Peki, nasıl oluyor da bu kadar oturmak ve düşünmek, vücudu sanki maraton koşmuş gibi yorgun hissettiriyor?
Beyin yorgunluğu ile fiziksel yorgunluk arasındaki bu garip bağın ardında bilimsel açıklamalar yatıyor.
Beyin ve vücut arasındaki bağ: nörokimyasal dengeler
Zihinsel yorgunluğun fiziksel yorgunlukla karışmasının başlıca nedeni, beynin nörokimyasal işleyişinde yatıyor. Beynimiz, tüm gün boyunca düşünüyor, analiz ediyor ve problem çözerken enerji tüketiyor.
Bu süreçte en önemli kaynak, beynin başlıca yakıtı olan glikoz. Gün boyunca zihinsel çabalar arttıkça, beynin glikoz seviyeleri düşüyor ve bu durum nörotransmitterlerin (sinir hücreleri arasındaki mesaj ileticiler) etkinliğini azaltıyor.
Özellikle dopamin gibi “motivasyon hormonu” olarak bilinen nörotransmitterler azaldığında hem zihinsel hem de fiziksel yorgunluk kaçınılmaz hâle geliyor.
Bu noktada, beynimiz bir anlamda “enerji tasarrufu moduna” geçiyor ve kendimizi fiziksel olarak da tükenmiş gibi hissediyoruz.
Kaslar neden yoruluyormuş gibi hissediyor?
Zihinsel yorgunluk, bedenin kaslarına doğrudan sinyaller göndererek fiziksel yorgunluğu tetikleyebiliyor. Bu sinyaller de beynin sinir-kas iletişimini sağlayan motor nöronlardan geliyor.
Yoğun zihinsel çaba sırasında motor nöronların işlevleri de baskılanıyor ve bu da kaslarda bir ağırlık ve hâlsizlik hissine yol açıyor. Özellikle uzun süre masa başında çalışıyorsanız, kaslarınızı hareketsiz bırakmak bile bu durumu şiddetlendirebiliyor.
Araştırmalara göre zihin yorgunluğu sırasında prefrontal korteks (beynin karar verme ve plan yapma bölgesi) aşırı çalıştığında, vücutta kaslara gelen sinir sinyalleri zayıflıyor.
Bu da kasların gevşemesi ve dolayısıyla fiziksel ağırlık ve yorgunluk hissi yaratıyor. Sonuç olarak, zihinsel yorgunluk sadece beynimizi değil, vücudumuzu da etkiliyor.
Beyni ve vücudu şarj edin.
Beyin yorgunluğu fiziksel yorgunluk kadar gerçek ve yıpratıcı. Bu yüzden her ikisini de hafife almamak gerekiyor. Araştırmalar, yeterli dinlenme ve molalar verilmediğinde, beyin yorgunluğunun kronikleşebileceğini ve vücutta daha ciddi problemlere yol açabileceğini gösteriyor.
Meditasyon, düzenli egzersiz ve uyku düzeni hem zihinsel hem de fiziksel olarak toparlanmaya yardımcı oluyor.
Unutmayın, beyninizi dinlendirdiğinizde, aslında tüm vücudunuza bir iyilik yapıyorsunuz. Yani arada sırada bilgisayardan kalkıp, bir kahve içip, biraz nefes almak hiç de fena bir fikir değil!
Depresyon Vücudunuzu Nasıl Etkiler?
Depresyon için bilgi mi arıyorsunuz? Depresyon Vücudunuzu Nasıl Etkiler? makalesine göz atın ve Depresyon hakkında daha fazla bilgi edinin
Depresyon çok fazla duygusal ıstıraba yol açabilen bir beyin hastalığıdır.
Beyninizin çalışma şeklindeki değişikliklerin de vücudunuz üzerinde büyük bir etkisi olabilir. O
halde size şu soruyu sorabilirim. Depresyonun kalbinizden bağışıklık sisteminize kadar her şeyi
etkileyen çok çeşitli fiziksel sorunlara katkıda bulunmasında şaşılacak bir şey var mı?
Depresyon yalnızca fiziksel belirtilere neden olmaz; ayrıca belirli fiziksel hastalık veya
durumlar için riski artırabilir veya kötüleştirebilir. Buna karşılık, bazı hastalıklar da depresyonu
tetikleyebilir.
Depresyon aynı zamanda fiziksel belirtilere de neden olur. Bu belirtilerin bazılarından
bahsetmek istiyorum. İlk olarak depresyonu olan her üç kişiden ikisinde artan ağrılar
meydana gelir. Ayrıca kronik yorgunluk, sekse olan ilginin azalması, iştah azalması,
uykusuzluk, derin uyku eksikliği veya fazla uyumada sıkca görülen fiziksel belirtilerdendir.
Depresyon Fiziksel Hastalık Riskinizi Artırır
Depresyon, örneğin kortizol veya adrenalin gibi stres hormonlarının düzeylerini
yükselterek bir dizi hastalığa ve diğer durumlara yakalanma riskinizi artırır. Depresyon
bağışıklık sistemini etkileyerek vücudunuzun enfeksiyonla savaşmasını zorlaştırabilir. Zona
aşısı gibi bazı aşılar, depresyonu olan yaşlı erişkinlerde daha az etkili olabilir. Depresyon
ayrıca kalp hastalığı ve madde bağımlılığı riskinin artmasıyla da ilişkilendirilmiştir.
Depresyon ve Tıbbi Hastalıklar: Bir Kısır Döngü
Uykusuzluk veya derin uyku eksikliği gibi depresyonun neden olduğu birçok fiziksel
değişikliğin bağışıklık sisteminizi zayıflattığı düşünülmektedir. Bu mevcut hastalıkları daha da
kötüleştirebilir. Buna karşılık, depresyon veya kronik hastalığın neden olduğu fiziksel
değişiklikler, depresyonu tetikleyebilir veya kötüleştirebilir. Tüm bu değişiklikler, hem
depresyon hem de diğer hastalıklar için tedavi olmaksızın kırılması zor bir kısır döngüye yol
açabilir.
Birçok ciddi hastalık veya durum depresyonla bir arada bulunur. Bunlar;
- Kalp krizi
- Koroner arter hastalığı (kalp krizi olmadan)
- Parkinson hastalığı
- Multipl skleroz veya lupus gibi otoimmün hastalıklar
- HIV/AIDS
- Felç
- Kanser
- Diyabet
- Böbrek hastalığı
- Artrit
Depresyon, bu hastalıkların bazılarının riskini artırır, ancak her zaman değil. Örneğin,
depresyonun kansere yol açtığı fikrini destekleyen hiçbir kanıt yoktur, ancak ikisi sıklıkla bir
arada bulunur. Aynı zamanda, depresyonun kanser ve HIV gibi ciddi hastalıkların kaçınılmaz
bir sonucu olmadığını veya yönetilemeyeceğini bilmek önemlidir.
Hastalandığınızda, depresyon hastalığın seyrini nasıl etkiler? Birincisi, komplikasyon
geliştirme olasılığınız daha yüksektir. Bu doğru olabilir çünkü depresyon beyninizdeki ve
vücudunuzdaki fiziksel değişiklikleri büyütür. Halihazırda kalp hastalığınız varsa, örneğin,
yüksek seviyedeki stres hormonları vücudunuzun gerekli doku onarımını yapmasını
zorlaştırabilir.
Depresyon ayrıca talimatları izlemeyi, ilaç almayı veya bir tedavi rejiminin diğer
yönlerine bağlı kalmayı zorlaştırabilir. Depresyonda sık görülen ağrı, depresyon tedavisini de
zorlaştırabilir. Bu, kronik ağrısı olan kişilerin daha kötü depresyon sonuçlarına sahip olma
eğiliminde olduğu anlamına gelir.
Depresyon Tedavisi ve Sağlığın İyileştirilmesi
Tedavi süreci için her şeyden önce alanında bir uzman ile görüşmeniz faydalı
olabilir. Eğer depresif bir duygu durumu içerisindeyseniz tedavi hakkında uzmanınız ile
konuşabilirsiniz. Antidepresanlar ve konuşma terapisine ek olarak egzersiz de yardımcı olabilir.
Son çalışmalar, egzersizin hafif ila orta şiddette depresyon için etkili olabileceğini göstermektedir.
ve elbette, diğer birçok hastalığa yardımcı olur. Bitkisel ilaçlar almayı düşünüyorsanız, bunu
önce uzman ile konuştuğunuzdan emin olun.