Prizmabet

Birleşik Krallık, Solana memecoin’i için uyarıda bulundu

Birleşik Krallık Finansal Davranış Otoritesi (FCA), Solana blokzincirinde yer alan Retardio isimli memecoin hakkında uyarı yayımladı.

FCA, Birleşik Krallık vatandaşlarının, son zamanlarda popülerlik kazanan NFT odaklı memecoin projesi Retardio’dan kaçınmalarını tavsiye etti. Düzenleyici kurum, Solana merkezli memecoin’in yetkisiz bir şekilde Birleşik Krallık’ta hizmet sunduğunu belirtti.

16 Aralık’ta yayımlanan uyarıda, token’ın finansal hizmetler sağladığı ve tanıtım yaptığı, ancak bu davranışların gerekli kurumlardan onay alınmadan sergilendiğini bildirdi.

Birleşik Krallık, Solana tabanlı token’ı radarına aldı

Birleşik Krallık Finansal Davranış Otoritesi (FCA), vatandaşların FCA onaylı firmalarla iş yapmalarını tavsiye etti.

CryptoSlam’a göre, Retardio projesi 30 milyon doların üzerinde satış yapan Solana tabanlı bir NFT koleksiyonuna sahip. Söz konusu koleksiyonun yerel token’ı olarak piyasaya sürülen RETARDIO, yaklaşık 85 milyon dolar piyasa değerine ulaştı.

FCA’ya göre, Retardio projesiyle ilgilenen Birleşik Krallık vatandaşları, tüketiciler ve finansal hizmet kuruluşları arasındaki şikayetleri çözmekle görevli Finansal Ombudsman Hizmetine erişemeyecek.

İzinsiz platformlarda işlem yapan kullanıcıların Finansal Hizmetler Tazminat Programı (FSCS) tarafından korunmayacağını belirten FCA, şunları kaydetti;

“Bu, firma iflas ederse paranızı geri alma ihtimalinizin düşük olduğu anlamına geliyor.“

Devlet kurumu, tüketicilerin resmi kanallar ile iletişime geçerek yetkisiz firmaları bildirmelerini talep etti.

FCA’ya espirili bir şekilde yanıt veren Retardio, şu ifadeleri kullandı;

“Birleşik Krallık’ın mali düzenleyicisine karşı bir uyarı yayımladık”

CoinGecko verilerine göre, RETARDIO son 24 saatte yüzde 4,3 oranında değer kaybederek 0,0895 dolara geriledi. Popüler memecoin, son 24 saatte 13 milyon dolar işlem hacmi kaydetti.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

BoE: Küresel ticaret engelleri ekonomik büyümeyi sekteye uğratabilir

İngiltere Merkez Bankası, artan küresel ticaret engellerinin küresel ekonomik büyümeyi sekteye uğratabileceği ve Birleşik Krallık’ın finansal sisteminin istikrarını bozabileceği uyarısında…

BoE 6 aylık finansal istikrar raporunda, finansal sistemin sınır ötesi sermaye akışlarının aksamasından ve risk çeşitlendirme kabiliyetinin azalmasından etkilenebileceğini söyledi.

BoE şu uyarıda bulundu: “Küresel parçalanmanın, yani uluslararası ticaret ve politika işbirliğinin derecesinde bir azalmanın çeşitli sonuçları olabilir. Makroekonomi açısından, büyüme üzerinde baskı oluşturabilir ve enflasyon da dahil olmak üzere ekonomik sonuçların belirsizliğini artırabilir, bu da finansal piyasalardaki oynaklığı besleyebilir. Uluslararası politika işbirliğinin derecesindeki bir azalma, yetkililerin finansal sistemin direncini ve gelecekteki şokları absorbe etme kabiliyetini artırma konusundaki ilerlemesini engelleyebilir”

Uyarılar, BoE Başkanı Andrew Bailey‘in ekonomik istikrarı desteklemek için serbest ticarete öncelik verilmesi ve korumacılıktan kaçınılması yönündeki çağrılarını takip etti

Bailey, bu ayın başlarında Mansion House’da şehir finansçılarına seslenerek, politika yapıcılara “lütfen açıklığın önemini hatırlayın” çağrısında bulundu ve Brexit’ten kaynaklanan ticari engellerin “potansiyel arz seviyesine ağırlık verdiğini” söyledi.

BoE’nnin bugünkü istikrar raporuna göre, Birleşik Krallık hane halkı, işletmeler ve bankalar iyi durumda ancak ülkenin finans sektörü, Birleşik Krallık ekonomisinin açıklığı göz önüne alındığında “özellikle ilgili” risklerle karşı karşıya.

Banka, büyüme ve enflasyona yönelik riskler ve faiz oranlarına ilişkin belirsizlik nedeniyle finansal piyasaların da “keskin bir düzeltmeye karşı kırılgan” olduğu uyarısında bulundu.

bigpara.hurriyet.com.tr

SPK Başkanı Gönül: Sermaye piyasalarının payı artmalı

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, “Yatırım fonları, bireysel emeklilik, tahvil gibi enstrümanlarımız aracılığıyla neredeyse Türkiye’de her haneye girdik. Artık her haneye girmeyi başardığımıza göre artık sermaye piyasalarının payının tüm finansal sistemde arttırılması gerekiyor” dedi.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Adana Sanayi Odası (ADASO) Sakıp Sabancı Toplantı Salonu’nda düzenlenen “İş Dünyası Buluşması” programında yaptığı konuşmada, Adana’da olduğu için çok mutlu olduğunu söyledi.

Finansal okuryazarlık hikayesinin bugünün hikayesi olmadığını belirten Gönül, “Dünyada 2008 krizinde başlayan ve halkın finansal okuryazarlık düzeyinin düşük olması nedeniyle verilen zararın görülmesinden sonra ülkemizde de 2014 yılından sonra alınan tedbirlerle birlikte başlayan bir süreç. Ancak bu süreç 22 Mayıs günü Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in verdiği destekle hazırlamış olduğumuz platformun lansmanı yapılmasıyla yeni bir boyut kazandı. Daha önce alınan kararla Sermaye Piyasası Kurulu finansal okuryazarlık konusunda koordine sağlayıcı kurum olarak seçildiğinde bu görevi biz de üstlendik ve elimizden geldiğince iyi bir şekilde yaygınlaşmasını sağlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Finansal okuryazarlıkta ilk hedef kitlelerini gençler, ev hanımları, girişimciler ve iş adamları olarak belirlediklerini vurgulayan Gönül, şunları kaydetti:

“Gençlerin genç yaştan itibaren finansal okuryazarlığa sahip olmasıyla birlikte başta biriktirme, tasarruf etme bilinci ile bütçesini yapma, finansal kararların doğru ve rasyonel bir şekilde alınabilmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Ev hanımlarımızın özellikle finansal okuryazarlık olmalarının öneminin büyük olduğunu biliyoruz. Çünkü hem gelecek nesiller yetiştirmiş olmaları hem de evin bütçesini yapmış olmaları bizim için çok kıymetli. Eğer bütçeyi yapabilir ve yönetebilirlerse işte çekirdekten başlıyoruz. Bundan sonraki hedefimizi küçük ve orta işletmelerin sahipleri ve bunların çalışanları oluşturuyor. Bizim için finansal düzenini sağlayan bir çalışan başta bir mutluluk içerisindeki bir çalışan oluyor. Finansal sıkıntıları olan bir çalışan işletmelerine faydalı olamayacaktır. Bu nedenle öncelikle sizlerle birlikte bu projeyi yürütmek bizim için hakikaten çok önemlidir. Biz projemizi yönetirken bakanlıklarımızla protokoller yaparak hem projemizi anlatıyoruz hem de etki alanımızı büyütmeye çalışıyoruz.”

Gönül, Sermaye Piyasası Kurulu olarak asıl işlerinin küçük yatırımcının, sermaye piyasalarının korunmasını sağlamak ve sermaye piyasası enstrümanlarını geliştirmek olduğunu ifade etti.

Son yıllarda özellikle halka arzlara olan teveccühün arttığını dile getiren Gönül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yıllarca 1,5 veya 2 milyon civarında olan yatırımcı sayısı pandemiden sonra 8,5 milyona kadar çıktı ve bu çıkan yatırımcı sayısıyla birlikte halka arz sayısı önce bir senede 52 daha sonra da bir senede 54’le rekor kırdık. Bir sene içerisinde toplam 54 şirketi halka arz etmek haftada bir şirketten fazla halka arz yaptığımızı gösteriyor ve piyasa bunu kaldırdı. Kabul etti. Bu sene sanırım 30 civarında halka arz yaptık. Önümüzde yaklaşık iki aylık bir süre var. Halka arzlar muhtemelen devam edecektir. Dosyaları incelemeye devam ediyoruz. Hem talep yönünden hem de halka arza gelen şirketler yönünden elimizdeki başvurulardan gördüğümüz halka arza teveccüh devam ediyor. Bunun sevindiren tarafı şirketlerimizin artık halka arzla büyüyebileceklerini görmeleri, bu bilince sahip olmaları ve bu bilinç sayesinde kendi sermayelerine özellikle faiz hassasiyeti olan şirketlerin büyümek için sermaye piyasalarından geçmeleri. Yatırımcı sayısının artmasıyla birlikte tabii sadece bu borsa yatırımcısı olarak düşünmemek lazım. Yatırım fonları, bireysel emeklilik, tahvil gibi enstrümanlarımız aracılığıyla neredeyse Türkiye’de her haneye girdik. Artık her haneye girmeyi başardığımıza göre artık sermeye piyasalarının payının tüm finansal sistemde arttırılması gerekiyor.”

Programa, AK Parti Adana Milletvekili Sunay Karamık, ADASO Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Ticaret Odası (ATO) Başkanı Yücel Bayram ve iş insanları katıldı.

Fintek fabrikası yeni dönem girişimleri belli oldu!

Finansal teknolojilerin hızla gelişmesi, son yıllarda fintek sektörünün Türkiye’de girişimcilik ve inovasyon alanında en çok yatırım alan sektörlerden biri olmasına yol açtı. Pandemi sonrası dönemde daha da hızlanan dijitalleşme süreci, fintek girişimlerinin küresel çapta güçlü bir konum elde edebilmesi için daha fazla sektörel ve teknik deneyime ihtiyaç duymalarına neden oldu.

Fintek girişimlerinin globale açılma süreçlerini desteklemek amacıyla hayata geçirilen Fintech Factory, 2. dönem girişimcileri ile sahneye çıkıyor. Yeni döneminde de Fintech Factory, fintek girişimcilerine yalnızca yerel ve küresel ağlardan faydalanma olanağı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sektörün önde gelen isimlerinden birebir mentorluk ve danışmanlık imkanı sunuyor. Girişimcilerin fikir geliştirme, ürün fonksiyonlarını iyileştirme ve pazar doğrulama süreçlerinde sektörün deneyimli oyuncularıyla birebir çalışma fırsatı sunan Fintech Factory, Ataşehir Belediyesi Girişimcilik ve Kuluçka Merkezi İnovata’da girişimcilere projelerini geliştirmeleri için destek olacak.

Programın yürütücülüğünü BCPartnering üstlenirken, 3 ay sürecek olan bu dönemin sponsorluğunu TRPOS Ödeme Kuruluşu üstleniyor. Fintech Factory’nin paydaşları arasında global fintek oyuncuları, dernekleri ve yatırımcıları bulunuyor. Geçen senelerden farklı olarak Fintech Factory’nin yeni döneminde Pars Venture Studio da ana paydaşlar arasında.

Bu yıl ikinci dönemine giren Fintech Factory, başvuru sürecinin ardından elemelerini tamamlayarak seçilen Türk fintek girişimlerini pazarda güçlü bir marka haline getirme, globale açma hedefiyle yola çıktı. Yerel ve küresel ağlardan birebir yararlanma fırsatını sunan programa bu dönem başvuran girişimler arasından 4 girişim katılmaya hak kazandı.
Fintech Factory 2. Dönem hızlandırma programına katılmaya hak kazanan dört girişim ise şu şekilde:

DerivAsset – DerivAsset, “No Math Finance” konseptiyle kendi alanında fark yaratmayı hedefleyen bir girişim. Farklı finansal okuryazarlık seviyelerine sahip çalışanların kullanımına uygun, yenilikçi ve kullanıcı dostu finansal ürünler ve uygulamalar sunan bir platform. DerivAsset, şirketlerin finansal süreçlerini kolaylaştırarak, karmaşık işlemleri basitleştiriyor ve global anlamda yenilikçi çözümler sunuyor.

Paywall – PayWall, işletmelerin tek bir entegrasyonla ödeme kuruluşları, e-para şirketleri ve bankaların sanal POS’larıyla çalışmasını sağlayan bir ödeme orkestrasyon platformudur. Ödeme süreçlerini daha verimli hale getirerek, son kullanıcılara sorunsuz bir ödeme deneyimi sunar. Çoklu sanal POS entegrasyonunun yanı sıra optimizasyon, özel ödeme kurtarma algoritmaları, alternatif ödeme yöntemleri, mikro krediler, abonelik yönetimi, merkezi kart saklama ve pazaryeri çözümleri gibi çeşitli finansal enstrümanları da üye işyerlerine sunarak, işletmelerin hizmetlerinde fark yaratmalarını sağlamayı hedefler.

Invosan – Invosan, mali müşavirlerin manuel fatura girişi ve muhasebeleştirme işlemlerini yapay zeka ile otomatikleştirerek bu alanda devrim yaratıyor. Bu sayede muhasebe süreçlerini hızlandırırken, hata riskini minimuma indiriyor. Invosan, mali müşavirlere zaman kazandırmakla kalmayıp, verimliliği de önemli ölçüde artırıyor, böylece işletmelerin finansal operasyonlarını daha etkili ve sorunsuz bir şekilde yönetmelerine olanak tanıyor.

Alpha-3 – ALPHA-3, “Finansın Geleceği Sosyal!” mottosuyla geliştirilmiş, finansal farkındalık yaratan ve oyunlaştırılmış özelliklere sahip bir mobil uygulama. 16-24 yaş arası Alfa ve Z jenerasyonuna odaklanan ALPHA-3, kullanıcıların kişisel finansal hedeflerini yönetmelerine ve finansal okuryazarlıklarını artırmalarına yardımcı oluyor. Aynı zamanda, Web3 dünyasındaki yeni nesil finans, pazaryeri, oyun ve ödeme/cüzdan çözümlerini sunarak, öğrenme ve kazanma süreçlerini ilgi çekici hale getiriyor.

Fintech Factory’nin yeni dönemi tüm hızıyla başlarken, dört yenilikçi girişim, fintek dünyasında büyük adımlar atmaya hazırlanıyor. Fintek ekosistemini güçlendirme misyonuyla 2. dönemine giren program, sektörün geleceğine yön vermeye devam ediyor.

Akiş GYO’nun net karı, yılın ilk yarısında yüzde 62 artarak 1 milyar TL’yi aştı

Akiş GYO, 2024 yılının ilk yarısına ait finansal sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 62’lik bir artışla 1 milyar TL’yi aşan net karıyla dikkat çeken Akiş GYO, bu başarıyı güçlü operasyonel karlılığının yanında müşteri memnuniyetine odaklı sürdürülebilir finansal stratejilerine ve borç azaltma hedeflerine bağlı kalarak elde etti. Akiş GYO Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Levent Çanakçılı, şirketin güçlü finansal performansının temelinde operasyonel karlılığı artırma stratejileri, müşteri odaklı yaklaşım ve etkin borç yönetimi olduğunu vurguladı.

Akiş GYO, 1 Ocak – 30 Haziran 2024 tarihlerini kapsayan ilk yarıyıl finansal sonuçlarını açıkladı. Finansal sonuçlarda, geçen yılın aynı dönemine göre net kar artışının yüzde 62 seviyesine ulaşarak 1 milyar TL’yi aştığı görüldü. Raporda belirtildiği üzere, geçen yılın aynı dönemine göre şirketin hasılat artışı da TMS 29 uygulanmış hali ile yüzde 9 olarak gerçekleşti. Hasılat artışı TMS 29 uygulanmamış olarak ise yüzde 88 seviyesine ulaştı.

İlk yarıyılda sergilenen bu başarılı performansını değerlendiren Çanakçılı, şunları söyledi: “Geçen yılın aynı döneminde 666 milyon TL olan net karımız bu yıl 1 milyar TL’yi aşmıştır. 30 Haziran 2024 tarihi itibarıyla, yılın ilk 6 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre hasılatımızda yüzde 9’a varan artış yaşanırken, operasyonel karlılığımızın bir göstergesi olan FVÖK marjımız ise yüzde 68 olarak gerçekleşmiştir. Son 3-4 senede yoğunlaştığımız borç azaltma stratejisine de sadık kalarak net borcumuzu geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42 azaltarak 65 milyon dolar seviyesine getirmeyi başardık”.

“Sürdürülebilir finans alanında sektörümüzde ilkleri gerçekleştirmeye devam ediyoruz”

Akiş GYO olarak finansal alanda sadece ekonomik başarıyı değil, aynı zamanda çevresel etkileri de düşünerek hareket ettiklerini belirten Levent Çanakçılı, sektörde sürdürülebilirlik odaklı finansal işlemlerle öncü olduklarını vurguladı. Bu kapsamda, elektrik tüketimi ve çevreye duyarlı teknolojilerin kullanılması konusunda bağımsız bir değerlendirme sürecinden geçerek HSBC Bank A.Ş. ile gerçekleştirdikleri sürdürülebilirlikle ilintili ilk finansal işlemleri sonucunda, toplumsal sorunlara duyarlı ve çözüm odaklı gençlerin yetişmesini sağlayan Young Guru Academy’ye bağışta bulunduklarını aktardı.

“Yüksek cirolar ve doluluk oranları ile etkin maliyet yönetimi, operasyonel karlılığa olumlu etki ediyor”

Levent Çanakçılı, Akiş GYO yatırımları olan Akasya ve Akbatı AVM’nin tam doluluk oranlarına yakın seviyelerde operasyonlarına devam ettiğini, güçlü talep ve yüksek enflasyon nedeniyle mağaza cirolarının da son 2 senedir her çeyrek dönemde rekor tazeleyerek yeni zirveler yaptığını belirtti. Çanakçılı, bu durumun özellikle ciro farkı kaynaklı gelirlerin desteğiyle AVM’lerin toplam gelirlerinin TMS 29 uygulanmamış haliyle enflasyon üzerinde büyümesine katkı sağladığını sözlerine ekledi. Devreye alınan tasarruf tedbirlerinin de alışveriş merkezlerinin operasyonlarında karşılık bulduğunu ifade eden Akiş GYO Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Çanakçılı, “Bu sayede operasyonel karlılığımız yüzde 68 mertebesinde gerçekleşti” diyerek sözlerini noktaladı.

TCMB’den geniş çaplı konkordato analizi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) blog sayfası Merkezin Güncesi’nde yer alan “Konkordato Gelişmelerine Yakından Bir Bakış” başlıklı analizde, bu yıl içinde gerçekleşen konkordato taleplerinin parasal sıkılaştırma öncesinde de riskli kategoride sayılabilecek ve ekonomideki ağırlığı görece düşük firmalarda yoğunlaştığının görüldüğü belirtildi.

TCMB’nin internet sitesinde Başdanışman Halil İbrahim Aydın, Uzman Yardımcısı Kadir Gürci ve Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Ünal Seven tarafından hazırlanan “Konkordato Gelişmelerine Yakından Bir Bakış” başlıklı bir analiz yayımlandı.

Finansal stres altındaki firmaların faaliyetlerine devam ederken ödeme kolaylığı elde etmek amacıyla konkordato talebinde bulunabildiği belirtilen analizde, “İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan konkordato hükümleri ile borçlunun borcunun uzatılması, borcundan indirim yapılması veya muhtemel bir iflastan kurtulması amaçlanıyor. Bu yazıda, son dönemde gerçekleşen konkordato taleplerinin finansal koşullarla ilişkisi inceleniyor.” ifadeleri kullanıldı.

Analizde, firmaların borçluluğu, borç ödeme kapasiteleri ve likidite durumlarının konkordato süreçlerinde belirleyici olduğu aktarıldı.

Konkordato firmalarının genel borçluluk seviyesinin diğer firmalara kıyasla daha yüksek, likidite seviyelerinin ise belirgin şekilde daha düşük olduğunun görüldüğü aktarılan analizde, “Bu firmaların ticari borçlarının toplam varlıklara oranı yüzde 36 iken, bu oranın diğer firmalarda yüzde 11 seviyesinde olduğu görülüyor. Benzer şekilde konkordato firmalarının hazır değer olarak adlandırılan kasa ve banka hesaplarının kısa vadeli yükümlülüklerine oranının medyanı yaklaşık yüzde 2 iken bu oran diğer firmalar için yüzde 8 civarında.” ifadelerine yer verildi.

“BULGULAR SON DÖNEMDE KONKORDATO TALEBİNDE BULUNAN FİRMALARIN PARASAL SIKILAŞTIRMA ÖNCESİNDE DE FİNANSAL SORUNLARIN OLDUĞUNA İŞARET EDİYOR”

Analizde, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Konkordato talebinde bulunan firmaların konkordato talebinde bulunmadan önceki dönemde yüksek borçluluğa ve düşük likiditeye sahip olması finansal koşulların sıkılaştığı dönemlerde dikkatleri bu firmalara çekiyor. Likidite şoklarıyla karşılaşan firmaların, özellikle beklenmedik şoklarla karşılaştığında ve borçlanma kapasitelerine yakın olduklarında, ticari kredilerde temerrüde düşme olasılıklarının daha yüksek olduğu biliniyor. Firmaların konkordato sürecine girmeden önce temerrüde yakınlığını anlamak amacıyla 2024 yılında konkordato talebinde bulunan firmaların 2023 yılının ilk altı ayına ilişkin çeşitli risk göstergeleri inceleniyor. Bulgular, son dönemde konkordato talebinde bulunan firmaların parasal sıkılaştırma öncesinde de finansal sorunlarının olduğuna işaret ediyor. 2024 yılında konkordato ilan eden firmaların parasal sıkılaştırmanın başladığı 2023 yılı haziran ayı itibarıyla yüzde 41’inin temerrüt halinde, yüzde 61’inin yüksek borçlu, yüzde 26’sının da düşük likiditeye sahip olduğu görülüyor.”

Konkordato sürecinin firmaların tedarikçilerine olan ödemelerini erteleme imkanı tanıdığı için bu firmaların doğrudan ve dolaylı olarak ekonomik büyüklüklerdeki paylarının önem taşıdığı belirtilen analizde, şu bilgilere yer verildi:

“TCMB, reel sektör firmalarının temerrüt gelişmelerini iktisadi faaliyet, finansal istikrar ve arz zincirinin devamlılığı açısından yakından takip ediyor. Buna göre, 2024 yılında konkordato talep eden ve geçici mühlet verilen firmalar toplam nakdi ticari kredi bakiyesinin yüzde 0,38’ini, toplam istihdamın yüzde 0,07’sini, toplam satışların yüzde 0,16’sını ve toplam yurt dışı satışların yüzde 0,18’ini oluşturuyor. Konkordato firmalarının tedarikçileri ise toplam nakdi ticari kredi bakiyesinin yüzde 0,23’ünü, toplam istihdamın yüzde 0,12’sini, toplam satışların yüzde 0,21’ini ve toplam yurt dışı satışların yüzde 0,14’ünü oluşturuyor.”

Analizde, konkordato sürecinin önemli bir sonucunun da firmalar arası ticaretin etkilenmesi olduğu vurgulandı.

Konkordato öncesinde firmaların müşteri ve tedarikçi sayısının azaldığı, konkordato sonrasında ise yatay seyrettiğinin görüldüğü bildirilen analizde, şu ifadelere yer verildi:

“Konkordato öncesinde tedarikçi sayısındaki azalış nakit akışı ve borç yönetiminde yaşanan sorunların diğer firmalar tarafından da hissedildiğini gösteriyor. Bu durum, konkordato firmalarının ticari ilişkilerinin süreç öncesinde zayıfladığını ancak ilgili kanunda da öngörüldüğü gibi konkordato sonrasında firmaların faaliyetlerine devam edebildiğini gösteriyor.”

Analizde, özetle, yüksek borç ve düşük likidite ile çalışan finansal stres altındaki firmaların konkordato taleplerinin dönemsel olarak yükselebildiği belirtilerek, “2024 yılı içinde gerçekleşen konkordato taleplerinin parasal sıkılaştırma öncesinde de riskli kategoride sayılabilecek ve ekonomideki ağırlığı görece düşük firmalarda yoğunlaştığı görülüyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.

patronlardunyasi.com

TCMB’den “Konkordato Gelişmelerine Yakından Bir Bakış” analizi

Finansal stres altındaki firmaların faaliyetlerine devam ederken ödeme kolaylığı elde etmek amacıyla konkordato talebinde bulunabildiği belirtilen analizde, “İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan konkordato hükümleri ile borçlunun borcunun uzatılması, borcundan indirim yapılması veya muhtemel bir iflastan kurtulması amaçlanıyor. Bu yazıda, son dönemde gerçekleşen konkordato taleplerinin finansal koşullarla ilişkisi inceleniyor.” ifadeleri kullanıldı.

Analizde, firmaların borçluluğu, borç ödeme kapasiteleri ve likidite durumlarının konkordato süreçlerinde belirleyici olduğu aktarıldı.

“Bulgular, son dönemde konkordato talebinde bulunan firmaların parasal sıkılaştırma öncesinde de finansal sorunlarının olduğuna işaret ediyor”

Analizde, şu değerlendirmelere yer verildi:

Analizde, konkordato sürecinin önemli bir sonucunun da firmalar arası ticaretin etkilenmesi olduğu vurgulandı.

Konkordato öncesinde firmaların müşteri ve tedarikçi sayısının azaldığı, konkordato sonrasında ise yatay seyrettiğinin görüldüğü bildirilen analizde, şu ifadelere yer verildi:

TCMB’den “Konkordato” analizi: Stres altındaki firmaların talepleri dönemsel olarak yükselebilir

Analizde, firmaların borçluluğu, borç ödeme kapasiteleri ve likidite durumlarının konkordato süreçlerinde belirleyici olduğu aktarıldı.

“Bulgular, son dönemde konkordato talebinde bulunan firmaların parasal sıkılaştırma öncesinde de finansal sorunlarının olduğuna işaret ediyor”

Analizde, şu değerlendirmelere yer verildi:

Analizde, konkordato sürecinin önemli bir sonucunun da firmalar arası ticaretin etkilenmesi olduğu vurgulandı.

Konkordato öncesinde firmaların müşteri ve tedarikçi sayısının azaldığı, konkordato sonrasında ise yatay seyrettiğinin görüldüğü bildirilen analizde, şu ifadelere yer verildi:

Bu Ülke Yeni Kripto Para Kuralları için Kolları Sıvadı!

Avustralya, kripto para biriminin geleceğine ilişkin Akasya Projesini başlattı ve uygulamalı bir araştırma programına bağlılık sözü verdi

Avustralya Merkez Bankası kısa bir süre önce, perakende CBDC yerine toptan bir merkez bankası dijital para birimi (CBDC) ihracına öncelik verdiğini açıkladı. Ayrıca, ikincisi için net bir iş durumunun henüz ortaya çıkmadığını belirtti. Buna ek olarak banka, Avustralya’da kripto para biriminin geleceğine ilişkin Akasya Projesini başlattı. Banka, 3 yıllık uygulamalı bir araştırma programına bağlılık sözü verdi.

Avustralya, kripto endüstrisi yeni lisanslama kuralları getiriyor!

Konuyla ilgili bir başka gelişmede, Avustralya’nın menkul kıymetler bekçisi ASIC, ülkenin kripto para sektörü için yeni bir lisanslama rejimi getirmeye hazırlanıyor. Bu hamle, dijital varlıkları Avustralya’nın mevcut finansal düzenlemelerinin şemsiyesi altına almayı amaçlıyor. Ayrıca, kripto alanında faaliyet gösteren şirketlerin lisans almasını gerektiriyor. Kısa süre önce düzenlenen bir zirvede ASIC Komiseri Alan Kirkland, düzenleyicinin planlarını doğruladı. Ayrıca, çeşitli kripto varlıklarının Avustralya yasaları kapsamında zaten finansal ürünler olarak kabul edildiğini vurguladı. Yeni lisanslama çerçevesinin onları geleneksel finansal hizmet sağlayıcılarıyla aynı standartlara tabi tutacağını açıkladı. Bu, kripto şirketleri için düzenleyici yükümlülükleri konusunda çok ihtiyaç duyulan netliği sağlayacaktır.

Önerilen rejime göre, Avustralya’da faaliyet gösteren kripto para şirketlerinin, tüketicinin korunması, ifşa ve piyasa davranış standartlarına uymalarını sağlamak için finansal hizmetler lisanslarına başvurmaları ve bunları güvence altına almaları gerekecek. Kirkland, bu adımın ülkede daha güvenli ve daha düzenli bir kripto ortamı yaratacağını vurguladı.

ASIC’in kripto para varlıkları sınıflandırması

Kriptokoin.com’dan takip ettiğiniz üzere, dünyada kriptoları düzenleme çalışmaları artıyor. ASIC’in yaklaşımının temel bir parçası, çeşitli kripto varlıklarını finansal ürünler olarak sınıflandırmak. Bu, onları geleneksel finansal hizmetlerle aynı düzenleyici gerekliliklere tabi hale getiriyor. ASIC, lisanslamayı zorunlu hale getiriyor. Böylece, şeffaflığı artırmak ve sektördeki dolandırıcılık veya suistimal riskini azaltmak amacıyla lisanssız kripto para operasyonlarına yönelik bir baskı sinyali veriyor.

Bu hamlenin Avustralya’nın kripto para sektörünü önemli ölçüde etkilemesi muhtemel. Şirketler artık lisanslama sürecinde yol almak, daha katı standartları karşılamak ve faaliyetlerinin Şirketler Yasası ile uyumlu olduğundan emin olmak zorunda kalacak. Bu durum bazı işletmeler için zorluklar yaratacak. Bununla birlikte, artan gözetimin sektörün meşruiyetini artırması mümkün. Ayrıca, daha fazla kurumsal yatırımcıyı çekmesi olası. ASIC’in yeni lisanslama rejimi, daha fazla düzenleyici netlik sağlayacak. Böylece, düzenlenmemiş oyuncuları azaltarak ve daha istikrarlı ve güvenli bir kripto ekosistemini teşvik ederek Avustralya kripto ortamını muhtemelen yeniden şekillendirecek. Bu arada, Avustralya Merkez Bankası’nın toptan CBDC’leri odağına alıyor. Ayrıca, kripto parayla ilgili devam eden araştırmaları, Avustralya finans sahnesinde dijital paraların artan önemini vurguluyor.

TCMB ve Dünya Bankası’ndan ortak konferans

TCMB ile Dünya Bankası Grubu, ‘Dijital Çağda Finansal Kapsayıcılık: Cinsiyet Eşitsizliklerini Kapatma, KOBİ’leri Güçlendirme ve Dayanıklılığı Artırma’ konulu konferans düzenleyecek. 2 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilecek organizasyon, fintek ve dijitalleşmenin potansiyeli, cinsiyet ve iklim perspektifleri, KOBİ’lerin karşılaştığı zorluklar ve fırsatlar gibi konulara odaklanacak.

‘Dijital Çağda Finansal Kapsayıcılık’ konferansının açılış konuşmalarını, TCMB Başkanı Fatih Karahan, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Humberto Lopez ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC) Türkiye ve Orta Asya Bölge Direktörü Wiebke Schloemer yapacak.

2 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilecek etkinlikte, Merkez Bankası başkan yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay‘ın da konuşmacı olarak yer alacağı konferansta, kamu görevlileri, ulusal ve uluslararası finans kuruluşları ile ana paydaşlar, finansal kapsayıcılığın Türkiye’de eşitlikçi büyümeyi, finansal dayanıklılığı ve sürdürülebilirliği teşvik etmedeki rolünü tartışılacak.

Konferansta, ‘Kadınlar ve KOBİ’ler için Finansal Kapsayıcılığı Sağlamaya Yönelik Temel Stratejiler: Cinsiyet Eşitsizlikleri ve Finansal Okuryazarlık’, ‘İklim Değişikliği ve Doğal Afetler Döneminde Haneler ve KOBİ’lerin Finansal Dayanıklılığını Güçlendirme’ ve ‘Kapsayıcı Yatırımları Teşvik Etme & Özel Sektörün Türkiye’deki KOBİ’leri Teşvik Etmedeki Rolü’ başlıklı panel ve söyleşiler de yer alacak.