Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Türkiye’de izni olmadan hizmet sunmayı sürdüren 50’den fazla kripto para borsasının internet sitesine erişim engeli getirdi, uzmanlar kararın yatırımcıları koruma amacı taşıdığına işaret ediyor.
SPK, yayımladığı haftalık bültenle faaliyet izni olmayan kripto para borsalarına erişim engeli kararı aldığını duyurdu.
Bültende, Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik internet aracılığıyla izinsiz kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyetinde bulundukları tespit edilen ve yurt dışında kaldıraçlı işlem gerçekleştirdikleri belirlenen internet sitelerine Sermaye Piyasası Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca gerekli hukuki işlemlerin yapılmasına karar verildiği belirtildi.
Bu gerekçelerle 108 internet sitesine erişim engeli getirildi. Bu sitelerin 50’den fazlasını kripto para borsaları oluşturdu.
Yasal çerçeve Temmuz’da oluşturulmuştu
Türkiye’de kripto varlıklara yönelik ilk yasal çerçeve, “Sermaye Piyasası Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile temmuz ayında oluşturuldu.
Bu kanunla kripto para piyasalarını düzenleme yetkisi SPK’ye verilirken bu alanda hizmet sunacak platformların Kuruldan faaliyet izni alması kararlaştırıldı.
Kanuna göre, Türkiye’de iş yeri açılması, Türkçe internet sitesi oluşturulması, sunulan kripto varlık hizmetlerine ilişkin doğrudan veya Türkiye’de yerleşik kişi ya da kurumlar aracılığıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunulması, ülkedeki yerleşik kişilere yönelik faaliyet olarak kabul ediliyor.
Türkiye’de yerleşik kişilere hizmet veren yabancı kripto para platformlarına da buradaki faaliyetleri için 3 aylık geçiş süreci tanınmıştı.
77 şirket, faaliyette bulunduğunu beyan etti
SPK verilerine göre, kripto varlık hizmet sağlayıcısı olarak faaliyet gösterdiklerini beyan eden 77 şirket bulunuyor.
Kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyetine devam etmeyeceklerini bildiren 14 şirket ile başvurusu işlemden kaldırılan ve başvurusu işleme alınmayan 64 şirket yer alıyor.
SPK kararlarına göre, bir kripto varlık hizmet sağlayıcısının “faaliyette bulunanlar” listesinde yer alması, ilgili mevzuat uyarınca Kurulca yetkilendirildiği anlamına gelmiyor. Kuruluşların ikincil mevzuatın yürürlüğe girmesini takiben yetkilendirme için ayrıca başvuru yapması gerekiyor.
Kuruluşunun 89. kuruluş yıldönümünü büyük coşkuyla kutlayan ve gelişim yolculuğuna 1935 yılında Paşabahçe’deki üretim tesisiyle başlayan Şişecam, bugün 14 ülkede 45 tesisi ve 24 binden fazla çalışanıyla Türkiye’yi global arenada temsil ediyor.
Cam ve kimyasallar sektörlerinin global oyuncusu Şişecam, 89. yılını gururla kutluyor. Üretim yolculuğuna 1935 yılında İstanbul Paşabahçe’de 400 çalışanıyla başlayan Şişecam, bugün 14 ülkede 45 tesisi ve 24 binden fazla çalışanıyla global arenada varlık gösteriyor.
Şirketin üretime gaz lambası ve ilaç şişesi üretimiyle başladığını hatırlatan Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici, Şişecam’ın 89’uncu kuruluş yıl dönümüyle ilgili şunları söyledi:
“1935 yılında genç Türkiye Cumhuriyeti’nin cesur bir girişimcilik öyküsü olarak doğan Şişecam; gelişim yolculuğuna 89 yıl önce, savaş yorgunu bir ülkenin en acil cam ihtiyaçları olan gaz lambası ve ilaç şişeleri üretimiyle başladı.
Bugün camın tüm temel alanlarında faaliyet gösteren tek global şirket olan Şişecam, cam ev eşyası alanında dünyanın en büyük üreticisi. Soda külü alanında en büyük üç, cam ambalaj ve düz cam alanlarında ise en büyük beş üretici arasında yer alırken, krom kimyasallarında ise dünya lideri konumunu koruyor.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonu doğrultusunda Türkiye İş Bankası tarafından kurulan Şişecam, 35 farklı milletten 23 farklı dili konuşan yaklaşık 24 Bin çalışanımız ve ailelerinden oluşan “Büyük Şişecam Ailesi”nin üyeleri ve gelişim yolculuğuna eşlik eden tüm paydaşlarıyla 89. Yaşını kutlamanın mutluluğunu yaşıyor.”
Yolculuk 89 yıl önce başladı
Şişecam’ın eşsiz başarı yolculuğuna, kurucu ilke ve değerleri doğrultusunda, tüm ekosistemiyle birlikte sürekli gelişme hedefiyle devam ettiğinin altını çizen Görkem Elverici şöyle devam etti:
“Şişecam’ın 89. yaşını kutladığımız 2024 yılında; veriye uçtan uca hızla ulaşma, yorumlama ve stratejik kararları veriye dayalı alma yetkinliklerimizi artıran dönüşüm yolculuğumuzun dijital ayağının çok önemli bir dönüm noktasını tamamlıyoruz. Sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerinin kalbinde gören bir kurum olarak “CareforNext” sürdürülebilirlik stratejimiz ekseninde gezegenimize, topluma ve yaşama olan sorumluluklarımızın bilinciyle 2024 yılında; iklim değişikliği, kaynakların verimli kullanımı, yenilikçi teknolojiler ve enerji tüketiminin minimize edilmesi gibi konularda pek çok değerli projeye imza attık.
Daha iyi bir dünya için hayata geçirdiğimiz projelerin yanı sıra dahil olduğumuz endüstrileri de dönüştürecek stratejik adımlarımız oldu. Camın tüm temel alanlarında faaliyet gösteren tek global oyuncu olarak, geleceğin üretim teknolojilerini şekillendirecek ve sektörde dönüşüm yaratacak “Plant of The Future” platformunu devreye aldık. Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik vizyonuyla kurduğumuz bu platform ile yalnızca sektördeki teknolojik ilerlemeleri hızlandırmakla kalmayıp, çağrı bazlı açık inovasyon modeliyle tüm paydaşların katılımını sağlayarak cam endüstrisinin geleceğini şekillendireceğiz. Bu inisiyatifle bugünün en iyi uygulamalarının değil, yarının ihtiyaçlarına cevap verecek çözümlerin peşinde olacağız. Bu sayede de, yatırımcılarımız için yarattığımız toplam değeri arttırarak sürdüreceğiz.”
Cam ev eşyası alanında lider
Küresel oyuncu olan Şişecam, düz cam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanlarında faaliyet gösteren tek küresel şirket olan Şişecam, cam ev eşyası alanında lider konumunda. Cam ambalaj ve düz cam alanlarında ise en büyük beş global üretici arasında yer alan Şişecam, dünyanın en büyük üç soda üreticisi arasında olmasının yanı sıra krom kimyasallarında dünya lideri.
Düz cam, cam ev eşyası, cam ambalaj, kimyasallar, otomotiv, cam elyaf, maden, enerji ve geri dönüşüm iş kollarında öncü bir rol üstlenen Şişecam, üretim faaliyetlerini Türkiye’nin yanı sıra Almanya, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Slovakya, Macaristan, Bosna Hersek, Rusya Federasyonu, Gürcistan, Ukrayna, Mısır, Hindistan ve ABD’de yürütüyor.
Şirket 24 bini aşkın çalışan, dört kıtada 14 ülkeye yayılan üretim faaliyetleri ve 150 ülkeyi aşan satış ağına sahip.
Ekim sonuna doğru Somali açıklarında olması planlanan Oruç Reis Araştırma Gemisi, ruhsatı alınmış 3 deniz yetki alanında petrol ve doğalgaz için sismik çalışma yapacak. Ekim sonuna doğru Somali açıklarında olması planlanan Oruç Reis Araştırma…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cumartesi günü İstanbul Boğazı’ndan geçecek Oruç Reis gemisini Somali’ye uğurlayacak. Uğurlama törenine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da katılacak.
Oruç Reis, Akdeniz, Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz rotası üzerinden Somali açıklarına ulaşacak. Ekim sonuna doğru Somali açıklarında olması planlanan gemi, ruhsatı alınmış 3 deniz yetki alanında petrol ve doğalgaz için sismik çalışma yapacak. Gemiye görev süresi boyunca donanmadan iki fırkateynin yanı sıra Zağanos Paşa Destek Gemisi, Sancar Platform Destek Gemisi ve Ataman Takip Gemisi de refakat edecek.
Oruç Reis, Somali açıklarındaki 3 ruhsat sahasında bu sahalara özel olarak ilk defa üç boyutlu sismik çalışma icra edecek. Yaklaşık 7 ay sürmesi beklenen faaliyet sırasında Oruç Reis hem doğalgaz hem de petrol için veri toplayacak. Toplanan veriler Ankara’da analiz edilerek sonuçlara bağlı olarak belirlenen lokasyonlarda sondaj çalışmaları başlayacak.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bakan Bayraktar, Türkiye Petrolleri’nin Somali’de 15 bin kilometrekarelik deniz yetki alanında arama ruhsatı bulunduğunu belirterek, “Bu kapsamda aramanın ilk adımı sismik faaliyet. Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte Oruç Reis’i sismik çalışmalar yapmak üzere Somali’ye uğurlayacağız. Oruç Reis, belirlenmiş deniz yetki alanında bugüne kadar hiç yapılmamış 3 boyutlu sismik çalışma yapacak. Oruç Reis’in çalışacağı alanın petrol emareli bir bölge olduğunu öngörüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Geminin özellikleri
Türkiye’deki tersanelerde inşa edilen Oruç Reis, dizaynından üretimine kadar tüm aşamalarında Türk mühendis, teknisyen ve işçilerinin emekleri sonucunda denize indirilerek 2017 yılında çalışmalara başlamıştı. Jeofizik, jeolojik, oşinografik ve hidrografik çalışma yapma amacıyla özel olarak tasarlanan gemi, 87 metre uzunluğa, 23 metre genişliğe ve 34 metre yüksekliğe sahip.
4×2.520 kW dizel elektrik makina gücü bulunan Oruç Reis, deniz altında petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerinde iki ve üç boyutlu sismik araştırma yapabiliyor. Bugüne kadar denizlerde çok sayıda sismik faaliyet yürüten Oruç Reis, üç boyutlu ve iki boyutlu olmak üzere toplam 23 bin kilometrekare alanda veri topladı.
Bu yıl Türkiye ve Somali, bakanlıklar ve hükümetler arasında mutabakat zaptları imzalamıştı. Bu anlaşmalar çerçevesinde milli petrol şirketi Türkiye Petrolleri, Somali denizlerinde 3 sahada ruhsat aldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, her biri yaklaşık beşer bin kilometrekarelik alanı temsil eden 3 ruhsat sahasında ilk olarak sismik faaliyet yürütmeyi planlıyor.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP’li Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve beraberindekiler, Vakıflar Genel Müdürlüğünün, Beyoğlu’ndaki Terra Santa Manastırı’nda Beyoğlu Belediyesine yönelik tahliye kararına tepki gösterdi.
Özgür Çelik, Beyoğlu Belediyesine tahsis edilen Terra Santa Manastırı’na ilişkin Vakıflar Genel Müdürlüğünden tahliye kararı çıkarıldığını belirterek, ilçedeki hizmetlerin engellenmeye çalışıldığını öne sürdü.
Beyoğlu Belediye Başkanı Güney ile dayanışma göstermek için partisinin 39 ilçe başkanı ve 26 belediye başkanı, meclis üyeleri, il yöneticileri, kadın ve gençlik kolu başkanlarıyla Terra Santa’ya geldiklerini söyleyen Çelik, şöyle konuştu:
“Burayı günde binlerce genç ziyaret ediyor, buranın kafesinde oturuyor, vakit geçiriyor. Burada birtakım sanatsal, kültürel etkinlikler, film gösterimleri, 31 Mart’tan bu yana da konserler gerçekleştiriliyor ve Beyoğlu halkı bu hizmetlerden faydalanıyor. Şimdi buraya bir tahliye kararı getirerek Beyoğlu halkını cezalandırıyorsunuz.”
Belediye Başkanı Güney ise manastırın Vakıflar Genel Müdürlüğü tahsis protokolüyle kültür, sanat ve gençlik merkezi hizmetlerinde kullanılmak üzere 22 Aralık 2022’de 10 yıl süreyle Beyoğlu Belediyesine tahsis edildiğini ancak kendilerine yarın polis zoruyla tahliye edileceği bilgisi geldiğini söyledi.
VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN AÇIKLAMA
Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, Beyoğlu Belediyesine tahsis edilen Terra Santa Manastırı’ndaki 4 taşınmazda, Vakıflar Yönetmeliğinin 63. maddesi hükümlerine aykırı olacak şekilde ticari faaliyette bulunulduğunun tespit edildiği belirtilerek, taşınmazların tahsislerinin sonlandırıldığı bildirildi.
Beyoğlu Belediyesi tarafından yapılan açıklamanın kamuoyunu yanıltıcı içerikte olduğu ve gerçekleri yansıtmadığı kaydedilen açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan Beyoğlu Terra Santa Manastırı, kurum kaynakları kullanılarak 2018-2022 tarihleri arasında restore edilmiş ve hizmete açılmıştır. Parsel bünyesinde bulunan toplam 9 binadan 4’ü, 12 Aralık 2022 tarihinde yalnızca sosyal, kültürel, sanatsal faaliyetler ve gençlik merkezi olarak kullanılması şartıyla 10 yıllığına Beyoğlu Belediye Başkanlığına tahsis edilmiştir. Ancak tahsis edilen dört binada yapılan tespitlere göre, yapılardan birinde kafeterya olarak ticari faaliyet sürdürüldüğü, diğer üç yapının da tahsis amacına aykırı bir şekilde boş tutulduğu belirlenmiştir. Söz konusu 4 taşınmazda, Vakıflar Yönetmeliğinin 63. maddesi hükümlerine aykırı olacak şekilde ticari faaliyette bulunulduğu, tahsis amacına uygun olarak kullanılmadığı tespit edilmiş ve taşınmazların tahsisleri Vakıflar Genel Müdürlüğünce sonlandırılmıştır.”
Açıklamada, Vakıflar Genel Müdürlüğünün tahsis iptal kararlarının 29 Temmuz 2024 tarihli yazıyla Beyoğlu Belediye Başkanlığına bildirildiği, taşınmazların Vakıflar Genel Müdürlüğüne teslim edilmesinin talep edildiği aktarıldı.
Belediye tarafından mevcut taşınmazların teslimi hususunda herhangi bir geri dönüş sağlanmadığına dikkat çekilen açıklamada, “Beyoğlu Belediyesine yaptığı teslim çağrısı yanıtsız kalan Vakıflar Genel Müdürlüğü de Beyoğlu Kaymakamlığına söz konusu taşınmazın tahliye edilmesi için talepte bulunmuştur. Beyoğlu Terra Santa Manastırı binaları, idari sürecin tamamlanmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Yunus Emre Enstitüsüne tahsis edilecek olup, eğitim ve kültürel faaliyetler için kullanılacaktır.” bilgisi verildi.
Türkiye’nin geçen yılki ihracatının yüzde 43,4’ünü, ithalatının ise yüzde 55,5’ini büyük ölçekli girişimler yaptı. Öte yandan, girişimlerin yüzde 70,7’si tek ülkeden, yüzde 13,7’si iki ülkeden ithalat yaptı.
Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin girişim özelliklerine göre dış ticaret istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, 2023 yılında 139 bin 349 girişim ihracat, 252 bin 908 girişim ithalat yaptı.
Toplam ihracatın yüzde 20,2’sini gerçekleştiren 1-9 kişi çalışanı olan mikro ölçekli girişimler, ihracat yapan girişimlerin yüzde 69,4’ünü oluşturdu. İhracatta 10-49 kişi çalışanı olan küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 17,5, 50-249 kişi çalışanı olan orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 18,8, 250+ kişi çalışanı olan büyük ölçekli girişimlerin payı ise yüzde 43,4 oldu.
İthalatın yüzde 12,9’unu 1-9 kişi çalışanı olan mikro ölçekli girişimlerin yaptığı belirlendi. İthalatta 10-49 kişi çalışanı olan küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 13,1, 50-249 kişi çalışanı olan orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 18,4 olarak kayıtlara geçti. 250+ kişi çalışanı olan büyük ölçekli girişimlerin ithalattaki payının yüzde 55,5 olduğu görülürken, bu girişimler toplam ithalat yapan girişimlerin yüzde 1,5’ini oluşturdu.
İhracatın yarısından fazlasını sanayi sektöründeki girişimler yaptı
Girişimin ana faaliyetine göre değerlendirildiğinde ihracatın yüzde 56’sını, ithalatın ise yüzde 46,8’ini sanayi sektöründe faaliyet gösteren girişimler yaptı. Ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin ihracattaki payı yüzde 39,4, ithalattaki payı ise yüzde 39,3 düzeyinde gerçekleşti.
Sanayi sektörünün ihracatında 250+ kişi çalışanı olan büyük ölçekli girişimler yüzde 67,3 payla öne çıkarken, ticaret sektörünün ihracatında ise yüzde 88,8 payla 1-249 kişi çalışanı olan küçük ve orta ölçekli girişimlerin hakimiyeti devam etti.
Sanayi sektörü ithalatında büyük ölçekli girişimler yüzde 78,1 payla ilk sırada yer aldı. Ticaret sektöründe, büyük ölçekli girişimlerin payı yüzde 28,1, diğer sektöründe büyük ölçekli girişimler yüzde 56,9 oldu.
AB ülkelerine ihracatta sanayi sektörü ilk sırada
Ana faaliyeti sanayi olan girişimler, ihracatlarının yüzde 46,7’sini Avrupa Birliği (AB 27) ülkelerine, yüzde 14,3’ünü Yakın ve Orta Doğu ülkelerine ve yüzde 14’ünü AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerine gerçekleştirdi. AB ülkelerine yönelik ihracatın yüzde 64’ünü sanayi, yüzde 32,9’unu ticaret, yüzde 3,1’ini ise diğer sektöründeki girişimler yaptı.
Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin ithalatlarının yüzde 32,7’sini AB ülkelerinden, yüzde 25,9’unu diğer Asya ülkelerinden, yüzde 16,5’ini ise AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerinden gerçekleştirdiği görüldü. Ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin en çok ithalat yaptığı ülke grupları yüzde 30,2 payla AB ülkeleri, yüzde 27,9 ile diğer Asya ve yüzde 23,5 payla AB üyesi olmayan Avrupa ülkeleri oldu.
İmalat sanayi ürünleri ihracatının yüzde 57,8’ini ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin, yüzde 37,9’unu ise ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin yaptığı belirlendi. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin yaptığı ihracatın ise yüzde 96,9’unu imalat sanayi ürünleri, yüzde 1,6’sını tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri, yüzde 1,1’ini de madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri oluşturdu.
İmalat sanayi ürünleri ithalatının yüzde 44,2’sini sanayi, yüzde 45,5’ini ticaret ve yüzde 10,3’ünü diğer sektörlerdeki girişimler tarafından yapıldı. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin ithalatının yüzde 76’sı imalat sanayi ürünleri, yüzde 3,7’si madencilik ürünleri ve yine yüzde 3,7’si ise tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri olarak kayıtlara geçti.
İhracatın yüzde 48,5’ine ilk 500 girişim imza attı
İhracatın yüzde 48,5’ini, ithalatın ise yüzde 64,8’ini ilk 500 girişimin yaptığı belirlendi. En çok ihracat yapan ilk 5 girişim toplam ihracatın yüzde 8,1’ini, en çok ithalat yapan ilk 5 girişim ise ithalatın yüzde 14,1’ini gerçekleştirdi.
Sanayi sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin sanayi sektöründeki payı yüzde 14,1, ticaret sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin ticaret sektöründeki payı ise yüzde 10,3 olarak hesaplandı. Sanayi sektöründe en fazla ithalat yapan ilk 5 girişiminin payı yüzde 19, ticaret sektöründe ise yüzde 13,7 oldu.
Girişimlerin yüzde 49,5’i tek ülkeye, yüzde 14,4’ü iki ülkeye ihracat yaptı. 20 ve daha fazla ülkeye ihracat yapan girişimlerin oranının yüzde 4,1 olduğu görülürken, bu girişimlerin ihracattaki payı yüzde 56,3 olarak kayıtlara geçti.
Girişimlerin yüzde 70,7’si tek ülkeden, yüzde 13,7’si iki ülkeden ithalat yaptı. 20 ve daha fazla ülkeden ithalat yapan girişimlerin oranı yüzde 1, bu girişimlerin ithalattaki payı ise yüzde 50,5 olarak belirlendi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO), Haziran ayında açıkladığı “İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2023” araştırmasının ardından, 500 Büyük şirketlerine nazaran daha küçük ve orta ölçekli kuruluşları kapsayan “İSO Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi…
Türkiye’nin en büyük ikinci 500 şirketinin 2023’te zayıf bir performansa imza attı.
İSO ikinci 500 araştırmasının sonuçlarına göre 2023 yılında İSO İkinci 500’ün üretimden satışları yüzde 42,2 oranında artarak 695 milyar TL’den 988 milyar TL’ye çıktı.
İSO’dan yayımlanan bültende 2021 ve 2022 yıllarına göre zayıf bir performansa işaret eden bu artışta yavaşlayan küresel talep, yaşanan deprem felaketi, uzun seçim dönemi ve ardından yeni ekonomi politikaları doğrultusunda uygulanan sıkılaşma politikalarının belirleyici olduğu belirtildi.
İSO İkinci 500’ün üretimden satışlarındaki değişimler, yıl sonu TÜFE enflasyonundan arındırılarak incelendiğinde; 2023 yılında üretimden satışların yüzde 13,7 oranında gerilediği görüldü.
İSO İkinci 500’ün en büyük üç şirketi
Üretimden satışlar baz alınarak yapılan 2023 yılı İSO İkinci 500 sıralamasına göre Biska Tekstil 2 milyar 958 milyon TL ile ilk sırayı aldı. Onu 2 milyar 949 milyon TL ile Karel Elektronik takip ederken Küçükçalık Tekstil 2 milyar 945 milyon TL ile üçüncü oldu.
2023 yılı İSO İkinci 500 sıralamasına üretimden satışları 2 milyar 958 milyon TL ile 1 milyar 294 milyon TL arasında kalan şirketler girebildi. İSO İkinci 500’ün 2022 yılı listesinde yer alan şirketlerin üretimden satışları ise 2 milyar 54 milyon TL ile 886 milyon TL bandında gerçekleşmişti.
2023 yılında 76 yeni kuruluş İSO İkinci 500 sıralamasında yer alma başarısı gösterdi. 37 kuruluş geçen yıl İSO 500’de iken bu yıl İSO İkinci 500’e geriledi. 387 kuruluş ise son iki yılda da İSO İkinci 500 sıralamasında yer aldı.
Kârlılıkta da zayıf performans
2023 yılında İSO İkinci 500, satışlarının yanı sıra kârlılıkta da zayıf bir performans ortaya koydu.
Söz konusu yılda İSO İkinci 500’ün faaliyet kârı yüzde 44,9 oranında artarak 100,4 milyar liradan 145,5 milyar liraya çıktı. Buna karşılık aynı dönemde faaliyet kârlılığı oranı yüzde 12,6 ile aynı kaldı.
Benzer şekilde, faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr büyüklüğü yüzde 46’lık artışla 121,1 milyar liradan 176,8 milyar liraya ulaştı. Bu artışa rağmen FAVÖK karlılığı sadece binde 1 puan artarak yüzde 15,3 oldu.
Vergi öncesi kâr ve zarar toplamı ise yüzde 26,8 artarak 74,7 milyar liradan 94,7 milyar liraya yükseldi. Ancak satış kârlılığı oranı 1,2 puan düşüşle yüzde 9,4’ten yüzde 8,2’ye indi.
Net kambiyo zararında artış
İSO İkinci 500’ün kârlılık bileşenlerini yansıtan bu tablo geçen yıl ile kıyaslandığında, 2023’ün en çarpıcı gelişmesinin, net kambiyo zararının neredeyse 5 katına çıkarak 4,1 milyar liraya ulaşması olduğu görülüyor.
Net kambiyo zararındaki bu yüksek oranlı artışa karşılık kambiyo işlemleri haricindeki diğer gelirlerden elde edilen net kar 18,5 milyar liraya çıkarak kur zararını fazlasıyla telafi etti. Böylece net üretim faaliyeti dışı gelirlerin net satışlara oranı yüzde 0,8’den yüzde 1,2’ye çıktı.
Üretim faaliyeti dışı gelirler içerisinde faiz, temettü, iştirak, menkul kıymet, duran varlık satışı, komisyon vb. gibi pek çok kalem yer alıyor.
Finansman giderlerindeki artış
Finansman giderleri 2023 yılında da; İSO 500’deki gibi, İSO İkinci 500’de de sanayi kuruluşlarının karlılıklarında temel belirleyicilerden biri olmayı sürdürdü.
İSO İkinci 500’ün finansman giderleri yüzde 103,1 oranında artarak 65,6 milyar TL’ye yükseldi. Aynı yılda faaliyet kârı yüzde 44,9 artışla 145,5 milyar TL’ye çıktı. Böylece finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı 12,9 puan artışla yüzde 45,1’e yükseldi.
Son 12 yıllık ortalamanın yüzde 44 olduğu düşünüldüğünde; yıllardan beri hep işaret dildiği gibi sanayici elde ettiği kârın yarısına yakınını finansman giderlerine ayırmak gerçeğinden kurtulamıyor. Şirketler faaliyet karlılığını büyük oranda korusa da artan finansman maliyetleri ve kambiyo zararları dönem karlılığını zayıflatıyor.
BlackRock, dünyanın en büyük varlık yöneticisidir.
BlackRock, dünyanın en büyük varlık yöneticisidir. Yönetim altındaki 8 trilyon dolardan fazla varlığı kontrol eden BlackRock, dünyanın en büyük gölge bankasıdır. Ayrıca, iShares yatırım fonları imtiyazına ve diğer özel yatırım araçlarına sahiptir.
BlackRock, Inc., hem perakende hem de kurumsal müşterilerle çalışan küresel bir varlık yönetimi, risk azaltma ve danışmanlık firmasıdır. Hisse senedi, sabit getirili, opsiyon ve para piyasası fonlarına yatırım yapan tek ve çok varlıklı sepetler şirketin teklifleri arasındadır.
Firma tek bir kurumsal birim halinde organize edilmiştir. Mali müşavirlik ve yönetim giderleri şirketin gelirlerinin büyük bölümünü oluşturuyor. Özelleştirilmiş bir indeksleme şirketi olan Aperio, 1 Şubat 2021’de şirket tarafından 1,05 milyar dolara satın alındı.
9 trilyon dolarlık yönetilen varlıklara sahip bir fon yönetimi şirketi olan BlackRock, 30 ülkede 70 şubede 16 binden fazla kişiyi istihdam etmektedir ve 4973 şirkette hissesi vardır.
Şirketin en büyük yatırımlarından bazıları şunlardır:
Apple
Microsoft
Intel
Amazon
Facebook
Tesla
Exxon Mobil
Nike
BlackRock Nasıl Çalışır?
Müşteri Segmentleri
BlackRock, finansal danışmanlık, portföy yönetimi ve diğer çözümlerin bir karışımıyla geniş bir perakende ve kurumsal yatırımcı topluluğuna hizmet eder. Firmanın müşterilerini ayırdığı 3 ana grup şu şekildedir:
Federal rezerv, hazine, uluslar üstü ve diğer devlet kurumları gibi resmi kuruluşlar.
Sağlık sigortacıları, yatırım firmaları, firmalar ve üçüncü taraf fon sağlayıcıları ve küçük yatırımcılar gibi vergilendirilebilir kuruluşlar.
Belirli kazanç ve belirli katkı emeklilik planları, STK’lar, kuruluşlar ve miraslar gibi vergiden muaf kuruluşlar.
BlackRock, firma operasyonlarının gizli ve güvenli yönü nedeniyle, kullanıcılarının ayrıntılarını portalında veya yıllık raporunda tam olarak açıklamamaktadır.
30’dan fazla ülkede faaliyet gösteren ve 100’den fazla ülkede müşterisi olan BlackRock, dünya çapında bir müşteri kitlesine hitap etmektedir. Amerika, APAC ve Avrupa, Orta Doğu ve Afrika, firmanın kullanıcılarını ayırdığı çoklu jeopolitik bölgelerdir. Amerika, firmanın gelirinin çoğunu oluşturmaktadır.
Değer Önerileri
Müşteriler, BlackRock’tan farklı şekillerde yararlanır:
Firmanın kendisini, müşterilerine harika çözümler ve tutarlı karlar sunma konusundaki yıldız güvenilirliği ile ülkenin en iyi varlık yönetimi ve finansal danışmanlık firmalarından biri haline getirmesiyle marka ve itibar.
Hizmet hattı, hisse senetleri, sabit getirili, opsiyonlar ve para piyasası araçlarında işlem gören tek ve çok varlıklı sınıf havuzlarını içerir.
Firmanın Amerika, APAC (Asya Pasifik Akreditasyon İşbirliği), Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’nın her yerindeki 100’den fazla ülkedeki insanlara yardım eden küresel bir ofis ağı yönetmesiyle küresel etkisi.
Sanal BlackRock Solutions portalı gibi birden çok internet portalı tarafından desteklenen doğrudan yönlendirmeyi kolaylaştırmak için kullanılabilirliği.
Firmanın, tamamı bir grup endüstri uzmanı tarafından denetlenen yüksek eğitimli, yetenekli para yöneticileri ve diğer özel finans uzmanlarını işe almasıyla sektör yetkinliği.
Kanallar
www.blackrock.com, şirketin çok sayıda yatırım aracı ve yeri hakkında veri sunduğu web sitesidir. Tüketiciler, BlackRock Solutions portalı ve tüketicilerin ETF’ler yoluyla varlıklarını yönetmelerine olanak tanıyan iShares portalının yanı sıra Firma’nın sitesi aracılığıyla çeşitli araçları kullanabilir ve belirli finansal hedefleri için uyarlanmış hizmetler alabilir.
BlackRock’ın müşterilerine genellikle firmanın segment faaliyet alanlarına dağılmış kalifiye portföy yöneticileri ve diğer finansal uzmanlardan oluşan bir şirket içi grup hizmet verir. Bu çalışanlar, Amerika, APAC, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’yı kapsayan Atlanta, Londra, Madrid, Tokyo, Sidney ve Hong Kong’daki ofis tesislerinde hizmet vermektedir.
BlackRock ayrıca, firmanın bireysel yatırımcılarına hizmet veren onaylı aracılar, bankalar, tasarruf kurumları, sağlık sigortacıları ve serbest uzmanlar zinciri aracılığıyla tüketicilere hizmet vermektedir. Üçüncü taraf mali ve belki de diğer firmalar, firmanın üç faaliyet bölgesinde bu kategoriye dahildir.
Müşteri İlişkileri
Müşteriler, BlackRock’ın sanal BlackRock Solutions ve iShares portalları aracılığıyla çok sayıda seçenek ve bilgiyi kendi kendine sunabilir. Müşteriler, şirketin mali danışmanlık personeli ile uğraşmak zorunda kalmadan varlıklarını izlemek, yönetmek ve etkili yanıtları bulmak için bu dijital platformları kullanabilirler.
BlackRock’ın müşterilerine öncelikli olarak, firmanın birçok operasyonel yetki alanında yerleşik, kendini işine adamış bir finansal danışman ekibi hizmet vermektedir. Bu danışmanlar, güçlü bir ilişki oluşturmak ve benzersiz ihtiyaçlarını, zevklerini ve sınırlarını tam olarak anlamak için müşterilerle birebir görüşür. Sonuç olarak, şirket her müşteri için kişiselleştirilmiş müşterilere hizmet verebilir.
Müşteriler, yatırımlarının durumuyla ilgili sık sık yayınlar da dahil olmak üzere, BlackRock’tan bitmeyen destekten yararlanır. Firma’nın en büyük müşterilerine, sorular ve sorunlar için hayati bir bağlantı işlevi görebilecek hesap yöneticileri atanır. Müşteriler ayrıca portalda sağlanan iletişim bilgilerini kullanarak şirketin ana ofisini doğrudan arayabilir.
Kullanıcılar ayrıca BlackRock’ın faaliyetlerini Facebook, Twitter ve LinkedIn gibi birçok sosyal medya sitesinde takip edebilir ve firma ile bağlantı kurabilir.
Anahtar Faaliyetler
BlackRock, perakende ve kurumsal müşterilere ABD, Asya Pasifik, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika dahil 100’den fazla ülkede geniş bir portföy ve risk azaltma çözümleri yelpazesi sunar. Firma, hisse senetleri, sabit gelir, opsiyonlar ve para piyasası fonları satın alan tek ve çok varlıklı sınıf sepetleri sunar.
Şirket, müşterilere öncelikle geniş bir uzman yatırım yöneticileri ve diğer finans uzmanları topluluğu aracılığıyla hizmet verir, ancak aynı zamanda servet yöneticileri, bankalar, sağlık sigortacıları, tröst firmaları ve serbest para yöneticileri gibi bir finans aracıları karışımı aracılığıyla da çalışır.
BlackRock Solutions sitesi ve iShares ETF teklifleri gibi Şirketin belirli hizmetlerine de internetten erişilebilir. BlackRock ayrıca “Green box” aracılığıyla risk analizi ve risk azaltma danışmanlığı çözümleri sunar.
BlackRock Rakipleri
Fidelity Investments: BlackRock’un ana rakibi Fidelity Investments‘dir. Boston, Massachusetts merkezli Fidelity Investments, 1946 yılında kuruldu. Fidelity Investments, Yatırım Bankacılığı ve Brokerlik sektöründe faaliyet gösteren bir şirkettir. BlackRock’a kıyasla 23 bin 600 kişiyi istihdam ediyor.
Franklin Templeton: BlackRock’ın ana rakiplerinden biri Franklin Templeton’dur. 1947’de Kaliforniya, San Mateo’da bir kamu kuruluşu olarak kuruldu. Yatırım Bankacılığı ve Brokerlik sektörü rekabet ettiği yerdir. BlackRock’a kıyasla 4 bin 300 daha az personeli vardır.
Carlyle’s: Carlyle, BlackRock’ın üçüncü en büyük rakibi. 1987 yılında Washington, DC’de kuruldu. Varlık & Fon Yönetimi sektöründe faaliyet göstermektedir. BlackRock’tan 11,9 milyar dolar daha az kazanıyor.
İstanbul Valiliği, boğulma vakalarının önlenmesi amacıyla kentteki yüzme alanları ve plajlarla ilgili alınan kararları duyurdu. Açıklamada, “İstanbul sınırları içerisinde belirlenen yerler haricinde, deniz, kıyı ve sahil şeritleri, göl, baraj gölü, dere, su birikintileri ve benzeri yerlerde girmeye yasaklanmıştır” denildi.
İstanbul Valiliği, boğulma vakalarının önlenmesi amacıyla kentteki yüzme alanları ve plajlarla ilgili alınan kararları duyurdu.
Valilikten yapılan açıklamada, özellikle yaz mevsiminde dikkatsizlik, tedbirsizlik, belirlenen kurallara uyulmaması ve yasak olan bölgelerde denize girilmesi gibi nedenlerle suda boğulma olaylarında artışlar görüldüğüne işaret edildi.
Her vatandaşın can ve mal emniyetinin korunması ve istenmeyen olayların önlenmesinin öncelikli görevleri arasında bulunduğu ifade edilen açıklamada, bu görevin yerine getirilmesinde ilgili idarelerin tedbir alması, alınan tedbirlerin kamuoyu ile yaygın şekilde paylaşılması ve bu tedbirlere riayet edilmesi gerektiği belirtildi.
Açıklamada, Valilikçe 5442 sayılı İl İdaresi Kanunun 9/Ç, 11/C maddeleri uyarınca toplumun sağlık ve esenliği, kişilerin can ve mal güvenliğinin korunarak, vatandaşların tatil, spor ya da dinlenmek amacıyla sağlıklı ve güvenli koşullarda yüzme ihtiyaçlarının temini amacıyla bazı önlemlerin alınması kararlaştırıldığı bildirildi.
Buna göre 12 Mart 2020 tarihinde kaymakamlıklarda oluşturulan Yüzme Alanları Komisyonlarının, suda boğulma olaylarını önlemek için gerekli tedbirleri alarak, yaz sezonu süresince denetimlerini sürdüreceğine vurgu yapılan açıklamada, alınan bazı kararlar şöyle sıralandı:
“Komisyonlarca sahil ve kıyı şeritlerinde sağlık, güvenlik ve sosyal donatılar açısından yeterli görülen, can güvenliği riski taşımayan yerler, yüzme alanı ve plaj olarak belirlenecektir. Belirlenen yüzme alanları Limanlar Yönetmeliğinin 22/14 maddesi gereğince kıyıdan itibaren 200 metreye kadar olan deniz alanlarında yüzme sınırlarını belirlemek maksadıyla kullanılacak yüzer donanımlar ilgililerce tespit edilerek her yıl 1 Nisan-15 Kasım tarihleri arasında eksiksiz hazırlanarak muhafazası sağlanacaktır. Belirlenen yüzme alanlarına gemiler ve deniz araçları giremeyecektir. Seyir, can, mal ve çevre güvenliğinin gerektiği hallerde yüzme alanı sınırlarını değiştirmeye Liman Başkanlıkları yetkili ve görevli olacaktır.”
Açıklamada, plaj ve yüzme alanlarında halkın rahatça yararlanabileceği güvenlik, sağlık ve sosyal nitelikli donatıların tesisi, yerin tahsis edildiği belediye veya izinli ruhsatlı tesis işleticisi tarafından sağlanacağı belirtilerek, imar, çevre ve kıyı kanununa aykırı yapı ve tesis inşa edilmeyeceği vurgulandı.
Özel mülkiyet konusu olmayan yüzme alanı ve plajlarda, plaj, yeme içme yeri, otopark ve benzeri yerlerin açılıp işletilebilmesinin yetkili idarenin tahsis veya kiralama koşuluna bağlı olduğu, usulüne uygun tahsis ya da kiralama yapılmadan tesis işletilemeyeceği aktarılan açıklamada, plajlarda usulsüz açılan tesisler hakkında işlem yapılacağı kaydedildi.
Açıklamada, ruhsatsız plaj tesisi, yeme içme yeri, otopark ve benzeri yerlerin işletilemeyeceği, ruhsatsız açılan yerlerin kapatılacağı bildirildi.
Her 200 metrelik sahil şeridinde cankurtaranlar bulundurulacak
İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce mesire yerleri, piknik alanları ve plajlarda toplu tüketim ve satış yeri olarak faaliyet gösteren gıda işletmelerinin kontrollerinin yapılacağına işaret edilen açıklamada, yüzme sezonu süresince kaymakamlıklar ve kolluk kuvvetlerince önleyici tedbirlerin alınacağı ifade edildi.
Açıklamada, plajlarda motorlu ve motorsuz yapılan su sporları aktivitelerinden arındırılmış her 200 metrelik yüzmeye uygun sahil şeridi için en az iki gümüş cankurtaran bulundurulmasının zorunlu olduğuna işaret edilerek, görevlendirilen cankurtaranların kriterlere uygun üniforma giymelerinin zorunlu olduğu kaydedildi.
Karadeniz’e kıyısı olan plajlara uyarı levhaları konulacak
Yüzme alanı olarak belirlenmiş yerlerde her türlü deniz aracının girmesinin yasak olduğu hatırlatılan açıklamada, yüzme alanı ve plajlarda bulunan plaj işletmesi, yeme içme yeri, otopark gibi yerlerin kaymakamlıkların oluşturduğu komisyonlarca yüzme sezonu süresince ayda iki kez denetleneceği bildirildi.
Açıklamada, “Özellikle Karadeniz kıyısında çeken akıntı riski bulunan yerlerde büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyelerince ‘çeken akıntı’ ve ‘yüzme tehlikelidir’ ibareli uyarı levhaları konulacaktır. Ayırt etme gücü olmayanların ve çocukların yanlarında yüzme bilen ebeveynleri ve/veya refakatçileri olmadan denize girmeleri tehlikeli ve yasaktır. Plaj ve yüzme alanı işleticileri bu konuda gerekli önlemleri almakla sorumludur.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, izinsiz olarak turizm amaçlı su altı ve su üstü sportif faaliyette bulunulması, işletme veya izin belgesinde belirlenen tür ve ilan edilen parkur dışında sportif faaliyet yapılması, faaliyetin yeterlilik belgesi kapsamında olmayan malzeme, araç ve personel ile gerçekleştirilmesinin yasak olduğuna işaret edilerek, izinsiz olarak bu faaliyetlerde bulunanların, faaliyetten men edilerek idari para cezasına çarptırılacağı vurgulandı.
Belirlenen yerler haricinde suya girmek yasaklandı
Açıklamada, resmi ve özel yüzme havuzlarında gerçekleştirilen eğitim ve antrenman çalışmaları ile halk saatleri uygulamalarında boğulmalara karşı engelli bireyleri de kapsayacak önlemlerin alınmasının sağlanacağına işaret edildi.
İstanbul sınırları içerisinde belirlenen yerler haricinde, deniz, kıyı ve sahil şeritleri, göl, baraj gölü, dere, su birikintileri ve benzeri yerlerde girmeye yasaklandığına vurgu yapılan açıklamada, büyükşehir belediyesi ve ilçe belediye başkanlıklarınca belirtilen alanlar dışında yüzme ve denize girmenin tehlikeli ve yasak olduğuna ilişkin pano, afiş ve uyarı levhalarının uygun yerlere konulacağı aktarıldı.
Açıklamada, İstanbul’daki yüzme alanlarına ilişkin detaylı bilginin Valiliğin internet sitesinde yer verildiği kaydedildi.
Bir kripto analisti OP fiyatı için yüzde 40’lık bir yükseliş beklerken, Santiment’e göre muhtemelen bu altcoin ralli yapmak üzere.
Kripto analisti Ekta Mourya, TRON’u kripto kışına meydan okuduğunu söylüyor. Analist ayrıca, yaptığı ortaklığın MATIC’in toparlanmasını hızlandırabileceğini öngörüyor. Kripto analisti Filip L ise OP fiyatı için %40’lık bir yükseliş bekliyor. Analist Aaryamann Shrivastava, Floki Inu’nun zor zamanlar geçirdiğini kaydediyor. Kripto analisti David, Litecoin için ufukta 100 olup olmadığına bakıyor. Son olarak Santiment’e göre muhtemelen bu altcoin ralli yapmak üzere.
Bu altcoin kripto kışına meydan okuyor!
Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere TRON ağı, bu haftanın başlarında önemli kilometre taşlarına ulaştı. Artık main-net sıraya giren birkaç yeni yükseltmeye sahip. Salı günü itibariyle TRON’daki toplam işlem sayısı 5,7 milyarı aştı. Bu da ağın büyümesinin ve benimsenmesinin arttığına işaret etti. Çarşamba günü, günlük işlemler TRON için rekor bir seviye olan 10,9 milyonu aştı. Tronscan verilerine göre toplam USDT transferi sayısı 2,1 milyonu geçti.
TRON ağı on-chain faaliyet açısından yeni kilometre taşlarına ulaşırken, fiyat henüz bu seviyeyi yakalayamadı. Altcoin fiyatı 1 Mayıs’ta 0,0667 dolardan Çarşamba günü 0,0765 dolara tırmandı. Bu da %14,69’luk bir artışa işaret ediyor.
Ancak, geçtiğimiz hafta TRON fiyatı 23 Mayıs’taki 0,0797 dolar seviyesinden 0,0741 dolara gerileyerek %7 düşüş gösterdi. Altcoin şu anda 0,0740 dolardan işlem görüyor. Dolayısıyla, toparlanmaya başlamak için bir yükseliş katalizörüne ihtiyaç duyuyor.
Bu ortaklık MATIC’in toparlanmasını hızlandırabilir mi?
Polygon ağı, dünyanın en büyük telekomünikasyon devlerinden birinin desteğini aldı. Deutsche Telekom faaliyetlerini Blockchain teknolojisine doğru genişletti. Böylece, MATIC ekosistemine destek vererek, ağa doğrulayıcı olarak dahil oldu. Telekom deviyle yapılan ortaklığın, MATIC holder’ları arasında yükseliş hissini körüklemesi ve tokenin toparlanmasını katalize etmesi muhtemel. Basın saatine göre MATIC, son iki hafta içinde sahiplerine %3’e varan kazançlar sağladı.
Altcoin’in yukarı yönlü yörüngesinde haftalık en yüksek seviyesi olan 0,9491 dolara doğru toparlanmaya çalışması muhtemel.
Bu altcoin yükselmek için güçlü teknik kartlara sahip
Optimism fiyatı Pazartesi gününden bu yana bir kaya gibi düşüyor. Ancak OP tek bir vaka değil. Daha ziyade hisse senetleri ve kripto para birimlerinin el ele satıldığı küresel piyasalarda küresel bir riskten kaçış baskısının incelemesi altında. Kripto satış baskısı üçüncü gününe girerken, Göreceli Güç Endeksi (RSI) gibi bazı göstergeler çok fazla aşırı satılmış durumda. Bu nedenle bir geri çekilme mümkün.
OP, geçmişte birçok kez test edilmiş olan uzun vadeli yeşil yükselen trend çizgisine yaklaşıyor. Buna psikolojik bir sayı olarak 1,30 dolar gibi büyük bir rakamı da eklediğimizde, bir toparlanma için iki mükemmel neden ortaya çıkıyor. Bir toparlanmada, %40’lık bir yükselişin yolundaki tek unsur olarak 1,46 dolarlık önemli seviye ile hızla 1,90 dolara gidebilir.
Bununla birlikte, bu yeşil yükselen trend çizgisinin ve 1,30 dolar seviyesinin kırılması, OP’de tam bir patlama riski anlamına gelecektir. 1,10 dolarda hala Mayıs ayı için S3 destek seviyesi var. Ancak bunu aştıktan sonra 0,65 dolara giden açık bir yol haline geliyor. Bu da 2023 için yeni bir düşük seviye. Yani, bu hafta için %60’a yakın bir düşüş anlamına geliyor.
Floki Inu zor zamanlar geçiriyor
FLOKI fiyatı, son üç günde grafiklerde %10’dan fazla düşüş gösterdi. Halihazırda altcoin 0,00003143 dolardan işlem görüyor. Mayıs ayının başından bu yana, FLOKI önemli dalgalanmalar gördü. Ancak herhangi bir yeşil şamdanı sürdüremedi. Meme coin’i hala 0.00003790 dolarlık kilit bariyeri aşmak için mücadele ediyor. Bu sayede, yatırımcılar bir şekilde tekrar kârın tadını çıkarıyor.
On-chain gerçekleşen kâr/zarar göstergesi, son birkaç gün içinde yatırımcıların kazanç elde ettiğini gösteriyor. Bu durum en son Şubat ayının sonlarına doğru yaşanmış ve sonrasında yatırımcıların faaliyetleri önemli ölçüde yavaşlamıştı. Ancak, bu kazançlar aynı zamanda satışa da işaret ediyor. Çünkü karlar ya da zararlar ancak mevcut değerleri karşılığında geri satıldıklarında gerçekleşiyor. Yatırımcıların kayıplardan ziyade karları görmesi iyi bir şey. Bununla birlikte, bunlar hala satışın etkisi. Bu yüzden, artarsa fiyat için zararlı olması mümkün.
FLOKI arzı olduğu gibi iyi bir hızla el değiştirmeye başladı. Bir tokenin adreslerden geçme hızını ölçen hız, şu anda üç ayın en yüksek seviyesinde. Bu durum, yatırımcıların on-chain işlem yaptığına işaret eden daha fazla token hareket ettiği için ağ faaliyetinin şu anda güçlü olduğunu gösteriyor.
Dolayısıyla, gerçekleşen kârlar ve yatırımcıların daha yüksek on-chain faaliyetleri, FLOKI’nin daha fazla yükselme ve 0,00003790 dolar direnç seviyesini aşma potansiyeline sahip olduğuna işaret ediyor. Bu seviyenin bir destek tabanına dönüşmesi de FLOKI’ye daha fazla yükselmesi için gereken desteği sağlayacaktır. Bununla birlikte, aynı seviyeden ret görmesi, altcoin 0,00003000 doların altına düşmeye karşı savunmasız bırakabilir.
Bu altcoin için ufukta 100 dolar var mı?
Litecoin (LTC) fiyatı 7 Kasım 2022’den bu yana yükselen bir destek hattı boyunca yükseliyor. Fiyat, en son 8 Mayıs’ta (yeşil ok) olmak üzere birçok kez bu çizgiden sıçradı. Ardından, fiyat bir sabah yıldızı formasyonu (kırmızı elips) oluşturdu. Bu, genellikle bir önceki yükseliş trendinin devam ettiğini gösteren bir yükseliş formasyonudur.
Gerçekten de, fiyat sonraki hafta bir yükseliş ‘pin bar şamdanı’ oluşturdu. Böylece, daha düşük seviyelerde güçlü bir alım baskısına işaret etti. Bu nedenle, altcoin fiyatının en yakın direnç seviyesi olan 100 dolara ve potansiyel olarak 130 dolara doğru yükselmesi muhtemel. Haftalık RSI göstergesi, destek hattından sıçrayan fiyatla aynı zamana denk gelen 50 seviyesinden sıçradığı için bu olasılığı destekliyor.
En olası görünüm, LTC fiyatının mevcut kısa vadeli formasyonun üzerine çıkacağını ve en az 100 dolara yükseleceğini gösteriyor. Bununla birlikte fiyat, 87 dolardaki yükselen üçgenin destek çizgisinin altına inerse yükseliş perspektifi geçersiz olur.
XRP ralli yapmak üzere!
Kripto analiz platformu Santiment, Mart ayında büyük bir ralliden önce gelen yükseliş XRP sinyalinin bir kez daha yanıp söndüğünü söylüyor. Piyasa istihbarat firması, günlük XRP adres aktivitesinin tarihsel olarak bir kırılmadan önce gelen bir seviyeye yükseldiğini belirtiyor. Santiment’e göre, XRP 18 Mart’ta tarihindeki en büyük adres aktivitesi artışını gördü. Ayrıca, token takip eden 10 gün içinde %45’lik bir fiyat artışına gitti. Bu bağlamda Santiment, şu açıklamayı yapıyor:
XRP Network, geçtiğimiz iki gün içinde tüm zamanların en büyük ikinci ve üçüncü adres etkinliği artışını yaşadı. XRP ile altcoin paketi arasında +%4’lük hafif bir ayrışma ortaya çıktı. Eğer tarih 18 Mart’taki faaliyet artışından sonra tekerrür ederse, bu oran daha da artabilir.
Kripto para dünyasında en çok olumsuzluk muhtemelen iflaslarda ve dolandırıcılıkta söz konusu oluyor. Kapanma haberi ile karşı karşıyayız.
Kripto para dünyasında en çok olumsuzluk muhtemelen iflaslarda ve dolandırıcılıkta söz konusu oluyor. Ancak bugünkü haberimiz iflas veya dolandırıcılıkla ilgili değil. Bir kapanma haberi ile karşı karşıyayız. Haberimizin ayrıntılarına bir bakalım.
Kripto para şirketinin kapanma nedeni
Unbanked isimli kripto para kartı ve ticaret platformu bugün bir açıklama yaptı. Şirket tarafından yapılan açıklamada sert ABD düzenlemelerine atıf var. Buna göre şirket ilgili düzenlemeler karşısında daha fazla hizmet veremeyeceklerini belirtiyor. Şirkete göre bu düzenlemeler finansmanı etkileyen ciddi sonuçlar doğuruyor.
Unbanked, faaliyetlerine son vermenin ilk nedeni olarak yasal düzenlemeleri gösterdi. Firma, ABD’deki düzenleyicilerin şirketlerin (bankalar ve fintech’ler) kripto varlıklarını desteklemesini aktif olarak durdurmaya çalıştığını belirtiyor. Üstelik şirketin bir iddiası da var. Şirketler yasal olarak doğru ve kanunlara göre çalışsalar bile düzenleyici yine kötü davranıyor. Bu nedenle şirket, son düzenleyici çabaların şirketin faaliyet kabiliyetini sınırladığını söylüyor.
Firmanın faaliyetleri
Unbanked, kısa bir süre önce 20 milyon dolar değerinde bir yatırım için 5 milyon dolarlık bir ön sözleşme imzaladığını söyledi. Hangi düzenlemelerin krediyi almasını engellediğini belirtmiyor. Neticede fonları henüz almadığını vurguluyor. Ayrıca şirket, bu sözleşmenin yatırımın faaliyetlerini genişletmesine izin vereceğini de söylüyor. Diğer taraftan fonları alırsa, faaliyetlerine devam edeceğini de ekliyor.
Unbanked yine de tüm müşterilere kripto para birimlerini ve ABD doları bakiyelerini derhal çekmelerini tavsiye etti. Şirket, para çekme işlemlerini 30 gün boyunca açık bırakacağını söyledi. Ancak müşterilerin para çekme işlemlerine daha erken başlamalarını tavsiye etti. Şirket iflas başvurusunda bulunmayı planlayıp planlamadığını belirtmedi.
Diğer kapanan kripto hizmetleri
Unbanked, 2017’den beri kripto kart hizmetleri ve ticaret hizmetleri sunuyor. Şirket, beş yıllık faaliyeti boyunca yaklaşık 6.000 yatırımcıdan 4 milyon dolar fon topladı. Bu, Unbanked’i kurumsal kripto para birimi borsaları Hotbit ve Coinloan ve Digital Currency Group’un kurumsal ticaret yan kuruluşu TradeBlock dahil olmak üzere yakın zamanda kapanan diğer nispeten küçük kripto şirketlerinin yanına yerleştiriyor.
Kriptokoin.com yazarı olarak peki bu kapanmaları kripto para dünyasında nasıl yorumlamalıyız? Açıkçası şirket kapanması kendi iç faktörlerinden kaynaklanmıyor. Açık bir şekilde görüleceği üzere daha çok dış faktörler söz konusu. Diğer taraftan düzenleyicinin müdahalede bulunması da doğru değil. Yasal olarak çalışan firmaların hareket kabiliyetlerini sınırlamak serbest piyasa kurallarına da uymuyor. Yapılması gereken bu teknolojinin önünü açmak. Alandaki boşluk ister istemez herkesin zararına olacak. Önemli olan yasal düzenlemelerin içerisinde genişlik barındırması.
Kapanma sonrası altcoin fiyatında çöküş
Şirketin kapanma haberi sonrasında şirkete ait kripto para birimi Unbanked (UNBNK) büyük düşüş gösterdi. Fiyat %90 değer kaybetti.