Borsada pay senedi yatırımcı sayısı 2 Haziran tarihinde sona eren haftada 4,64 milyondan 4,56 milyona geriledi.
Borsada yatırımcı sayısı, 19 Mayıs haftasında 5 milyonun üzerindeydi.
Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre bakiyeli hesap sayısı 9,93 milyona, bakiyeli yatırımcı sayısı ise 7,56 milyona geriledi.
BIST 100 yükseldi
BIST 100 endeksi, en düşük 4622 ve en yüksek 5146 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 11,66 artarak 5114 puandan tamamladı.
BIST 100, uzun süre sonra ilk kez 5000 seviyesini aşmış oldu.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, güne yüzde 2,88 artışla 5.102,56 puandan başladı.
Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 142,76 puan ve yüzde 2,88 değer kazanarak 5.102,56 puana çıktı.
Bankacılık endeksi yüzde 6,59 ve holding endeksi yüzde 3,23 artış kaydetti. Tüm sektör endeksleri yükselirken en fazla kazandıran bankacılık oldu.
Dün yükseliş eğiliminde hareket eden BIST 100 endeksi, yüzde 1,49 değer kazanarak günü 4.959,80 puandan kapattı.
Analistler, küresel pay piyasalarında, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bu ayki toplantıda faiz artırmayabileceğine yönelik beklentilerin güçlenmesi ve ABD’de borç limiti krizinin aşılmasıyla pozitif bir seyir izlendiğini belirterek, bugün ABD’de açıklanacak istihdam raporundaki verilerin yatırımcıların odağına yerleştiğini söyledi.
ABD Senatosu, bugün borç limitinin artırılarak ülkenin temerrüde düşmesini önleyecek yasa tasarısını onaylarken, limitin 1 Ocak 2025’e kadar askıya alınmasını öngören tasarı, yasalaşması için ABD Başkanı Joe Biden’ın imzasına sunulacak.
Ülkede para politikasına ilişkin beklentilerin de hafta başına göre önemli oranda değişim gösterdiğini aktaran analistler, söz konusu gelişmede Fed üyelerinin sözle yönlendirmelerinin etkili olduğunu söyledi.
Türkiye’de ev tekstili ve dekorasyonu sektöründe faaliyet gösteren Chakra, yurtdışına odaklandı. Marka, yurtdışı büyüme stratejisiyle birlikte ABD dahil Avrupa’ya yöneldi. Şu anda 14 ülkede 33 mağazasıyla faaliyet gösteren şirket, 3 yıl içinde yaklaşık 80 mağazaya çıkarak, önümüzdeki 10 yıl içinde de yaklaşık 50 ülkeye yayılmayı hedefliyor.
Mehtap HALICI
Türkiye’de mağazalaşma yatırımlarını sürdüreceklerini söyleyen Chakra Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Kocaer, özellikle yurtdışı mağazacılıkta büyümek istediklerini ifade etti.
Önümüzdeki yıllarda hedeflerinin yurtiçindeki mağaza sayısını dengede tutup, yurtdışındaki mağaza sayılarını artırmak olduğuna dikkat çeken Kocaer, “Yurtiçinde çok fazla gidecek yer yok. Şu anda Türkiye’de 72 noktada mağazamız var. Türkiye’de mağaza sayımızı 100’e tamamlamayı planlıyoruz ancak esas oyun yurtdışında. Çünkü orada gidecek yer çok” dedi. Kocaer, öncelikli coğrafyalarının ABD dahil Avrupa olduğunu söyledi. Gayrisafi Milli Hasıla’nın (GSMH) güçlü olduğu ülkelere odaklandıklarını vurgulayan Kocaer, sözlerine şöyle devam etti: “Toplamda 14 ülkede 33 mağazamız var.
Bütün Orta Doğu’da varız. Yeni bölgelerden birisi olan Rusya’da da varız. Şimdi ise Avrupa’ya yöneldik. Markayı önümüzdeki 3 yıl içinde ciddi bir yere getireceğiz. Yurtdışında yaklaşık 80 mağazaya ulaşmayı planlıyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içinde de ABD dahil yaklaşık 50 ülkeye ulaşma hedefindeyiz. GSMH’nın yüksek olduğu ülkelerde konumlanacağız. Yani parası olan ülkelere gidiyoruz.” Kocaer, yurtdışındaki mağazalaşma çalışmalarında ülkeye ve şartlara göre bayilik vererek veya kendi bünyelerinde mağaza açarak ilerlemeyi tercih ettiklerini ifade etti.
“Yurtdışında teşviksiz ilerliyoruz”
Devlet teşviki almadan büyüdüklerini belirten Kocaer, “Dünya markaları çıkaran ülkelerde teşvik örnekleri var. Yurtdışı büyümede teşviksiz ilerliyoruz. Çünkü Turquality süreci çok çetrefilli olduğundan vakit alıyor. Biz de zaman harcamak istemiyoruz. Teşvikle ilgili hızlı bir çözüm sağlanırsa Türk markaları daha çabuk yol alır” dedi. Ev tekstil gruplarında toplamda bin 700 çeşit ürün olduğunu söyleyen Kocaer, Türkiye’de yaklaşık bin kişiye istihdam sağladıklarını söyledi.
Sürdürülebilirlik vizyonuyla PepsiCo, boş cips paketlerinden futbol sahası inşa ediyor. Şirket, Şanlıurfa’da hayata geçirdiği sürdürülebilir futbol sahasını bu ay bölgedeki herkesin kullanımına ücretsiz açacak.
Mehtap HALICI
Çok uluslu gıda ve içecek şirketi PepsiCo, sürdürülebilirliğe oldukça önem veren kuruluşlardan biri. Şirket, tüm faaliyetlerinde geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik üzerinden hareket ediyor.
Boş cips paketlerinin geri dönüşümüyle sürdürülebilir futbol sahaları inşa eden PepsiCo, gelecek nesillere fayda sağlayacak ve değişimi gerçekleştirecek alanlara odaklanıyor. Sürdürülebilirlik kavramının gelecek nesillerin mevcut nesillerle eşit ve daha iyi yaşam yaşamaları için gerekli olduğunu söyleyen PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, futbol oyunuyla insanları bir araya getirmeyi amaçladıklarını söyledi.
“Sosyal fayda sağlayacağız”
Futbolun gücü sayesinde dünyanın dört bir yanındaki topluluklara mutluluk getirmek için yeni bir küresel bir girişim olan Ruffles RePlay’i geçen yıl hayata geçirdiklerini ifade eden Şen, PepsiCo olarak depremden etkilenen Şanlıurfa’da futbol sahası inşa ettiklerini ifade etti.
Şen, şöyle konuştu: “Geri dönüştürülmüş Ruffles cips paketlerinden elde edilen peletlerle halı saha zeminini oluşturuyoruz. Bu yöntemle meydana getirdiğimiz sürdürülebilir futbol sahamızı ise bu ay bölgedeki herkesin ücretsiz kullanımına açacağız. Böylece projemizle çevresel sürdürülebilirliğe ek olarak sosyal fayda da yaratacağız. Çünkü sürdürülebilirlik de aynı futbol gibi; beslenme, sağlık ve iyi yaşama dikkat çekiyor.”
Deprem bölgesi çiftçilerine destek
Genel olarak var olan projelerini deprem bölgesinde devam ettirme kararı aldıklarını dile getiren Şen, Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) iş birliğiyle 2021 yılında hayata geçirilen ‘Pepsi Yıldız Futbolcu Seminerleri’ projesinin 2023 yılında da devam edeceğini söyledi.
Şen, yine geçen sene Anadolu Meraları iş birliği ve PepsiCo Vakfı desteğiyle başlattıkları “Lay’s Yenileyici Tarım” projesinin bu sene deprem bölgesindeki çiftçilerin desteklenmesi ve tarımın devam etmesi için yeniden kurguladıklarını ifade etti. Şen, şunları dile getirdi: “PepsiCo olarak gençlere, çiftçilere ve topluma değer yaratan uzun soluklu sürdürülebilir projelere odaklanmaya devam edeceğiz.
Çünkü spor öncelikli sorumluluk alanlarımızdan biri. Özellikle spor alanında hedefleri olan gençlere desteğimiz devam edecek.” Şen, Türkiye’de depremde ağır yara alan 11 ile ilk günden itibaren belediyeler, AFAD ve sivil toplum örgütleri aracılığıyla yaklaşık 40 milyon TL değerinde yardım ulaştırdıklarını belirtti.
İki ünlü sanatçı İstanbul’a geliyor
PepsiCo’nun içecek grubu markalarından Pepsi’nin 10 Haziran’da İstanbul’da sunacağı UEFA Şampiyonlar Ligi Final maçının bu yılki açılış törenine, Grammy ödüllü söz yazarı ve müzik yapımcısı Burna Boy ile ödüllü pop yıldızı Anitta sahne alacak. PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, “2025 finaline kadar UEFA Şampiyonlar Ligi’ni desteklemeye devam edeceğiz. Toplulukları futbol ile birleştirmeye, genç sporculara ilham vermeye ve futbolda sürdürülebilirliği güçlendirmeye odaklandık” diye konuştu.
Vestel üst yönetiminde görev değişimi yaşanıyor. Son 10 yılı CEO’luk görevi olmak üzere 35 yıldır Vestel Şirketler Grubu’nda çalışan Vestel CEO’su Turan Erdoğan, 1 Eylül 2023 itibarıyla emekli oluyor.
Yeni dönemde CEO’luk görevini Vestel Beyaz Eşya Genel Müdürü Erdal Haspolat üstlenecek. Vestel’in son 35 yılına önemli katkı yapan Vestel CEO’su Turan Erdoğan, bayrağı Vestel Beyaz Eşya Genel Müdürü Erdal Haspolat’a devrediyor. Erdoğan 1 Eylül 2023 tarihi itibarıyla emekliliğe ayrılacak olan Erdoğan, Yönetim Kurulu Başkanı Başdanışmanı olarak Vestel’de çalışmaya devam edecek.
Turan Erdoğan, 1988 yılında katıldığı Vestel Şirketler Grubu’nda son 10 yılı CEO’luk görevi olmak üzere tam 35 yıldır kritik yöneticilik sorumlulukları üstlendi. Vestel’in yalnızca Türkiye’nin değil dünyanın sayılı teknoloji şirketleri arasında yer almasında büyük rolü olan Turan Erdoğan, görevde bulunduğu süre boyunca Vestel’i Vestel yapan, şirketi ve sektörü dünyanın saygın platformlarında temsil ederek ülkemize önemli katkı yaptı.
1 Eylül 2023 tarihi itibarıyla Vestel CEO’luk görevini üstlenecek olan Erdal Haspolat, 1998 yılından bu yana Vestel Beyaz Eşya’da farklı görev ve sorumluluklarda bulundu. Bütün bu süre boyunca teknolojik gelişmelerle pek çok ilke imza atarken, AR-GE’ye verdiği önemle üstün teknolojili, akıllı ve dünya standartlarının üzerinde Vestel Beyaz Eşya ürünlerini tüm dünyayla rekabet eder hale getirdi.
İş ortaklığı sistemiyle mahalle esnafına destek veren Seç Market, Türkiye’nin en büyük bayilik modelini Bursa’da tanıttı. Seç Market Genel Müdürü Altan Sekmen, “Türkiye’nin en büyük bayilik modeli olan Seç Market iş modelinde, Seç iş ortakları kendi işinin sahibi olmaya ve mahalleden biri olarak kalmaya devam ediyor’’ dedi.
Sercan SELÇUK
81 ilde 2 bin 500’ün üzerinde bayisiyle perakende sektöründeki önemli oyunculardan biri haline gelen Seç Market’in küçük esnafı rekabette güçlendrirken yerel ekonomiye de katkı verme hedefiyle çalıştıklarının altını çizen Sekmen “İş ortaklığı sistemiyle mahalle esnafına destek veren iş modeliyle Seç Market, mahalle esnafının sıcaklığı ve samimiyeti ile kurumsal tecrübeyi buluşturarak modern marketçilik anlayışına hizmet ediyor.
Seç Market, raf diziliminden ürün tedarikine, dijital altyapıdan sosyal medya iletişimine, pazarlamadan satın almaya birçok alanda verdiği destekle, küçük esnafı rekabette güçlendirmeye ve söz sahibi yapmaya yönelik çalışmalarını ilk günkü heyecanıyla sürdürüyor’’ şeklinde konuştu.
Seç Market’in kadın girişimcilere destek verme ve kadın istihdamını önemseme konusunda da ayırt edici çalışmalarının bulunduğunu söyleyen Genel Müdür Altan Sekmen, Seç Market’in iş ortakları arasında yüzde 10’u aşan oranda kadın girişimci bulunduğunu kaydetti.
Seç Market’in mağaza sahipleri ve çalışanlarıyla birlikte 5 bin kişiyi aşan bir ekosisteme sahip olduğunu vurgulayan Sekmen şunları söyledi: “Mağaza sahipleri ve çalışanlarıyla birlikte 5 bin kişiyi aşan bir ekosisteme sahip olan Seç Market’in iş ortakları arasında yüzde 10’u aşan oranda kadın girişimci de bulunuyor. Çoğunluğu aile işletmesi olan Seç Marketlerde önemli sayıda kadın da ailesiyle beraber çalışıyor veya istihdam ediliyor. Bu yönüyle Seç Market, kadın girişimciliği ve istihdamına da destek veriyor.’’
Endüstriyel alanda çamaşır yıkama makinelerinde ‘Miracle’ modelini üreten Tolkar, sürdürülebilir teknolojisiyle Zara, H&M gibi dünya devi markalara üretim yapıyor. Dünyanın 6 kıtasına üretim yapan şirket, üretiminin yüzde 65’ini ihraç ediyor.
Küresel iklim ve enerji krizi ile mücadele etmek için tüm dünyanın çeşitli anlaşma ve kriterler ile global önlemler almaya çalıştığı günümüzde, çamaşır yıkama makinelerinde kullanılan enerji, su, kimyasal ve atık oranını yüzde 60 oranında azaltan ”Miracle” model akıllı çamaşırhane makinelerine imza atan Tolkar Makina, teknoloji devi ülkeler başta olmak üzere bugün dünyanın 6 kıtasına üretim hacminin yüzde 65’ini ihraç ediyor
Su kullanımında tasarruf
Gerek evsel gerekse endüstriyel alanda çamaşır yıkamanın enerji ve su tüketimi konusunda en önemli gider kalemlerinden olduğunu vurgulayan Tolkar Yönetim Kurulu Üyesi Cenker Karace, ürettikleri son teknoloji ile donatılı makineler sayesinde su, elektrik ve kimyasal kullanımında tekstil ürünlerinde yüzde 60, havlu ve polyester gibi daha çok su isteyen tekstil gruplarında yüzde 50’ye varan tasarruf sağladıklarını dile getirdi.
Tüm üretimlerini ‘yarını düşünerek’ planladıklarının altını çizen Karace, “1 kilogram ağırlığındaki tekstil ürününü yıkamak için ön ve ana yıkama, köpürtme ve durulama adımlarının her birinde 5 ila 8 litre su kullanılıyor. En az tüketim sergileyen konvansiyonel makineler bile en az 5 litre suya, ısıtmak için aynı paralelde enerjiye ve kimyasala ihtiyaç duyarken, bizim makinelerimizde 1 kilogram ürün 2 litre su ile yıkanıyor.
5 yerine 2 litre suyun ısınması için yarı yarıya daha az enerji ve kimyasal tüketiliyor, atık da aynı tasarrufla çıkıyor. Ayrıca suyun sadece çamaşıra nüfus etmesini sağlayan teknolojisiyle, suyun atıl durduğu makinenin bölümlerini yeniden değerlendirerek, çamaşırın bulunduğu tambur alanı büyüyerek yaklaşık 300 kg. çamaşırı tek seferde yıkayacak hacimlere ulaşıyor.
Tüm bunların yanı sıra ozon bazlı tekstil terbiye sistemlerini de Miracle teknolojilerimize enjekte ederek doğanın florasında önemli bir rol oynayan volkanik ponza taşının tüketilmesini “sıfıra” indirmeyi amaçlayan teknolojimizle; dünyanın dört bir yanında kullanılan makinelerimiz sayesinde bir yandan enerji tasarrufu sağlarken diğer yandan çevremizi ve geleceğimizi güven altına alıyoruz” dedi.
Zara, H&M, Mango, Mavi Jeans önce bize geliyor
Katıldıkları uluslararası tüm fuarlarda Levi’s Zara, H&M, Mango, Mavi Jeans gibi dünya markalarının giyim üreticilerinin ilk olarak kendi stantlarını ziyaret ettiklerini açıklayan Karace, “Türkiye’de şehir hastanelerinin yüzde 80’inde, beş yıldızlı otellerin yüzde 70’inde, Bugüne kadar kurulan askeri kışlaların nerdeyse tamamında Tolkar markasının 300 çeşit ürün reçetesine sahip makinelerinden biri kullanılıyor. Bundan gurur duyuyor, İzmir’de 1969 yılında doğan markamızı her geçen gün daha ileriye taşırken ‘gelecek nesillerin geleceğini’ de kurtarmak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.
1970’lerde alışveriş için moda olan Avrupa yine gözde. Enflasyon nedeniyle fiyatlar yükselince Türkler alışverişini e-ticaret şirketlerinin Avrupa ve ABD’deki uygulamalarından ve markaların sitelerinden yapıyor. Low Cost havayolu şirketlerinden ucuza bilet bulanlar, hem tatil hem de alışveriş için Sırbistan gibi vizesiz ülkelere gidiyor.
Mehtap HALICI
Pandeminin ardından global perakende sektörü de bir değişim döneminden geçiyor. Perakendecilerin ise bu süreci iyi analiz etmesi, tüketicileri anlaması, onlara kişiselleştirilmiş doğru çözüm ve ödeme seçeneklerini sunabilmesi ise her zamankinden daha büyük önem taşıyor.
Geçtiğimiz aylarda Mastercard Global Ekonomi Enstitüsü, 2023 yılında hem global perakende sektörü hem de tüketici iç görüşlerine dair bir rapor açıkladı. Raporda; yükselen küresel enflasyona rağmen, birçok tüketicinin, günlük hayattaki bazı harcamalarını kıstığını ortaya koydu. Araştırmaya göre; lüks tüketim olarak adlandırabileceğimiz mobilya, elektronik ve giyim ürünlerinde tüketiciler harcamalarını daha kısıtlı tutuyor ve alışverişlerini e-ticaret kanallarıyla yapmayı tercih ediyor.
Ancak enflasyonun yoğun yaşandığı Türkiye’de tüketiciler aldıkları ürünlere daha fazla ödeme yapıyor. Çoğu Türkiye’de üretilen, etiketinde “Made in Türkiye” yazan ürünlerin Türkiye’de daha pahalı olması tüketicinin alım alışkanlıklarını da değiştirmeye başladı.
Örneğin Avrupa’da aynı ürünü daha ucuza bulan Türk tüketicisi, siparişini AliBaba, eBay, Amazon gibi dünyaca ünlü e-ticaret şirketlerinden almaya başladı. Böylece tüketici, birkaç günde alacağı pahalı ürünü, bir hafta sonraya daha ucuza e-ticaret şirketleri üzerinden Avrupa’dan alabiliyor.
Hatta fiyat farkları çok olduğunda ise vizesiz ülkelere uçakla gidenlerin sayısı bile artıyor. Örneğin Türk tüketiciler Low Cost uçak şirketlerinden ucuz biletler bulup, Türkiye’ye göre giyim, ayakkabı, aksesuar ürünü ücretlerinin düşük olduğu Sırbistan’a uçakla gidiyorlar, alışverişlerini yapıyorlar. Enflasyonun hızla arttığı Türkiye’de tüketicilerin değişen alışkanlıklarını gören e-ticaret yapan ve kendi orijinal web sitelerinden ürünlerini satan markaların da bir hayli işine yarıyor.
Ancak global arenadaki bu pazaryerleri ile Türkiye’deki fiyatlar önemli ölçüde değişkenliği sizler için toparladık. ABD’den Avrupa’ya kadar kişi başı gelirin Türkiye’ye göre yüksek olduğu ülkelerde Adidas’tan Decathlon’a, Scott’tan İkea’ya kadar pek çok markanın birçok farklı ürün sınıfında makasın sürekli açıldığı görünüyor. Enflasyonla boğuşan Türk tüketiciler, aynı marka ürün ve model için 500 TL’den yaklaşık 22 bin TL daha fazla ödüyor. ABD-Türkiye fiyatlarında pek çok ürünün, dolar bazında dahi Türkiye’den daha ucuza satıldığı görülüyor.
KİM NASIL SATIYOR?
-UNDER ARMOUR
Under Armour HOVR Machina Breeze spor ayakkabı modeli markanın ‘tr’ uzantılı sitesinde 4 bin 320 TL olarak satışa sunulurken; markanın ‘com’ uzantılı sayfasında 160 dolara satılıyor. Bu da yaklaşık bin 160 TL’lik bir farka tekabül ediyor.
-ADIDAS
Adidas Forum Low spor ayakkabı modeli markanın ‘tr’ uzantılı sitesinde 2 bin 499 TL iken, ‘us’ uzantılı sayfasında 100 dolar. Bu da Türk tüketiciler için 500 TL’nin üzerinde bir fark demek.
-PUMA
Puma Premium Studio yoga matı markanın ‘tr’ uzantılı web sitesinde 1100 TL iken, ‘us’ uzantılı sitesinde 35.99 dolar ile yer alıyor. Bu da Türk tüketiciler için yaklaşık 400 TL’nin üzerinde bir ödeme anlamına geliyor.
-COLUMBIA
Columbia Facet 75 Mid Outdry kısa bot modeli markanın ‘tr’ uzantılı sitesinde 7 bin 899 TL olarak yer alırken, ‘us’ uzantılı sayfasında 140 dolardan satışa sunuluyor. Bu da Türk tüketiciler için 5 bin TL’den fazla bir fark oluyor.
-DECATHLON
Decathlon’da 3 kişilik kamp çadırı markanın ‘tr’ uzantılı sitesinde bin 550 TL olarak yer alırken, ‘us’ uzantılı sayfasında 28 dolar olarak satılıyor. Bu da Türk tüketiciler için 600 TL’lik bir farka tekabül ediyor.
-SCOTT
Scott Gambler 920 dağ bisikleti ise Trendyol’da yaklaşık 115 bin TL iken, markanın kendi online sayfasında 4.699 dolar olarak yer alıyor. Bu da Türk tüketiciler için 17 bin TL’lik yüksek bir fark anlamına geliyor. -IKEA İkea’da tekli kumaş bej renk koltuk markanın ‘tr’ uzantılı sitesinde 4 bin 299 TL olarak yer alırken, ‘us’ uzantılı kanalında 249 dolar olarak fiyatlandırılmış. Buradaki tabloda da Türk tüketiciler aynı ürünü 631 TL daha uyguna alabiliyor.
-APPLE
Apple’ın iPhone 14 Artı 6,7 inç ekran model telefonu markanın kendi web sitesinde 39.999 TL iken, yurtdışı uzantılı sitesinde ise 899 dolar olarak belirtilmiş. Türk tüketiciler aynı ürünü yaklaşık 22 bin TL fazla ödüyor.
Maliye Bakanlığı yayımladığı tahsilat iç genelgesi ile ek verginin taksitlendirilmesine imkan sağladı.
Buna göre ek verginin ilki kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği nisan ayında, ikincisi ise ağustos ayında olmak üzere 2 taksitte ödenmesi gerekirken, yeni genelge sonrasında ek verginin taksitlendirilebileceği bildirildi.
Ek vergi tutarları şirketlerin sermayelerini aşan miktarlara ulaşırken, şirketler ise bu tutarları ödemekte zorlanmaya başlamıştı. Maliye Bakanlığının yayımladığı yeni tahsilat iç genelgesi ile kurumlara ek verginin 12 aya kadar taksitlendirme imkan sağlandı.
2022 yılında İzmir Ege Serbest Bölgesi’nde faaliyete başlayan Niso Yazılım, başta otomotiv sektörü olmak üzere savunma, enerji, havacılık ve medikal gibi sektörlere endüstri 4.0 yazılım çözümleri ve gömülü yazılım çözümleri üretiyor.
Özlem SARSIN
Özellikle pandemi dönemi ile birlikte dijital dönüşümün dünyada hızlandığına dikkat çeken Niso CDO’su (Chief Digital Officer) Gökhan Bingöl, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik hedefleri açısından yazılımın bir anahtar olduğunu düşündüklerini söyleyerek, Türkiye’de ve Avrupa’da gömülü yazılım üreten lider firma olmayı ve büyümeyi hedeflediklerini belirtti.
Yazılımın günümüzde her sektörde çok önemli bir hale geldiğine dikkat çeken Bingöl, “Niso Yazılım olarak, otomotiv, savunma, enerji, sağlık gibi sektörlere yönelik gömülü yazılım çözümleri sunmaktayız. Özellikle otomotiv sektöründe, elektrikli araçlar ve geleceğin e-mobilite ihtiyaçlarına odaklanıyoruz.
Müşterilerimize, gömülü yazılım, elektrikli araçlar ve diğer sistemler için güç elektroniği, araç yönetimi, enerji yönetim sistemleri, bağlantılı hizmetler ve siber güvenlik gibi alanlarda yenilikçi yazılım çözümleri sunuyoruz. Biz merkezimizi İzmir’e konuşlandırdık ve buradan hem Türkiye’de hem de Avrupa’da büyümeyi hedefliyoruz” dedi.
İlk Ar-Ge projemiz TÜBİTAK’tan onay aldı
Niso olarak birinci yıllarını tamamladıklarını ve bu süreç içinde hızlı bir gelişim yaşadıklarını söyleyen Bingöl, “Yeni bir firma olmamıza rağmen güçlü Ar-Ge ekibimiz ile ilk yılımızda TÜBİTAK TEİDEB’in 1507 Ar-Ge Projesini kazandık. Projemiz başarılı bir şekilde TÜBİTAK’tan onay aldı” dedi.
Niso’nun 2023 yılı sonu itibari ile 10 milyon euro ciro hedeflediğini kaydeden Bingöl, her yıl yüzde 20 büyümeyi amaçladıklarını vurguladı. Ege Serbest Bölgesi’nde kurulmalarının kendileri için önemli bir avantaj oluşturduğunu belirten Bingöl, çalışmalarını serbest bölge dışına da taşıyacaklarını söyledi.
