Borsa liginde ilk yarının şampiyonu Beşiktaş

Borsa İstanbul’da işlem gören spor kulüpleri arasında hisseleri yılın ilk yarısında yüzde 280,5 artış kaydeden Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret AŞ, yatırımcısına en fazla kazandıran spor şirketi oldu. Hisseleri yılın ilk yarısında yüzde 280,5 artan Beşiktaş, bu dönemde yatırımcısına en fazla kazandıran spor şirketi oldu. Beşiktaş hisseleri, geçen ay da 23,10 lira ile tavan oldu.

Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig’i 3. sırada tamamladı. Valerien Ismael ile sezona başlayan siyah-beyazlı ekip, Fransız çalıştırıcı yönetiminde istenilen sonuçların alınamaması üzerine 11. haftanın ardından teknik direktör değişikliğine gitti. Takımı Şenol Güneş’e emanet eden siyah-beyazlılar, deneyimli teknik adamla iyi bir grafik çizdi.

Şampiyon Galatasaray’ın hisse artışı sınırlı kaldı

Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar’ın hisseleri, yılın ilk yarısında yüzde 5,9 artış kaydetti. Galatasaray, Spor Toto Süper Lig’de 2022-2023 sezonunu zirvede tamamlayarak 23. şampiyonluğuna ulaştı. Şampiyonluğu daha önce garantileyen Galatasaray, 37. haftada konuk ettiği ezeli rakibi Fenerbahçe’yi 3-0 mağlup etmişti. Spor Toto Süper Lig’de 2022-2023 sezonu geride kalırken, takımların yayın gelirleri de şekillendi. Sezonu şampiyon olarak tamamlayan Galatasaray, 193 milyon 791 bin lirayla havuzdan en fazla pay alan ekip oldu.

Fenerbahçe hisseleri ilk yarıda yüzde 14,7 düştü

İlk yarıda yatırımcısına Trabzonspor Sportif Yatırım ve Futbol İşletmeciliği yüzde 8,8 ve Fenerbahçe Futbol AŞ yüzde 14,7 kaybettirdi. Spor Toto Süper Lig’de Medipol Başakşehir’e deplasmanda 3-1 yenilerek ligi 57 puanla 6. sırada tamamlayan Trabzonspor, şampiyon olarak bitirdiği geçen sezonu aradı. Zirve yarışından uzakta kalan Trabzonspor, borsada da iç açıcı bir performans sergilemedi.

Aylık bazda ise spor hisseleri haziranda yatırımcısının yüzünü güldürdü. Özellikle borsada ralli havasının devam etmesi ve rekorların tazelenmesiyle geçen ay spor hisselerinde de hızlı yükselişler görüldü. Geçen ay yatırımcısına Beşiktaş yüzde 73,6, Fenerbahçe yüzde 30, Trabzonspor yüzde 24,2 ve Galatasaray yüzde 4,4 kazandırdı.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

”Süper Baba” Buruk

Galatasaray’da 23. şampiyonluğun sevinci yaşanırken, bu başarı teknik direktör Okan Buruk ve ailesi için özel bir anlam ifade ediyor. Okan Buruk, Galatasaray’ın başında şampiyonluk yaşayarak oğlu Ali Yiğit’in hayalini gerçekleştirerek verdiği sözü tutmanın gururunu yaşadı.

Galatasaray’da 23.şampiyonluğun mimarlarından Okan Buruk, sarı-kırmızılıların başında şampiyonluk yaşayarak oğlu Ali Yiğit’e verdiği sözü tuttu ve en büyük hayalini gerçekleştirdi. 

Okan Buruk, 2021 Ocak ayında Başakşehir’deki görevinden ayrıldıktan sonra kendini oğlunun yakalandığı talihsiz hastalığı atlatması için mücadele etmeye adadı ve Fransa – Türkiye arası mekik dokudu. Buruk, bu süreçte birçok teklif almasına rağmen reddetti.

Bu süreçte tek motivasyon kaynakları Galatasaray oldu. Ali Yiğit babasının Galatasaray’ın başına geçip şampiyonluk yaşamasının hayalini kuruyordu. Okan Buruk, bu düşüncelerini paylaşan Ali Yiğit’e şampiyonluğun sözünü o gün verdi.

DOĞUM GÜNÜNDE İMZA 

Tarih 18 Haziran 2022’yi gösterdiğinde Okan Buruk ilk kez  11 yaşında girdiği kulüpten teknik direktörlük görevi için teklif aldı. Okan hoca hiçbir şart öne sürmedi ve para konuşmadı. 24 Haziran’da oğluna verdiği sözün ilkini tuttu ve doğum gününde Galatasaray’a imzayı attı. 

FRANSA’DAN MAÇLARA GELDİ 

Zor günleri atlatan Ali Yiğit adeta takımın bir parçası oldu. Galatasaray maçlarında günübirlik yurt dışından gelip gitti. Galatasaray, onun geldiği maçlarda galibiyet serisi yakaladı. Ali Yiğit maçlardan sonra sahaya girip takımla birlikte tezahüratlar yaptı ve adeta takımın neşe kaynağı oldu.

Galatasaray kaleci antrenörlerinden Can Okuyucu, Ali Yiğit için çok özel bir isim tedavi sürecinde de yanında bulunan Okuyucu, Florya’da da onun en yakın arkadaşı oldu. 

”KALBİM KÜT KÜT ATTI”

Galatasaray’ın 6.haftada Kasımpaşa’yı 3-2 yendiği maçtan sonra Sarı-Kırmızılı taraftarlar Ali Yiğit’i tribüne çağırıp birlikte tezahürat yaptılar. Ali Yiğit o anları verdiği röportajda şöyle anlatmıştı; ”Çok mutlu oldum beni üçlüye çağırdılar, çok güzel şeyler hissettim kalbim küt küt attı. Babama güveniyorum inşallah şampiyon olacağız” ifadelerini kullanmıştı. 

VE SÖZÜNÜ TUTTU…

Hastalığını yenen ve rutin kontrolleri süren Ali Yiğit için kazanılması gereken bir zafer daha vardı o da Galatasaray şampiyonluğu…

Florya’da idmanlardan sonra futbolcularla top oynayan babası ve Erden Timur’a transfer için bilgi veren hatta Mertens’i öneren Ali Yiğit; Ankaragücü maçı sonrası soluğu sahada aldı. Baba ve oğlunun gözyaşları içinde birbirlerine sarılması aslında yaşadıkları sürecin dışa vurumuydu. Çünkü o sarılma geçmişte yaşadıkları günlerin ardından bir babanın evladına verdiği sözü tutmanın bir fotoğrafıydı.  

Süper Lig’de Galatasaray dominasyonu

Galatasaray, Süper Lig’de 3 puanlı sisteme damga vurdu. 1988’den önce ortalama 4 buçuk sezonda 1 lig kupasını kaldıran Galatasaray, sonrasında ise 2 sezonda 1 şampiyonluk gördü.

Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023’te Süper Lig’deki 23. şampiyonluğunu ilan eden Galatasaray özellikle 3 puanlı sistemin uygulanmaya başladığı 1987-1988 sezonundan itibaren rakiplerine büyük üstünlük kurdu.

Galatasaray, 36 sezonun 16’sında mutlu sona ulaştı. 1972-1973’e kadar 6 şampiyonluğu bulunan sarı-kırmızılılar, sonrasındaki 13 sezonda tarihinin en uzun şampiyonluk hasretini yaşadı. Uluslararası saygınlığı ve deneyimi olan Alman efsane Jupp Derwall’in 1984’te göreve getirilmesiyle Galatasaray’ın da Türk futbolunun da gidişatı değişti.

BEŞİKTAŞ DA GELİŞTİ

Galatasaray’ın şampiyonluk hasretine son verdiği 1986-1987 sezonunun hemen ardından 1987-1988’de Süper Lig’de 3 puanlı sisteme geçildi. Bu dönemeçten önce ortalama 4 buçuk sezonda 1 lig kupasını kaldıran Aslan, sonrasında ise ortalama (yaklaşık) 2 sezonda 1 şampiyonluk gördü. 1987 öncesinde 2 buçuk sezonda 1 şampiyon olan Fenerbahçe ise sonrasında 4 buçuk sezonda 1 şampiyonluğa kadar geriledi. Beşiktaş’ın ise yaklaşık 5 buçuk sezon olan ortalama şampiyonluk oranı, 4 sezona kadar gelişti.

FATİH TERİM FARKI

Üç puanlı sistemdeki şampiyonluklarda teknik direktör Fatih Terim faktörü dikkat çekiyor. Sarı-kırmızılı formayı giydiği 13 sezonda şampiyonluk yaşayamayan kurt hoca, teknik direktörlük döneminde Galatasaray’a sınıf atlattı. Üç puanlı sistemde alınan 16 şampiyonluğun 8’ine Fatih Terim imza attı.

Galatasaray, 2000-2001’de uygulanmaya başlayan formaya yıldız ekleme geleneğinde de üstün… O sezon Galatasaray’ın 14, Fenerbahçe’nin 13, Beşiktaş’ın 9, Trabzon’un 6 şampiyonluğu bulunuyordu. Aslan ve Kanarya 2’şer; Kartal ve Fırtına ise 1’er yıldızla uygulamaya başladı. Galatasaray’da 5 yıldıza 2 şampiyonluk kaldı.

Divan Kurulu Temmuz Ayı Olağan Toplantısı gerçekleştirildi

Galatasaray Spor Kulübü Divan Kurulu Temmuz Ayı Olağan Toplantısı, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumu’nda bulunan Özhan Canaydın Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Galatasaray Spor Kulübü Divan Kurulu Temmuz Ayı Olağan Toplantısı, Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumu’nda bulunan Özhan Canaydın Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vatan için canını feda etmiş olan kahraman şehitlerimiz, kulübümüzün kurucusu ve 1 numaralı üyesi Ali Sami Yen ve arkadaşları ile yakın zamanda yaşamını yitirmiş olan üyelerimizin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. 

Divan Kurulu üyelerimizden Ahmet Özdoğan, Sedat Doğan, Gürkan Eliçin, Tayfun Akçay, Burçin Tuncel, İbrahim Göknar, Hayri Kozak, Faruk Gürbüzer, Niyazi Yelkencioğlu, Cemil Dönmez ve Erdal Günsel sırasıyla kürsüye çıkarak görüşlerini ifade ettiler. 

Galatasaray Spor Kulübü Divan Kurul Başkanı Aykutalp Derkan açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Değerli hazirun. Yoğun bir seçim tarihini geride bıraktık. 18 Haziran’da pandemi şartlarından ötürü ertelenmiş olan Divan Kurulu başkanlık seçimini, 19 Haziran Cumartesi günü ise Galatasaray Lisesi’nde, mektebimizde kulüp başkanlık seçimini icra. ettik. Birer gün arayla hem divan yönetimi hem kulüp yönetimi 2021-2024 dönemi için seçilmiş oldu. Malum Galatasaray’da seçimler şölen havasında geçer. Yeni divan yönetimi olarak ben ve çalışma arkadaşlarım, yeni kulüp yönetimimize Burak Elmas başkanlığında başarılar diliyorum.”

“Gördüğünüz gibi kulüp başkanlığı için yönetimle kaldığımız mutabakat çerçevesinde alışılmış üzere bir kulüp yönetim kurulu masası oluşturmadık. Sevgili Burak başkan ve çalışma arkadaşları divan üyelerinin arasında toplantılara katılmayı arzu ettiler. Biz de buna saygı duyduk.” 

“Pandemi şartlarında divan başkanlığımızın aylık toplantıları, gerek zoom ortamında telekonferans yöntemi ile online bir şekilde icra edildi. Yaklaşık 14 ay bu şekilde icra ettik. Seçim öncesi 12 Haziran’da stadımızda yüz yüzde toplanma fırsatı bulduk. Niye mektepte toplanmadığımızı soran üyelerimiz var. Temmuz ve Ağustos aylarında tarihi Tevfik Fikret Salonu’nda klima sistemi olmadığından,  sağlıklı bir çalışma imkanı olmadığından eylül ayından önce yapılacak tüm toplantıları stadımızda, rahmetli Özhan başkanımızın adını taşıyan bu toplantı salonunda icar etme kararı aldık… Eylül ayından itibaren, kulübümüz kurulduğu yuvamız Tevfik Fikret Salonu’na dönmeyi planlıyoruz. Divan toplantılarımızı her ayın ikinci çarşambası yapıyoruz. Bu ay uzun süren Kurban Bayramı tatili sebebiyle bayram sonrasına bıraktık. Niye çarşamba günü ve niye 13.30’da icra etmedik diye soranlar olabilir. Sportif A.Ş.’nin Olağanüstü Mali Genel Kurulu vardı saat 14.00’te. Saygıdeğer yönetimimiz Sevgili Burak Elmas başkanlığında büyük bir çoğunlukla oraya katılım yaptı. Burada hem geçmiş Sportif A.Ş. yöneticilerinin istifası hem de yerlerine yeni atanan yönetim kurulu üyelerimiz onaylandı. Dolayısıyla bu da çok önemli bir genel kuruldu. Dolayısıyla yönetimle yaptığımız mutabakat çerçevesinde toplantımızı saat 15.00’e alma kararı aldık.. Yarın da kritik bir rövanş maçımız var.  Yarın maç protokolü olacağı için, yönetimimiz de büyük bir çoğunlukla aramızda olma arzusundan dolayı toplantıyı salı gününe aldık.” 

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, kürsüye gelerek şu açıklamayı yaptı:

“Sayın Divan Başkanım, saygıdeğer divan kurulu üyeleri. Hepiniz hoş geldiniz. Sayın Divan Başkanı ve Divan Kurulu. Bu bizim birlikte yaptığımız ilk divan kurulu toplantımız. Hepimiz için güzel bir çalışma dönemi olmasını diliyorum. Size de hayırlı olsun diyorum. Sizlerle birlikte, Galatasaray’a uygun şekilde başlattığımız Divan Kurulu – Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu ilişkisinin de  dönemimiz boyunca devam edeceğinin taahhüdünü tarafımızdan sizlerle paylaşmak isterim. Biliyorsunuz göreve geleli kısa bir zaman oldu. Bu ilk divan kurulu toplantımız. Bize teveccüh gösteren tüm divan kurulu üyelerimize teşekkür ediyorum. Tercihini bizden yana kullanmamış olan üyelerimize de Galatasaray’ın Türkiye’ye örnek olan bu seçim sürecine katkılarından dolayı tekrar huzurunuzda teşekkür etmek istiyorum. Yolumuz, sizlerden aldığımız bu güç ve destekle aydınlanacak ve güçlü bir şekilde sizleri temsilen hareket etmeye devam edeceğiz. Tüm bunların yanında 29 Temmuz 1951 yılında vefat eden kurucumuz Ali Sami Yen’in 70. ölüm yıl dönümü   yaklaşıyor. Bu vesileyle kendisini de huzurlarınızda rahmetle anıyorum. Seçim süreci boyunca ve seçildikten sonra yürüttüğümüz birleştirici, ayrıştırmayan , Galatasaray’a yakışır üsluba devam ediyoruz. Bundan asla ödün vermeyeceğiz.” 

“200 ADET İYİLEŞTİRME ALANI TESPİT ETTİK”

“Biz Galatasaray’ı birleştirmek, aydınlık bir geleceğe taşımak, günlük kararların Galatasaray’ın geleceğini karartmadığı bir dönem geçirmesi için göreve talip olduk. Sizlere verdiğimiz taahhüdün sonuna kadar arkasındayız. Seçildikten sonra, dönem dönem tabii ki haklı olarak eleştiriler oldu. Bunları dinliyoruz. Kulübün gerçek sahiplerinin sizler olduğunu bilen, sizlerin adına bu görevi ifa ettiğimizin bilincinde olan bir yönetim kuruluyuz. Arkadaşlarımla beraber tüm eleştirilerinizi, tüm tavsiyelerinizi bugüne kadar çok ciddiye alarak dinlemeye, bu eleştirilerden, tavsiyelerden kendimize ders çıkarmaya, artı fikirler üretmeye devam edeceğiz. Galatasaray kürsülerinde, Galatasaray ortamlarında bize yapılacak olan her türlü tavsiye ve eleştiriye sonuna kadar açığız. Korumaya söz verdiğimiz Galatasaray değerleri de bunu gerektirir.  Göreve geldikten sonra arkadaşlarım ve ben ciddi bir gündemin içerisine girdik. Mevcut iş süreçleri, organizasyon yapısı, bilgi teknolojileri altyapılarını inceleyerek, gerçekleştirilen analiz çalışması sonucunda stratejik operasyonel ve organizasyonel, teknolojik alanlara dair 200 adet iyileştirme alanı tespit ettik. Bu iyileştirme alanlarını seçim dönemi sizlere vermiş olduğumuz, söz vermiş olduğumuz hareket planı çerçevesinde birleştirerek her alana belirli sorumlu ekipler atayarak bu sorumlulukların ifasını haftalık takibe başladık. Bunun yanında Galatasaray’da hepimizin şikayetçi olduğu kronik sorunları çözmeye çalışıyoruz. Bu sorunları çözerken her şeyi kendimizin bildiğini, en iyisini yapacağımızı asla iddia etmiyoruz. Dolayısıyla camiamızın bize vereceği her türlü desteğe, uzmanlarımızın bilgi birikimlerinden faydalanmaya her zaman açık olduğumuzu tekrar buradan paylaşmak isterim.” 

“TÜM HOCALARIMIZIN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ”

“Hepimizin gerçekten üzüldüğü bir PSV mağlubiyeti aldık. Bu mağlubiyet beni ziyadesiyle üzdü. Ben de bir taraftarım, siz de bir taraftarsınız. En çok da bir taraftar olarak üzüldüm. Geçmişte yapılan maç sonuçlarına bağlı panik hatalarla Galatasaray’ı geleceğini asla tehlikeye atmayacağız. Burada akıllı davranarak Galatasaray’ın gelecek yıllarını kurtaracak bir kadro yapılanmasını ve gerekli operasyonel altyapıyı kurma hedefimiz var. Bu tüm şubelerimiz için geçerli. Son zamanlarda yaptığımız transferlerle de gerek yaş ortalaması gerek bonservis ödemeleri açısında yapmaya çalıştığımız stratejik hamleyi ve kadro mühendisliğini sizler de fark etmişsinizdir. Aynı şey tüm şubelerimiz için de geçerli. Tüm şubelerimize yeni bir bakış açısıyla, beyaz sayfa stratejisi açarak, şubelerimizin kendi kendine yettiği, yarışmacı kimliğinden de vazgeçmediği, doğru sponsorlarla çalıştığı ve bu sponsorlarımızda şube yönetiminin içerisinde söz sahibi olduğu bir modeli söz vermiştik. Şubelerimizde bu modeli harekete geçirmeye başladık. Futbolda özellike son zamanlarda teknik direktörümüze yapılan biraz haksız, biraz da sertlik seviyesi gereğinden fazla olan eleştirileri görüyoruz. Hem futbolda hocamızın hem diğer şubelerde tüm hocalarımızın ve sporcularımızın sonuna kadar arkadasındayız. Onlara yapılan haksız eleştirilerin de sonuna kadar karşısında olacağımızı sizlerle paylaşmak isterim. Tüm teknik direktörlerimiz, sporcularımız Galatasarayımızın sporcularıdır. Onları korumak, eleştirirken Galatasaray’a zarar vermemeyi öncelik haline getirmek çok önemlidir.” 

“Sevgili üyemiz Sedat Doğan beyefendinin açıp kazandığı dava çok önemli bir davadır. Kendisiyle de bunu görüştük. Bu davanın gereğini de daha önceki yönetim kurulumuzun bize göre doğru olarak yapılmadığını düşünüyorum. Bize göre bu davanın itirazının TFF’ye değil, TFF Disiplin Kurulu’na yapılması gerektiği yönünde. Bu konuda gereğini yaparak TFF Disiplin Kurulu’na bu verilen dilekçedeki Sedat Doğan davası ve var olan benzer birçok davayı örnek göstererek kulübümüzün aleyhine geçmişte verilmiş kararlarla ilgili Disiplin Kurulu’na başvurumuzu yapmış bulunuyoruz.  Disiplin Kurulu’ndan gelecek olan herhangi bir ret ihtimaline karşı da aynı şekilde bu davayı Tahkim Kuruluna taşıyacağız. Bu yollar tüketilmeden bu konuyu başka bir merciye götürmek mümkün değil.” 

“TÜRKİYE’DE CAS MUADİLİ BİR YAPI KURULMASINI İSTİYORUZ”

“Yönetime geldikten sonra, yönetime gelemeden önce verdiğimiz taahhütler çerçevesinde Türk sporunda Galatasaray’ın masadaki ağırlığını hissettirme çabasını anında devreye koyduk. Kulüpler Birliği ile ve kulüpler arasında yaptığımız toplantıda bu kronikleşmiş problemlerin hallolması yolunda Galatasaray’ın güçlü iradesini masaya koyduk. Yarın TFF’nin Genel Kurulu var. Genel kurulda bir değişiklik önerisi var masada. Buradaki asıl problem TFF’deki yargı birimlerinin bağımsız olup olmaması prensibi. TFF getirdiği öneride, Tahkim Kurulunun, Disiplin Kurulunun, Çözüm ve Uyuşmazlık Kurulu Üyelerinin, başkan yerine yönetim tarafından atanması gerektiği maddesini getirmiş. Bunu dışında da bu beyefendilerin yemin etmesi zorunluluğu getirilmiş. Yemin ederlerse ve yönetim kurulu tarafından atanırlarsa, bu hukuk departmanlarının bağımsızlığa kavuşacağını düşünüyorlar. Diğer kulüplerle birlikte ciddi bir çalışma yaptık. Bizim de bir önerimiz var. Bu kurulların bağımsız seçilmesi, birkaç seçilmiş federasyon yönetimiyle beraber çalışması, bu kurullarının maaşlarının federasyondan değil, başvurular nezdinde kesilen cezalarla biriken havuzdan bağımsız şekilde ödenmesi şeklinde, çok kapsamlı, kulüplerin hemfikir olduğu bir tüzük önerisiyle yarın bu davanın esası olan yarın bağımsızlığının korunması açısından teklifimizi vereceğiz. Umuyorum ki yarın bu teklifimiz de TFF Genel Kurulu’ndan geçecektir. Ayrıca şu anda üzerinde çalışılan Türk spor yasasında da spor mahkemesi kurulması, Türkiye’nin CAS muadili, sporda federasyon ve yargı kurullarının aldığı ceza kararlarının bir üst mahkemeye taşınabilme olasılığını da Adalet Bakanlığı ile yaptığımız görüşmelerde, bu yasanın içerisine koyulmasını öngörüyoruz. Ciddi şekilde bu esas sorunu çözmek üzere hamlelerimiz var.”

“ŞEFFAF BİR YÖNETİMİZ”

“Galatasaray Spor Kulübü’nde biz şeffaf bir yönetimiz. Burada sizlerin adına bulunduğumuzun farkındayız. Kapalı kapılar ardında bir şey olmasını istemiyoruz. Saygıdeğer divanımız istediği her türlü komisyonu kurar. Divanda alınan her türlü karara da saygılıyız; fakat burada bir rol karmaşası var. Seçilmiş Genel Kurulumuzun tasdikiyle gelmiş bir denetleme kurulu var. Bu içeriklerin incelenmesi Denetleme Kurulunun görevi. Bu görevleri divanda kurulacak başka bir komisyona devretmeyi şahsen sakıncalı görüyorum. Bizim denetleme kurulumuz son derece açık. Arzu ettiğiniz her konuya dilekçe ile Denetim Kuruluna başvurursunuz. Divan Kurulumuz da dilekçe ile bilgi isteyebilir. Denetleme Kurulumuzun seçilme sebebi içerisinde bulunan yetkinliklerdir. Bu yetkinlikler içeride var. Denetim Kurulumuz bağımsız olarak hareket eden Divan Kurulumuza merak edilen hususlar hakkında cevap verir. Bir rapor sunar. Divan Kurulumuzda bu dilekçeyi verenlerin kafalarında hala bir soru işareti varsa tekrar başvururlar. Bu yol tüketilmeden direkt olarak burada bir komisyon kurup Denetleme Kurulunu by pass etmeyi şansım olarak Galatasaray için çok doğru bulmadığımı buradan paylaşmak isterim. Sizlerin alacağı her türlü karara sonuna kadar saygılıyız. Divan Kurulu toplantıları bizim için çok önemli. Yönetim kurulumuz olarak çok kalabalık bir katılım gösterdik. Divan Başkanımızın da belirttiği üzere, yüksek yerlerde oturmak yerine sizlerin arasında beraber oturmayı tercih ettik. Gerekli gördüğümüz zamanlarda kürsüye çıkarak sizlerin sorularına cevap vermeyi tercih ettik. Bundan sonraki divan toplantılarımızda da böyle yapacağız. Tekrar bize güvendiğiniz için, Bize bu görevi verdiğiniz için teşekkür eder, bize verdiğiniz görevlerin ağır sorumluluğunu üstümüzde fazlasıyla hissettiğimizi, Galatasaray için elimizden geldiğimiz her şeyi yapmaya devam edeceğimizi burada huzurlarınızda paylaşıyorum. Hepinize iyi haftalar dilerim. Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.” 

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, sorulara cevap vermek için tekrar kürsüye gelerek  şu bilgilendirmeyi yaptı:

“Zaten dilekçeyi aldık, dilekçeyi okuduk. Allah’a şükür dilekçeyi anlayacak kadar da kapasitemiz var. Şimdi buradan Galatasaray açtığı davayı kazanmak zorunda. Galatasaray kaybetmek için dava açmaz. Dolayısıyla burada bu tavsiye kararını almanızın Divan Kurulu’nun desteğini biz zaten otomatik hissediyoruz. Biz ayrı değiliz ki. Destek istersek buraya gelir isteriz. Bu davayı inceleriz hukukçularımızla, camiamızın hukukçularından da destek alırız. Galatasaray çok önemli hukukçular yetiştiren bir camia… Bu eğer bir dava takibi kararıysa biz zaten takip ediyoruz. Yaptığımız bir iş konusunda bize tavsiye kararı alıyorsunuz demektir. Eğer davanın takip şekliyle ilgili bir kararsa bence burada ilk önce bu şeklin Divan Kurulu’nda hukukçular tarafından iyi anlaşılıp, artılarının eksilerinin anlaşılıp Divan Kurulu’nun tavsiye kararını çok doğru ve uzlaşılmış bir hukuki temele dayanması gerekir. Bunu Divan Kurulu dışında da yapabilirsiniz oturur buluşur, konuşuruz. Buradan verilmiş bir dilekçeyi tavsiye kararı almak yaparız yapmayız değil bizim görevimiz zaten bu. Galatasaray’ın hukuki olarak her türlü hakkının savunulması bizim görevimiz. Dolayısıyla bu konudaki görüşümüz budur.”

“Sevgili Burçin Bey, kendisi benimle sağ olsun çok açık, şeffaf bir şekilde bunu paylaştı. Ben de bunu yapmakla sorumlu bir Denetim Kurulumuzun seçildiğini söyledim. Tabii burada birkaç şey birbirine giriyor. Birincisi geçmişte doğru uygulanmamış sistemler sebebiyle doğru uygulanacak sistemlerin eskiye uyacağı öngörüsü. Bizim Denetleme Kurulumuzu biz göreve gelirken kendilerine bizim hakkımızdaki konular da dahil bağımsız olmalarını arzu ettiğimizi söyledik ve o çerçevede hareket edecekler. Dolayısıyla Divan Kurulu’nun herhangi bir konuda Denetleme Kurulumuzdan, Yönetim Kurulumuzdan bilgi isteyebilir. Bunda hiçbir negatif bir şey yok. Son derece her konuda saygılıyız. Geçmişte biliyorum sizlerle bilgi paylaşılmadı ama, o dönemdi. Galatasaray’ın doğrusu değildi. Şuna emin olabilirsiniz ki biz Galatasaray’ı Galatasaraylının adına yönettiğimiz için Galatasaraylılardan da Galatasaray’ın hiçbir bilgisini saklama veya paylaşmama niyetinde değiliz, şeffafça paylaşacağız. Burada tek bahsetmek istediğim şey şu: Divan Kurulu kendi içerisinde bir yetkinlik belirleyebilir. Yönetim Kurulu’ndan bir bilgi ister. Büyük bir keyifle Denetim Kurulumuzun hazırladığı hızlı da geri dönüş yaparak hangi konuysa o konu hakkında bilgi verir. Burada bahsetmiş olduğunuz birbirinden değerli isimler var. Hepsinin yetkinliklerine zaten şahidim ve inanıyorum. Ondan sonra Divan Kurulu içerisinde bu değerlendirilen birçok konu var ve bu konuların ne olduğunu bilmiyorum. Konu fark etmez. Her konuda Denetim Kurulumuz görevini yapar ondan sonra da bu görevi yaptıktan sonra da ilave Divan Kurulu içerisinde bir uzmanlar ekibinin görüşü olur ona göre de Denetleme Kuruluna verir Denetleme Kurulu da tekrar gözden geçirir veya karşı görüşünü söyler. Burada benim demek istediğim bu yoksa buradaki niyeti herhangi bir kötü niyet olduğunu veya başka bir niyet olduğu konusunda herhangi bir görüşüm yok sadece Denetleme Kurulumuzun görevini yapması gerekirse bu bir ekip şahsen de girebilir buradan bir tavsiye kararına gerek yok. Burada yer alan birbirinden değerli Galatasaraylılar her ne zaman Denetleme Kuruluna gelseler burada istedikleri konu hakkında bana da gelseler Yönetim Kuruluna da gelseler her türlü bilgiyi zaten vereceğiz. Bunun yapılmasını istemiyoruz, araştırılmasını istemiyoruz gibi bir şey yok. Ayrıca Denetleme Kurulu yapılan işlemlerin tüzüğümüze uygunluğunu inceleme mecburiyetinde. Bunun yılı belirtilmemiş yani kendi yılını denetler diye bir madde yok. Dolayısıyla direkt kendileriyle de görüşüp herhangi bir konuda araştırmalarını bizimle ilgili de bir konuda araştırma yapmalarını her zaman isteyebilirsiniz bu da buradan size taahhüdüm olsun. Sorularınızı sormanızda bu konularda Denetim Kurulu’ndan bilgi istemenize ve bu Denetim Kurulu’ndan aldığınız bilgilerde eksiklik varsa tekrar ilave bilgi talep etmenizde hiçbir mahsur görmüyorum. Sadece bunun işleyiş şekliyle ilgili söylemek istedim.”

Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Polat Kalafatoğlu ise kürsüye gelerek şu açıklamayı yaptı:

“Sayın Başkanım, değerli Divan Kurulu Başkanı, Divan Kurulu Üyeleri ve değerli Galatasaraylılar, hepinize iyi günler diliyorum. İlk defa bu kürsüye çıktığım için heyecanlıyım, o yüzden hata yaparsam kusuruma bakmayın. AİHM başvuruları ile alakalı birkaç noktaya ben aslında farklı bir görüş sunmak istiyorum. Şöyle de başlayabiliriz; tabii ki Galatasaray birçok önemli İnsan Hakları hukukçusu yetiştirmiştir ancak burada biz şu şekilde düşünüyoruz. Ali Rıza Türkiye’nin kararı sonrasında Sedat Doğan’ın kararı tabii ki çok önemli kararlar. O kararlarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi evet Futbol Federasyonu’nun Tahkim Kurulu hatta diğer hukuk kurullarının bağımsız ve tarafsız bir hukuk kurulu olmadığını söyledi ve ondan sonra da hak ihlaline karar verdi. Bu hak ihlali sonucunda aslında sizin adil yargılanma hakkınızın ihlal edildiği sonucuna vardı ve bunun neticesinde bir tazminat hükmetti aslında. Bu karardan sonra ancak Türkiye Futbol Federasyonu tarafından veya Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu tarafından verilmiş tüm kararlar hükümsüz ve geçersiz demenin hukuken ben doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum naçizane. 

“Yapılması gerekenin biz şu olmasını düşünüyoruz: evet AİHM kararları onu söylüyor zaten Ali Rıza kararıyla başladı ve sizin kararınızla da aslında doğrudan Ali Rıza Türkiye kararına atıfta bulundu. Türkiye Futbol Federasyonu kurullarının tarafsız, bağımsız olmadığını orada söyledi. Sizin ifade özgürlüğü hakkınızın ihlal edildiği sonucuna vardı. Ancak burada birincisi biz o davaların tarafı değildik kulüp olarak. İkincisi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi orada verilmiş tüm kararların hükümsüz ve geçersiz olduğuna dair bir sonuca varmadığını ben görüyorum. Biz ne şekilde değerlendirdik bu konuyu yönetim kurulumuz içerisinde tekrardan bu kararlara dayanarak sizin kararınızla Ali Rıza Türkiye kararıyla hatta Ombudsman’ın da verdiği bir tavsiye kararı var. Bu kararlara dayanarak Türkiye Futbol Federasyonu, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu önünde bir yargılamanın iadesi başvurusunda Galatasaray Spor Kulübü açısından verilmiş cezalar için bu başvuruları yaptık ve dayanaklarımız az önce de söylediğim gibi AİHM’in vermiş olduğu kararlar ve Ombudsman’ın vermiş olduğu kararlardı. Biz bu kararlarda yine yargılamanın iadesi yolu tüketildikten sonra Türkiye Futbol Federasyonu’nun, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun talebimizi reddetmesi durumunda gidilecek mercinin Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu olduğunu düşünüyoruz ve bu sebeple de aslında yine en başa dönersek verilen kararların AİHM kararı neticesinde Türkiye Futbol Federasyonu tarafından verilmiş tüm kararların hükümsüz ve geçersiz olduğu görüşüne maalesef katılamıyoruz.”

Remzi Sanver: “Galatasaray’ın hakkını her zeminde, tereddütsüz ve tavizsiz arayacağız”

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver, Galatasaray Spor Kulübü’nün haftalık olağan Yönetim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver, Galatasaray Spor Kulübü’nün haftalık olağan Yönetim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Önceki haftalarda yapmadığı basın açıklamaları hakkında Remzi Sanver, “Galatasaray Televizyonu’nun değerli mensupları, sizleri ve sizlerin vasıtanızla Türkiye’nin değerli kamuoyunu saygıyla selamlıyorum. Birkaç haftadır Yönetim Kurulu toplantımız sonrasında açıklamamızı yapamamıştık. İki hafta evvel bayram tatiliydi. Geçtiğimiz hafta da Divan Kurulunda başkanımızın açıklamaları ve değerlendirmeleri vardı. Ondan sonra açıklama yapmanın pratik bir anlamı olmamakla birlikte usülen de uygun olmazdı.” diye konuştu.

Alınan Yönetim Kurulu kararı uyarınca yapılan bazı görevledirmeleri arz eden Sanver, “İki tane Yönetim Kurulu kararını kamuoyunun bilgisine arz ediyorum. Bunalardan birincisi başkanımıza yapılan bazı danışmanlık atamalarıdır. Galatasaray Dijital A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanvekili Sayın Hande Başev, Galatasaray Spor Kulübü Başkanlığı Başdanışmanlığı görevine atanmıştır. Basketbol şubemizin sponsoru Nef’in Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erden Timur ve Galatasaray’ın çok kıymetli sporcularından, sutopu ve voleybolda büyük emekleri olan Sayın Orkun Darnel de başkan danışmanı olarak görevlendirilmişlerdir. Almış olduğumuz ikinci karar Galatasaray yönetimindeki süreçlerin şeffaflığını destekleyici mahiyettedir. Denetim Kurulumuzun tüm süreçlerin denetiminde daha aktif olması, bizim için önemlidir. Şu anda futbol da dahil tüm şubelerde gerçekleşmekte olan transferlerin uygunluk denetimi açısından, denetim talep etmeksizin Denetim Kurulunun bilgisine sunulmasına, Yönetim Kurulumuz tarafından karar verilmiştir.” ifadelerini kullandı.  

“MANEN VE HUKUKÎ DESTEK İÇİN SPORCULARIMIZIN YANINDAYIZ”

Bir basın kuruluşunda yer alan, futbolcularımız Arda Turan ve Oğulcan Çağlayan’ın kişilik haklarını zedeleyici mahiyetteki habere yönelik Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver şu ifadeleri kullandı:

“Geçtiğimiz haftalar içerisinde yaşanan bazı olayları da değerlendirmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi çok üzücü ve kamuoyuna yansıyan, çok ayıpladığımız bir gelişme oldu. Sadece kendimizle ilgili bir konu olsaydı burada dile getirmeye de utanırdık; ancak insan haklarıyla, özgürlüklerle ve özel hayatın dokunulmazlığıyla alakalı bir konu. İsmini zikretmek istemediğim bir medya kuruluşu tarafından, değerli sporcularımız Sayın Oğulcan Çağlayan ve Sayın Arda Turan’ın özel hayatlarına saldırı teşkil eden bir haber yapıldı. Tabir için başlayın. Her tarafından çirkinlik akan bu davranışı kınıyor, değerli sporcularımızın manen ve hukuki destek için yanında tereddütsüz yanlarında olduğumuzu söylemeyi dahi zaid addediyoruz. Daha önemlisi, bunu tekil bir mesele olarak görmediğimizi ifade etmek isterim. Galatasaray tarihin aktığı yönde yürüyen insanlar tarafından var edilmiş ve bugünlere getirilmiştir. Söz konusu yayın organının ahlâk adını verdiği, kim bilir hangi çağdan kalmış davranış normlarıyla, Galatasaray kültürünün insan ve vicdan merkezli ahlâk anlayışı arasında temel bir uyumsuzluk olduğu aşikârdır. Dolayısıyla Galatasaray camiasının fertleri şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da bu yayın organının uygunsuz bulduğu davranışlara devam edeceklerdir. 

“HER KULÜP KENDİ SPORCUSUNDAN MESULDUR”

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne mensup bir sporcunun, hocamız Fatih Terim’e yönelik yaptığı çirkin paylaşıma yönelik Sanver, “Hazır ahlâktan bahsederken, bir sporcunun sosyal medyada Sayın Fatih Terim’i ima ederek kullandığı terbiye dışı ifadelere de değineceğim. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk aydınlanmasının önderi Mustafa Kemal Atatürk, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim” demiştir. Türk aydınlanmasının önde gelen bir kurumu olarak bu ifadeyi benimsiyor, sporcularımızı bedenen geliştirmenin yanı sıra ahlâken de olgunlaştırmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Tabiatıyla Fatih hocamız kendi öğrencilerinden, Galatasaray Spor Kulübü de kendi sporcularından mesuldur. Dolayısıyla biraz evvel zikrettiğim bu sporcunun ahlâkî olgunlaşmasını, mensubu olduğu değerli rakibimiz Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne emanet ediyoruz.” dedi.

“GALATASARAY’IN HAKKINI HER ZEMİNDE, TEREDDÜTSÜZ VE TAVİZSİZ ARAYACAĞIZ”

TFF Genel Kurulunda, Türkiye Futbol Federasyonu Hukuk Kurullarının bağımsızlığı ve tarafsızlığı adına atılan tarihi adımı değerlendiren Sanver, konuya atfen şu açıklamaları yaptı:

“Bizi çok mutlu eden ve Türk futbolu için çok önemi bulduğumuz bir gelişmeye temas edeceğim. Aslında bu geçtiğimiz hafta içinde konuşuldu; ama o kadar heyecan verici buluyoruz ki, burada bir defa ele almak istedim. TFF’nin 28 Temmuz 2021 tarihli Genel Kurulunda yapılan statü değişikliği ile ilgili Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu’nun TFF yönetiminden bağımsızlaşmaları yönünde kıymetli bir adım atılmıştır. Adalet dağıtan hukuk kurullarının, idareden bağımsız olmasının önemini anlatmaya hacet yoktur. Mesai arkadaşım, değerli hukukçu Sayın Rezan Epözdemir geçtiğimiz hafta Galatasaray Televizyonu’nda Türk futbolunu bu noktaya ulaştıran sürece dair tafsilatlı bilgi verdi. Konuyu kendisi kadar iyi ifade edebilmem mümkün değil. Dolayısıyla detaylara girmeyeceğim. Öte yandan Türk futbolu için böylesine önemli bir değişikliğin gerçekleşmesinde Galatasaray’ın oynadığı kıymetli rolün altını çizmek isterim. Elbette ki bu başarıyı tümüyle sahiplenme basitliğinde değiliz. Eriştiğimiz noktanın arkasında yıllar öncesine giden bir hukuk mücadelesi, bu mücadeleyi veren değerli hukukçular, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları vardır. Kulüpler Birliği’ndeki birçok rakibimizin ilkeli duruşları vardır. Diğer yandan ve her halükarda bu süreç Galatasaray’ın, ülkemizde sporun şekillenmesinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da merkezî rolü oynayacağını teyit etmiştir. Bunu sadece kulübümüz değil, Türkiye için de mutluluk verici olduğunu ifade etmek isteriz. Başkanımızın muhtelif vesilelerle ifade ettiği üzere, biz Galatasaray’ın hakkını her zeminde, tereddütsüz ve tavizsiz arayacağız; ama TFF ile kurduğumuz ilişkilerin bir ana ekseni de Türk futbolunun meselelerini çözmek, genelde Türk futbolunun yükselmesi ve yücelmesine katkıda bulunmaktadır.” 

“VİCDANIMIZIN İZİN VERDİĞİNİ YAPMAKTAN BAŞKA ENDİŞEMİZ YOK”

TFF Genel Kurulunda kulübümüzün, ibra konusunda çekimser oy kullanmasının eleştirilmesi hakkında Remzi Sanver şu değerlendirmeyi yaptı:

TFF’nin geçtiğimiz döneminin ibra oylamasındaki tavrımızdan da bahsetmek istiyorum. Türk hukuk sistemi içerisinde ve TFF statüleri uyarınca ibra, genel bir güven oyu olmaktan ziyade mali bir aklama olarak görülmektedir. Elimizde TFF’nin mali açıdan aklanmamasına dair bir bulgu olmadığından olumsuz oy kullanmadık. TFF’nin uygulamalarının bizde uyandırdığı sayısız memnuniyetsizlik ve adaletsizlik hissi içerisinde olumlu oy vermeye de elimiz varmadı. Neticede geçmiş dönemin değerlendirmesinde çekimser kaldık. Elbette ki bu tavrımız beğenilmeyebilir, eleştirilebilir; ama tavrımızın vicdani kanaatimizi aksettirdiğinden şüphe edilmemesini dileriz. Bu vesileyle, siyasî endişelerle olumsuz oy vermediğimiz yönündeki bazı beyanlardan duyduğumuz üzüntüyü de ifade etmek isteriz. Tabiatıyla neden böyle bir izlenim uyandırdığımızı dönüp kendimize de sormamız gerekir. Bu vesileyle bir hususun daha altını çizmek isterim. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli ive güçlü sivil toplum örgütlerinden biriyiz. Sözlerimizin ve davranışlarımızın toplumsal etkilerinin farkındayız. Bu etkilerin bize yüklediği toplumsal kuvvetin ve sorumluluğun da bilincindeyiz. Elbette hatasızlık iddiasında değiliz; ama iyi, doğru, güzel olanı, vicdanımızın izin verdiğini yapmaktan başka endişemiz olmadığını gerek spor kamuoyuna gerek siyaset kamuoyuna saygıyla ifade etmek isteriz.   

Tüzüğe göre Mayıs ayında yapılması gereken seçimin ertelenmesi kararı ile ilgili başlayan disiplin süreci hakkında bilgi veren Sanver,  “Değerli Galatasaraylılar, adalet dağıtan kurumlarına yönetimden bağımsızlığı meselesine değilmişken, bu konu hakkındaki kulübümüzdeki bir gelişmeden bahsetmek isterim. Tüzüklerimize göre Mayıs ayının sonunda yapılması gereken seçimin ertelenmesi kararına imza atan, geçen dönem başkanımız dahil olmak üzere yönetim kurulu üyelerimizin, bu davranışlarının Tüzüklerimize göre disiplin yaptırımı gerektirdiğini düşünen bazı üyelerimiz, Tüzüğün 110. maddesinin 1. fıkrasının kendilerine verdiği kişisel başvuru hakkına dayanarak disiplin kuruluna başvurmuştur. Aynı Tüzük maddesi gereği bu başvuru, Yönetim Kurulumuz aracılığıyla yapılmıştır. Yönetim Kurulumuz da, tüzüğümüzün 111. maddesinin kendisine getirdiği yükümlülükle başvuruyu Disiplin Kuruluna sevk etmiştir. Yani Yönetim Kurulumuz burada Tüzüğün emrettiği aracılığı yapmıştır. Dosyada şikayetçi konumunda değildir. Biraz önce adalet dağıtan hukuk kurullarının idareden bağımsızlığının önemine vurgu yaptık. Bu husus, her şeyden önce Galatasaray Spor Kulübü’nde geçerlidir. Söz konusu dosyanın değerlendirilmesi de Yönetim Kurulumuz değil, bizden bağımsız olarak karar verecek Disiplin Kurulumuz tarafından yapılacaktır.” açıklamasını yaptı.  

Başkan Burak Elmas, geçmiş dönem Divan Kurulu Başkanı Eşref Hamamcıoğlu ve üyemiz Cemal Özgörkey arasında gerçekleşen buluşmayla ilgili Sanver, “Kulübümüzün bünyesinde yaşanan mutluluk verici bir gelişmeden de bahsetmek istiyorum. Başkanımız, geçtiğimiz dönem Divan Kurulu Başkanımız Eşref Hamamcıoğlu’nu ve çok değerli Galatasaraylı Cemal Özgörkey’i birikimlerinden, fikirlerinden istifade etmek için davet ettiler. Kendileri de lütfettiler ve bu davete icabet ettiler. Birikimlerini ve projelerini bizlerle paylaştılar. Bu görüşmenin sonunda iletişim kanallarının karşılıklı olarak daima açık tutulmasında mutabık kalındı. Velhasıl aydınlık bir Galatasaray geleceği için son derece verimli bir toplantı gerçekleşti. Sayın Hamamcıoğlu ve Sayın Özgörkey’e her zaman olduğu gibi yine bize örnek oldukları için şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.

“GALATASARAY DEĞERLERİNDEN BİRİ, HZ. İBRAHİM’İN YANINDA ALEVLERE KARŞI DURMAYI BİLMEKTİR”

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver, ülkemizin güneyi başta olmak üzere birçok yerde çıkan orman yangıları hakkında şu açıklamaları yaparak sözlerine son verdi:  

“Değerli Galatasaraylılar. Türkiye’nin değerli kamuoyu. Sonda zikredeceğim; ama önem itibarıyla başta gelen konu ise Türkiyemizin içinden geçtiği yangın felaketi. Büyük ıstırabımızı ifade etmek için hangi ifadeyi seçsem basmakalıp olacak. O yüzden bu çabaya girişmeyeceğim; ama sorumluluğumuzun farkında olduğumuzun ifade etmek isterim. Birey olarak ve kurum olarak farkındayız. Galatasaray camiası tüm bileşenleriyle yangının yaralarını sarmak için seferber oldu. Buna dair katkılarımızı ilgili zeminlerde duyurduk. Burada tekrar etmeyi ölçüsüzlük addederim. Facianın büyüklüğünün yanında yapabildiklerimizin pek mütevazi olduğunun da farkındayız. Hani Nemrut, Hz. İbrahim’i ateşe verir, bir serçe de ağacına aldığı bir damla suyu alevlerin üzerine bırakır. Serçeye sorarlar. Derler ki, ‘Sen küçücük bir serçesin. O bir damla su, bu alevlere ne yapar ki? Serçe de der ki, ‘Olsun. Maksat İbrahim’in yanında durduğum bilinsin.’  Zannediyorum Galatasaray değerlerinden bir tanesi de her zaman, her vesiyleyle İbrahim’in yanında alevlere karşı durmayı bilmektir. Dikkatiniz için çok teşekkür ediyorum. Hepinizi bir kere daha kalbî sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Arz ediyorum.”

Başkan Burak Elmas “Galatasaray kuvvetli bir ailedir”

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, kulübümüzün Küçükçekmece Kürek Tesisleri’ni ziyareti sonrası Galatasaray Televizyonu’na gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, kulübümüzün Küçükçekmece Kürek Tesisleri’ni ziyareti sonrası Galatasaray Televizyonu’na gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Ziyareti sırasında kürek sporcularıyla bir araya gelen Başkan Burak Elmas, şunları söyledi:

HER SPOR ŞUBEMİZ BİZİM İÇİN ÖNEM ARZ EDİYOR

“Küçükçekmece bizim çok değerli bir tesisimiz. Ayrıca Küçükçekmece Belediye Başkanı’nın da bize teşrif etmesi bizi çok onurlandırdı. Küçükçekmece’de gerçekten bizim önemli projelerimiz var. Nasıl Florya, Mecidiyeköy Galatasaray ile anılıyorsa yakında lanse edeceğimiz bir diğer şubemizin de Küçükçekmece bağlantısıyla kabul ediyoruz ki Küçükçekmece’de Galatasaray markasının sahiplenildiği bir ilçemiz olacak. Burada geldik tesisimizi gezdik. Eksikliklerimizi gördük, sporcularımızla bir araya geldik. Şube sorumlularımızla bir araya geldik. Dediğim gibi Galatasaray bir spor kulübü. Her spor şubemiz bizim için önem arz ediyor. Bu ziyaretlerimizi yapmaya devam edeceğiz. Galatasaray çok büyük bir kulüp. Vaktimiz dar onun için bu ziyaretleri yaparak eksiklikleri zaten şube sorumlusu arkadaşlarımız yapıyor ama ben de şahsen gelerek yerinde incelemek istedim.”

Başkan Burak Elmas, oyuncularımız Marcao Teixeira ve Kerem Aktürkoğlu’nun yaşadığı tartışma hakkında şu ifadeleri kullandı:

KİMSE GALATASARAY ÜZERİNDEN RACON KESMEYE VEYA REYTİNG KASMAYA ÇALIŞMASIN!

“Biz zaten yönetim olarak kesinlikle tasvip etmediğimiz bir olayı belirttik. Bizim bir kulüp içi disiplin talimatımız var bu disiplin talimatı gereği yapılması gereken örneğin savunma alma, bu savunma sonrası teknik heyet raporu alma ve bunun sonucunda gerekli yaptırımları yapmak üzere net belirtilmiş konularımız var. Biz disiplin sürecini kulübümüz içerisinde çalıştırmaya başladık. Fakat burada şunu da belirtmek isterim; tabii ki dışarıda gelişen olayları çok yakından takip ediyoruz. Hiç kimse unutmasın ki Galatasaray kuvvetli bir ailedir ve dışarıda sadece kendi hevesleri için Galatasaray’da alınması gereken aksiyonlarda kimse Galatasaray’a dikte edemez. Özellikle bazı televizyonlarda bazı yorumcular yaptığı seviyesiz yorumlara cevap vermiyor oluşumuz, nezaketimiz yanlış anlaşılmasın. Gerekli olduğu zaman en sert tepkiyi veririz ama herkes de dikkatli olsun. Galatasaray ile uğraşmasınlar. Biz tasvip etmediğimiz konuda iç cezai işlemleri başlattık. Fakat tekrar söylüyorum; iç! Bu bir aile meselesidir. Tek sıkıntısı naklen yayında meydana gelmesidir. Oyuncumuz zaten bu konuda gerekli açıklamayı yaptı. Biz teknik direktörümüzle, takım kaptanlarımızla hepsiyle görüşerek bu mevzuyu aile içinde gerektiği şekilde gereken cezayı vereceğiz ama dediğim gibi tekrar başka kimse Galatasaray üzerinden racon kesmeye veya reyting kasmaya çalışmasın. Galatasaray çok büyük bir aile ve biz aile olarak bu tür sorunları Galatasaray değerlerine uygun halletmenin yolunu zaten biliyoruz. Buradan bunu yapmaya çalışanları da şiddetle uyarıyorum.”

Başkan Elmas, Futbol Takımımızın UEFA Avrupa Ligi Play-off Turu’nda Danimarka temsilcisi Randers ile deplasmanda oynayacağı karşılaşma hakkında ise şunları söyledi:

GALATASARAYLILAR RAHAT OLSUNLAR

“Bu sene ciddi bir yeniden yapılanmaya gittik hocamızla beraber. Hocamız da zaten defalarca teknik anlamda bu yapılanmanın ne anlama geldiğini anlattı. Genç, Galatasaray’ın önümüzdeki 3-5 senesinde birlikte oynama kabiliyeti gösterecek yıldız adaylarını veya yıldızları transfer ettik. Tek şanssızlığımız tabii bu Türkiye’nin puanının düşüklüğü sebebiyle ön elemelerin erken başlamasıydı. Takımımız henüz bir arada yeni yeni oynuyor. Yani en son Rumen oyuncumuz ilk birlikte maç oynadı. Yeni stoperimiz ilk maçını henüz oynayamadı. Biz çok iyi işaretler görüyoruz. Hocamızdan aldığımız bilgi de bu yönde. Galatasaraylılar rahat olsunlar. Hakikaten Galatasaray’a yakışan ve gurur duyacakları bir takım yaratma konusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Randers maçı bizim için önemli. Oradan umut ederim iyi bir sonuçla geri dönüp burada da artık direkt grup seviyesine kalmak için gerekli mücadeleyi vermek istiyoruz. Tüm oyuncularımıza başarılar diliyorum.”

Başkan Burak Elmas: “Galatasaray’a diz çöktürmeye çalışanlar bunun altında ezilir”

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas ve Başkan Yardımcısı Rezan Epözdemir, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan Gündem Özel programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas ve Başkan Yardımcısı Rezan Epözdemir, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan Gündem Özel programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Başkan Burak Elmas, yayına “Saygıdeğer Galatasaray Ailesi, bugün sizlerle son dönemde gelişmekte olan ve gelişen birtakım olaylarla ilgili sizleri bilgilendirme görevimizi yerine getirmek için bir araya geldik. Bugün yayında aramızda aramıza yeni katılan Kurumsal İletişim Direktörümüz Sayın Ahu Özyurt var. Ahu hanım seçim döneminde de Galatasaraylılara söz verdiğimiz üzere Kurumsal İletişim Direktörlüğü görevinin yanında bizim profesyonel basın sözcülüğümüzü de üstlenecek. Kendisine bu yeni görevinde başarılar diliyorum. Aramıza hoş geldiniz. Bu arada sizlerin yakınen tanıdığı Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Sayın Rezan Epözdemir var. Bu önemli konuda sizleri bilgilendirmek için bir araya geldik.” sözleriyle başladı.

Başkan Burak Elmas, daha sonra Galatasaray Spor Kulübü Kurumsal İletişim Direktörü Ahu Özyurt’a sözü bıraktı.

Galatasaray ailesinin bir parçası olmaktan gurur duyduğunu belirten Ahu Özyurt, şu ifadeleri kullandı:

“Bana güvendiğiniz için size, Galatasaray yönetimine, bu büyük camiaya, aileye, çocukluğumdan beri içinde olduğum bu topluluğa, bu kapasiteyle hizmet verme şansı verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Bu büyük ailenin bir parçası olmaktan her zaman gurur duyduğum bir şeydi. Şimdi bir fiil içinde olmak daha büyük heyecan benim için. Rezan Bey’e de aynı şekilde çok teşekkür ediyorum. Dün akşamdan beri camianın konuştuğu birkaç konu var. Bu işin arkası olduğunu pek çoğumuz yeni yeni öğreniyoruz. Herkes aslında Marcao’ya verilen cezaya odaklanmış durumda ve bu konudaki duruşumuzu merak ediyor ama işin anladığımız kadarıyla daha büyük bir resmi var. İzleyicilerimize, taraftarımıza, Galatasaray Televizyonu aracılığıyla bunları şeffaflıkla anlatalım. Neler oluyor ve neredeyiz?”

Başkan Burak Elmas’ın açıklamaları şu şekilde:

BU DAVA GALATASARAY SPOR KULÜBÜ’NÜN EN ÖNEMLİ HUKUKİ DAVASI OLMUŞTUR

“Bugünkü toplantımızın amacı bu. Çünkü Oğulcan Çağlayan Galatasaray transferi ve Rizespor ile Galatasaray arasındaki hukuki durum aslında bu olay bundan ibaret değil. Bu olay bundan çok daha geniş kapsamı olan, Galatasaray’a diz çöktürmeye çalışılan, Galatasaray’a birçok yolla baskı yapılan ve en sonunda da Galatasaray’ın bir oyuncusuna farklı bir olaydan dolayı verilecek cezayla tehdit etmeye kadar giden bir olaylar zinciri. Dün biliyorsunuz fikirlerinden büyük feyz aldığımız ve büyük Galatasaraylı şair Tevfik Fikret’in 106. ölüm yıl dönümüydü. Onun önemli dizlerinden “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” bir düşünceyi benimsemiş bir camia olarak da bugün bu yaşadığımız olayları Galatasaray kamuoyu ile paylaşmak, burada Galatasaray’ın duruşunun ne olacağını Galatasaraylılara anlatmayı çok önemsiyoruz. Çünkü ortada bir Galatasaray’a karşı başlatılmış bir mücadele, Galatasaray’a diz çöktürme çabası var ve Galatasaray Spor Kulübü dün akşam itibariyle yaşanan olaylardan sonra da gerçekten buna boyun eğmeyecek sonuna kadar da bedeli ne olursa olsun mücadele edecek ve artık bu Galatasaray Spor Kulübü’nün en önemli hukuki davası olmuştur. Bu dava sonucunda gelişmeleri de tüm camiamızla paylaşmaya devam edeceğiz. Olayın tam anlaşılması açısından başkan yardımcımız Rezan Epözdemir’e hukuki gelişmeleri baştan bugüne kadar anlatmasını, son dönemde şahsının yürüttüğü görüşmeleri, daha sonra kendisine devralarak anlatmak ve dün geldiğimiz noktayı da paylaşarak Galatasaray camiasını bilgilendirmeye başlayabiliriz.”

BU DAVAYI BİR KAN DAVASINA ÇEVİRDİLER

KİMSE GALATASARAY’I KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYA KALKMASIN

“Burada Galatasaray gerçekten Marcao’ya verilecek cezayla tehdit edilmek, Rizespor ile bize dikte edilen anlaşmayı bize imzalamak mecburiyetinde bırakılmak istendi. Dün itibariyle Rizespor ile sulh yoluyla anlaşma yolumuz kapanmıştır. Galatasaray’ın bu artık en önemli hukuki davalarından bir tanesidir. Kimse Galatasaray’ı köşeye sıkıştırmaya kalkmasın, bunun altında ezilirler. Rizespor ve Rizeliler ile aramızı bozmak için kendilerine güç elde etmek için bunu bir kan davasına çevirenlere de uyarım buna devam etmeyin, çok tehlikeli bir yere gider ama bunun sonunda kaybeden Rizespor ve Galatasaray değil sizler olacaksınız. Biz bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Bunun bedeli neyse ödemeye hazırız yönetim kurulu olarak. Galatasaray’ın haklarını korumak bazen güçlü duruş, korkusuzluk ve cesaret gerektirir. Biz bu cesareti göstereceğiz. Sırf bu Oğulcan davası sebebiyle bürokraside Galatasaray’ın birtakım haklı olduğu konularda bu haklı olduğu konularla çözümsüzlüğe itilmiştir. Buradan herkesi uyarıyorum. Galatasaray Spor Kulübü çok köklü, büyük bir camiadır. Galatasaray’a haksız şekilde ceza verme veya diz çöktürme çabalarının altında bunu yapmaya çalışanlar ezilir. Galatasaray değerleri ve duruşu için çok bedel ödemiş bir camiadır. Bu bedel ne ise ödenir fakat Galatasaray sonunda kazanır. Bize gönderilen anlaşmanın sulh için yollanan anlaşmanın şartlarına da biraz değinmek isterim. Tüm bunlarla beraber birtakım ciddi önlemler alacağız. Göreve geldiğimizden beri kişilerle değil Türk futbolunun sorunlarıyla ilgili, sorunlarının çözülmesinin arkasına konulan iradeyle ilgili mücadele edeceğimizi ortaya koymuştuk. Hiçbir olayı kişiselleştirmedik. Fakat görünen o ki diğer taraflarda karşı paydaşlarda bu iş kişiselleştiriliyor. Kişiselleştirilen yer de Galatasaray Spor Kulübü. Biz buna izin vermeyeceğiz.”

GALATASARAY’A KARŞI İÇERİDE BİR LOBİ VAR

“Geçen hafta Sayın başkan yardımcımız yaptığı görüşmede Sayın Murat Balcı yönetimindeki tahkim kurulunun istifa etmesi gerektiğini buradan dile getirdi. Kendileriyle ilgili görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunduk. Buna benzer bir suç duyurusunu da bugün itibariyle Sayın Aytaç Yüksel yönetimindeki disiplin kurulu için yapacağız. Ayrıca disiplin kurulu kararını ve tahkim kurulu kararını Rizespor Galatasaray davası için güç gösteri olarak hukuk dışı yollarla kullanıldığıyla ilgili de Savcılığa bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Artık bu dava Galatasaray’ın davasıdır. Galatasaray bu davayı tüm gücüyle, tüm hukukçularıyla, tüm camiasıyla takip edecektir. Buradan Sayın Nihat Özdemir yönetimindeki Türkiye Futbol Federasyonu’na bir mesaj vermek istiyorum. Biz göreve geldikten sonra tüm çabalarımızla Türk futbolundaki sorunları halletmek için bir irade koyduk. Kendilerine de bu çözümü getirirlerse, çözümü yerine getirdikleri müddetçe de kendilerine çözüm odaklı destek olacağımızı beyan ettik. Bunda da çok samimiyim. Geldiğimiz süreçte de şunu görüyoruz ki Galatasaray’a karşı içeride bir lobi var. Hatta bu bir bana sorarsanız suç örgütü. Suç örgütüyle ilgili de suç duyurusunda bulunacağız. Burada zaten ilk kesilen ceza Galatasaray’dan alınmak istenen bir haraçtır. Aslında ödenmemesi gereken oyuncunun bonservis bedelinden çok daha yüksek bir haraçtır. Kaynak aktarma cezasıdır. Daha sonra da disiplin kurulu, tahkim kurulu verdiği cezalarla bu haracı Galatasaray’a baskıyla ödetmeye çalışmıştır. Galatasaray’dan haraç kesemezsiniz. Galatasaray’a verdiğiniz cezalarda hakkaniyet, hukuk çerçevesinde davranmak, adil olmak mecburiyetindesiniz. Bugün itibariyle Sayın Murat Balcı yönetimindeki tahkim ile Sayın Aytaç Yüksel yönetimindeki disiplin kurulu ve uyuşmazlık çözüm kurulu ile Galatasaray’ın bire bir mücadelesi vardır. Eğer Federasyon yönetimi bununla ilgili kendi üzerine düşeni yapmazsa aynı şekilde mücadelemiz Türkiye Futbol Federasyonu ile de olacaktır. Arka kapılar arkasında söyledikleri, şikayet ettikleriyle ilgili artık gereğini yapmalarını bekliyoruz. Bu Türk futbolu için önemlidir. Birçok takım bu haksızlıklara uğruyor ama Galatasaray’a bildiğiniz bir operasyon yapılıyor Federasyon kurulları tarafından. Bundan sonra verecekleri tüm cezalarda hukuk yoluna gideceğiz. Biz geçmişte Galatasaray’a verilen haksız cezaların da buna benzer bir operasyon olduğunun kanıtı olarak görüyoruz en son dün gelişen olayların. Marcao olayıyla birbirine karıştırılmasın olay. Cezanın veriliş ve cezanın pazarlık ediliş şekline karşı çıkıyoruz. Biz Marcao’ya verilen disiplin kurulu cezasının her ne kadar hakkaniyetsiz ve hukuk dışı olduğunu düşünsek de zaten disiplin kurulu ile ortak çalıştığını düşünüyoruz. Ahbap çavuş ilişkisiyle karar verildiğini düşündüğümüz tahkim kuruluna da Marcao kararıyla ilgili itirazda bulunmayacağız Galatasaray Spor Kulübü olarak. Zaten kendimiz iç bir disiplin cezası vereceğiz.”

GALATASARAY’IN ALTINI OYAN KİŞİ VE ŞAHIS BEDEL ÖDER

“Türkiye Futbol Federasyonu’na ve kurullarına son kez bir uyarım var. Galatasaray’a bedel ödetme çalışmaya çabaladıklarının farkındayız. Galatasaray bedeli ne ise öder ve siz bunun altında ezilirsiniz. Sizi son kez uyarıyorum. Galatasaray bugüne kadar buna benzer birçok mücadele verdi, Galatasaray’ın çözüm odaklı iradesini ve samimiyetini zaaf olarak görmeyin. Galatasaray bundan sonra bu olayların takipçisi ve Galatasaray’a hakkaniyetsiz cezalar veren, haksızlık yapan, Galatasaray’ın altını oyan kişi ve şahıs bedel öder. Biz Galatasaray Spor Kulübü olarak hukuk içerisinde bu bedeli ödetmek için tüm mücadeleyi hem Türkiye’de hukuk içerisinde hem yurt dışında hukuk içerisinde hem de İnsan Hakları Mahkemesinde süresi ne olursa olsun tüm gücümüzle maddi manevi yapacağız. Bu uyarıyı da buradan yapıyorum. Önümüzde bir sezon var. Bu sezon içerisinde de yapmaya çalışılacak bu tür aktiviteleri yakından izliyor olacağız. Sayın Murat Balcı’ya ve Sayın Aytaç Yüksel’e gereğini yapmalarını talep ediyoruz. Sayın Nihat Özdemir’den de artık kapalı kapılar ardında yönetim kurulunun bulunduğu şikayetleri açık olarak belirtmesini bu kurullarla ilgili de gereğini yapma Türk futbolunda adaleti sağlama iradesini göstermek istiyoruz. Önümüzdeki süreci yakından takip edeceğiz. Tüm Galatasaraylılar da süreçle ilgili açılan davalarla, aldığımız kararlarla ilgili yakından bilgilendireceğiz. Bugün itibariyle Türkiye Futbol Federasyonu bizim gösterdiğimiz samimi duruşun karşılığında aksiyonlarla görüne kadar Galatasaray Spor Kulübü olarak Türkiye Futbol Federasyonu ile ilişkilerimizi ihtiyaç olan yazışma seviyesine indirgiyoruz. Kişisel olarak da hiçbir görüşmede bulunmayacağız. Bire bir de yönetim olarak görüşmeyeceğiz. Bu kararımızı da bu vesileyle Galatasaraylılarla paylaşmak isterim.”

Başkan Yardımcısı Rezan Epözdemir ise şu ifadeleri kullandı:

KESİNLEŞMEMİŞ BİR ALACAĞI ÖDEMEYE BİZİ MAHKUM EDEMEZSİNİZ!

“Dünkü gelişmeleri sayın Başkan da ifade etti. Oğulcan Çağlayan meselesi ile birlikte okumak çok daha isabetli olacak çünkü bu verilen cezanın birebir o süreçle ilintili olduğu kanaatindeyiz. Nitekim işaretler de bunu ifade ediyor. Biliyorsunuz önceki yönetim döneminde bir transfer süreci yaşanmıştı Oğulcan Çağlayan transferine ilişkin olarak. Orada biz Hukuk Birimi’ne sözleşmenin feshiyle ilgili bir görüş alınıp alınmadığını sorduk. Bugün itibarıyla o yazılı dönüş de hem bize hem de Sayın Başkan’a geldi. Bir defa hukuk birimiyle ilgili hiçbir mütalaa alınmamış. Oyuncunun avukatı bizatihi fesih sürecini yönetmiş. Yazılı dönüş de yapıldı. İç işleyiş bakımından baktığınızda düğme baştan yanlış iliklenmiş. Sözleşmenin feshi nedeniyle kulübü Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na başvurmuştu. UÇK, ilk kararında bize göre hukuk garabeti mahiyetinde olan 6 maçlık men ve 1.200.000 Euro ile 506.275 TL’lik bir tazminata hükmetmişti. Bu hukuken ve fiilen kabul edilemez bir karar. Cezai şart iki yanlı olur. Sadece oyuncu aleyhine ceza olmaz. Cezai şartın temel evrensel prensibi budur. Oyuncusundan 6 maç mahrum kalmış burada bütün sezonu artı bonservis ücreti artı menajerlik ücretine hükmediyorsunuz Bu Borçlar Hukuku’nun evrensel prensiplerine tamamen aykırı bir durum. Tamamen hukuk garabeti mahiyetinde bir karardı. Sonrasında Galatasaray Spor Kulübü, Tahkim Kurulu’na itiraz etmiş. Bu tazminat ve 506 bin lira aynen kalıp; men cezası 3 maça düşürülmüştü. Bunun üzerine evet Tahkim Kurulu kararları, Anayasa’nın 59.maddesine göre yargı yoluna kapalı ama ekonomik sözleşmesel ihtilaflar yargı yoluna açık. Biz Bölge Adliye Mahkemesi’ne, istinafa başvuru yaptık. Göreve geldikten hemen sonra kamuoyuna da yansıdı. Tudor ve Oğulcan Çağlayan kararları nedeniyle transfer yasağı vardı. Vergi borçları vardı. Bunların hepsini tasfiye etmek için sayın başkanımızın önderliğinde Yönetim Kurulumuz ciddi bir çaba içerisine girdi. Biz hukukçular da bu çaba içerisinde olduk. Önce UEFA’ya yazdık. Dedik ki ‘Vergisel süreçler budur. Oğulcan Çağlayan meselesi de budur. Hukuki süreç devam ediyor. Kesinleşmiş bir alacak yok. Lisansa engel bir durum var mı? Bu çekişmeli alacak mıdır?’ UEFA’dan bize dönüş müspet oldu. Bu bir çekişmeli alacaktır. Dolayısıyla lisans engeli değildir dedi UEFA. Sonrasında transfer yasağının kaldırılmasıyla ilgili TFF Yönetimi’ne başvurduk. TFF Yönetimi bunu reddetti. Akabinde Tahkim Kurulu’na başvurduk. Dedik ki ‘Bakın bu kesinleşmiş bir alacak değil. Hukuki süreç devam ediyor. Kesinleştiği zaman karar verirse biz de hak arama özgürlüğümüzü kullandık. Bu parayı öderiz ama siz bize transfer yasağı koyamazsınız! Süreç devam ediyor. Kesinleşmemiş bir alacağı ödemeye bizi mahkum edemezsiniz! Burada kötü niyetli bir tavır seziyoruz. Lütfen adaletli ve hakkaniyetli bir karar verin’ Tahkim Kurulu, 40 gün önce henüz dedi ki ‘Bu çekişmeli bir alacaktır. Süreç devam ediyor. Transfer yasağını kaldırıyoruz’ dedi ve oy birliğiyle bu kararı verdi.”

ÇAĞDAŞ FUTBOL ÜLKELERİNDE BÖYLE BİR GARABET OLABİLİR Mİ?

“Kulübümüz tarafından transfer yasağı kalkmış oldu. Akabinde Bölge Adliye Mahkemesi kararını Yargıtay’da temyiz ettik. An itibarıyla Yargıtay aşamasında. Hala olağan hukuki yol bitmedi süreç devam ediyor. Fakat birden bire 40 gün sonra oyuncumuza birden lisans ve vize vermiyor TFF. Bunun üzerine direkt Yönetim Kurulu’na başvurduk. Niye Yönetim Kurulu? Direkt Tahkim Kurulu’na gidemeyiz. Oradan bir karar alacağız. Onun hukuka uygunluk denetimini Tahkim Kurulu’nda işleteceğiz. TFF, 3 hafta bizim kararımıza karşılık karar vermedi. Sayın Başkanımız, başkan düzeyinde, başkan vekili düzeyinde temasta bulundu. Ben başkan vekillerini onlarca kez aradım. Bizim o taleplerimizi 3 hafta boyunca akamete uğrattılar. Reddetseler hemen Tahkim Kurulu’na başvuracağız. Oyuncumuzu reddedilmediği için Avrupa listesine yazamadık. Tam bu aşamada biliyorsunuz bir Genel Kurul yaşandı. Galatasaray burada öncü oldu. Sayın Başkanımızın önderliğinde biz orada TFF Hukuk Kurulları’nın değişimini bir devrimi gerçekleştirmiş olduk. Metnin yazılmasında, orada anlatılmasında iradeyi ortaya koyduk. Kulüpler Birliği vakfının da katkısıyla çok önemli bir süreç ortaya çıkmış oldu. Sonrasında TFF, ilginç bir şekilde bizim talebimizi 3 hafta sonra reddetti. Biz de Tahkim Kurulu’na başvurduk. Kendi aramızda Yönetim Kurulu’nda konuşurken kuvvetle muhtemel müspet bir karar çıkacak dedik. Çünkü 40 gün önce Tahkim Kurulu’nun kararı var. Aynı hukuki durum. Aynı madde. Talimatın 12.Maddesi 1.Fıkrası kulüpler için. 3. Fıkra oyuncular için. Fakat birden bire Tahkim Kurulu’nun sitesinde kararımızın oy çokluğuyla reddedildiği ortaya çıktı. Akabinde 22.33’te bize faks ile oy birliğiyle reddedildiği karar tebliği yapıldı. Ertesi gün biz çıktık basın toplantısında Tahkim Kurulu üyeleriyle ilgili sonuna kadar mücadelemizi yapacağız. İstifalarını talep ediyoruz dedik buradaki başkan ve üyelerin. Çarpık yargı sisteminden bahsettik. Bu hukuk kurullarının adil olmadığını, hakkaniyetli olmadığını, adil de görünmediğini söyledik. Tarafsız ve bağımsız olmadığını söyledik ve tam o sırada Tahkim Kurulu üyelerini de şikayet edeceğiz diyerek isim zikrettik. Bazı kanallarda yayınlar kesildi. Program devam ederken TFF’den hukuk birimimize bir telefon geldi. 2 üye muhalifmiş. Dün gece oy birliği. Resmi sitede oy çokluğu. Toplantıda 2 üye muhalif. Tekrar 5’e 2 çıktı bu karar. Bu bile Tahkim Kurulu’nun, UÇK’nın ve Hukuk Kurulu’nun nasıl bir yargılama süreci yürüttüğü bu kararların saygınlığı ve güvenilirliğinin ne kadar tartışılır olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Yani geceden sabaha muhalif üyelerini değiştiren, kararı değiştiren bir yapıdan bahsediyoruz. Disiplin Kurulu Başkanı ile Tahkim Kurulu Başkanı ortak. Birlikte eser yazıyorlar. Birinin verdiği kararı diğeri denetliyor. Marcao kararında disiplin sevki yapan hukuk müşavirlerinin bağlı olduğu başkan vekili Gençlik Spor Genel Müdürü. Kararı veren Disiplin Kurulu Başkan Vekili, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü. Orada hiyerarşik yapıda altlı üstlü çalışıyorlar. TFF de biri sevk ediyor. Diğeri ceza veriyor. Çağdaş futbol ülkelerinde böyle bir garabet olabilir mi? İşte biz Galatasaray Spor Kulübü olarak bu hukuksuz düzeni sadece kendimiz için değil futbolun tüm aktörleri için bir adalet haykırışı yapmak istiyoruz.”

GALATASARAY SPOR KULÜBÜ BASKIYA BOYUN EĞMEZ

“Dün Marcao ile ilgili karar her zamanki gibi tam maç oynanırken açıklandı. Alt sınırdan uzaklaşıldı. Bir teçdit yapıldı hiçbir gerekçesi yokken. Oyuncumuzla ilgili zaten biz tedbir mahiyetinde bir disiplin mekanizması işlettik. Disiplin yönetmeliğine göre savunmasını alacağız. Savunması da ulaşıp teknik heyet raporu geldikten sonra zaten nihai kararı vereceğiz. Hal böyleyken geldiğimiz nokta itibarıyla 17.00’ye kadar bu sözleşme sulh görüşmelerinin nihayete erdirilmesini biz anlam veremedik. Ama akşam ceza açıklanınca bu talebin çok manidar ve düşündürücü olduğu net bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Bu birinci meseleydi. Gönderilen belge de saat 17.00’ye kadar bu belge muhakkak ve muhakkak dönüş yapılsın. Saat 17.00’ye kadar biz o hukuksuz talepleri eğer kabul etseydik belki oyuncumuz çok düşük bir ceza alacaktı sayın Başkanımızın atıf yaptığı gibi. Ama biz Galatasaray’ın yarınlarını, umutlarını ve geleceğini düşündük. Menfaatlerini düşündük. Galatasaray Yönetimi’nin ve 30 milyon taraftarıyla Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan Galatasaray’ın saygınlığını ve güvenini düşündük. İlkelerimizden taviz vermedik. Zaman, zemin ve konjonktür ne olursa olsun diz çökmeyeceğimizi başkan düzeyinde ifade ettik. Demeyince de gelişmeler zaten bütün kamuoyunun malumu akşam bu karar açıklandı. Sözleşmede ne var? Biz bu oyuncuları size bedelle veriyoruz. Limitimiz de açılacak biz bunu talep ediyoruz kendi yolladığımız sözleşmede. Limiti açın çünkü bedelle veriyoruz artı para. Bu talebimiz kabul görmedi. İkincisi bakın UEFA, TFF’ye 100.000 € Galatasaray’ın parasını yolladı. Bu para hukuki süreç daha kesinleşmeden Rizespor kulübüne ödenmiş. Biz dedik ki ‘500.000 € artı bu oyuncuları veriyorsak bu buradan düşsün’ 450.000 €’luk bir talep geldi. Bu paranın yarısının düşmesi kabul edildi. Bunlar hep aslında sözleşme muhakemeleriyle giderilebilir hususlar ama biz asıl rahatsız eden konuya geleceğim. 3 gün içerisinde bu taksitler ödenmezse %10 gecikme cezası artı %10 cezai şart isteniyor faizin dışında. Bu da kabul edilebilir değil. Ama özellikle 3.8’te İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin sayılı davadan ve temyiz yoluna başvurudan feragat edecek. Bundan ederiz. Rizespor ile sulh varıyorsak bu doğal sonucudur. Rize aleyhine açılan davadan feragat ederiz tamam. TFF Tahkim Kurulu üyelerine karşı Cumhuriyet Savcılığı nezdindeki şikayetlerinden vazgeçecektir; taraflar gelecekte 3.11’de taraflar iş bu uyuşmazlığa sebep olan uyuşmazlıkta ilişkin birbirlerine ve başka kişi ve kurumlara karşı (TFF, Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu, UÇK) herhangi bir yargı yoluna başvurmayacaklarını taahhüt, beyan ve kabul eder. Taahüdüne uymayan taraf diğerine 1.300.000 € tazminat öder diyor. Bana diyor ki ‘Tahkim Kurulu nezdinde bir şikayette bulundun. Ondan feragat et 1.300.000 € isterim. Bundan sonra da TFF ve Disiplin’i şikayet etme. Haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz kaldığında hak arama özgürlüğünü de kullanma. Galatasaray’ın menfaatleri için hukuki yollara başvurma. Dik duruş gösterme. Bu meseleyi kapatalım. Sulhe varalım. Arkadan git şikayetten vazgeç, bu süreç nihayete ersin. Biz de diyoruz ki ‘Biz sizinle anlaştık. Size karşı herhangi bir hukuki sürece başvurmayız. Bu alacak meselesi sulhe varıyor. Ama TFF ile ilgili kurumsal kimliğinin yapmış olduğuna karşı biz adaleti herkes için istiyoruz ki bir irade olsun. Tahkim Kurulu üyelerini şikayet ettik. Biz gidip arkadan bu şikayetten nasıl vazgeçeriz’ Bu bizim ilkelerimize, duruşumuza, sosyalleşme sürecimize, Galatasaray’ın değer yargılarına taban tabana zıt. Biz koşullar ne olursa olsun, zaman ve zemin sonuna kadar hukuki mücadelemizi yaparız. Bedel neyse ödemeye hazırız. Tek talebimiz var ‘Adalet ve hakkaniyet.’ Bu hükümler nedeniyle bu sözleşmeyi biz kabul etmedik. Çıkmaza girdi. Sulh-ibra görüşmelerinde TFF’yi de taraf haline getirip, ona ilişkin başvurduğumuz hukuki yollarda da bir uzlaşı-konsensus istiyorsunuz. Galatasaray Spor Kulübü, böyle bir çabaya, talebe ve baskıya boyun eğmez.”

TÜRK FUTBOLUNUN EN BÜYÜK SORUNU ADALET SORUNUDUR

“Oyuncu ile ilgili biz kendi disiplin mekanizmamızı işletiyoruz. Oyuncudan savunma istedik çünkü disiplin yönetmeliğimiz onu gerektiriyor. Savunma almadan ceza verirsek yargıdan dönebilir. Geçmişte Galatasaray’da bunun örnekleri yaşandı. Teknik heyetimizin de raporu geldi. Tedbiren A Takım ile idmanlara çıkmama şeklinde zaten verildi. Nihai sportif, idari ve iktisadi kararları Sportif A.Ş. Yönetimimiz verecek. Sayın Başkanın ifade ettiği gibi bu eylemin karşılığı 44.maddede 5 maçtan 10 maça kadar. Fakat siz oyuncuya 8 maç veriyorsunuz! Niçin tecdit uygulamaası yapıyorsunuz! Alt sınırdan uzaklaşıyorsunuz. Daha önce bir tekerrür yok. Benzer bir eylemi yok. Cezanın bireyselleşme vasıtalarındaki kastın yoğunluğu yok. Talimata aykırı bir şekilde neden alt sınırdan uzaklaştınız? Zaten Galatasaray Spor Kulübü’nün, bu cezaya kulüp olarak itiraz etme yetkisi yok. Marcao, Tahkim Kurulu nezdinde itirazlarını yapacak. Hak arama özgürlüğünü kullanacak. Orada bir beyis yok. Fakat bizim sayın başkanın atıf yaptığı gibi temel itirazımız ‘Bir ceza verilmeli. Biz de bir disiplin mekanizması işletiyoruz. Yapılanı asla tasvip etmiyoruz fakat alt sınırdan uzaklaşıp bunu bir pazarlık malzemesi haline getirip, Demokles’in kılıcı gibi Galatasaray Başkanı ve Yönetim Kurulu’nun kafasında psikolojik bir baskı enstrümanına dönüştürmeye çalışanlara… Bizim tavrımız ve irademiz temelde bu. O yüzden Sayın Başkan da ifade etti: ‘’Galatasaray asla baskıya boyun eğmeyecektir. Koşullar ve konjonktür ne olursa olsun dik duruşundan taviz vermeyecektir. Bazen adil olmak kadar, adil görünmek de önemlidir. Victor Hugo, ‘’En mükemmel adalet ise vicdandır’’ demiştir. Burada ne adil olan ne adil görünen kurullar var. Genel Kurul’da bu kurulların yapıları tamamen değişti biliyorsunuz. Artık Genel Kurul seçmeli. Statü geçti. Sabaha kadar revize halini hazırladık. Artık Genel Kurul seçecek. 4 yıl süreyle seçecek. Özlük ve sosyal haklarını bu harçlardan alacaklar. Türk futbolunun bana göre en büyük sorunu adalet sorunudur. Hak edenin kazandığı bir anlayış olsun istiyoruz. Futbol dışı enstrümanların adil olmasını istemiyoruz. Adaleti de futbolun bütün paydaşları için istiyoruz. Orada özlük sosyal haklarını alan bir sonraki genel kurulda seçilen Yönetim Kurulu’nun değil, Genel Kurul’un seçtiği, UÇK, Disiplin ve Tahkim. Devre arasına yetişmez denildiği için 10 ay içerisinde bu Türk futbolundaki yeni devrim hayata geçecek. Bu 3 kurulun yeni üyeleri seçilecek. Bir seçici kurul oluşturulacak. Orada Kulüpler Birliği Vakfı, TFF, Amatör Federasyonlar, Profesyonel Futbolcular Derneği, 1 ve 2.Lig Kulüpler Birliği Vakfı yetkilileri olacak. Biz bunu şöyle okuyoruz: ’10 ay içerisinde bu başkanımızın ismini saydığı arkadaşların görevleri sona ereceği için, bu eşitlikçi ve demokratik yapının egemen olduğu bir ortamda bir daha seçilme ihtimalleri kalmadığı için giderayak Galatasaray’a bir operasyon çekmeye çalışıyorlar. Galatasaray, bu sürecin öncüsü olduğu için bu devrimi gerçekleştirdiği için biz buna müsaade etmeyeceğiz. Hem Disiplin Kurulu hem UÇK, hem de süreci buraya taşıyan TFF ilgilileri hakkında bu ilişkilerin ortaya çıkması için savcılık nezdinde suç duyurusu hakkımızı kullanacağız.”

KURULLARIN İSTİFA ETMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ

“Bu kurullar bu değişikliklerle kadük haldedir. Biz bu kurulların istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tahkim Kurulu için bu çağrımızı yenilemiştik. Fakat Disiplin Kurulu ve UÇK’nın da artık statü değişikliğiyle kadük hale gelen bu kurulların istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Derhal istifa ederlerse memnun oluruz.”

Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir: “Herkes haddini bilecek!”

Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Galatasaray Televizyonu’nda açıklamalarda bulundu. Çaykur Rizespor Başkanı Tahir Kıran’ın Galatasaray Spor Kulübü’ne, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas’a ve kendisine yönelik menfi söylemlerine yanıt veren Epözdemir, iddialarının gerçek dışı olduğunu belgeleriyle ortaya koydu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Galatasaray Televizyonu’nda açıklamalarda bulundu. Çaykur Rizespor Başkanı Tahir Kıran’ın Galatasaray Spor Kulübü’ne, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas’a ve kendisine yönelik menfi söylemlerine yanıt veren Epözdemir, iddialarının gerçek dışı olduğunu belgeleriyle ortaya koydu.

Sözlerine ülkemizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak başlayan Rezan Epözdemir, konu ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

“AÇIKLAMALARI MANİPÜLATİF VE GERÇEK DIŞI”

“Bu konu ile ilgili son kez değerlendirme yapmak istiyoruz; çünkü spor kamuoyunu artık daha fazla bu mesele ile meşgul etmek istemiyoruz. Bu konuda başka bir açıklama eklenmezse biz bir değerlendirme yapmayacağız; ama Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan Galatasaray’ın da 30 milyon taraftarıyla böylesine gerçek dışı, manipülatif söylemlere karşı refleks göstermesi de takdir edersiniz ki çok olağan. Bu aynı zamanda bizim görev ve sorumluluğumuz. Dolayısıyla bugün bu açıklamayı yapma zarureti hasıl oldu. Öncelikle Rizespor Başkanı Sayın Tahir Kıran’ın açıklamaları manipülatif ve gerçek dışı ifadeler. Kendisi beyanlarını bir metinden okuyor. Zannediyorum ki hukukçuları o metinde kendisini bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yanlış yönlendiriyor. Dolayısıyla kamuoyu önünde birazdan açıklayacağımız belgelerle kendisini zor durumda kalmış olacak.” 

“BİR YANDAN TAHKİM ŞİKAYETİ YOK DİYİP, DİĞER YANDAN ŞİKAYETTEN VAZGEÇİN DİYOR”

“Öncelikle Oğulcan Çağlayan konusu ile ilgili bir biliyorsunuz Türk Ceza Kanunu 257. Maddesi uyarınca görevi kötüye kullanmaktan bir şikayet ikame edeceğimizi söylemiştik. Bu şikayetimizin temel gerekçesi, Tahkim Kurulunun almış olduğu transfer yasağı kaldırılması kararındaki hukuki durum aynı olmasına rağmen, 40 gün sonra bambaşka bir karar vermesiydi. Basın toplantısı yaparken önceki kararda oy birliği vardı, basın toplantısı esnasında oy çokluğu olduğuna dair telefonlar geldi kulübümüze. Bu bile bu kararın saygınlığını tartışılır hale getirdi. Hukuki durum aynı, taraflar aynı, dosya Yargıtay’da; ama oyunucunun Anayasa ile güvence altına alınmış çalışma özgürlüğünü ihlal eden, hakkın özüne dokunan, ölçülülük ilkesine ve demokratik toplum düzenine aykırı bir karar verilmişti. Hem ben hem sayın başkanımız Tahkim Kurulunu şikayet edeceğimizi söylemiştik. 4 Ağustos’ta ben bu konu ile ilgili ilk defa bir basın toplantısı yaptım. Orada belgelerle süreci anlattım. Buradaki sürecin ne olduğunu bütün kamuoyu belgeleri bile birlikte muttali oldu. Sonrasında Sayın Tahir Kıran bugün benim Tahkim Kurulunu şikayet edeceğimi; fakat etmediğimi, bunun üzerinden şov yaptığımı söylüyor.” 

“Arkadaşlar Ek 1’deki belgeyi lütfen çıkarsınlar. Tam 11 Ağustos’ta biz Tahkim Kurulunu şikayet etmişiz. Dosya numarasını da vereyim ki iyi takip etsinler. Niçin iyi takip etsinler diyorum? Bir yandan Tahkim şikayeti yok diyip, diğer yandan Tahkim şikayetinden vazgeçin diyorlar. Bu hayatın olağan akışına, mantık ve fizik kurallarına aykırı. Garabet. Bir akıl tutulması. Anladığım kadarıyla Tahkim Kurulu üyelerinden ve şüphelilerinden daha fazla Sayın Tahir Kıran ve arkadaşları bu dosyayla ilgileniyor. Adliyeye gidip bakıyorlar filan… Bir baskı uygulamaya çalışıyorlar. Buna ilişkin veriler de elimizde var. Gerek görürsek bunları da açıklarız. Kimin hangi koşullarda kimlere baskı yaptığını, bu dosyayla ilgili çaba sarf ettiğini biliyoruz.” 

“Dosya numarasını vereyim. Yakın zamanda zaten dosya numarasını da vakıf olduktan sonra bu dosya takipsizlik olur büyük ihtimalle. Tarihe de not düşelim. Çok kısa zamanda hepimiz kamuoyunda göreceğiz. Dosyayı şu ana kadar bulamadıkları için etki edemediler. Bulduktan sonra büyük ihtimalle etki edecekler ve bu dosya takipsizlik olacak. Bunu biliyoruz çünkü başka bir tarifi yok. Sizi ilgilendirmeyen, taraf olmadığınız, hiçbir şekilde size izafe edilemeyecek bir dosyayı ilgilisinden daha fazla takip etmek, aslında bizim önceki basın toplantısındaki ifademizi teşvik eder mahiyette. Yani siz bu dosyayı niye kıymet atfedip bu kadar takip ediyorsunuz? İlgilileri bu dosyayı bu kadar takip etmiyor! Dosya numarası tarihini de vereyim iyice yapsınlar. Elimizde bununla ilgili  bilgi ve belgeler var. İyice bu konunun takipçisi olsunlar. Yakın zamanda da takipsizlik olur bu. En azından tarihe not düşmüş olalım. 11 Ağustos’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet etmişiz. Dosya numarası: 2021/121792. Kaşeli. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Müracaat Büro’ya yaptığımız bir şikayet. 13 Ağustos’ta dosyamız Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yetkisizlikle gitmiş ve şu an dosyamız derdest. Yani ben 4 Ağustos’ta basın açıklaması yapmışım, sayın başkanımız Burak Elmas beyefendi ile birlikte de aynı ayın 20’sinde yapmışız. Biz 11 Ağustos’ta, mevcut tarihten yaklaşık 20 gün önce zaten Tahkim Kurulu üyelerini şikayet etmişiz.” 

“YALAN DEMECİ KİMİN VERDİĞİNİ BELGESİYLE ORTAYA KOYDUK”

“Yalan demeci kimin verdiğini bugün belgesi ile birlikte ortaya koyduk. Türkiye de şahit oldu. Dosya numarasını da veriyorum tekrar: 2021/121792 soruşturma numaralı dosya. 11 Ağustos’ta şikayet etmişiz. Resmi başsavcılığın kaşesi var. Kimin yalan attığını, kimin varyasyon yaptığının takdiri kamuoyunun. Kamuoyunu değerlendirir zaten. Biz belge sunuyoruz. Gerçek dışı, manipülatif, kişisel çıkarlara hizmet eden, sansasyonel kaygılarla çıkıp böyle açıklamalar yapmıyoruz.” 

“HERKES HADDİNİ BiLECEK”

“Galatasaray Başkan Yardımcısına kimse şov yapıyor diyemez. Herkes haddini bilecek bir defa. Galatasaray başkanına kimseyi şov yapıyor diyemez. Bu belgeyle şovu kimin yaptığı net bir şekilde ortaya çıktı. Sayın Tahir Kıran’a kişisel olarak bunu iade ediyorum. Bu ifadeyi Sayın Tahir Kıran’a iade ediyorum. Kimse Galatasaray Spor Kulübü’nün başkan yardımcısına şov yapıyor diyemez. Bu resmi belge ve soruşturma dosyasıyla kimin şov yaptığını bütün kamuoyu artık görmüş oldu çok net bir şekilde.” 

“Bir diğer husus, bu dosyayı kimlerin nasıl, hangi koşullarda baskı yaptığını nasıl sonuç alma çabasına girişimi içerisinde olduklarını biliyoruz. Kulübümüz de biliyor. Gerekirse bunları da açıklarız fakat bir yandan şikayet yok deyip bir yandan protokolde şikayetten vazgeçme ile dayatmanın takdiri kamuoyunun. Yani mantı fizik kurallarına aykırı. Diğer taraftan bir şikayet dosyasını şüphelilerden daha fazla takip edip kıymet, kutsiyet atfedip çılgınlar gibi gidip orada, adliyelerde takip edip baskı uygulamaya çalışmak… Dosyayı bulmaya çalışmak çok ilginç. TFF’de şikayette olan üyelerin hiçbir beyanı ve çabası yok iken, taraf olmayan Sayın Tahir Kıran’ın bu konuda bir kıymet, kutsiyet affedip açıklama yapması çok manidar ve düşündürücü. Bu bile iddialarımızın ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor. Tarihe not düşülsün. Bugünkü program kayıtları çıkarırız. Dosya numarasını verdiğimize büyük ihtimalle çok kısa sürede bu dosya başka etmen ve etkilerle, faillerinin kim olduğunu biliyoruz, takipsizlikle sonuçlanacaktır. Buna da eminiz. Tarihe not düşelim. Vicdani kanaatim de bu. Hep birlikte izleyeceğiz.” 

“Sayın Kıran, kıvırmasınlar paramızı ödeyecekler mealinde bir beyanda bulunmuş. Ben takip edemedim ama sizin de söylediğiniz sosyal medyada izleyicilerimizden, taraftarlarımızdan inanılmaz yoğun bir reaksiyon ve tepki var.”

“GALATASARAY ŞİKAYETİ İKAME EDECEĞİM DERSE EDER” 

Kimin yalan attığı ve kıvırdığı bu belge ile ortaya çıktı mı? Çok bir şekilde çıktı. Burada Galatasaray etmiş olduğun telkinin gereğini kendisi yerine getirip hassasiyet gösterecek mi bundan sonra bakacağız. Kimin yalan attığını, kimin kıvırdığını biz belgelerle ortaya koyuyoruz. Biz kurumsal refleksleri olan, şeffaf, ilkeli, Galatasaray değerlerini sosyalleşme süreci ve kültürünü önceleyen bir spor kulübüyüz. Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlerinden bir tanesiyiz. Galatasaray Spor Kulübü şikayeti ikame edeceğim derse eder.  Çok net yani bu. Tartışmaya mahal vermeyecek kadar aşikar. Hiçbir baskı ve tehdide boyun eğmeden hukuk devletinin gereği olarak hak arama özgürlüğünü kullanır ve şikayetini yapar. Bizi başkalarıyla karıştırmasın Sayın Kıran. Biz şikayet ediyoruz dersek ederiz. Dolayısıyla kıvırmasınlar yalan söylüyor şeklindeki beyanlar çok uygun ve şık olmadı. Bu belge ile birlikte kimin kıvırdığı ve yalan söylediği ortaya çıkmış oldu.”

“PFDK’YI DA ŞİKAYET ETTİK” 

“Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na da şikayet yaptık. O da yakın zamanda tartışılabilir. Onun da tarihini bu vesile ile söyleyeyim. Şikayet yapmadılar denilebilir. Onu da tarihe not düşelim. 27 Ağustos’ta da Profesyonel Futbol Disiplin Kurulundaki başkan ve üyeleri şikayet ettik. Sadece Tahkim şikayetimizde iki kişi muhalif kalmış. Muhalefet şerhini istemiştik. Hanımefendi onlar bize geldi. O iki üye hakkındaki şikayetimizi, sayın başkanımızın talimatıyla vazgeçeceğiz.”

“TEK DERDİ, TFF VE KURULLARININ ŞİKAYET EDİLMEMESİ” 

“Bir diğer mesele, başkanımızın kendisine özür dilediğini iddia ediyor Sayın Tahir Kıran.  Sayın başkanımız kendisine dönemediği için özür dilemiş. Mesajları bizatihi ben gördüm. Konunun aslında hiç bir özrü yok. Sayın başkanımızın, 17.22’de tarafıma ve bütün profesyonel çalışanlara ve aynı zamanda Yönetim Kurulu Üyelerine atmış olduğu bir twit var bu konu ile ilgili. Demiş ki sayın başkan, ‘Rezan Bey, ekte bana iletmiş olduğunuz sözleşme şartları iyi niyetten uzak ve tek taraf niyetler barındırmaktadır. Açıkçası benim açımdan anlaşma içerisinde bulunan talepleri Galatasaray Spor Kulübü’nün kabul etmesi mümkün değildir. Bu çerçevede herhangi bir anlaşma zemini bulunmamaktadır. Bu mail yazıldığı an itibarı ile anlaşma niyetimiz masadan kalkmış bulunmaktadır. Bu versile ile müzakere sürecine vakit ve emek veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.’ Bizim başkanımız bu kadar nezaketli, bu kadar kadar kıymetli ve bu kadar beyefendi bir insandır. Bizim başkanımız Galatasaray’ın değerlerini içselleştirmiş, nezaketten asla taviz vermeyen ama Galatasaray’ın menfaatlerini önceleyen, Galatasaray’ın menfaatlerini olmazsa olmaz yapan bu kulübün seçilmiş başkanıdır. Öncesinde bu mail Tahir Bey’e de gitti. Müzakereyi sürdürmediğimizi kendisine söyledik. Ben de telefonda söyledim. Bunun kabul edilemez olduğunu sayın başkanımız da söyledi. Daha sonra arkadaşlarınıza da böyle bir mail attı. Bende mesajlar var diyor. Bende de Sayın Tahir Kıran’ın mesajları var. Özel hayatın gizliliği, kişisel verilerin korunması hassasiyeti dolayısıyla ben bunları paylaşmayacağım. ‘Kardeşim sen bu işi halledersin’ diyor bana. Ben de diyorum ki, ‘Bu olmaz’. ‘Sen başkanı ikna edersin. Bu Tahkim Kurulunu şikayetten vazgeçelim.’ diyor. Yani Sayın Tahir Kıran’ın anlaşma, uzlaşma, sulh, ibra, paranın ödenmesi gibi bir derdi yok. Sayın Tahir Kıran’ın Tahkim ile ilgili yaptığımız şikayetin vazgeçilmesi, bir daha Türkiye Futbol Federasyonu’na hiçbir şikayet ikame etmemize dair bir meselesi var. Bende mesajları duruyor. WhatsApp mesajları. Paylaşabilirim kendisiyle de. Gönderebilirim ne zaman isterse. ‘Sana güveniyorum. Sen ikna edersin. Sen başkanla konuş. O seni dinler.’ Ben de diyorum ki kendisine, ‘Bu onursuzluktur bu kabul edilemezdir. Galatasaray Spor Kulübü böyle bir açıklama yaptıktan sonra asla ve asla geri adım atmaz. Tahkim şikayetinden vazgeçmez. Bizde bu mesajlar duruyor. Biz de kalkıp bunları mı açıklayalım? Biz nezaketli kaldık, beyefendi kaldık, bunları açıklamadık. Özel hayatın gizliliğine dikkat ettik ama bel altı vurulursa da gerekeni söylemek zorunda kalırız.”

“KUTUPLAŞTIRMA, İKİLİK ÇIKARMA GAYRETİ GALATASARAY’DA PRİM YAPMAZ” 

“Bir diğer husus Fatih hocamızla ilgili. Çok müspet değerlendirmeler yapıyor Sayın Fatih Terim ile ilgili; ama sayın başkanımız ve benimle ilgili çok daha farklı, menfi değerlendirmeler yapıyor. Düne kadar Sayın Fatih Terim ilgili neler söylediğini bütün kamuoyu biliyor. Fatih hoca bizim için çok değerli ve kıymetlidir. Futbol şubemizde erkek futbol takımının teknik direktörüdür. Evet çok kıymetlidir. Teknik konuların tamamında tek yetkili isimdir fakat Galatasaray’ın idari ve yönetsel birçok parametresi var. TFF ile ilişkiler, Kulüpler Birliği amatör şubelerimiz var, iktisadi süreçler var… Galatasaray’ın idari ve yönetsel anlamdaki tek patronu Sayın Burak Elmas’tır. Seçilmiş, Galatasaray’ın teveccühüne mazhar olmuş bir kişidir. Galatasaray’ın vicdanı olan Galatasaraylılar, kendilerine bu koltuğu yönetimimize emanet etmiş. Dolayısıyla buradan Florya ile bizim aramızda bir ikilik çıkarmaya matuf bir şey iş yapmaz. Prim yapmaz bu. Eğer birini iradesini esas alacaksa kimin iradesi bu konuda belirleyici diyorsa Sayın Kıran, Galatasaray Spor Kulübü’nün tek patronu Sayın Burak Elmas’tır. Galatasaray Spor Kulübü’nün başkanıdır. Genel Kurulun teveccühüne mahzar olarak seçilmiş isimdir. Dolayısıyla bir iradeyi esas almak istiyorsa sayın Burak Elmas’ın iradesini esas alabilir. Kaldı ki bu, idari ve yönetsel bir konudur. Bu konuda karar vermeye ilgili ve yetkili olan sayın başkanımız Burak Elmas efendi ve Yönetim Kurulumuzdur. Buradan bir ikilik çıkarıp bir ayrıştırma ve spesifik bir kutuplaştırma girişimi Galatasaray’da sökmez. Çok uyumlu, ılımlı bir birlikteliğimiz var. Hiç boşu boşuna bir çaba sarf edilmesin.” 

Son olarak Ek 2’yi getirelim. Disiplin Kurulu’nu 27 Ağustos’ta şikayet etmişiz. Bu da onunla ilgili belge. Bunu da bulup yapabilecekleri ne varsa yapsınlar. Böyle bir çaba içerisinde olduklarını görüyoruz. Kendini ilgilendirmeyen dosyalara müdahil olup araştırma ile ilgili  olağanüstü hassasiyet gösteriyorlar.

“NİÇİN TAHKİM KURULU ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇMEMİZ İÇİN BİZE PROTOKOL GÖNDERİYORSUN?”

Ek-3’e bakalım. Temel problem aslında bu. Yüzde 10 cezai şart bizim için önemli değil. Oyuncu yetiştirme tazminatı ve dayanışma tazminat hiç önemli değil yazmış. TFF Tahkim Kurulu üyelerine karşı Cumhuriyet Savcılığı nezdinde bulunan şikayetten vazgeçecektir maddesi konmuş. Seninle benim aramdaki sulh ve ibra protokolü. Ben zaten seninle ilgili

Yargıtay dosyamdan vazgeçmeyi taahhüt ediyorum. Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi dosyasında görülen, 2021/5 K. Sayılı davadan vazgeçeceğimi taahhüt ediyorum. Çünkü ibralaşıyoruz, sulhe varıyoruz. Bir daha bu parayı isteme imkanı yok senden. Neden Tahkim şikayetinden vazgeç diyorsun. Seni Tahkim şikayeti ne ilgilendiriyor ki? Bu adamlar görevi kötüye kullandı. Biz futbolun tüm paydaşları adına görevini kötüye kullanan bu kimselerle ilgili hak arama özgürlüğümüzü kullandık. Başsavcılık makamı bir karar verecek. Varsa itiraz kanun yoluna başvuracağız. Hepimiz saygıyla karar vereceğiz. Niçin Tahkim Kuruluna yaptığımız şikayetten vazgeçmek için bize böyle bir protokol gönderiyorsunuz? Sen bizim kurumsal reaksiyonumuza, tüm futbol paydaşlarına verdiğimiz taahhüde halel getirmeye çalışıyorsun.” 

Rizespor’un kulübümüze gönderdiği protokolde yer alan madde:“Taraflar, gelecekte işbu uyuşmazlığa sebep olan sürece ve sonrasına ilişkin birbirlerine veya başka kişi ve kurumlara karşı herhangi bir yargı yoluna başvurmayacaklarını kabul, beyan ve taahhüt ederler. Taahhütlerine uymayan taraf, diğerine 1.300.000 Euro tazminat öder.” 

“Ben Disiplin Kuruluna, UÇK’ya, Tahkim Kuruluna gitmeyeceğim, kimseye dava açmayacakmışım. Bu sizi niye ilgilendiriyor? Bunu bana neden dayatıyorsunuz? Niçin bana WhatsApp mesajlarında, ‘Bunu sen çözersin, başkanı ikna edersin, Tahkimi hallet’ diyorsun. Ben de, ‘Bunu yapamayız. Bu asla kabul edilebilir bir şey değil’ diyorum.” 

“Niçin? Tek amacın ve gayen bu. Bunu yapmazsak 1.3 milyon Euro tazminat. Yönetici veya kurumlara ileride dava açarsak 1.3 milyon Euro tazminat ödeyecekmişiz. Bu meselenin özü budur. İfadeler yanıltıcıdır, insan bazen olasılıklar üzerinde düşündüğünde gerçekleri ıskalayabilir. Çünkü gerçekler burada, belgeler burada. Ne olacak bundan sonra? Bu parayı ödesinler, kıvırmasınlar dedi değil mi?” 

“TFF, UEFA’DAN BİZE GELECEK PARAYI KESİP RİZESPOR’A VERECEK”

“Tahkim Kuruluna karşı hem oyuncumuzun avukatı hem de biz AİHM’e başvuru yapıyoruz.

Devam eden bu süreçle ilgili Yargıtay’da dosyamız var. Kararı Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz ettik. Dosya Yargıtay’a gitti. Orada hukuki sürecin nihayete ermesini bekleyeceğiz. Bu arada Tahkim Kurulunun hukuka aykırı kararı nedeniyle  oyuncumuz mağduriyet yaşadı. Yani çalışma özgürlüğü ihlal edildi. Yani anayasa ile güvence altına alan temel ve özgürlükleri, hakkın özüne dokunacak şekilde, ölçülülük ilkesine aykırı şekilde ihlal edildi. Dolayısıyla bu sorunun, vize ve lisans verilmemesi noktasındaki sorunun çözülmesi zarureti var. Ne yapacağız? Çok net ne yapacağımız. Gidip Rizespor’a para falan ödemeyeceğiz. Demiş ya kıvırmasınlar diye. Ne olacak biliyor musunuz? UEFA’dan gelen paralarımız var bizim. Bu hafta içi TFF’den gelen açıklamaya göre ayın 31’inde yayın haklarından gelen paramız var. Federasyon biliyorsunuz bunları kesiyor. Kesmeyin, bize ödeyin, hukuki süreç devam ediyor, aksi takdirde hukuki yollara başvururuz. Bu paraları bize ödeyim şeklinde dilekçemiz var. Resmi kayıtlara girmiş bu dilekçemiz olmasına rağmen büyük ihtimalle buradaki paralarımız kesilecek ve ödenecek zikredilen rakamla. Oyuncumuzun da vizesi ve lisansı çıkmış olacak. Biz de Yargıtayda, uzlaştığımızda feragat edebiliriz dediğimiz dosyayı yasal çerçevede takip edeceğiz. Eğer o dosya da bozulursa hukuk devletinin gereği olarak, hak arama özgürlüğü gereği olarak, Tahkim Kurulunun verdiği kadar bozulursa, TFF’nin bizden kesip onlara ödeyeceği parayı yasal faizi ile birlikte iadesini talep edeceğiz. Reddedilirse bizim başvurumuz hukuk devletinin gereği olarak verdiği karara saygı duyacağız. Ulusal ve uluslararası alanda bütün hukuki yolları tüketeceğiz.” 

“GASP ETTİLER DİYEN TAHİR KIRAN DİSİPLİNE SEVK EDİLECEK Mİ?”

Bu konu ile ilgili de bir mukabele gelmezse başka de bir açıklama ve değerlendirme yapmayacağız. Gelirse biz de 30 milyonluk bir camiayı temsil ediyoruz. Sonuna kadar kendi camiamızın menfaatlerini savunuruz, önceleriz.  Bütün bu problem, futbolun paydaşları adına, adalet için ortaya koyduğumuz irade ile açıklanabilir. Bizim başkanımız haraç kesiyorlar dediğin için, suç örgütü dediği için, sayın başkanımıza 45 gün hak mahrumiyeti cezası verdiler. Bugün Sayın Tahir Kıran gasp ediyorlar bizi dedi. Haraç kesme ifadesinden daha ağır. Futbolda şiddet ve düzensizliği arttıran, teşvik eden bir ifade. Dolayısıyla 6222 Sayılı Kanuna göre, aynı zamanda Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu bakımından da Futbol Disiplin Talimatı’na göre hukuka aykırılık var. Sayın Tahir Kıran’ı bu federasyon hukuk kurulu acaba disipline sevk edecek mi? Haraç kesiyor diyen başkanımıza 45 gün verildi. Gasp ediyorlar bizi diyen Sayın Tahir Kıran’a acaba aynı hassasiyet gösterilip bir disiplin sevki yapılacak mı? Bunu da takip edeceğiz.” 

“ŞOV YAPAN BELGELERİYLE ORTAYA ÇIKTI”

Kendi ifadeleriyle yalan demeç veren, şov yapan veya kıvıranın kim olduğu belgeleriyle ortaya çıktı. Gerisi artık kamuoyunun takdirdir. Kamuoyu zaten bütün bunlara vakıf oldu. Bu Galatasaray’ın sponsorlarından da bahsetmiş. Buna da bir açıklık getireyim. Rizespor’un sponsorları, iştirak şirketi yöneticileri, ortakları, TFF’daki hangi görevliler bir kamu bankasından kredi aldı? Biz bunları biliyoruz. Bizi bırakın artık 80 milyon bu konuları biliyor. Kamuoyunun bildiği maruf bir vakayı artık tekrar tekrar dillendirmeye gerek yok. Zaten kamuoyu bunun takdirini yapacaktır. 

“Kamuoyu tüm bunların takdirini yapıyor. Böyle bir açıklama gelmeseydi biz konuşmayacaktık. Ben artık meseleyi kişiselleştirmek istemiyorum. Sayın başkanın kendisine özür mesajı attığını söylüyor, başkanımız söyledi çok nezaketli bir şekilde telefona dönemediği için özür mesajı atmış. Bana da okuttu. Kendisinin de bana attığı mesajlar var. Biz ama bunlara atıf yapmıyoruz özel hayatın gizliliği ve nezaket gereğince. Ben kendi adıma konuşayım tehdit edeceklerini, baskı kuracaklarını, geçmiştekilerle veya benzerleriyle mukayese ederek bizi sindireceklerini zannediyorlarsa yanılıyorlar. Biz tehditlere, baskılara boyun eğmeyiz. Bizim tek bir derdimiz var. Başta hiçbir kimlik ve gözlük asla ve asla bunun arkasında yok olamaz da. Türkiye Futbol Federasyonu’nun hukuk kurulları statü değişikliğiyle birlikte onları artık Genel Kurul seçecek. Bu hukuk kurullarının tarafsız ve bağımsız olması, bizim mücadelemiz bu. Biz bunu sadece kendimiz için değil, bütün futbol paydaşları için istiyoruz çünkü hukuk bumerang gibidir atarsınız gelip sizi bulur. Adaleti biz kendimiz için istemiyoruz. İsteseydik bu bir talepti. Biz adaleti başkaları için istiyoruz. O yüzden bir tavır ve irade… Bütün futbol paydaşlarının da bu tavır ve iradeye sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum.” 

Rezan Epözdemir, Çaykur Rizespor’un UEFA Avrupa Ligi’nde tur atlayan Fenerbahçe’yi tebrik edip Galatasaray’ı tebrik etmemesiyle ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:

“Rizespor ve Rize halkıyla bizim hiçbir sorunumuz yok. Onlar bizim için çok değerli ve kıymetli. Yıllardır da böyle dostane ilişkilerimiz var. Hiçbir sorunumuz, problemimiz olamaz. Rize özelinde hiçbir önyargımız olamaz. Dolayısıyla Rize halkı bizim için çok kıymetlidir. Rizespor da öyledir. Bu açıklamayı talihsizlik olarak görüyorum. Herkes kendine yakışanı yapar. Açıklamaya baktım yorum yapmaya değer görmedim.” 

GALATASARAY ASLA SESSİZ KALMAZ

“Biz bu konuyla ilgili artık spor kamuoyunu ve gündemini meşgul etmek istemiyoruz. Devam eden derdest bir hukuki süreç var. Hukuk devletinin gereği olarak hak arama özgürlüğümüzü kullandık. Bize gelen paraları da TFF vermeyin dememize rağmen ödeyecek. Oyuncu da en kısa sürede zaten formasına kavuşacak. Sonrasında Yargıtay dosyası müspet sonuçlanırsa ödediğimiz paranın, daha doğrusu bizden kesilen hukuksuz paranın faiziyle iadesini talep edeceğiz. Aksi karar da çıkarsa saygıyla karşılayacağız. Bize göre bu mesele kapanmıştır. Spor kamuoyunu bu gündemle artık meşgul etmemek gerekiyor diye düşünüyorum naçizane benim kanaatim ama bir açıklama gelirse Galatasaray asla sessiz kalmaz. Biz nezaketi, kurumsallığı önceleyen ama Galatasaray’ın menfaatlerini de sonuna kadar savunan bir anlayışı egemen kılmak isteriz.”

GALATASARAYLILAR MÜSTERİH OLSUNLAR 

Son olarak Galatasaray camiasına mesajını ileten Rezan Epözdemir, şunları söyledi:

“Merak etmesinler, müsterih olsunlar. Biz hem camiamız hem taraftarlarımız hem üyelerimiz çok kocaman bir aileyiz. Kocaman yürekli bir aileyiz. Bir teveccüh gösterdiler ve bu görevi bize layık gördüler. Bu aynı zamanda ciddi bir sorumluluk. Netice itibariyle bizler de buralarda gelip geçiciyiz. Görev yaptığımız dönemde zaman, zemin, koşullar, konjonktür ne olursa olsun eğilmeden, bükülmeden nezaketten de taviz vermeden Galatasaray’ın menfaatlerini önceleyerek sonuna kadar hukuki mücadelemizi vereceğiz. Galatasaray’ın haklarını yedirmeyeceğiz. Menfaati için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu konuda endişe etmesinler, müsterih olsunlar.”

Başkanımız Mustafa Cengiz’den gündeme dair açıklamalar

Başkanımız Mustafa Cengiz gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Başkanımız Mustafa Cengiz gündeme dair açıklamalarda bulundu.

VAR sisteminin bozulduğunu belirten Başkanımız tartışılan uygulama ile ilgili şunları söyledi:

“Özellikle biz VAR sistemini bozduk maalesef. Biz elle gol atılacağını öğrendik. VAR’da oturan hakem de hepimizin uluslararası başarılarından övündüğümüz bir hakem ve yardımcısı, şok yaşadık. Buradan çok teknik konulara girmek istemiyorum, daha önce de anlattım: VAR odasında 20 kamera varsa, 20 görüntü akar. Bunları direkt VAR hakemleri görmez. O görüntülere teknik sorumlular bakar, onlar seçer ve hakemler kameraları ister. Siz bunları hızla hazırlayıp yayına veremezseniz, eksik görüntü çıkar. Ben kasıt var, bir takımın fanatik taraftarı saklıyor demiyorum. Eğer durum zaten oysa iyice yandık demektir. TFF, fiziki altyapısı çok iyi olmasına rağmen kişisel olarak hazırlanamadı. Hakemler de hazırlanamadı. “

“HAKEM GÖRMEDEN ELLE DE ATILIYOR”

Kamera kalitesinin VAR için yeterli olmadığını belirten Başkanımız Mustafa Cengiz, “Sezon öncesi toplantıya Oğuz Sarvan ve ekibi de geldi, ‘hakemin VAR’a gitmesi sicillerini kötü etkiliyor’ dedi. Böyle bir şey yok. Ben de şu an konuşurken bir hata yapabilirim, yanlış konuşabilirim. Bilmeden ve kastım olmadan. Bunu düzeltmek insani bir şey, VAR’a gitmekten neden korkuyorsun? Gerçi VAR’a gitmekten biz de korkuyoruz artık, diagonal çizgiler çiziliyor VAR’da. Elle çizilen çizgi oluyor, hakem görmeden elle de atılıyor ya, Tanrı’nın eli. Futbolcunun topa vurduğunu gösteren küçük bir kare vardı, o karede topa baktınız mı? Top orada Amerikan futbolu topu, elips durumda top. Yayıncı kuruluşa soruyorum, kameraların frame rate’leri iyi olsa, o top vurulduğu anda top gibi görünür. 2 milisaniye oynatırsan 10 santim ofsayt görülür. Orada 60’lık, 120’lik kameralarla çekerseniz top bombe yapar, vuruş anını göremezsiniz. TFF çok masraf etti VAR odası için, paralarını da kulüpler ödüyor, onu da söyleyeyim” şeklinde konuştu.

“GÜNDELİK BAŞARILARA, HAFTALIK HAFIZALARA SAHİBİZ”

Kendilerinin kulübümüzde emanetçi olduğunu ve bunu gelecek nesillere iyi bir şekilde aktarmak istediklerini söyleyen Başkanımız, “Öncelikle şunu vurgulayalım, insanlarımız haklı. Gündelik başarılara endeksliyiz, haftalık hafızalara sahibiz. Buna ben de dahilim, kimseyi özellikle eleştirmek için söylemiyorum. Değerli arkadaşlar, Galatasaray son iki yılın şampiyonu. Galatasaray, tarihinde ilk defa kâra geçti, kayyım tehlikesini atlattı, resmi kâr açıkladı. Galatasaray, şartlar böyle giderse, 2-3 yıl içerisinde de dernek bazında borcunu sıfırlayacak. Hedefimiz bu. Biz gelecek kuşaklara bunu teslim etmek istiyoruz. Biz burada emanetçiyiz. Bu emanet bizim aklımıza, vizyonumuza teslim edilmiş. Doğruluk ve dürüstlük yetmez doğru yönetmeniz gerekir. Biz Türkiye’de içinde bulunduğumuz şartlarda doğru yönettiğimize inanıyoruz. Şunu net olarak görmek gerek, haddimizi bileceğiz, herkes de haddini bilecek. Biz şu anda üç yılda 147 milyon Euro zarar bildirmemize ve limitimiz 5 milyon olmasına rağmen 142 milyon aşımla, çok doğru bir sunum ve anlatım yaparak camianın büyük desteğiyle mali durumumuzda kıpırdanma yaptık ve UEFA ile 4 yıllık yapılandırma anlaşması yaptık. UEFA tarihinde bu bir ilk, üst üste iki defa yapılandırma yapan tek takımız. Aynı UEFA şu anda bizi örnek gösteriyor. Bu, Türkiye için onur verici. Sadece Galatasaray için değil. Buna inanmayanlar CAS’a gitti, CAS’ı da kazandık. Hedefimiz dünyanın tepesi ama realist olmak gerek maalesef 5 büyük ülke ligiyle diğer ülkeler arasındaki makas açıldı. Bunun en büyük nedenlerinden biri, “co-efficient” denilen ortak etkileşim. Nedir bu? Geçmiş 10 yıldaki başarılara bakarak takımlar sıralanıyor, en üste en başarılı takım konuluyor. Böyle yapıldığında Türk takımları ve diğer liglerin takımları 20’nci, 30’uncu sıraya düşüyor ve gelirden alınan paydan bununla birlikte düşüyor. Bir taraf yüz milyonlarca Euro kazanırken diğer takımlar 1.5-2 milyon Euro’nun peşine düşüyor. Bu da endüstrileşmiş futbolda kaliteyi düşürüyor ve aradaki fark doğuyor. Bu sadece Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray için değil, maalesef diyorum ki, diğer takımlarımız için de geçerli olduğunu gördük. Bu yürek sızlatan bir şey bizim için. Biz hala ülke puanının önemine, bu ülkede siyasi, dini, sosyal, sınıfsal, tarikatsal ayrımlar olmadan bir takım tutma bilincine inanıyoruz. Aynı aile üyelerinin farklı takımlar tutabildiği bir toplum yapısına sahibiz. Bu nedenle ülkenin temsili için tüm takımlarımızın başarılı olmasını isteriz. Tabii ben Galatasaray’ın en tepede olmasını isterim çünkü ben bir Galatasaray taraftarıyım. Ama takımlarımızın hepsinin ülkemizi temsil etmesini, Avrupa’nın büyük futbol ülkeleri gibi Şampiyonlar Ligi’ne dört takımımızın direkt katılmasını ama Galatasaray’ın da en üstte olmasını isterim” açıklamasında bulundu.

“PARİS’TEKİ TARAFTARLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Taraftarımızın Paris’te yaşadığı olaylara da değinen Başkanımız, “Paris’teki taraftarlarımıza tekrar teşekkür ederim. Ben de oradaydım. 18 yıl önceydi sanırım Paris’te seyircilerimize karşı çok tatsız olaylar oldu. Bizi en çok üzen şey seyircilerimize yapılan baskıydı. Taraftarlarımıza, kendilerine yapılan saldırıya gösterdikleri reaksiyon için tebrik ederim. 1500’e yakın seyircimiz ara ara PSG taraftarlarını susturduğu için de ayrıca onlara teşekkür ederim. Taraftar ve seyirci olmazsa futbol diye bir şey yoktur. Bu da popülizm değildir, çünkü futbolun kendisi zaten halka aittir. Futbolun özünde bu vardır, bu unutursanız geriye bir şey kalmaz. Futbol seyirciyle, taraftarla güzeldir. Şükür ki biz Türkiye’nin en büyük taraftarına sahip kulübüz” şeklinde konuştu.

“FATİH HOCA İLE FUTBOLCULAR ARASINDA HİÇBİR SORUN YOK”

Teknik Direktörümüz Fatih Terim ile oyuncuların arasında hiçbir problem olmadığının altını çizen Başkanımız, “Hocamın söylemleri yanlış anlaşılıyor. Yorumları ben de okuyorum. Hocam da kendine göre haklı, yorumcular da haklı. Ben burada oyuncu izleme ekibimizi ya da teknik ekibimizi suçlayamam. İnsanın yaradılışında, fıtratında var. Bazıları tutmayabiliyor. Kadromuzdaki bütün futbolcular çok değerli ve hepsi bir dünya yıldızıdır, geleceğin yıldızıdır. Galatasaray gibi büyük takımlarda transferler bitmez. Hocanın söylemek istediği şu, bizim 10’a yakın sakat oyuncumuz var. Biz bunu diğer Avrupa kulüpleriyle kendi aramızda tartışıyoruz. Milli takım araları maalesef takımlara büyük zarar veriyor. Milli takımlara gidenler farklı teknik direktörlerle farklı yüklemeler yaptığı için farklı sakatlıklar oluşuyor. Galatasaray, güneş gibidir. Güneş tutulmaları olabilir. Ortalık karanlık görülebilir. Ama güneş oradadır, o güneş de işte Galatasaray. Transfer Ocak’ta da olabilir, Haziran’da da olabilir. Galatasaray’da transfer bitmez. Hoca da bir taraftar. Hoca belki de bizden fazla üzülüyor. Çünkü o aynı zamanda bir de teknik sorumlu. Şunu söyleyeyim, ne olursa olsun, sorumluluk bendedir. Judoda da basketbolda da voleybolda da, ben teknik olarak karışmasam da kusursuz sorumluluk ilkesi gereği sorumluluk bendedir” ifadelerini kullandı.

“GALATASARAY BİR GÜNEŞTİR. ARA SIRA DA GÜNEŞ TUTULMALARI OLABİLİR. GAYET DOĞAL”

Kulübümüzün çok büyük bir marka olduğunu vurgulayan Başkanımız, “Biz geldiğimizde enkaz falan bulmadık. Enkaz olsa kaldırırsın. Ama maalesef sistemin içinin çürüdüğünü gördük. Bu bir yönetimle de olmaz. Fakat maalesef şartlar mı diyeyim, koşullar, ülkenin durumu mu diyeyim… Biz titiz insanlarız. Biz devletten geldik, resmi gazete de dahil bulunduğum yerleri hep sıfırdan yaptım. Hiç hazıra konmadım. Hep uğraştık. Sistemi biz oturttuk. Biz geldiğimiz zaman futbolda transfer yasağı vardı ve 5 iş günü süremiz vardı. Basketbolda transfer yasağı vardı. Bu arada aklınıza gelebilecek her yerden icra vardı. Biz Lorik Cana’nın, Johan Elmander’in menajer paralarını yeni ödedik. Şimdi yeni bir belge daha geldi. Orduspor’dan da 2.5 milyon euro alacağımız varmış. Ancak Orduspor kapanmış, ona da muvafakatname vermişiz TFF’den alsın diye. Ancak maalesef Yeni Orduspor kurulmuş, hukuken karşımızda Orduspor diye bir şey yok. Oradan da gitmiş 2.5 milyon euro. Ama şundan emin olun, Galatasaray dünyada çok büyük bir marka, çok büyük bir isim. Altın yere düşmekle hiçbir şey kaybetmez. Galatasaray bir güneştir. Ara sıra da Güneş tutulmaları olabilir. Gayet doğal” ifadelerini kullandı.

“GALATASARAY YARIN GENÇ VE BONSERVİSLİ OYUNCULARA GİDEBİLİR”

Falcao’nun çok fazla eleştirip eleştirilmediği sorusu üzerine “Biz bazı şeyleri zamana bırakmak istiyoruz” diyen Başkanımız, “Falcao karakterli bir insan. Biz hiç kimseye bonservis ödemedik. Sadece Babel’e bir imza parası ödedik, onun dışında oyuncularımızı bonservissiz aldık. Galatasaray yarın bonservisli, genç oyunculara gidebilir. Fakat biz alınan maaş açısından ödediğimiz ücretleri kesinlikle düşürmek, aşağılara çekmek istiyoruz. Şu anda bize göre hala yüksek. Tabii geçmişten gelen zorunlu sözleşmelerimiz var. Bir futbolcunun bize maliyeti 28, birinin 26, birinin 24, birinin 22. Bu bize böyle geldi. Hiçbir yönetimi eleştirmek için bunu söylemiyorum, herkes kendi şartlarında haklıdır. Biz bunu düzeltmeye çalışıyoruz. Bizim de maaş bağlamında Falcao’ya ödediğimiz miktar yüksek ama Falcao bir dünya yıldızı. Şöyle söyleyebilirim: Falcao’nun bizden alacağı ücret kendisine teklif edilen diğerlerinin çok çok altında. Bundan eminiz ve bunu biliyoruz. Umarız Falcao o hırsıyla 90 dakika mücadele edecek hale gelecek, dileğimiz bu” ifadelerini kullandı.

 

Kulübümüz ile Nesine.com arasında sponsorluk anlaşması imzalandı

Türkiye’nin spordaki öncüsü Galatasaray Spor Kulübü ve spora verdiği önemli desteğini her zaman sürdüren bahis sektörünün lider markası Nesine.com, yeni sezonda futbol takımının “Resmi Bahis Sponsorluğu” kapsamında forma kol sponsorluğu için imza töreni gerçekleştirdi.

Türkiye’nin spordaki öncüsü Galatasaray Spor Kulübü ve spora verdiği önemli desteğini her zaman sürdüren bahis sektörünün lider markası Nesine.com, yeni sezonda futbol takımının “Resmi Bahis Sponsorluğu” kapsamında forma kol sponsorluğu için imza töreni gerçekleştirdi.

Başkanımız Mustafa Cengiz, Yönetim Kurulu Muhasıp Üyemiz Dorukhan Acar ve Nesine.com Yönetim Kurulu Başkanı Halit Gülbakanoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilen törende kulübümüz ve Nesine.com arasında anlaşmanın detaylarına dair bilgiler aktarıldı.

Başkanımız Mustafa Cengiz, sözlerine taziye ile başlayarak, “Dün Yaşamını yitiren, ultrAslan’ın değerli koordinatörlerinden Ulaş Bayam kardeşime Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına da sabır diliyorum.” diye konuştu.

Tedavisi süren erkek voleybol takımımızın başantrenörü Nedim Özbey’e geçmiş olsun dileklerini ileten Başkanımız, “Erkek Voleybol başantrenörümüz ve çok değerli bir insan olan Nedim Özbey hocamıza da tekrar buradan geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Onun Türkiye’ye intikali için çaba gösteren, ambulans uçak yollayan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve devlet görevlilerine tekrar teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Nesine.com ile yapılan anlaşmanın kulübümüz için çok kıymetli olduğunu ifade eden Başkanımız Mustafa Cengiz, “Nesine.com’a çok teşekkür ediyorum. Pandeminin spor ve futbol dünyasında yarattığı ağır koşullarda omuz veren, elini taşın altına koyan, tüm sponsorlarımıza çok teşekkür ediyorum. Nesine.com en sıkıntılı olduğumuz anda kol sponsorluğuyla, Türk sporunun en önemli temsilcisi olan Galatasaray’a destek oldu. Halit Beye bu bağlamda çok teşekkür ediyorum. Nesine.com’un bize katkısı epey büyük. Sponsorluğun daraldığı dönemde, seyirci gelirlerinin sıfıra indiği bugünlerde, sadece görsel yayıncılık ile süregeldiğimiz günlerde destekleri bizim için çok kıymetli. Yayıncı kuruluşa hak verdiğimiz noktalar var; ancak Türk sporunun, futbolunun yayıncı kuruluşa desteğine ve sponsor desteğine çok ihtiyacımız var. Özellikle iddaa konusunda, devletimizin dışa olan kaybının önlenmesi için bir an önce iddaa oranlarını, katılımcıların parasının yurt dışına gitmemesi için gerekli aktivasyonu alması gerekiyor. Halit beyden öğrendiğim kadarıyla 60-65 milyar TL civarında bir yurt içi hasıla var. Maalesef aynı miktarda yurt dışında oynama var. İnternet üzerinden oynanan ve yasal olmayan bahis siteleri var. Devletimiz bunların önlemini aldı. Bazen yüzde 10-15 olan yasal bahis oynama oranları bugün yüzde 50’lere çıktı. Liberal ekonomiye uygun önlemler alınarak, bu oranları yüzde 80’e, 90’a, 100’e çıkararak Nesine gibi ulusal yerli şirketlerimize kalmasını diliyoruz.” şeklinde konuştu.

Nesine.com ile yapılan anlaşmanın detaylarına dair bilgiler aktaran yönetim kurulu muhasip üyemiz Dorukhan Acar ise “Bütün Nesine ekibine teşekkür ediyorum. Sponsorluğu sabit kısmının dışında piyango kısmı kolay olmadı. Çok uğraştık bunun için. Çok önemli bir sponsorluk. Piyangonun da sabit bir bacağı var. Toplam 10 milyon TL’lik bir anlaşma içinde sabit gelirimiz var. Yarın itibarıyla 5 TL’den satılacak olan biletler 3 ay satıldıktan sonra, mart sonu bilet satışı bitiyor. 17 Nisan’da çekiliş ile hediyeler dağıtılıyor. Biz Galatasaray olarak ne kadar çok bilet satabilirsek bu rakam o kadar yukarıya çıkacak. Ödüller sabit. 3 milyon TL bilet satarsak, 15 milyon TL bilet geliri, maliyetleri çıkınca geriye kalan meblağ Galatasaray’a gidiyor. Sadece maddi değil manevi ödüller de koyalım dedik. Para ile satın alınamayacak şeyleri de taraftarlarımıza sunalım dedik. Nesine.com ile birlikte bunları da çalıştık. Dolayısıyla çok umutlu olduğumuz bir proje. Hem bir sabit gelirimiz var hem de geleneksel sponsorluk verebilecek bir yaklaşım. Taraftarımız angaje oldukça yukarı doğru giden bir anlaşma. O yüzden oldukça umutluyuz. İki piyangoluk bir anlaşma yaptık. İnşallah mayısa doğru şampiyonluk yolunda bir piyango daha yapacağız. Anlaşmamız bu şekilde. Tekrar teşekkür ederim.” dedi.

Nesine.com Yönetim Kurulu Başkanı Halit Gülbakanoğlu ise kulübümüz ile yapılan anlaşma ile ilgili şu konuşmayı yaptı:

“Nesine.com olarak Galatasaray ile olan ilişkimiz bugün başlamıyor. Geçmiş yıllar dayanıyor. Geçmiş yıllarda Galatasaray resmi bahis sponsorluğu ve Galatasaray Erkek Basketbol Takımı forma sponsorluğu ile başlayan bir ilişkimiz vardı. Bu geçen süreç içinde pozitif manada yöneticilerle sürekli dirsek temasında olarak bu ilişkiyi nasıl geliştirebiliriz, ilerletebiliriz uğraşı içindeydik. Ne mutlu ki bu sefer çok daha güzel ve büyük bir sponsorluğun duyurulması için buradayız. 2020-2021 sezonunda Galatasaray’ın formasının kolunda Nesine.com’un olduğunu görmek bizi mutlu ediyor ve heyecanlandırıyor.”

“Anlaşmamız gereği her şey yolunda giderse, bir sonraki yıl da Galatasaray’ın kolunda olup bu desteğimizi vermek istiyoruz. Biz Türk sporunun yanında olmayı görev biliyoruz. Buna inanıyoruz, fotoğrafı böyle okuyoruz. Türk sporunun saygınlığına katkı sağlamak için, Türk sporseverin bu spor daha fazla sevmesi için, kulüplerin daha fazla gelirleri ve sürdürülebilir başarılarının olmasını istiyoruz. Bu yüzden spordan aldığımızı spora vermek içgüdüsüyle ve hedefiyle kurulmuş, faaliyetini yürüten bir teknoloji şirketiyiz diyebilirim. Sponsorluklarımıza dönemsel olarak bakmıyoruz. Galatasaray ile yıllara dayanan bir sponsorluğumuz olmuş. İnşallah önümüzdeki yıllarda da bu devam edecek.”

“Bu sponsorluğun ek maddesindeki bir çalışmayı gururla duyurmak istiyorum. Galatasaray eşya piyangosu. Galatasaray’ın resmi bahis sponsoru Nesine.com olarak eşya piyangosu düzenlemeye karar verdik. Yarın öğlen buna start vereceğiz. Sadece Nesine.com’da olacak. 5 TL gibi cüzi bir rakama Galatasaray taraftarı ya da bir sporsever buraya destek olabilecek. Galatasaray taraftarları, Nesine.com’dan aldıkları bu 5 TL’lik bilet ile araba, telefon, play station, televizyon gibi onlarca değerli hediyeye de sahip olabilecekler. Bunun dışında Galatasaraylı futbolcularla, basketbolcularla değerli vakit geçirme fırsatları olacak. Bence bir taraftar için çok hoş bir şey. Burada satılan biletlerde, ikramiyede saydığımız maliyetler ve masraflar düştükten sonra kalan tüm meblağ Galatasaray’a kalacaktır. O yüzden bu sponsorluğun bir sabit geliri var; ancak Galatasaray taraftarı ne kadar bilet alırsa Galatasaray Spor Kulübü o kadar fazla gelir elde etmiş olacak.”

“İki taraf için hayırlı olsun diyorum. İki kurumun da sözleşmeyi bu noktaya getirmek için efor sarf eden yöneticilerine de teşekkür ediyorum. Hem Galatasaray’a hem Türk sporuna Türk sporunun destekçisi olan bahis platformu Nesine.com olarak hepinize tekrar teşekkür ediyorum.”