Prizmabet

Suwen Genel Müdürü Ali Bolluk: 2024’ü büyüme hedeflerimize ulaşarak kapatacağız!

Suwen Genel Müdürü Ali Bolluk, markanın 2024 performansını ve geleceğe yönelik hedeflerini değerlendirdi…

Suwen Genel Müdürü Ali Bolluk, markanın 2024 performansını ve geleceğe yönelik hedeflerini değerlendirdi. Türkiye’nin öncü kadın iç giyim markası, yıl sonunda 4 milyar TL ciro hedefini yakalamaya hazırlanıyor.

Yurtiçi operasyonlarda hedef 320 mağaza

Şirketin yurtiçi büyüme stratejilerini açıklayan Bolluk, “Hasılatımızın yaklaşık %84’ü yurtiçi mağazacılık kanalımızdan geliyor. Bugün itibarıyla 50 şehirde 180 mağazamızla faaliyet gösteriyoruz. Yurtiçindeki büyüme potansiyelimizi değerlendirdiğimizde, mağaza sayımızın 300-320 civarında doyuma ulaşacağını öngörüyoruz. Bu da önümüzdeki 5 yıl boyunca her yıl 20-25 mağaza açabileceğimiz anlamına geliyor. Lokasyon seçiminde son derece titiz davranıyoruz ve karlılığı önceleyen fizibilitelerle hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.

E-ticaret kanalında %40 reel büyüme

Suwen’in dijitalleşme yatırımlarını da anlatan Bolluk, E-ticaret kanallarının toplam cironun %13’ünü oluşturduğunu ve bu kanalda %40 reel büyüme sağladıklarını söyledi. “Müşterilerimize daha iyi bir deneyim sunmak için dijital yatırımlarımıza devam ediyoruz” diyen Bolluk, “E-ticaret, büyüme potansiyelimizin önemli bir parçası” dedi.

“Yurtdışında 120 mağazalık bir operasyon hedefliyoruz”

Ali Bolluk, yurtdışı büyüme stratejileri hakkında ise şunları söyledi: “Türk kadınını temsil eden bir dünya markası yaratma vizyonumuzla 2022 yılında Romanya’da ilk yurtdışı mağazamızı açtık. Bugün Romanya’da 7, Kuzey Kıbrıs’ta 2 mağazamız var. Ayrıca, münhasır bayilik modeliyle 7 ülkede 9 mağazamız bulunuyor. Hedefimiz, Doğu ve Orta Avrupa’da 25 mağaza ile kendi operasyonlarımızı büyütmek ve bayilik sistemimizle 90’ın üzerinde mağazaya ulaşmak. Toplamda yurtiçinde 320, yurtdışında 120 mağazalık bir organizasyon hedefliyoruz.”

“Önceliğimiz yerli tedarikçilerle çalışarak istihdama katkımızı sürdürmek”

“Mağazalarımızda 11.5 milyon kişiyi ağırladık”

“Ayrıca bulunduğumuz KİEP pazarı, fonksiyonel ihtiyaç ürünlerinin ön plana çıktığı, kalite ve konforun kritik önem arz ettiği bir sektör. Bu işte Suwen olarak yaklaşık 20 kişilik Ar-Ge tasarım ekibimizle ile müşteri ihtiyaçlarını en yüksek seviyede karşıladığımızı düşünüyoruz. Bu da aslında müşteri gözündeki fiyat önceliklendirmeyi bir miktar geri plana atıyor. 2024 yılındaki değişken ekonomik tabloya rağmen Suwen yurtiçinde mağazalarına yaklaşık 11.5 milyon ziyaretçi aldı. Geçen sene aynı dönemdeki ziyaretçi sayısı 10.5 milyon kişiydi. Ayrıca en başta belirttiğim %21 oranındaki reel büyüme bunun bir diğer göstergesi.”

“Düzenli temettü ödemelerimizle hissedarlarımıza da değer yaratıyoruz”

Bolluk, Suwen’in finansal performansını ve nakit yönetimini ise şöyle özetledi: “Karlılığımızı koruyarak sürdürülebilir büyüme sağlıyoruz. Yarattığımız nakdi yeni mağaza yatırımları ve işletme sermayesi ihtiyaçlarına yönlendiriyoruz. Ayrıca, düzenli temettü ödemesi yaparak hissedarlarımıza da değer yaratıyoruz.” 2024 yılını güçlü bir finansal performansla tamamlamayı hedeflediklerini vurgulayan Ali Bolluk, “Suwen hem yurtiçinde hem de yurtdışında büyümeye devam edecek. Türk kadınını temsil eden global bir marka olma yolunda kararlı adımlarla ilerliyoruz” dedi.

“Öncelikli yatırımımız ürün kalitemize ve insan kaynağımıza”

2025 yılında istihdam ve yatırım planlarını büyüme stratejilerine paralel olarak şekillendirdiklerini ifade eden Bolluk sözlerini şöyle tamamladı: “2025 yılında kur oynaklığının azalması ve TL’nin daha istikrarlı bir performans sergilemesi, yatırım ortamını güçlendirecektir. Bu süreçte Suwen olarak, mali disiplinimizi koruyarak ve risk yönetiminde proaktif davranarak, müşterilerimize değer katmayı ve sektördeki liderliğimizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda öncelikli yatırımımız her zaman insan kaynağımıza, ürün kalitemize ve müşterilerimize sunduğumuz deneyime oluyor. 2025’te dengeli bir yatırım stratejisi benimseyeceğimizi söyleyebilirim. İş dünyasında sürdürülebilir büyüme için üretken ve inovatif alanlara yönelmek gerektiğine inanıyoruz. Faiz ve dövize ilişkin beklentilerimizde, Türkiye ekonomisinin istikrar arayışında önemli adımlar atacağına dair iyimser bir yaklaşım sergiliyoruz. Bu süreçte her zamanki gibi reel sektöre, yani geleceği inşa eden insanlara ve iş modellerine yatırım yapmayı sürdüreceğiz.”

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Koton, Macaristan’da ilk mağazasını açtı!

Türkiye’nin en beğenilen kadın giyim markası Koton, küresel pazarlardaki büyüme yolculuğuna devam ediyor…

Türkiye’nin en beğenilen kadın giyim markası Koton, küresel pazarlardaki büyüme yolculuğuna devam ediyor. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de ilk mağazasını açan Koton, Temmuz ayında Macaristan’ın önde gelen gayrimenkul yatırım fonları yönetim şirketi Adventum Group ile 8 mağaza açmak üzere anlaşma imzalamıştı. Koton, ülkedeki ilk mağazasını başkent Budapeşte’de bulunan Koki Mall AVM’de açtı. Koton CEO’su Dr. A. Bülent Sabuncu’nun evsahipliğinde gerçekleşen açılışta T.C. Budapeşte Büyükelçisi C. Gülşen Karanis Ekşioğlu, Ticaret Müşaviri Nur Durmuş, Ticaret Müşaviri Sedat Karaoğlu katıldı.

Yurt içi ve yurt dışındaki 440 mağazası ve online satış kanallarıyla 70 ülkede ürünlerini satışa sunan Türkiye’nin lider moda markası Koton, globaldeki büyüme yolculuğundaki ağına Macaristan’ı ekledi. Macaristan’ın önde gelen gayrimenkul yatırım fonları yönetim şirketi Adventum Group iş birliğiyle Koton, bu yılın son çeyreğinden başlayarak 2025 yılı sonuna kadar Macaristan’da sekiz mağaza açacak. Marka bu hedef kapsamında ilk mağazasını ülkenin başkenti Budapeşte’de bulunan Koki Mall AVM’de açtı. Koki Mall AVM’deki mağaza açılışına Koton CEO’su Dr. A. Bülent Sabuncu’nun yanı sıra T.C. Budapeşte Büyükelçisi C. Gülşen Karanis Ekşioğlu , Ticaret Müşaviri Nur Durmuş, Ticaret Müşaviri Sedat Karaoğlu katıldı.

“Yurtdışı hedefimizde 130-150 mağaza var”

Mağaza açılışında konuşan Koton CEO’su Dr. A. Bülent Sabuncu, globalleşme stratejileri doğrultusunda büyüme girişimlerinin tam gaz devam ettiğini belirterek, orta vadede başta yurt dışı olmak üzere 130 ila 150 yeni mağaza açma ve online ortaklıklarla ürünlerinin sunulduğu ülke sayısını artırma hedeflerine güçlü bir şekilde ilerlediklerini söyledi. Sabuncu bu hedef doğrultusunda çalışmalarının sürdüğünü belirterek şöyle konuştu: “ 5 Temmuz 2024 tarihinde Macaristan pazarına 8 mağaza ile güçlü bir giriş yapma planı kapsamında şirketimiz ile Macaristan’ın önde gelen gayrimenkul yatırım fonu Adventum arasındaki iş birliğine dair imza töreninin gerçekleştirmişti. Söz konusu açıklamada, şirketimizin bu yılın son çeyreğinden başlayarak 2025 sonuna kadar Macaristan’da açmayı planladığı 8 mağazadan 3’ünün Budapeşte’de olmak üzere, Adventum’un yönettiği AVM’lerde yer alacağı kamuya duyurulmuştu. Anılan iş birliği anlaşması kapsamında Macaristan’daki ilk mağazamız Budapeşte’deki Koki Mall AVM’de açıldı ve faaliyete başladı.”

Sabuncu, Koton’un başkent Budapeşte’de dışında ülke genelinde Sopron, Debrecen, Szeged, Székesfehervár gibi diğer büyük şehirlerde de mağazalar açarak Macaristan geneline yayılmayı hedeflediğini söyledi.

1 milyar Euro’luk gayrimenkulü yönetiyor

Adventum tarafından yönetilen geniş perakende varlık portföyü, Shopper Park Plus Plc ve Köki’nin Macaristan’ın her yerinde stratejik olarak konumlandırılmış varlıklarıyla Koton’a Macaristan pazarına hızlıca giriş yapması için mükemmel bir platform sağladı. Adventum, Orta Doğu Avrupa’da değeri 1 milyar Euro’nun üzerinde olan 700 bin metrekareden fazla ticari gayrimenkulü yönetiyor. Paris Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası sürdürülebilirlik gündemleri ve anlaşmaları rehberliğinde Adventum’un ÇSY (çevre, sosyal ve yönetişim) stratejileri, ömür boyu CO2 emisyonlarını azaltmaya odaklanıyor.

Adventum’un Macaristan’ın perakende amiral gemisi Köki Alışveriş Merkezleri’ndeki mağazaların toplam büyüklüğünün 6 bin metrekareyi aşması ve en büyüğünün yaklaşık 1000 metrekare olması planlanıyor.

İsrail’den Yemen’deki Hudeyde Limanı’na hava saldırısı

İsrail, Yemen’deki Hudeyde Limanı’na hava saldırısı düzenlendi. Yapılan açıklamada, Husilerin hedef alındığı bildirildi.

İsrail ordusu, Yemen’deki Hudeyde Limanı’nı aldı. Hudeyde Limanı’na düzenlenen hava saldırısında elektrik santralinin hedef alındığı belirtildi.

Saldırının Husilerin İsrail’e yönelik son füze saldırılarına yanıt olduğu kaydedildi.

IDF’DEN AÇIKLAMA

İsrail Savunma Kuvvetleri konuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, Husilere ait askeri hedeflerin vurulduğu bildirildi.

IDF açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“İsrail Hava Kuvvetleri, Yemen’de Husi terör rejiminin İsrail’e yönelik son saldırılarına yanıt olarak, Husilere ait askeri hedefleri vurdu. Hedefler arasında Husilerin bölgeye İran silahlarını, askeri malzemeleri ve petrolü aktarmak için kullandığı enerji santralleri ve bir liman da yer alıyor.

Husiler, son bir yıldır İran’ın yönetimi ve finansmanı altında, Irak milisleriyle işbirliği içerisinde, İsrail Devleti’ne saldırmak, bölgesel istikrarı baltalamak ve küresel seyrüsefer özgürlüğünü aksatmak amacıyla faaliyet gösteriyor. IDF, İsrail Devleti vatandaşlarına yönelik her türlü tehdide karşı, yakın veya uzak, her mesafede faaliyet göstermeye kararlıdır.”

NE OLMUŞTU?

İsrail ordusu, en son 20 Temmuz’da Husilerin kontrolünde bulunan Hudeyde Limanı’nı hedef almış, limanda yük boşaltmak için kullanılan dört vinci vurmuştu. Saldırıda 6 kişi hayatını kaybetmiş, 83 kişi de yaralanmıştı.

İsrail Yemen’i savaş uçaklarıyla vurdu

İsrail ordusu Yemen’de Kızıldeniz kıyısında Husi’lerin kontrolündeki Hudeyde limanı ve elektrik santralına hava saldırısı düzenledi.

Gazze’de soykırıma devam eden, sürekli Lübnan’ı vuran İsrail, bir kez daha Yemen’i hedef aldı.

Yemen’deki İran destekli Husiler, İsrail ordusunun Hudeyde’ye hava saldırısı düzenlediğini duyurdu

Husilere ait “El-Mesire” televizyon kanalının haberine göre, İsrail savaş uçakları Yemen’in batısındaki Hudeyde kentini hedef aldı.

İsrail ordusu, Hudeyde kentinde bir elektrik santralını da bombaladı.

Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde, İsrail saldırısı nedeniyle Hudeyde limanında büyük bir yangın çıktığı görülüyor.

Öte yandan İsrail ordusundan yapılan açıklamada, çok sayıda savaş uçağının Ra’s İsa ve Hudeyde’de Husilere ait mevkileri hedef aldığı ifade edildi.

İsrail savaş uçaklarının, petrol ticareti için kullanılan Hudeyde limanı ile elektrik santrallerini vurduğu belirtildi.

Bunun Husilerin, İsrail’i hedef alan saldırılarına verilen bir “yanıt” olduğu ifade edilen açıklamada, hedef alınan limandan Husilerin İran’a ait askeri araç ve malzemeleri naklettiği ileri sürüldü.

İsrail merkezli Kanal 12 televizyonu da İsrail ordusunun Hudeyde limanında petrol tankerlerini hedef aldığını belirterek, limanda çıkan yangının fotoğraflarını yayınladı.

Yedioth Ahronoth gazetesinin haberinde de bunun İsrail’in temmuz ayında düzenlediği saldırıdan daha “geniş ve kapsamlı” olduğu vurgulandı.

Husiler, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD dönüşü sırasında, Tel Aviv’in güneydoğusundaki Ben Gurion Havalimanı’nı balistik füzeyle vurduklarını duyurmuştu.

İsrail ordusundan daha önce yapılan açıklamada da Yemen’den ülkenin ortasına doğru fırlatılan bir füzenin engellendiği ve Tel Aviv’de sirenlerin çalındığını belirterek, bunun İsrailliler arasında paniğe yol açtığı duyurulmuştu.

(ANADOLU AJANSI)

İnsanların daha uzun yaşaması için büyük bir plan başlatıldı

Çinli araştırmacılar, insanların daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürmeleri amacıyla yeni bir uluslararası plan başlattı. İnsan Genom Projesi’nin (Human Genome Project – HGP) başarısını temel alan bu yeni aşama, dünya nüfusunun yüzde 1’inin, yani …

Çalışmada Türkiye’de var

Proje, 15 ülkeden araştırmacıların ortak çalışmasıyla yürütülüyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bu ülkeler arasında Çin, ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya gibi bilimsel güç merkezleri de yer alıyor. HGP2 olarak adlandırılan bu ikinci aşamanın temel amacı, insan genomu üzerinde daha derin bir anlayış geliştirmek ve sağlıklı yaşam süresini uzatmak için genom bilgilerini kullanmak.

Hedef daha uzun ve sağlıklı bir yaşam

HGP2, ileri teknolojiler, veri analitiği ve müdahale yöntemlerini kullanarak, genetik hastalıkları önlemenin ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesinin yolunu açmayı hedefliyor. Hedeflenen ilk aşama dünya nüfusunun yüzde 1’inin genomunun dizilenmesi olsa da, proje bu oranla sınırlı kalmayacak. Araştırma ekibi, HGP2’nin küresel sağlık politikalarında yeni bir paradigma yaratarak tüm insanlığa sağlıklı ve uzun bir yaşam yolunu açacağını ifade ediyor.

Çin, bu projedeki rolünü 1999’da kurulan BGI Group ile üstlenmişti. Shenzhen merkezli bu araştırma kuruluşu, insan genomu diziliminde önemli bir rol oynamıştı. HGP2 projesi de Çinli bilim insanlarının girişimiyle doğdu. Çin’deki Fudan ve Peking Üniversitesi’nden araştırmacılar da projenin arkasındaki 21 kişilik uluslararası ekibe katkı sağlıyor. Projenin finansmanının ise mevcut ve gelecekteki ulusal girişim bütçelerinden, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler’den sağlanması hedefleniyor.

Ekonomik etkisi de büyük

Araştırmacılar, genom dizileme maliyetlerinin 100 doların altına düşmesiyle kişisel genomların hızla daha erişilebilir hale geldiğini vurguluyor. 2011 yılında Battelle tarafından yayınlanan bir rapora göre, ABD hükümetinin İnsan Genom Projesi’ne (HGP 1) yaptığı 3,8 milyar dolarlık yatırım, ABD ekonomisine 796 milyar dolarlık katkı sağladı ve 244 milyar dolarlık kişisel gelir artışı yarattı. Ayrıca, proje 310.000 yeni istihdam oluşturdu. 2010 yılında genomik tabanlı endüstri, federal ve eyalet vergileri yoluyla hükümet yatırımını fazlasıyla geri kazandırdı. Yani bu proje sadece insan ömrüne katkı yapmayı hedeflemiyor, aynı zamanda ülke ekonomilerine de büyük katkılar sağlama potansiyeli güdüyor.

BM iklim finansmanı hedefleri ABD seçim belirsizliğiyle karşı karşıya

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bu hafta toplanırken, dünya ülkeleri iklim finansmanı hedeflerinin müzakeresinde kritik bir dönemeçle karşı karşıya ve 5 Kasım’daki ABD başkanlık seçiminin belirsizliği görüşmelerin üzerine gölge düşürüyor. Mevcut 100 milyar dolarlık yıllık iklim finansmanı taahhüdü yıl sonunda sona erecek ve müzakereciler, 11 Kasım’da Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başlayacak COP29 iklim zirvesinden önce yeni bir hedef belirlemek için baskı hissediyor.

Müzakereciler, ABD seçiminin bilinmeyen sonucu göz önüne alındığında, şu anda pozisyon belirlemenin erken olabileceği konusunda endişelerini dile getirdiler. En büyük ekonomi ve önemli bir kirletici olarak ABD, küresel iklim politikası gündeminin belirlenmesinde kilit bir rol oynuyor. Küçük Ada Devletleri İttifakı’ndan Michai Robertson, seçimlerin iklim görüşmeleri üzerindeki etkisini vurgulayarak, bu tartışmalarda “seçimlerin hesaba katıldığını” belirtti.

Ülkeler, ABD’nin tarihindeki en büyük iç iklim harcama yasasını geçiren mevcut yönetimin iklim politikalarını Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in sürdürme olasılığı da dahil olmak üzere farklı sonuçları değerlendiriyor. Alternatif olarak, fosil yakıtları artırmayı ve Paris Anlaşması’ndan çekilmeyi planladığını ifade eden eski Başkan Donald Trump’ın kazanması durumunda, ABD iklim politikasında önemli bir değişiklik yaşanacaktır.

Yeni bir finansman hedefi üzerinde anlaşmanın zorluğu, ya çok yüksek ve karşılanamayacak ya da küresel ısınma arttıkça savunmasız ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak için çok düşük ve yetersiz olacak bir hedef belirleme riskini dengeleme ihtiyacıyla daha da artıyor. BM iklim ajansı başkanı Simon Stiell, yıllık iklim finansmanı ihtiyacının trilyonlarca dolar olduğunu tahmin etti.

Azerbaycan’ın COP29 başkanlığından üst düzey bir yetkili, 2025’ten önce yeni bir hedef belirlenmemesinin gelecekteki iklim müzakerelerini tehlikeye atabileceği konusunda uyarıda bulunarak, bu görüşmelerdeki yüksek risklere işaret etti.

ABD iklim müzakerecileri, mevcut yönetimin politikalarıyla sınırlı olduklarından, taahhütlerinde kısıtlıdırlar. Başkan adayı olarak Harris, küresel Yeşil İklim Fonu’na 3 milyar dolar katkıda bulunma taahhüdü de dahil olmak üzere Biden’ın iklim müzakere pozisyonlarını destekledi. Ancak ABD tarafından yeni bir finansman hedefi sunulmadı ve gelişmekte olan ülkeler olarak muaf olduklarını savunmalarına rağmen, Çin ve Körfez petrol üreticisi ülkeler gibi hızla büyüyen ekonomilerin fon katkısında bulunması için bir baskı var.

ABD seçimlerinin Kasım ayındaki zamanlaması, BM iklim zirveleriyle çakışarak tarihsel olarak anlaşmalara varmada zorluklara yol açmıştır. 2004’teki tartışmalı seçim ve 2016’daki Trump’ın sürpriz zaferi gibi geçmiş seçimler, iklim müzakerelerinde aksamalara neden olmuştur.

Ancak bu yıl, iklim felaketleri ve aşırı hava olayları daha sık hale geldikçe artan bir aciliyet duygusu var. Müzakereciler, Trump yönetimi altında ABD’nin küresel iklim çabalarından çekilmesi gibi geçmiş deneyimlerden ders alarak beklenmedik sonuçlara hazırlanıyorlar.

Eski Başkan Barack Obama döneminde ABD müzakerecisi olarak görev yapan Bezos Earth Fund’ın sürdürülebilir finans direktörü Paul Bodnar, şu an ile 2016 arasındaki hazırlık farkına dikkat çekerek, küresel iklim görüşmelerinde güçlü bir ABD varlığını sürdürmek için ABD eyaletleri ve şehirleri arasında kurulan ittifaklar yoluyla oluşturulan dayanıklılığı vurguladı.

Reuters bu makaleye katkıda bulundu.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Prizmabet giriş: Erdoğan: Türkiye enflasyonu düşürerek büyüyecek

Kabine toplantısının akabinde açıklama yapan ve ülkenin enflasyonu düşürerek büyüyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Son üç ayda yıllık enflasyon 23,5 puan geriledi. İşsizlik düzgünleşti. Cari açığı süratle düşürdük. İktisadın…

Kabine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplandı. İç ve dış gelişmelerin ele alındığı toplantıda orta vadeli program değerlendirildi.

İş ve yatırım ortamını güzelleştirme çalışmalarının devam edeceğini, iktisattaki kayıt dışılığı azaltacak adımların atılacağını lisana getiren Erdoğan, “Türkiye enflasyonu düşürerek büyüyecek. Enflasyon düştükçe rekabet güçlenecek, istikrarlı yüksek büyüme olacaktır. Bu yılın ikinci çeyreğinde ulusal gelirimiz 1,2 trilyon doları geçtik. Dış ticaret ortaklarımızdaki toparlanma ve enflasyondaki düşüşle birlikte çok süratli bir canlanma bekliyoruz” dedi.

Geçen yıl uygulamaya başlanan Orta Vadeli Programı daha da güçlendirdiklerini belirten Erdoğan, para, maliye ve gelirler siyasetlerini ahenk içinde yürüterek tek haneli enflasyona kesinlikle ulaşılacağını vurguladı.

Ülkenin gücünü genç, dinamik ve kaliteli insan kaynağından aldığını belirten Erdoğan, “Büyümenin istihdam oluşturması bu yüzden çok çok değerlidir. 2023’de zelzelenin tesirlerine karşın 880 bin yeni istihdam sağlandı. 2024’te bu yükseliş devam etti. İşsizlik oranı yüzde 8.8 olarak gerçekleşti. Son 1 yılda 1 milyon 105 bin ek istihdam imkanı oluşturduk. Orta vadede gayemiz yeni istihdam sağlamaktır. Gençlerin ve bayanların işgücü piyasasına iştirakini destekleyerek iktisattaki rollerini öne çıkartacağız” sözleri kullandı.

İhracatta da çok yeterli bir ritm yakalandığını söz eden Erdoğan, 2023’te ihracatın 256 milyar dolarla rekor kırdığını, yıllık ihracatın Ağustos’ta 262 milyar dolar olarak gerçekleştiğini hatırlattı.

“Milli gelire oranla 2024 sonunda yüzde 1,7, orta vadeli program devri sonunda yüzde 1,3’lük bir cari açık bekliyoruz” diyen Erdoğan, müksek katma bedelli üretim, yenilenebilir güç yatırımlarıyla cari açıkta kalıcı düzgünleşme sağlanacağını vurguladı. Erdoğan, kayıt dışı iktisatla uğraştan de taviz vermilmeyeceğini vurguladı.

“Turizmde 2024 maksatları tutacak”

Turizmde gayelerin tutacağını lisana getiren Erdoğan şöyle konuştu:

“Geçen sene İstanbulumuzu 17 milyon 370 bin turist ziyaret etti. 56 milyon 700 kişiyi ülke olarak konuk ettik. Bu sene gaye 60 milyar dolarlık turizm gayesidir. Bölgemizde sıcak çatışmalara karşın turizm dönemimiz güzel geçiyor. 2024 amaçlarımıza ulaşacağımıza inanıyoruz.

4 Eylül tarihinde Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve heyetini resmi ziyaret kapsamında külliyemizde konuk ettik. Şubat ayındaki tarihi ziyaretimizin akabinde sayın Sisi’nin ziyaretiyle Türkiye-Mısır alakalarını çok daha ileri düzeye taşıdık.”

Prizmabet, online bahis ve oyun kesiminde kıymetli bir yer edinen bir platform olarak dikkat çekiyor. Spor bahislerinden canlı casino oyunlarına kadar geniş bir oyun yelpazesi sunan site, kullanıcılarına eğlenceli ve yararlı bir tecrübe vaat ediyor. Güvenlik ve adalet konusunda sıkı standartlara sahip olan Prizmabet, kullanıcılarının memnuniyetini önceliklendiriyor ve çeşitli promosyonlar ile daha da cazip hale geliyor. Taşınabilir uyumluluğu sayesinde her yerden erişilebilen site, kullanıcı dostu arayüzü ile de her düzeyden oyuncuya hitap ediyor. Prizmabet, dinamik yapısı ve daima güncellenen oyun seçenekleri ile online bahis ve casino dünyasında öne çıkmayı başarıyor.

Yurt dışı tur satışları patladı

Setur, 2023 sezonundaki seyahat eğilimlerini, tatilcilerin gözde duraklarını ve turizmdeki trendleri açıkladı. Buna göre turizm sektöründe pandemi sonrası başlayan talep artarak devam ediyor, gemi seyahatleri ve yurt dışı tur satışlarında ise yüzde 100’ün üzerinde artış yaşanıyor.

Setur, 2023 yılı ilk 9 ay değerlendirmesini paylaştı. Yıl içinde yaşanan gelişmeler neticesinde rezervasyon akışlarında kısa süreli bir durgunluk dönemi yaşansa da sektörün kısa sürede toparlandığı belirtiliyor. Konaklama ve misafir sayısı açısından Temmuz-Ağustos aylarında istenilen oranlar yakalanırken, sıcak havaların ve süren talebin etkisiyle sezonun uzaması, doluluk oranlarına yansıyor. Yurt içi otellerde Akdeniz Bölgesi’nin doluluk oranlarında Ege Bölgesi’ni geçtiği belirtiliyor.

Sektör dinamiklerini değerlendiren Setur Turizm Genel Müdür Yardımcısı Koray Küçükyılmaz, “Setur olarak pandemi sonrası süreç ile birlikte hızlı bir yapılanmaya giderek ürün stratejimizi genişlettik ve daha geniş kitlelere ulaştık. Müşteri deneyimini merkeze alarak operasyonel etkinliğin yanı sıra ürün yönetimi ve pazarlama stratejilerimizi dinamik yöneterek, seyahat trendlerini yakaladık, rekabetin yoğun olduğu turizm sektöründe pazar payımızı ve rekabet gücümüzü artırdık” dedi.

Yurt dışı misafir ve tur satışlarında yüzde 100’ün üzerinde artış

Küçükyılmaz sözlerine şu şekilde devam etti: “Başarılı performansımızı devam ettirdiğimiz 2023 yılına baktığımızda da yurt içi otel satışlarında geçen sene aynı döneme göre yüzde 20, cruise seyahati satışlarında yüzde 50, yurtdışına yönelik misafir sayısı ve tur sayılarında ise yüzde 100’ün üzerinde bir artış gördük. Hedefleri yakaladığımız yurt dışı tarafında 2024 yılı için pazardaki payımızı artırarak 2023 yılına göre misafir sayısı ve ciroda yüzde 100 büyüme hedefliyoruz.”

“2023 yılı hedeflerini tutturacağımızı düşünüyoruz”

Otellerin lokasyonları ve sundukları konsepte göre fiyatlandığını belirten Küçükyılmaz, yüksek sezonda fiyatlar konsept ve yıldıza göre fiyatların kişi başına 1.000 TL’den 10.000 TL’ye kadar değiştiğini söyledi. Küçükyılmaz, erken rezervasyonların uygun maliyetlerde tatil açısından büyük fırsatlar yarattığını belirtirken; “Sene başında deprem felaketi ve sonrasında seçim dönemleri gibi önemli süreçlerden geçtik. Tüm bu etkenleri göz önünde bulundurduğumuzda sektör olarak önemli bir performans sergiledik. Yurtdışı misafirlerimizin oranları da beklenilen düzeyde devam ediyor. Geçen sene 51 milyon ziyaretçi ile 46.3 milyar dolar turizm geliri elde edilmişti.

Bu senede hedef 60 milyon ziyaretçi ve 50 milyar dolar turizm geliri. İlk 9 ayda gördüğümüz rakamlar bu hedefin yakalanma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Öte yandan fiyatların yılda yıla değişim göstermesi, kişilerin tatillerini benzer zamanlarda değerlendirmeleri, popüler tatil destinasyonlara ilginin her geçen sene artması gibi faktörler erken rezervasyonun önemini artırıyor. Erken rezervasyonlara yönelik kampanyalar tüketici nezdinde karşılık buluyor ve bu kampanyalara ilgi büyük oluyor” dedi.

Yurt dışında tatilcilerin uğrak yeri Avrupa

Setur değerlendirmesine göre yurt dışı turları açısından pandemi sonrası başlayan yükseliş artarak devam ediyor. Yurt dışı turlarında tatilcilerin gözdesi Avrupa olurken İtalya-Fransa-İspanya-Benelux Turları, en çok tercih edilen yurt içi-yurt dışı lokasyonlar ve turlar arasında ilk sırada yer alıyor. İkinci sırada Balkan Turları, üçüncü sırada Phuket-Bali-Japonya turlarını kapsayan Uzakdoğu ve dördüncü sırada ise Sharm El Sheikh-Hurgada-Dubai Turları’nı içeren Mısır-Ortadoğu bulunuyor.

Son yıllarda artan cruise turizminde ise 2023 yılında en çok Yunan Adaları turları tercih ediliyor. Bir başka rağbet gören destinasyon ise Norveç Fiyortları oluyor.

“İhracatta 2 kez revizyon yaptık, hedefe ulaşacağız”

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bu yılki ihracat hedefinin 15 milyar dolar olduğunu belirten GATHİB Başkanı Ahmet Fikret Kileci, depremden dolayı yaşanan olumsuzluklarla birlikte bölgedeki ihracat kaybının 2,5 milyar dolar olduğunu söyledi. Kileci, “Bu yıl 2 veya 3 defa revizyon yaptık. Yılsonu hedefini tuttururuz” dedi.

Mehtap HALICI

Şubat ayında yaşanan depremin bölgede büyük bir kayba yol açtığına işaret eden Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, bölgenin ihracat kaybının en az 2,5 milyar dolar olduğunu söyledi.

Bölgenin tekstilden gıdaya, makinadan ayakkabıya, medikalden çimentoya kadar birçok sektörde ürün çeşitliliği olduğunu belirten Kileci, Gaziantep’te geçen sene 10,5 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleştiğini belirterek, bölgenin ihracat rakamının ise 12,5 milyar dolar olduğunu ifade etti. Kileci, “Bu yılsonunda bölge hedefimizi 15 milyar dolar olarak belirledik. Tüm bu olumsuzluklara rağmen hedefi yakalamak problem olmayacak gibi görünüyor. Çünkü bu sene 2 veya 3 defa hedef revizesi yaptık” diye konuştu.

“Fabrikalarda üretim aksamadı”

Genç tasarımcıları Türk tekstil sektörüne kazandırmak için Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (GATHİB) tarafından dokuma, örme ve baskı olmak üzere 3 kategoride düzenlenen ve toplam 1 milyon 450 bin TL ödüllü “Doku Kumaş Tasarım Yarışması” finali Gaziantep’te gerçekleştirildi.

Ödül töreni sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan GATHİB Başkanı Fikret Kileci, deprem sebebiyle bölgede çok fazla göç olduğuna dikkat çekerek, fabrikalarda üretimin aksamadığını, bölgede birçok insanın işine devam ettiğini söyledi. Göç rakamlarını tespit etmenin kolay olmadığını belirten Kileci, sözlerine şöyle devam etti: “Çalışan kişinin kendisi kaldı.

Ancak çoluğunu çocuğunu köylere veya başka illere gönderdiklerini gözlemledik. Bu göçü önlemenin bir yolu kalıcı yaşam konutlarını teslim etmekle olacak. Bunların yapılması konusunda da imkanlar ve şartlar dahilinde cidden çok uğraşılıyor. Felaketin üzerine siyaset olmaz.

İhracatçı peşin hükümlü ve sabit fikirli olamaz, hedef odaklı olur. Hepimiz insanız. Kayıp var, bu kayıplardan dolayı hedeflerde değişme var. Hedefe gitmek için ise mubah olan kurallar dahilinde sistemin içerisinde olan yolları bir an önce bulmaktan geçiyor. Çünkü ihracatçılar interaktif olur.”

“Bugüne kadar ki en akılcı planlama”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerini de değerlendiren Kileci, “Kesinlikle bugüne kadar ki akılcı, ulaşılabilir, ayakları yere basan bir plan var ortada. Biz de bunu yapabileceğimizi düşünüyoruz. Ancak bizim önümüzdeki taşların yerinden kalkması lazım. Enflasyon ve faizin gelmesi gereken yeri kastediyorum” dedi. İhracatçının dolar hedefinin enflasyonist faizle birlikte stabil bir noktada olması gerektiğine işaret eden Kileci, “Enflasyon düşük, faiz düşük ve dolar yüksekse olmaz.

Çünkü üretim maliyetleri var ve siz bu üretim maliyetlerini yurtdışı yabancı paraya göre hesaplayıp müşterilerinize sunmak zorundasınız. Dışarıdaki insan ülke şartlarındaki değişikliklere bakmaz. Çünkü onların da kendi dinamikleri var. Yoksa oyunun dışında kalırsınız” diye konuştu. Olan imkanları ve kaynakları olabildiğince doğru ve faydalı kullanmak gerektiğine dikkat çeken Kileci, “Ancak tasarruf ve idare etme mantığı tek taraflı asla olmamalıdır.

Üreticiler, vatandaşlar ve insanlar eğer bir yerde tasarruf yapıyorlarsa bizi yönetenlerin de aynı tasarrufu yapması lazım. Fedakarlık eğer ki tek taraflı olursa bu iş olmaz, ciddi sıkıntılar çıkar” ifadelerini kullandı. Şu anki ekonomi kadrosuna güvendiğini belirten Fikret Kileci, “Hepimizin de güvenmesi lazım, herkesin bu insanlara şans tanıması lazım. Birden bire hiç kimse şapkadan tavşan çıkaramaz” dedi.

“İşçilik maliyeti 1.100 dolara geldi”

“Enflasyon yüksek olup da kur aşağıda kalırsa ihracatçı hiçbir planını yapamaz” diyen Kileci, şöyle konuştu: “Yüksek enflasyonun karşısında düşük kur ihracatçıyı bitirir. İhracata üretim yapan, resmi çalışan işletmelerde işçilik maliyetimiz şu anda ortalamada 1.100 dolara geldi. Bir çalışanın bütün kıdemi, ihbarı, izni, yolu, yardımı, servisi gibi kalemlerini koyduğunuz zaman çalışan bizden 100 birim alıyorsa bunun maliyeti 100 birim olmuyor. Çünkü işverenin üzerine arka planda ciddi ek yükler getiriyor. Bütün bunları üst üste koyduğunuzda da bir işçinin maliyeti bugün bin 100 dolara denk geliyor. Çok önemli bir vakadır bu.”

Üniversiteli işsiz ordusundan kurtulmak gerekiyor

Fikret Kileci, tüm sektörlerde hemen hemen ara eleman sıkıntısı olduğuna dikkat çekti. Kileci, “İnsanlarımızı çok iyi eğitmemiz gerekiyor, beşeri sermayemize çok önem vermemiz lazım” dedi. Özellikle liselerde meslek liselerini ve meslek yüksekokullarını ciddi anlamda çoğaltmak gerektiğini belirten Kileci, “Üniversiteli işsiz ordusundan kurtulmak gerekiyor. Gelişmiş ülkelerin bir numaralı silahıdır bu. Almanya’da ve Amerika’da meslek lisesini bitirip oradan işe başlarlar, bu onlarda bir sistemdir. Çünkü bir mühendis ne kadar önemliyse bir meslek lisesi mezunu da o kadar önemlidir” diye konuştu.

FED tutanakları, bazı yetkililerin haziranda faiz artışından yana olduğunu gösterdi

ABD Merkez Bankası, Federal Açık Piyasa Komitesi’nin son toplantısının tutanaklarını yayınladı…

Fed, Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) 13-14 Haziran’da düzenlenen toplantısına ilişkin tutanakları yayımladı. Politika faizinin değiştirilmeyerek oy birliğiyle yüzde 5-5.25 aralığında sabit tutulduğu son toplantının tutanakları, bazı yetkililerin söz konusu toplantıda faiz artışından yana olduğunu gösterdi.

Tutanaklarda, “Bazı yetkililer bu toplantıda federal fon oranı için hedef aralığın 25 baz puan artırılmasından yana olduklarını veya böyle bir teklifi destekleyebileceklerini belirtti” ifadesi yer aldı.

Fed’in tutanaklarında, 25 baz puanlık faiz artışını destekleyen yetkililerin, iş gücü piyasasının çok sıkı olmaya devam ettiğini, ekonomik faaliyetteki ivmenin önceden tahmin edilenden daha güçlü olduğunu ve enflasyonun zaman içinde yüzde 2 hedefine geri dönme yolunda olduğuna dair çok az açık işaret olduğunu gerekçe gösterdiği aktarıldı.

Neredeyse tüm Fed yetkilileri faiz oranının sabit tutulmasının ‘uygun veya kabul edilebilir’ olduğuna karar verdi

Tutanaklarda, neredeyse tüm Fed yetkililerinin haziran toplantısında faiz oranının sabit tutulmasının ‘uygun veya kabul edilebilir’ olduğuna karar verdiği belirtilerek, “Yetkililerin çoğu, bu toplantıda hedef aralığı değiştirmeden bırakmanın, ekonominin Komite’nin maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedefleri doğrultusundaki ilerlemesini değerlendirmek için kendilerine daha fazla zaman tanıyacağını ileri sürdü” ifadeleri kullanıldı.

Tüm yetkililerin enflasyonun hala yüzde 2 hedefinin oldukça üzerinde olması ve iş gücü piyasasının çok sıkı olması nedeniyle, Komite’nin hedeflerine ulaşılması amacıyla para politikasında sıkı duruşun sürdürülmesinin uygun olacağını öngörmeye devam ettikleri belirtilen tutanaklarda, neredeyse tüm yetkililerin ekonomik projeksiyonlarında 2023 yılı boyunca faiz oranında ek artışların uygun olacağı kanaatine vardıkları kaydedildi.

Tutanaklarda, ekonominin hane halkı ve işletmeler için daha yüksek faiz oranları da dahil olmak üzere daha sıkı kredi koşullarından kaynaklanan, ekonomik faaliyet, işe alım ve enflasyon üzerinde muhtemelen baskı oluşturacak ters rüzgarlarla karşı karşıya olduğu ancak bu etkilerin kapsamının belirsizliğini koruduğu belirtildi.

Fed’in tutanaklarında, iş gücü piyasası koşullarının devam eden gücü ve tüketici harcamalarının direnci göz önüne alındığında, ekonominin yavaş büyümeye devam etmesinin ve bir gerilemeden kaçınma olasılığının neredeyse ‘ılımlı resesyon’ beklentisi kadar olduğunun öngörüldüğü ifade edildi.