Fiyatlar genel seviyesinin sürekli bir şekilde artmasına enflasyon adı verilmektedir. Uzun yıllardır problemimiz olan ve refahımızın yıllar geçtikçe sürekli düştüğünü göz önüne aldığımızda ekonomik istikrarın sağlanabilmesi için dezenflasyonist politikaların uygulanması ve sonrasında da katma değerli ürün üretiminin artırılarak cari dengemizin de sağlanabilmesi için ihracatımızı artırmamız gerekmektedir.
Ekonomik istikrar; hem fiyat istikrarı hem de ekonomik büyüme ve ekonomik kalkınmanın toplam bileşiminden oluşmaktadır. Biri olmadan diğerinin varlığı toplam faydaya yani ülke ekonomisinin gelişmesi mümkün olmamaktadır. Ülkemizde yaşanan enflasyonun da maliyet enflasyonu olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurarak ekonomik geleceğimizin sağlanabilmesi için 10 adet öneri sunacağım. Bunlar;
Ekonomimizin dışarıya bağımlı bir ekonomi olmaması için ve de maliyet enflasyonu problemi yaşamamız için katma değerli ürünler üreten ve bunları tüm Dünya’ya ihraç eden bir ülke olmamız için çeşitli yazılımsal ürünler üretmeli, bunları üretmemiz için de özel yazılım merkezleri inşa etmeliyiz. Özel yazılımlar üreterek, bu yazılımları hem ülke içinde hem de yurtdışına ihraç ederek hem bilimsel gelişime katkı sağlamalıyız hem de ülke cari açığını azaltmalıyız.
Kayıt dışı ekonomiyi önleyebilmek için; mükelleflerle devleti barıştırmak ve doğru gelir adaletini sağlayabilmek için düzenli vergisini ödeyen vatandaşı ödüllendirmeli; vergiler ve tüm diğer devlet gelirleri gelir adaleti ilkesine bağlı kalınarak yeniden düzeltilmelidir. Ayrıca vergiler hane halkı tabanına yayılarak vatandaşlarımızı vergi ödemeleri konusunda bilinçlendirici çalışmalar yapmalıyız.
Ülkemiz tarım ülkesi olduğu için tarımsal ürünleri modern tarımsal ürünler üreten üreticilere tüm maddi destekler ve teşvikler sağlanarak üretici yeniden ayağa kaldırılmalı ve modern tarımsal tesisler inşa edilerek tüm tarımsal ürünler tüm Dünya’ya ihraç edilmelidir.
Türk Lirası’nın değerinin yeniden eski değerine kavuşabilmesi için Türk Lirası’nın Değeri adı altında bir komisyon kurulmalı ve Türk Lirası’nın çağa uygun bir şekilde dijitalleşmesi ve Dünya ekonomisinde paramızın söz sahibi olabilmesi için çeşitli çalışmalar yapılmalıdır.
Ülkemiz doğal afetler ülkesi. Doğal afetlerin ülkemize bilançosunun kabarık olduğu gerçeğinin yanı sıra insanlarımızın da doğal afetler yüzünden yaşadığı durumları göz önüne alarak bir Doğal Afetler Bakanlığı kurulmalı ve doğal afetlerle ilgili gerekli önlemleri kusursuz sorumluluk ilkesine bağlı kalınarak ülkemize yeniden kötü tecrübeler yaşatmaması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Özellikle orman yangınları, sel ve deprem gibi doğal afetler için ekstra önlemleri içeren gayretsel çalışmalar yapılmalıdır.
TÜİK’nun bağımsızlığı her zaman korunmalı ve fiyat endekslerinin hane halkına ve yatırımcılara doğru ulaşması için bağımsız komisyonlar kurulmalı ve bu komisyonların şeffaflığı göz önüne alınmalıdır.
Devlet Planlama Teşkilatı ve Hesap Uzmanlığı kurumları yeniden aktive edilmeli ve bu kurumların bağımsızlığı sağlanarak faaliyetlerinin tarafsız şekilde sunulabilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu kurumlar şeffaf şekilde raporlarını yayınlamalı ve bu raporlar da tarafsız komisyonlar tarafından denetim altında tutulmalıdır.
İhracat yapan tüm sektörler desteklenmeli ve koşulsuz şartsız tüm ihracat yapan sektörlere ihracat payına göre gerekli teşvikler, gerekli vergi avantajları ve gerekli finansal çözümler sağlanarak ihracat payını artırıcı gayretler sarf edilmelidir. Mevcut olan yürürlükte ihracat uygulamaları da yeniden düzenlenerek gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Kayıt dışı işçi çalıştırılmasını ve işçilerin sosyal güvenlik haklarını tesis edebilmek için SGK primlerini düzenli ödeyen işverenlere gerekli ödülsel teşvikler getirilirken; kayıt dışı işçi çalıştıran ve ücretleri düşük göstererek prim ödeyen işverenler de cezalandırılmalıdır. Bu konu hakkında da bakanlık bünyesinde tarafsız komisyonlar kurulup; denetimler sıklaştırılmalıdır. Gelecekteki emeklilikler için de ekstra fonlar kurulmalı ve bu fonlar da gerekli teşviksel özveriler getirilerek fonların oluşturularak emekli olacak kişilerin refahını artırıcı çalışmalar yapılmalıdır. Ayrıca SGK primini olduğundan düşük gösteren işverenlerin çalışmalarına son verilerek oradaki çalışanların mağduriyetini gidermek için de gerekli transfer harcamaları yapılarak bir fon kurulmalı ve bu fonlarla yeni girişimcileri teşvik ederek adaletli istihdamlar sağlanmalıdır.
Kara para hepimizin gündemi. Kara paranın da önlenebilmesi için de likidite sınırlamaları getirilmelidir. Örneğin işletmeler ve şahısların ülkeye getirdikleri paraların karşılığında devlet bonoları ve devlet çekleri oluşturularak yapılacak her türlü ticarette bu bono ve bu çekler kullanılarak yapılan alışverişler takip edilmelidir. Ayrıca bu yöntem vergi mükelleflerinin de para alışverişlerinin de kayıt altına alınmasını sağlayarak olası vergi kayıplarının da önüne geçilmesine katkıda bulunacaktır.
MÜCTEBA ONURHAN ÖZMUMCU
VERGİ DENETÇİSİ-EKONOMİST