman ve başöğretmenlik unvanını elde etme hakkından mahrum bırakılmışlardı. Bu aramızdaki çalışma barışını bozuyor. Bu arkadaşlarımızın bu anlamda ayrıştırılması doğru değil” diye konuştu.

Yeni nesil üniversiteye sıcak bakmıyor

Yeni dönem için üniversiteler kapılarını açtı. Eğitmen Prof. Dr. Aksu’ya gençlerin üniversitelerden beklentilerini sorduk. “Her şeyi hızlı bir şekilde elde etmek istiyorlar. Buna cevap alamayınca eğitimden uzaklaşıyorlar” dedi. Prof. Dr. Aksu: Hızlı ve kolay yoldan para peşindeler. Tek taraflı sadece hocanın anlatımıyla eğitim dönemi de bitti. İş yerleri de artık ‘Bize ilk üçü, ilk beşi yollayın’ demiyorlar. ‘Bize, sosyal becerileri gelişmiş çocukları yollayın’ diyor.

Yeni bir akademik yıla daha “merhaba” derken, üniversitelerin öğrencilere sunduğu imkanlar ve beklentiler bir kez daha gündeme geldi. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kıdemli Eğitmen Prof. Dr. Neşe Buket Aksu, özellikle yeni nesil öğrencilerin öğrenme süreçleri ve üniversitelerden beklentileri üzerine önemli tespitlerde bulundu. Sorularımızı cevaplayan Aksu’nun değerlendirmeleri özetle şöyle:

>> Yeni nesil, üniversiteyi çok istemiyor. Bunun başlıca nedenleri arasında, geleceklerini görememeleri, hedef koymada zorlanmaları ve her şeyi hızlı bir şekilde elde etme beklentisi yer alıyor. Gençler, sabırsız ve hızlı sonuçlar bekliyorlar. Bu beklentiler karşılanmadığında ise umutsuzluğa kapılıyorlar. Sıkılıp, eğitimden uzaklaşıyor.

>> Sosyal medya gibi platformlarda, hızlı ve kolay yoldan para kazanma yollarını görmek, gençlerin üniversite eğitiminin önemini sorgulamalarına neden oluyor. Ancak, üniversiteler olarak gençlere hayatlarına gerçekten dokunduğumuzu hissettirebilirsek ve onların fikirlerine değer verip karşılıklı bir paylaşım ortamı oluşturabilirsek, gençlerin potansiyellerini açığa çıkarmak mümkün olur. Unutulmamalıdır ki, bu kuşak çok şeyler yapıyor ve onları anlamak için aynı ortamda nefes almayı öğrenmemiz gerekiyor.

>> Harvard, Yale, Stanford Amerika’nın en bilinen üniversiteleri üniversiteye başta olmak üzere ağırlıklı olarak artık sosyal duygusal beceri kazandırma eğitimleri veriyor. Dolayısıyla artık eskisi gibi sadece bilgi anlatımıyla eğitim yapmıyorlar.

>> Eğitim artık tek taraflı sadece hocanın anlatımıyla olmuyor. Bu çocuklar hıza alışmış çocuklar. Parmaklarının ucunda ekranları var. Karşılarında saatlerce bir şeylerin anlatılması onları bağlamıyor. İnteraktif olarak onların da katılımcı olduğu müfredatın bu kişisel özellikleri kazanabilecekleri sistemlerin kurulması önemli.

>> Üniversite öğrencilerinin özellikle hedef koymayı bilmeleri lazım. Kendilerine güvenmeleri lazım. Özgüven, empati başta olmak üzere duygularını tanımaları ve o zaman da duygularını yönlendirmeyi öğrenmeleri lazım. Stanford Üniversitesi öğrencileri bu sene 39 tane altın madalya kazandılar. Bütün olimpiyatlar boyunca. Bir üniversitenin spor bursuyla muhtemelen aldığı öğrenciler bunlar. İşte bu söylediklerimizi, bizim savunduğumuz tezin bir başka ortaya çıkış şekli.

>> Artık iş yerleri de ‘Bize ilk üçü, ilk beşi yollayın’ demiyorlar. ‘Bize, sosyal yüksel becerileri gelişmiş çocukları yollayın’ diyorlar. TÜSİAD’ın en son raporunda bu çok kesin olarak vurgulanmıştır. Neler bekliyor iş dünyası öğrencilerden? 21 madde de tanımlamışlar. Bunların en başta geleni duygu dengelemesi. Yani strese dayanmak, olumlu düşünce ve duygunun denetimi. Bunun yanı sıra başkalarıyla ilişki. Ortak çalışma yapabilmesi yani takım çalışması için öz güven, öz yeterlik önemli. Bütün bunlar aynı zamanda Avrupa Ekonomi Organizasyonu OECD tarafından da Big Five olarak tanımlanıyor. TÜSİAD raporunda da bunu Türk iş adamlarının yaptırdığı raporda beklenti olarak üniversite mezunlarından bunların artık istenildiği ifade ediliyor.

MAHMUT ÖZAY

230 bin başöğretmene 10 bin 400 TL tazminat

Öğretmenlere karşı uygu-lanan şiddetin cezasını artırmaya yönelik maddele-rin de yer aldığı Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağı Tür-kiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülmeye devam edilecek.

Bu hafta Meclis’e ge-lecek olan taslak ile yüzbin-lerce öğretmen ek tazminata da hak kazanacak. Türk Eği-tim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Kanun çıktığında 7 yıl süreyle kademeli olarak 20 yıl hizmet süresini dolduran öğretmenler başöğretmenliğe başvuracak. Böylece 230 bin civarında öğretmen daha ba-şöğretmen olma imkanına ka-vuşacak ve 10 bin 400 TL taz-minat almaya hak kazanacak” diye konuştu.

Öğretmenlik Meslek Kanu-nu (ÖMK) taslağının 22 mad-desi geçtiğimiz yasama yılında kabul edilirken, Meclis’in tati-le girmesi ile görüşmeler yeni döneme kalmıştı. Bugün yeni-den çalışmaya başlayacak olan Meclis’in görüşeceği ilk yasa-lardan biri de ÖMK olacak.

Milli Eğitim Akademisi kuruluyor

Kanun hazırlanırken görüş-lerine başvurulan sivil toplum örgütlerinden biri olan Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Kanun ile Milli Eğitim Akademisi’nin kurula-cağını söyledi.

Geylan, “Akademi birden fazla fonksiyonu ifa edecek. Birincisi yönetici akademi-si, yöneticiler burada eğitim alacaklar. İkincisi şu an 8 olan hizmet içi eğitim enstitüsü sa-yısı 30’a çıkacak. Öğretmen-lerimize hizmet içi ve meslek eğitimi noktasında katkı su-nulacak. Üçüncüsü aday öğ-retmenlerin eğitimi ile alakalı süreçler işleyecek.

Ancak ta-lebimiz şu anki kanunda bir yıl süre olarak tanımlanan aday eğitim sürecinin 3-4 ay olma-sı. Aday öğretmenler bakımın-dan akademinin 1 yıl süreyle adeta öğretmen yetiştirme sü-recinin bir aşaması olarak de-ğerlendirilmesi doğru değil-dir. Yaz tatili sürecinde aday-lık eğitimi tamamlanmalı ve 1 Eylül de yeni öğretmenler gö-reve başlamalıdır. İnşallah sü-reç içerisinde bu konuda bir düzenleme yapılır” dedi. Gey-lan, öğretmenlerin kariyer planlamasının sınavla yapıl-ması konusunun da kanunla kaldırıldığını anlattı.

Uzmanlıkta 10 yıl bekleme şartı olduğu için bazı öğret-menlerin başöğretmen unva-nını alamadan emekli olmak durumunda kaldıklarını an-latan Geylan, “Şimdi yasa çık-tığında 7 yıl süreyle kademeli olarak 20 yıl hizmet süresini dolduran öğretmenler başöğ-retmenliğe başvuracak. Bu çı-karsa 230 bin öğretmen daha başöğretmen olacak ve 10 bin 400 TL tazminat almaya hak kazanacak. Bu da önemli bir kazanım” şeklinde konuştu. .

Şiddete büyük ceza

Talip Geylan, 2019 ve 2023 yıllarında eğitim çalışanları-nın maruz kaldığı şiddete yö-nelik hazırladıkları teklifin bu kanunda hayata geçirilece-ğini kaydetti. Geylan, “Öğret-menlere yönelik artık bir şid-det hadisesi vuku bulduğunda cezalar yüzde 50 artırılacak. Hapisle yargılanacak ve hapis cezaları ötelenmeyecek” ifa-delerini kullandı. Meclis’te-ki kanunun önemli kazanım-lar içerdiğini belirten Geylan, “Pek tabi ki TBMM de bekle-yen ÖMK teklifi tam anlamıy-la bizleri tatmin etmemiş ve beklentilerimizi karşılama-mıştır. Ancak teklifin mes-lektaşlarımıza getirdiği yeni önemli kazanımlara da tabi ki sahip çıkacağız” diye konuştu.

Nagihan KALSIN

Yerli teknoloji şirketi PEAKUP, Dubai iş dünyasına yapay zeka anlattı

Yapay zeka alanında uzmanlık sertifikasına sahip Microsoft Partneri yerli BT şirketi PEAKUP, Dubai’de düzenlediği yapay zeka eğitimiyle Ortadoğu ve Afrika (MEA) pazarındaki gücünü pekiştirdi.

Yerli teknoloji şirketlerinin küresel çapta attıkları stratejik adımlara bir yenisi eklendi. 12 yılı aşkın tecrübesiyle iş dünyasını güncel bilgi teknolojileriyle buluşturan, dijital dönüşümlerine önderlik eden ve toplumu teknoloji ile geleceğe hazırlama vizyonuyla hareket eden yerli BT şirketi ve Microsoft Partneri PEAKUP, Dubai’de önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Şirketin Mart 2024’te kurduğu Yapay Zeka Çözümleri Birimi, Ortadoğu ve Afrika (MEA) bölgesinde, PEAKUP MEA Bölge Direktörü Ahmet Uygur’un eğitmenliğinde Dubai AI Summer School isimli, yapay zeka (YZ) odaklı bir eğitim programı düzenledi. Eğitim programı kapsamında halihazırda Dubai, Londra ve İstanbul ofislerinde hizmet veren PEAKUP, bölgedeki müşterileriyle yapay zeka araçlarının doğru kullanımına ilişkin güncel bilgiler paylaşıldı.

“Yapay zeka dönüşümü bütünsel bir yaklaşım gerektiriyor”

PEAKUP’ın Microsoft teknolojileriyle kuruluşların yapay zeka dönüşümünü başlatan ve bu dönüşüme eşlik eden bir teknoloji yol arkadaşı olduğunu vurgulayan PEAKUP CSO’su KadirCan Toprakçı, “PEAKUP’ın işletmelere YZ desteği, Copilot, Copilot Studio ve Azure AI teknolojileriyle ihtiyaç duyulan yapay zekanın tasarımıyla sınırlı kalmıyor. Müşterilerimize bu teknolojiden en etkin şekilde nasıl yararlanabilecekleri konusunda da rehberlik ediyoruz. Gerekli eğitim ve atölyeler aracılığıyla danışmanlık faaliyetlerimizi sürdürüyor, yapay zekanın toplumsal ve kurumsal faydasının farkındalığıyla, etik ve güvenlik ilkelerimiz çerçevesinde son teknolojiyle toplumu geleceğe hazırlıyoruz. Dubai AI Summer School, YZ dönüşümünün bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğine olan inancımızın son çıktılarından biri. YZ teknolojilerinde uluslararası geçerliliği olan derin uzmanlığımızla, MEA bölgesindeki müşterilerimizi bu devrimsel teknoloji açısından daha da güçlendirdik” dedi.

Yapay zekanın verimliliğe katkısı anlatıldı

İki haftalık Dubai AI Summer School eğitim programının yürütücüsü olan PEAKUP MEA Bölge Direktörü Ahmet Uygur ise “İki haftalık program kapsamında MEA bölgesindeki müşterilerimize yapay zeka araçlarının doğru kullanımına dair kanıtlanmış yaklaşımları ve yapay zekanın verimliliğe katkısını en üst seviyeye çıkarmak için yapılması gerekenleri anlattık. Sınırlı sayıda katılımcının dahil olabildiği, yoğun ilgi gören Dubai AI Summer School, katılımcılara yapay zekanın iş süreçlerine entegrasyonundaki en iyi uygulamaları kapsamlı bir biçimde keşfedebilme olanağı sundu. Müşterilerimiz, kendi sektörlerinde yapay zekayı en verimli şekilde kullanabilecekleri çözüm ve uygulamaları 2 haftalık program kapsamında derinlemesine deneyimleme fırsatı buldu. Maliyet düşürme yolları, operasyonel verimlilik ipuçları ve entegrasyon stratejileriyle yapay zekanın iş süreçlerine katkısını en üst seviyeye çıkarma eforumuzun bir çıktısı olan Dubai AI Summer School, PEAKUP’ın faaliyet gösterdiği her bölgede toplumu teknolojiyle geleceğe hazırlama vizyonunu teyitledi. Ayrıca bölgede YZ çözümleri konusundaki liderliğimizi de pekiştirdi” ifadelerini kullandı.

“MEA pazarı için stratejik bir adım”

Yapay zekanın iş dünyasındaki dönüştürücü etkisinin farkında olduklarını vurgulayan PEAKUP CSO’su KadirCan Toprakçı, etkinliği şu şekilde değerlendirdi:

“Dubai AI Summer School gibi etkinliklerle, sadece bölgemizdeki işletmelere ileri teknoloji çözümleri sunmakla kalmıyor, aynı zamanda onları bu teknolojiyi en verimli şekilde kullanmaları için eğitimle destekliyoruz. MEA’da YZ odaklı bu tür programlarla, hem bölgesel büyümemizi sürdürüyor hem de müşterilerimizin verimliliklerini artırmalarına katkıda bulunuyoruz. Dubai AI Summer School, MEA bölgesindeki penetrasyonumuzu artırmaya yönelik stratejik bir adım olma özelliği de taşıyor. Sınırlı sayıda katılımcının yer aldığı bu etkinlik, bölgede YZ çözümlerinde lider bir pozisyon elde etmeyi hedefleyen stratejimizin önemli bir parçası.

Öte yandan kurumlara özel eğitim faaliyetlerimiz MEA pazarıyla sınırlı değil. Türkiye’de de P.I. Works ile üç günlük bir eğitim programına imza attık ve P.I. Works dijital dönüşüm ekiplerinin yapay zekanın yaygınlaşacağı bir geleceğe hazırlanmasına aracılık ettik. Mart ayında kurduğumuz Yapay Zeka Çözümleri Birimimizle işletmelerin ihtiyaçlarına uygun YZ eğitim programları tasarlıyor; şirketlerin yapay zeka devrimin hazırlanma süreçlerine rehberlik ediyoruz.”

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Evlilik Okulu’nda eğitim gören 462 çift daha sertifikasını aldı!

Şahinbey Belediyesi’nin en önemli projelerinden biri olan Evlilik Okulu Projesinde eğitim gören 462 çift Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’nun takdimi ile sertifikalarını aldı., bahisnow, betist, Tumbet, Turkbet, Ultrabet, Vdcasino, Vegabet, Venusbet, Vforbahis, Wcasino, Wettenbet, Winxbet, Wonodds, Wsbets, Prizmabet,

Şahinbey Belediyesi’nin en önemli projelerinden biri olan Evlilik Okulu Projesinde eğitim gören 462 çift Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’nun takdimi ile sertifikalarını aldı.

Mutlu ve huzurlu bir toplum oluşturmak amacıyla Şahinbey Belediyesi, Gaziantep İl Müftülüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, Hasan Kalyoncu Üniversitesi ve Şahinbey İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte yürütülen Evlilik Okulu Projesinde çiftlere evliliğin dini, hukuki ve sağlıkla ilgili boyutları anlatılarak sağlam temelleri olan evlilikler oluşturmak hedefleniyor. Şahinbey Belediyesi, şimdiye kadar tam 51.415 çifte eğitim verdi.

Evlilik Okulu

“EVLİLİK TOPLUMUMUZUN ÇEKİRDEK YAPISIDIR”

Proje kapsamında verilen eğitimlerde oldukça büyük emek sarf edildiğini aktaran  Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu; “Allah çiftlerimizi mesut ve bahtiyar eylesin. Şahinbey Belediyesi olarak evlilikte yanınızda olduğumuz gibi çocuklarınız olduğunda da yanınızda olacağız. Göreve geldiğimiz günden buyana ‘Hoş Geldin Bebek Projemiz’ ile evinizdeki ilk ziyaretçiniz Şahinbey Belediyesi olacak. Bebeğinizin bakımı ile ilgili bilgilendirmeler yapılacak. Sonraki yıllarda da ana sınıfından başlayarak eğitimlerinde de onların yanında olacağız. Evlilik toplumumuzun çekirdek yapısıdır.” dedi.

Evlilik Okulu

“EVLİLİK OKULUNA KATILAN ÇİFTLER İÇİN…”

Açıklamaları esnasında Türkiye’de en fazla nikah kıyan belediye olduklarına dikkat çeken Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu; “Geçtiğimiz yıl 10 binin üzerinde nikah kıydık. Şimdi ise 7 bin civarındayız. İnşallah yılsonuna kadar 10 bini aşacağız. Gençlerimizin evlenmesini istiyoruz bu nedenle Evlilik Okulumuza katılan çiftlerimize evlilik eğitimi verip, çamaşır makinası hediye ediyoruz. Ayrıca maddi durumu olmayan çiftlerimize ise buzdolabı, oturma grubu, fırın, halı ve elektrikli süpürge desteğinde bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Evlilik Okulu

“AİLEYİ AYAKTA TUTMAYA GAYRET ETMEMİZ GEREKİYOR”

Konuşmasını sertifika alan katılımcıların geleceğine yönelik iyi temennilerini dile getirerek sonlandıran Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu; “Evlilik insan hayatında çok önemli bir dönüm noktası. İnsana hem dünyasını hem de ahiretini kazandıracak bir müessese. Eşinizle iyi iseniz eviniz cennet hayatı, eşinizle aranız iyi değilse eviniz cehennem hayatına döner. Bu nedenle eşler birbiriyle iyi olmak zorunda. Aile mutlu olursa toplumda huzurlu olur. Bu nedenle elimizden geldiği kadar fedakârlık yaparak aileyi ayakta tutmaya gayret etmemiz gerekiyor. Şimdiden tüm çiftlerimizi tebrik ediyor, mutluluklar diliyorum.” şeklinde konuştu.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

E-spor Akademisi Kuruluyor Sizde E-sporcu Olabilirsiniz

Ankara Büyükşehir Belediyesi, bünyesinde Espor’a ilgi duyanlar ve kariyerine bu alanda devam etmek isteyen kişiler için “Espor Akademisi” açıyor.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, bünyesinde Espor’a ilgi duyanlar ve kariyerine bu alanda devam etmek isteyen kişiler için “Espor Akademisi” açıyor.

Günümüzün yükselen trendi olan Espor’a ilgi duyan gençleri düşünen Ankara Büyükşehir Belediyesi, gençlerin bu isteklerini göz ardı etmeyerek belediye bünyesinde Espor Akademisini hayata geçiriyor.

Espor Akademisi Kuruluyor Sizde Esporcu Olabilirsiniz

Online Başvuru ve Eğitim

Yeni kurulacak Espor Akademisi ile ülkemizde başarılı Esporcu yetiştirmeyi hedefleyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Mansur Yavaş, Espor tutkunlarını yeni açılacak olan Espor Akademisine davet etti. “https://espor.ankara.bel.tr/akademi-basvuru” adresinden başvuru yapabileceklerini ifade eden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Başkentimizin gençlerine her alanda destek olmaya devam ediyoruz. Espor’a ilgi duyan tüm gençlerimizi, profesyonel eğitim alabilecekleri Espor Akademisi’ne davet ediyoruz. Espor Akademisi başvuruları 25 Eylül’de başlıyor.” şeklinde açıklama yaptı.

Yeni kurulacak olan bu Espor merkezinde; Espor antrenörleri, avukat, psikolog, diyetisyen ve fizyoterapistten oluşan uzman Espor ekibi tarafından verilecek eğitimlerde, Espor dünyasını, Espor branşlarını ve Türkiye’deki Espor gelişmelerini, Espor federasyonu, yayıncılık ve sponsorluk gibi bir çok konularda eğitimler verilecek. Bunların yanında eğitim kapsamında Espor’da sağlık, beslenme, hukuk ve insan hakları, zihinsel ve fiziksel algı gibi önemli konularda ele alınacak.

Espor Akademisi Kuruluyor Sizde Esporcu Olabilirsiniz

Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösterecek olan bu yeni Espor Akademisi’nin başvuruları “https://espor.ankara.bel.tr/akademi-basvuru” adresinden 25 Eylül 2024 tarihinden itibaren alınmaya başlanacak. Bu başvurulardan sonra ise 12 Ekim 2024 tarihinden itibaren 3 ay sürecek eğitimler yapılacak.

12 saat yüz yüze, 10 saatte uzaktan olmak üzere toplam 22 saat sürecek olan bu eğitimler, Çubuk, Beypazar, Elvankent, Mamak ve Çankaya Birlik’te yer alacak olan Espor Akademi merkezlerinde gerçekleştirilecek

Kaynak: İndir

Hekimler Yurt Dışına Göçüyor!

Hekimlerin önemli bir oranı yurt dışına göç ediyor. Türk Tabipler Birliği, yurt dışına çıkış için 2023 yılında 3 bin 50 hekimin iyi hal belgesi aldığını açıkladı. 

Hekimlerin önemli bir oranı yurt dışına göç ediyor. Türk Tabipler Birliği, yurt dışına çıkış için 2023 yılında 3 bin 50 hekimin iyi hal belgesi aldığını açıkladı.

Hekimler Güvenli ve Şiddetten Uzak Bir Ortam İçin Yurt Dışına Gidiyor

Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Alpay Azap, doktorların bir çok sorunlu boğuştuğunu söyledi. “Sağlık Bakanlığı tüm bu aksaklıkları hekimler üzerinden çözmeye çalışıyor” diyen Azap, “Halbuki hekimler bu sorunların kaynağı değil, mağduru. Yanlış politikalarla iyice bozulan sağlık ortamında hekimler de büyük sorunlar yaşıyor. Hekime yönelik şiddet halk sağlığını tehdit eder bir noktaya ulaştı. Hekimler artık şiddet görme olasılıklarının olduğu branşları tercih etmiyor, klinisyenler risk alacak işlemlerden haklı olarak kaçınıyorlar, branş ve meslek değiştirenler artıyor. Hatta gelecek güvencesi ve şiddetsiz ortamda mesleğini yapabilmek adına yurtdışına gitmeye çalışıyor. 2023 yılında TTB’nin verdiği iyi hal belge sayısı 3.050. Toplumun maddi manevi emeği ile yetişmiş, nitelikli insan gücünü kaybediyoruz. Bu hekimlerle de sınırlı değil, hemşire, fizyoterapist gibi pek çok meslek mensubu bu yolu tercih ediyor. Sağlık ortamı kan kaybediyor”

Tıp Eğitimi Nitelikli Değil

Tıp eğitimi deseniz, o ayrı bir sorunlar yumağı. Bugün Türkiye’de hekim yetiştiren lisans programı sayısı 140! Bunların çoğunun nitelikli bir eğitim verecek altyapı ve kadroya sahip olmadığını tahmin etmek zor değil. Uzmanlık eğitimi daha da beter. Eğitim veren birimlere plansız bir şekilde eğitilebilecek sayıdan çok fazla sayıda uzmanlık öğrencisi alındı. Durum o kadar vahim ki, birkaç öğretim üyesinin olduğu kliniklerde onlarca asistan var. Hekimlerin özlük hakları her geçen gün geriye gidiyor. Emekli hekimler, özel sektörde çalışan hekimler, üniversitede çalışan hekimler… Kısaca tüm hekimler farklı boyutlarda olsa da ciddi maddi sorunlar yaşıyor. Daha önemlisi yaptıkları işten sonuç alamadıklarını, hastalarına faydalı olamadıklarını gördükçe mesleki açıdan da tatmin olamıyorlar meslekten soğuyorlar. Hekimlerin ruh sağlığı bozuluyor. Tükenmişlik, mesleğe yabancılaşma yaygınlaşıyor. Sorunları artırmak mümkün ancak bu sorunlarla her gün zaten boğuşmakta olan hekim arkadaşları sıkmamak adına burada bırakayım. Bütün yaşadığımız sorunların kaynağında ise Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın yarattığı üç ana sorun var: (1) Sağlık hizmetinin niteliğinin değil niceliğinin öncelenmesi, (2) Hekim emeğinin değersizleştirilmesi, (3) Hekimlerin örgütsüzleşmesi.

TTB Üç Ana Sorunu Merkez Alarak Faaliyetlerini Sürdürecek

Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak önümüzdeki dönemde bu üç ana sorunu merkezine alan bir faaliyet yürütmeyi planlıyoruz. Eşit, ücretsiz, ulaşılabilir ve nitelikli bir sağlık hizmeti için ilk yapılması gereken birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesidir. Sağlık sistemi başarılı ülkelerin hepsinin başarısının arkasında yatan birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlü olmasıdır. Koruyucu hekimliği önceleyen güçlü bir birinci basamak, toplumun daha sağlıklı olmasını sağladığı gibi ikinci ve üçüncü basamaklardaki gereksiz yığılmayı engelleyerek gerçekten ileri değerlendirme ve takip ihtiyacı olan hastalara yeterince zaman ve emek ayrılmasını sağlayacaktır. Bu sağlık otoritesinin birinci önceliği olmalıdır. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Eğitim-İş : “Milli Eğitim TÜGVA’nın Gölgesinde Olamaz”

Eğitim-İş tarafından yapılan açıklamada, TÜGVA’nın paralel bir Milli Eğitim Bakanlığı gibi hareket ettiği öne sürüldü. 

Eğitim-İş tarafından yapılan açıklamada, TÜGVA’nın paralel bir Milli Eğitim Bakanlığı gibi hareket ettiği öne sürüldü.

Eğitim-İş’ten yapılan açıklamada, “Son yıllarda eğitim sistemimize yapılan ideolojik müdahalelerin en somut örneği, Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönettiği TÜGVA ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) arasında imzalanan protokollerle karşımıza çıkmaktadır. AKP’li belediyelerin sağladığı devasa kredi kolaylıkları, arazi tahsisleri, bağış serbestisi ve denetim dışı faaliyetlerle desteklenen TÜGVA, adeta paralel bir Milli Eğitim Bakanlığı gibi hareket etmektedir” ifadelerine yer verildi.

Okullardaki Etkinliklerde TÜGVA Temsilcilikleri Görev Yapacak!

MEB ile TÜGVA arasında imzalanan yeni protokolle ortaokullarda “Değerler Eğitim Kulübü”, liselerde ise “Kültür ve Medeniyet Kulübü” kurulması planlanmakta, bu kapsamda yürütülecek sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerde TÜGVA temsilcilikleri ile iş birliği yapılması istenmektedir. Bu protokol, eğitim sistemimizin siyasal ve ideolojik müdahalelere daha fazla açıldığının açık bir göstergesidir. Kamuoyuna yansıyan tüm skandallara rağmen, bu vakfın MEB eliyle eğitim sistemimize nasıl dahil edildiği, vakfın faaliyetlerinin eğitimin laik, bilimsel ve demokratik yapısına nasıl zarar verdiği mutlaka yeniden masaya yatırılmalıdır.

Danıştay’ın İptal Kararına Rağmen TÜGVA Protokolleri Yürütülüyor

Danıştay’ın iptal kararına rağmen yürürlükte tutulan TÜGVA protokolleri, yalnızca sendikamız Eğitim-İş’in değil, aynı zamanda ilerici kamuoyunun da büyük tepkisini çekmektedir. Bu protokoller, Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı olduğu gibi, “eğitimde dinselleşme” uygulamalarını bakanlık politikası olarak sürdürüleceğinin ilanıdır. Nitekim, TBMM’de MEB bütçesi ele alınırken söz alan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz” diyerek, bu karanlık politikanın sürdürüleceğini açıkça ifade etmiştir. Bu itiraf, eğitimin siyasi vakıfların ve cemaatlerin arka bahçesi haline getirilmeye devam edeceğinin göstergesidir. Eğitim sistemi, siyasi vakıfların arka bahçesi haline getirilemez!

Eğitim-İş MEB ve TÜGVA Arasındaki Protokollere Karşı En Güçlü Şekilde Mücadele Edeceğiz

“Eğitim-İş olarak, Milli Eğitim Bakanlığı ile TÜGVA arasında imzalanan bu ve benzeri protokollere karşı en güçlü şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz. Sendikamız, eğitim emekçilerinin TÜGVA ve benzeri protokoller kapsamında düzenlenen etkinlik ve faaliyetlerde görev almamaları yönünde karar almıştır.
Eğitim, siyasi çıkarların değil; bilimsel, laik ve çağdaş normların ışığında şekillendirilmelidir. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın eşit, adil ve laik bir eğitim alması için mücadelemiz sürecektir. Hiçbir eğitim kurumunu, demokrasi ve laiklik karşıtı vakıf, cemaat ya da tarikatların ellerine bırakmayacağız!
Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere; hiçbir dernek, vakıf, cemaat, tarikat Milli Eğitim Sistemine ortak edilmemeli. Kimse Türkiye’nin geleceği olan yavrularımız üzerinden siyasi çıkarlarını şekillendirememeli. Kimse, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün biz eğitim neferlerine mirası olan çocuklarımıza, çağdışı bir eğitimi reva görememeli. İktidarın, asli görevi olan eğitimi vakıf ve derneklere hatta Diyanet’e havale etme uygulamalarını derhal sonlandırmasını istiyoruz”

Hiçbir Dernek, Vakıf, Cemaat veya Tarikat Milli Eğitim Sistemi’ne Ortak Edilmemeli

TÜGVA ve benzeri demokrasi ve laiklik karşıtı vakıf, cemaat ve derneklerin eğitim ve bilim alanındaki faaliyetlerine karşı hukuksal ve sendikal mücadelemiz kararlılıkla sürecektir. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi; hiçbir dernek, vakıf, cemaat veya tarikat, Milli Eğitim Sistemi’ne ortak edilmemelidir. Türkiye’nin geleceği olan çocuklarımız, siyasi çıkarlar uğruna manipüle edilemez. Hiç kimse, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün biz eğitim emekçilerine miras bıraktığı çocuklarımıza çağdışı bir eğitimi dayatamaz. Bu mücadele, çocuklarımızın çağdaş, laik ve bilimsel eğitim hakkı için sonuna kadar sürecektir. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Öğretmenler ‘Maarif Kongresi’nde deneyim paylaşacak

24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama programları kapsamında 26-27 Kasım’da Erzurum’da toplanacak Maarif Kongresi’nde, “öğretmen gözüyle” temasıyla “oyun ve arkadaşlığın”, “ailenin” ve “sosyal sorumluluk çalışmalarının” eğitime etkisi konuları ele alınacak.

ANKARA (İGFA) – Maarif Kongresi’ne, yurt içi ve dışında görev yapan öğretmenlerce bildiri sunmaya davet edildi. Kongreye ilişkin 81 il valiliğine gönderilen resmî yazıda, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin, eğitim sisteminde millî bir kimliğin oluşumuna katkı sağlamayı ve millî bilince sahip bireylerden oluşan bir toplum meydana getirmeyi, eğitimi toplumun her kesimine ulaştırmayı ve gençleri 21. yüzyılın gereksinimlerine uygun şekilde donatmayı hedeflediği vurgulandı.

Böylece geçmişin birikimlerine değer katarak geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek bütüncül bir sistemin tasarlandığına işaret edilen yazıda, şu bilgiler paylaşıldı:

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, bu hedefe ulaşmak için öğretmenlerimizi eğitimin merkezine koymakta, onların toplumdaki rollerini güçlendirerek, mesleki gelişimlerini desteklemeyi ve öğretim uygulamalarını daha etkili hâle getirmeyi amaçlamaktadır. Evlatlarımızın geleceğine ışık tutan, millî bekamızın ve güçlü geleceğimizin yılmaz neferleri olan öğretmenlerimize gönülden teşekkürlerimizi iletmeye bir vesile olan Öğretmenler Günü kutlama programları çerçevesinde, ülkemizin eğitimle ilgili önemli sorunlarının ele alınacağı ve Bakanlığımız bünyesinde yurt içi ve yurt dışı teşkilatlarında görev yapan öğretmenlerimizin katılımlarıyla 26-27 Kasım 2024 tarihlerinde Erzurum’da Maarif Kongresi düzenlenmesi uygun görülmüştür.”

“Öğretmen gözüyle” temalı kongrede, “oyun ve arkadaşlığın eğitime etkisi”, “ailenin eğitime etkisi”, “sosyal sorumluluk çalışmalarının eğitime etkisi” konuları ele alacağı öğrenildi.

Öğretmenler Günü kutlama programı kapsamında Maarif Kongresi düzenlenerek öğretmenlerin uygulamaya ilişkin deneyimlerinin bildiri olarak paylaşılması hedeflenirken, kongrenin öğretmenlerin saha deneyimlerinin teorik temellerle desteklenmesi ve eğitim uygulamalarında en iyi yöntemlerin paylaşılmasının sağlanarak eğitim sisteminin güçlenmesine katkıda bulunulması amaçlanıyor.