2024 yılında çalışma hayatında asgari ücrete ikinci bir artış yapılmaması öne çıkan gelişmelerden biri oldu. Alım gücü dolayısıyla yıl boyunca ücretlerin genel seviyesi ana konulardan biri olarak görüldü.
Asgari ücret artışlarının genel ücret zamlarında baz alındığı ülkede; fabrikalarda başta tekstil olmak üzere maliyet artışı ve sipariş azlığı nedeniyle işgücü kayıpları yaşanırken beyaza yakalıların çalıştığı alanlarda, çalışanların iş-yaşam dengesine daha çok dikkat çektiği esnek çalışma arttı.
Talent Trends 2024 raporuna göre, şirketlerin çalışanların ofise dönmesini giderek daha fazla talep etmesine rağmen, esnek çalışma saatleri beklentisinin geçen yıla göre daha yüksek olduğunu gösterdi.
Örneğin Türkiye’de anketi tamamlayan 694 çalışandan, yüzde 27’si kendi refahlarını önceliklendirmek için terfi imkânlarını es geçeceğini belirtti. Yüzde 49’u bir işe girmeye karar verirken esnekliğin önemli bir faktör olduğunu söyledi ve bu konuyu genel olarak en önemli faktörler arasında sıraladı. Yüzde 35’in hâlihazırda hibrit pozisyonlarda çalıştığını ve bu çalışma düzeninden memnun kaldığını aktardı.
2024’te asgari ücret 17 bin 2 lira olarak uygulandı
Milyonların beklediği asgari ücret 2023 yılı Aralık ayı sonunda belli oldu.
Rakamı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan açıklarken Türk-İş Başkanı Ergün Atalay kendi taleplerinin 18 bin TL olduğunu belirtti. Işıkhan, 2024 için net asgari ücret yüzde 49 artışla 17 bin 2 TL olduğunu aktardı.
2024 için brüt asgari ücret 20 bin 2 TL olurken işverene maliyet ise 23 bin 502 TL olarak kaydedildi. SGK primi işçi payı 2 bin 800 TL olurken, işveren payı ise 3 bin 100 TL olarak gerçekleşti. İşveren desteği 700 TL olarak açıklandı.
Kamu işçisi ne talep etti?
Türkiye’de taşeron çalışanlarının kamuda kadroya alınmalarından sonra kamu işçisi sayısı yaklaşık olarak bir milyon kişiyi buldu.
2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinde yürürlük sürelerinin farklı aylarda başlaması ve enflasyondan kaynaklı 6 aylık ücret zamlarında farklılıkların ortaya çıkması nedeniyle Türk – İş yönetimi hükümetten Ocak ayı başlangıçlı toplu iş sözleşmelerindeki yüzde 24,73’lük zammın diğer aylarda başlayan sözleşmelere de uygulanması için ek çerçeve anlaşma protokolü imzalanmasını talep etti.
20 Ocak 2024 tarihinde bir törenle Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Ek Çerçeve Anlaşması Protokolü imzalandı. Toplu iş sözleşmelerinde yürürlük sürelerinin farklı aylarda başlaması ile enflasyondan kaynaklanan ücret zamlarının ortaya çıkardığı durumu gidermek amacıyla Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Tühis Genel Sekreteri Adnan Çiçek ile bir araya gelerek, kamu işçilerinde eşitlik sağlamak adına; enflasyon ve ücret zammının toplamından oluşan oranın yüzde 32,57 olarak uygulanmasını içeren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Ek Çerçeve Anlaşması Protokolü’nü imzaladı.
Böylelikle; kamu işçilerine Ocak 2024’te yapılan artıştan, süreleri henüz gelmeyen kamu işçilerimizin de toplu sözleşme süreleri içinde yararlanmaları sağlandı.
Bir sonraki toplu sözleşme döneminde, yürürlük tarihleri farklı olan toplu sözleşmelerin yürürlük tarihlerinin 1 Ocak 2025’te başlatılmasına karar verildi.
Memur ve emekli zam oranları eşitlendi
Memur ve memur emeklisinin alacağı zam oranı da yüzde 49,3 olarak netleşti. Önceki yıl Temmuz ayında yüzde 6’lık sözleşme zammı alan memur ve memur emeklileri bu oranı aşan miktarda enflasyon farkına hak kazanıyor.
Buna göre, memur ve memur emeklisi yılın ilk yarısında geçen yılın altı ay enflasyon farkı ve bu yılın toplu sözleşmeden doğan yüzde 15’lik zammı ile toplam yüzde 49,2 oranında zam aldı.
SSK ve Bağ-Kur emeklileri için durum farklı. Bu kapsamdaki emekliler 6 ayda bir oluşan enflasyon oranı kadar zamma hak kazanıyor. Yılın ikinci yarısı için yüzde 37,56 zam imkanı doğdu. Ancak yapılan düzenleme ile SSK ve Bağkur emeklilerine de Ocak 2024’te yüzde 49,25 yapıldı.
En düşük emekli aylığı 12 bin 500 liraya çıkarıldı
Milyonlarca emekli, memur ve memur emeklisinin yılın ikinci yarısı için alacağı zam Haziran ayı enflasyon verisiyle netleşti. Açıklanan veriye göre işçi emeklisinin zam oranı yüzde 24,73 olarak hesaplandı. Memur ve memur emeklisi de yüzde 19,30 zam almaya hak kazandı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre altı aylık enflasyon yüzde 24,73 olarak gerçekleşti. Böylece işçi emeklisinin alacağı zam yüzde 24,73 oldu. Memur ve memur emeklisinin zammı da yüzde 19,30 olarak hesaplandı.
Yılbaşında 10 bin liraya yükseltilen en düşük emekli aylığı alanların kök aylığına yapılacak zammın bu koşullarda maaşı değiştirmesi mümkün olmayacağı için en düşük emekli aylığı 12 bin 500 liraya çıkarıldı. Böylece eksik gün ve düşük primle emekli olan milyonlarca kişi daha yüksek prim gün sayısı ile emekli olanlarla aynı maaşı almaya başladı.
İşçi yılı grev erteleme kararı ile kapattı
DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın yedi fabrikada, 1 bin 600 işçiyle başlattığı grev, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla yasaklandı.
Dördü, MESS (Metal Sanayicileri Sendikası) üyesi olan ve trafo sektöründe bulunan 5 işletmede toplam yedi fabrikada, 4 ve 13 Aralık 2024’te başlayan grevler, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 13 Aralık 2024 tarihi itibariyle ertelendi.
“Milli güvenlik” gerekçe gösterilerek 60 gün süreyle ertelenen bu uyuşmazlık sürecinde taraflar anlaşamazlarsa grev tekrar devam edemiyor, Yüksek Hakem Kurulu’na intikal ediyor. Yani, kısaca “ertelenen” grevler aslında yasaklanmış oluyor. 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde ertelenen grevler, erteleme süreci sonunda anlaşma sağlanmazsa yasal olarak devam edebiliyordu.
Her biri kariyerlerinin başında altı genç isimle “orijinal” bir çekim.
Her biri kariyerlerinin başında da olsa yetenekleri, onları benzerlerinden ayıran sahne ışığı ve içlerindeki “Superstar” azmiyle hedeflerine doğru emin adımlarla ilerliyorlar. Dördü kadın, ikisi erkek altı genç ismi; formal kıyafetlerin spor giyimle tamamlandığı, sokak stillerinin ofise taşındığı “Orijinal” bir çekimle size takdim ediyoruz.
Röportaj: Selin Miloşyan Fotoğraflar: Okan Altın Moda Editörü: Damla Hasanreisoğlu
Aleyna Özgeçen (21)
Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?
Bu serüven çocukken tiyatroya olan ilgimle başladı. Küçük yaşlarda sahneye çıkma heyecanı zamanla bir tutkuya dönüştü. İlk profesyonel deneyimim “Müslüm” filmi oldu.
Şu an hangi proje için çalışıyorsun?
Görüşmelerimizin sürdüğü bir dizi projesi var. Hem senaryo, hem de rol beni çok heyecanlandırdı. Dizide okumak ve kendini geliştirmek için büyük fedakarlıklar yapan bir karakter var. Böyle azimli genç kız karakterlerinin topluma örnek olması, rol model oluşturması çok önemli.
İlham almak senin için ne demek? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?
İlham almak içsel dünyamı ve çevremdeki hayatı gözlemlemek anlamına geliyor. Her karakter farklı bir yaşam deneyimi ve duygu barındırıyor. Bir karakter yaratırken kitaplardan, filmlerden, gerçek hayattan ve hatta insanlarla olan etkileşimlerimden ilham alıyorum. Bir karakterin duygusal durumunu anlamak için benzer bir durumu yaşamış ya da gözlemlemiş insanlarla konuşmak çok faydalı oluyor.
Seni “Orijinal” kılan şey nedir?
Özgünlüğün kaynağı deneyimlerimin, bakış açılarımın ve hissettiklerimin birleşiminde yatıyor. Her insanın kendine has bir hikayesi var ve bu, oyunculuğuma yansıyan bir zenginlik sağlıyor. Kendim olmaktan, farklı duyguları samimi bir şekilde ifade edebilmekten ve her projede kendimi yeniden keşfetmekten keyif alıyorum. Ayrıca farklı kültürlerden ve yaşam tarzlarından beslenmek büyük bir ilham kaynağı.
Projemizin adı ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?
Yeteneğin doğuştan geldiğini ve zamanla geliştirilebileceğini düşünüyorum. Bence yetenek belirli bir alanda doğal bir eğilim ve bu eğilimi destekleyen tutkuyla birleştiğinde anlam kazanıyor. Başka karakterleri canlandırmayı, başka hayatları deneyimlemeyi çok seviyorum. Günlük hayatta da empati kuran biriyim. Bunun yeteneğime faydası olduğuna inanıyorum. Ayrıca sürekli öğrenme ve kendimi geliştirme isteğim yeteneğimi daha da ileri taşımama yardımcı oluyor.
Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” stilin nedir?
Sahneye çıktığım anlarda ve yeni bir karakterle tanıştığımda kendimi “Superstar” gibi hissederim. O anlarda izleyiciyle olan bağ beni çok heyecanlandırıyor. “Superstar” stilim ise rahat ama şık bir denge kurmak üzerine şekilleniyor. Genellikle spor parçaları modern aksesuarlarla birleştirmeyi, renkleri ve desenleri cesurca kullanmayı seviyorum.
Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak stilini nasıl tanımlarsın?
Evet, çünkü sokak modası bireyselliği ve yaratıcılığı ifade etmenin iyi bir yolu. Denim, oversize tişörtler ve rahat ayakkabılar sokak stilimin vazgeçilmezlerinden. Aksesuarlar stilimi tamamlayarak kişiliğimi yansıtmama yardımcı oluyor.
Dolabındaki üç temel parça?
Beyaz tişört, iyi kesimli siyah bir blazer ve spor ayakkabı.
—-
‘Pleather Adibreak’ fermuarlı suni deri ceket, 6999 TL, Siyah ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ikisi de ADIDAS Yırtık detaylı tayt, 20.265 TL, OTTOLINGER/ V2K DESIGNERS Bordo ekoseli etek, 24.815 TL, VIVIENNE WESTWOOD/V2K DESIGNERS Sallantılı küpe, 499 TL, TWIST
‘Kartell Max’ masa, 30.000 TL, POP ART PERA ‘Vitra EA 108’ tekerlekli ofis sandalyesi, 57.380 TL, ARTI MODERN Metalik masa lambası, 1390 TL, ZARA HOME
Nil Sude Albayrak (29)
Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?
Çocukluğumdan beri sahnedeyim. İlkokul ve ortaokulda çeşitli etkinlikler vesilesiyle sahneye çıkmayı çok severdim. Liseye geçtiğimde oyunculuk dersleri aldım, üniversitedeyken de profesyonel olarak sahneye çıkmaya başladım.
Şu an hangi projede yer alıyorsun?
Şu anda “Bahar” dizisinde Seren karakterini canlandırıyorum ve bu benim için gerçekten özel bir deneyim. Seren güçlü ama bir o kadar da zaaflarını belli etmemeye çalışan bir asistan doktor.
İlham almak senin için ne demek? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?
İlham bana keşfetmeyi çağrıştırıyor. Keşif sürecinde de deneyimlerimle beraber insanları izlemeyi ve dinlemeyi seviyorum. Sonrasında kendimden bağımsız olarak insanların tepkileri ve yaklaşımlarını elimden geldiğince yargısız bir yerden anlamaya ve bunları olası karakterlerime adapte etmeye çalışıyorum.
Seni “Orijinal” kılan şeyin ne olduğu düşünüyorsun?
Orijinal kılmak biraz iddialı geliyor ama sanırım herhangi bir trendden etkilenmeme halimi otantik olarak tanımlayabilirim.
Projemizin adı ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?
Yetenek bireyin belli alanda doğal bir beceri gösterme kapasitesi bence. Bunun doğuştan gelen bir şey olabileceği gibi üzerinde çalışılarak geliştirilen bir yetkinlik olduğuna da inanıyorum.
Kendi adıma adaptasyon yeteneğimin güçlü olduğunu düşünüyorum. Yaptığımız iş sürekli değişen koşullar ve dinamiklerle dolu bir alan. Farklı ekip ve oyuncularla çalışmak da bu adaptasyon bilincini geliştirmemde çok etkili oldu.
Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” stilin nedir?
Sanırım çok zorlanmadan yaptığım zahmetsiz kombinlerde kendimi daha özgüvenli hissediyorum. Spor şık tarzı kendimi en “Superstar” hissettiğim stil.
Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak stilini nasıl tanımlarsın?
Modayı çok takip ettiğimi söyleyemem ama kendimce bir tarzım olduğunu düşünüyorum. Sokak stilimi palazzo pantolonlar, basic kazaklar ve güzel bir ceket şeklinde tanımlayabilirim.
Dolabındaki üç temel parça?
Pantolon, basic tişört ve spor ayakkabı.
—— ‘Beckenbird’ layer’lı fermuarlı ceket, 5169 TL, ADIDAS x KSENIASCHNAIDER Balon etek, 1190 TL, ZARA Floral siyah file külotlu çorap, 443,99 TL, PENTI ‘Ovula’ halka küpe, 5750 TL, ‘Sodium’ tekli küpe, 5350 TL, ‘Nerita’ earcuff, 4080 TL, hepsi JAAGRAVII Beyaz ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ADIDAS ‘Kartell Max’ masa, 30.000 TL, ‘Philippe Starck Flos’ masa lambası’ 20.000 TL, ikisi de POP ART PERA Defter, 240 TL, ZARA HOME
Rahimcan Kapkap (26)
Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?
Oyunculuk serüvenim şöyle başladı diyebileceğim bir zaman dilimi ya da özel bir hikayem yok aslında. Toplumsal veya ailevi meslek dayatmalarını hiçbir zaman benimsemedim. Aklım ermeye başladığından beri tiyatroya, sinemaya, kameraya âşıktım. Babamın çok iyi bir fotoğrafçı olmasının payı büyük olabilir bu noktada. Çocukluğuma veya belki biraz daha sonrasına dayanıyor sanırım serüven. Kendimi başka bir meslek veya durum içinde hiç hayal etmedim, edemedim. Eylemlerim de hep bu hayaller doğrultusunda oldu. İçgüdüsel bir şey diyebiliriz.
Şu an hangi proje için çalışıyorsun?
Show TV’de yayınlanan “Kızılcık Şerbeti” dizisinde Metehan karakterini canlandırıyorum. Geçtiğimiz yaz Netflix’te gösterime giren “Tamir Adam” filmindeyse Esat karakterine hayat verdim.
İlham almak senin için ne demek? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?
Hepimizin hayatı birbirinden oldukça farklı ve zengin. Karakter yaratma sürecinde kendi yaşamıma odaklanmak bana çok büyük ilham veriyor. Tabii ki örnek aldığım, idolüm dediğim insanlar var. Ama onları, ne kadar büyük yetenekler olsalar da, oyunculuğuma veya karakter yaratma serüvenime ortak etmiyorum. Orası benim mahremim, benim alanım. Misafirim olabilirler ama mutfağıma sokmam. Hayatın kendisine bakıp yaşamayı öğrenmek diyebiliriz buna. Mış gibi yapmak yerine yaşantımdan, geçmişimden ve en önemlisi sahnede o an hissettiklerimden ilham almayı daha çok seviyorum. Enstrümanımı hazır hale getirip sahnede ne çıkacağını görmek beni daha çok heyecanlandırıyor.
Seni “Orijinal” kılan şey nedir?
Bunu beni izleyen insanlara sormak gerek. Beni orijinal kılan şey şudur dediğim noktada o sıfat bende yoktur bence. Ama korumaya çalıştığım özelliklerimin birinci sırasına samimiyeti yazabilirim.
Projemizin adı ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?
Yeteneğin doğuştan geldiğine veya çalışma sonucu elde edildiğine inanmıyorum. Yaşadıklarımız bizi biz yapıyor, zorluklar yeteneklerimizi şekillendiriyor. Tabii ki çalışarak bunu disipline sokmak, şekillendirmek de fazlasıyla önemli. Ama kendi hayatıma dönüp baktığımda yaşadığım, aşmaya çalıştığım zorlukların yeteneğimi geliştirdiğini net bir şekilde hissediyorum.
Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” stilin nedir?
Uykuya dalmama be�� kala kendimin en iyi versiyonunu hayal ederim. “Superstar”lık kelimesini bilmem ama çok başarılı bir oyuncu olarak ödül aldığımı veya mükemmel ötesi bir sahne çektikten sonra yaşadığım ve yaşattığım hazzı hayal ederim. Ve gerçek olur. Benim orijinal tarzımı soracak olursanız da babamdan miras kalan 1978 yılında imal edilmiş İtalyan yırtık pırtık deri ceketten bahsedebilirim. Orijinal olan yaşanmışlıktır, hissiyattır.
Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak stilini nasıl tanımlarsın?
Modayı takip ettiğim söylenemez açıkçası. Kendime neyi yakıştırıyorsam o gün onu giyip çıkarım evden. Ama genelde vintage kıyafetleri tercih ediyorum. Bol kalıp ve eski parçalar daha özgür hissettiriyor beni.
Dolabındaki üç temel parça?
Bol pantolonlar ve bol gömleklerim, vintage ceketlerim.
—— ‘Adibreak’ eşofman altı, 3869 TL, Beyaz ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ikisi de ADIDAS Beyaz gömlek, 5400 TL, DIESEL ‘Re-edition’ vinil ceket, 124.950 TL,COURRÈGES/BEYMEN İnce kravat, 1190 TL, ZARA Vico Magistretti tasarımı ‘Artemide Milano’ beyaz masa, ‘Kartell Spoon’ sandalye, fiyatları istek üzerine, ikisi de decohaus.in Metal kalemlik, 490 TL, ZARA HOME
Taha Baran Özbek (26)
Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?
Aslında ortaokulda başladığını söyleyebilirim. Hiperaktif bir çocuktum ve ailem beni drama eğitimine yönlendirmişti. Meslek aşkım böyle doğdu. Sonrasında hayatımı ve hedeflerimi tamamen bu yönde belirledim. Lisede amatör ve okul tiyatrosuyla devam eden hikayem üniversiteyle birlikte profesyonel bir yola doğru evrildi.
Şu an hangi proje üzerinde çalışıyorsun?
“Karantina” adlı filmin çekimleri yeni bitti. Süreç devam ediyor. Bir kitap uyarlaması olan bu filmde Mert karakterini canlandırıyorum. Dijital platformda yayınlanacak yeni bir dizide de “Cozo” karakterine hayat veriyorum. İkisi için de ayrı ayrı heyecanlıyım.
İlham almak senin için ne demek? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?
Eğer bir konuya ya da bir olaya kendimden bir şey katabiliyorsam, bunu aldığım ilham sayesinde başardığımı düşünürüm. Karakterlere hazırlanırken de o karakterin bendeki karşılığını ararım. Bazen ilham aradığım yollar da beni ve karakteri şekillendirebilir. Kısaca sarmal bir ilişki bu…
Seni “Orijinal” kılan şey nedir?
Samimiyet. İyi ya da kötü her olayda ve her konuda insanlar benim samimi olduğumu bilir. Ben de böyle olmasını isterim zaten.
Projemizin adı ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?
Herkesin kendi kuvvetli olduğu alanlar var bence. Benim sahip olduğuma inandığım yeteneklerin en kuvvetlisi disiplin. Bu her zaman diğerlerini besler.
Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” stilin nedir?
Rahat bir jean, güzel bir sweatshirt ve “Superstar”. Rahat ve sade.
Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak stilini nasıl tanımlarsın?
Elimden geldiğince takip etmeye çalışıyor ve sokak modasını kendi tarzıma uyarlıyorum. Ortaya şık, rahat ve sade bir stil çıkıyor.
Dolabındaki üç temel parça?
Düz renk sweatshirt, günlük spor ayakkabı ve jean.
—— Fermuar baskılı gömlek, 13.980 TL, Kahverengi bomber ceket, 22.715 TL, ikisi de DIESEL Siyah kargo pantolon, 23.950 TL, ACNE STUDIOS/BEYMEN Siyah ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ADIDAS Eero Aarnio tasarımlı ‘V.S.O.P.’vintage koltuk, fiyatı istek üzerine, decohaus.in
Tara De Vries (26)
Sunuculuk serüvenin nasıl başladı?
Gerçekten beklenmedik bir şekilde başladı! O dönem tüm eşyalarımı toplayıp Hollanda’ya taşınmak üzereydim. Her şey kamyona yüklendi, eşyalarım yola çıktı, uçuşuma sadece iki gün vardı. Tam o sırada bir telefon aldım. Kanal D’den gelen bir teklifti ve o an içgüdülerime güvenip teklifi kabul ettim. O telefon hayatımın akışını değiştirdi. Şimdi sunuculuk kariyerimin beşinci yılındayım ve iyi ki o gün bu kararı almışım diyorum. Her gün farklı bir deneyim, her gün yeni bir heyecan. Bu işi yapmak beni gerçekten mutlu ediyor.
Şu an hangi proje için çalışıyorsun?
Birden fazla alanda projelerim var, dolayısıyla günlerim oldukça yoğun geçiyor. En büyük tutkum, beni ruhsal olarak besleyen kundalini yoga ve kakao seremonileri. Hem Türkiye’de, hem de dünyada konuyla ilgili dersler vermeye başladım, bu alanlarda hızla kendimi geliştiriyor ve büyüyorum. Özellikle önümüzdeki yıl daha geniş kitlelere hitap edebileceğim projeler üzerine çalışmaktayım.
İlham almak senin için ne demek? Hayatta nelerden/ nasıl ilham alıyorsun?
İlham almak benim için bir şeyin enerjisini hissetmek ve o şeyi hayatına entegre etmek demek. Beni her zaman düşündüren ve ufkumu açan şeylerden ilham alırım. Filozoflar, yazarlar ve bilgiye sahip insanlar bana esin kaynağı oluyor. Öğrenmeye ve bilgiye aç bir insanım. Benden daha bilgili insanlarla bir arada olmak, onların görüşlerini dinlemek ve bu bilgileri hayatıma katmak beni besliyor. Sürekli gelişmeyi, öğrenmeyi çok seviyor ve hayatımda hep ilham alabileceğim şeyler arıyorum.
Seni “Orijinal” kılan şeyin ne olduğunu düşünüyorsun?
Sanırım beni en orijinal kılan şey iki farklı kültürde büyümüş olmam. Hem Türkiye’de, hem de Hollanda’da yaşadım ve bu durum bana farklı bakış açıları kazandırdı. İki kültürü de içselleştirip kendi hayatıma uyarladım. Bir de farklı dillerde kendimi ifade edebilmek, farklı insanlarla derin sohbetler yapabilmek büyük avantaj sağlıyor. Bu çeşitlilik hayatımı renklendiriyor ve bana özgün bir kimlik katıyor.
Projemizin adı ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?
Yetenek bence bir işi tutkuyla yapmaktan geçiyor. Severek yaptığın bir işte zamanla ustalaşır ve başarılı olursun. Benim yeteneğim de sevdiğim şeyleri tutkuya dönüştürmek ve bunu başkalarına aktarabilmek. Özellikle yoga ve seremonilerde bu tutkuyu hissediyor, başkalarına da ilham verebildiğimi düşünüyorum.
Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” stilin nedir?
Aslında kendimi her halimde bir “Superstar” gibi hissederim. Bunun için dışarıdan gelen herhangi bir şeye ihtiyaç duymamam kendime olan güvenimle alakalı. Kendimi olduğum gibi kabul edip en doğal ve rahat halimde bile bu hissi yaşıyorum. Taşıdığım rahat kıyafetler ise bu hissi kuvvetlendiriyor. Bence “Superstar” olma durumu kendinle barışık kalmak ve doğallığını stilinle yansıtabilmekle ilgili.
Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak stilini nasıl tanımlarsın?
Sokak modasını yakından takip etmiyorum ama moda benim için önemli. Genelde sade ve şık bir tarzım var. Giydiğim parçaların rahat ve şık olmasına özen gösteriyorum. Stilimi minimal ve zamansız olarak tanımlayabilirim.
Dolabındaki üç temel parça?
Tişört, gömlek ve jean.
—— ‘Adicolor 3-Stripes’ tişört, 1719 TL, Beyaz ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ikisi de ADIDAS Saks mavisi mini etek, 7200 TL, NO TYPE Charm’lı ve kalpli ikili kolye, 1090 TL, ZARA
Pantolon çorabı, 63,99 TL, PENTI
Tuğba Sunguroğlu (25)
Oyunculuk serüvenin nasıl başladı?
Oyunculuğa Deniz Gamze Ergüven’in “Mustang” filmiyle adım attım, henüz 15 yaşındaydım. Ardından tesadüfi bir şekilde sinema dünyasına girdim ve o günden beri zevkle yaptığım bir iş oyunculuk. Sonrasında kendimi geliştirmek için Fransa’da konservatuvar eğitimi aldım. Fransa ve Türkiye’de farklı projelerde yer almaya devam ediyorum.
Şu an hangi proje üzerinde çalışıyorsun?
ATV’de yakın bir zamanda yayınlanacak olan “Holding” dizisinde beni Aydan Türker karakterinde izleyeceksiniz. “Holding” dünya serbest dalış rekortmeni olan Türker’in verdiği hayat mücadelesini merkeze alıyor. Çok heyecanlı ve sürprizli bir proje.
İlham almak senin için ne anlama geliyor? Bir karakteri yaratma sürecinde nerelerden/nasıl ilham alıyorsun?
Sezgilerim, bir karakteri düşündüğümde aklıma gelen ilk şeyler, insanları gözlemleyerek yaptığım yürüyüşler ve müzik bana ilham veriyor. Tüm bunlar üzerinde çalıştığım karakterin dünyasını yaratmama yardımcı oluyor.
Seni “Orijinal” kılan şey nedir?
Orijinal olmak eğer kelimenin etimolojik anlamını araştırıyorsak kendine sadık olmaktır ve ben de aldığım bütün kararlarda kendime sadık kalmaya özen gösteriyorum.
Projemizin adı ELLE Talent Club. Yetenek sence nedir? Sahip olduğuna inandığın yetenek?
Bana göre yetenek; irade, adaptasyon ve merakın birleşimidir. İrade olmadan hiçbir şey ilerlemez çünkü zorlandığınız anlarda pes etmek istersiniz. Merak da olmalı ki farklı anlarda karşımıza çıkan farklı insanlara kucak açıp onlardan ilham alabilelim.
Benim için oyunculukta en önemli şey oynadığım karakterle empati kurabilmektir. Karakterle bir bağ kurabildiğimde her şey çok doğal gelişiyor ve bu sayede yeteneğimi daha rahat sergileyebiliyorum.
Kendini hangi anlarda bir “Superstar” gibi hissedersin? Senin “Superstar” stilin nedir?
Bana kendimi “Superstar” gibi hissettiren şey sanırım dinlediğim müzikler.
“Superstar” stilime gelince bu rock bir tarz olurdu.
Sokak modasını takip eder misin? Kendi sokak stilini nasıl tanımlarsın?
Sokak modasını takip ederim, kendi tarzımı rahat, spor ve şık olarak tanımlayabilirim.
Dolabındaki üç temel parça?
Deri ceket, 501 Levi’s jean ve beyaz tişört.
——– Siyah ‘Firebird’ suni deri eşofman altı, 3890 TL, Siyah ‘Superstar’ sneaker, 5169 TL, ikisi de ADIDAS Beyaz maksi kollu poplin body, 22.450 TL, COPERNI/ BEYMEN ‘925 Twin Bomb’ earcuff, 2200 TL, ‘925 Silver SZ’ büyük halka küpe, 4800 TL, ‘Crimson Reverie No:4’ earcuff, 1800 TL, hepsi S-Z STORE Siyah ‘Bowling’ çanta, 1390 TL, BERSHKA Ron Arad tasarımı ‘Moroso Wavy’ sandalye’ fiyatı istek üzerine, POP ART PERA Masa üstü dosyalama kutusu, (tanesi) 990 TL, ZARA HOME
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yaptı. Karahan, göstergelerin ‘kira enflasyonunda azalış eğilimlerini süreceğine işaret…
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yaptı. Karahan, göstergelerin ‘kira enflasyonunda azalış eğilimlerini süreceğine işaret ettiğini’ söyledi. Milletvekillerinin üç kurumun farklı enflasyon oranları açıklamasına ilişkin sorularına “Bu 3 endeks aynı şeyi ölçmüyor, tamamen farklı da ölçmüyor. Yani elma ile armut kadar değil ama yeşil elma ile kırmızı elma kadar farklı” yorumunu yaptı. Başkan sunumda faiz indirimi konusunda ipucu vermedi.
Komisyonu’nda yaptığı sunumda, “Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi ve ekledi: “Bu süreçte iki ana koşul gözetiyoruz: Birincisi, aylık enflasyonun ana eğiliminin, belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesi. İkincisi ise, enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsaması. Her iki kriterde de alınacak bir miktar mesafe olduğunu değerlendiriyoruz.”
Türkiye’nin dış talep görünümünde 2025 yılında daha belirgin bir toparlanma bekleniyor. Enerji fiyatları son dönemde gerilemiştir. Küresel büyüme görünümü, jeopolitik riskler ve arz yönlü faktörler, emtia fiyatları üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor. Enerji emtia fiyatları genel endeksi son dönemde gerilerken petrol fiyatlarında da temmuz ayından itibaren görülen düşüş eğilimi dikkat çekiyor.
Talepteki dengelenme sürecinin devam ettiğine değinen Karahan, “Yılın ikinci çeyreğinde, yurt içi talebin yıllık bazda büyümeye katkısı belirgin olarak azalırken net ihracatın büyümeye verdiği pozitif katkı sürdü. Bu dönemde yurt içi talep büyümeye 1,2 puan katkı verirken, net ihracatın katkısı 1,3 puan olarak gerçekleşti. Böylelikle, harcama yönünden büyümenin kompozisyonunda daha dengeli bir talep görünümü izlendi” dedi.
Cari işlemler dengesindeki iyileşme devam ediyor. İç talepteki dengelenmeyle uyumlu olarak dış ticaret dengesindeki iyileşmenin devam ettiğini görüyoruz. Bunun yansımasıyla, ikinci çeyrekte, cari açığın milli gelire oranı yüzde 2,1 seviyesine geriledi. Üçüncü çeyrekte ise yıllıklandırılmış cari açığın azalışını sürdürerek milli gelire oranla yüzde 1,5 civarına gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Daha önce de iletişimini yaptığımız gibi, parasal sıkılaştırma dönemlerinde, cari dengede düzelme oluyor. Önümüzdeki dönemde, sıkı parasal duruşumuzla uyumlu olarak cari dengedeki olumlu seyrin süreceğini öngörüyoruz.”
“İTO, ENAG ve TÜİK aynı şeyi ölçmüyor”
Karahan, milletvekillerinin İTO, ENAG ve TÜİK enfl asyon oranlarında farklılığa ilişkin eleştirilerini yanıtlarken “yöntem” farklılığına dikkat çekerek, “Bu 3 endeks aynı şeyi ölçmüyor, tamamen farklı şeyleri de ölçmüyor ama aynı sayıları beklemek doğru değil yani bir elma ile armut kadar farklı değil ama belki yeşil elma, kırmızı elma gibi. İTO sadece İstanbul’da topluyor, TÜİK daha genel topluyor ve yöntem farklı. ENAG on-line topluyor yani oldukça ciddi farklılıklar var” dedi.
“Bizim işimiz enflasyon yüzde 5’e gidene kadar bitmeyecek”
Haziranda dezenflasyon sürecinin başladığını, bundan sonra da ara hedeflere uyumlu olarak enflasyonu düşürmek için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, manşet enflasyonun düşmeyi sürdüreceğini belirtti. Dönem dönem enflasyon dinamiğini gözden geçirdiklerini anlatan Karahan, “Bizim işimiz enflasyon yüzde 5’e gidene kadar bitmeyecek. Ondan sonra da zaten Merkez Bankalarının görevi fiyat istikrarının devamını sağlamaktır” diye konuştu.
Kimi zaman favori markamızdan saparak farklı benzin istasyonlarından yakıt alabiliyoruz. Peki bunun bir zararı var mı?
Piyasada çeşit çeşit benzin istasyonları var. Bu istasyonlarda satılan yakıtların farklarının olup olmadığından daha önce bahsetmiştik, o yazımıza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Bugünkü konumuz ise farklı istasyonlardan yakıt almanın arabaya zarar verip vermeyeceği. Hep aynı marka akaryakıt istasyonundan mı benzin almalıyız? Cevaplayalım.
Birçoğumuzun favori yakıt markası var fakat bazen standarttan sapabiliyoruz.
Piyasada çok farklı yakıt türleri ve markaları olduğundan hangisinin arabamız için en iyisi olduğunu merak edebiliyoruz ve bazen farklı yakıtları deneyebiliyoruz. Bazen de acil durumlarda yakıt gerekebiliyor ve favori markamızdan başka bir istasyonda yakıt alabiliyoruz.
Peki araca farklı benzin konulursa ne olur?
Her motorun farklı bir sıkıştırma değeri var. Hep kullandığınız yakıtı değiştirdiğinizde motor, sıkıştırmasını otomatik olarak yeniden ayarlar ve hızlı bir geçiş, motorda problemlere yol açabilir. Sonuç olarak yavaş performansın yanı sıra motor hasarına kadar gidebilir.
Ayrıca yakıt aldığınız istasyonların arasında kalite farkı varsa ve düşük kaliteli bir yerden yakıt alırsanız katkı maddeleri, motorun yanma odasında birikerek sorun çıkarabilir ve motorun çalışma düzeni bozularak daha çok yakabilir. Hâliyle maddi olarak da zarar verir.
Dikkat edilmesi gereken bir husus daha var.
BP’nin internet sitesinde yazana göre; deponuz boşken yalnızca bir defa farklı marka bir yakıtla doldurulursa nispeten daha iyi çünkü tüm yakıt türlerinin hidrokarbon zincirinde aynı bileşenler var.
Bu yüzden bir depoda 1-2 yakıt türünün karıştırılması biraz daha güvenli ancak her zaman kullandığınız yakıtınıza geçmek istiyorsanız eski yakıtı tükettiğinizden emin olmalısınız. Uzun süre farklı yakıt türü kullanmak, araçta ciddi hasarlara yol açabilir.
Kısacası arabanıza yakıt alırken aynı markayı tercih etmek ve tutarlı olmak her zaman daha güvenlidir diyebiliriz.
Geçtiğimiz birkaç ayda, Binance’de Notcoin, Dogs, Hamster Kombat ve Catizen listelemeleri de dahil olmak üzere TON ekosisteminde bir artış gördük.
Geçtiğimiz birkaç ayda, Binance’de Notcoin, Dogs, Hamster Kombat ve Catizen listelemeleri de dahil olmak üzere TON ekosisteminde bir artış gördük. Söylentilere göre borsalara milyonlarca yeni KYC kullanıcısı getirdi. Kabul edelim ya da etmeyelim, bu aslında son birkaç yılda blockchain’in en büyük kitlesel benimsenmesi. Ancak sorun şu ki, sırada ne var?
Çok sayıda kullanıcıya rağmen, TVL hala nispeten düşük ve pek çok DeFi protokolünün ortaya çıktığını görmüyoruz. Bu ayrıca TON’daki düşük kullanıcı değeri ve TON blok zincirinin eksik altyapısı hakkındaki tartışmalar hakkında endişeleri de gündeme getiriyor.
Ancak bu makalede, DeFi’nin arkasındaki önemli bir kavramı kısaca tartışmak istiyoruz – “Atomic Swap” ve LayerPixel’in (PixelSwap) ele aldığı sorun. Bir yandan, DeFi’nin başlangıçtaki başarısı, DeFi DApp’leri ve akıllı sözleşmelerin temeli haline gelen Ethereum’a kadar uzanıyor. Öte yandan, TON gibi asenkron blok zincirlerinin ortaya çıkışı, özellikle birleştirilebilirlik açısından DeFi uygulamaları için yeni fırsatlar ve zorluklar ortaya çıkarıyor.
DeFi’nin kısa tarihi
DeFi ekosistemi, büyük ölçüde Ethereum merkezli olarak “DeFi Yazı” sırasında gelişti. Geliştiriciler, akıllı sözleşmelerin Lego tuğlaları gibi birleştirilebilen temel yapı taşları olarak hizmet ettiği Ethereum ekosisteminden yararlandı. Bu birleştirilebilirlik, merkezi olmayan finansal uygulamaların ve hizmetlerin hızla yaygınlaşması için gerekli olan ağ etkisini sağladı.
Ethereum’un bileşenlenebilirlik paradigması, çeşitli DeFi protokollerinin birbirleriyle yenilikçi yollarla etkileşime girmesine olanak sağladı. Atomik takaslar, flaş krediler, yeniden bahis ve borç verme platformları gibi temel finansal ilkeller, farklı uygulamaların karmaşık, çok işlevli finansal ürünler oluşturmak için nasıl bir araya getirilebileceğini örneklendirdi.
DeFi olgunlaştıkça, Ethereum’un senkron modelinin sınırlamaları (esas olarak ölçeklenebilirlik ve yüksek işlem ücretleri ile ilgili) giderek daha belirgin hale geldi. Bu, bu içsel sınırlamaların bazılarını çözmeyi vaat eden asenkron blok zincirleri gibi yeni blok zinciri mimarilerini keşfetmeye olan ilgiyi artırdı.
Asenkron Blockchain’ler: Yeni Bir Paradigma
Ethereum’un geleneksel modeli senkrondur ve her işlemin ardışık olarak işlendiği monolitik bir durumu korur. Öte yandan TON gibi asenkron blok zincirleri bir aktör-model yaklaşımı kullanır. Bu değişim birkaç temel yapısal farklılığa yol açar:
Küresel Durum: Tüm işlemler tek bir paylaşılan küresel durum üzerinden yürütülür; bu durum durum yönetimini basitleştirir ancak çekişmeyi artırır.
Atomik İşlemler: Her işlem (birden fazla akıllı sözleşmedeki durumları değiştiren bir işlem bile) tek birimli bir işlem olarak ele alınabildiğinden, basit atomik işlemler mümkündür. Örneğin, Ethereum Sanal Makinesi (EVM), bir işlemdeki tüm adımları güvenli bir şekilde kum havuzuna alır ve tam yürütmeyi veya hiç yürütme olmamasını sağlar.
Sıralı İşleme: Her işlem bir öncekinin tamamlanmasını beklemek zorundadır, bu da doğal olarak verimi ve ölçeklenebilirliği sınırlar.
TON — Asenkron Blok Zincirleri (Aktör Modeli) :
Paralel İşleme: İşlemler birden fazla aktör veya akıllı sözleşme arasında eş zamanlı olarak işlenebilir ve bu da genel ölçeklenebilirliği ve verimi artırır. Örneğin TON’daki akıllı sözleşmeler, bağımsız olarak çalışabilen hücreler veya aktörlerdir ve aktörler arasındaki durumları güncellemek için tek yönlü mesajlar kullanılır.
Dağıtık Durum: Farklı aktörler, diğer aktörlerle etkileşime girebilen ancak tek bir küresel durumu paylaşmayan izole durumlara sahiptir.
Koordinasyon Karmaşıklığı: Bu modelde atomik işlemleri gerçekleştirmek, dağıtık yapısı nedeniyle karmaşıktır.
Asenkron blok zincirleri ölçeklenebilirlik açısından oldukça önemli olsa da (teorik olarak), atomik takasların olmaması, kullanımı zor FunC / Tact diline rağmen TON’un DeFi üzerinde geliştirilmesini önemli ölçüde zorlaştırıyor. Bir düşünün, atomik işlemler ve sıralı işleme olmadan, zorlu DeFi Lego’suna rağmen, borç verme protokollerinin likiditesi oldukça zordur.
LayerPixel ve PixelSwap’ta (PixelSwap, LayerPixel’in altyapısını kullanıyor ve LayerPixel’in bir parçası), bu sorunu çözmek için yeni bir yol öneriyoruz; atomik takasları mümkün kılıyor ve takas ve DeFi için daha güvenli ve daha iyi bir çözüm sağlamaya çalışıyoruz.
DeFi uygulamaları için, asenkron blok zincirlerinde bileşenleştirilebilirliği sürdürmek, öncelikle dağıtılmış durumların ve paralelliğin doğası nedeniyle karmaşık zorluklar ortaya çıkarır:
İşlem Koordinasyonu:
Senkronizasyon: Birden fazla aktörü belirli bir zaman noktasında durum üzerinde anlaşmaya varmak için koordine etmek karmaşıktır. Atomik işlemleri basitleştiren senkronize bir küresel durumdan farklı olarak, birden fazla bağımsız aktörün uyumlu bir şekilde çalışabilmesini sağlamak önemli engeller sunar.
Tutarlılık Modelleri: Eşzamansız sistemler genellikle nihai tutarlılık gibi daha zayıf tutarlılık modellerine güvenir. Dahil olan tüm aktörlerin ayrışmadan ortak bir duruma ulaşmasını sağlamak lojistik bir çaba haline gelir.
Devlet Tutarlılığı:
Eşzamanlılık Denetimi: Dağıtılmış ayarlarda, birden fazla işlem çakışan durumları güncellemeye çalışırsa yarış koşulları ortaya çıkabilir. Bu, sistemin darboğazına girmeden işlemlerin doğru şekilde serileştirilmesini sağlamak için karmaşık mekanizmalar gerektirir.
Durum Uzlaştırma: Aktörler arasındaki farklı durumların uzlaştırılması gerekir ve geri alma mekanizmaları (işlemin bir kısmı başarısız olursa) tutarsızlık yaratmadan değişiklikleri zarif bir şekilde geri alabilecek kadar sağlam olmalıdır.
Arıza Yönetimi:
Atomiklik: Bir işlemin tüm parçalarının başarılı olmasını veya hiçbirinin başarılı olmamasını garantilemek, durumların dağıtıldığı ve işlemlerin varsayılan olarak atomik olmadığı bir ortamda zorlu bir iştir.
Geri Alma Mekanizmaları: Kalan tutarsızlıkları bırakmadan kısmi işlem durumu değişikliklerini etkili bir şekilde geri almak, gelişmiş teknikler gerektirir.
Pixelswap: Bileşensellik Açığını Kapatmak
Pixelswap’ın yenilikçi tasarımı, TON blok zinciri için özel olarak tasarlanmış dağıtılmış bir işlem çerçevesi sunarak bu zorlukları ele alıyor. BASE ilkeleri ([BASE: Bir ACID Alternatifi](https://queue.acm.org/detail.cfm?id=1394128)) tarafından yönlendirilen mimari, iki temel bileşenden oluşuyor: İşlem Yöneticisi ve birden fazla İşlem Yürütücüsü.
Saga İşlem Yöneticisi
Saga İşlem Yöneticisi, uzun süreli, dağıtılmış işlemler için daha uygun olan Saga modelini uygulayarak 2PC’nin sınırlamalarını aşarak karmaşık, çok adımlı işlemleri düzenler:
Yaşam Döngüsü Yönetimi: Bir arıza durumunda her biri kendi telafi edici eylemi olan, bir dizi daha küçük, bağımsız olarak yürütülebilir adıma bölünerek tüm işlem yaşam döngüsünü yönetir.
Görev Atama: Birincil işlemi ayrı, izole edilmiş görevlere ayırır ve bunları uygun İşlem Yürütücülerine devreder.
Telafi Edici Eylemler: Her destanın, herhangi bir adım başarısız olursa kısmi değişiklikleri geri almak için tetiklenebilen karşılık gelen bir telafi edici işleminin olmasını sağlayarak tutarlılığı korur.
İşlem Yürütücüleri
İşlem Yürütücüleri, işlem yaşam döngüsü içerisinde atanan görevleri yürütmekten sorumludur:
Paralel İşleme: Yürütücüler eş zamanlı olarak çalışarak verimi en üst düzeye çıkarır ve sistem yükünü dengeler.
İşlevsel Genişletilebilirlik için Modüler Tasarım: Her İşlem Yürütücüsü, çeşitli işlevlerin uygulanmasına olanak tanıyan modüler olacak şekilde tasarlanmıştır. Bunlar, farklı takas eğrileri, anlık krediler, kredi protokolleri ve daha fazlası gibi çeşitli finansal işlemleri içerebilir. Bu modülerlik, bu işlevlerin DeFi bileşenlerinin temel prensiplerini koruyarak Saga İşlem Yöneticisi ile sorunsuz bir şekilde koordine olmasını sağlar.
Son Tutarlılık: Yürütücülerin yerel durumlarının, işlemin genel dağıtılmış durumuyla senkronize ve uzlaştırılmış kalmasını sağlar.
Bu özellikler sayesinde Pixelswap’ın İşlem Yürütücüleri, TON üzerinde karmaşık ve birleştirilebilir DeFi uygulamalarının oluşturulmasını sağlayarak sağlam, ölçeklenebilir ve eşzamansız işlem yürütmeyi garanti altına alır.
Çözüm
Sonuç olarak, DeFi’nin geleceği, bileşenlenebilirlik gibi temel prensipleri koruyup geliştirirken senkrondan asenkron blok zincirlerine doğru değişen paradigmalara uyum sağlamayı gerektirir. Pixelswap, sağlamlığı, ölçeklenebilirliği ve bileşenlenebilirliği zarif bir şekilde birleştirerek TON blok zinciri için öncü bir çözüm olarak ortaya çıkıyor. Sorunsuz etkileşim yetenekleri ve sağlam işlem yönetimi sağlayarak Pixelswap, daha dinamik, ölçeklenebilir ve yenilikçi bir DeFi ekosisteminin yolunu açıyor.
PixelSwap Beta v0.8 şu anda TON ana ağında ve PixelSwap.io adresinde deneyebilirsiniz . Bu sürüm, basit takas işlevleriyle temel bir demo sağlamayı amaçlamaktadır. Takas yapmayı, likidite eklemeyi ve cüzdan özelliklerini hemen şimdi finanse etmeyi deneyebilirsiniz. Fark edebileceğiniz gibi, PixelSwap için gaz ücreti diğerlerinden biraz daha yüksektir ve bu makalenin bunu daha iyi anlamanız için size rehberlik etmesini umuyoruz.
LayerPixel Hakkında
LayerPixel, TON blok zinciri için özel olarak tasarlanmış ve Telegram Mini Uygulamaları ile sorunsuz bir şekilde entegre edilmiş hepsi bir arada bir DeFi protokolüdür. Modüler bir mimariden yararlanan LayerPixel, TON’un eşzamansız sınırlamalarının üstesinden gelirken parçalama avantajlarından yararlanır.
LayerPixel ekosisteminin merkezinde birkaç yenilikçi bileşen yer almaktadır:
PixelWallet — Kullanıcıların dApp’ler ve LayerPixel ekosistemiyle kolaylıkla etkileşime girmesini sağlayan Hesap Soyutlama (AA) özelliklerine sahip bir SMC cüzdanı.
PixelSwap — TON üzerindeki ilk modüler DEX, ağırlıklı havuzlar ve LBP gibi gelişmiş işlem modellerini destekliyor.
Pixacle — dApp’lere ve akıllı sözleşmelere hızlı ve doğru fiyat verileri sağlayan merkezi olmayan bir oracle çözümü.
LayerPixel’in gelecek planları arasında, tüm Telegram Mini Uygulamalarında DeFi deneyimlerini destekleyen bir zincirler arası çözüm haline gelmek yer alıyor. LayerPixel, hepsi bir arada bir platform sağlayarak, blok zinciri destekli finansı TON ekosistemindeki herkes için erişilebilir hale getirmeyi amaçlıyor.
Kenan Keloğlu, İstanbul Üsküdar’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Üsküdar’da tamamladı.
Kenan Keloğlu, İstanbul Üsküdar’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Üsküdar’da tamamladı. Akademik eğitimini İTÜ Türk Musikîsi Devlet Konservatuarı’nda yaptı.
Kenan Keloğlu çeşitli kurslardan ve cemiyetlerden eğitimler aldı. Bu eğitimler; Üsküdar Musuki Cemiyeti Ud Eğitimi, Kubbealtı Sanat Akademisi Nazariyat ve Usul Eğitimi, Kadıköy Halk Eğitimi Tiyatro, TSR Akademi Kamera Önü Eğitimi, İSMEK diksiyon eğitimleridir. Kenan Keloğlu, bu eğitimler haricinde birçok sivil toplum örgütünde üyelik, yöneticilik ve kuruculuk yaptı.
Şu anda 3 yıldır tiyatro eğitmenliğinin yanında yapımcılık ve oyuncu koçluğu da yapmakta olan Kenan Keloğlu, ayrıca televizyon kanalı programları ve yapımcılığı da yapmakta. Şu anda ise Türk sinemasına en güzel yapımları kazandırmaya kendini adayarak sektörde yer alıyor.
Yaptığı işler:
Minik kalpler çocuk programı TRT (Yapımcılık)
Migros reklam filmi (Yapımcılık)
Hayalet Dedektif (Yapımcılık)
Ötesiz İnsanlar tv dizisi (Cast Sorumlusu)
Küçük Kıyamet TV Dizisi
Sezon (Figürasyon Casting)
Sezon (Figürasyon Casting)
Sezon (Figürasyon Casting)
İşler Güçler İşler Güçler TV Dizisi (Cast Sorumlusu)
Bulutların Ötesi Bulutların Ötesi TV Dizisi (Uygulayıcı Yapımcı)
Şüphe Şüphe TV Dizisi (Figürasyon Casting)
Yıldız Masalı Yıldız Masalı TV Dizisi (Figürasyon Casting)
Leyla ile Mecnun TV Dizisi 1. Sezon (Cast Sorumlusu)
Farklı Boyut Farklı Boyut (Figürasyon Casting)
Farklı Boyut Farklı Boyut (Cast Sorumlusu)
Dinle Sevgili TV Dizisi 1. Sezon (Cast Sorumlusu)
Öyle Bir Geçer Zaman ki TV Dizis 1. Sezon (Figürasyon Casting)
Kılıç Günü Kılıç Günü TV Dizisi (Figürasyon Casting)
Küstüm Çiçeği TV Dizisi (Figürasyon Casting)
Farklı Desenler TV Dizisi 1.Sezon (Cast Sorumlusu)
Zoraki Başkan Zoraki Başkan TV Dizisi (Cast Sorumlusu)
Geniş Aile TV Dizisi 2.Sezon (Cast Sorumlusu)
Akasya Durağı TV Dizisi
Sezon (Cast Sorumlusu)
Sezon (Cast Sorumlusu)
Artizmecmuasi imtiyaz sahibi
Çocuk Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü 2009
Star Gazetesi Magazin Muhabiri 2008
Kral Yolu
Yol Geçen Apartmanı TV Dizisi (Yapımcı)
Bir Dilim Aşk
Hayvan Sinema filmi 2020
Miras Peşinde Televizyon filmi 2018
Samet Ergün Sinema filmi 2022
Sorgu Odası 2023
Kenan Keloğlu şu anda ne yapıyor?
Kendi adına ait Bloomwork Yapım şirketinde Reklam, Sinema ve Dizi projeleri üretiyor.
Sektöre her yaştan yetenekli ve enerjik yeni yüzler kazandırıyor.
Beşiktaş, Ajax ile oynayacağı maçla Avrupa’daki 245. karşılaşmasına çıkacak.
UEFA Avrupa Ligi’nin ilk haftasında 26 Eylül Perşembe günü Hollanda ekibi Ajax’a konuk olacak Beşiktaş, Avrupa’da 245. maçına çıkacak.
Siyah-beyazlı futbol takımı, Avrupa kupalarında oynadığı 244 müsabakada 92 galibiyet, 49 beraberlik, 103 yenilgi yaşadı.
Avrupa arenasında 328 kez fileleri havalandıran Beşiktaş, kalesinde 369 gol gördü.,
AVRUPA KUPALARINDA BEŞİKTAŞ
Beşiktaş’ın Avrupa kupalarındaki performansı şöyle:
Organizasyon
O
G
B
M
AG
YG
Şampiyon Kulüpler Kupası ve UEFA Şampiyonlar Ligi
89
27
19
43
89
153
UEFA Kupası ve UEFA Avrupa Ligi
123
54
25
44
197
159
Kupa Galipleri Kupası
20
4
4
12
21
38
UEFA Avrupa Konferans Ligi
12
7
1
4
21
19
TOPLAM
244
92
49
103
328
369
HOLLANDA TAKIMLARIYLA 11. MAÇ
Beşiktaş, Hollanda ekipleriyle 11. kez karşı karşıya gelecek.
Siyah-beyazlılar; Ajax, Feyenoord ve PSV’yle UEFA Şampiyonlar Ligi ile Kupa Galipleri Kupası’nda 10 kez mücadele etti.
Bu müsabakaların 2’sini kazanan Beşiktaş, 7’sinden mağlubiyetle ayrıldı. Bir karşılaşma ise beraberlikle sonuçlandı. Söz konusu maçlarda 10 kez ağları sarsan siyah-beyazlı ekip, kalesinde ise 19 gole engel olamadı.
ÜÇ KEZ ÇEYREK FİNAL OYNADI
Beşiktaş, Avrupa kupalarında 3 kez çeyrek final oynadı.
Şampiyon Kulüpler Kupası’nda 1986-87 sezonunda adını çeyrek finale yazdıran siyah-beyazlı ekip, UEFA Kupası’nda 2002-2003’te son 8 takım arasında yer aldı.
Beşiktaş, 2016-2017 sezonunda da UEFA Avrupa Ligi’nde çeyrek finale yükseldi.
FARKLI GALİBİYETLER
Beşiktaş, Avrupa kupalarındaki en farklı galibiyetini 2018-2019 sezonunda elde etti.
Siyah-beyazlı ekip, UEFA Avrupa Ligi 2. eleme turu rövanşında ağırladığı Faroe Adaları temsilcisi B36 Torshavn’ı 6-0 mağlup ederek Avrupa’daki en farklı skorlu galibiyetine imza attı.
Beşiktaş, 2002-2003 sezonunda ise UEFA Kupası 1. tur rövanş maçında Bosna Hersek temsilcisi Saraybosna’yı deplasmanda 5-0 yendi.
FARKLI MAĞLUBİYETLER
Siyah-beyazlılar, Avrupa kupalarındaki en farklı yenilgisini 2007-2008 sezonunda yaşadı.
Söz konusu sezonda Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden Beşiktaş, İngiltere temsilcisi Liverpool’a deplasmanda 8-0 mağlup oldu.
“Kara Kartal”, Kupa 1’de 2000-2001 sezonunda İngiltere’nin Leeds United ekibine, 2016-2017’de de Ukrayna’nın Dinamo Kiev takımına 6-0 yenildi.
Siyah-beyazlı ekip, iç sahada ise 1986-1987 sezonunda Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası adıyla gerçekleştirilen organizasyonun çeyrek finalinde Dinamo Kiev’e İzmir’de 5-0 kaybetti.
UEFA Konferans Ligi’nde de geçen sezon Club Brugge’u ağırlayan İstanbul temsilcisi, Belçika ekibi karşısında sahadan 5-0 mağlubiyetle ayrıldı.
AVRUPA’DA EN GOLCÜ OYUNCU OKTAY DERELİOĞLU
Siyah-beyazlı ekibin Avrupa kupalarındaki en golcü oyuncuları sıralamasında Oktay Derelioğlu, ilk basamakta yer alıyor.
Beşiktaş formasıyla 14 gol atan Oktay Derelioğlu’nu 13’er kez fileleri havalandıran Vincent Aboubakar ile Cenk Tosun takip ediyor.
“Kara Kartal”da Ricardo Quaresma ve Bobo’nun da Avrupa arenasında 12’şer golü bulunuyor.
Binance’ın Reef coin’i delist etme kararı sonrası yatırımcılar, fiyat farkları ve çekim sorunları nedeniyle zorlu bir süreçle karşı karşıya kaldı.
Binance’ın Reef coin’i delist etme kararı sonrası yatırımcılar, fiyat farkları ve çekim sorunları nedeniyle zorlu bir süreçle karşı karşıya kaldı.
Binance, 26 Ağustos 2024 tarihinde Reef (REEF) coin’i platformundan kaldırma kararı aldı. Bu kararın ardından, Reef coin’in değeri hızla düşerken, kısa süre sonrasında fiyatta beklenmedik bir yükseliş başladı. Ancak yükseliş sadece Reef coin’in ETH ağını destekleyen borsalarda yaşandı. Çünkü Binance borsası çekimlere sadece BSC ağı üzerinden izin verdi. Bu da satış baskısı yaratıp BSC ağının da desteklendiği MEXC ve Paribu gibi borsalarda fiyat farklılığı yaşanmasına neden oldu. Piyasaların yükselmesiyle coin’e gelen alım emirleri ETH ağı üzerinden olup BSC ağından olmayınca aynı coin’de 2 farklı fiyat oluştu.
Çekim sorunları ve fiyat farklılıkları
Binance’ın REEF’i delist etmesiyle BSC ağını destekleyen platform sayısı azaldı. Bu durum, yatırımcıların arbitraj yapma imkanını ortadan kaldırarak BSC ve ETH ağlarındaki token fiyatlarının farklı seyretmesine yol açtı.
Durum önce borsalar ardından sosyal medya kullanıcıları tarafından fark edildi. Borsalar konu ile ilgili incelemelerin yapıldığına dair açıklamalarda bulundu. Örneğin 16 Eylül’de Paribu Destek Ekibi’nin konunun incelendiğine dair açıklaması aşağıdaki gibi:
“ERC-20 ağından gerçekleştirilen Reef (REEF) çekim işlemlerinde aksaklık tespit edildi. Teknik ekibimiz konuyu inceliyor.”
Bu durumun sebebi ise Reef ekibinin arbitraj yolunu kapaması ve BSC’den ETH’ye ya da BSC’den kendi ağlarına bir köprü (bridge) kurmamış olması olarak görülüyor. Bu yüzden BSC ağındaki fiyatla ETH ağındaki fiyat arasında %60’a yakın fiyat farkı oluştu.
Sorun bridge’in olmaması
Kullanıcılar bu durumda ne yapacağını bilemezken, Paribu ekibi bu sabah saatlerinde kullanıcıların BSC ağındaki varlıklarını dönüştürebilmek adına alternatif çözümler için Reef ekibiyle görüşmelerini sürdürdüğünü belirten bir açıklama yayınladı.
“Farklı ağlardaki REEF bakiyelerinin dönüştürülmesinde kullanılacak uygun bir köprü altyapısı olmadığı için ERC-20 ağı üzerinden gerçekleştirilen REEF çekim işlemlerinde aksaklık yaşanmaktadır. Teknik ekibimiz, Reef ekibiyle konuya alternatif çözümler üretmek için görüşmelerini sürdürmektedir.”
Paribu’dan ulaştığımız kaynaklar da açıklamayı doğrulayarak Reef ile iletişime geçildiğini fakat Reef ekibinin henüz Reef Chain entegrasyonu yapmadığını ve BSC ağındaki Reef tokenlarını dönüştürmek için aksiyona geçmediğini iletti.
Konu hakkında ulaştığımız MEXC borsası ve Reef ekibi ise soruları yanıtsız bıraktı.
Sosyal medya üzerinden yatırımcılar ve sektör temsilcileri ise Reef ekibinin BSC ve ETH ağları arasında köprü kurmamasını eleştiriyor. Bu durumun, yükselen fiyat karşısında yatırımcıların satış yapmasını engellediği ve fiyat farkını artırdığı da iddia ediliyor.
Birbirinden farklı kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan Tasarım Parkı, 6 sanatçının hayata geçirdiği ‘Mavi’ sergisi 16 Eylül’de açıldı.
Tasarım Parkı Moda, yeni sanat dönemine mavinin gücüyle hayata geçirilen “Mavi” sergisi ile merhaba dedi. Sergi, mavi rengini başlangıç noktası olarak ele alan ve üretimlerini kendi özgün konseptlerine taşıyan 6 farklı sanatçının eserlerini bir araya getiriyor.
Küratörlüğünü Koray Arman’ın üstlendiği, “Mavi” sergisi, 16 Eylül’de Tasarım Parkı Moda’da açıldı. Sergide sanatçılar, izleyicileri mavinin farklı ton ve kullanım şekillerini eserlerine taşıyıp dönüştürdükleri bir yolculuğa davet ediyor ve mavi rengini başlangıç noktası olarak ele alan ve üretimlerini kendi özgün konseptlerine taşıyan 6 farklı sanatçının eserlerini bir araya getiriyor.
Karma sergiye katılan sanatçılar; Burcu Batmaz, Burçin Belentepe, Cansu Dinç, Damla Açıl Karakurt, Efkan Sarıahmetoğlu ve Nilay Sorgüven “Mavi” rengini farklı anlamlarla birleştirip farklı bir sanat tadı yarattılar.
Tasarım Parkı’nda 6 Ekim tarihine kadar ziyaret edilebilecek olan sergi, sanatseverlere yazın bitişi ve yeni dönemim başlangıcını, mavinin tonları arasında deneyimleyebileceği bir izlek sunuyor. Sergiyi Tasarım Parkı’nın yeni adresi Moda da 100 numarada , sonbahar’ın hoş havası ve bir kahve eşliğinde ziyaret edilebilirsiniz.
Tasarım Parkı
2010 yılında kurulan Tasarım Parkı, Kadıköy Moda’da, tasarım ve sanatseverleri bir araya getirerek Anadolu Yakası’nın sanat ve tasarım etkinliklerine ev sahipliği yapıyor.
2022 yılında Moda’daki yeni yerinde, sanatseverlerle farklı kurumları buluşturarak, tasarım, mimarlık, teknoloji ve yaratıcı disiplinler odaklı etkinlik ve atölye çalışmalarını gerçekleştiriyor.
2021 yılında Londra’da Design Park oluşumuyla da çalışmalarına başlayan Tasarım Parkı kurucusu Tasarımcı ve Y. İç Mimar Nursema Öztürk, sanat ve tasarım etkinliklerine yenilikçi bir bakış getirerek farklı kitleleri Tasarım Parkı’nda buluşturmaya devam ediyor.
Adres: Dr. Esat Işık cad. 100/A Moda-Kadıköy/İstanbul Web adresi: https://tasarimparki.com.tr/
Beklentiler ah şu beklentiler….. Çocukluktan ve yetiştirildiğimiz çevreden öğrendiğimiz ve karakter yapımızın getirdiği etkilerle de oluşan beklentilerimiz var yaşam içerisinde. Beklentilerimizi yüksek tutan bireyler haline gelmemiz ince düşünceli ve detaylara önem veren biri olmaktan kaynaklanıyor bir yönüyle. Toplumda bu tip bireyler de bir hayli fazla. Ve sonradan beklentimiz karşılanmadığında ise üzülen bireyler haline geliyoruz. Diyelim ki siz arkadaşlarınızla ilişkilerinizde arkadaşlarınızın derdini dinleyen,onlara zor zamanında her zaman yardıma koşan birisiniz ve arkadaşınız ise siz bir şey anlattığınızda sizin kadar iyi bir dinleyici değil ve sizin kadar her anınızda yanınızda değil ve siz de bir beklentiye giriyorsunuz. Ama ben hep onun yanındaydım o neden benim yanımda değil ki diye kara kara düşünüyorsunuz. Hemen hemen bu durumu çoğumuz yaşamışızdır belki de. Burada baktığımız zaman her bireyin parmak izi farklıdır ve her birey farklı farklı özelliklere sahip ve yetiştirilme tarzımızdan tutun da yaşadığımız çocukluk dönemi de farklı olabilir.Dolayısıyla hepimizin beklentileri de farklı yönde olabilir. Beklentiye haklı yönde girmiş de olabiliriz . Fakat insanlara ne kadar gideceğimizin sınırını biz koruyabiliriz . Haklı bir yönde beklentilerimiz olabilir bu çok normal. Haklı beklentilerimiz karşılanmadığında ise bunu kendimize dert ediniriz ya da mesafe koyarız ya da bu durumu karşımızdaki kişiye sorarız ki en zoru sorma cesaretinde bulunmaktır aslında ki sorarak da çözüme kavuşturmuş olabiliriz. Beklentileri ne zaman bırakırız peki?
Karşımızdaki bireylerin bize bizim kadar aynı düzeyde yaklaşmadığını gördüğümüz zaman beklentilerimizi düşürmeye başlarız ve bundan sonra beklentilerimi düşük tutacağım deriz. Çelik yeleklerimizi giyip aynı durumu yaşamamak adına kendimizi bu çelik yelek ile koruma altına alırız. Çünkü o zaman incinmeyeceğimizi düşünürüz.Bundan sonra yaşamımıza girecek olan kişilere eski davranışları sergilemeyiz. Önce bir inceleriz,anlamaya ve yaklaşımına ,davranışlarına bakarız. İşte tam bu noktada sınırlar devreye girer. Yani sınırımızı ne kadar korumayı bilirsek beklentilerimizi de yüksek tutmamış oluruz.
Hepimizin bir çelik yeleği var ve çelik yelek bizlerin sınırlarıdır önemli olan çelik yeleği ne zaman giyeceğimizi bilmek. Eğer bunu başarırsak olaylara daha realist çerçevede bakabiliriz.