Cevdet Yılmaz: Hedefimiz enflasyonu tek haneli seviyelere düşürmek

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, gelecek süreçte makroekonomik anlamda temel hedeflerinin enflasyon oranlarını yeniden tek haneli seviyelere düşürmek olduğunu söyledi.

2023 yılı ek bütçesini içeren 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlandı.

Görüşmelerde hükümet adına konuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2023 yılı bütçe hedef ve tahminlerinin, 2022 yılının ikinci yarısındaki makroekonomik görünüm ve beklentiler çerçevesinde belirlendiğini söyledi.

Küresel düzeyde devam eden enflasyon, tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, emtia fiyatlarındaki dalgalı seyir, Rusya-Ukrayna savaşı ve son olarak yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketlerinin makroekonomik görünüm ve varsayımlarda ciddi değişimlere yol açtığını belirten Yılmaz, depremlerin izlerini silmek için ivedilikle başlatılan çalışmaların, kamu harcamalarında önemli artışlara neden olduğunu kaydetti.

Yılmaz, depremin yol açtığı yıkımın maliyetinin yaklaşık 104 milyar dolar olarak hesaplandığını aktararak, “Bu gelişmeler gelir beklentilerimizi ve harcama büyüklüklerimizi etkilemiş, ihtiyaçlarımızı da değiştirmiştir. Bu çerçevede bütçemizdeki mevcut ödeneklerin dağılımını ve miktarını yeniden taksim etme ve dolayısıyla kamu hizmetlerinde herhangi bir aksaklık oluşmaması amacıyla 2023 yılı bütçemizde revizyona gitme gerekliliği oluşmuştur.” diye konuştu.

Yılmaz, ek bütçe teklifinde belirlenen ödeneklerle depremden etkilenen illerin inşa ve ihya faaliyetlerini en iyi şekilde sürdürmeyi, sosyal desteklerle engelli vatandaşlardan yaşlılara milletin ihtiyaçlarını gidermeyi, çiftçisinden esnafına ülkenin değer üreten tüm toplum kesimlerinin yanında olmayı ve altyapı-üst yapı projeleriyle kalkınma adımlarına devam etmeyi amaçladıklarını vurguladı.

Küresel enflasyonist katılaşma

Dünya ekonomisinin yeni belirsizlikler, riskler ve güçlüklerle dolu bir dönemden geçtiğine işaret eden Yılmaz, küresel enflasyonist katılaşmanın, gelişmiş ülke merkez bankalarının ilerleyen dönemde enflasyonla mücadelede daha sıkı bir para politikası çerçevesiyle devam edebileceğine ilişkin beklentileri de güçlendirdiğini söyledi.

“Sıkılaştırıcı para politikası uygulamaları resesyon riskini barındırırken, finansal sıkılaşmadan erken vazgeçilmesinin ise küresel enflasyonla mücadelede başarısızlığa ve uzun dönemli iktisadi sorunlara temel oluşturabileceğinden endişe edilmektedir.” diyen Yılmaz, küresel ekonomide bahsedilen bu belirsizlik ve risklere bağlı olarak küresel enflasyonun, 2021 ve 2022 yıllarında 2000’li yıllar ortalamasının 2 katına çıktığını ve uluslararası kuruluşların küresel ekonomik görünüme ilişkin güncel raporlarında da yakın dönemde küresel enflasyonun 2000’li yıllar ortalamasının üzerinde seyretmesinin beklendiğini kaydetti.

“Türkiye pozitif ayrıştı”

Cevdet Yılmaz, yeni bir küresel düzene geçişe şahit olunan bu dönemde, Türkiye ekonomisinin yaşanan tüm şoklara karşı dayanıklılığını korumayı başardığını ifade ederek, salgın sonrası süreçte hızlı bir büyüme ve toparlanma eğilimi yakalayan ekonominin, Rusya-Ukrayna savaşına rağmen başta büyüme ve istihdam olmak üzere temel pek çok somut göstergede diğer ekonomilere kıyasla pozitif yönde ayrıştığını belirtti.

Yılmaz, “Şubat ayında gerçekleşen son yüzyılın en büyük deprem felaketi önemli insani ve ekonomik yıkıma yol açmış, ekonomimiz bu yıkıcı etkilere rağmen 2023 yılı ilk çeyreğinde yüzde 4 oranında büyüyerek salgın sonrası dönemdeki kesintisiz büyüme eğilimini devam ettirmiştir.” dedi.

Yılmaz, gelecek süreçte makroekonomik anlamda temel hedeflerinin enflasyon oranlarını yeniden tek haneli seviyelere düşürmek olduğunu kaydetti.

Cevdet Yılmaz, mevsimsellikten arındırılmış 2023 yılı mayıs ayı verileri itibarıyla, toplam istihdamın 31,7 milyona ulaştığını aktararak, nisan ve mayıs ayları verilerinin, şubat ve mart ayları sonrasında iş gücüne katılım ve istihdam oranlarında yeniden artış eğilimi gösterdiğini dile getirdi.

BİST-100 endeksinin Türk lirası bazında bir önceki yıla göre yüzde 161,4, ABD doları bazında ise yüzde 74 değer kazandığının altını çizen Yılmaz, yılın ikinci yarısına girerken 6 bin puan seviyesinin üzerinde art arda yeni tarihi zirvelerin görüldüğünü söyledi.

Yılmaz, ihracatçıların gösterdiği yüksek performansın devam etmesinin, reel sektörün artan karlılığın ve finansal sektörün güçlü bilanço duruşunun bu durum üzerinde etkili olduğunu belirterek, Türkiye’nin 5 yıllık CDS priminde önceki yıla kıyasla önemli bir düşüş gerçekleştiğini kaydetti.

“Toplam 1 trilyon 119,5 milyar lira ilave gelir öngörüyoruz”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ortaya konan toplam ödenek ihtiyacının 1 trilyon 119,5 milyar lira olduğunu, afet konutlarının yapımı ve altyapı hasarlarının giderilmesi için 482,8 milyar lira olmak üzere depremden zarar gören vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması ve kamu idarelerinin yapı stokunda oluşan zararların giderilmesi gibi amaçlarla toplam 527,3 milyar lira ödenek öngörüldüğünü aktararak, 2023 yılında, diğer ödenek imkanları da dikkate alındığında deprem zararlarının giderilmesi amacıyla bütçeden toplam 762 milyar lira harcama yapılacağını açıkladı.

Yılmaz, ek bütçenin deprem dışındaki giderlerinin dağılımında, 110,4 milyar lirasının il özel idarelerine ve belediyelere aktarılacak kaynaklar için; 105,5 milyar liranın yatırım nitelikli harcamalar için; 52,1 milyar lirasının tarımsal destekler, tarım sektörü yatırımları ile tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları ve tarımsal KİT’ler için; 44,3 milyar lirasının engelli evde bakım destekleri, 65 yaş üstü aylıklar ile engelli vatandaşların aylıkları, muhtaç ailelere yapılacak yardım ödemeleri ve diğer sosyal amaçlı giderler için kullanılacağını söyledi.

Deprem dışındaki giderler

Deprem dışındaki giderlerin ek bütçedeki dağılımına ilişkin de bilgi veren Yılmaz, 39,9 milyar liranın savunma ve güvenlik birimlerinin ihtiyaçları için; 26,3 milyar liranın, engelli eğitim desteği, okul yemeği giderleri, ücretsiz ders kitabı ve yardımcı materyal giderleri, taşımalı eğitim giderleri gibi eğitim hizmetleri için; 8,4 milyar liranın bireysel emeklilik devlet katkısı giderleri için; 8 milyar liranın esnaf, sanatkar ve çiftçilere kamu bankalarından sağlanan kredilerin görevlendirme giderleri için; 7,8 milyar liranın genel aydınlatma giderleri için; 4,3 milyar liranın konut, ibadethane ve cemevlerine ücretsiz doğal gaz sağlanabilmesine ilişkin sistem kullanım bedelleri için; 1,3 milyar liranın deprem bölgesindeki vatandaşların elektrik ve doğal gaz faturalarının silinmesi ve ertelenmesi nedeniyle oluşan giderlerin karşılanabilmesi için; 103,4 milyar liranın diğer zorunlu harcamalar için; 80,5 milyar liranın ise faiz giderleri için kullanılmasının öngörüldüğünü bildirdi.

Yılmaz, ek bütçede kanun gereği gider kadar gelir konulması gerektiğini belirterek, “Bütçe gelir gerçekleşmesinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın büyümesi, fiyatların genel düzeyindeki değişimler, talebin güçlü seyretmesi, e-ticaretin ve kartlı harcamaların artışı etkili olmuştur. Bu nedenle ek bütçe teklifinde yer alan gelir tahmini hedefine ulaşılacağını öngörüyoruz. Bu kapsamda hazırladığımız ek bütçe ile vergi gelirlerinde 1 trilyon 71,1 milyar lira, vergi dışı gelirlerde 48,4 milyar lira olmak üzere, toplam 1 trilyon 119,5 milyar lira ilave gelir öngörüyoruz.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ek bütçenin, depremzedeler başta olmak üzere ülkeye ve tüm toplumsal kesimlere hayırlar getirmesini diledi, 15 Temmuz dolayısıyla şehitleri rahmetle andı, gazilere şükranlarını sundu.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız! 

İktisatçılar, Erdoğan iktidarının devamının siyasal ve ekonomik açıdan çok sert sonuçları olacağı görüşünde

Birgün Gazetesi’nden Havva Gümüşkaya, Erdoğan iktidarının devamının siyasal ve ekonomik sonuçlarını iktisatçılarla mercek alına aldı. Erdoğan iktidarının devamında da mevcut…

Birgün Gazetesi’nden Havva Gümüşkaya, Erdoğan iktidarının devamının siyasal ve ekonomik sonuçlarını iktisatçılarla mercek alına aldı.

Erdoğan iktidarının devamında da mevcut ekonomi politikaların uygulanacağı işaret ediliyor. İktisatçılar, kötü ekonomiye, istikrarsız kurlara, artan hayat pahalılığına, azalan alım gücüne karşın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin sonuçlarına ilişkin öngörülerini anlattı.

Değerlendirmelerin ortak noktası, hem siyasal hem de ekonomik açıdan çok sert sonuçların ortaya çıkacağı oldu.

En büyük beklenti ise döviz krizinin kaçınılmaz olacağında yoğunlaşıyor.

YAPISAL ÇÜRÜME ENGELLENEMEYECEK

Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serdal Bahçe’ye göre kimlik, istikrar, rejim sorunları Türkiye kapitalizminin yapısal sorunlarının ve bu sorunların yarattığı toplumsal ve ekonomik çöküntünün önüne geçecek gibi duruyor.

Bu noktada tarihsel bir eğilimi hatırlatan Bahçe, “Burada hemen bir tarihsel eğilimi belirteyim. Burjuva demokrasisini bile işçi sınıfı kurmuştur. Bugün işçi sınıfı moral ve fiziksel olarak kuşatılmış ve teslim alınmış durumdadır. Gelişmeler yaşadığımız sorunların en altında bunun yattığını gösteriyor; işçi sınıfı geriledikçe gericiliğe daha çok teslim oluyoruz” diyor.

SİNYALLER YENİ DEĞİL

Ekonomideki olumsuzlukların son birkaç ayda ortaya çıkmadığına dikkati çeken Bahçe, şu ifadeleri kullanıyor: “Bütçe açığından, MB rezervlerine, risk göstergelerinden cari açığa, enflasyonist dinamiklerden bölüşüm göstergelerine, şirket kârları hariç, tüm göstergeler oldukça olumsuz bir tablo çiziyor. Türkiye kapitalizmi çok uzunca bir süredir anlık çöküş anlamında kriz dinamiklerini bir şekilde ertelerken kendisi bir yapısal krize dönüşme eğilimindeydi. Dışa bağımlı, dünya kapitalizminin ritmine ve performansına endeksli, içerde ancak emekçileri, kamu kaynaklarını ve doğal kaynakları daha çok sömürerek ayakta kalabilen bir yapı idi uzun bir zamandır. Bu yapı bir taraftan bir şekilde günü kurtarırken diğer taraftan sadece malum olanı erteliyordu. Doğrusu ani bir çöküş bir şekilde ertelenebilir ancak yapısal çürümeyi engelleyebilecek hiçbir araç kalmadı.”

KISA VADEDE DURDURULAMAZ

Bahçe, “Kamu maliyesi krizi, bankacılık krizi, finansal krizi, kur şokunun tetiklediği kriz; kısacası bunlardan herhangi biri olabilir” ifadelerini kullanıyor.

“Türkiye kapitalizmi otonomisini kaybetmiş bir yapıdır” diyen Bahçe, Türkiye’nin küresel kapitalizmin genişleme ya da daralma eğilimlerine bütünüyle teslim olduğunu belirterek “İşin kötüsü dünya kapitalizmi de en azından ana merkezleri itibarıyla çöküntü sinyalleri veriyor. Eğer küresel krizi bir anda okyanusta ortaya çıkacak bir girdap olarak farz edersek Türkiye bu girdaptan kaçabilecek bir gemi değil” ifadelerini kullanıyor.

Enflasyonist sürecin kendisini yaratan etmenleri aştığını kaydeden Bahçe’ye göre bugün sermaye ve mülk sahipleri enflasyonist süreci emekçilerden ve çalışanlardan değer aktarımı mekanizması olarak kullanılıyor. Bahçe’ye göre sermaye yapısal krizini kamu kaynaklarını, emek gücünü ve doğal kaynakları aşırı sömürerek aşmak istiyor.

Bahçe, enflasyon canavarının yeniden ortaya çıktığına dikkati çekerek “Bir zamanlar enflasyon gazete manşetlerinde yarı komodo ejderi, yarı ejderha bir canavar gibi resmedilirdi. Böylece toplumsal/ekonomik sistemden kaynaklanan bir sorun sanki sistemin dışından gelen bir melanet gibi gösterilirdi. Bu canavar yeniden ortaya çıktı, ancak dışarıdan gelmedi. Sermaye ve mülk sahiplerinin krizi fırsata çevirme ve kayıplarını giderme isteğinden türedi. Kısa vadede durdurulabilecek gibi de görünmüyor” değerlendirmesinde bulundu.

AÇIK FAŞİZME YÖNELİŞ

Prof. Dr. Oğuz Oyan da Erdoğan iktidarının devamının çok sert ekonomik ve siyasi sonuçları olacağına dikkat çekiyor. En net ifadeyle açık faşizme doğru bir yönelişin gerçekleşeceğini ifade eden Oyan, “Kurmaya çalıştığı dinci-otoriter rejim doğrultusunda toplumu ve siyaseti dönüştürmeye girişmiş bir siyasi hareket siyasi münavebeye açık olmadığı için iktidarını devretme olasılığını bir kâbus gibi algılar ve “gereğini” yapmaya çalışır. Daha açık söylersek, mevcut iktidar devam ederse örtülü faşizmden açık faşizme doğru bir yöneliş içine girecektir” diyor.

Bu iktidar karşısında tek gücün toplumsal muhalefetin büyütülmesi olduğunu ifade eden Oyan, “Toplumsal muhalefeti sadece seçim anlarına sıkıştırmayan bir örgütlü mücadele şart olacaktır. Bu bağlamda hem sosyalist siyasetin hem de sendikal mücadelenin önemi artacaktır” ifadesini kullanıyor.

TÜM YAYLAR BOŞALACAK

“Ekonomide tüm göstergeler birden bozulma eğilimindedir, 14 Mayıs’a kadar bu bozulmaların gün yüzüne çıkmaması için yapılan baskılamaların, iki haftalık ikinci tur arasını çıkarmakta bile yetersiz kaldığı görülmektedir. Seçimden sonra tüm yaylar birden boşalacaktır” diyen Oyan, çok daha zor zamanların yaşanacağını belirterek şunları söyledi:

“Son 20 aydır sürdürülen politikaların devam ettirilmesi halinde, düşük faizleri destekleyecek rezervler tüketildiği ve dış kaynak girişleri kıt ve pahalı hale geldiği için çok daha zor zamanlar yaşanacaktır. Erdoğan, 2018 ve 2020’de yaptığı gibi faiz politikasında yeni bir U dönüşü yapmaya mecbur kalsa bile -ki bize göre buna mecbur kalacaktır-, bunun güven verici etkileri ya çok sınırlı kalacak ya da etki süresi derde deva olmayacak kadar uzun olacaktır. Döviz kurlarını tutabilecek tüm müdahale araçlarının tüketilmiş olması veya bir kriz ortamını savuşturmak için yetersiz kalabileceği düşünülürse, Erdoğanlı bir devam senaryosunda bir döviz krizini önleyebilecek koşulların oluşabilmesi çok zordur. Üstelik bugün sadece bir döviz krizi değil, Türk Parası likiditesi (dolaşımdaki nakit artı vadesiz mevduat) yetersizliği ve kredi musluklarının tıkanması bakımından da büyük bir sıkışma yaşanmaktadır.

Kılıçdaroğlu’nun kazanması durumunda ise ekonomideki felaket tablosunun görece daha hafif atlatılması olanakları vardır. Sistem-içi çözümler dışına çıkılmayacak olsa bile, dış finans dünyasına güven verecek bir program-kadro bileşimiyle daha fazla kaynak girişinin sağlanması, dış borçlanma maliyetlerinin düşürülmesi, döviz arzının artışına bağlı olarak TL’nin değerindeki aşınmanın enflasyona bağlı denge seviyesinin çok dışına çıkmaması sağlanabilecektir.”

DÖVİZ KRİZİ GARANTİ

Oyan’a göre Erdoğanlı senaryoda bir döviz krizi adeta garanti. Ekonomik durgunluğun en iyimser tahmin olduğunu kaydeden Oyan, “Her durumda, biriken sorunların kısa vadede bir çözüme kavuşturulması olanağı yoktur. Bunlardan sadece KKM’nin kamu maliyesi üzerine yıktığı yükün bile telafisi epey zaman alacaktır. Kaldı ki bu uygulamadan hemen veya kısa erimde vazgeçebilmenin koşulları da ortada bulunmamaktadır. Buna rağmen, Erdoğan iktidarının devamı demek, bugünkü ekonomik sıkıntıların katlanarak büyümesi ve halihazırdaki ekonomik/toplumsal bunalımın daha şiddetli hale gelmesi demektir” ifadelerini kullanıyor.

Ödemeler krizinin tetiklenebileceğine dikkat çeken Oyan, “Ülkenin dış borçlarının 459 milyar dolar düzeyinde olduğu ve yıllık kaynak ihtiyacının (borç ödeme/çevirme artı cari açık) bunun yarısını aştığı bir dönemde, Erdoğanlı bir seçim sonrası dönemde bir ödemeler dengesi krizinin tetiklenmesinin de işten bile olmayacaktır” diyor.

Her koşulda enflasyonun yükseleceğini ve yüzde 70’in üzerine çıkabileceğini belirten Oyan, “Bu koşullarda enflasyon kendi seyrine bırakılırsa en olumsuz etkisi sabit gelirliler üzerinde olacak, hayat pahalılığını daha da çekilmez hale getirecektir. Eğer bir anti-enflasyonist politika uygulanır ve ortodoks IMF politikaları çerçevesinde kalınırsa yine emekçi kesimlere kemer sıktırmaktan başka sonuç vermeyecektir. Ancak, Millet İttifakı’nın uygulayacağı bir anti-enflasyonist politikanın mevcut iktidarınkine göre topluma daha dengeli yük dağıtması ihtimali bulunmaktadır. Bunu mümkün kılacak etkenlerden başında da toplumsal/sendikal mücadelelerin önünün daha açık olması olasılığıdır. Emeğin hak mücadelesini engellemeye dönük yürütme/ yasama/yargı sopasının kısaltılması bile toplumun sömürülen sınıflarının lehine sonuçlar verebilecektir” şeklinde konuşuyor.

***

EK BÜTÇE EK VERGİ

Depremin yarattığı ekonomik yıkım nedeniyle bütçe harcamalarının 2023 bütçesinde öngörülenin üzerinde artması bekleniyor. Seçim sonrasında yeni iktidarın ilk işlerinden biri ek bütçe çıkarmak olacak. Zira yılın ilk dört ayı itibarıyla bütçe açığı yılsonu hedefinin yüzde 58’ine ulaştı.

Prof. Dr. Aziz Konukman, seçim öncesinde gizli ek bütçeler yapıldığını kaydetti. Cumhurbaşkanı kararlarıyla devamlı olarak ödenek artışlarına gidildiğini belirten Konukman, 2023 yılı bütçe başlangıç ödeneği 80,4 milyar lira artırıldığına vurgu yaparak, “57,1 milyar lira genel bütçeli idarelere, 23 milyar lira özel bütçeli idarelere ve 300 milyon lira da düzenleyici ve denetleyici kurumlara verilmiş” ifadelerini kullanıyor.

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 19’uncu maddesine göre karşılığı gelir gösterilmek kaydıyla kanunla ek bütçe yapılabiliyor. Başka bir ifadeye göre kanuna göre ek bütçenin denk olması gerekiyor. Bu nedenle de gelir artırıcı yöntemler ortaya çıkıyor. Bütçe gelirlerinin yüzde 86’sının vergi gelirleri oluşturuyor. En kolay gelir toplama yöntemi ise dolaylı vergiler. Prof. Dr. Konukman, ek bütçe ile oluşabilecek vergi yükünü şöyle anlattı:

“Seçim sonrası sanki başlangıç ödenekleri duruyormuş gibi onun üzerinden ek bütçeye gidilecek. Ek bütçeye giderken de denklik maddesi uygulanacak. Yani 100 liralık gider yazılacaksa karşılığında 100 liralık da gelir yazılacaktır. Bu durum 5018 sayılı kanunda neoliberal saplantının yansımasıdır. Öncelikle bu denklik maddesinin kaldırılması gerekir ama Erdoğan iktidarının bunu yapacağını düşünmüyorum. Bu denklik maddesi demek ek vergi demektir. En kolay toplanan vergiler de dolaylı vergiler, tüketimden alınan vergilerdir. Bu şu demek oluyor: KDV ve ÖTV oranları artabilir. Diğer taraftansa pek çok alanda uygulanan sübvansiyonlar kalkabilir. Ek bütçe ile ödenekler artırılırken geniş halk kitleleri vergi yükünün altında ezilecektir.”

***

GELİR DAĞILIMI UÇURUMU

Son yıllarda uygulanan ekonomi politikaları gelir dağılımının emekçiler aleyhine bozulmasına neden oldu. İşgücü ödemelerinin GSYH’deki payı sadece son üç yılda yüzde 31,5’ten, yüzde 24,3’e geriledi.

Ekonomist Cem Oyvat, 7,2 puanlık düşüşün ne kadar büyük bir düşüş olduğunu göstermesi açısından şu örneği veriyor: “Erdoğan’ın iktidara gelmesinin önünü açan büyük ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılında işgücü ödemelerinin GSYH’deki payı 1,7 puan düşmüştü.”

Oyvat’a göre iktidar bölüşüm krizi nedeniyle oylarını koruyabilmek için asgari ücreti ortalama ücretlerin üzerinde artırmak zorunda kalıyor: “Diğer taraftan emek kesiminin kendi içindeki eşitsizlikler azalıyor. Bütün çalışanlarının maaşlarının asgari ücrete yakınsadığı bir “asgari ücretlileşme” yaşıyoruz. Krizin en büyük kaybedenleri ise nitelikli, görece daha eğitimli olan emekçiler.”

Erdoğan iktidarının devamında kur şoku beklediğini kaydeden Oyvat, “Olası bir kur krizi düşmekte, ama hâlâ yüksek seviyede olan enflasyonu yeniden yukarı çekecektir. Türkiye’de üretim ithal girdilere çok bağlı, bu nedenle kurdaki artış hemen her şeyin fiyatına yansıyor. Tabii enflasyondaki olası bir artış, bölüşüm krizini de derinleştirecektir” diyor.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!