PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

TÜRKONFED Başkanı Sönmez: Finansman zorlukları aşılır ama adalet yoksa kalkınma da olmaz

TÜRKONFED Başkanı Sönmez: Finansman zorlukları aşılır ama adalet yoksa kalkınma da olmaz

Foreks – Türkiye’nin en büyük bağımsız iş dünyası örgütü Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), kuruluşunun yirminci yılı dolayısıyla Diyarbakır’da bir zirve düzenledi.

Türkiye’nin dört bir yanından iş insanları ve STK temsilcilerinin katıldığı ‘Küresel Riskler ve Yerel Çözümler’ temalı zirvenin açılışını Diyarbakır Vali Vekili Aziz Gölbaşı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ile DOGÜNSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Devrim Türk yaparken zirvenin onur konuğu ise Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Önceki Dönem YİK Başkanı Tuncay Özilhan oldu.

Süleyman Sönmez: “Enflasyonda kalıcı düşüş üretimin artması ile sağlanır”

Anadolu iş dünyasının ve KOBİ’lerinin sesi olarak çıktıkları yolda 20 yıl boyunca sürdürülebilir kalkınmadan eğitime uzanan birçok alanda 100’ün üzerinde çalışmaya imza attıklarını anlatan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, bu süreçte dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik, siyasal ve toplumsal gelişmelere değinerek, kuruldukları günden beri ülkenin menfaatlerini korumak için çalıştıklarını söyledi.

Türkiye’nin yoğun bir makroekonomik istikrarsızlık dönemini geride bırakmanın sancılarını yaşadığını ifade eden Sönmez, “KOBİ’lerin finansman ihtiyacı her zamankinden daha yüksek. Finansmana erişim hem zor hem pahalı. Özellikle ihracatçı sektörler, TL’deki değerlenme nedeniyle rekabetçilik sorunu yaşıyor. Üretimde yaşanan zorluklar çalışanları da olumsuz etkiliyor. İş kayıpları artarken devam eden hayat pahalılığı yaşam koşullarını güçleştiriyor. Nüfusun en yüksek gelirli yüzde 20’lik bölümü toplam gelirin neredeyse yarısını alırken en yoksul yüzde 20’lik bölümü ise sadece yüzde 6’sını alabiliyor. Enflasyonla mücadelenin de zor olacağını ve zaman alacağını biliyorduk ama süreç uzadıkça üzerimizdeki stres birikmeye başladı. Bu konuda elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız da. Ancak enflasyonda kalıcı düşüş, tüketimin baskılanması ile değil, üretimin artması ile sağlanır. Bunun için reel sektörün ve KOBİ’lerin finansmana erişim sorununun hafifletilmesi ve böylece yatırım ve işletme sermayesi ihtiyacının zorlanmadan karşılanabilmesi gerekiyor” dedi.

“Yönetim anlayışı öngörülebilir olursa yüksek büyüme patikasına gireriz”

Ekonomide yaşanan sorunların para politikası ile zamanla çözüleceğini, iş dünyasının bunun için sabırla beklediğini belirten Sönmez, reel sektör tarafında ise durumun farklı olduğunun altını çizerek, “Ne üretimin teknoloji yapısı ve bölgesel dağılımı ne de gelir dağılımı, para ve maliye politikaları ile düzeltilebilir. Geçtiğimiz döneme göre ekonomide öngörülebilirlik kayda değer düzeyde iyileşmiş olsa da iş dünyası hala gelecek yıl için önünü görmekte zorlanıyor. Bizim daha öngörülebilir bir yönetim anlayışına ihtiyacımız var. Çünkü piyasa ekonomisinin temelinde sağlam bir hukuk düzeni ve iyi işleyen bir adalet mekanizması yatar. Adaletin ve hukukun olmadığı bir ortamda, ekonomide kalıcı bir iyileşme ve kalkınma mümkün değil. Türkiye için kalkınmanın yolu da demokrasiye olan güvenin pekiştirilmesinden geçer. Öngörülebilir bir yönetim anlayışını hayata geçirdiğimizde enflasyonun hızla düştüğünü, büyümenin canlandığını, yatırımların ve istihdamın arttığını göreceğiz. Makroekonomik istikrarsızlığı geride bırakıp sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına gireceğiz” diye konuştu.

“20 saatte gündem değişiyor, 20 yılda bir şey değişmiyor”

“Bundan 20 yıl sonra yapılacak zirveyi, yeşil ve dijital dönüşümü gerçekleştirip orta gelir tuzağından çıkmış bir Türkiye’de yapmak istiyoruz” diyen Sönmez şunları söyledi; “Sosyal, laik ve demokratik hukuk devletini yeniden inşa etmiş; güçler ayrılığını, denge ve denetleme mekanizmalarını yerli yerine oturtmuş; yargının tam bağımsızlığını tesis etmiş, hukukun üstünlüğüne inancı artırmış, toplumsal dönüşümü başarmış, kişi başı gelirini 15 bin doların üzerine çıkartmış bir Türkiye’nin aslında hiç de hayal olmadığını biliyoruz. Bundan yaklaşık 10 sene önce bu hayale elimizi uzatsak dokunacak kadar yaklaşmıştık. Lakin Türkiye enteresan bir ülke. 20 saatte ülke gündemi tamamen değişiyor ama 20 yılda değişen bir şey olmuyor. Biz 20 yıldır aynı vicdani sorumluluğu duyuyoruz. Bundan sonra da elimizden geleni yapmaya hazırız.”

Yeni teşvik sistemine de değinen Sönmez, TÜRKONFED olarak uzun yıllardır bölgesel kalkınma üzerinde çalıştıklarını, çatıları altında yer alan federasyonların, bölgelerin ekonomik koşullarını çok yakından bildiğini, bu nedenle teşvik sistemi kurgulanırken destek vermeye hazır olduklarını söyledi.

Orhan Turan: “Kamuda tasarruf, verimlilik ve kayıt dışı ile mücadelede daha güçlü adımlara ihtiyaç var”

Katılımcı demokrasi için, yapıcı eleştiri ve katkı sağlayan, akılcı, ön yargılardan uzak ve sağduyulu STK’lara her zaman ihtiyaç olduğunu belirten TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “TÜSİAD olarak, 20 yıldır TÜRKONFED ile el ele yürümemizin temelinde de Türkiye’de sivil toplumun gelişmesine olan inancımız yatıyor” dedi. Konuşmasında ekonomi ve eğitim konularına da yer veren Turan şunları kaydetti; “Enflasyonla mücadele için, sıkı para politikasına ve ekonomideki soğumaya devam etmek gerekecek. Enflasyonla mücadelenin gerektirdiği fedakarlıklar deyince, kamuda tasarruf, verimlilik ve kayıt dışı ile mücadele konusunda daha güçlü adımlara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Nasıl ki toplumun her kesimi bu yükü sırtlanıyor, kamunun da önemli ölçüde tasarrufa gitmesi ve verimliliği artırması çok mühim. Eğitim sisteminin kalitesinin artırılması ise eğitime ayrılan kaynakların etkin kullanılmasıyla doğrudan alakalı. Eğitim, asla tasarruf etmememiz gereken bir alan. Eğitime ayrılan kaynakları; eğitimin niteliği ve okulların koşullarını iyileştirecek şekilde artırmalıyız. Eğitimin merkezi bütçeden aldığı pay bugün yüzde 10’un altına inmiş durumda. Bu oranı bir an önce artırmalı; yüzde 15’lere çıkarmalıyız. Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için, demokratik süreçlerin işlerliğini korumalıyız. Ülkemizin dünyadaki siyasi ve ekonomik gücünü, demokrasinin gücü ve hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecektir.”

Tuncay Özilhan: “Ortak aklı harekete geçirmenin önemini her geçen gün daha iyi anlıyoruz”

Bağımsız ve gönüllülük esasıyla ülkemizin her bölgesinden, her sektörden, her firma modelinden iş insanlarını bir araya getiren TÜRKONFED’in 20 yıllık yolculuğunda katettiği mesafenin göz kamaştırıcı olduğunu ifade eden Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Önceki Dönem YİK Başkanı Tuncay Özilhan zirvede yaptığı konuşmada, “TÜRKONFED çatısını, ortak aklı harekete geçirmek açısından çok önemli buluyorum. İş dünyasının ortak aklını harekete geçirmek, ortak sesini duyurmak için çıkılan bu meşakkatli yolculukta çok kişinin emeği var. Yurdun dört bucağından iş dünyası temsilcilerinin kendi ticari menfaatlerinin değil, ülkenin menfaatlerinin peşinden koşmak için bağımsızlık ve gönüllülük ilkeleri etrafında bir araya gelmelerinin ne kadar önemli bir karar olduğunu her geçen gün daha iyi anlıyoruz” dedi.

Devrim Türk: “Yatırımcıların önünün açılmasını bekliyoruz”

Etkinliğe ev sahipliği yapan DOGÜNSİFED’in Yönetim Kurulu Başkanı Devrim Türk, Cumhuriyetin ilk yıllarında sanayi ve ticaret yönünden iller arasında ilk sıralarda yer alan Diyarbakır’ın günümüzde 70’inci sıralara kadar gerilediğini, şehrin Türkiye’nin en düşük gelire sahip ikinci bölgede yer aldığını belirtti. Bölgenin en büyük dezavantajının tüketim pazarları ve limanlara olan uzaklığı olduğunu söyleyen Türk, teşvik politikaları ve lojistik altyapı çalışmaları ile yatırımcıların önünün açılmasını beklediklerini vurguladı. Diyarbakır’ın ticaret, kültür ve turizmin yanı sıra ülkenin siyasi ve demokratikleşmesi yönünde de önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Türk şöyle devam etti; “Demokratik yaşam alanı oluşumuna katkı sunmak bireysel ve kurumsal görevimiz. Devir ayrışarak küçülme değil, birleşerek büyüme devridir.”

Açılış konuşmalarının ardından EDAM Direktörü Sinan Ülgen ile Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası Eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara’nın katılımıyla ‘2025’e Girerken Küresel Riskler ve Yerel Çözümler’ başlıklı bir panel düzenlendi.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Hukuk İzleme Raporu 2023 yayımlandı

İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından Türkiye’de hukuk sistemi ve hukuk eğitimindeki mevcut sorunları tespit etmek ve bu sorunlara çözüm önerileri sunmak amacıyla hazırlanan Hukuk İzleme Raporu 2023 ve Hukuk Eğitimi: Öğrencilerin Görüş ve Deneyimleri raporu yayımlandı. Bu iki rapor, yargı bürokrasisi, karar vericiler, politikacılar ve araştırmacılara Türkiye’de hukuk sistemini bir bakışta sunmayı hedefliyor. TODAM tarafından yayımlanan bu iki rapor, 19 Eylül 2024 tarihinde The Ankara Hotel’de kamuoyuna tanıtıldı. Programa milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi üyeleri, Yargıtay üyeleri, Danıştay üyeleri ve diğer farklı yüksek yargı bürokratlarının yanı sıra baro başkanları, hukuk fakültesi dekanları, avukatlar ve hukukçular katıldı.

İLKE Vakfı Toplumsal Düşünce ve Araştırmalar Merkezi (TODAM) tarafından Türkiye’de hukuk sistemi ve hukuk eğitimindeki mevcut sorunları tespit etmek ve bu sorunlara çözüm önerileri sunmak amacıyla hazırlanan Hukuk İzleme Raporu 2023 ve Hukuk Eğitimi: Öğrencilerin Görüş ve Deneyimleri raporu yayımlandı. Bu iki rapor, yargı bürokrasisi, karar vericiler, politikacılar ve araştırmacılara Türkiye’de hukuk sistemini bir bakışta sunmayı hedefliyor. TODAM tarafından yayımlanan bu iki rapor, 19 Eylül 2024 tarihinde The Ankara Hotel’de kamuoyuna tanıtıldı. Programa milletvekilleri, Anayasa Mahkemesi üyeleri, Yargıtay üyeleri, Danıştay üyeleri ve diğer farklı yüksek yargı bürokratlarının yanı sıra baro başkanları, hukuk fakültesi dekanları, avukatlar ve hukukçular katıldı.

Raporun hukuk sistemine dair temel bulguları şu şekilde:

Türkiye’de hukuk hizmetine talep her geçen gün artıyor

İlk derece mahkemelerindeki dosya sayısı her geçen yıl yükseliyor ve bu durum bir dosyanın görülme gün sayısını olumsuz etkiliyor. 2023 yılında Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruların ihlal kararlarının dağılımında, makul sürede yargılanma hakkının ilk sırada yer alıyor.

Türkiye’de adalet sisteminin etkinliği azalıyor

Son on yıl içinde Türkiye’de hakim sayısının arttığı; ancak hakim ve savcılara düşen dosya sayısının ters yönde bir artış gösterdiği belirtiliyor. Bu durum, daha fazla yargı profesyoneli ihtiyacını gündeme getirirken adalet sisteminin etkinliğini olumsuz etkiliyor.

Avukat sayısındaki artış avukatlık meslek piyasasını dönüştürüyor

Rapora göre, son 8 yılda avukat sayısının iki katına çıkarak 2023 yılında 185.749’a yükseldi. Bu artışla yüz bin kişi başına düşen avukat sayısı Avrupa ortalamasının üzerine çıktı. Ancak mevcut avukatların %46’sının 0-5 yıl kıdeme sahip olduğu gözlemlenmektedir.

2023 yılı AİHM başvurularının yaklaşık üçte birini Türkiye’den.

2023 yılı itibarıyla AİHM önünde derdest bulunan dava sayısı 68 bin 450 iken, bunların önemli bir bölümünün (23 bin 397) Türkiye menşeli davalardan oluştuğu görülmektedir. Türkiye, AİHM’e aleyhine en çok başvuru yapılan ikinci Avrupa ülkesi olmasına rağmen 2023 kararlarının sadece %1,5’i ihlal içermektedir

İkinci derece mahkemelerin iş yükü artıyor

Son altı yılda, İkinci Derece Mahkemelerin iş yükünde radikal bir artış gözlemleniyor. 2017 öncesinde istinaf yolunda açılan davaların tamamının yıl içinde sonuçlandığı bir dönem geride kaldı. Şu anda, açılan davaların neredeyse yarısı ertesi yıla devrediyor. İstinaf mahkemelerinin dosya yüküyle tıkanmaması için acil önlemler alınması gerektiği ifade ediliyor.

Kira davaları yargıya güveni zayıflatıyor

Artan ve uzun süren kira davaları, hukuki güvenliği zayıflatarak yargıya olan güveni olumsuz etkiliyor. Türkiye’de kirayla ilgili yıl içinde açılan toplam dava sayısı yaklaşık 40 bin civarındayken, bu rakam 2022 yılında 74.804’e, 2023 yılında ise 128.999’a yükseldi. Enflasyonist ortam, kira davalarının üç katına çıkmasına neden oldu.

6 Şubat depremleri sonrası idari yargı davaları artış gösterdi

6 Şubat depremleri sonrası, idari işlemler ya da eylemlerden kaynaklı zararların tazmini istemli açılan tam yargı davalarının yanı sıra, imar ve yapı denetim mevzuatından kaynaklanan ya da hasar tespit raporlarına dayanan iptallerle ilgili davalarda da artış kaydedildi. Bu durumu hafifletmek amacıyla Adalet Bakanlığı, deprem bölgesindeki şehirlerde yeni idare mahkemeleri kurdu.

Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri yargının yükünü hafifletiyor

2023 yılında uzlaşma kabul edilen dosyalarda uzlaşma sağlanma oranı yaklaşık %97, toplam uzlaştırma dosya sayısında ise bu oran %38 olarak belirlendi.

Türkiye, yargıda dijitalleşmede Avrupa’nın öncülerinden

Türkiye, Yargıda Bilgi ve İletişim Teknolojileri Endeksi’nde dijitalleşme süreçlerini en aktif şekilde yürüten ülkeler arasında yer alıyor. Estonya, Letonya ve Macaristan’ın ardından en yüksek endeks puanına sahip ülke konumunda.

Raporlara erişmek için tıklayınız:
https://ilke.org.tr/yayinlar?yayinAra=hukuk

Türkiye Finans Yönetim Kurulu’na yeni atama

Yıldız Holding Uyum ve Genel Hukuk Direktörü Hakan Bekiroğlu, Türkiye Finans Katılım Bankası’na Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı.

Türkiye Finans Katılım Bankası 32. Olağan Genel Kurulu Toplantısı 18 Mayıs Perşembe günü İstanbul’da yapıldı. 2022 yılı sonuçlarının değerlendirildiği Genel Kurul’da, Yönetim Kurulu üyeliklerine yönelik değişiklik teklifleri de kabul edildi. Buna göre toplantıda 7 kişiden oluşan Yönetim Kurulu’ndaki mevcut üye Eren Güra’nın, görev süresinin dolması nedeniyle görevinden ayrılacağı belirtildi. Bankanın yeni Yönetim Kurulu Üyesi olarak ise 23 yıllık mesleki deneyime sahip, Yıldız Holding Uyum ve Genel Hukuk Direktörü Hakan Bekiroğlu’nun atandığı açıklandı.

Bu atamayla birlikte Türkiye Finans Yönetim Kurulu’nda, Yönetim Kurulu Başkanı Wael Abdulaziz A RAIES; Yönetim Kurulu Üyeleri Sara Abdullatif A NUGALI, Moath Saad M ALNASSER, Meriç ULUŞAHİN, Müge ÖNER, Hakan BEKİROĞLU ve aynı zamanda bankanın Genel Müdürü Murat AKŞAM’ın görev yapacağı duyuruldu.

Hakan Bekiroğlu hayatı

1975 yılında Yunanistan’da doğan Hakan Bekiroğlu, 2000 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu ve 2004 yılında Yeditepe Üniversitesi’nden Uluslararası İşletme Hukuku alanında İşletme Yüksek Lisans Derecesini aldı. Kariyerine 2000 yılında Yunanistan’da Âdem Bekiroğlu Hukuk Bürosu’nda Avukat olarak başladı. Daha sonra 2003-2006 yılları arasında Frito Lay Türkiye’de, 2003-2009 yılları arasında ise Idea Hukuk Bürosu’nda Kıdemli Avukat olarak çalıştı. 2009-2013 yılları arasında Demirdöküm ve Vaillant Grubu’nda Hukuk Müdürü olarak görev yaptı. 2013-2022 yılları arasında Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. (TOFAŞ) bünyesinde Uyum ve Hukuk Baş Müşaviri olarak çalışan Bekiroğlu, 2022 yılı Şubat ayından bu yana Yıldız Holding’de Uyum ve Genel Hukuk Direktörlüğü görevini sürdürmektedir. Toplam 23 yıllık mesleki deneyime sahip Hakan Bekiroğlu, Mayıs 2023 itibarıyla Türkiye Finans Katılım Bankası Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanmıştır.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Remzi Sanver: “Galatasaray’ın hakkını her zeminde, tereddütsüz ve tavizsiz arayacağız”

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver, Galatasaray Spor Kulübü’nün haftalık olağan Yönetim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver, Galatasaray Spor Kulübü’nün haftalık olağan Yönetim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Önceki haftalarda yapmadığı basın açıklamaları hakkında Remzi Sanver, “Galatasaray Televizyonu’nun değerli mensupları, sizleri ve sizlerin vasıtanızla Türkiye’nin değerli kamuoyunu saygıyla selamlıyorum. Birkaç haftadır Yönetim Kurulu toplantımız sonrasında açıklamamızı yapamamıştık. İki hafta evvel bayram tatiliydi. Geçtiğimiz hafta da Divan Kurulunda başkanımızın açıklamaları ve değerlendirmeleri vardı. Ondan sonra açıklama yapmanın pratik bir anlamı olmamakla birlikte usülen de uygun olmazdı.” diye konuştu.

Alınan Yönetim Kurulu kararı uyarınca yapılan bazı görevledirmeleri arz eden Sanver, “İki tane Yönetim Kurulu kararını kamuoyunun bilgisine arz ediyorum. Bunalardan birincisi başkanımıza yapılan bazı danışmanlık atamalarıdır. Galatasaray Dijital A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanvekili Sayın Hande Başev, Galatasaray Spor Kulübü Başkanlığı Başdanışmanlığı görevine atanmıştır. Basketbol şubemizin sponsoru Nef’in Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erden Timur ve Galatasaray’ın çok kıymetli sporcularından, sutopu ve voleybolda büyük emekleri olan Sayın Orkun Darnel de başkan danışmanı olarak görevlendirilmişlerdir. Almış olduğumuz ikinci karar Galatasaray yönetimindeki süreçlerin şeffaflığını destekleyici mahiyettedir. Denetim Kurulumuzun tüm süreçlerin denetiminde daha aktif olması, bizim için önemlidir. Şu anda futbol da dahil tüm şubelerde gerçekleşmekte olan transferlerin uygunluk denetimi açısından, denetim talep etmeksizin Denetim Kurulunun bilgisine sunulmasına, Yönetim Kurulumuz tarafından karar verilmiştir.” ifadelerini kullandı.  

“MANEN VE HUKUKÎ DESTEK İÇİN SPORCULARIMIZIN YANINDAYIZ”

Bir basın kuruluşunda yer alan, futbolcularımız Arda Turan ve Oğulcan Çağlayan’ın kişilik haklarını zedeleyici mahiyetteki habere yönelik Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver şu ifadeleri kullandı:

“Geçtiğimiz haftalar içerisinde yaşanan bazı olayları da değerlendirmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi çok üzücü ve kamuoyuna yansıyan, çok ayıpladığımız bir gelişme oldu. Sadece kendimizle ilgili bir konu olsaydı burada dile getirmeye de utanırdık; ancak insan haklarıyla, özgürlüklerle ve özel hayatın dokunulmazlığıyla alakalı bir konu. İsmini zikretmek istemediğim bir medya kuruluşu tarafından, değerli sporcularımız Sayın Oğulcan Çağlayan ve Sayın Arda Turan’ın özel hayatlarına saldırı teşkil eden bir haber yapıldı. Tabir için başlayın. Her tarafından çirkinlik akan bu davranışı kınıyor, değerli sporcularımızın manen ve hukuki destek için yanında tereddütsüz yanlarında olduğumuzu söylemeyi dahi zaid addediyoruz. Daha önemlisi, bunu tekil bir mesele olarak görmediğimizi ifade etmek isterim. Galatasaray tarihin aktığı yönde yürüyen insanlar tarafından var edilmiş ve bugünlere getirilmiştir. Söz konusu yayın organının ahlâk adını verdiği, kim bilir hangi çağdan kalmış davranış normlarıyla, Galatasaray kültürünün insan ve vicdan merkezli ahlâk anlayışı arasında temel bir uyumsuzluk olduğu aşikârdır. Dolayısıyla Galatasaray camiasının fertleri şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da bu yayın organının uygunsuz bulduğu davranışlara devam edeceklerdir. 

“HER KULÜP KENDİ SPORCUSUNDAN MESULDUR”

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne mensup bir sporcunun, hocamız Fatih Terim’e yönelik yaptığı çirkin paylaşıma yönelik Sanver, “Hazır ahlâktan bahsederken, bir sporcunun sosyal medyada Sayın Fatih Terim’i ima ederek kullandığı terbiye dışı ifadelere de değineceğim. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk aydınlanmasının önderi Mustafa Kemal Atatürk, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim” demiştir. Türk aydınlanmasının önde gelen bir kurumu olarak bu ifadeyi benimsiyor, sporcularımızı bedenen geliştirmenin yanı sıra ahlâken de olgunlaştırmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Tabiatıyla Fatih hocamız kendi öğrencilerinden, Galatasaray Spor Kulübü de kendi sporcularından mesuldur. Dolayısıyla biraz evvel zikrettiğim bu sporcunun ahlâkî olgunlaşmasını, mensubu olduğu değerli rakibimiz Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne emanet ediyoruz.” dedi.

“GALATASARAY’IN HAKKINI HER ZEMİNDE, TEREDDÜTSÜZ VE TAVİZSİZ ARAYACAĞIZ”

TFF Genel Kurulunda, Türkiye Futbol Federasyonu Hukuk Kurullarının bağımsızlığı ve tarafsızlığı adına atılan tarihi adımı değerlendiren Sanver, konuya atfen şu açıklamaları yaptı:

“Bizi çok mutlu eden ve Türk futbolu için çok önemi bulduğumuz bir gelişmeye temas edeceğim. Aslında bu geçtiğimiz hafta içinde konuşuldu; ama o kadar heyecan verici buluyoruz ki, burada bir defa ele almak istedim. TFF’nin 28 Temmuz 2021 tarihli Genel Kurulunda yapılan statü değişikliği ile ilgili Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu’nun TFF yönetiminden bağımsızlaşmaları yönünde kıymetli bir adım atılmıştır. Adalet dağıtan hukuk kurullarının, idareden bağımsız olmasının önemini anlatmaya hacet yoktur. Mesai arkadaşım, değerli hukukçu Sayın Rezan Epözdemir geçtiğimiz hafta Galatasaray Televizyonu’nda Türk futbolunu bu noktaya ulaştıran sürece dair tafsilatlı bilgi verdi. Konuyu kendisi kadar iyi ifade edebilmem mümkün değil. Dolayısıyla detaylara girmeyeceğim. Öte yandan Türk futbolu için böylesine önemli bir değişikliğin gerçekleşmesinde Galatasaray’ın oynadığı kıymetli rolün altını çizmek isterim. Elbette ki bu başarıyı tümüyle sahiplenme basitliğinde değiliz. Eriştiğimiz noktanın arkasında yıllar öncesine giden bir hukuk mücadelesi, bu mücadeleyi veren değerli hukukçular, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları vardır. Kulüpler Birliği’ndeki birçok rakibimizin ilkeli duruşları vardır. Diğer yandan ve her halükarda bu süreç Galatasaray’ın, ülkemizde sporun şekillenmesinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da merkezî rolü oynayacağını teyit etmiştir. Bunu sadece kulübümüz değil, Türkiye için de mutluluk verici olduğunu ifade etmek isteriz. Başkanımızın muhtelif vesilelerle ifade ettiği üzere, biz Galatasaray’ın hakkını her zeminde, tereddütsüz ve tavizsiz arayacağız; ama TFF ile kurduğumuz ilişkilerin bir ana ekseni de Türk futbolunun meselelerini çözmek, genelde Türk futbolunun yükselmesi ve yücelmesine katkıda bulunmaktadır.” 

“VİCDANIMIZIN İZİN VERDİĞİNİ YAPMAKTAN BAŞKA ENDİŞEMİZ YOK”

TFF Genel Kurulunda kulübümüzün, ibra konusunda çekimser oy kullanmasının eleştirilmesi hakkında Remzi Sanver şu değerlendirmeyi yaptı:

TFF’nin geçtiğimiz döneminin ibra oylamasındaki tavrımızdan da bahsetmek istiyorum. Türk hukuk sistemi içerisinde ve TFF statüleri uyarınca ibra, genel bir güven oyu olmaktan ziyade mali bir aklama olarak görülmektedir. Elimizde TFF’nin mali açıdan aklanmamasına dair bir bulgu olmadığından olumsuz oy kullanmadık. TFF’nin uygulamalarının bizde uyandırdığı sayısız memnuniyetsizlik ve adaletsizlik hissi içerisinde olumlu oy vermeye de elimiz varmadı. Neticede geçmiş dönemin değerlendirmesinde çekimser kaldık. Elbette ki bu tavrımız beğenilmeyebilir, eleştirilebilir; ama tavrımızın vicdani kanaatimizi aksettirdiğinden şüphe edilmemesini dileriz. Bu vesileyle, siyasî endişelerle olumsuz oy vermediğimiz yönündeki bazı beyanlardan duyduğumuz üzüntüyü de ifade etmek isteriz. Tabiatıyla neden böyle bir izlenim uyandırdığımızı dönüp kendimize de sormamız gerekir. Bu vesileyle bir hususun daha altını çizmek isterim. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli ive güçlü sivil toplum örgütlerinden biriyiz. Sözlerimizin ve davranışlarımızın toplumsal etkilerinin farkındayız. Bu etkilerin bize yüklediği toplumsal kuvvetin ve sorumluluğun da bilincindeyiz. Elbette hatasızlık iddiasında değiliz; ama iyi, doğru, güzel olanı, vicdanımızın izin verdiğini yapmaktan başka endişemiz olmadığını gerek spor kamuoyuna gerek siyaset kamuoyuna saygıyla ifade etmek isteriz.   

Tüzüğe göre Mayıs ayında yapılması gereken seçimin ertelenmesi kararı ile ilgili başlayan disiplin süreci hakkında bilgi veren Sanver,  “Değerli Galatasaraylılar, adalet dağıtan kurumlarına yönetimden bağımsızlığı meselesine değilmişken, bu konu hakkındaki kulübümüzdeki bir gelişmeden bahsetmek isterim. Tüzüklerimize göre Mayıs ayının sonunda yapılması gereken seçimin ertelenmesi kararına imza atan, geçen dönem başkanımız dahil olmak üzere yönetim kurulu üyelerimizin, bu davranışlarının Tüzüklerimize göre disiplin yaptırımı gerektirdiğini düşünen bazı üyelerimiz, Tüzüğün 110. maddesinin 1. fıkrasının kendilerine verdiği kişisel başvuru hakkına dayanarak disiplin kuruluna başvurmuştur. Aynı Tüzük maddesi gereği bu başvuru, Yönetim Kurulumuz aracılığıyla yapılmıştır. Yönetim Kurulumuz da, tüzüğümüzün 111. maddesinin kendisine getirdiği yükümlülükle başvuruyu Disiplin Kuruluna sevk etmiştir. Yani Yönetim Kurulumuz burada Tüzüğün emrettiği aracılığı yapmıştır. Dosyada şikayetçi konumunda değildir. Biraz önce adalet dağıtan hukuk kurullarının idareden bağımsızlığının önemine vurgu yaptık. Bu husus, her şeyden önce Galatasaray Spor Kulübü’nde geçerlidir. Söz konusu dosyanın değerlendirilmesi de Yönetim Kurulumuz değil, bizden bağımsız olarak karar verecek Disiplin Kurulumuz tarafından yapılacaktır.” açıklamasını yaptı.  

Başkan Burak Elmas, geçmiş dönem Divan Kurulu Başkanı Eşref Hamamcıoğlu ve üyemiz Cemal Özgörkey arasında gerçekleşen buluşmayla ilgili Sanver, “Kulübümüzün bünyesinde yaşanan mutluluk verici bir gelişmeden de bahsetmek istiyorum. Başkanımız, geçtiğimiz dönem Divan Kurulu Başkanımız Eşref Hamamcıoğlu’nu ve çok değerli Galatasaraylı Cemal Özgörkey’i birikimlerinden, fikirlerinden istifade etmek için davet ettiler. Kendileri de lütfettiler ve bu davete icabet ettiler. Birikimlerini ve projelerini bizlerle paylaştılar. Bu görüşmenin sonunda iletişim kanallarının karşılıklı olarak daima açık tutulmasında mutabık kalındı. Velhasıl aydınlık bir Galatasaray geleceği için son derece verimli bir toplantı gerçekleşti. Sayın Hamamcıoğlu ve Sayın Özgörkey’e her zaman olduğu gibi yine bize örnek oldukları için şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.

“GALATASARAY DEĞERLERİNDEN BİRİ, HZ. İBRAHİM’İN YANINDA ALEVLERE KARŞI DURMAYI BİLMEKTİR”

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver, ülkemizin güneyi başta olmak üzere birçok yerde çıkan orman yangıları hakkında şu açıklamaları yaparak sözlerine son verdi:  

“Değerli Galatasaraylılar. Türkiye’nin değerli kamuoyu. Sonda zikredeceğim; ama önem itibarıyla başta gelen konu ise Türkiyemizin içinden geçtiği yangın felaketi. Büyük ıstırabımızı ifade etmek için hangi ifadeyi seçsem basmakalıp olacak. O yüzden bu çabaya girişmeyeceğim; ama sorumluluğumuzun farkında olduğumuzun ifade etmek isterim. Birey olarak ve kurum olarak farkındayız. Galatasaray camiası tüm bileşenleriyle yangının yaralarını sarmak için seferber oldu. Buna dair katkılarımızı ilgili zeminlerde duyurduk. Burada tekrar etmeyi ölçüsüzlük addederim. Facianın büyüklüğünün yanında yapabildiklerimizin pek mütevazi olduğunun da farkındayız. Hani Nemrut, Hz. İbrahim’i ateşe verir, bir serçe de ağacına aldığı bir damla suyu alevlerin üzerine bırakır. Serçeye sorarlar. Derler ki, ‘Sen küçücük bir serçesin. O bir damla su, bu alevlere ne yapar ki? Serçe de der ki, ‘Olsun. Maksat İbrahim’in yanında durduğum bilinsin.’  Zannediyorum Galatasaray değerlerinden bir tanesi de her zaman, her vesiyleyle İbrahim’in yanında alevlere karşı durmayı bilmektir. Dikkatiniz için çok teşekkür ediyorum. Hepinizi bir kere daha kalbî sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Arz ediyorum.”

Başkan Burak Elmas: “Galatasaray’a diz çöktürmeye çalışanlar bunun altında ezilir”

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas ve Başkan Yardımcısı Rezan Epözdemir, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan Gündem Özel programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas ve Başkan Yardımcısı Rezan Epözdemir, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan Gündem Özel programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Başkan Burak Elmas, yayına “Saygıdeğer Galatasaray Ailesi, bugün sizlerle son dönemde gelişmekte olan ve gelişen birtakım olaylarla ilgili sizleri bilgilendirme görevimizi yerine getirmek için bir araya geldik. Bugün yayında aramızda aramıza yeni katılan Kurumsal İletişim Direktörümüz Sayın Ahu Özyurt var. Ahu hanım seçim döneminde de Galatasaraylılara söz verdiğimiz üzere Kurumsal İletişim Direktörlüğü görevinin yanında bizim profesyonel basın sözcülüğümüzü de üstlenecek. Kendisine bu yeni görevinde başarılar diliyorum. Aramıza hoş geldiniz. Bu arada sizlerin yakınen tanıdığı Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Sayın Rezan Epözdemir var. Bu önemli konuda sizleri bilgilendirmek için bir araya geldik.” sözleriyle başladı.

Başkan Burak Elmas, daha sonra Galatasaray Spor Kulübü Kurumsal İletişim Direktörü Ahu Özyurt’a sözü bıraktı.

Galatasaray ailesinin bir parçası olmaktan gurur duyduğunu belirten Ahu Özyurt, şu ifadeleri kullandı:

“Bana güvendiğiniz için size, Galatasaray yönetimine, bu büyük camiaya, aileye, çocukluğumdan beri içinde olduğum bu topluluğa, bu kapasiteyle hizmet verme şansı verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Bu büyük ailenin bir parçası olmaktan her zaman gurur duyduğum bir şeydi. Şimdi bir fiil içinde olmak daha büyük heyecan benim için. Rezan Bey’e de aynı şekilde çok teşekkür ediyorum. Dün akşamdan beri camianın konuştuğu birkaç konu var. Bu işin arkası olduğunu pek çoğumuz yeni yeni öğreniyoruz. Herkes aslında Marcao’ya verilen cezaya odaklanmış durumda ve bu konudaki duruşumuzu merak ediyor ama işin anladığımız kadarıyla daha büyük bir resmi var. İzleyicilerimize, taraftarımıza, Galatasaray Televizyonu aracılığıyla bunları şeffaflıkla anlatalım. Neler oluyor ve neredeyiz?”

Başkan Burak Elmas’ın açıklamaları şu şekilde:

BU DAVA GALATASARAY SPOR KULÜBÜ’NÜN EN ÖNEMLİ HUKUKİ DAVASI OLMUŞTUR

“Bugünkü toplantımızın amacı bu. Çünkü Oğulcan Çağlayan Galatasaray transferi ve Rizespor ile Galatasaray arasındaki hukuki durum aslında bu olay bundan ibaret değil. Bu olay bundan çok daha geniş kapsamı olan, Galatasaray’a diz çöktürmeye çalışılan, Galatasaray’a birçok yolla baskı yapılan ve en sonunda da Galatasaray’ın bir oyuncusuna farklı bir olaydan dolayı verilecek cezayla tehdit etmeye kadar giden bir olaylar zinciri. Dün biliyorsunuz fikirlerinden büyük feyz aldığımız ve büyük Galatasaraylı şair Tevfik Fikret’in 106. ölüm yıl dönümüydü. Onun önemli dizlerinden “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” bir düşünceyi benimsemiş bir camia olarak da bugün bu yaşadığımız olayları Galatasaray kamuoyu ile paylaşmak, burada Galatasaray’ın duruşunun ne olacağını Galatasaraylılara anlatmayı çok önemsiyoruz. Çünkü ortada bir Galatasaray’a karşı başlatılmış bir mücadele, Galatasaray’a diz çöktürme çabası var ve Galatasaray Spor Kulübü dün akşam itibariyle yaşanan olaylardan sonra da gerçekten buna boyun eğmeyecek sonuna kadar da bedeli ne olursa olsun mücadele edecek ve artık bu Galatasaray Spor Kulübü’nün en önemli hukuki davası olmuştur. Bu dava sonucunda gelişmeleri de tüm camiamızla paylaşmaya devam edeceğiz. Olayın tam anlaşılması açısından başkan yardımcımız Rezan Epözdemir’e hukuki gelişmeleri baştan bugüne kadar anlatmasını, son dönemde şahsının yürüttüğü görüşmeleri, daha sonra kendisine devralarak anlatmak ve dün geldiğimiz noktayı da paylaşarak Galatasaray camiasını bilgilendirmeye başlayabiliriz.”

BU DAVAYI BİR KAN DAVASINA ÇEVİRDİLER

KİMSE GALATASARAY’I KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYA KALKMASIN

“Burada Galatasaray gerçekten Marcao’ya verilecek cezayla tehdit edilmek, Rizespor ile bize dikte edilen anlaşmayı bize imzalamak mecburiyetinde bırakılmak istendi. Dün itibariyle Rizespor ile sulh yoluyla anlaşma yolumuz kapanmıştır. Galatasaray’ın bu artık en önemli hukuki davalarından bir tanesidir. Kimse Galatasaray’ı köşeye sıkıştırmaya kalkmasın, bunun altında ezilirler. Rizespor ve Rizeliler ile aramızı bozmak için kendilerine güç elde etmek için bunu bir kan davasına çevirenlere de uyarım buna devam etmeyin, çok tehlikeli bir yere gider ama bunun sonunda kaybeden Rizespor ve Galatasaray değil sizler olacaksınız. Biz bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Bunun bedeli neyse ödemeye hazırız yönetim kurulu olarak. Galatasaray’ın haklarını korumak bazen güçlü duruş, korkusuzluk ve cesaret gerektirir. Biz bu cesareti göstereceğiz. Sırf bu Oğulcan davası sebebiyle bürokraside Galatasaray’ın birtakım haklı olduğu konularda bu haklı olduğu konularla çözümsüzlüğe itilmiştir. Buradan herkesi uyarıyorum. Galatasaray Spor Kulübü çok köklü, büyük bir camiadır. Galatasaray’a haksız şekilde ceza verme veya diz çöktürme çabalarının altında bunu yapmaya çalışanlar ezilir. Galatasaray değerleri ve duruşu için çok bedel ödemiş bir camiadır. Bu bedel ne ise ödenir fakat Galatasaray sonunda kazanır. Bize gönderilen anlaşmanın sulh için yollanan anlaşmanın şartlarına da biraz değinmek isterim. Tüm bunlarla beraber birtakım ciddi önlemler alacağız. Göreve geldiğimizden beri kişilerle değil Türk futbolunun sorunlarıyla ilgili, sorunlarının çözülmesinin arkasına konulan iradeyle ilgili mücadele edeceğimizi ortaya koymuştuk. Hiçbir olayı kişiselleştirmedik. Fakat görünen o ki diğer taraflarda karşı paydaşlarda bu iş kişiselleştiriliyor. Kişiselleştirilen yer de Galatasaray Spor Kulübü. Biz buna izin vermeyeceğiz.”

GALATASARAY’A KARŞI İÇERİDE BİR LOBİ VAR

“Geçen hafta Sayın başkan yardımcımız yaptığı görüşmede Sayın Murat Balcı yönetimindeki tahkim kurulunun istifa etmesi gerektiğini buradan dile getirdi. Kendileriyle ilgili görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunduk. Buna benzer bir suç duyurusunu da bugün itibariyle Sayın Aytaç Yüksel yönetimindeki disiplin kurulu için yapacağız. Ayrıca disiplin kurulu kararını ve tahkim kurulu kararını Rizespor Galatasaray davası için güç gösteri olarak hukuk dışı yollarla kullanıldığıyla ilgili de Savcılığa bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Artık bu dava Galatasaray’ın davasıdır. Galatasaray bu davayı tüm gücüyle, tüm hukukçularıyla, tüm camiasıyla takip edecektir. Buradan Sayın Nihat Özdemir yönetimindeki Türkiye Futbol Federasyonu’na bir mesaj vermek istiyorum. Biz göreve geldikten sonra tüm çabalarımızla Türk futbolundaki sorunları halletmek için bir irade koyduk. Kendilerine de bu çözümü getirirlerse, çözümü yerine getirdikleri müddetçe de kendilerine çözüm odaklı destek olacağımızı beyan ettik. Bunda da çok samimiyim. Geldiğimiz süreçte de şunu görüyoruz ki Galatasaray’a karşı içeride bir lobi var. Hatta bu bir bana sorarsanız suç örgütü. Suç örgütüyle ilgili de suç duyurusunda bulunacağız. Burada zaten ilk kesilen ceza Galatasaray’dan alınmak istenen bir haraçtır. Aslında ödenmemesi gereken oyuncunun bonservis bedelinden çok daha yüksek bir haraçtır. Kaynak aktarma cezasıdır. Daha sonra da disiplin kurulu, tahkim kurulu verdiği cezalarla bu haracı Galatasaray’a baskıyla ödetmeye çalışmıştır. Galatasaray’dan haraç kesemezsiniz. Galatasaray’a verdiğiniz cezalarda hakkaniyet, hukuk çerçevesinde davranmak, adil olmak mecburiyetindesiniz. Bugün itibariyle Sayın Murat Balcı yönetimindeki tahkim ile Sayın Aytaç Yüksel yönetimindeki disiplin kurulu ve uyuşmazlık çözüm kurulu ile Galatasaray’ın bire bir mücadelesi vardır. Eğer Federasyon yönetimi bununla ilgili kendi üzerine düşeni yapmazsa aynı şekilde mücadelemiz Türkiye Futbol Federasyonu ile de olacaktır. Arka kapılar arkasında söyledikleri, şikayet ettikleriyle ilgili artık gereğini yapmalarını bekliyoruz. Bu Türk futbolu için önemlidir. Birçok takım bu haksızlıklara uğruyor ama Galatasaray’a bildiğiniz bir operasyon yapılıyor Federasyon kurulları tarafından. Bundan sonra verecekleri tüm cezalarda hukuk yoluna gideceğiz. Biz geçmişte Galatasaray’a verilen haksız cezaların da buna benzer bir operasyon olduğunun kanıtı olarak görüyoruz en son dün gelişen olayların. Marcao olayıyla birbirine karıştırılmasın olay. Cezanın veriliş ve cezanın pazarlık ediliş şekline karşı çıkıyoruz. Biz Marcao’ya verilen disiplin kurulu cezasının her ne kadar hakkaniyetsiz ve hukuk dışı olduğunu düşünsek de zaten disiplin kurulu ile ortak çalıştığını düşünüyoruz. Ahbap çavuş ilişkisiyle karar verildiğini düşündüğümüz tahkim kuruluna da Marcao kararıyla ilgili itirazda bulunmayacağız Galatasaray Spor Kulübü olarak. Zaten kendimiz iç bir disiplin cezası vereceğiz.”

GALATASARAY’IN ALTINI OYAN KİŞİ VE ŞAHIS BEDEL ÖDER

“Türkiye Futbol Federasyonu’na ve kurullarına son kez bir uyarım var. Galatasaray’a bedel ödetme çalışmaya çabaladıklarının farkındayız. Galatasaray bedeli ne ise öder ve siz bunun altında ezilirsiniz. Sizi son kez uyarıyorum. Galatasaray bugüne kadar buna benzer birçok mücadele verdi, Galatasaray’ın çözüm odaklı iradesini ve samimiyetini zaaf olarak görmeyin. Galatasaray bundan sonra bu olayların takipçisi ve Galatasaray’a hakkaniyetsiz cezalar veren, haksızlık yapan, Galatasaray’ın altını oyan kişi ve şahıs bedel öder. Biz Galatasaray Spor Kulübü olarak hukuk içerisinde bu bedeli ödetmek için tüm mücadeleyi hem Türkiye’de hukuk içerisinde hem yurt dışında hukuk içerisinde hem de İnsan Hakları Mahkemesinde süresi ne olursa olsun tüm gücümüzle maddi manevi yapacağız. Bu uyarıyı da buradan yapıyorum. Önümüzde bir sezon var. Bu sezon içerisinde de yapmaya çalışılacak bu tür aktiviteleri yakından izliyor olacağız. Sayın Murat Balcı’ya ve Sayın Aytaç Yüksel’e gereğini yapmalarını talep ediyoruz. Sayın Nihat Özdemir’den de artık kapalı kapılar ardında yönetim kurulunun bulunduğu şikayetleri açık olarak belirtmesini bu kurullarla ilgili de gereğini yapma Türk futbolunda adaleti sağlama iradesini göstermek istiyoruz. Önümüzdeki süreci yakından takip edeceğiz. Tüm Galatasaraylılar da süreçle ilgili açılan davalarla, aldığımız kararlarla ilgili yakından bilgilendireceğiz. Bugün itibariyle Türkiye Futbol Federasyonu bizim gösterdiğimiz samimi duruşun karşılığında aksiyonlarla görüne kadar Galatasaray Spor Kulübü olarak Türkiye Futbol Federasyonu ile ilişkilerimizi ihtiyaç olan yazışma seviyesine indirgiyoruz. Kişisel olarak da hiçbir görüşmede bulunmayacağız. Bire bir de yönetim olarak görüşmeyeceğiz. Bu kararımızı da bu vesileyle Galatasaraylılarla paylaşmak isterim.”

Başkan Yardımcısı Rezan Epözdemir ise şu ifadeleri kullandı:

KESİNLEŞMEMİŞ BİR ALACAĞI ÖDEMEYE BİZİ MAHKUM EDEMEZSİNİZ!

“Dünkü gelişmeleri sayın Başkan da ifade etti. Oğulcan Çağlayan meselesi ile birlikte okumak çok daha isabetli olacak çünkü bu verilen cezanın birebir o süreçle ilintili olduğu kanaatindeyiz. Nitekim işaretler de bunu ifade ediyor. Biliyorsunuz önceki yönetim döneminde bir transfer süreci yaşanmıştı Oğulcan Çağlayan transferine ilişkin olarak. Orada biz Hukuk Birimi’ne sözleşmenin feshiyle ilgili bir görüş alınıp alınmadığını sorduk. Bugün itibarıyla o yazılı dönüş de hem bize hem de Sayın Başkan’a geldi. Bir defa hukuk birimiyle ilgili hiçbir mütalaa alınmamış. Oyuncunun avukatı bizatihi fesih sürecini yönetmiş. Yazılı dönüş de yapıldı. İç işleyiş bakımından baktığınızda düğme baştan yanlış iliklenmiş. Sözleşmenin feshi nedeniyle kulübü Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na başvurmuştu. UÇK, ilk kararında bize göre hukuk garabeti mahiyetinde olan 6 maçlık men ve 1.200.000 Euro ile 506.275 TL’lik bir tazminata hükmetmişti. Bu hukuken ve fiilen kabul edilemez bir karar. Cezai şart iki yanlı olur. Sadece oyuncu aleyhine ceza olmaz. Cezai şartın temel evrensel prensibi budur. Oyuncusundan 6 maç mahrum kalmış burada bütün sezonu artı bonservis ücreti artı menajerlik ücretine hükmediyorsunuz Bu Borçlar Hukuku’nun evrensel prensiplerine tamamen aykırı bir durum. Tamamen hukuk garabeti mahiyetinde bir karardı. Sonrasında Galatasaray Spor Kulübü, Tahkim Kurulu’na itiraz etmiş. Bu tazminat ve 506 bin lira aynen kalıp; men cezası 3 maça düşürülmüştü. Bunun üzerine evet Tahkim Kurulu kararları, Anayasa’nın 59.maddesine göre yargı yoluna kapalı ama ekonomik sözleşmesel ihtilaflar yargı yoluna açık. Biz Bölge Adliye Mahkemesi’ne, istinafa başvuru yaptık. Göreve geldikten hemen sonra kamuoyuna da yansıdı. Tudor ve Oğulcan Çağlayan kararları nedeniyle transfer yasağı vardı. Vergi borçları vardı. Bunların hepsini tasfiye etmek için sayın başkanımızın önderliğinde Yönetim Kurulumuz ciddi bir çaba içerisine girdi. Biz hukukçular da bu çaba içerisinde olduk. Önce UEFA’ya yazdık. Dedik ki ‘Vergisel süreçler budur. Oğulcan Çağlayan meselesi de budur. Hukuki süreç devam ediyor. Kesinleşmiş bir alacak yok. Lisansa engel bir durum var mı? Bu çekişmeli alacak mıdır?’ UEFA’dan bize dönüş müspet oldu. Bu bir çekişmeli alacaktır. Dolayısıyla lisans engeli değildir dedi UEFA. Sonrasında transfer yasağının kaldırılmasıyla ilgili TFF Yönetimi’ne başvurduk. TFF Yönetimi bunu reddetti. Akabinde Tahkim Kurulu’na başvurduk. Dedik ki ‘Bakın bu kesinleşmiş bir alacak değil. Hukuki süreç devam ediyor. Kesinleştiği zaman karar verirse biz de hak arama özgürlüğümüzü kullandık. Bu parayı öderiz ama siz bize transfer yasağı koyamazsınız! Süreç devam ediyor. Kesinleşmemiş bir alacağı ödemeye bizi mahkum edemezsiniz! Burada kötü niyetli bir tavır seziyoruz. Lütfen adaletli ve hakkaniyetli bir karar verin’ Tahkim Kurulu, 40 gün önce henüz dedi ki ‘Bu çekişmeli bir alacaktır. Süreç devam ediyor. Transfer yasağını kaldırıyoruz’ dedi ve oy birliğiyle bu kararı verdi.”

ÇAĞDAŞ FUTBOL ÜLKELERİNDE BÖYLE BİR GARABET OLABİLİR Mİ?

“Kulübümüz tarafından transfer yasağı kalkmış oldu. Akabinde Bölge Adliye Mahkemesi kararını Yargıtay’da temyiz ettik. An itibarıyla Yargıtay aşamasında. Hala olağan hukuki yol bitmedi süreç devam ediyor. Fakat birden bire 40 gün sonra oyuncumuza birden lisans ve vize vermiyor TFF. Bunun üzerine direkt Yönetim Kurulu’na başvurduk. Niye Yönetim Kurulu? Direkt Tahkim Kurulu’na gidemeyiz. Oradan bir karar alacağız. Onun hukuka uygunluk denetimini Tahkim Kurulu’nda işleteceğiz. TFF, 3 hafta bizim kararımıza karşılık karar vermedi. Sayın Başkanımız, başkan düzeyinde, başkan vekili düzeyinde temasta bulundu. Ben başkan vekillerini onlarca kez aradım. Bizim o taleplerimizi 3 hafta boyunca akamete uğrattılar. Reddetseler hemen Tahkim Kurulu’na başvuracağız. Oyuncumuzu reddedilmediği için Avrupa listesine yazamadık. Tam bu aşamada biliyorsunuz bir Genel Kurul yaşandı. Galatasaray burada öncü oldu. Sayın Başkanımızın önderliğinde biz orada TFF Hukuk Kurulları’nın değişimini bir devrimi gerçekleştirmiş olduk. Metnin yazılmasında, orada anlatılmasında iradeyi ortaya koyduk. Kulüpler Birliği vakfının da katkısıyla çok önemli bir süreç ortaya çıkmış oldu. Sonrasında TFF, ilginç bir şekilde bizim talebimizi 3 hafta sonra reddetti. Biz de Tahkim Kurulu’na başvurduk. Kendi aramızda Yönetim Kurulu’nda konuşurken kuvvetle muhtemel müspet bir karar çıkacak dedik. Çünkü 40 gün önce Tahkim Kurulu’nun kararı var. Aynı hukuki durum. Aynı madde. Talimatın 12.Maddesi 1.Fıkrası kulüpler için. 3. Fıkra oyuncular için. Fakat birden bire Tahkim Kurulu’nun sitesinde kararımızın oy çokluğuyla reddedildiği ortaya çıktı. Akabinde 22.33’te bize faks ile oy birliğiyle reddedildiği karar tebliği yapıldı. Ertesi gün biz çıktık basın toplantısında Tahkim Kurulu üyeleriyle ilgili sonuna kadar mücadelemizi yapacağız. İstifalarını talep ediyoruz dedik buradaki başkan ve üyelerin. Çarpık yargı sisteminden bahsettik. Bu hukuk kurullarının adil olmadığını, hakkaniyetli olmadığını, adil de görünmediğini söyledik. Tarafsız ve bağımsız olmadığını söyledik ve tam o sırada Tahkim Kurulu üyelerini de şikayet edeceğiz diyerek isim zikrettik. Bazı kanallarda yayınlar kesildi. Program devam ederken TFF’den hukuk birimimize bir telefon geldi. 2 üye muhalifmiş. Dün gece oy birliği. Resmi sitede oy çokluğu. Toplantıda 2 üye muhalif. Tekrar 5’e 2 çıktı bu karar. Bu bile Tahkim Kurulu’nun, UÇK’nın ve Hukuk Kurulu’nun nasıl bir yargılama süreci yürüttüğü bu kararların saygınlığı ve güvenilirliğinin ne kadar tartışılır olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Yani geceden sabaha muhalif üyelerini değiştiren, kararı değiştiren bir yapıdan bahsediyoruz. Disiplin Kurulu Başkanı ile Tahkim Kurulu Başkanı ortak. Birlikte eser yazıyorlar. Birinin verdiği kararı diğeri denetliyor. Marcao kararında disiplin sevki yapan hukuk müşavirlerinin bağlı olduğu başkan vekili Gençlik Spor Genel Müdürü. Kararı veren Disiplin Kurulu Başkan Vekili, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü. Orada hiyerarşik yapıda altlı üstlü çalışıyorlar. TFF de biri sevk ediyor. Diğeri ceza veriyor. Çağdaş futbol ülkelerinde böyle bir garabet olabilir mi? İşte biz Galatasaray Spor Kulübü olarak bu hukuksuz düzeni sadece kendimiz için değil futbolun tüm aktörleri için bir adalet haykırışı yapmak istiyoruz.”

GALATASARAY SPOR KULÜBÜ BASKIYA BOYUN EĞMEZ

“Dün Marcao ile ilgili karar her zamanki gibi tam maç oynanırken açıklandı. Alt sınırdan uzaklaşıldı. Bir teçdit yapıldı hiçbir gerekçesi yokken. Oyuncumuzla ilgili zaten biz tedbir mahiyetinde bir disiplin mekanizması işlettik. Disiplin yönetmeliğine göre savunmasını alacağız. Savunması da ulaşıp teknik heyet raporu geldikten sonra zaten nihai kararı vereceğiz. Hal böyleyken geldiğimiz nokta itibarıyla 17.00’ye kadar bu sözleşme sulh görüşmelerinin nihayete erdirilmesini biz anlam veremedik. Ama akşam ceza açıklanınca bu talebin çok manidar ve düşündürücü olduğu net bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Bu birinci meseleydi. Gönderilen belge de saat 17.00’ye kadar bu belge muhakkak ve muhakkak dönüş yapılsın. Saat 17.00’ye kadar biz o hukuksuz talepleri eğer kabul etseydik belki oyuncumuz çok düşük bir ceza alacaktı sayın Başkanımızın atıf yaptığı gibi. Ama biz Galatasaray’ın yarınlarını, umutlarını ve geleceğini düşündük. Menfaatlerini düşündük. Galatasaray Yönetimi’nin ve 30 milyon taraftarıyla Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan Galatasaray’ın saygınlığını ve güvenini düşündük. İlkelerimizden taviz vermedik. Zaman, zemin ve konjonktür ne olursa olsun diz çökmeyeceğimizi başkan düzeyinde ifade ettik. Demeyince de gelişmeler zaten bütün kamuoyunun malumu akşam bu karar açıklandı. Sözleşmede ne var? Biz bu oyuncuları size bedelle veriyoruz. Limitimiz de açılacak biz bunu talep ediyoruz kendi yolladığımız sözleşmede. Limiti açın çünkü bedelle veriyoruz artı para. Bu talebimiz kabul görmedi. İkincisi bakın UEFA, TFF’ye 100.000 € Galatasaray’ın parasını yolladı. Bu para hukuki süreç daha kesinleşmeden Rizespor kulübüne ödenmiş. Biz dedik ki ‘500.000 € artı bu oyuncuları veriyorsak bu buradan düşsün’ 450.000 €’luk bir talep geldi. Bu paranın yarısının düşmesi kabul edildi. Bunlar hep aslında sözleşme muhakemeleriyle giderilebilir hususlar ama biz asıl rahatsız eden konuya geleceğim. 3 gün içerisinde bu taksitler ödenmezse %10 gecikme cezası artı %10 cezai şart isteniyor faizin dışında. Bu da kabul edilebilir değil. Ama özellikle 3.8’te İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin sayılı davadan ve temyiz yoluna başvurudan feragat edecek. Bundan ederiz. Rizespor ile sulh varıyorsak bu doğal sonucudur. Rize aleyhine açılan davadan feragat ederiz tamam. TFF Tahkim Kurulu üyelerine karşı Cumhuriyet Savcılığı nezdindeki şikayetlerinden vazgeçecektir; taraflar gelecekte 3.11’de taraflar iş bu uyuşmazlığa sebep olan uyuşmazlıkta ilişkin birbirlerine ve başka kişi ve kurumlara karşı (TFF, Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu, UÇK) herhangi bir yargı yoluna başvurmayacaklarını taahhüt, beyan ve kabul eder. Taahüdüne uymayan taraf diğerine 1.300.000 € tazminat öder diyor. Bana diyor ki ‘Tahkim Kurulu nezdinde bir şikayette bulundun. Ondan feragat et 1.300.000 € isterim. Bundan sonra da TFF ve Disiplin’i şikayet etme. Haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz kaldığında hak arama özgürlüğünü de kullanma. Galatasaray’ın menfaatleri için hukuki yollara başvurma. Dik duruş gösterme. Bu meseleyi kapatalım. Sulhe varalım. Arkadan git şikayetten vazgeç, bu süreç nihayete ersin. Biz de diyoruz ki ‘Biz sizinle anlaştık. Size karşı herhangi bir hukuki sürece başvurmayız. Bu alacak meselesi sulhe varıyor. Ama TFF ile ilgili kurumsal kimliğinin yapmış olduğuna karşı biz adaleti herkes için istiyoruz ki bir irade olsun. Tahkim Kurulu üyelerini şikayet ettik. Biz gidip arkadan bu şikayetten nasıl vazgeçeriz’ Bu bizim ilkelerimize, duruşumuza, sosyalleşme sürecimize, Galatasaray’ın değer yargılarına taban tabana zıt. Biz koşullar ne olursa olsun, zaman ve zemin sonuna kadar hukuki mücadelemizi yaparız. Bedel neyse ödemeye hazırız. Tek talebimiz var ‘Adalet ve hakkaniyet.’ Bu hükümler nedeniyle bu sözleşmeyi biz kabul etmedik. Çıkmaza girdi. Sulh-ibra görüşmelerinde TFF’yi de taraf haline getirip, ona ilişkin başvurduğumuz hukuki yollarda da bir uzlaşı-konsensus istiyorsunuz. Galatasaray Spor Kulübü, böyle bir çabaya, talebe ve baskıya boyun eğmez.”

TÜRK FUTBOLUNUN EN BÜYÜK SORUNU ADALET SORUNUDUR

“Oyuncu ile ilgili biz kendi disiplin mekanizmamızı işletiyoruz. Oyuncudan savunma istedik çünkü disiplin yönetmeliğimiz onu gerektiriyor. Savunma almadan ceza verirsek yargıdan dönebilir. Geçmişte Galatasaray’da bunun örnekleri yaşandı. Teknik heyetimizin de raporu geldi. Tedbiren A Takım ile idmanlara çıkmama şeklinde zaten verildi. Nihai sportif, idari ve iktisadi kararları Sportif A.Ş. Yönetimimiz verecek. Sayın Başkanın ifade ettiği gibi bu eylemin karşılığı 44.maddede 5 maçtan 10 maça kadar. Fakat siz oyuncuya 8 maç veriyorsunuz! Niçin tecdit uygulamaası yapıyorsunuz! Alt sınırdan uzaklaşıyorsunuz. Daha önce bir tekerrür yok. Benzer bir eylemi yok. Cezanın bireyselleşme vasıtalarındaki kastın yoğunluğu yok. Talimata aykırı bir şekilde neden alt sınırdan uzaklaştınız? Zaten Galatasaray Spor Kulübü’nün, bu cezaya kulüp olarak itiraz etme yetkisi yok. Marcao, Tahkim Kurulu nezdinde itirazlarını yapacak. Hak arama özgürlüğünü kullanacak. Orada bir beyis yok. Fakat bizim sayın başkanın atıf yaptığı gibi temel itirazımız ‘Bir ceza verilmeli. Biz de bir disiplin mekanizması işletiyoruz. Yapılanı asla tasvip etmiyoruz fakat alt sınırdan uzaklaşıp bunu bir pazarlık malzemesi haline getirip, Demokles’in kılıcı gibi Galatasaray Başkanı ve Yönetim Kurulu’nun kafasında psikolojik bir baskı enstrümanına dönüştürmeye çalışanlara… Bizim tavrımız ve irademiz temelde bu. O yüzden Sayın Başkan da ifade etti: ‘’Galatasaray asla baskıya boyun eğmeyecektir. Koşullar ve konjonktür ne olursa olsun dik duruşundan taviz vermeyecektir. Bazen adil olmak kadar, adil görünmek de önemlidir. Victor Hugo, ‘’En mükemmel adalet ise vicdandır’’ demiştir. Burada ne adil olan ne adil görünen kurullar var. Genel Kurul’da bu kurulların yapıları tamamen değişti biliyorsunuz. Artık Genel Kurul seçmeli. Statü geçti. Sabaha kadar revize halini hazırladık. Artık Genel Kurul seçecek. 4 yıl süreyle seçecek. Özlük ve sosyal haklarını bu harçlardan alacaklar. Türk futbolunun bana göre en büyük sorunu adalet sorunudur. Hak edenin kazandığı bir anlayış olsun istiyoruz. Futbol dışı enstrümanların adil olmasını istemiyoruz. Adaleti de futbolun bütün paydaşları için istiyoruz. Orada özlük sosyal haklarını alan bir sonraki genel kurulda seçilen Yönetim Kurulu’nun değil, Genel Kurul’un seçtiği, UÇK, Disiplin ve Tahkim. Devre arasına yetişmez denildiği için 10 ay içerisinde bu Türk futbolundaki yeni devrim hayata geçecek. Bu 3 kurulun yeni üyeleri seçilecek. Bir seçici kurul oluşturulacak. Orada Kulüpler Birliği Vakfı, TFF, Amatör Federasyonlar, Profesyonel Futbolcular Derneği, 1 ve 2.Lig Kulüpler Birliği Vakfı yetkilileri olacak. Biz bunu şöyle okuyoruz: ’10 ay içerisinde bu başkanımızın ismini saydığı arkadaşların görevleri sona ereceği için, bu eşitlikçi ve demokratik yapının egemen olduğu bir ortamda bir daha seçilme ihtimalleri kalmadığı için giderayak Galatasaray’a bir operasyon çekmeye çalışıyorlar. Galatasaray, bu sürecin öncüsü olduğu için bu devrimi gerçekleştirdiği için biz buna müsaade etmeyeceğiz. Hem Disiplin Kurulu hem UÇK, hem de süreci buraya taşıyan TFF ilgilileri hakkında bu ilişkilerin ortaya çıkması için savcılık nezdinde suç duyurusu hakkımızı kullanacağız.”

KURULLARIN İSTİFA ETMESİ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ

“Bu kurullar bu değişikliklerle kadük haldedir. Biz bu kurulların istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tahkim Kurulu için bu çağrımızı yenilemiştik. Fakat Disiplin Kurulu ve UÇK’nın da artık statü değişikliğiyle kadük hale gelen bu kurulların istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Derhal istifa ederlerse memnun oluruz.”

Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir: “Tahkim Kurulu başkanı ve üyelerinin istifasını istiyoruz”

Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun, futbolcumuz Oğulcan Çağlayan konusunda kulübümüz ve sporcumuz aleyhine verdiği karar üzerine açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun, futbolcumuz Oğulcan Çağlayan konusunda kulübümüz ve sporcumuz aleyhine verdiği karar üzerine açıklamalarda bulundu.

Kulübümüz ve sporcumuz aleyhine verilen kararın her türlü hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ifade eden Epözdemir, Tahkim Kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyelerini istifaya davet ederek, bu kararın altına imza atan tüm kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu uyarınca suç duyurusunda bulunulacağını belirtti.

Galatasaray Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir’in açıklamaları şu şekilde: 

“Kıymetli basın mensupları, değerli basın emekçileri, aramızda bulunan Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Sayın Köksal Ünlü, Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Selim Sefada, hepinizi saygıyla selamlıyorum.” 

“Süreçle ilgili bilgi vermeden önce, Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan orman yangınında hayatını kaybedenlere başsağlığı dilemek istiyorum. Galatasaray Spor Kulübü olarak, kederli ailelerine de rahmet dileklerimizi iletiyoruz. Yaralananlara geçmiş olsun. Şüphesiz ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu tür zor zamanlarda Türkiye’nin, toplumumuzun temel özelliği acılarda, üzüntülerde ortaklaşabilmesi. Sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, spor kulüpleri, gazeteciler, kitle iletişim araçları, yazılı-görsel basın birlikte ortaklaşarak bu konuda yeknesak bir tavır sergilemesi gerektiğini düşünüyorum. Kulübümüz adına tekrar başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. 

“EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ BİR KARARDAN BAHSEDİYORUZ”

Oğulcan Çağlayan meselesi ile ilgili kısa bir bilgilendirme yapmak istiyorum. Biliyorsunuz futbolcumuz Oğulcan Çağlayan’ın transferi ile ilgili Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na bir başvuru yapılmıştı. Bu başvuru kapasımda  1 milyon 200 bin Euro ve 506 bin 275 TL ödenmesi, oyuncumuza da 6 maç mahrumiyet cezası verilmişti. Tazminattan oyuncumuz ve kulübüz müteselsilen ve müştereken sorumlu tutulmuştu. 6 müsabakadan men cezası verilmesi akabinde oyuncumuz, kulübümüzle birlikte Tahkim Kuruluna itiraz etmişti. Tahkim Kurulu, 6 maçlık men cezasını üç maça indirdi; fakat bir aza önce zikrettiğim 1 milyon 200 bin Euro’yu ve 506 bin 275 TL tazminat kararını onadı. Bu karar açıkçası bizi çok şaşırttı; çünkü kararın emsali yok. Sözleşmesinin bitmesine 6 ay kala, oyuncunun sözleşmesinin haksız olarak feshettiği iddia ediliyor. Bütün yılın ücreti  bonservis ve tazminat olarak değerlendiriliyor. Dha önce emsali görülmemiş bir karardan bahsediyoruz. Hukukun evrensel temel prensiplerine, tazminat hukukunun temel evrensel prensiplerine aykırı bir karardan bahsediyoruz.” 

“Bunun üzerine kulübümüz ve futbolcumuz tarafından bölge adliye mahkemesine başvuru yapıldı. Anayasının 59. Maddesi Tahkim Kurulu kararları kesindir diyor; ama kesin olan kararlar sportif, idari ve yönetsel kararlar. UÇK’nın alanına giren, sözleşme hukukundan kaynaklanana, ekonomik anlamda sonuç doğuran, sözleşme itilafından kaynaklanan kararlara yargı yolu açık. Yargıtay’ın yerleşmiş ve kemikleşmiş müstakel içtihatları böyle. Bu yüzden hem kulübümüz hem de oyuncumuz Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurduk. Bölge Adliye Mahkemesi’de bu itiraz sürecimiz devam ederken bir baktık transfer yasağı kararı alınmış. Bununla ilgili önce Yönetim Kuruluna başvurduk. Yönetim Kuruluna bu transfer yasağını kaldırın, hukuki süreç devam ediyor. Bu alacak kesin değil, çekişmeli bir alacak. Transfer yasağı uygulaması yapamazsınız. An itibarıyla hukuki süreç devam ediyor. Bu transfer yasağını kaldırın. Telafisi imkansız zararlara duçar kalıyoruz. Yönetim Kurulu bu talebimizi reddetti. Bunun üzerine Tahkim Kuruluna başvurduk. Tahkim Kurulu 25 Haziran 2021 tarihinde, tarihten 40 gün önce transfer yasağını kaldırıyorum, hukuki süreç devam ediyor, ortada kesinleşmiş bir yargı kararı yoktur, kesinleşmiş bir alacak olmadığı için kulüp bakımından transfer yasağını kaldırıyorum dedi. Öte yandan yetinmedik, UEFA’ya da başvuru yaptık. UEFA’ya da dedik ki, oyuncumuzla ilgili lisans tescil işlemleri yapmayı istiyoruz, borçsuzluk yazısı ile ilgili talepler gelecek, bu bir çekişmeli alacaktır, hukuki süreç devam ediyor, bunu böyle kabul edin dedik. UEFA da buna müspet yaklaştı.  UEFA bunun bir çekişmeli alacak olduğunu, hukuki sürecin devam ettiğini ve Galatasaray açısından hiçbir hukuki ve fiili bir sorun olmadığını söyledi. Akabinde TFF, transfer yasağımızı kaldırmasına rağmen oyuncumuzun vize ve lisans işlemlerini yapmadı. Oyuncunun lisansını vermedi.” 

“OY ÇOKLUĞU KARARINI ACELEYLE OY BİRLİĞİNE ÇEVİRDİLER!”

“Bunun üzerine TFF’ye bir başvuru yaptık. Bu karar hukuksuzdur. Süreç devam ediyor dedik. Bölge Adliye Mahkemesi net kararı verdi ama Yargıtay’a taşıdık bunu.  Olağan kanun yolu devam ediyor. Kesinleşmiş bir alacak yok. Hukuki süreç devam ederken oyuncuyla ilgili yaptığınız bu tasarruf hukuka aykırıdır. Oyuncunun vizesini, lisansını vermemezlik yapamazsınız. Bu oyunculuğun çalışma özgürlüğünü kısıtlar, hakkın özüne dokunur, öçlülülük ilkesine, demokratik toplum düzenine aykırıdır, bunu yapamazsınız dedik. TFF, tam 3 hafta boyunca bu talebimizle ilgili bir karar vermedi. Nihayet 2 Ağustos 2021’de yoğun çabalarımız sonucundan Oğulcan bakımından net kararı verdi. Biz de dün itibarıyla bugün verilecek olan listeye Oğulcan Çağlayan’ı yetiştirmek için Tahkim Kurulunun olağanüstü toplanmasını talep ettik ve Tahkim Kurulu olağanüstü toplandı. Tahkim Kurulu’nda itiraz mekanizmasını harekete geçirdik. Elinizde 40 gün önce verilmiş bir karar var. 40 gün önce Tahkim Kurulu hukuki olarak kesinleşmiş bir alacak yok, o yüzden burada transfer yasağını kaldırıyorum demiş. Herhalde paralel mahiyette bir karar çıkacak diye düşündük. Hayatın doğal akışı, mantık ve fizik kuralları bunu gerektirir. Futbolcu bakımından uygulanan bir yasak var, kulübe böyle bir karar verilmişse, yaklaşım sergilenmişse, oyuncu bakımından da böyle bir karar verilir diye tahayyül ediyorduk. Çok ilginç şekilde dün akşam 22.32’de karar vize fakslandı. 22.32’de fakslanan karar göreceksiniz, TFF resmi sitesinde oy çokluğuyla kararımızın reddedildiği yazılıyordu. 22.32’de fakslanan kararda oybirliği yazılıyor. Yani, herhalde arada muhalif olan, gerçekten adalet, hakkaniyet, vicdan perspektifinde karar veren, tarihe not düşen, her şeye rağmen dik durmaya çalışan Tahkim Kurulu üyeleri, muhalif kalan üyelerdi anladığım kadarıyla. Bu süreçte ikna edilmiş, bu oy çokluğu muhaliflerde çoğunluğa iştirak etmiş ve karar hiçbir çatlak ses olmadan oy birliğine dönüşmüş. Çok ilginç, manidar ve düşündürücüdür bu. Bu bile bu kararın başlı başına hukuk garabeti olduğunu ortaya koyuyor. Kerameti kendiliğinden menkul bir karardan bahsediyoruz. Açıkça hukuk dayanağından yoksun, mesnetsiz bir karardan bahsediyoruz. 40 gün sonra aynı olayda aynı şartlar, aynı hukuki koşullar devam ederken taban tabana zıt verilmiş kararlardan bahsediyoruz. Bunu anlatmak mümkün değil. Bu kararı anlatmak hukuken ve fiilen mümkün değil.  Bu kararın futbol paydaşlarında yaratacağı tahribat ve travma, tüm bu etkile düşünülerek burada yeknesak bir tavır olsun, çatlak ses olmasın diye oy çokluğunu palas pandıras oy birliğine çeviren bir kurul. Bu kurulun aldığı karar sağlıklı olabilir mi? Böyle bir karar olabilir mi ya? Hayatın olağan akışına, mantık ve fizik kurallarına aykırı. Oy çokluğu diye yayınlıyorsunuz, sonra 22.32’de bize oy birliği şeklinde fakslıyorsunuz. Aynı metin. Burada hangi eller bu karara dokundu? Kim bu talimatı verdi? Muhalif üyeleri kim vazgeçirdi? Muhalefet yazmaktan kim vazgeçirdi? Galatasaray Spor Kulübü’ne karşı, bu kumpası kim kuruyor? Sonuna kadar bunun takipçisi olacağız. Böyle bir hukuk garabeti olabilir mi? Resmi sitede oy çokluğu yazıyor, bize gelen kararda oy birliği… Hangi arada muhalif üyeler ikna edildi ve aleyhimize bu hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz, belki de Türk hukuk tarihine kara harflerle geçecek bu karar verildi? Bunu merak ediyoruz. Galatasaray Spor Kulübü olarak da sormak istiyoruz.” 

“BU KARAR BİR HUKUK GARABETİDİR”

“Profesyonel Futbolcu Statüsü ve Transfer Talimatı’nın 12. Maddesinde, ‘kesinleşmiş kararlardan kaynaklanan vadesi geçmiş borçlar’ ibaresi bulunuyor. Demek ki karar kesinleşmiş olacak, borcun vadesi geçmiş olacak. Halihazırda Yargıtay’da olağan kanun yolu devam ediyor. Kesinleşmiş bir karar yok. Kesinleşmiş bir alacak yok. Transfer yasağını koydun. Yönetime itiraz ettik, reddettin. Tahkim Kurulu 1. Fıkradaki gerekçe ile transfer yasağını kaldırdı. Yine 12. Madde 3. Fıkrada, ‘Temsilcilerine kesinleşmiş borcu dolan futbolcular’ ifadesi yer alıyor. Bir borç ne zaman kesinleşir? Oyuncu ile ilgili olağan hukuk yolları tüketildiğinde kesinleşir. Borcun varlığı artık kesinleşmiş bir yargı kararıyla sabit hale geldiğinde kesinleşir. Sabit! Kulüpler için transfer yasağını kaldırıyorsunuz. Gerekçe şu; yargı süreci devam ediyor. Kesinleşmemiş. Oyuncu için çok açık hüküm olmasına rağmen inanılmaz bir karar veriyorsunuz, bizim lisans reddine ilişkin karara yaptığımız itirazı reddediyorsunuz. Bu kararın hukuken fiilen anlatılabilir başka hiçbir tarafı yok. Bu karar bir hukuk garabetidir.” 

“TFF HUKUK KURULLARININ SAYGINLIĞI VE GÜVENİLİRLİĞİ TARTIŞILIR HALDEDİR”

“Bugün bunları söylemek kolay. Biz yönetim olarak ne yapmışız, onunla ilgili bir şey ortaya koyayım. Göreve geldikten sonra TFF bizden taahhüt istemiş. Bugünün konusu değil. O zaman tarihe not düştük. Sayın başkanımızın ve bizlerin imzasıyla TFF’ye gönderilen taahhüt. TFF yargı kurullarının görev yetkilerini kabul edip kararlarına uyacağımızı; bu kararlara karşı hiçbir idari ve adli yargıya, temyiz, tashihi karar, yargılamanın iadesi gibi kanun yollarına başvurmayacağımızı taahhütnamede belirttik. Bu taahhüdü vermezseniz lige kabul edilmiyorsunuz. Hem TFF hem UEFA bu taahhüdü arıyor. Biz hangi kayıtla verdik? Futbol yargılama kurullarının tarafsızlığı ve bağımsızlığına ilişkin düzenleme yapılması kaydıyla bu taahhüdü verdiğimizi belirttik. Bugün yaşanılanları geçmişten görmüşüz. TFF hukuk kurullarının bize göre saygınlığı ve güvenilirliği tartışılır haldedir. Repütasyonu son derece kötüdür. Ne adildir bu kurullar ne de adil görünmektedir.” 

“TFF hukuk kurullarının mevcut durumunu anlatayım sayın arkadaşlar. Disiplin Kurulunun verdiği kararlara karşı Tahkim Kurulu nezdinde itiraz ediyorsunuz. Disiplin Kurulu Başkanı ile Tahkim Kurulu Başkanı geçmişte ortaklık yapmış, İstanbul Barosu’nun kayıtlarına göre aynı ofisi paylaşmış ve birlikte kitap yazmışlar. Birinin verdiği kararı diğeri denetliyor. İkisinin birlikte çalışıp eserler yazdığı kamuoyunun malumu. Futbol futbol aktörleri ve paydaşları bunu içselleştirmiş. Hiçkimsenin kategorik ve sistemsel bir itirazı yok. Böyle bir garabet olabilir mi? TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu Başkanvekili, bir kamu tüzel kişiliğinde hukukçu olarak çalışıyor. Onunla aynı kamu tüzel kişiliğinde hiyerarşik yapı, emir talimat bağı kapsamında çalışan aktör, TFF’nin hukuktan sorumlu yönetim kurulu üyesi. O disiplin sevklerini, o müfettişler eliyle yapıyor, PFDK başkanvekili de karar veriyor. Biri sevk ediyor, diğeri karar veriyor. Karar veren sevk edenin altında aynı tüzel kişilikte çalışıyor. Böyle bir garabet olabilir mi? Dünyanın hangi çağdaş futbol ülkesinde bu vardır? Bunu nasıl kabul edebiliriz biz? Böyle kerameti kendinden menkul bir sistem olabilir mi? Böyle bir utanç olabilir mi? Lisans kurulu üyesi, aynı zamanda Ziraat Bankası’nın yönetim kurulu üyesi. Kulüplerle Bankalar Birliği, FFP, denk bütçe konularda anlaşma yapan kurumun yöneticisiyle, bunları denetleyen kurulun üyesi aynı aktör, aynı kişi. MHK Başkanının Şanlıurfa’da yaptığı görevi biliyoruz. Hepimizin malumu. Dolayısıyla nereden bakarsanız bakın artık sürdürülemez, hukuksuz, adil ve hakkaniyet zemininden uzak bir hukuk kurulu ile karşı karşıyayız.” 

“Galatasaray Spor Kulübü bundan sonra nasıl adım atacak ve süreç buraya nasıl geldi… Oğulcan Çağlayan Galatasaray’ın çok kıymetli ve saygın bir futbolcusudur. Kimse Galatasaray’ın futbolcusunun hakkını yiyemez. Dolayısıyla Galatasaray Spor Kulübü’nün tüzel kişisinin hakkını yiyemez.” 

“FUTBOLUN TÜM PAYDAŞLARI İÇİN ADALET İSTİYORUZ”

“Türk futbol için, herkes için adaleti savunmaya devam edeceğiz. Biz sadece kendimiz için adalet istemiyoruz. Adaleti kendiniz için isterseniz bu bir taleptir. Adaleti başkası için isterseniz bir bir tavır ve iradedir. Hukuk hepimize lazım. Bir bumerang gibi atıyorsunuz ve sizi vuruyor.  Biz adaleti futbolun tüm paydaşları için istiyoruz. Bütün kulüpler için istiyoruz. 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig ve Amatör Lig kulüpleri için istiyoruz. Futbol emekçileri için, teknik adamlar için, futbolcular içini hakemleri için, futbolun ötekileştirilmiş istisnasız tüm paydaşları için adalet istiyoruz. Adalet konusunda bir tavır ortaya koymaya çalışıyoruz. Galatasaray Türk sporunun bir mihenk taşıdır. Bu mücadelemizde kendinci, faydacı, lümpen bakış açısına her zaman dur diyeceğiz. Yönetimimiz süresince ve bundan sonra her zaman bu bilinçle, iradeyle hareket edeceğiz. Türk futbolunun bu kendinci, faydacı, lümpen anlayışa teslim olmasına asla izin vermeyeceğiz. Türk futbolunun temel sorunlarıyla ilgili uzalaşma çabamız, yani lisans, yayıncı kuruluş meselesi, yabancı sorunu, hukuk kurullarının tarafsız ve bağımsız olması… İş Galatasaray’ın menfaatlerine geldiği zaman uzlaşma çabamız, Galatasaray’ın menfaatlerine kesinlikle halel getirmeyecektir. Gayemiz Galatasaray’ın menfaatlerini zaman, zemin koşullar, konjektür ne olursa olsun savunmaktır. Bir yandan kurumlarla birlikte uzlaşma çabamızı akamete uğratmadan devam ettirip Türk futbolunun sorunlarını çözmeye devam edeceğiz. Galatasaray’a ve Galatasaray’ın herhangi bir paydaşına yapılmış hiçbir haksızlığa boyun eğmeyeceğiz. Her şekilde itirazlarımızı dermeyan edeceğiz.” 

“Kişisel çıkarla TFF’yi kaosa sürükleyen bu aktörlerle ilgili  de hukuki, fiili mücadelemizi vereceğiz. Birazdan size bununla ilgili, hangi hukuki yollara başvuracağımızla ilgili net olarak bilgi vereceğiz.”

“TAHKİM KURULU BAŞKANI VE ÜYELERİNİN İSTİFASINI İSTİYORUZ” 

“Tahkim Kurulunun verdiği bu kararın hasmane tavırlarla, rövanşist yaklaşımlarla verilen bir karar olduğunu düşünüyoruz. Galatasaray Spor Kulübü olarak bu kurumların tarafsız, adil ve hakkaniyet zemininde karar vermesi için çabalarımız devam edecek. Niçin bu oldu? Niçin olduğu aslında kamuoyunun malumu. Yakın zamanda gerçekleşen genel kurul ve oradaki süreçle ilgili bu kararı beraber okumak, resmi büyüğüne bakma imkanınız olursa bu kararın niçin verildiğini görebilirsiniz. Bu karar rövanşist yaklaşımla ve hasmane tavırlarla verilmiştir. Galatasaray Spor Kulübü olarak, Tahkim Kurulunun başkan ve üyelerinin istifasını istiyoruz. Galatasaray Spor Kulübü’nün resmi iradesi budur. Resmi sitede hukuk kurulları görünüyor. Sayın Murat Balcı, Sayın Emine Yazıcıoğlu, Sayın Osman Baturhan Dursun, Sayın Hüseyin Haluk Sonsuz, Sayın Eyüp Kul, Sayın Eyüp Kul, Sayın Murat Erbilen, Sayın Abdurrahim Güneşdoğdu’nun vakit geçirmeksizin, derhal, hiçbir kayıt olmaksızın istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kurulun evleviyetle istifasını talep ediyoruz. Hukuk kişilerle ilgilenmez, ilkeler ve düzenlemelerle ilgilenir. 40 gün içerisinde taban tabana, tamamen takdiri ve kişisel çıkarlarla bu karara imza atan Tahkim Kurulu üyeleri hakkında Türk Ceza Kanununun 257. Maddesi uyarınca görevi kötüye kullanmaktan en kısa zamanda savcılığa şikayetçi olacağız. TFF özerktir. Özel hukuk hükümlerine tabiidir ve kamu tüzel kişiliği yoktur. Yargıtay 5. Ceza Dairesinin karaları var. TFF çalışanları görevlerini ifa ederken, kamu görevlisi sayılırlar. Görevi kötüye kullanma suçu biz özgü suçtur. TCK’nın 257. Maddesine göre biz bu kişiler hakkında sonuna kadar hukuki mücadelemizi vereceğiz ve görevi kötüye kullanma suçundan ötürü derhal başsavcılık makamına şikayette bulunacağız. Ağır ihmal dışında sorunsuz olduğu doktrinde ifade edilen bu kimseler hakkında kulübümüzün, oyuncumuzun uğramış olduğu zararların tazmini için aynı zamanda bütün hukuki haklarımıza rücu hakkımızın saklı kalması kaydıyla başvuracağız. Bu adaletsiz sisteme ve düzene dur demek istiyoruz. Bu karara ilişkin de ulusal ve uluslararası yargı makamları nezdinde başvurulacak tüm yolları tüketeceğiz. Bundan sonra da kararlı mücadelemiz devam edecek. Hiç kimse bizi, Galatasaray’ı sınamasın. Galatasaray Spor Kulübü’ne karşı bu ve türevleri mahiyetindeki bütün hukuksuz uygulamalara karşı en sert şekilde cevaplarımızı vereceğiz. Kararlı ve dik duruşumuz devam edecek. Çünkü biz adil ve rekabetçi bir anlayışın egemen olmasını istiyoruz. Hak edenin kazanmasını istiyoruz. Adeletin tecelli etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bütün futbol paydaşları için bu konudaki çabamızı ve irademizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”   

Basın toplantısının soru cevap kısmında ise Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, “Geçtiğimiz hafta Genel Kurul düzenlendi TTF’nin hukuk kurulları ile alakalı köklü bir girişime gidilme kararı alındı. Hukukçu olarak sizin önderliğinizde son gün yapılan ciddi bir değişim oldu. Sizin yaptığınız konuşmayla, düzenlemeyle bu karar alınmış olabilir mi? Bu kurullar ne zaman değişecek? Düzenlemeyle ilgili bilgi verir misiniz?” Şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:

“Geçtiğimiz hafta Genel Kurul’da bir ibra Genel Kurul’u yapıldı. Bir gün öncesinde Kulüpler Birliği Vakfı’nın üzerinde uzun zamandır çalıştığı bir taslak metin vardı. Türkiye Futbol Federasyonu da statü değişikliği getirdi ve mevcut sistemde Federasyon Başkanının teklifiyle yönetim kurulunun atamasıyla bu kurullar atanıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda verdiği adil yargılanma hakkının ihlaline ilişkin ifade özgürlüğü ve düşünce özgürlüğünün ihlaline ilişkin kararlardan hemen sonra bir statü değişikliğini Türkiye Futbol Federasyonu bu Genel Kurul’da getirdi. Bu statü değişikliğine baktığımızda kurullara tarafsızlık yemini ettirilecek yazılı olarak da ellerinden alınacak ve Türkiye Futbol Federasyonu sayın başkanı teklif etmeyecek, direkt yönetim kurulu atanacak, iki tane temel değişiklikle bu kurulların tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlanabileceğini düşünen bir bakış açısı ve perspektif vardı Kulüpler Birliği’nin hazırlamış olduğu ve ciddi emek vermiş olduğu bu çalışmada ise bir sonraki Genel Kurul’da seçim, dört yıl görevde kalma, yönetimden farklı olarak sonraki Genel Kurul’da seçim ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun Genel Kurulu’nun bu hukuk kurullarına seçmesi yani meşrutiyetini Genel Kurul’dan almasına ilişkin bir taslak metin vardı. Biz de Galatasaray Spor Kulübü olarak uzun zamandır böyle düşünüyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz bu konuda. Son akşam Kulüpler Birliği ve Türkiye Futbol Federasyonu sayın başkanı, yönetim kurulu üyeleri ve paydaşlarının yaptığı toplantıda bir uzlaşı konsensus ortaya çıktı orada biz dedik ki gelin burada Genel Kurul seçsin, siz statünüzü geri çekin, dört yıl görevde kalsın, bir sonraki Genel Kurul’da seçilsin. Türkiye Futbol Federasyonu sayın başkanı dedi ki bunun yerine bir blok liste olsa biz seçilirken blok liste olarak getirsek veya Genel Kurul tamam seçsin biz uzlaşı kültürünü egemen kılalım ama nasıl seçecek? Binlerce başvuru olacak, dedik ki 13 kişilik bir kurul oluşturulsun. Bu kurul seçici kurul olsun. İçerisinde Türkiye Futbol Federasyonu’ndan 3 kişi, Kulüpler Birliği Vakfı’ndan 3 kişi, amatör Federasyonlardan 1.,2.,3. Lig Kulüpler Birliği Vakıflarından insanlar olsun seçici kurul seçsin, Genel Kurul’a yollasın, 39’ar kişi. Genel Kurul bu 39 kişi arasından her bir üyeyi seçsin, en fazla oy alan başkan olsun, oy eşitliğinde kıdem esası söz konusu olsun ve 39’ar kişi arasında kurullar tespit edilsin dedik.” 

“TFF’de o gece itibarıyla uzlaşma kültürü egemen kılındı, bütün paydaşlar ortak akılla statüyü biliyorsunuz geri geçtiler ve bu statü geldi. 1/5 imza ile verdik, Genel Kurul’da da çıktım önerge sahibi olarak kapsamlıca biz anlattık. Oradaki futbol paydaşları bizden rica ettiği için sabah 7 buçuğa kadar da statü değişikliğinin revize halini oturttuk, Futbol Federasyonu’nun hukukçularıyla yazdık bizatihi ve 8 buçukta yetiştirip 1/5 imza ile sunduk, gündeme alındı. Daha sonra Genel Kurul’da bir konuşma yaptım o konuşmaya müdahale de geldi biliyorsunuz kamuoyuna da yansıdı. 2/3’le de bu değişiklik kabul edildi. Biz burada Galatasaray Spor Kulübü’nün yapmış olduğu bu çalışamaya ek olarak bu revize metninin hazırlanmasında, burada aldığı insiyatif, öncü rol, ortaya koyduğu tavır, genel kuruldaki bu sürecin bu süreçle ilgili ortaya koyduğu iradenin bu kararla bire bir bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Bugünkü kararın kesinlikle ve kesinlikle rövanşist yaklaşımla, hasmane tavırlarla alındığını düşünüyoruz. Bugünkü kararın kesinlikle ve kesinlikle kişisel çıkarlarla alındığını düşünüyoruz. Bu karar hukuken kabul edilebilir bir karar değil, hukuksuz bir karar. Bunun başka türlü bir izahatı yok. 40 gün önce alınan aynı olayda, aynı düzenlemeyle ilgili alınan karara karşı bugün alınan karar taban tabana zıtsa mevzuat bu kadar açıkken düzenleme bu kadar açıkken inanılmaz bir şekilde önce oy çokluğu, sonra bir gece yarısı operasyonuyla resmi sitede düzeltildi mi hala oy çokluğuydu. Oy birliğine dönüşen bir tahkim kurulu kararıyla Türk futbolu dizayn edilmeye çalışılıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz hak edenin zafere ulaştığı, dış etkenlerin ve parametrelerin belirleyici olmadığı, hukuk kurullarının adil ve hakkaniyetli olduğu ve bu sürece müdahale etmediği, bu sürecin müdahaleye kapalı olduğu bir sistemi inşa etmek istiyoruz. Bunun için de kıdem ve liyakatı esas olan bir anlayışı egemen kılmak istiyoruz. Değişikliği anlattım biz kesinlikle bunun rövanşist ve hasmane tavırlarla olduğunun kanaatindeyiz.”

“BU KURULA HİÇBİR GÜVENİMİZ YOK”

Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, “Oğulcan Çağlayan’ın durumu Türkiye’nin yeni Bosman’ı olur mu? Bundan sonraki hamleniz ne olacak ve Oğulcan Çağlayan formasına ne zaman kavuşacak?” sorusunu şöyle yanıtladı: 

“Bir defa bir milli futbolcunun hele hele bir Avrupa maçında oynamasının önüne geçiyorsunuz. Nereden bakarsanız bakın kabul edilemez bir tavır. Bir milli futbolcunun Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi ve anayasaya aykırı bir şekilde çalışma özgürlüğünü kısıtlıyorsunuz. Ne yapsın bu çocuk çalışmasın mı? Bu çocuk müteselsilen bu borçtan sorumlu diyelim ki bizim kulüp olarak burada yaklaşımımız ortada. Biz asla oyuncularımıza bir külfet yüklemeyiz zaten ama çalışmadan nasıl hayatını idam edecek. Siz bir kimsenin çalışma özgürlüğünü, anayasayla güvence altına alınmış özgürlüğünü kısıtlıyorsanız bunu hakkın özüne dokunmaksızın ölçülük ilkesi uyarınca özle biçim arasındaki dengeyi kurarak demokratik toplum düzenine uygun bir şekilde kanunla yaparsınız. Anayasanın 13. maddesi bunu söylüyor. Temel hak ve özgürlükleri ancak bu kriterlerle sınırlandırabilirsiniz ama siz burada bir idari kararla normatif bir düzenleme olmaksızın bir oyuncunun anayasayla güvence altına alınmış çalışma özgürlüğünü ihlal ediyorsunuz dolayısıyla buna nereden bakarsanız bakın Türkiye’deki birçok dinamiği etkileyecek futbolda önemli bir karar. Bundan sonra bir Tahkim Kurulunun başkan ve üyelerinin tamamının istifasını istiyoruz biz Galatasaray Spor Kulübü olarak. Bu kurula hiçbir güvenimiz yok. Türkiye Futbol Federasyonu’nun hiçbir kuruluna güvenimiz yok. Bu kurulların değişikliğine ilişkin statü yapıldı, biz burada öncü olduk, çıktık anlattık ve hazırladık. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızın görevi bitecek, görevi bitmeden bu arkadaşlarımız anladığımız kadarıyla bizim kulübümüzden ve bizlerden rövanşı almaya çalışıyor. Bunun başka türlü bir izahı yok. Böyle düşünüyoruz, böyle okuyoruz, böyle görüyoruz. 3 ay içerisinde Federasyon talimat yapacak ve bu arkadaşlarımızın görevi nihayete ereceği için, genel kurul seçeceği için ve bana göre bir daha seçilme şansları olmadığı için bizden kişisel çıkarlarla kendilerince rövanşist bir yaklaşımla hesap sormaya çalışıyorlar. Galatasaray Spor Kulübü’nden hesap sormak kimsenin haddi değildir. Bu üyeler hakkında Türk ceza kanunu 257. maddesi uyarınca açıkça bunun bir suç olduğundan görevi kötüye kullanmadan şikayetçi olacağız. Bu üyeler hakkında ağır ihmaliyle oyuncumuzu ve kulübümüzü zarara uğrattığından kıyasen hukuk mahkemeleri kanununun uygulanacağını düşünüyoruz. Nitekim değiştirilen statüde de benzer bir düzenleme vardı. Uğranılan zarar ve ziyanın tanzimiyle ilgili de hukuki yollara başvuracağız. Bundan sonra da sadece Galatasaray için değil, futbolun bütün paydaşları için, amatör kulüpler için 1.,2.,3. Lig kulüpleri için hepsi için adalet aramaya devam edeceğiz çünkü biz adaleti bütün futbol ailesi için istiyoruz. Mesela önümüzdeki dönemde Galatasaray Spor Kulübü statünün 22. maddesinin değiştirilmesiyle ilgili bir teklif hazırlığı içerisinde. Bakıyoruz amatör kulüpler 1.,2.,3. Lig kulüpleri birer temsilciyle birlikte kurullara katılıyor. Halbuki onların da Türk futbolunun yönetiminde karar sahibi olması lazım. Karar alma mekanizmasına onların da dahil olması lazım. Çoğulcu, plüralist, eşit, adil bir karar alma mekanizması sürecinin işlemesi lazım. Süper Lig kulüpleri 140 üyeyle temsil edilirken bu arkadaşlar, bu kulüpler çok saygın, kıymetli, çok zor koşullarda kendi bayraklarını ayakta tutmaya çalışan, kendi armaları için savaş veren müzayaka halinde zor koşullarda savaş veren bu kulüpler 1’er temsilciyle temsil ediliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne diyordu oyuncular yeterince temsil edilmiyor. Niçin oyuncular  6 temsilciyle temsil ediliyor?. Hakeza hakemler. Niçin teknik adamlar? Amatör kulüpler niçin 10 temsilciyle temsil ediliyor? Biz bunlar bakımından da sayıların arttırılması noktasında biz kendimiz Galatasaray olarak değişiklik önergesi vereceğiz statüyü 1/5 imzayı bulursak da bunu gündeme aldıracağız. Buna ilişkin çalışmamız devam ediyor bu konuda da amatör kulüplerden 1.,2.,3. Lig’deki Kulüpler Birliği Başkanlarından ve kulüplerden destek isteyeceğiz. Biz gerekirse Galatasaray olarak kendi delege sayımızdan feragat etmeye hazırız yeter ki adil, hakkaniyetli, eşit haklı bir temsiliyet olsun. Temsilde adalet olsun.” 

“SONUNA KADAR HUKUKİ YOLLARA BAŞVURACAĞIZ”

 “Arkadaşlarımız bir not yollamışlar. Bu yayının nasıl bir etki uyandırdığını paylaşayım sizinle: TFF’den aramışlar. Karar oy çokluğu ile alınmış. 2 tane muhalif üye varmış. Halbuki ben alınan kararı tekrar göstermek istiyorum. Tarihe de not düşmek istiyorum. Demek ki oradaki garabetin bu yayınla farkına mı vardılar! Federasyonun internet sitesinde oy çokluğu yazıyor. Bize gelen karar paylaşmak istiyorum: Dün akşam 22.33’te bize gelen kararda oy birliği yazıyor. Burada muhalefet yok! İşte TFF Hukuk Kurulları nasıl bir rezaletin içerisinde görün! Şimdi kulübümüzün hukuk direktörü Petek Hanım mesaj atmış. Yayın devam ederken TFF’den aranmış arkadaşlar… Demişler ki 2 muhalefet var, karar oy çokluğu. Peki bana neden oy birliği diye karar yolluyorsunuz? Yani saat başı değişen bir karardan bahsediyoruz. Bu kararın saygınlığı ve güvenilirliği tartışılır halde değil midir? Size soruyorum kıymetli basın mensupları; bu karar sizin içinize siniyor mu? Resmi sitede oy çokluğu, bana tebliğ ediyorsun; resmi tebliğdir bu oy birliği yazıyor. Şimdi iki muhalif üye varmış, oy çokluğu! Gerçekten iki muhalif varsa onlar her şeye rağmen bu hukuksuzluğa imza atmamışlar. Çünkü hakimler kararlarıyla konuşurlar. Atılan her imza tarihe not düşmektir. Demek ki o iki muhalif arkadaşımız her şeye rağmen içlerinde bir vicdan kırıntısı var ki böyle bir hukuksuzluğa ortak olmak istememişler. Oy çokluğu… 22.32’de oy birliği. Bu yayını yapmasak oy birliği arkadaşlar! Bu yayın bize verilmiş kararla ilgili iki tane muhalif oy kazandırdı ne güzel, ne kadar komik bir durum! Yayın yapılırken tekrar oy çokluğuna döndü bu iş. Bu gelen resmi tebligat bize gelen oy birliği. Bu kurulların saygınlığı ve güvenilirliği tartışılır halde değil mi? Bu hukuk kurulları sürdürülebilir mi? Türk futbolu böyle yönetilir mi? Böyle gider mi bu sistem ve bu süreç? Ben TFF Başkanı ve Yönetimi’nin de bu kurullardan memnun olduğunu düşünmüyorum. Bu kurulların işleyişinden ve verdiği kararlardan memnun olduğunu düşünmüyorum. En azından bize yansıyan bilgiler bu yönde. Bir an önce Tahkim Kurulu istifa etmelidir! Bir an önce! Bu iki muhalif oy neyi değiştirdi? Savcılık şikayetinde iki arkadaşımızı şikayet etmeyeceğiz. Onlara karşı tazminat davası açmayacağız. Ama bu hukuksuz karara imza atarak bu garabeti, bu utancı Türk futbol kamuoyuna yaşatan üyelerle ilgili sonuna kadar hukuki yollara başvuracağız. Sustuk, yıllarca susuldu, susuldu. İnsanlar sindirildi. Kabul edildi. Türk futbolunun geldiği nokta ortada. Hakeden kazansın. Hukuk kurulları süreci manipüle etmesin! Süreci dizayn etmesin! Biz bunu arzu ediyoruz.”

“TFF Genel Kurulunda alınan karar gereği yeni hukuk kurulları ne zaman göreve başlayacak?” Sorusuna Epözdemir: ‘’Sayın Başkan taahhüdü verirken dahi tarafsız ve bağımsız yargılama olması kaydıyla, buna ilişkin düzenleme yapılması kararıyla’’ demiş. Orada da öngörülü bir yaklaşım göstermiş Başkanımız Sayın Burak Elmas. Ha keza Habertürk’te, 4 kulübün güzide başkanlarının katıldığı canlı yayınında da benzer bir öngörü ortaya koymuştu. Geldiğimiz noktada kendisinin öngörüsünün ne kadar isabetli olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Düzenleme ile ilgili biz, 3 ay içerisinde bu seçici kurulla ilgili talimat yapılsın; en geç devre arasında yürürlüğe girsin dedik. Bütün Kulüpler Birliği Vakfı ve paydaşları da düzenlemeyi böyle yazmıştı. Fakat TFF, bunun devre arasına yetişmeyeceğini, burada da seçici kurulun çalışması gerektiğini, talimatın yazılması gerektiğini belirtti. Dolayısıyla biz 5 ay süre koymuştuk, 10 aydan önce bunun ikmal edilmeyeceğini söylendi. Bunun bir hazırlık aşaması olacağı söylendi. Bütün Kulüpler Birliği’ndeki Başkanların tamamı da buna muvafakat gösterdiği için orada uzlaşma ve konsensus ile 10 ay içerisinde yürürlüğe gireceğine ilişkin düzenleme yapıldı. Fakat burada TFF’nin kararlı ve samimi tavrının ölçümlenmesi açısından da bir geçici madde ekledik. Üç ay içerisinde TFF, bu düzenlemenin hayata geçmesi için Yönetim Kurulu’nda talimatları yapmalı dedik. Üç aylık süre içerisinde bu talimatlar yapılacak mı bunun fikri takipçisi olacağız. Kurulların, Tahkim Kurulunun istifasını istedik. TFF de futbolun adaletli yönetimiyle ilgili bütün önlem ve tedbirleri almalıdır. Kendilerine de bu konuda çağrı yapıyoruz.”

Do Kwon’un Avukatları 7 Milyon Dolar Aldı

Do Kwon’un, Terra (LUNA) krizinden hemen önce avukatlarına 7 milyon dolar gönderdiği ortaya çıktı.

Do Kwon’un, Terra (LUNA) krizinden hemen önce avukatlarına 7 milyon dolar gönderdiği ortaya çıktı.

Kripto çöküşleri ve beraberinde gelen iflaslar ile ilgili hukuksal süreçler tüm hızıyla devam ediyor. Terra krizinin çöküşüyle kripto ekosisteminde 40 milyar dolara yakın bir para buharlaşmıştı. Bu konu üzerine harekete geçen savcılar, yeni gelişmeleri ortaya çıkardı.

Do Kwon’un tutuklandığı, 315 milyon dolarlık yasa dışı paranın tespit edildiği olaylarda yeni detaylar günyüzüne çıkıyor. Son olarak savcılar, Do Kwon‘un avukatlarının, Terra krizinden hemen önce 7 milyon dolar aldığını tespit etti.

Do Kwon, Hukuksal Süreçlerden Kurtulamıyor

Terra krizinin mimarlarından olan ve kripto ekosistemine ciddi boyutta zarar verdiği iddia edilen Do Kwon, Karadağ’da tutuklanmıştı. Bu tutuklamanın hemen ardından ABD ve Güney Kore tarafından iade talep edildi. Ancak henüz bu konu hakkında nihai bir karar verilmedi.

Hukuksal süreçleri başlatılan Do Kwon ile ilgili birçok detay ortaya çıkmaya başladı. Terra krizinin aktörlerinin 315 milyon dolarlık bir yasa dışı parayla ilgisi olduğu belirtilmişti. Bu paranın yaklaşık 69 milyon doları doğrudan Kwon ile ilişkiliydi.

Kwon davası ve Terra süreçleriyle ilgili bir başka detay daha gündeme geldi. Güney Koreli savcılar, Kwon’un, Terra ekosisteminin yaşadığı çöküşten hemen önce Güney Kore’nin önde gelen hukuk firmalarından Kim & Chang’a 7 milyon dolar gönderdiğini doğruladı.

Kwon’un hukuk firmasına milyonlarca dolar aktarması, savcılar tarafından kasıtlı bir hareket olarak değerlendirildi. Bunun üzerine savcılar, Kwon’un yaklaşan çöküşün farkında olduğunu ve beklenen yasal sorunları öngördüğünü iddia etti.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!