PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Teknolojide tam bağımsızlık hedefi: Baykar’dan uzay girişimi hamlesi 

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST’te yaptığı açıklamada, Baykar’ın uzay alanındaki girişimlerini duyurdu. Bayraktar, “Kendi küresel konumlama sistemimizi oluşturuyoruz” dedi ve bunun için öz kaynakların geliştirildiğini ifade etti.

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, geçen yıl savunma sanayi ihracatının üçte birini Baykar’ın yaptığını hatırlatarak, “Bu, yüksek teknoloji ürünü insansız hava araçlarıyla oldu. Biz o sayede Bayraktar Akıncı’yı da Bayraktar TB3’ü de KIZILELMA’yı da hiçbir kaynağa ihtiyaç duymadan öz kaynaklarımıza geliştirdik.” dedi.

İnsansız hava araçlarının yanı sıra Baykar’ın uzay girişiminin bulunduğunu ifade eden Bayraktar, “Şu anda 80 kadar mühendis çalışıyor. O kaynakla küresel konulama sistemi inşa ediyoruz. Düşünün ki bu yüksek teknoloji ihracatından gelen kaynakla atmosferin de ötesine bir anlamda çıkan bir teknolojiyi ve dünyada sadece bir firma daha benzer bir alanda çalışıyor. O da bizden daha ileride değil. Kimseden bir kuruş almadan kendi küresel konumlama sistemimizi inşa ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, Baykar’ın ürettiği SİHA’larda yerlilik oranının yüzde 93’ten yukarıda olduğunu ve bütün katma değerin Türkiye’de üretildiğini belirtti.

Bayraktar, “Tümüyle özgün bir şekilde tasarlanan, yüksek teknoloji ürünü, içinde milyonlarca satır yazılım bulunan, donanımlardan oluşan, işte aero-dinamiklerden oluşan, uçan bir robottan bahsediyoruz. İçindeki sensörlere kadar hepsi Türkiye’de yapılıyor. Hatta elektro optiklerde dünyanın en iyisinden 2 kat daha iyisini yapmayı daha elektro optik görmesini sağlayan teknoloji.” dedi.

Bayraktar, Türkiye’nin bütçesindeki savunma harcamalarının son 20 yılda giderek azaldığına dikkati çekerek, “Yıllar içinde, 20 senede dışarıdan alırken hem ihtiyacı tam karşılamayan hem dışarıya bağımlı olan bir teknoloji kullanılıyordu. Bu teknolojiler 5-10 kat daha fazla fiyatla alınıyordu. Milli teknolojinin de gelişmesi bir anlamda engellenmiş oluyordu. O kaynağın azalıp, eğitime ayrılan kaynağın arttığını görüyoruz. Ama düşünün ki sektörün ürettiği ciro, ihracat cirosu onlarca kat artmış. Dolayısıyla enteresan bir şey görüyoruz burada. Buradaki en kıymetli unsur insan yine.” diye konuştu.

TEKNOFEST İNSAN YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYOR

TEKNOFEST’in aynı zamanda bir eğitim platformu olduğunu ve insanlara en yüksek donanımı en erken yaşta kazandırmayı hedeflediğini kaydeden Bayraktar, “Dolayısıyla bu yaklaşımın işte milli eğitim açısından da üniversite ve ötesi çalışmaları açısından benzer şekilde devam etmesi gerekiyor. İnsana ve eğitimine yatırmak aslına bakarsanız o yetişmiş insanlar bütün bu değeri yürütüyor.” ifadelerini kullandı.

Baykar’ın dünyaya fikir ihraç ettiğini vurgulayan Bayraktar, yurt dışına yapılan satışın kıymetinin “fikir”den kaynaklandığını dile getirdi.

“YAPAY ZEKA ETKİLEYİCİ BİR TEKNOLOJİ”

Bayraktar, yapay zeka ve Türkiye’nin büyük dil modelini geliştirme çalışmaları hakkında bilgi verdi. Kendisinin de robotik uzmanı olduğunu ve robot uçaklar inşa ettiklerini ifade eden Bayraktar, robotik alanının kurucusunun da bu medeniyetten bir isim olan Cezeri olduğunu hatırlattı.

Bayraktar, son dönemde bilgisayar teknolojilerinde bir kırılım yaşandığına dikkati çekerek, “Bilgisayar teknolojisi, ne zaman böyle çok sofistike bir şeyle önünüze gelse illüzyon gibi, büyü gibi neredeyse insanı büyüleyebilecek şeyler yapıyor. Şunu hiç unutmayın, dönen çarklardan oluşan bir saat gibi bir şey bu ama çok fazla çark var içinde. Birebir benim taklidimi yapabilecek belki yazılımlar çıkacak, duygularımı, her şeyimi, ne söyleyebileceğimi dahi tahmin edecek yazılımlar çıkacak.” dedi.

Yapay zeka ve büyük dil modelleri açısından daha büyük entelektüel kapasite gerektiren işlerin çok daha karmaşık işler olduğunu anlatan Bayraktar, bunlarda son dönemde bir devrim yaşandığını söyledi. Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu gerçekten etkileyici bir teknoloji. Bir yandan biraz böyle rastgele keşfedilmiş bir şey ama açıkçası dünyayı da çok değiştirecek, dönüştürecek bir teknoloji. Ben biraz insanlığın kalemi yeniden keşfetmesine benzetiyorum. Niye bu benzetmeyi yapıyorum çünkü kalemin keşfinden önce biz kulaktan kulağa bilgiyi aktarırdık. Şimdi biz sistematik bir şekilde bilgiyi aktarma kabiliyeti kazandık. Biz de robotik uçaklar yapıyoruz, yapay zekayı yoğun bir şekilde kullanıyoruz. Hangi tarafta kullanıyoruz, uçakları çok daha emniyetli bir şekilde uçurmak için kullanıyoruz. Bunun yanında daha akıllı bir rota otonomisi oluşturmak için kullanıyoruz. Ne demek bu, mesela uçağın motoru bozuldu. İşte nasıl dönüp piste insin, bunu bilgisayar kendi kendine yapıyor. Ama silah angajmanı için kullanmıyoruz. Önüne meteorolojik bir engel çıktı, bunları tanısın ve onlara göre eylem alsın diye kullanıyoruz.”

Yeni nesil otonominin bu dil modelleri ile insanın doğal diline daha yaklaşmasıyla oluşacağını kaydeden Bayraktar, yapay zekanın getirdiği dönüşümde Türkiye’nin konumuna dair ise “Türkiye’nin bu dönüşümünde geri kalmaması gerekiyor. Çünkü bu dönüşüm aracına sahip olanlar, ayrı bir dünya inşa edecekler.” değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, “Türkiye yapay zeka rüzgarını yakaladı mı” sorusuna, “TEKNOFEST kuşağı en büyük umudumuz. Türkiye iyi bir yerde ama ara açılabilir burada. Büyük bir güç oluşturuyor, doğru. Ben tartışmaları hep ‘Bu teknolojiyle nasıl sonsuz bir güce ya da sonsuza yakın bir güce kavuşuruz da dünyayı domine ederiz’ üzerinden döndüğünü görüyorum.” yanıtını verdi.

“ASIL MOTİVASYONUMUZ ÜLKEMİZİN TAM BAĞIMSIZ, GÜÇLÜ VE MÜREFFEH YARINLARI”

Baykar’ın farklı alanlardaki yatırımlarına dair bilgi veren Bayraktar, “Biz ülkemizi bağımsız, güçlü ve müreffeh kılacak stratejik alanlara yatırım yapıyoruz, daha çok kimsenin giremeyeceği, yapamayacağı, inşa edemeyeceği alanlara. Eğer şayet bir alan ülkemizin ihtiyacını karşılayacak şekilde zaten mevcutsa biz ona hiç girmiyoruz. Uzayda da seçim yaparken öyle yaptık. Ülkemizin uzayla alakalı çalışmaları var. Haberleşme uyduları var, çok daha karmaşık bizim yaptığımız uydulardan.” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, küresel konumlama sistemi (GPS) inşası yoluna gidilmesinde de bu yöntemin izlendiğini belirterek, kimsenin bu alanda çalışma yürütmediğini söyledi. Sivil alanda da kullanılacağını ve dünyada da büyük ihtiyaç olacağını tespit ettiklerini bildiren Bayraktar, benzer şekilde hassas konumlama sistemlerinin Türkiye’yi bağımsızlaştıracak bir uygulama olduğundan seçildiğini vurguladı.

Bayraktar, yörünge transfer aracının da yeni bir kavram olduğuna, dünyada neredeyse hiç üreticisi olmadığına dikkati çekerek, bu araçların bir anlamda uzaydaki minibüs olduğunu ve bir yörüngeden diğerine gidilmesini sağladığını vurguladı.

Bayraktar sözlerine şöyle devam etti:

“Benzer şekilde uzaya çıkış için Türkiye’de fırlatma aracı olsaydı onu kullanırdık elbette ama şu an yok. Bizim inşa edebilecek kaynağımız, kapasitemiz var. Baykar, 5 bin kişilik bir aile. Kaynağımız var, bunu yapabiliriz. Bu yatırımların hiçbiri neredeyse geri dönüşü olmayan yatırımlar. Belki 15- 20 senede kendisini ancak fizibil hale getirebilecek yatırımlar. Fakat olmadığında da çok büyük sıkıntıya gireceğiniz yatırımlar.”

İnternetin ve uzayın Türkiye için neredeyse su ve elektrik altyapısı kadar önemli olduğunu söyleyen Bayraktar, “Karalarımızı koruyabilmek için denizlerde varlığımız olması gerekiyor. İkisini koruyabilmek için göklerde varlığımız olması gerekiyor. İşte görüyorsunuz burada, göklerdeki eserlerimizi. Üçünü birden koruyabilmek için de uzayda varlık göstermek durumundasınız. Dolayısıyla asıl motivasyonumuz bir anlamda ülkemizin tam bağımsız, güçlü ve müreffeh yarınları ve tüm dost ve kardeş coğrafyalarımızın.” ifadelerini kullandı.

“BAYRAKTAR’DAN GENÇLERE TEKNOFEST MESAJI”

Bayraktar, TEKNOFEST’i ekranları başında izleyen gençlere yönelik ise şu mesajı paylaştı:

“Dünya her ne kadar buhranlarla, büyük bir karanlığa doğru savruluyor olsa da bir anlamda bütün dünyanın, medeniyetimizin ve milletimizin umudu, buradaki yüksek teknoloji eserleri ile dünyanın geleceğine yön verecek genç kardeşlerim. Onlar bunları yaparken, medeniyetimizin adalet, iyilik, merhamet ve hürriyet değerleriyle kuşanmış bir şekilde bu dünyayı inşa edecekler. Bu yıl 1,6 milyon gencimiz yarışmalarımıza başvurdu. Yine yüz binlerce hatta milyonun üzerinde ziyaretçi ile teknolojinin şampiyonlarının inşa edeceği dünyayı kutlamak için biz bir araya geldik. Ben ülkemin tüm gençlerine ve TEKNOFEST’in uzandığı tüm coğrafyalara TEKNOFEST davetimizi yineliyorum. Daha adil, daha müreffeh, daha güzel ve iyilik dolu bir dünya için genç kardeşlerimi davet ediyorum. Gelin insanlığın bu büyük yıkımdan sonra ihtiyaç duyduğu dünyayı beraber inşa edelim. İnsanlığın, medeniyetimizin faydasına adaletle, iyilikle, merhametle kuşatılmış bir teknolojiyle inşa edelim. Sizleri, tüm gençlerimizi, TEKNOFEST’in kalbinin attığı yer olan TEKNOFEST Akdeniz’e, Adana’ya, Şakirpaşa’ya bekliyorum.”

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Seçimi kazandıran bakan

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni kabineyi açıklaması ile birlikte Mehmet Şimşek Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirildi. Nureddin Nebati, söz konusu bakanlığa veda ederken YeniŞafak yazarı Yusuf Dinç, Nebati için “Seçim kazandıran Bakan” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs seçimini kazanmasının ardından dün Çankaya Köşkü’nde yeni kabineyi açıkladı. Yeni kabine, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy dışında yeni isimlerden oluştu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ise bir süredir ismi kamuoyunda geçen Mehmet Şimşek getirildi. Eski Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Bakanlığa veda ederken Yeni Şafak yazarı Yusuf Dinç, Nebati ile ilgili bir yazı kaleme aldı.

Nureddin Nebati için “Seçim kazandıran Bakan” olarak bahseden Dinç, köşe yazısında şunları yazdı:

“Bakan Nebati son yılın isminden en çok söz ettiren bakanı oldu. Ne Sağlık Bakanı, ne Çevre Bakanı, ne İçişleri ne de Dışişleri onun kadar gündemde kalamadı. Kimi zaman sözleri, kimi zaman icraatları nedeniyle ilgi hep üstünde oldu.

Bu süreçte herkesin aklında bir Bakan Nebati profili oluşmuştur mutlaka. Ben de bu dönemde herkesle beraber tanıma fırsatı bulduğum Bakan Nebati’ye dair tarihe kayıt düşmek isterim.

Bakan yardımcılığı döneminde tanışmıştım ilk defa. Kendisinden randevu isteyen kimseyi geri çevirmeyen, Türkiye için anlamı olacak hiçbir talebi başından savmayan kucaklayıcı bir devlet adamı olarak karşıma çıkmıştı. Açık söyleyeyim ilk defa böyle bir devlet yaklaşımı görüyordum.

Sonra Bakan olduğunda görüştük. Görüşmemiz benim Ürdün seyahatimin hemen akabindeydi. Petra’daki Nebati Restoran önünde seyahat arkadaşlarımla çekildiğimiz fotoğrafı göstermiştim. “Son Nebati benim,” deyip, gülümseyerek karşılamıştı.

İlk söyleyeceklerim bunlar. Sonraki söyleyeceklerime geleyim.

Çok stresli dönemlerde en ciddi sorumluluğu aldı. Rahip Bronson olayından hemen sonra bakan yardımcısı oldu. Akabinde pandemi geldi. Bakanken de savaş ve deprem oldu. Resmen harmana girdi. Ekonomi yönetimi ile ilgili tüm sorumluların paylaşması gereken muhalefet motivasyonlu tepkinin hedefine tek başına yerleşti. Sadece muhalefet değil, kim varsa onu eleştirirken adeta yapayalnız kaldı.

Ama pozitif yaklaşımını ve güler yüzünü hiç eksik etmedi. Sabrının sonuna kadar zorlandığını da herkes takdir edecektir.

“Karamsarlık Müslüman tavrı değildir,” dediğini hatırlıyorum.

Dünyaya karşı rahattı. Tenezzülü de yoktu.

“2030’a kadar zekâtımı verdim,” demişti bir seferinde. Özgüvenini ve teslimiyetini eyleme dökmüş bir duruştu bu. Gerçekten onun duruşunun bir eşi daha olduğunu sanmam. Sanırım bu yüzden kimse onu, o da kimseyi üzmemek için hassastı etrafında. Dervişane bir karakteri vardı desem onu tanıyanlar bana hak verecektir.

Şimdi Nebati Bakan Mersin Milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu Başkanı olacağı konuşuluyor. Üstlendiği ve üstleneceği görevleri layıkıyla yapacağına hiç şüphem yok. Hatta Mersin’i şanslı buluyorum.

Diğer taraftan Bakan Nebati yeni unvanlar alsa da ben onu bu yazımda

seçim kazandıran Bakan

olarak anacağım.

Böylece asıl söyleyeceklerime gelmiş oldum. Neredeyse herkesin ona baktığı pencerenin tam tersinden bakacağım.

Hani biraz önce dedim ya son dönem ekonomi politikalarına getirilen muhalif motivasyonlu tepkiyi tek başına göğüsledi diye, işte seçim kazandıran sırrı burada görüyorum.

Bakan Nebati tam anlamıyla bir krizi yönetti. Onun performansı bana Taner Yıldız’ın Soma faciasındaki kriz yönetim performansını anımsatıyor.

Emsal olsun diye Soma örneğini veriyorum yoksa bence çok daha karmaşık bir krizi yönetti. Karmaşık diyorum çünkü Bakan Nebati farklı olarak var olan bir krizi değil,

var olmayan bir krizi

yönetti. Çok zamansız olacak bir anda hükümetin el değiştirmesine mal olabilecek bir krizi yönetti. Manipülasyonlarla her gün farklı biçim alan ve ne biçimde geleceği hiçbir şekilde öngörülemez soyut bir krizi yönetti. Kim bunu fazla kırıp dökmeden başarabilir ki? Ekonomik krizden bahsetmiyorum, kayıtsız kalınan ekonomik manipülasyon krizinden bahsediyorum.

İktisadi aktörlerin; devlet, işletmeler, finansal kurumlar ve hanehalkıyla beraber tümünün, ortaya çıkardığı bir sonucun hiçbir kazanımı asla takdir edilmeksizin ortaya çıkan sorunların muhatabı olarak sadece Bakan Nebati görüldü. TCMB mesela süreçte daha az yıprandı, Ticaret Bakanlığı çok daha az dikkat çekti.

Bakan Beyin yerinde başkası olsa çoğu yersiz olan eleştirilere ve çileden çıkarır cinsinden manipülasyonlara sert tepkiler verebilir, muhalif motivasyonun tuzağına düşüp var olan sorunları olduğundan da büyük gösterebilirdi.

Gerçekten dönüp baktığımda şu son bir yılı kim yönetebilirdi ki, diye sormadan edemiyorum. Yapmacıklıkla olmazdı. Samimi olduğunu, fedakârca katkı verdiğini onu tanıyan herkes bildiği için hükümetin bu sürecin sonundaki seçim başarısında kritik bir rol oynadığını düşünüyorum. O mümkün olmayanı değil, mümkün olanı zorladı, denebilir.

Büyük ihtimalle Bakan Nebati’yi konu edinen bu yazı dahi çok eleştiri alabilir. Ama kazanılmış bir seçimin ardından bu objektif değerlendirmeyi yapmak gerekiyordu. Zor zamanı doğru yönetti. Soğan projesinin tuzağındayken hükümeti düşürmedi.”

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Erdoğan: Yarım bıraktığımız işi ezici çoğunlukla tamamlayacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçmenine rehavete kapılmayın uyarısı yaparken, 28 Mayıs’ta mutlaka sandık başına gitmeleri çağrısında bulundu

İstanbul Kongre Merkezi’ndeki ‘Kadın Buluşması Programı’na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan seçmenine rehavete kapılmayın uyarısı yaparak, “14 Mayıs’ta yarım bıraktığımız işi 28 Mayıs’ta ezici çoğunlukla tamamlayacağız. Pazar günü oy kullanmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Sandığın telafisi yoktur.” dedi.

Konuşmasının başında katılanları selamlayan ve kendisine verilen destek için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

14 Mayıs günü şahsıma ve Cumhur İttifakı’na verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Meclis’te 323 vekil ile çoğunluğu elde ettik. Cumhurbaşkanlığında da 49.54 ile rakibimizden 5 puan önde bitirdik. Önümüzde seçimlerin en kritik aşaması var. İkinci tur için1 gün kaldı. Bu pazar bir kez daha sandıklara gidip belki de hayatımızın en önemli tercihlerinden birini yapacağız. Ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğine dair mühim karar vereceğiz.

KENDİ VEKİL SAYISINI YOK EDECEK ORANDA 40 VEKİL DAĞITTI

Afrika’dan Asya’ya Balkanlar’dan Türk Cumhuriyetlerine kalbi bizimle olanlar bizi biliyor. Vatanımızın istiklal ve istikbali uğrunda vatanımızın huzurundayız. Türkiye’ye son 20 yılda kazandırdığımız eserle milletimizin huzurundayız. Her kul gibi yapmak isteyip yapamadığımızla eksiklerimizle milletimizin huzurundayız. Diğer tarafta ise kariyerine SSK’yı batırmış bir kifayetsizlik örneği var. 2 hafta öncesine kadar bedava ev vadettiği insanları oy vermedi diye gece yarısı kapı dışarı eden vicdansızlık örneği var. Koltuğunu korumak için Kandil’deki elebaşlarından Pensilvanya’daki hainlere kadar hepsine çiçek dağıtanlar var. Rakiplerini minder dışına atmak için şantaj baskı kumpas dahil her yolu meşru gören ilkesizlik var. Her yolu meşru gören ilkesizlik var. Toplamda yüzde 1’i zor bulan gruba 40 vekil dağıtan bir garip insan var. Fakat bir özelliği daha var, hesap uzmanı. Bu nasıl hesap uzmanı ki yüzde 1 bile olmayanlara kendi vekil sayılarını yok edecek oranla 40 vekil dağıtıyor. Benim milletim hesap uzmanlığının en güzel örneğini bunlara verecek. Türk siyasetinin 21 yıldır tüm kötülükleri 3 aya sığdırmış çapsızlık örneği var.

SANDIKLARI PATLATACAĞIZ

Şimdi soruyorlar, delil. Buyurun delil, belge. Daha ne istiyorsunuz. Eğer Selo’nun dışarı çıkmasını istiyorsanız oyları Kılıçdaroğlu’na vereceksiniz diyorlar. Selo, Diyarbakır’da kürt kardeşimizin ölümüne neden olan teröristtir. Şu anda cezaevinde cezasını çekiyor. Eğer Selo’nun çıkmasını istiyorsanız oyları bize vereceksiniz nasıl derseniz. Erdoğan 323 kişi ile yola devam ederse hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu parti, diyor ki bırakın general olsa ne yazar diyor. Halka da it sürüleri diyor. Diyen kim bir HDP’li. Bu kişiye karşı yargı devreye girdi mi maalesef girmedi. Onlardan değil farklı bir kesimden olsa herhalde yakasına yapılır Gazi Mustafa Kemal’e hakaretten içeri alırdı. Karşımızdaki tabloyu çok iyi görecek ve sandıkları patlatacağız. Her zaman benim bir sözüm var, kale içeriden fethedilir, sizinle bu fethi yapacağız. Pazartesi günü İstanbul’un fethi. İnşallah pazartesi de fethi kutlayalım. Bunların her gün daha çok çirkinleşmelerinin seviyeyi dibe çekmelerinin sebebi bu. Suçüstü yakalandılar. Millete hakaret ederek paçalarını kurtarmaya çalışıyorlar. Sorumluluk bize düşüyor. Nasıl olsa öndeyiz duygusunun bizi rehavete sürüklemesine izin veremeyiz. 14 Mayıs’ta yarım bıraktığımız işi 28 Mayıs’ta ezici çoğunlukla tamamlayacağız. Pazar günü oy kullanmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Sandığın telafisi yoktur. Pikniğe daha sonra gidilir. Tarladaki işler ertesi gün de yapılır ama sandık önümüze 5 yılda bir gelir. Sizlerden sabahın çok erken saatlerinden itibaren oy verme yerlerine gidip oraları bayram yerlerine çevirmenizi istiyorum.

KADIN ARKADAŞLARIMIZLA OMUZ OMUZA YÜRÜDÜK

40 yılı bulan siyaset yolculuğumuzla kadın arkadaşlarımızla omuz omuza yürüdük. Bu günlere analarımızın hayır duaları ile geldik. Ülkeye ve millete hizmet mücadelemizin en önemli kahramanları kadınlardır. 3 Kasım seçimi ile Anadolu ihtilalini başlatanlar kadınlardır. Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından kurtaranlar kadınlardır. 15 temmuz gecesi tanklara meydan okuyanlar kadınlardır. Hiç endişeniz omasın dimdik ayaktayız. Tuttukları evlat nöbeti ile terör örgütlerine baş kaldıranlar kadınlardır. Türkiye’nin ekonomiden ticarete, eğitimden sağlığa kadar tüm alanlarda yazdığı destanın altında siz hanım kardeşlerimizin imzası, alın teri vardır. Başörtüsünden dolayı Üniversitelerin kapısından çevrildiğinizde sizler sabrettiniz, kıyafetinizden dolayı iş bulamadığında ümitsizliğe kapılmadınız. Ayrımcılığa maruz kalsanız da hayatın her alanında başarıdan başarıya sizler koştunuz.

Sonuna kadar, mezara kadar sizinle beraberim. Tıpkı Nene Hatun gibi Şerife Bacı gibi adınızı tarihe şimdiden altın harflerle yazdırdınız. Ülkemizin tüm cesur kadınlarını tebrik ediyorum.

70 YILDA YAPILMAYANI 21 YILDA YAPTIK

Dün akşam Meral hanım diyor ki Erdoğan batırır, Kemal çıkarır diyor. Rabbimizin buyurduğu gibi gözleri var duymaz, kulakları var duymaz. Kalpleri mühürlü. Bıktık bu yalanlardan. Bizden önce 70 yılda yapılamayan hizmet ve reformu 21 yıla sığdırdık.

Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere engelleri biz kaldırdık. Başı örtülü başı açık engelini biz ortadan kaldırdık. Aile içi şiddeti şikayete bağlı suç olmaktan çıkarıp resen takibe bağlı suç haline getirdik. Kadınlarımızın her an yanında olduğumuzu gösterdik. Hem çalışan hem çocuğuyla hayatını sürdüren kadınlarımızın yanında olduk. Kısmi çalışma imkanı sağladık. Yüzde 36 ile cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır. Yüzde 2’nin altında olan siyasette kadın oranını sürekli artırdık. Bu yıl cumhuriyet tarihinin en yüksek oranına ulaştık. 50 vekil ile Melis’te en çok kadın vekil bulunduran parti biziz. Birçok reformu hayata geçirdik. Bizim aleyhimizde, İstanbul başkanlığı adaylığımızdan beri pek çok kampanya yürüttüler. Kadınları dışarı çıkarmayacak, kadınların haklarını elinden alacak, dediler. Sadece siyasetçiler değil, medya kuruluşları, sendika ve STK’lar bile bu oyuna alet oldular.

İKNA ODALARINDA ZULMETTİLER

Kadınların özgürlük ve temsil alanlarını genişlettik, kimsenin yaşam biçimine karışmadık. Bu hassasiyetimizi koruduk. Bize nutuk atanlar ikna odalarında bizim öğrenci yavrularımıza ne acılar çektirdiler. Bay bay Kemal önce bunu anlatsın. İkna odalarında zulmettiler. Bu çileyi çekenler hep bizim yakınlarımızdı. Bay bay Kemal’den bir şey olmaz. İş hayatına kadar kadınlara her türlü zulmü yaptılar. 1 metrelik bez parçası dedi baş örtüsü için. Bunu diyen her numarayı yapar. Başörtülüleri alır onlara rozet de takar. Başörtüsüne hakaret etmekten, yasaklar için mahkemeye koşmak kadar her türlü faşizmi sergilediler.

Ağızlarını doldura doldura devlete seri katil istifası sattılar. DHKPC’den MLKP’sine kadar bu alçaklara çiçek çocuk muamelesi yaptılar. Yalan ve iftiralarla milletimizi korkutmaya çalışıyorlar. Kadınları seçim yenilgilerine ortak edemeyecekler.

AK Parti’ye, Cumhur İttifakı’na LGTB sızamaz. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Bunların milli ve yerli olma konusu sadece eşyada değil ailede de ortaya çıkacak. Veba gibi yayılan bu akımlarla ilgili gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Finansmanını Karadeniz gazı ve Gabar petrolünden sağlayacağımız Aile bankası ile bunu sağlayacağız.

Çıkmış ne kadar borçlarınız varsa gelince sileceğiz diyor. Parlamentoda yoksun, çoğunluk değilsin nasıl yapacaksın. Cumhur ittifakı var çoğunluk, onların izni olmadan nasıl yapacaksın. Milletimiz hiçbir şeyi bilmez sanıyor. Biz kaynak söylüyoruz. Kemal efendi, senin kaynağın nerede söyle bakalım.

BİZ ENSAR OLMAYA TALİBİZ

Sığınmacılar konusunda CHP Genel başkanının yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemlerine başvurmayacağız. Asırlardır mazlumların sığınağı olan bu ülkeye, Boraltan faciası sahnesi gibi utanç sahnelerini yaşattırmayacağız. Bay bay Kemal senin ortakların bu konuda hangi adımı atarsa atsınlar. Biz bu ülkenin güneyinde yaptığımız briket evlere sığınmacıyı taşıyoruz. Katar ile yaptığımız 1 milyon evle de onları iskan edeceğiz. Sizi kovuyoruz, sizi barındırmayacağız, geldiğimizin ertesi günü göndereceğiz… Şu laflara bakın. Biz ensar olmaya talibiz. Biz bize sığınanlara diğerlerinin yaptığını yapamayız. Bu terörist zihniyetidir. Onlar yapabilir ama biz yapamayız. Gönüllü, onurlu dönüşlerini sağlayacağız. 554 bin sığınmacı bu şekilde geri döndü. Almanya, Amerika bu tür Suriyeli muhacirleri alıyor. Biz bir Amerika, Fransa kadar bu tür mültecilere kapımızı açamayacak kadar sıradan bir ülke miyiz. Hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. aileye sahip çıkmak tüm toplumun görevidir.

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Destiny II: Lightfall – İnceleme

Yarışmacımız Light yürüyor, Light hazırlanıyor… Harika bir düşüş!

Böyle direkt löks bir giriş yaptığım için özür dilerim lakin artık bunu daha fazla lisana getirmezsem patlayacağım: Lightfall konusunda başım çok karışıyor. Neyse ki biraz niyetlerimi toparlayabildim. Zira Lightfall’un çok düzgün yaptığı şeyler olduğu üzere çok makus yaptığı şeyler de var. Bu yeterli ve berbat çatışmasının da yaşanmasının sebebi The Witch Queen, yani bir evvelki ek paket. The Witch Queen harikaya en yakın ek paketlerden biriydi. O denli ki eski incelememe göz attığımda gördüm ki kendisine 9 puanı yakıştırmakla kalmamış Destiny tarihinin en âlâ ek paketi unvanını vermişim.

Vallahi dürüst olayım bu puanın ve kendisine yakıştırdığım unvanın gerisindeyim. Şahane bir kıssa ve anlatımı, Savathûn’un şahsen kendisi, raid’i, dönemleri, içeriği, fiyatsız güncellemeleri derken Lightfall’ın The Witch Queen’den nasıl daha yeterli olacağını daima merak ederek geçirdim bütün bir seneyi. Zira Bungie bana “yok canım bundan da daha yeterlisi olmaz artık” lafının gerçek olamayacağını, uygunun sonunun olmayacağını çoktan kanıtlamıştı. Her ay, her sene bir evvelkinden daha uygun bir şeyle karşılaştıktan sonra insan artık şaşırmamaya başlıyordu. “Bungie abi, yapıyor bu sporu!” demekten kendimi alamıyordum. Bu keyfimin, üzerinde en çok baş patlattığım Lightfall’da kesintiye uğraması sözün tam manasıyla afallattı. İncelemenin girişi, ek paketin kendisinden çok iç dünyamla olan uğraşımı anlatıyor üzere oldu lakin ne bekliyorduk, ne bulduk bunları anlatırsam çok daha rahat anlaşılacağımı düşünüyorum ve o yüzden hiç sürat kesmeden eteğimdeki taşları dökmeyi başlıyorum.

Bungie’nin anlatacakları… Yokmuş?

Lightfall konusunda bu kadar heyecanlanmamızın hiç elbet sebebi bu sene anlatacak kıssa. Zira Light-Darkness saga’nın sondan bir evvelki ek paketiyle karşı karşıya idik ve The Witch Queen’in vurucu finalinde tanıştığımız The Witness’a hiç bu kadar yaklaşmamıştık. Artık ismini, neye benzediğini biliyorduk ve 9 yıllık bir maceranın akabinde bu ayrıntılar bile artık hayranları heyecanlandırmaya yetiyordu.

The Witness bu vakte kadar gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyordu. Hem görünüş olarak, hem de güç olarak. Tanrı’lar öldürdük, vakit seyahatleri yapıp bütün alternatif gerçeklikteki Vex zihinlerini yok ettik, Black Garden’ın en taban köşelerine daldık ve bilinen son Ahamkara’nın kalbini söktük. Tüm bu maceralara karşın hiçbiri bir The Witness değildi. Tek bir el hareketiyle düşmanlarını liğme liğme edebiliyor, sözün tam manasıyla vakit ve yer tanımıyordu. O denli ki güçlerinin birazını bahşettiği müritlerinin hakkından gelmek bile tek başına bir çabaydı. The Witch Queen’de “Bu kadar mevt kâfi, bu kadar hayat kâfi.” demişti ancak bu tek kaşlı üzere görünen uzaylının gayesi neydi? Ve ek paketi oynayan biri olarak gönül rahatlığıyla söylebilirim ki: Daha evvel bildiklerimden daha fazlasını bilmiyorum!

Zaten Lightfall’un en en en büyük fiyaskosu tam olarak burada başlıyor. Öykü de, anlatımı da tam bir hayal kırıklığı. Bu vakte kadar yalnızca lore’larda anlatılan, oyunda hiç gösterilmeyen bir şeyi herkes biliyormuş üzere davranıyor, hiç sorgulamadan etmeden bağırlarına basıyor da artık şöyle bir sorun var sevgili müellif takımı BEN BİLMİYORUM O ŞEYİN NE OLDUĞUNU ALOOOO? Hollywood’dan fırlama çok klişe training build-up sahnesi izleteceğine biraz daha kendini anlatamaz mıydın yani? Ya da ne bileyim oyunu iki misyon daha uzatamadın mı? Husus Lightfall’ın öyküsü olduğu vakit en çok söz şu: Bilmiyorum. Bilmiyorum abi, bilmiyorum… Neden bu türlü bir anlatı tercih ettiniz, The Witch Queen üzere bir şeyi ortaya çıkabiliyorsa neden bu istikrar devam edemiyor? The Witch Queen’de de uzaktan çalışmıştınız, Lightfall’da da uzaktan çalıştınız. Bunu bir mazeret olarak sunabilir miyiz ki?

Bu kadar eyyorlandım fakat bir şeyi de itiraf etmeliyim ki ben öyküyü oynarken eğlendim. Hiç mutlu ayrılmadım ancak tekrar de eğlenmeyi başardım. Doğal bu biraz da yeni element Strand’le çok alakalı ancak atmosfer ve sanat tasarımı üzere ayrıntılar her zamanki üzere doruklarla. Bunlardan ileride ayrıntılıca bahsedeceğim o yüzden gözüme daha çok batan bir şeyden bahsetmek istiyorum: Karakter takımı. Takım demeye bin şahit, sayıyorum: Gardiyan (biz işte dümdüz), Osiris, ortada biraz Caiatl, Rohan, Nimbus, Calus, The Witness. Zavalla, Mara Gösteri falan H.E.L.M.’de kalmışlar haydi onları geçtik. Eris ortalıkta yok, Drifter desen nerede Allah bilir. Hani seslendirme bütçesi çıkışmadı dersin, karakter takımının azılığı bir kenara koyarsın, eyvallah. Pekala Nimbus’un insanı fıtık eden karakter gelişimine ne diyebiliriz ki?

Şimdi yiğidi öldür hakkını yeme, başka karakterler çok hoş resmedilmiş. Osiris’i hiç bu kadar gergin görmemiştik. O kadar paniklemiş ki kimi vakit bağırıyor, çağırıyor ve hatta kalp kırdığı oluyor. Hiç elbet ki bu “küçük” macerayı Osiris hiç unutmayacak. Öte yandan Rohan tam bir misyon adamı. Amiyane bir tabirle tatavasız bir kişiliği var. Düşmanımızın ortak olduğunu görünce derhal müttefik olmaya hazır olacak kadar rasyonel ve fedakar birisi. Hiç beklemediğim bir halde müttefikimiz Cabal imparatoriçesi Caiatl’ın geçmişinden bilgiler alıyor, düşmanımız Cabal imparatoru ve The Witness’ın en yeni müridi Calus’un şatafata olan düşkünlüğüne bir defa daha şahit oluyor, The Witness’ın en ufak bir yanılgıda müritlerine bile dünyayı dar edebilecek kadar tahlil odaklı biri olduğunu anlayabiliyoruz. Ancak o Nimbus… O bacağına s*çtığımın karakteri… Bu kadar cringe birisini yazmak için hakikaten büyük bir gayret gerekli. Kendisiyle birinci karşılaştığımda Cayde-6’in boşluğunu doldurmak için yazıldığını düşünmüştüm de ne büyük bir yanılgıymış. Bu fikrin en ufak zerresi bile Cayde-6’e saygısızlık olurdu! Karakter gelişimi, hah! Daha çok karakter gelişimin’t… Koca ek paketin tahminen de en vurucu (olması gereken) andan çok değil yalnızca 2 dakika sonra eski hâline geri dönüyor?! Tamam dostum Nimbus sen gelişme fakat gölge de etme öteki ihsan istemem.

Derdime Derman Spider-Man (Nimbus mizaj)

Hikaye, anlatımı ve karakterler cephesinde işler pek iç açıcı değil, pekala ya geri kalanlar? Sonuçta bir sene boyunca bizi oyalaması gereken bir ek paket var karşımızda. Sonda söylenmesi gereken şeyi başta söyleyip kurtulmak istiyorum ben: Lightfall’un kıssası dışında geri kalan HER ŞEYİ çok uygun. Oynanışı, içeriği, fiyatsız güncellemeyle değişen elementleri, dönem iktisadı, açık dünyası… Hani her şey derken abarttığımı düşünmeyin istiyorum. Bir defa daha üstüne bastırma konusunda hiçbir sorun görmüyorum HER ŞEYİ çok yeterli.

İlk başta Strand’i ele almak istiyorum. Kendisi kıssa boyunca da ismini sık sık duyduğumuz yeni alt sınıfımız. Kıssada biraz fazla yer almasından dolayı aramızdaki bağlantı biraz küskün başlasa da ilerleyen vakitlerde innnanılmaz eğlenceli bir alt sınıf olduğunu fark ettim. Strand’le alakalı söyleyebileceğim birinci şey artık, sonunda, çok şükür ve bu manaya gelen bütün öbür sözler, Destiny’de grappling hook atabiliyoruz. Üstelik o denli oyunun istediği sabit bir yere değil, her yere! İsterseniz havada bir boşluğa, isterseniz diğer bir Gardiyan’a, isterseniz direkt düşmanınıza ya da düşmanlarınızın gemilerine! Bomba slotunu kullanan bu kancayı birinci başta agresif olarak hiçbir biçimde kullanamayacağımızı düşünüyordum. Ama yanılmışım! Kancayı attıktan sonra zamanlamayı ayarlayabilirseniz karakteriniz bir ölçü öne atılarak bir akın da yapıyor ve bu taarruz düşmanlarınıza hiç de azımsanmayacak bir hasar veriyor. Hani “zaten her yere uçup kaçabiliyorsun hasar da vurmayıver” dememiş olmaları çok hoşuma gitti.

Hikaye misyonlarında Strand kökenli yeteneklerinizin yenileme müddeti epeyce kısa tutulduğundan bu kancayı gönül rahatlığıyla kullanabiliyorsunuz. Ancak ne vakit öykü bitiyor çok sert bir duvara tosluyorsunuz: E bu kancanın bekleme mühleti çok uzun?! Ama gerçek bir dizilim ve ufak bir grind’la bu sorunun üstesinden gelmek mümkün. Ayrıyeten Tangle ismi verilen topçuklara kanca atmak da bekleme mühletini büsbütün sıfırlıyor. Düşmanınıza Tangle’ı fırlatıp peşinden kancayla uçarak gitmenin verdiği zevk anlatılmaz. O denli ki Stasis dahil olmak üzere öbür alt sınıfların yüzüne uzun müddettir bakmıyorum.

Bu kadar ballandıra ballandıra anlattım lakin yanlış anlaşılmak istemem, Strand yalnızca grappling hook’tan ibaret değil. Düşmanlarınıza sözün tam manasıyla bola fırlattığınız bir bomba tipi de var. Bu bomba düşmanlarını bir kukla üzere kollarından üste yanlışsız bağlayarak hareketsiz kalmalarını sağlıyor. Bitmedi, son bir şeyden daha bahsedeceğim: Threadling’ler! Bunlar da yeniden bombalarla ya da sınıfınızın yeteneğini kullanarak ortaya çıkardığınız küçük böcükler. Şimdilik her sınıfta birbirinden farklı ikişer aspect, her sınıfta ortak olarak kullanılan on dört tane de fragment var. Şimdilik diyorum zira ilerleyen dönemlerde daha fazlasının geleceğini biliyoruz, Tıpkı… Tıpkı Statis’deki gibi! Mevzuyu şuraya bağlamak için Statis örneğini verdim: Strand’i ve fragment’lerini kasmak çok rahatlatılmış. Beyond Light’ta gelen Statis’i kasmak için kesinlikle quest’ini aldığınız aktiflik içerisinde, quest’in size emrettiği şeyi yapmanız gerekiyordu. Üstelik haftada yalnızca iki sefer yaparak timegate’liyordu. Artık bu türlü zoraki şeyler yok. Takın Strand’inizi istediğiniz yerde, istediğiniz üzere oynayın. Çiçek üzere olmuş diyorum yahu!

Tower-Neomuna Yolcuları Aracımız 5 Dakika İçinde Kalkacaktır

Destiny için bilim kurgu diyoruz natürel ki ancak atladığımız bir öbür etiket ise post apokaliptik oluşu. Last City sahiden de bildiğimiz tek kent olduğu için ismi Last City. Onun dışında Farm ismindeki ufak bir ömür alanına tanıklık etmiştik ancak Last City hariç rastgele bir kentleşme yapısıyla karşılaşmamıştık. Neptün hasebiyle Neomuna’ya kadar. Güneş Sistemi’nin başka gezegenleri Golden Age’de yaşabilir hâle getirilmiş olsa da düşman akınlarına yenik düşmüş bir biçimde tasarlanmış. Yıkılmış binalar, terk edilmiş sokaklar ya da yalnızca vahşiçe büyüyen otlar, ağaçlar… Ancak Neomuna neon ışıklarıyla parıl parıl parlayan bir kent.

Bu vakte kadar Neomuna diye bir yer olduğunu bilmiyorduk da nasıl öğreniyoruz bu da değerli bir soru. Neomuna’yı savunan Cloud Strider’lara konut sahipliği yapan bu kenti Osiris, Savathûn yüzünden (ya da sayesinde mi demeli) öğreniyor. Rohan ve Nimbus’un ırkı olan Cloud Strider’lar temelinde bizim hakkımızda birçok şeye vâkıf. Bize de hem Cloud Strider’ları hem de Neomuna’yı kefşetmek kalıyor. Kentte yaşayan vatandaşların bağlı oldukları CloudArk ağı, arcade oyun salonu formundaki Lost Sector’leri ve dikey mimarisiyle Neomuna, hakikaten de burada hayat olduğunu oyuncuya hissettirebiliyor.

Neomuna hoş, Neomuna tatlı… Pekala ya neler yapabiliyoruz bu Neomuna’da? Yaaani, dürüst olmak gerekirse başka Destiny gezegenlerinde ne yapabiliyorsak onu. Ekstradan iki içerik daha var lakin. Biri Terminal Overload, oburu ise Vex Incursion. Public event başında çalışan bu aktifliklerin bahsetmeye değecek çok büyük farklılıkları yok. Neomuna’nın silahlarını ve Exotic eşya elde etmenin en kesin yolu bu etkinliklerden geçiyor. Bungie’nin Exotic eşya elde etmek için yalnızca üst düzey Lost Sector farm’lanmasından rahatsızlık duyduğunu biliyorduk. Bu rahatsızlıklarını oyuna yeni bir aktiflik getirerek çözmeleri beğenilen olmuş.

Ek olarak şundan bahsetmek istiyorum ki Lightfall’un internet sitesinde Terminal Overload için 6 kişilik maç aramalı bir aktiflik olacağı söylenmişti. Bu da insanların akıllarına The Witch Queen’deki The Wellspring üzere bir deneyim getirmişti. Ancak durum o denli değilmiş. Azamî 3 arkadaşınızla birlikte aktifliğe girebiliyorsunuz girebilmesine de şöyle iki sorunum var: 1) Benim başka arkadaşlarımın başı kel mi, neden onlarla oynayamıyorum? 2) Âlâ de aga yeniden beni Neomuna’nın açık dünyasına atıyorsun ki, bu farklı bir aktiflik seçeneği değil. Oyuncular bu aktifliğin The Wellspring üzere olması için Bungie’ye baskılar uygulamaya başladı bile. Bakalım o cepheden ileride rastgele bir değişiklik olacak mı?

Seviyorum lakin kimi, En tatlı birisini…

…Zaten kafan karıştı biliyorum, Olsun baş harfleri söyler sana, Ne de olsa Destiny 2’yi artık bunsuz düşünmek sıkıntı aga… Bu çok makûs akrostişi anlamadıysanız… Mevzuyu döneme getirmeye çalışıyordum ya… Daima “Şimdi dönemi ek pakete dahil mi düşünmemiz gerekli, yoksa ayrıyeten mı ele almalıyız?” halinde bir beyin fırtınası yapıyordum da, artık saldım onu. Şayet ek paketin baz halini alırsanız yanında dönemi da otomatik olarak almış alıyorsunuz. Yani Bungie bile artık bu ikisini yekpare saymış ben saymasam kaç müellif?!

Season of the Defiance, Lightfall’un tam bittiği yerden bayrağı devralıyor. Reef’in kraliçesi Mara Gösteri bir kez daha bizle haşır neşir oluyor ve güçlerinden paylaşmaktan çekinmiyor. Queensquard yani Kraliçe’nin Muhafazası olarak bulunduğumuz bu dönemin içeriği de, loot’u da pek bir hoş. Kıssası konusunda bir şey söylemek şimdilik güç zira öteki dönemlerde da olduğu üzere hafta hafta ilerliyor. Benim burada daha çok değinmek istediğim şey, Bungie’nin artık sıkıcılaşmaya başlayan dönem iktisadını değiştirmeye ufak ufak başlıyor olması.

Shadowkeep’ten beri her dönemin kendine has bir para ünitesi olurdu. Bu para ünitesini en süratli elde etme yolu ise dönem aktifliğinin şahsen kendisini yapmaktı. Şayet ki gerçek upgrade’leri alırsanız dönem etkinliğinden bağımsız aktiflikleri oynarsanız da cüzi ölçülerde düştüğü oluyordu. Artık bu “para birimi”ni büsbütün kaldırmışlar. Alışkın olduğumuz vendorlar da dahil olmak üzere hepsi engram sistemine geçmişler ve bunu şimdiden söyleyebilirim ki şahane olmuş! Hem dönem etkinliğinde hem de Terminal Overload’ta bir anahtar tipi var ve bu anahtar loot almak için değil temelinde. Ekstra loot almak için. Hâl bu türlü olunca “anahtarım yok ya, en düzgünü oynamayayım” fikrinin önüne geçilmiş.

Bungie’nin ilerleyen vakitlerde dönem vendor’larının upgrade’lenmesini de kaldıracağını biliyoruz. Zira dediğim üzere Shadowkeep’ten beridir durum bu hâlde. Shadowkeep’ten beri diyorum da 1 Ekim 2019’dan beri dersem durumun ne kadar kıymetli olduğunu daha çok vurgularım sanırım. Çabucak çabucak 4 yıldır tıpkı tasarım anlayışı… Yuh…

Böyle build’in craft’layanı da olur evelallah!

Destiny’de dizilim yapmak, bilhassa son düzey içerik oynuyorsanız, çok değerli. Zira oyun üslubunuza direkt tesir ediyor. Yeteneklerinizin bekleme mühletini mi azaltacaksınız, onun yerine biraz can kazanmaya ne dersiniz? Ya da düşman saflarının içine dalacağınız için biraz dayanıklılık âlâ gelirdi değil mi? İşte tüm bu karar sistemleri zırhlarınıza taktığınız modlar, hasebiyle yaptığınız dizilimden geçiyor.

Destiny 2’de bu vakte kadar üç farklı dizilim tipi vardı. İsimleri: Charge with Light, Warmind Cell ve Elementel Well idi. Kimi vakit bu modlara güçlendirmeler geldi, kimileri zayıflatıldı derken muhakkak başlı metalar oluşmuştu. Örneğin kimse Warmind Cell kullanmıyordu. Charge with Light’a gelen nerf’ler yüzünden de Elementel Well kullanımı dominant bir biçimde görünüyordu. Lakin durum bir oldukça değişti. Warmind Cell’ler artık hayatımızda yok… RIP in Pepperonis’leriniz hazırsa teknik olarak artık Charge with Light ve Elementel Well de yok. Armor Charge isminde sentez bir sistem getirilmiş durumda.

Gerek muhteşem kullanarak öldürülen düşmanlarla, gerek taktığınız modların gerekliliklerini yerine getirerek düşürdüğünüz Orb of Power’ı aldığınız vakit bir tane Armor Charge kazanıyorsunuz. Ekstra modlar kullanarak üzerinizdeki azamî Armor Charge’ların ölçüsünü da müddetini de arttırabiliyorsunuz. Uzun lafın kısası sahiden de Charge with Light ile Element Well’in kusursuz bir birleşimi olmuş.

Eskiden zırhların Void, Solar, Statis üzere elementleri vardı. Bu yeni sistem duyurulmadan evvel Strand’in gelmesiyle nasıl yeni modlarla karşılacağımızı merak ediyordum. Sizin de fark ettiğiniz üzere “var-dı” sözünü kullanmıştım zira bu muhabbet de kaldırıldı. Artık her modu her zırhta gönlünüzce kullanabiliyorsunuz. Bunun da şöyle bir konforu var: Ben build’lerimi üçüncü parti bir internet sitesi olan Destiny Item Manager’e kaydediyorum mesela. Solar taktığım zırhımı öteki bir build’imde Void kullanmam gerekiyordu ve DIM bunu ne yazık ki yapamıyordu. Benim elimde manuel olarak halletmem gerekiyordu. Ancak artık bu türlü zahmete gerek yok, gerçi artık DIM’e de pek gerek yok!

DIM’in yapmış olduğu bu şeye, yani Loadout’lara SONUNDA oyun içerisinde de erişebiliyoruz. SONUNDA!!! diye bağırmamın sebebi, oyunun API’ı çöktüğü vakit DIM üzere üçüncü parti hiçbir şeyi kullanamıyor oluşunuz. Artık direkt oyunun içinde bulunduğu için tek tıkla karakteriniz oyuna hazır oluyor. Birinci başta 4 slot veriyor, hiç ölmeden tek başınıza Legend Lost Sector yaparsanız bu sayı 8’e çıkıyor. Ben çok kâfi buldum. Bütün gereksinimlerimi karşılıyor.

Tüm bu buildcraft’ın kökten değişimi, Loadout sistemi… Şunu demeye çalışıyorum: İşleri inanılmaz rahatlatıyor. Ben Destiny’de build yapmaktan çok keyif alıyorum. Bu mevzuda da çok iddialıyım laf ortamızda. Asla YouTube’dan build görüntüsü izlemem, kendi build’lerimi kendim yapardım. Bu değişikliklerle birinci karşılaştığımda eski sistemle kıyas ettiğimden bütün build’lerim çok makûs oluyordu. Makûs olması bir yana daima birebir modlardan birçok defa kullandığımı da fark edince Bungie’ye makus laflar hazırlamıştım. Sonra tövbemi bozup bu yeni sisteme dair bir tane görüntü izledim. Nöronu etkinleşen bir maymun olmuştum artık. Sistemi yeterlice anladığım için kendi build’lerimi yapmaya çoktan başladım. Evvelce sağlam mı olsam yeteneklerim daha çabuk mu gelsin diye düşürdüm. Çok sevdiğim bir İngiliz atasözü de der ki: Why not both?!

Düşüyor mu bu türlü?

Şimdi tek nefeste Lightfall’la gelen şeyleri saymaya çalışacağım: Kalitesi tartışmaya açık yeni kıssa vazifeleri, yeni açık dünya, yeni alt sınıf, iki yeni aktiflik, yeni quest’ler, yeni strike (bir tane olması üzücü), yeni raid, yeni düşman tipi olan Tormantor’lar, yeni dönem aktifliği, sayamayacağım kadar silah ve zırh, yeni Exotic’ler, yeni buildcrafting, Light alt sınıflar için yeni aspect’ler, yeni engram sistemi, Loadout sistemi, Comment sistemi, Guardian rank sistemi… Ve sanırım bu kadar. İlerleyen vakitlerde oyun içerisinde LFG sistemi geleceğini de biliyoruz. Bir öteki deyişle Destiny, yeniden yeni tekrar evrimleşerek gelişmeye devam edecek.

Eğer öykünün yarattığı hayal kırıklığından bir formda sıyrılmayı başarırsanız, ki ben başardım, Lightfall’dan keyif alacağınıza çok eminim. Birinci başlarda öykünün yarattığı hayal kırıklığı nedeniyle her çağdaş oyuncunun yapacağı üzere bir mühlet negatif inceleme bombardımanına tutuldu Lightfall. Kullanıcı puanlarını ve Steam’deki “çoğunlukla olumsuz” başlığını hak etmiyor. Şunu da hatırlatmakta yarar var ki, pazarlama takımının söylediği slogan “Sonumuz başlıyor” idi, “Sonumuz geldi” değil. Tahminen biz çok beklentiye girdik, tahminen de Bungie çok gazladı. Bildiğim tek şey şu ki Destiny şu an hiç oynanmadığı kadar çok oynanıyor ve büyük ihtimalle Bungie para sayma makinesinden gelen sesin konforunu sürüyor.

The Witch Queen incelemesinin sonunda yaptığım “En güzel ek paket mi?” kritiğini yapmak içimden gelmiyor dürüst olmak gerekirse. Hani olmadığı çok kesin zira. The Witch Queen, The Taken King, Forsaken üzere tepeyi oynayan ek paketlerin yanında Lightfall’a en güzeli demek nitekim haksızlık. Ama Curse of Osiris, Shadowkeep ve hatta tahminen Beyond Light varken de makus demeye insanın vicdanı el vermiyor. Umuyorum ki Bungie bütün kartlarını The Final Shape’e saklamıştır. Umarım saklamıştır zira The Final Shape’in kıssası Lightfall üzere olursa vah Bungie’nin haline.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet isimli bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir adedidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, sağlam ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en kıymetli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan karşılaşmaları üyeler bir fiyata katlanmadan istedikleri vakit takip edebiliyor. Böylelikle hem heyecanlı hem de çıkarlı bir bahis tecrübesi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol üzere tanınan spor kollarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için yalnızca siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız kafidir.

Prizmabet ayrıyeten üyelerine bol ölçüde bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te birinci üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu üzere farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve çıkarınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim kaideleri da hayli makul düzeydedir.

Prizmabet para yatırma ve çekme süreçleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin üzere farklı yollarla para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme süreçleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa müddette hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme süreçlerinde rastgele bir komite yahut kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı takviye hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı takviye grubu sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun yahut teklifinizi iletebilir ve anında tahlil bulabilirsiniz. Prizmabet canlı dayanak takımı profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en uygun bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de yararlı bir bahis tecrübesi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için şimdiki giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!